• Sonuç bulunamadı

Fikretin basılmamış bir kasidesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fikretin basılmamış bir kasidesi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S H tz lra a *AV_Î*

T a r i h K ö ş e l e r i n d e

tisi kasıllanış bir ki

Yazan : Midhat Cemal Kuntay

Yalnız basılmamış değil, ilk ve son kasidesi.

Her insan bir ön - kaderle doğar. Bir tek şey olmak, ve birçok şey ol­ mamak için doğmaktaki bu kat’iliği bazı hâdiseler, bazı tesadüfler ne ka­ d ar bozmak isterse istesin, bozamaz.

satırları Fikretin memur yaratılmadı ğım n vesikasıdır:

«Fikret merhum, ağabeyimle (İs­ mail Safa ile) derdleştikleri zaman Pahıâiifleki hizmet ve gayretini an ­ latır, kendisinin bol vâdlerle avutu­ larak mülâzemeten çalıştırıldığından

rağmen genç Fikret, tertemiz bir dev

İnsan var ki memur olarak doğmamış tır. Onu, hâdiseler redingotlara, sır­ m alara istediği kadar sarsın, memur yapamaz. Bazı insanlar da o derece memur olarak doğar ki, sokakta yü­ rürken bile bünyesinde memuriyeti vardır. Susarken yüzü muhasebecidir, konuşurken sesi müdürdür, dinlerken vücudu müsteşardır.

Fikret bunun tamamen zıddıdır. O, çok sevdiği Sultani mektebinin çok sevilmiş bir müdürü olduğu zaman bi le memur değildi Monografim yaz­ mak için dosyalarımdaki vesikaları okurken eski Babıâlinin Teşrifatı U- mumiye Nezaretinin «Mektebi Sulta­ ni Müdürü Tevfik Fikret Bey» i bay­ ram törenine çağıran şu kâğidı onun Azade yaradılışı karşısında bana bir istihza gibi göründü:

«Babıâli - Teşrifatı Umumiye Ne­ zareti,

«Bimennihi teâlâ işbu idi saidi ed- h â muayedei humayunu resmi aksi­ sinin Dolmabahçe sahüsarâyı hüm a­ yununda icrası iradei seniyei cenah-ı cıülûkâne muktezayı âlisinden bulun muş olduğu makamı celilı seöareti tızmâdan is’ar buyurulmuş olmakla Mektebi Sultam Müdürü Tevfik Fik­ ret Beyin yevmi mezkûrda saat beş­ te sarâyı âlii mezkûre azimet buyur­ malarım teşrifatı umumiye nazın teb İlğe m üsaraat eder. 8 Haziran 327.

Bibise: Büyük üniforma mea seyf «Rütbesi olmayan zevat için istanbu­ lin yani alaturka setre ve siyah p an- îalon ve beyaz boyunbağı»

Nişan: Nişanı âlî ve kordon.

İşbu verakai davetiyenin memurini teşrifatiyeye iraesi mercudur.»

Bu kâğıt şunu haykırıyordu: Tevfik Fikret Bey memurdur î Fakat buna rağmen Tevfik Fikret Bey memur de ğildi. Halbuki o, 6 defa memur oldu:

î. Eski Hariciye Nezareti istişare Gı­ dasına girerek 1888 de memur olmıya başladı.

2. Sonra Sedaret Mektubi kalemi mühimme şubesinde hulefadan ola­ rak memurluğu arttı.

3. Bir müddet sonra Hariciye oda­ sına tayin edilerek memurluk tarafı devam etti.

4- Daha sonra aynı istişare odasın­ da irâdei senlye muavin olarak büs­ bütün memur oldu.

5. Ticaret mektebinde Fransızca ve türkçe yazı hocalıklarına, ve sonra Mektebi Sultaninin üçüncü sınıfında türkçe muallimliğine müsabakayla ta

yin edilerek maarif memuru idi. 6. Nihayet 1908 Meşrutiyetinden sonra Galatasaray Sultanisi müdürü olarak büsbütün memur olmuştu.

Fakat bu 6 kalem memuriyetine rağmen hiç memur değildi. Memur ol mamak için doğmuştu. Ancak genç­ liğinde bunu belki kendi de bilmedi, ve kendisini «memur oldum» sandı.

Şair İsmail Safanın kardeşi Ali Kâ- mi’nin «Düşünce» mecmuasının fev­ kalâde nüshasında (S. 34) basılan şu

şikâyet ederdi »

Fikretin, haksızlıktan şikâyet ede­ cek kadar toy olması, memur doğma ması demekti. Memur olarak yaratıl- saydı, haksızlık onun için bir sürpriz olmazdı: ve memur olarak yaratılsay dı, lûtuflara karşı sahici teşekkürlere sıra gelmesini temin için, bol ve boş vâdlere karşı sahte sahte m innettar­ lıklar göstererek velinimetler ve h a ­ miler kazanırdı.

Halbuki o, bir memur gibi haksız­ lıkları tabiî görmüyor, bir insan gibi küsüyordu.

Fakat, tekrar ettiğim gibi, büyük şair, gençliğinin ilk yıllarında kendi­ ni memur sanıyor, ve akrabasından Sedaret Müsteşarı Tevfik Paşadan gördüğü himayeyi, devam edeceğini sandığı memurluk hayatının güzel bir başlangıcı zannediyor, ve kendisinin olmıyan bu ârizi, bu muvakkat heye­ canla, Tevfik Paşaya kaside yazıyor­ du.

Uçlarını kırmızı kordelâlann fiyon- kolariyle bağladığı beş parlak kartona inci gibi yazısiyle Fikretin beyaza çek j t iği bu kaside ün fotoğrafla alınmış faksimilesi dosyamdadır) öyle sanı­ yorum ki, onun hayat boyunca ilk ve son söylediği kasidedir.

Terkibi bend şeklinde yazdan bu ka Ş gidenin ilk parçasında Fikret, Tevfik Paşaya Vezarefc rütbesi verdiği için Abdülhamidi övüyordu:

Bârekellâh zehî rıız-ı meserret-bahşâ KI sanır seyr eden feiâlini bir id-i sefâ Diye Tevfik Paşanın vezir olduğu günü bir bayram günü diye yazdık­ ta n sonra, bu bayramın .sahibi olan Sultan Hamidi şu mısralarla takdir ediyordu:

let adamı olan Tevfik Paşayı vezir yaptığından dolayı Abdülhamidi be­ ğendiğini söylemekten de geri durmu yordu:

Böyle tevcihe denir işte vecih-ü şayan; Böyle taltife denir işte cedîr-ü mebrûr. Güher-1 pâki hünerdir koyabilmek yerine; Başkadır ehline, erbabına tefvîz-î umûr. Ehl-ü erbabını taltif ile, tekrîm ile­ dir Ki, olur bunca eser, bunca terakki

t manzûr.

Ederek hep şu büyük hikmete vakf-i iın’an, Bezi-i a ’tâf ediyor ehline sultan-ı cihan. Son mısradaki «ediyor», biraz da «etmelidir» demekti. Herhalde, Fikret Tevfik Paşa yerine, o devrin pis dev­ let adamlarından birine verilen veza- ret için böyle bir kaside yazmazdı; ve, Tevfik Paşaya bu kasideyi yazma­ sının sebebi akrabasından olan bu Paşadan gördüğü iyilik olmakla be­ raber, Tevfik Paşanın yerinde bir başkası bulunup akrabası olsa, ve on­ dan lütuf görse bile hakkında böyle bir kaside söylemezdi.

Çünkü zaten öyle bir adamın lût- funu kabul etmezdi, ve böyle bir şük­ ran şiirine maddeten de sebep ve im kân kalmazdı.

Okuyor müjde bu mirsa’ ile peyk-i devlet; Erdi tevfik,vezir oldu veliyyhıimet. Dediği Tevfik Paşanın doğruluğu­ nu, çalışkanlığını, iyiliğini, kasidesi­ nin son beytinde şu mısralarla saya­ rak, şekliyle bir kaside olan şiirini ma hiyelile bir tarih sayfası derecesine çıkarır:

Pertev-i atıfeti Padişeh-i devrânın tem a - bahşây-i uyun oldu yine

mihr-âsâ. O şehinşâh-I kadirdan-ı kader - is­ tiklâl Bir İnayetle buyurdu yine ilâ.iye kemal. Kasidenin ikinci beytinde Tevfik Paşaya gönderilen vezaret menşuru­ nun turasını Anka kuşunun kanadı­ na, satırlarım Cennet hurilerinin kir piklerine benzetiyordu:

Öyle menşur ki her yüzden eder neşr-i füyûz: Hat-ı zerrini rnh-ı şâhid-i m ânâ­

daki nur; Bâl-i ankay-ı seâdet ona tugrâ-yı Celâl; Müje-î hür ona pîrâyiş-i zibâ-yı sutûr. Fakat âtinin âsi şairi bu medih ka­ sidesinde bile vardı: Manzumesinin ¡şekli yalana ve mübalâğaya çok mü- ' tehammil olan kaside şekli olmasına

Ey kerem-perver-i âlî uazar-ı adl-âyîn;

(2)

Fi vretin basılm am ış

bir kasH esi

(Baştarafı 5 lnrl sayfRi'*)

M üsteşarı şcıef-ârâste, düstûr-ı güaiuj İstikamet gibi, gayret gibi yüzlere* sıfâi Zât-i sâmî-i rezirâneni eyler tezyin. Garezim arz-ı nbııdiyyete yol bul-makdır, Yoksa pürgülugu bir vech İle etmem tatısin; Ömrüne, devletine hayr duada* başka Yokdırr allâh bilir bir emel-i halb-1 hazin Hanedanınla yasa, bin yaşa mesû-

, dâne,

Rüzgârın olarak şerr-ü hatâsında» emini İzz-iı şan ın hele günden güne müz-dâd oisnn; Düşmanın yokdur, eğer vâr ist

berbâd olsun 6 Rebiülevvel 1311

4 Eylül 1309 Bende! acz-refik

Mehmed Tcvfik Henüz Fikret olmadığı tarihte yaz­ lığı bu manzumede bile Mehmet Tev- !ik Bey, müstakbel Tevfik Fikret’in is «nasınd an emarelere benzeyen ses- erle bu kasideyi Paşadan bir lütuf 'örmek İçin yazmadığını söyler. Ve, ¡avallı şair, medih kasidelerini bil* ıamaset şiirlerinin edasiyle yazması- ıa rağmen kendisini memur sanırı re memurin mesleğinde ilerlîyeceğînl imar.

Gençlik!

Midhat Cemal K U N T A Y

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Somyada kımıltısız yatan ka­ fa ninenindi: «Padişahımız ikin di divanından sonra Belgrad’a dönmüştü. Odanın içinde bir boydan öbür boya konsol denli

Dolayısıyla ana çekirdekte ve ikincil çekirdek- te bir sızıntı olsa bile, binanın basıncı dış basınçtan daha düşük olduğu için hava sadece içeri sızar, dışa-

10 Temmuz 1992 günü ölümlü dünyadan göçen ünlü ya­ zın ve sanat adamı Cevdet Kudret’le ilgili olan ve bizi elli beş yıl öncelere götüren kimi anılarımızı, eski

Preoperatif ve postoperatif trombosit agregasyonu epinefrin testi için grafik Preoperatif dönemdeki ristosetin ile yapılan agregasyon testi sonuçlarında gruplar arasında anlamlı

Grafik incelendiğinde maksimum güç değerinde 60 km/h hızda Benzin yakıt modunda çalışma durumunda LPG yakıt modu hidrokarbon (HC) emisyon değerine göre %

Çalışma sonucunda, (1) öğretmenlerinin okul müdürlerine güvenmelerinin; öğretmenlerin okul müdürünün, yeterli, etik davranan ve öğretmene destek davranışı

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi Büşra GÖNENÇ SOLSUN‟un “Aksaray Üniversitesi

[r]