• Sonuç bulunamadı

Çukurova (Kadirli-Kozan) Ninnileri Üzerine Bazı Düşünceler Esma Şimşek

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çukurova (Kadirli-Kozan) Ninnileri Üzerine Bazı Düşünceler Esma Şimşek"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÇUKUROVA (KADİRLİ-KOZAN) NİNNİLERİ ÜZERİNE BAZI

DÜŞÜNCELER

E sm a Ş İM Ş E K *

Divân-ü Lügat'it Türk'te: "balu balu" şeklinde ifade edilen ninni kelimesi, bütün Türk dünyasında bilinm ekte vc büyük ölçüde, hanımlar tarafından söylen­ mektedir. Daha çok. ağlayan çoğunu susturmak, avut­ mak veya uyutmak için yapılan bu işi, birinci derecede anneler, daha sonra da yakın akrabalar (büyükanneler, ablalar, teyzeler, halalar, vs.) üzerlerine almaktadırlar.

Ninnileri: "ağlayan çocuğu susturmak veya uyul­ mak için, hanımlar tarafında, husûsi bir ııağmc ile söylenen ve sonunda, klişe sözler (IZeee...Uyu yav­ rum uyu. Ninni yavrum ninni, hu hu ha. . . vs.) bulunan: bazaıı bir. bazen de daha fazla bent/dörtlüklerden meydana gelen manzumeler, "olarak tarif edebiliriz.

Ninni söylem e geleneği, her bölgede olduğu gibi, kadirli vc çevresinde de. geçm işten günümüze kadar, canlılığını koruyabilmiştir. Çocuğunu uyutmak veya avut­ mak isteyen anne (diğer yakınları da olabilir), bazcıı dc sevm ek için, ona, çeşitli nağmelerle ninniler söyler. Ninni söylenirken, çocuğun, illâ da beşiğinde yatması şart değildir. Çocuğu bazen kucakta, bazen dc dizine alıp sallayarak söyleyebilir, bu arada, eğer başka bir işle daha meşgul oluyorsa, çocuk; sııta da alınabilir (hopuııa almak).

Ninniye'alışan çocuk, artık kolay kolay ninnistz

uyumaz. A nne, ninni söylem eye başlayınca o. ağlıyorsa sesini keser, uyuyacaksa yavaş yavaş, o güzel nağm elerle birlikte, uyku âlem ine süzülür.

Ougiinc kadar, ninniler üzerine çeşitli tasnifler yapılmıştır. Biz. bunları tekrarlama yerine, derlem e metinlerim izden hareketle, bazı hususlar üzerinde dur­ mak istiyoruz. Burada ninnilerin şekil özelliklerini belir­ tirken; 1988 yılının A ğustos ayında. Adana'nın Kadirli ve Kozan ilçelerine bağlı bazı köylerinden derlediğimiz m etinleri dc örnek olarak vereceğiz:

1. Ninniler, umumiyetle, hece ölçüsüyle veya ölçüsüz olarak söylenirler. Bunlar, daha çok mani şek­ linde kafiyelidirler.

Bağçaya gurdum salıncak, Eline (d c ) verdim oyuncak. Oyuncakla oynarkaıı.

Uyuya (da) galm ış yavrucak (1).

G örüldüğü gibi, bazı farlılıklan bir tarafa bırakacak olursak, yukarıdaki ninni, 8 hcceli olup, aaxa şeklinde kafiyclcnmişlir. Y a n i,' sersest olmayıp, bir kurala bağlıdır.

2. Ninnilerin bir kısmı, dörder mısradan meydana gelir ve son mısrada, klişe sözler yer alır. Bunlar: mani, mesnevi vc koşma şeklinde kafiyeli olabilirler.

Fırat Üniversitesi Fen Ed. Fakültesi Türk D ili vc Edebiyatı Bölüm ü Araştırma Görevlisi.

edebiyat son bulmuş yerine Cumhuriyetle birlikte batı edebiyat geleneğine dayalı yeni bir edebiyat kurulmuş, nazım ve nesir sahasında pek çok eserle bu edebiyat taklidin ötesinde yaratıcılığa sahip olarak devam etm ek ­ tedir. Bu edebiyatların yanında m illî gelen eğe dayalı olduğu bütün araştırıcı la rca kabul edilen vc m il­ letimizin büyük bir bölüm ünce sevilerek yaşatılan edebiyat mahsulleri "Halk Edebiyatı" adı ile anılmıştır. Pek az terim şunıulü içine giren unsurların tamamını ifade edebilmiştir, ancak çok kere yalnış vc eksik dahi olsalar yaygınlaşmış olmaları sebebi ile kullanılmaya devam edilmişlerdir. Eski bir tarihe, köklü bir geleneğe sahip kendi içinde müstakil incclcnccck bir çok bölümü olan "Türk Halk Edebiyatı" terimini bazı araştırıcılar gibi biz de m illî edebiyat geleneğinin tamamına şamil ediyoruz.

Yukarıda izah ettiğimiz scbcblcrc dayanarak millî

18

edebiyat geleneğine dayalı bütün ed eb î mahsûlleri "Türk Halk edebiyatı" terimi ile anmayı şimdilik biz de uygun görüyoruz. Halk edebiyatını ana hatları ile üçe ayırmanın doğru olacağı kanalindeyiz. 1. Anonim Halk Edebiyatı. 2. Âşık Edebiyatı. 3. T ekke Edebiyatı, bu edebiyat kendi içinde bir çok tarikat edebiyatlarına ayrılmakladır.

M illî edebiyat geleneğinin bugün dc yaşamağa ve yaratmağa devanı eden yegane bölümü Â şık Edebiyatıdır. Anonim m ahsûller halâ halk arasında söylenip dinlenm ekte ise dc fıkra türü dışında yenileri yaıatılmamaktadır. T ekke edebiyatı, tekkelerin kapanışı ile yeni yaratmalara so n verm iş gibidir, âşık Edebiyatı ise başlangıcından bugüne kadar bazı gelişm e vc değişm eler içinde m edenî a '- 'l e r d e n de (radyo, televizyon, pliik. kaset, basın vc yayın organları) yarar­ lanarak yeni b ir klâsik d r .ir yaşamaktadır.

(2)

Nenni oğlum uyu diye, Ağlama bebek ağlama. Seni vermem kediye, Üç gün galdı bayrama, Odun çıktı onyediye, Baban davul alacak, Nenni oğlum nenni (2). Dombul dombul çalacak(3).

Nen çalarım, nennin gelsin, Ala göze uyku gelsin, Benim uyku senin olsun, Nen bebeğim nen.

Nen çalarım eşiğine, Gül takarım beşiğine,

Anan baban g urban olsun Gözlerinin ışığına.

Dandini dandini dastana. Danalar girmiş bostana, Sür bostancı danayı, Yemesin lahanayı

Nenni bebek nenni (4). Dandini dandini dastana,

Danalar girmiş bostana, Goyma garı geçini, Şimdi yolarım saçını Eeee yavrum eeee. . .

Nenni dedim uyutamadım, Nen çalıp da büyütemedim, Gocaman da olur inşallah, Tıpış tıpış yürür maşşallah (5).

B u, d ö rtlü m ısra la rd a n m eydana gelm iş ö rn e k ­ le rd e , değişik kafiye ş e m a la n ile karşılaşm aktayız. İlk d ö rtlü k , koşm anın a ra h an e le rin e (aaab -cccb ) b e n ­ zerk en , d iğ erleri de, tıpkı m esnevilerde o ld u ğ u gibi (aa- b b ) şe k lin d e kafiyelenm iştir.

3. Ü ç m ısralı n in n ile rd e ise, ilk iki m ısra, yine m esn ev ile rd e olduğu gibi, kendi a ra sın d a kafiyeli olup, üçüncü m ısra la r n a k a ra ttır. K anaatim izce, bu m ısralar, m üstakil b ir ninni o lm a k ta n ziyade, an n en in ; konuyla il­ gili o la ra k bildiği çeşitli m ısraları, peşp eşe sıralam asın d an m eydana gelm iştir.

Nen çalarım eşiğine, Gül döşerim beşiğine, Nenni yatfum nenni.

Deveyi deveye gattım, Yularını üsdüne atdım, Nenni bebeğim nenni,

Nen çalar da uyuturum, Ben bu bebeği büyütürüm, Nenni yavrum nenni (6).

Deve, deveyi güder mi? Deve, sarp yola gider mİ? Nenni bebeğim nenni.

Nen çalar da uyuturum, Yaylalarda büyütürüm, Uğrun uğrun sevinirim, Nen bebeğim nen.

Bağçaya gurdum salıncak Eline verdim oyuncak, Uyuyup da uyanacak, Nen bebeğim nen. (8).

Takda gurdum, ekmek açdım, Unu eledim,

Çocuk uyanınca şaşdım, Ben Hak'dan dilek diledim, Yanan odundan vazgeçdim, Takda beşiğe beledim, Nenni oğlum nenni. Nenni oğlum nenni..

Nen çalarsam uyur mu ola, Gölgelerde büyür mü ola, Eller bana güler mi ola, Nenni oğlum nenni.

Akşam olur, tavuk düner, Gomşular hep bizi gınar, Sacın altı boşa yanar,

Nenni oğlum nenni.

Anaçdan gelen gartal, Gara guşun soyaları, Ganadı yeri darlar, Çan çalıyor develeri, Nenni bebeğim nenni. Nenni bebeğim nenni (7).

4. Bazı n in n ile r ise, üç veya d a h a fazla d ö rtlü k te n m eydana gelm iş o lu p koşm a veya tü rk ü ş e k ­ lin d e kafiyelidirler. Ö rn e k te vereceğim iz h e r iki ninni de, aaaN -bbbN -cccN şe k lin d e b ir kafiye şem asın a sa h ip ­ tir. Y alnız, birinci n inninin, ikinci d ö rtlü ğ ü n d e , bu şek lin b o zu ld u ğ u n u görm ekteyiz. B u aksaklık, söyleyicinin, araya, b aşk a b ir d ö rtlü k sık ıştırm asın d an m eydana gelm iş olabilir.

Millî Folklor

Gelir yanına oturur, Bizim işi kim bitirir, Babası şeker getirir, Nenni oğlum nenni. (9).

İkinci ö rn eğ in b e n z e r şeklini, aynı zam ada, ağıl ve efsan e (ta ş b eb e k ) m etin leri a ra sın d a d a g örm em iz m ü m k ü n d ü r.

5. Y u k arıd a verdiğim iz ö rn e k m etin lerd e g ö rü ld ü ğ ü gibi, n in n ile r d e, d ah a çok y a n m ve tam kafiyeye, az da olsa kafiyesiz m ısralara rastla n m a k ta d ır.

Notlar:

Ninnileri tesbit ettiğimiz kaynak şahıslar: a) Adı, soyadı, b) Yaşı, c) Doğum yeri, ç) Mesleği, d) Tahsili şeklin­ deki, sıraya uygun olarak veriyoruz.

1 Fatma Kurmuş, 70, Karahamzalı (Kozan), ev hanımı, okuma yazması yok.

2 Ganimet Kocatürk, 55, Yazıboyu (Kadirli), ev hanımı, okuma yazması yok.

3 Emine Seğmen, 65, Karahamzalı (Kozan), ey hanımı, okuma yazması yok.

4 Selbi Diyaroğlu, 43, Kadirli, terzi, ilkokul mezunu, 5 Ayşe Tozcu, 35, Köseli (Kadirli), ev hanımı, ilkokul mezunu

6 Zeynep Akdeniz,65,Kadirli,ev hanımı,okuma yazması yok. 7 Emine Kadıoğlu,58,Kadirli, ev hanımı, okuma yazması yok. 8 Zeynep Akdeniz, 9 Emine Seğmen, . . . .

Referanslar

Benzer Belgeler

Çünkü Mimarlar Odası'nın dava dayanağını oluşturan "Türkiye Cumhuriyeti yasaları" , Kadir Topbaş'ın ve belediye meclisinin imar yetkilerini "keyfi" değil,

Alt ı yıldır süren tartışmalar sonucunda gelen karar uyarınca bundan böyle market raflarında klonlanmış domuz, sığır ve keçilerden elde edilen g ıda

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

İstanbul'da yaşayan Tokatlılar, Yeşilırmak Tozanlı çayı üzerinde yapılmak istenen 5 HES projesine karşı Taksim'de yürüyü ş düzenledi.Yeşilırmak Tozanlı

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

1963 - 1967 yılları arasında, Lise, Lefkoşa Türk Kız Lisesi için yapılmış olan şimdiki binasında eğitim yaptıktan sonra, 1967 yılında tekrar kendi

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Okmeydanı'ndaki kentsel dönüşüm için kendisini güvenceye almak isteyen mahalleli "protokol" talebini Büyükşehir Belediyesi'ne teslim etti.Yakla şık 150