• Sonuç bulunamadı

Sokakta ve depresyonda: Sokakta yaşayan çocuk ve ergenlerde depresyon görülme sıklığı. Kültegin Ögel, Alper Aksoy, Olcay Liman, Harika Yücel. 8. Bahar Sempozyumu, poster bildiri, 2004

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sokakta ve depresyonda: Sokakta yaşayan çocuk ve ergenlerde depresyon görülme sıklığı. Kültegin Ögel, Alper Aksoy, Olcay Liman, Harika Yücel. 8. Bahar Sempozyumu, poster bildiri, 2004"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOKAKTA VE DEPRESYONDA:

SOKAKTA YAŞAYAN ÇOCUK VE ERGENLERDE DEPRESYON

GÖRÜLME SIKLIĞI

Doç. Dr. Kültegin Ögel

1

, Psk. Alper Aksoy

2

, Psk. Olcay Liman

2

, Psk. Harika Yücel

2 1 Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi , 2 Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği

Giriş

Dünyada yapılan birçok araştırmada, sokakta yaşayan ergenlerde depresyon görülme riski oldukça yüksek bulunmuştur (Rohde ve ark., 2001; Whitbeck ve ark., 2000; Menke ve ark., 1999). Araştırmalara göre değişmekle birlikte, depresyon görülme oranları %12 ile 25 arasında bulunmuştur. Sokakta yaşayan çocuklar ve ergenlerde depresyon görülme sıklığını etkileyen en önemli etkenler arasında sokağın zorlukları ve sokakta yaşam biçiminin getirdiği etkenler sayılabilir. Sokağın zorlukları içinde açlık, tehlikeler sayılabilir. Sokak yaşam biçimi içinde ise, madde kullanımı ve destek sistemlerinin zayıflığı bir diğer etken olabilir. Bu nedenle sokakta yaşama süresi depresyona yol açabilecek bir önemli bir etken olarak görülebilir.

Bu araştırmada sokakta yaşayan 18 yaş ve altı kız ve erkeklerde depresyon görülme sıklığı ve etkileyen etkenler araştırılmaya çalışılmıştır.

Yöntem

Sokakta yaşayan çocuk ve ergenlerin kaldığı Ayvansaray Çocuk Koruma merkezi, Taksim Kız çocuk Evi, Umutevi ve UMATEM’e 2002 yılı içinde 6 ay süreyle başvuran 18 yaş altı kız ve erkekler çalışmaya alınmıştır. Görüşmeler iki görüşmeci tarafından yapılmış ve SCID depresyon ölçeği uygulanmıştır. Ayrıca yazarlar tarafından hazırlanan bir sosyodemografik form uygulanmıştır. Bu formun güvenilir olduğu başka bir araştırmada belirtilmiştir (Ögel ve ark, 2003).

Bulgular

Araştırmaya alınan örneklemin özellikleri tablo 1’de gözlenmektedir. Örneklemin önemli çoğunluğunu erkekler oluşturmaktadır. Madde kulanlar örneklemin üçte ikisidir.

Tablo 1: Örneklemin özellikleri

Araştırmaya alınanların %38.5’inde (n=65) depresyon tanısı konmuştur. Kızlarda depresyon görülme riski erkeklere göre yaklaşık 3 kat daha fazladır (Tablo 2). 15 yaş ve üstünde depresyon görülme riski ise 15 yaş ve altında olanlara göre 2 kattan daha yüksektir. Tedavi gerektirecek ruhsal rahatsızlığı olanlarda yine depresyon riski oldukça yüksek bulunmuştur. Sokakta kalma süresi ve tedavi gerektirecek bir ruhsal rahatsızlık olmasının depresyon tanısı alma riski bir farklılık göstermemektedir. Madde kullananlarda madde kullanmayanlara göre depresyon tanısı alma riskinde bir farklılık

saptanmamıştır. Ancak tiner kullanımı olanlarda depresyon görülme riski daha fazladır. Diğer maddeleri kullanan ve kullanmayanlar arasında bir fark yoktur. Kendine zarar verme davranışı olanlarda depresyon tanısı alma riski kendini kesmeyenlere göre bir farklılık göstermezken, geçmişte intihar girişimi öyküsü olanlarda depresyon tanısı alma riski daha yüksektir. Fiziksel şiddet görme, tecavüze uğrama ve işkence görme öyküsü olanlarda depresyon görülme riski bir farklılık göstermezken, cinsel tacize uğradığını belirtenlerde depresyon görülme riski daha yüksektir.

“Çok değişkenli lojistik regresyon yapıldığında ise sadece yaş (p=0,0271, R=0,1546) ve tiner kullanımı (p=0,0288, R=0,1518) depresyon için belirleyici olarak bulunmuştur.

Tablo 2: Depresyon görülme riskinin çeşitli etkenlere göre değişimi

Kaynaklar:

Rohde P, Noell J, Ochs L, Seeley JR. Depression, suicidal ideation and STD-related risk in homeless older adolescents. J Adolesc. 2001 Aug;24(4):447-60

Whitbeck LB, Hoyt DR, Bao WN. Depressive symptoms and co-occurring depressive symptoms, substance abuse, and conduct problems among runaway and homeless adolescents. Child Dev. 2000 May-Jun;71(3):721-32.

Menke EM, Wagner JD. A comparative study of homeless, previously homeless, and never homeless school-aged children's health. Issues Compr Pediatr Nurs. 1998 Jul-Sep;20(3):153-73.

Ögel K., Aksoy A., Liman O, Yücel H. Sokak çocuklarıyla görüşme formunun güvenilirliği. Ulusal Psikiyatri kongresi, 2003.

N % Cinsiyet Erkek 163 84.0 Kız 31 16.0 Yaş 15 yaş ve altı 71 36.6 15 yaş üstü 123 63.4 Madde kullananlar 124 63.9

Sokakta dört yıldan uzun süredir yaşayanlar 83 49.2

Eğitim durumu Eğitim yok 37 19.3 Okuma-yazma 56 29.3 İlkokul mezunu 86 44.8 Ortaokul mezunu 12 6.3 Lise mezunu 1 0.5 Odds oranı GA Cinsiyet Erkek/kız 2.8 1.1-6.7

Sokakta kalma süresi 4 yıldan az/ fazla 1.0 0.5-1.9

Yaş 15 altı/15 ve üstü 2.5 1.2-5.0

Tedavi gerektirecek bedensel rahatsızlık

Var/yok

0.5 0.2-1.1

Tedavi gerektirecek ruhsal rahatsızlık

Var/yok

0.3 0.1-0.8

Madde kullanımı Var/yok 0.7 0.3-1.5

Alkol kullanımı Var/yok 0.6 0.3-1.2

Tiner kullanımı Var/yok 2.0 1.0-3.9

Bali kullanımı Var/yok 1.1 0.6-2.3

Esrar kullanımı Var/yok 0.8 0.4-1.5

Kendine zarar verme Var/yok 0.7 0.4-1.4

İntihar girişimi Var/yok 0.3 0.1-0.6

Suç işleme Var/yok 1.6 0.7-3.3

Fiziksel şiddet Var/yok 0.7 0.2-1.7

Cinsel taciz Var/yok 0.4 0.1-0.8

Tecavüze uğrama Var/yok 1.9 0.8-4.1

İşkenceye maruz kalma Var/yok 0.9 0.4-1.7

Tartışma

Depresyon görülme riski 15 yaş üstü grupta daha yüksek oranda görülmüştür. Bu bulgu, 15 yaş üstünde çocuğun kendi durumunu daha iyi değerlendirmeye başlaması, gelecek ile ilgili

kaygılarının artması ve geleceği karamsar olarak görmesiyle açıklanabilir. Öte yandan 15 yaş ve altındaki sokakta yaşayan çocuklarda depresyon görülme riskinin düşük bulunması, DSM kriterlerinin çocukluk depresyonunu tam olarak açıklayamaması ile ilişkilendirilebilir.

Tiner kullanımının depresyon ile ilişkili bulunması da, tinerin sokakta var olmak için bir araç olduğu göz önüne alındığında anlamlı olarak değerlendirilebilir. Tiner kullanan sokak çocuklarının “tinerci” olarak yaftalanması sık karşılaştığımız bir gerçektir. Halbuki bu gençlerde depresyon görülme sıklığının yüksek ve ruhsal desteğe gereksinimlerinin olduğu

hatırlanmalıdır.

Bu araştırma bulguları, sokakta yaşayan çocuk ve ergenlerin sadece sosyal bir sorun olarak görülmemesi gerektiğini bize göstermektedir. Bu grubun psikiyatrik yardıma da gereksinimleri olduğu açıktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

(16) çalışma- sında, Tıp Fakültesi ve Sağlık Yüksekokulu öğrencileri- nin geldikleri yer (il merkezi ya da ilçe-köy) ile BDÖ puanları arasında fark

Merkezi Anayasa kendi alanıyla ilgili konularda yerel meclisin seçmenlerinin doğrudan katılımını yerel hükümet yönetmelikleri ve belediye kanunları ile sağlar.. Yerel Ve

Paylaşım için seçilen çocuklar tahminlerini sunarken de bu çocuklara sınıf arkadaşları tarafından sorular sorulabilir.. Etkinlik sonunda çocuklar tarafından doldurulan

According to the findings of the study, there was a positive relationship between these subscales and psychological well-being, and a negative relationship between these

Yapılan bu çalışma ile dondurulmuş-çözdürülmüş embriyo transferi amacıyla taşıyıcı senkronizasyo- nunda PGF 2α ’nın tek doz, 11 gün ve 14 gün arayla çift doz

Dökmeciba şı'nın verdiği bilgiye göre İstanbul'da tesiste yakılan çöpün canlı yaşama verdiği zarar, küresel ısınmayı tetikleme etkisi Napoli'de sokakta yakılan

Mulla (39), medyum: Karşıya bir bağlantı daha olmalı ama köprü yerine alt geçit olsa daha iyi olur bence.. Bu da SİT alanlarına, ormanlara, halka zarar vermeyecek

• Hesaplanamayan maliyetler ise kişinin veya ailesinin psiko-sosyal yaşamı üzerine spor yaralanmalarının zararlı etkileri. • Bu maliyetler ancak bir dereceye kadar yaşamın