• Sonuç bulunamadı

Üniversite-Sanayi İşbirliği Üzerine Değerlendirmeler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üniversite-Sanayi İşbirliği Üzerine Değerlendirmeler"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤i Üzerine De¤erlendirmeler

Assessments on university-industry cooperation

Emrah Cengiz

‹stanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Dekan, ‹stanbul

Ü

Ü

niversiteler ile sanayinin iflbirli¤i yapmas› yönündeki beklentiler çok uzun zamand›r dile getirilmektedir. Kamu erkinin, toplumun ve ifl dünyas›n›n büyük bir bölümünde üniversitelerimizin sanayiden kopuk oldu¤u, sadece kendi görev tan›mlar› içerisinde e¤itim ve ö¤retim faaliyetleri yürüten kurumlar olarak alg›land›¤›n› söylemek yanl›fl olmaya-cakt›r. Üniversitelere bu türden yap›lan elefltirilere karfl›n üni-versiteleri de dinlemek gerekir. Özellikle kar amac› gütmeyen kurulufllar olan üniversitelerin kar odakl› sanayi iflletmeleri ile ortak hareket etmesi kabul edilmemektedir (ciddi elefltiri konu-su olmaktad›r). Bugüne kadar her ikisi de ayr› fonksiyonlar› ye-rine getiren organlar gibi çal›flm›fl ve bundan sonra da böyle de-vam etmeleri gerekmektedir.

Bu farkl› fikirler varl›¤›n› sürdürmekle beraber her alanda oldu¤u gibi yüksekö¤retimde de yaflanan uluslararas›laflma, tek-nolojik geliflmeler, bilgiye eriflimde yaflanan devrimsel

geliflme-ler yerleflik paradigmalar›n geçerlili¤inin sorgulanmas› ve iflbir-li¤i alanlar›n›n araflt›r›lmas› yönünde ciddi bir fark›ndal›k yarat-m›flt›r. Dünyan›n sayg›n, tan›nan ve tercih edilen üniversiteleri aras›nda olabilmek için akademik faaliyetlerin e¤itim-ö¤retim ba¤lam›ndaki belirleyicili¤i ve etkinli¤i de¤iflmifltir. En iyi aka-demik kadrolar› ve ö¤rencileri kendine çeken üniversite olabil-mek için e¤itim-ö¤retimin yan› s›ra araflt›rma ve uygulama ya-pan, topluma yol gösteren üniversite olman›n mecburiyeti (önemi) anlafl›lm›flt›r.

Toplumun bilgi ihtiyac›n›n karfl›lanmas›nda en üst kurum olan üniversiteler, sanayi ile yapt›klar› iflbirlikleri sayesinde oluflturduklar› ç›kt›lar ile somut olarak da topluma farkl› bir bi-çimde dokunmaya bafllam›fllard›r. Üniversitelerin ç›kt›lar›, günlük yaflam›n her alan›na girmifltir. Topluma yarar sa¤layan çeflitli projelerin gelifltirilmesinde sanayi ile ortak çal›flmalar yü-rüten üniversiteler, yapt›klar› Ar-Ge çal›flmalar› sonucu ald›kla-Ça¤›m›zda üniversitelerin toplum refah› ile olan iliflkisi, yerine getirmifl

olduklar› e¤itim ve ö¤retim faaliyeti s›n›rlar›n› çoktan aflm›fl durumdad›r. Yenili¤in yarat›lmas› sürecinde üniversitelerin üstlenmifl olduklar› rolün, üniversite-sanayi iflbirli¤i çerçevesinde ele ald›¤› bu çal›flmada, temel bi-limsel araflt›rmalar ve Ar-Ge yoluyla özel sektörün giremeyece¤i alanlar-da önemli projelere imza atan üniversitelerin, sanayi ile yapm›fl oldu¤u ifl-birlikleri neticesinde toplumun geliflimine katk›da bulundu¤u ortaya kon-maktad›r. Topluma bilimsel alanda öncülük yapan üniversiteler, bu güç-lerini patent, lisans gibi ürün ve hizmetlere dönüfltürerek topluma ve sa-nayinin geliflimine de büyük destek olmaktad›r.

Anahtar sözcükler: Yüksekö¤retim, üniversite-sanayi iflbirli¤i, giriflimci üniversite.

In this contemporary age, the link between the universities and the wel-fare of the societies has exceeded the limits of education and teaching activities that universities perform. By research and development projects universities lead the way in areas that private sector can not penetrate and contribute to development of the industry and society with the coopera-tion they make with the industry. Universities, which are scientific lead-ers of the society, turn this power into services and products such as patents and licenses therefore support the development of the society and industry.

Keywords:Higher education, university-industry cooperation, entrepre-neur university.

‹letiflim / Correspondence: Prof. Dr. Emrah Cengiz Dekan, ‹stanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fak., ‹flletme Bölümü, Üretim Yönetimi ve Pazarlama ABD, ‹stanbul e-posta: ecengiz@istanbul.edu.tr

Yüksekö¤retim Dergisi 2014;4(1):1-8. © 2014 Deomed

Gelifl tarihi / Received: Mart / March 5, 2014; Kabul tarihi / Accepted: Nisan / April 22, 2014

Özet Abstract

(2)

r› patentler ile yüksek ö¤retimde rekabeti farkl› bir platforma tafl›m›fllard›r. Dünyan›n en iyi üniversitelerinin belirlenmesin-de bilimsel yay›n kadar önemli olan; patent, faydal› mobelirlenmesin-del, li-sans gibi bilginin ürün ve hizmetlere dönüflünün sa¤land›¤› bu çal›flmalar üniversitelerin s›ralanmas›nda yeni bir kriter olarak de¤erlendirilmeye bafllam›flt›r. Yaflanan bu geliflmelerin üniver-siteler, sanayi ve genel olarak toplum üzerindeki sonuç ve etki-leri önümüzdeki günlerde daha görünür biçimde ortaya ç›ka-cakt›r. Bir arada çal›flmadan do¤an sinerjinin bütün kesimlere olan faydas›n›n çok daha fazla oldu¤unu söylemek için ise gele-ce¤i beklemeye gerek yoktur.

Üniversiteyi Tan›mlamak:

Geçmiflten Günümüze Üniversite Anlay›fl›

Bir Çin atasözü flöyle der: “E¤er bir y›l ötesini planl›yorsa-n›z hububat ekin, e¤er on y›l ötesini planl›yorsaplanl›yorsa-n›z a¤aç dikin, e¤er bin y›l ötesini planl›yorsan›z insan yetifltirin.”

Üniversiteler Hangi ‹htiyaç Nedeniyle Ortaya Ç›km›flt›r?

Bundan 10 yüzy›l önce, bir grup ö¤renci kendilerine hukuk e¤itimi verecek ve kendilerini yetifltirecek bir hoca sa¤layabil-mek için bir tür lonca oluflturmufllard›r. Bu loncaya Latince’de korporasyon anlam›na gelen “Universitas” ad› verilmifltir (Hirsch, 1950). Onbirinci yüzy›l sonlar›nda bu teflebbüs sonu-cu kurulan Bologna Üniversitesi’ni takiben 12. yüzy›lda, Tos-cana ve Roma’da benzer ö¤retim kurumlar› aç›lm›fl ve Avru-pa’n›n çeflitli bölgelerinden buralara ö¤renci ve ö¤retim üyele-ri gelerek e¤itim alm›fllard›r. Böylece üniversiteler, felsefi tar-t›flma ortam›nda ak›l sürecini duygusal sürecin önüne alarak ki-flilerin olaylar› görerek ve tart›flarak fark›na var›labilirli¤ini sa¤-layan ortamlar olarak çal›flmaya bafllam›flt›r (Ankara Üniversi-tesi, 2014).

Ortaça¤’dan beri ço¤u çevre, üniversiteleri, geleneksel ola-rak yüksekö¤retim merkezi olaola-rak gördü, daha sonra buna arafl-t›rma fonksiyonu da eklenmifltir. Oysa günümüzde üniversite-ler bunun ötesine geçmeyi baflarm›fllard›r. Yüksekö¤retim ku-rumlar› bilimsel bilgi üretimi, yeni teknolojilerin üretilmesi ve yeni ifl imkanlar›n›n yarat›lmas›nda büyük roller üstlenmekte-dir. Üniversiteler; topluma, ekonomiye, toplumun refah düze-yi ve yaflam kalitesine; ekonomik, sosyal ve kültürel aç›dan ol-dukça genifl çerçevede katk›da bulunmaktad›r (Charles, 2003; Rosan, 2006).

Üniversiteyi Nas›l Tan›mlayabiliriz?

Üniversiteler kültür ve e¤itimin, özgür düflüncenin kaynak-land›¤› ve olufltu¤u, gerekti¤inde her düflüncenin serbest bir fle-kilde ifade edilebildi¤i kurumlard›r. Tarihi geliflim içinde

üni-versitenin temel amac› kültürü gelifltirmek ve yaymak olmufl-tur. Zamanla bu amaca farkl› meslekler için gerekli olan teknik bilgileri sa¤lamak da eklenmifl ve nitelikli insan gücü yetifltiren kurumlar olarak da tan›mlanmaya bafllam›flt›r (Versan, 1989).

Üniversitelerin bu fonksiyonlar›, e¤itim filozofu Gasset (1998) taraf›ndan, bilimsel araflt›rma, meslek e¤itimi ve kültür aktar›m› fleklinde özetlenmifltir. Bu perspektife göre, toplumsal refah›n geliflmesi, bilimsel ve teknolojik çal›flma imkânlar›ndan etkin bir flekilde faydalan›lmas› yoluyla gerçeklefltirilebilecektir. Dolay›s›yla üniversiteler, kurulduklar› kentin, ülkenin, hatta dünyan›n geliflimine ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda önemli katk› vermektedir. Buradan hareketle; üniversitelerin günümüzdeki asli görevi; e¤itim, araflt›rma ve toplumsal hizmet sa¤lamak fleklinde belirtilmeye bafllanm›flt›r.

Daha önce belirtildi¤i gibi ilk üniversitenin ortaya ç›kt›¤› Ortaça¤’dan, 19. yüzy›la kadar üniversitelerin ana görevinin “e¤itim” oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Özellikle sanayi devrimiyle birlikte birinci akademik devrim olarak adland›r›lan, e¤itim ya-n›nda araflt›rma çal›flmalar›n›n da üniversitelerde ana görevler-den biri haline geldi¤i görülmektedir (Leydesdorff, L. and H. Etzkowitz, 2001’den aktaran Kiper, 2010). Uygulamal› ve sa-nayi odakl› araflt›rmalar ise ikinci akademik devrim olarak nite-lenmektedir. Buna ba¤l› olarak da üniversite-sanayi iflbirli¤in-den bahsedilmeye baflland›¤› görülmektedir. Bu dönemde üni-versitelerin, sanayi ile yapm›fl olduklar› ortak çal›flmalar›n ne-ticesinde pek çok projenin üretildi¤i, sanayiye önemli destek-ler verdi¤i ve destekdestek-ler ald›¤› görülmektedir. Üçüncü akade-mik devrim ise Giriflimci üniversiteler’dir (U¤ur, 2003). Bunlara, toplum için e¤itim, araflt›rma-gelifltirme ve uygulama d›fl›nda; sanayiye ve topluma, bilimsel ve teknolojik olarak öncülük ya-pan üniversiteler denilebilmektedir.

Toplumsal Geliflim ve Üniversite Anlay›fl›

Sosyo-ekonomik geliflme sürecinde toplumlar; ilkel toplum-dan tar›m toplumuna, tar›m toplumuntoplum-dan sanayi toplumuna, günümüzde ise sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçifl flek-linde farkl› geliflme aflamalar› geçirmifltir. Bu geliflme sürecinde insanl›k tarihinde iz b›rakan aflamalardan; birincisi, insanlar› il-kel yaflamdan topra¤a ve yerleflik düzene ba¤layan tar›m toplu-muna geçifl, ikincisi, tar›m toplumundan kitlesel üretimin, tüke-timin ve e¤itüke-timin önemli oldu¤u sanayi toplumuna geçifl, üçün-cüsü ise kitlesel refah›n, bilginin ve nitelikli insan sermayesinin önem kazand›¤› bilgi toplumuna geçifltir (Aktan ve Tunç, 1998). Tar›m toplumu, tar›m devrimi sonuncu oluflan yeni bir top-lumsal yap›d›r. Kara sabanla beraber ilk kez tar›m yap›lmaya bafllanmas› toplumsal yaflamda sosyal ve ekonomik dönüflümler yaflanmas›na neden olmufltur. Bu yap›sal dönüflüm, insan toplu-luklar›n›n toplay›c›l›k ve avc›l›ktan tar›msal üretime ve göçebe-likten yerleflik düzene geçifllerini temsil etmektedir. Bu

(3)

dönü-flüm insanl›k tarihinde en önemli dönüm noktalar›ndan biridir. ‹nsanl›k, bafllang›c›ndan o güne kadar süren toplay›c›l›k ve avc›-l›k düzeninden, ihtiyaçlar›n› karfl›lamak için yaflad›¤› çevreyi ak-tif olarak de¤ifltiren bir düzene geçmifltir. Temel üretim etkeni Toprak’t›r. Tar›m toplumunda insanlar iflleri yapma yoluyla de-neyim kazan›rlar. Kazan›lan dede-neyim bilgiye dönüflür. Bir baflka ifade ile bilgi, kazan›lan deneyimden gelmektedir. Bu deneyim ve bilgi ustadan ç›ra¤a aktar›lmaktad›r. Ç›rak ustan›n yan›nda yetiflerek, mesleki deneyim ve bilgi kazan›r. Herkesin bilgiye ulaflmas› mümkün olmad›¤›ndan, e¤itim seçkinlerle s›n›rl› kal-maktad›r.

Sanayi toplumu (modern toplum) buharl› makinenin icad› ile bafllar (1750). Tar›m toplumunun milattan önce 6000’lerde bafllad›¤›n› düflünecek olursak, sanayi toplumuna geçilmesinin çok daha az zamanda baflar›ld›¤› anlafl›lmaktad›r. Yeni dönü-flüm sadece bin y›llarla ifade edilen bir dönüdönü-flümdür. Sanayi toplumu da sanayi devrimi sonucu oluflan yeni bir toplumsal yap›d›r. Buhar makinesinin üretimde kullan›lmaya bafllanmas›, kas gücü ve emek yo¤un üretimin yerini almas›; seri üretimin do¤mas›na neden olmufltur. Toprak, üretimde tar›m toplu-mundaki kadar olmasa da, görece olarak önemini korumakla beraber yerini fiziki sermayeye b›rakm›flt›r.

‹flbölümüne dayal› üretimde uzmanlaflma ile birlikte, verim-lilik inan›lmaz bir h›zla artm›flt›r. Sanayi toplumunda gerçek ve-rimlilik patlamas› ise, bilginin ifle uygulanmas› ile 1880'lerden sonra bafllam›flt›r. Bilgi art›k aletlere, süreçlere ve ürünlere uy-gulanmaya bafllanm›flt›r. Bilginin ifle uygulanmas› ile akan bant bafl›nda çal›flan iflçilerin verimlerinde büyük art›fl sa¤lanm›flt›r (http://www.ekodialog.com). Sanayide; emek yo¤un üretimden teknoloji yo¤un üretime geçilmifltir (Berber, 2007).

Bilgi toplumu 1950’li y›llarda bilgisayar›n bulunufluyla bafl-lar. ‹nsanl›¤›n sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçifli ise sadece yüz y›llarla ifade edilen bir dönüflümdür. Bilgi toplumu; yeni temel teknolojilerin geliflimiyle; bilgi sektörünün, bilgi üretiminin, bilgi sermayesinin ve nitelikli insan faktörünün önem kazand›¤›, e¤itimin süreklili¤inin ön plana ç›kt›¤›, ileti-flim teknolojileri, bilgi otoyollar›, elektronik ticaret gibi yeni geliflmeler ile toplumu ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal aç›-dan sanayi toplumunun ötesine tafl›yan bir geliflme aflamas› ola-rak tan›mlanabilecektir. Bilgi toplumunda maddi mallar›n üre-timi yerine bilginin üreüre-timi ön plana ç›kmaktad›r (Aktan ve Tunç, 1998). Kitle e¤itimi (zorunlu), yaflam boyu e¤itim (zo-runlu) gibi yaklafl›mlar temel e¤itim felsefesini oluflturmakta-d›r. Temel üretim etkeni: Bilgi’dir. Bu ça¤›, ünlü yönetim da-n›flman› Thomas A. Stewart’›n flu sözleri çok iyi anlatmaktad›r: “‹çinde yaflad›¤›m›z yeniça¤da, zenginlik bilginin ürünüdür. Bilgi, ekonominin bafll›ca hammaddeleri ve en önemli ürünleri haline gel-mifl bulunmaktad›r. Günümüzde zenginlik yaratmak için gerek du-yulan sermaye varl›klar›; arazi, bedensel emek, imalat aletleri ve

fabrikalar de¤ildir. Bunlar›n yerini bilgi alm›fl durumdad›r.” En-düstri sonras› toplum, enformasyon ça¤› ve modernlik sonras› ça¤ olarak da adland›r›lan bu ça¤, “bilgi toplumu” ça¤›d›r ve te-meli “bilgi”dir ve bilginin üretilmesiyle beraber sanayi toplu-mundaki fiziki sermayenin yerini “bilgi” alm›flt›r.

Sanayi toplumundaki maddi sermayenin yerini bilgi toplu-munda bilgi ve insan sermayesi; sanayi toplutoplu-mundaki kol gücü-nün yerini, bilgi toplumunda beyin gücü almakta; sanayi toplu-munda fiziksel ve düflünsel anlamda insan sermayesinin üretime kat›l›m›n›n yerini, bilgi toplumunda düflünsel anlamda, yükse-kö¤renim görmüfl nitelikli insan sermayesinin üretime kat›l›m› almaktad›r. Sanayi toplumundaki genel e¤itimin yerini ise bilgi toplumunda e¤itimin bireyselleflmesi ve süreklili¤i almaktad›r. Sanayi toplumunda; birincil, ikincil ve üçüncül endüstriler ta-r›m, sanayi ve hizmetler; bilgi toplumunda birincil, ikincil ve üçüncül sektörlerin yan› s›ra dördüncü sektör olan bilgi sektö-rü ortaya ç›kmaktad›r (Aktan ve Tunç, 1998).

Bilginin önemine paralel flekilde onu üreten ya da sahip olan entelektüel sermayenin önemi de giderek artmaktad›r. 1975’lerde ilk 500 firman›n de¤erleri içindeki yaklafl›k %80 maddi varl›klar, %20 maddi olmayan varl›klar oran›, bugün tam tersine yani %80 maddi olmayan varl›klar lehine de¤iflmifl-tir (Çakmakç›, 2008).

Giriflimci Üniversiteler, Üniversite-Sanayi

‹flbirli¤i ve Yaratt›¤› Katma De¤er

Modern toplum daha fazla nitelikle donat›lm›fl kalifiye ele-mana ihtiyaç duymaktad›r. Kamu ve özel sektör; veriyi daha iyi iflleyebilecek, bilgiyi daha iyi kullanabilecek, toplumun gereksi-nimlerini daha iyi anlayabilecek nitelikli çal›flanlar yoluyla; iflle-rin daha etkin ve verimli yap›lmas›n› sa¤layabilecektir. Bürok-raside bilginin etkin kullan›lmas› konusunda duydu¤u ihtiyaç, hizmet alan ve hizmet verenler aras›nda ifllerin do¤ru ve h›zl› bir biçimde yürütülmesinin temelini oluflturmaktad›r. Bilgi Toplumu birbirine ba¤l› dört eleman›n bileflkesinden do¤mak-tad›r. Bunlar; bilimsel araflt›rmalar ile yeni bilgilerin üretilme-si, üretilen bilgilerin e¤itim yoluyla iletilmeüretilme-si, biliflim ve ileti-flim teknolojileri yard›m›yla yay›lmas› ve teknolojik yenilik (inovasyon) arac›l›¤› ile iflletilmesidir. Araflt›rma, e¤itim ve ye-nili¤in (inovasyon) kesiflme noktas›nda bulunan bilgi toplumu-nun merkezinde üniversiteler bulunmaktad›r (Bingöl, 2006).

Bir ekonominin ilerlemesinde bilgi en önemli rolü oyna-makta; bilgi üretimi ve uygulamas› iflletmelere ve ülkelere ikti-sadi bir avantaj sa¤lamaktad›r. Ünlü sosyolog Cornay’a göre, global ekonominin ana unsuru olan sermayenin birikimi; “bilgi-nin ve enformasyonun üretime yans›mas› ve bu bilgi“bilgi-nin bilim temelli olmas›d›r”. E¤er bilgi, yeni enformasyona dayal› ulusla-raras› ekonominin “yeni elektri¤i” ise; yüksekö¤retim

(4)

kurumla-r› da yeni geliflmelerin dayand›¤› “güç kaynaklakurumla-r›d›r”. “…üni-versiteler nitelikli ifl gücü ile entelektüel sermayeyi oluflturup, ülkenin daha yüksek nitelikli, daha de¤erli ürünler üretmesini sa¤lar. Bunu var olan üretim flekillerini gelifltirerek, yeni üretim yöntemleri yaratarak yapar” (Castells, 1993). Üniversitenin bu rolünde, üniversite-sanayi iflbirli¤ine de¤inmeden evvel, bilgi toplumu gereksinimleri dahilinde oluflan üçüncü akademik dev-rimin, yani giriflimci üniversitenin ne oldu¤undan söz etmek ge-rekmektedir.

Giriflimci üniversiteler olgusu, ilk kez 1998 y›l›nda Burton Clark taraf›ndan ortaya at›lm›flt›r (Clark, 2004). Warwick, Strathclyde, Twente, Joensuu ve Chalmers üniversitelerini in-celeyen Clark, bu üniversiteleri Avrupa’n›n en giriflimci üniver-siteleri olarak tan›mlam›fl, üniversitelere yönelik bir kurumsal giriflimcilik modeli gelifltirmifltir. Akademik çevrede giriflimci-lik kültürü ve prensiplerini yerlefltirmeye çal›flan giriflimci üni-versitelerin en önemli rolü, bölgesel ve ulusal refah art›fl›n› des-tekleyecek flekilde giriflimcilik üzerinde yo¤unlaflmakt›r. Bu ba¤lamda, yukar›da say›lan üniversitelerin yans›ra, Kuzey Ca-rolina ve CaCa-rolina Devlet üniversiteleri ile Glasgow, Limerick, Leuven, Vienna ve Sheffield Hallam üniversitelerini bu kate-goriye dahil etmek mümkündür (Çetin, 2007).

Giriflimci üniversite; aktif, rekabetçi, ülkede kendi kendine yeterli olabilen, yüksek kaliteye sahip, yerel ifl çevresiyle uzun bir ifl iliflkisi olan, iflletme çevresi ile olan ortakl›k iliflkisinde ih-tiyaç (pazar) odakl› bir yaklafl›m benimseyen, dünya baz›nda ö¤-renmek isteyenlerin gereksinimlerini karfl›layan, yüksek miktar-da yetenekli ö¤renciye sahip, dünya çap›nmiktar-da ün yapm›fl araflt›r-mac› ve e¤itim personeli olan, kendi geliflimini etkileyecek sos-yo-ekonomik çevresinin gereksinimlerine cevap verebilen, bu flekilde yetenekli ö¤renci ve araflt›rmac›lar› ve ö¤retim üyeleri ile araflt›rma fonlar›n› çekebilen üniversiteler olarak tan›mlanabile-cektir. Dolay›s›yla, bilimsel ve teknolojik alanlarda önde olduk-lar› söylenebilecektir (Mautner, 2005). Bu ba¤lamda, üniversite-nin sanayi ile iflbirli¤i kurmas› ve toplumla yak›n iliflki sa¤lama-s›, öncelikle üniversitenin bulundu¤u flehrin, ard›ndan ülkenin, bölgenin ve nihai olarak da insanl›¤›n geliflimine neden olmak-tad›r.

Tarihsel perspektiften üniversite-sanayi iliflkilerinin ilk ele al›n›fl› bilgi toplumundan önce görülmektedir. Ünlü Alman ‹k-tisatç› Friedrich List 1841’de yay›mlanan National System of Political Economy [Ulusal Politik Ekonomi Sistemi] adl› ese-rinde Büyük Britanya karfl›s›nda Almanya’n›n düfltü¤ü teknolo-jik zafiyetten hareketle, rekabette üstünlük yaratacak teknoloteknolo-jik yetkinli¤in kazan›lmas› için bir teknolojiye dayal› ekonomi po-litikas› ortaya koymaktad›r. Freeman taraf›ndan 1989 da kaleme al›nan "New Technology and Catching Up” bafll›kl› makalede List’in görüflleri ele al›narak Almanya, ABD, Japonya’n›n tek-noloji politikalar› üzerine de¤erlendirmelerde bulunuldu¤u gö-rülmektedir.

Sanayi Devriminden sonra Büyük Britanya’ya üstünlük ka-zand›ran sahip oldu¤u teknolojisiydi. List de Almanya’n›n her fleyden önce teknoloji alan›nda Britanya'ya yetiflmesi gerekti-¤inde ›srarl›yd›. Gerekli yeniliklerin yap›labilmesi, yeni ürünle-rin gelifltirilmesi öncelikle teknoloji gelifltirmeye ba¤l› olmufl ve ulusal bilinçle sistematik bir flekilde yürütülmesi gereken plan-l› bir süreç oldu¤u görülmüfltür. Bunun ilk önemli sonucu; dünya teknolojisini edinme ve yayma sürecini, bir bütün olarak, düzenli ve sistemli bir temel üzerine oturtabilmeyi olanakl› k›-lacak, bir ö¤retim ve e¤itim sisteminin daha ilk baflta gelifltiril-mesi olmufltur. ‹kinci önemli sonucu ise, sanayii, devlet meka-nizmas›n› ve üniversiteleri içine alan, ulusal Ar-Ge a¤›n›n gelifl-tirilmesi olmufltur. Dolay›s›yla List’in ulusal inovasyon sistemi-nin kurulmas› yoluyla tüm beklenen hedeflere ulaflmay› planla-d›¤›n› söylemek mümkündür.

List modelinde yer alan sanayi, devlet mekanizmas› ve üni-versitelerin bir arada çal›flmas› oldukça önemli olmufltur. Üni-versitelere en yeni teknolojilerin gelifltirilmesi için gerekli bilgi-ye ulaflmak amac›yla araflt›rma yapacak; sanayi, bu teknoloji ile yeni ürünlerin üretilmesini sa¤layacak; devlet de bu iki ayr› ya-p›n›n ve ulusal inovasyon sürecinin bir arada çal›flabilmesi için gerekli olan tedbirleri alacak ve finansal deste¤i sa¤layacakt›r.

Friedrich List’in iflaret etti¤i gibi, rekabet gücünün kazan›l-mas› ve sürdürülmesinde belli bir sanayi sektörünün varl›¤› çok da önemli de¤ildir; burada belirleyici olan genel bir teknolojik yetkinliktir. Bir baflka deyiflle, belirleyici olan, ulusal inovasyon sistemidir; belli bir ürünler dizisi de¤ildir. Tekno-ekonomik paradigmadaki de¤iflimlerle atbafl› beraber giden ekonomideki yap›sal de¤iflime uyumu olanakl› k›lacak ana temeli üniversite-ler, araflt›rma kurumlar›, teknolojik altyap›, s›nai e¤itim sistem-leri, enformasyon sistemsistem-leri, tasar›m merkezleri ve öteki bilim ve teknoloji kurumlar› oluflturmaktad›r (Freeman, 1989).

Giriflimcilik ve inovasyon konusunda ünlü Alman ‹ktisatç› J. Schumpeter’in bu alanda önemli bir aktör oldu¤u hemen gö-ze çarpmaktad›r. Bu kavramlar, Schumpeter’in katk›lar› olmak-s›z›n tam anlam›yla aç›klanmayacakt›r. Gerek ekonomik gerek teknolojik alanda inovasyonun etkilerini çal›flan bilim adamla-r›n›n, her zaman için Schumpeter’in bu konudaki fikirlerine at›f yapt›klar› dikkati çekmektedir. Tart›flmas›z olan fludur ki, Schumpeter inovasyonu ekonomik de¤iflimin ve geliflimin te-mel unsuru olarak göstermektedir (Godin, 2008).

Schumpeter ile özdeflleflen “yarat›c› y›k›m süreci” kavram›-n›n vermek istedi¤i ana fikir rekabetin, bireylerin yaflam kalite-sinde oluflturmas› hedeflenen dramatik geliflmeyi tarif etmesi-dir. Ona göre, ekonomik boyuttaki ve bireylerin yaflam kalite-sindeki geliflmenin temel kayna¤› olarak teknoloji, önemli ve avantaj sa¤layan bir unsurdur (Diamond, 2006). Schumpeter ayr›ca, ekonomik büyümenin inovasyondan kaynakland›¤›n› belirterek, yeni ürün bileflimlerinin, ekonomik birimler

(5)

aras›n-daki ba¤lant›lar› art›rd›¤›n› ve fikir al›fl veriflini çeflitlendirerek, f›rsatlara yol açt›¤›n› öne sürmektedir. Bu anlamda, Schumpe-ter’in “yarat›c› y›k›m” kavram›n›n kayna¤› da inovasyondur. Schumpeter’e göre yarat›c›l›k; inovasyonun bafllang›c›d›r. Ya-rat›c› fikirler; yeni ürünler gelifltirmesine, maliyetlerin azalma-s›na ve büyümenin sa¤lanmaazalma-s›na, yeni kazançlar oluflturulmas›-na, somut ürün ve süreçlere dönüflüme neden olacakt›r. ‹novas-yon ile süregelen yap› y›k›lmakta ve belli bir süreçten sonra baflka bir inovasyon taraf›ndan y›k›lacak bir sürece girilmekte-dir (Hobiko¤lu, 2011).

Schumpeter’e göre giriflimci olabilmenin yolu bir iflletme-nin veya sermayeiflletme-nin sahibi olmaktan de¤il ama daha önce ger-çeklefltirilmemifl bir yenili¤i veya fikri ortaya atmaktan geçmek-tedir. Mevcut kaynaklar› eski ifllerden daha verimli ve yeni iflle-re yönelten giriflimcilik, modern ekonominin özüdür. Giriflim-ci, yeni kombinasyonlar meydana getirip ekonomideki dengeyi bozarak “yarat›c› y›k›m” sürecine neden olacakt›r (Er, 2013). Özellikle de Schumpeter’in sadece “riski üstlenme” özelli¤inin, giriflimcili¤i tan›mlayan yeterli bir özellik olmad›¤›, yenilik yapmayan›n –ifl adam›n›n– giriflimci s›fat›na sahip olamayaca¤› fikri, bu noktada dikkat çekilmesi gereken bir nokta olmaktad›r (Alada, 2000-2001). Kan›m›zca üniversite ve sanayi ortak kü-mesinde meydana gelecek olan ç›kt›lar, gerek inovasyon alan›n-da gerekse Schumpeter’in giriflimci tan›m› çerçevesinde de önemli bir karfl›l›k bulmaktad›r. Üniversitelerin geleneksel e¤i-tim ve ö¤ree¤i-tim anlay›fl›na ek olarak araflt›rmac›, uygulamac›, paylafl›mc› ve toplum için de¤er yarat›c› çal›flmalar içine girme-si de asl›nda bu sürecin içerigirme-sinde de¤erlendirilebilecektir.

K›sa tarihine ra¤men, üniversite-sanayi iflbirli¤inde eflik ka-bul edilebilecek, hemen tüm ilklerin ABD’den yay›ld›¤› görü-lecektir. Dünya üniversite-sanayi iflbirli¤i tarihinin bafllang›c› olarak da ilki 1853’de, ikincisi de 1857’de ABD Kongresi’ne su-nulan bir yasa tasla¤› milat kabul edilebilmektedir. Bu yasa tas-laklar›nda özetle, mevcut bilimsel ve klasik e¤itimler yan›nda endüstri ve tar›m kökenli baz› ifl sahiplerine de tar›m ve meka-nik uygulamalar için pratik dersler verilmesi ve bunun sa¤lan-mas›na yönelik olarak da bu okullara kamu arazisi ba¤›fllanma-s› öngörülmekteydi. Bu öneri, kongreden geçmesine ra¤men o dönemki Baflkan Buchanan taraf›ndan veto edilmifltir. Yenile-nen tasar› 1862’de yeni Baflkan Abraham Lincoln taraf›ndan onaylanm›fl ve öneriyi veren kifliye ithafen “Morill Yasas›” ola-rak uygulanmaya bafllanm›flt›r (Kiper, 2010).

II. Dünya Savafl› ve sonraki 30-35 y›ll›k bir dönemde üni-versite-sanayi iflbirli¤inde farkl› bir evre gözlenmektedir. Savafl süresince savaflan ülkelerin üniversite laboratuvarlar›nda, özel-likle de ABD üniversitelerinde savafl stratejilerini önemli ölçü-de ölçü-de¤ifltiren ve etkileyen çal›flmalar ve bulufllar yap›lm›flt›r. Ra-dar baflta olmak üzere birçok elektronik bulufl da bu dönemde gerçeklefltirilmifltir (Kiper, 2010). Bu dönemde, bilimsel

arafl-t›rmalar›n sonuçlar›n›n genellikle askeri uygulamalarla s›n›rl› kald›¤›, bilimsel olarak elde edilen birçok baflar›l› sonucun, sivil alanlara ve özellikle de, ürün ve hizmetlere uzun süre geçmesi-ne ra¤men dönüflmedi¤i anlafl›lmaya bafllanm›flt›r. 1970’lerin ikinci yar›s›ndan itibaren genelde “bilgi de¤er zinciri” süreçle-rinde, özelde de üniversite-sanayi iflbirli¤i yaklafl›m›nda radikal bir de¤iflim gözlenmeye bafllanm›flt›r (Kiper, 2010). Rekabetçi yaklafl›m olarak isimlendirilen bu yeni iflbirli¤i modelinde üni-versitelere e¤itim ve araflt›rmadan oluflan klasik rollerine ek olarak sosyal ve ekonomik geliflimde de önemli bir rol biçilmifl-tir. Bu kapsamda sürdürdükleri araflt›rma sonuçlar›n› ticarilefl-tirmek suretiyle yerel, bölgesel ve ulusal seviyede kalk›nmaya destek olmalar› beklenmifltir (Yüksel, 2003).

Ça¤›m›zda ise Toshiba’n›n Teknolojiden Sorumlu Baflkan› Dr. Katsuhiko’nun yapt›¤› flu de¤erlendirmeler üniversite-sa-nayi iflbirli¤i hakk›nda önemli tespitler ortaya koymaktad›r. Katsuhiko’ya göre, dünyan›n geri kalan› ile ba¤lant›l› bir ülke-de faaliyet gösteren bir flirket üniversiteler ile iflbirli¤ine gitme-ye mecburdur. Bunun dört ana nedeni bulunmaktad›r. Önce-likli iki neden “teknolojinin her alanda, tarihte daha önce hiç olmad›¤› kadar h›zl› geliflmesi” ve “rekabetin artmas›”d›r. Ayn› alanlarda faaliyet gösteren rakiplerden daha h›zl› olunmaz ise patentleflebilecek pek çok temel teknoloji onlara kapt›rabile-cektir. Bu da rekabetçili¤in birkaç y›l içinde yok olmas› anlam›-na gelmektedir. Böyle bir sonla karfl›laflmamak için tüm flirket-ler üniversiteflirket-lerin teknoloji üretme potansiyelinden faydalan-mak durumundad›r. Üniversite-sanayi iflbirli¤i için di¤er önemli bir sebep ise “sermaye”dir. Hiçbir flirket art›k temel bi-limlerde araflt›rma yapamamaktad›r. Fizik ve kimya gibi bilim-lerdeki h›zl› geliflme özel alanlar oluflmakta ve bu konularda araflt›rma yapabilecek insan kayna¤› bulmak ve laboratuvarlara yat›r›m yapmak bir flirket için büyük maliyetler getirmektedir. Son olarak art›k “ö¤renciler üniversitelerden sadece teorik bil-giler edinerek mezun olmak istememektedir.” Ö¤renciler ifl dünyas›na yak›nlaflmak, araflt›rmalar›n›n sonuçlar›n› daha ça-buk almak ve toplumda yaratt›klar› de¤ifliklikleri görebilmek is-temektedir.

Katsuhiko’ya göre üniversite-sanayi iflbirli¤i 6 temel yön-temle gerçekleflmektedir. Bunlar; üniversite ve sanayi temsilci-lerinin proje oluflumundan sonuca kadar beraber çal›flt›klar› ve projede eflit söz hakk› elde ettikleri ‘ortak araflt›rma projeleri’, projeyi tamamen sanayinin yaratt›¤› ve üniversitelerin uygula-y›c› olarak kat›ld›klar› ‘›smarlama projeler’, sanayinin ileride patentleflebilecek fikirleri olan araflt›rmac›lara kaynak yard›m› yapmas› anlam›na gelen ‘Ar-Ge burslar›’, sanayi ve üniversite-nin ortak yat›r›m› ile kurulan ‘üniversite içi Ar-Ge laboratuvar-lar›’, üniversitenin üretti¤i ve kendisinin kullanmas›na imkan bulunmayan teknolojilerin lisanslar›n› satmas› olarak tan›mla-nan ‘sanayiye teknoloji lisanslama’ ve sanayi ile üniversitenin

(6)

ortaklafla Ar-Ge mühendisi yetifltirmesi için insan kayna¤› ala-n›nda yap›lan iflbirlikleridir (Abak, 2007).

Üniversite Nas›l Bilgi Üretir?

‹çinde bulundu¤umuz bilgi ça¤›nda ülkeler, ürettikleri ve insanl›¤›n hizmetine sunduklar› bilgi, teknoloji ve akademik ürünler sayesinde birbirlerinin önüne geçebilmektedir. Günü-müz rekabet ortam›nda bir ülkenin daha üst seviyeye ç›kmas› için birçok fley önemlidir. En önemlisi ise ne kadar bilgi üretti-¤i ve dünya sahnesine bu bilgilerden ne kadar›n› sunabildiüretti-¤idir. Dolay›s›yla üniversitelerin toplumla iç içe, toplumun ve dünya-n›n ihtiyaçlar›na uygun bilgi üretmeleri gerekmektedir.

Üniversiteler; ileri teknoloji yenilikleri ve bilgi endüstrileri-ni besleyen bilim adamlar›, ö¤retmenler, araflt›rmac›lar, giri-flimciler ve di¤er yetenekli bireylerin yetiflmesi ve e¤itiminde merkezi ve stratejik bir rol üstlenmektedir (Rosan, 2006). Bu stratejik rolün önkoflulu ise akademik özgürlüktür.

Akademik özgürlük basit bir kavram gibi görünmekle bir-likte, tan›mlanmas› ve aç›klanmas› oldukça zordur. Akademik özgürlük, Ortaça¤dan bu yana bir ö¤retim eleman›n›n kendi uzmanl›k alan›nda d›flar›dan herhangi bir müdahale olmaks›z›n özgürce ö¤retim yapmas› ve ö¤rencilerin de özgürce ö¤renim görmeleri olarak tan›mlanmakta ve bu tan›m dolayl› olarak ö¤-rencilerin ö¤renme özgürlüklerine de at›fta bulunmaktad›r (Altbach, 2001). 19. Yüzy›lda Almanya yüksekö¤retim siste-minde Wilhelm von Humboldt taraf›ndan Berlin Üniversite-si’nde bafllat›lan reform hareketleri kapsam›nda akademik öz-gürlük, ö¤retme özgürlü¤ü (“Lehrfreiheit”) ve ö¤renme özgür-lü¤ü olarak (“Lernfreiheit”) yeniden tan›mlanmakta olup, bu tan›mda ayr›ca; araflt›rma faaliyetleri de akademik özgürlük kapsam› içerisine al›nmaktad›r. Böylece, üniversite profesörle-rine s›n›flar›nda ve laboratuvarlar›nda neredeyse mutlak bir öz-gürlük sa¤lanmaktad›r. Ancak bu kapsamdaki akademik özgür-lük, hiçbir biçimde ö¤retim üyelerinin sosyal ve politik konu-larla ilgili ifadelerinin bir koruyucusu olarak düflünülmemifltir. Di¤er taraftan akademik özgürlü¤ün bu yeni tan›m›, üniversi-telerde ö¤retim ve araflt›rma faaliyetlerinin birbirinden ayr›l-mayaca¤›n› da ortaya koymaktad›r (Karran, 2009’den aktaran: Gediko¤lu, 2013).

“Akademik özgürlük”, bilim insanlar›n›n tek bafllar›na veya bir araya gelerek, bilgiyi araflt›rma, tart›flma, belgeleme, yay›m-lama, ö¤retme ve topluma anlatmalar›ndaki özgürlük olarak ta-n›mlanabilecektir. Üniversite, bilgilerin, düflüncelerin ve ku-ramlar›n gelifltirilmesine kaynakl›k eden düflünce özgürlü¤ünü cesaretlendirmektedir. Özgür üniversite, özgür bireylerden oluflmaktad›r. Toplumun, ideolojilerden ve siyasetten ba¤›m-s›z, çevresine elefltirel bakabilen, kendini gerçe¤in araflt›r›lma-s›na adam›fl bilim insanlar›na ve üniversitelere ihtiyac› bulun-maktad›r. Özgür beyinler, inovatif yani yenilikçi beyinler,

bas-k› alt›nda olmayan, siyasi ya da ideolojik basbas-k›ya maruz kalma-yan, rahatl›kla kendilerini ifade edebilen beyinler, daha çok üretilebilmektedir. Demek ki özerk ve akademik özgürlü¤ün oldu¤u üniversiteler –elbette ki fleffaf ve hesap verebilir olmak kayd›yla– daha fazla üreteceklerdir. Toplum ö¤retim üyelerin-den araflt›rma yapmalar›n›, yeni bilgiler üretmelerini, insanla-r›n ifline yarayan ve patent alabilen ürünler ortaya ç›karmalar›-n› beklemektedir (Söylet, 2013).

‹çinde yaflad›¤›m›z bilgi ve iletiflim ça¤›nda, bilginin ülkele-rin en de¤erli varl›¤› oldu¤u günümüzde, araflt›rma kapasitesi-ni artt›rmak, tarihte hiç olmad›¤› kadar önem kazanm›flt›r. Ama toplumun üniversitelerden bekledi¤i çok önemli baflka ad›mlar da vard›r. Toplum, bütün bu akademik faaliyetlerin sonuçlar›-n› hissetmek istemektedir. fiunu da biliyoruz ki topluma ne ka-dar dokunursan›z, yapt›¤›n›z araflt›rmalar›n sonuçlar›ndan top-lum ne kadar faydalan›rsa, size o kadar çok sayg› duyulacakt›r. Üniversite olarak alaca¤›n›z bütçe de artacakt›r. Üstelik bu zin-cir, gelecekte çok daha önemli hâle gelecektir (Söylet, 2013). Ancak topluma dokunan araflt›rma, mutlaka para eden araflt›r-ma de¤ildir. Topluaraflt›r-ma dokunan araflt›raraflt›r-malar›n bir k›sm› da top-lumun sosyal problemlerine çözüm üreten çal›flmalard›r. Top-lumun her türlü probleminin çözümü için araflt›rma kapasitesi-nin devreye sokulmas› gerekmektedir.

Geliflmifl bir ülke haline gelebilmek için üniversitelerin bu alana da a¤›rl›¤›n› koymas› flartt›r.

Üniversite olarak sanayi ile s›k› bir ifl birli¤i içerisinde olun-mal›d›r. Çünkü üniversite ile sanayinin ifl birli¤i olmadan, tek-nolojinin do¤mas› mümkün de¤ildir. Sanayi ve üniversitenin iflbirli¤i içinde olmamas› durumunda teknolojik geliflmelerin ortaya ç›kmas› mümkün de¤ildir. Bilindi¤i üzere günümüzde, giriflimcilik için yenilikçi bir fikre sahip olmak, sermayeye sahip olmaktan çok daha önemlidir. Yani ö¤rencilerimizi iyi yetiflti-rirsek, do¤ru yönlendiyetiflti-rirsek, içlerindeki yarat›c›l›¤› ortaya ç›-karmalar›na yard›m edersek ve cesaretlendirirsek, çok önemli bir ifllev yerine getirilmifl olunacakt›r. Örne¤in ö¤rencilerin Sa-nayi Odakl› Lisans Bitirme Projeleri üretmeleri sa¤lanabilir, Giriflimcilik ve Yenilikçilik Yar›flmalar›na kat›lmalar›na daha fazla destek olunabilir (Söylet, 2013).

Günümüzde ileri teknoloji yenilikleri ve bilgi endüstrileri, baflar›l› bölgesel ekonomiler kadar global ekonominin de sü-rükleyici gücünü oluflturmaktad›r (Rosan, 2006, s. 3). Cornell Üniversitesi taraf›ndan haz›rlanan ve ülkelerin inovasyon gös-tergeleri aç›s›ndan de¤erlendirmeye al›nd›¤› Global ‹novasyon ‹ndeksi’ne göre, Türkiye 2012 y›l›nda 74. s›rada bulunmakta-d›r. 2013 y›l›nda ise 6 basamak yükselerek, 68. s›raya geldi¤i görülmektedir. 2013 y›l›nda indeksteki ilk befl ülke s›ras›yla; ‹s-viçre, ‹sveç, ‹ngiltere, Hollanda ve ABD’dir. Üniversite-sana-yi araflt›rma iflbirlikleri aç›s›ndan ise Türkiye 142 ülke aras›nda 69. s›rada yer almaktad›r.

(7)

Global bazda haz›rlanan giriflimcilik ve yenilikçilik indeks-lerinin bir benzeri, üniversitelerimiz için yap›lmaya bafllanm›fl-t›r. Bu konuda yap›lan çal›flma ve de¤erlendirmeler geçmiflte sadece çal›flmalar›n yap›ld›¤› üniversite nezdinde ele al›n›rken günümüzde TÜB‹TAK taraf›ndan oluflturulan Giriflimcilik ve Yenilikçilik Endeksi ile üniversitelerin giriflimcilik ve yenilikçi-lik konusundaki yerini önceden belirlenmifl 23 kadar ölçüt çer-çevesinde ortaya konmaya bafllanm›flt›r.

Türkiye’de ilk kez 2012 daha sonra da 2013 y›l›nda TÜ-B‹TAK taraf›ndan haz›rlanan Giriflimci ve Yenilikçi Üniversi-te Endeksi ile ülkemizin en giriflimci ve yenilikçi 50 üniversiÜniversi-te- üniversite-si duyurulmufltur. Endeks, üniverüniversite-siteleri giriflimcilik ve yenilik-çilik performanslar›na göre s›ralayarak, üniversiteler aras› giri-flimcilik ve yenilikçilik odakl› rekabetin artmas›na böylelikle gi-riflimcilik ekosisteminin geliflmesine katk› sa¤lamay› hedefle-mektedir. Endeks ile üniversiteler, bilimsel ve teknolojik arafl-t›rma yetkinli¤i, fikri mülkiyet havuzu, iflbirli¤i ve etkileflim, gi-riflimcilik ve yenilikçilik kültürü ile ekonomik katk› ve ticarilefl-me boyutlar› alt›nda 23 göstergeye göre s›ralanmaktad›r.

Giriflimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi üniversiteler ara-s›nda yeni bir yar›fl bafllatm›fl ve e¤itim araflt›rma, uygulama ya-pan üniversitelere inovasyon, yeni teknolojilerin gelifltirilmesi, yenilik yapma, patent üretme, lisans alma gibi konularda çal›fl-malar bafllat›larak topluma yararl› bilginin üretilmesi konusun-da yeni bir dönemin bafllamas›n›n konusun-da kap›s›n› aralam›flt›r.

Sonuç

Bugün geldi¤imiz yer üniversitelere, buradaki araflt›rmac›-lara geçmiflte oldu¤undan çok daha fazla sorumluluklar yükle-mektedir. Stanford Üniversitesi’nden do¤an Silikon Vadisi, teknoloji devlerinin kalbinin att›¤› bir cazibe merkezi olarak dünyan›n en iyi araflt›rmac›lar›n hayallerini süslemektedir. Teknopark ve bilim parklar› üniversite-sanayi iflbirliklerinin kurulmas›, giriflimcili¤in desteklenmesi, yeniliklerin ödüllendi-rilmesi ve yeni ürün ve hizmetlere dönüflerek taçland›r›lmas› için ufkumuzu geniflletmektedir.

Hayalleri olmayan›n hedefleri olmaz. Hedeflere ulaflmak için çok çal›flmak gerekir. Çal›flman›n karfl›l›¤›n› alabilmek için elveriflli ortamlar›n haz›rlanmas› ise pro-aktif düflünmektir. Üniversite gibi bilim yuvalar›n›n topluma dokunabilmeleri; fi-kirlere, süreçlere, ürün ve hizmetlere ev sahipli¤i yapmalar›, ka-zanç ve kar kayg›s› olmadan araflt›rma ortamlar› yaratmalar› ile geçmiflte oldu¤undan çok daha fazla mümkün hale gelmifltir. Geçmiflte benimsenen do¤rusal inovasyon modeli üniversite (yani üniversitelerin salt bilimsel araflt›rma yapt›¤› model) sana-yi iflbirlikleri sayesinde farkl› bir önem kazanm›flt›r.

Rekabetçi yaklafl›m olarak isimlendirilen bu yeni iflbirli¤i modelinde üniversiteler, e¤itim ve araflt›rmadan oluflan klasik

rollerinden ç›karak sosyal ve ekonomik geliflimde de önemli bir rol almaya bafllam›flt›r. Bu kapsamda sürdürdükleri araflt›rmala-r›n sonuçlaaraflt›rmala-r›n› topluma yarar sa¤layacak flekilde ürün ve hiz-metlere dönüfltürmek suretiyle yerel, bölgesel ve ulusal seviye-de kalk›nmaya seviye-destek olan bir üniversite anlay›fl› bulunmakta-d›r. Bu anlay›fl›n baflar›l› olabilmesi üniversitelerin bulundukla-r› yeri çok iyi de¤erlendirerek, yönlendirilen de¤il yönlendiren, etkilenen de¤il etkileyen, de¤ifltirilen de¤il de¤ifltiren yap›lar hale gelmesine ba¤l›d›r. Bu bak›fl aç›s›n›n yerleflmesi; ülkesine daha fazla katma de¤er yaratan, içinde bulundu¤u topluma do-kunabilen üniversitelere sahip olma imkan› sunacakt›r.

Kaynaklar

Abak, E. (2007). Üniversite-sanayi iflbirli¤i olmazsa hiçbir Japon firmas› 50 y›l sonras›n› göremez. 16.12.2013 tarihinde <http://bilgicagi.com/ Yazilar/443-universite_sanayi_isbirligi_olmazsa_%20hicbir_%20japon_ %20f%20irmasi_ 50_yil_sonrasini_goremez.aspx> adresinden eriflildi. Aktan, C. C. ve Tunç, M. (1998). 21. yüzy›la girerken bilgi toplumu ve

Türkiye. Yeni Türkiye Dergisi, (19), 134.

Alada, D. (2000-2001). ‹ktisadi düflünce tarihinde giriflimcilik kavram› üzerine notlar. ‹.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, (23-24), 47-52. Ankara Üniversitesi (2013). Özgür düflünce ve üniversitelerin tarihi.

16.12.2013 tarihinde <http://www.eng.ankara.edu.tr/upresimler/ Haber/ozgur%20dusunce%20ve%20universitelerin%20tarihi.doc> adresinden eriflildi.

Altbach, P. G. (2001). Academic freedom: International realities and chal-lenges. Higher Education, 41(1-2), 205-219.

Berber, M. (2007). Büyüme-kalk›nma sözlü¤ü. 15.12.2013 tarihinde < h t t p : / / w w w . m e t i n b e r b e r . c o m / s a y f a . a s p ? b = b u y u m e -kalkinma_sozlugu_17> adresinden eriflildi.

Bingöl, F.(2006). Bilgi toplumu ve üniversiteler. 20.12.2013 tarihinde <http://blog.milliyet.com.tr/bilgi-toplumu-ve-universiteler/ Blog/?BlogNo=12144> adresinden eriflildi.

Castells, M. (1993). The university system: Engine of development in the new world economy. In A. Ransom, S. M. Khoo, V. Selvaratnam (Eds.), Improving higher education in developing countries (pp. 65-80). Washington D.C.: World Bank.

Charles, D. (2003). Universities and territorial development: Reshaping the regional role of UK universities. Local Economy, 18(1), 7-20. Clark, R. B. (2004). Delineating the character of the entrepreneurial

uni-versity. Higher Education Policy, 17, 355-370.

Çakmakç›, M. (2008). Fikirden büyümeye rekabet eden firmay› destekle-mek: TTGV’nin rolü. Yenilikçinin Günü Toplant›s›, Cyberpark Bilkent, Ankara.

Çetin, M. (2007). Bölgesel kalk›nma ve giriflimci üniversiteler. Ege Akademik Bak›fl, 7(1), 217-238.

Diamond, Jr., A. M. (2006). Schumpeter's creative destruction: A review of the evidence. The Journal of Private Enterprise, 22(1), 120-146. Etzkowitz, H. (1998). The norms of enterpreneurial science: Cognitive

effects of the new university industry linkages. Research Policy, 27, 823-833.

Freeman, C. (1989). New technology and catching up. The European Journal of Development Research, 1(1), 85-99.

Gasset, J. O. (1998). Üniversitenin misyonu. Çev.: N. G. Ifl›k. Yap› Kredi Yay›nlar›, ‹stanbul.

(8)

Gediko¤lu, T. (2013). Yüksekö¤retimde akademik özgürlük. Yüksekö¤retim ve Bilim Dergisi, 3(3), 179-183.

Godin, B. (2008), In the Shadow of Schumpeter: W. Rupert Maclaurin and the study of technological innovation. Project on the Intellectual History of Innovation WP No. 2. 09.12.2013 tarihinde, <http://www. csiic.ca/PDF/IntellectualNo2.pdf> adresinden eriflildi.

Hayk›r Hobiko¤lu, E. (2011). Yeni ekonomide konjonktür dalgalanmalar› ba¤lam›nda Schumpeterci yaklafl›m ve inovasyon ‹liflkisi. Sosyoloji Konfreranslar› Dergisi, 43, 289-306.

Hazel Er, P. (2013). Giriflimcilik ve yenilikçilik kavramlar›n›n iktisadi dü-flüncedeki yeri: Joseph A. Schumpeter. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (29), 75- 85.

Hirsch, E. (1950), Üniversite Muhtariyeti. Hirsch (Ed.) Dünya üniversitele-ri ve Türkiye’de üniversiteleüniversitele-rin geliflimi (s. 175-197). Ankara: Ankara Üni-versitesi Yay›n› No: 23.

Karran, T. (2009), Academic freedom in Europe: Time for a Magna Charta? Higher Education Policy, 22(2), 163-189.

Kiper, M. (2010). Dünyada ve Türkiye’de üniversite-sanayi iflbirli¤i ve bu kap-samda Üniversite-Sanayi Ortak Araflt›rma Merkezleri Program› (ÜSAMP). Ankara: ‹flkur Matbaac›l›k.

Leydesdorff, L. and Henry Etzkowitz. (2001). A triple helix of university-industry-government relations: Mode 2 and the globalization of national systems of innovation. In K. Siune (Ed), Science under pressure

- Proceedings (Rapport 2001/1 ed.). Aarhus: The Danish Institute for Studies in Research and Research Policy.

Leydesdorff, L. and Etzkowitz, H. (1998). The triple helix as a model for innovation studies. Science and Public Policy, 25(3), 195-203.

Mautner, G. (2005). The entrepreneurial university: A discursive profile of a higher education buzzword. Critical Discourse Studies, 2(2), 95-120. Morrill Land-Grant Colleges Act. 07.12.2013 tarihinde <http://en.wikipedia.org/

wiki/Morrill_Land-Grant_Colleges_Act> adresinden eriflildi.

Rosan, R. M. (2006). The role of universities today: Critical partners in econom-ic development and global competitiveness. 04.05.2006 tarihinde <http://www.icfconsulting.com/Markets/ Community_Development/ docfiles/role-universities.pdf> adresinden eriflildi.

Söylet, Y. (2013). ‹stanbul Üniversitesi 2013-2014 Akademik Y›l› Aç›l›fl Konuflmas›. 01.12.2013 tarihinde <http://www2.istanbul.edu.tr/wp-con-tent/uploads/2013/10/2013_2014_ Akademik_Yili_ Acilis_ Konusmasi. pdf> adresinden eriflildi.

Versan, V. (1989). Üniversitelerin tarihi geliflimi ve toplumsal görevi. Hukuk Araflt›rmalar›, 4, 1-3.

Yüksel, U. (2003). Üniversite sanayi iflbirli¤inde bir araç olarak teknoparklar. Elektrik, Elektronik, Bilgisayar Mu?hendislikleri E¤itimi 1. Sempozyumu. 21.12.2013 tarihinde <http://www.emo.org.tr/ ekler/6a93ba89a5b5c6c_ ek.doc> adresinden eriflildi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ticarileşme Planı: Ürün/süreç geliştirme aşamasının son döneminde sunulan ve proje çıktısının ticarileşmesi için yapılmış ve yapılacak çalışmalara dair.

Kaynak: F.Vardar, Gelişen Ülkelerde Üniversite &amp; Sanayi İşbirliğinin İnovasyon Sürecine Katkıları, EBİLTEM.. AR-GE HARCAMALARININ

H 1e : Savunma sanayi çalışanlarının üniversite sanayi ortak proje geliştirme algı düzeylerinin savunma sanayindeki millileşmesinde Ar-Ge faaliyetlerine yönelik

• Müşteri Kuruluş payı hesaba yatırıldıktan sonra TÜBİTAK kendi payını ve geçmiş döneme ait proje kurum hissesi ile PTİ tutarını aynı hesaba yatırır. • Her

Burada bilimsel itmeli- teknolojik ivmeli işbirliği çalışmaları ile sanayide doğru bilgi ve teknoloji transferi sağlanarak mikro ölçekte firmaların rekabet

Söz- leşme törenine, Trabzon Arsin Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Çelebi, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dursun Ali Sa- karya, Yönetim

30 Mayıs-1 Nisan 2020 tarihinde Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu (ÜSİMP) tarafından organize edilen TÜBİTAK’ın katılımıyla gerçekleştirilen

Çok değerli konuşmacılarımızın olduğu panelde, şirket varlıkların- da; patent, faydalı model, marka ve tasarım gibi maddi olmayan mal varlıklarının önem kazandığına