• Sonuç bulunamadı

Vasfi Rızanın bir mektubu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vasfi Rızanın bir mektubu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

19 Şubat 1951

NALINA

M IH IN A

V asfi Rızanın

bir mektubu

ziz dostum değerli ve se­ vimli sanatkârımız Vasfi Rıza Zobudan bir m ek-tub aldım. Vasfi Rıza, bu mekek-tubu­ nun sütunumda neşrini istedi Şirin artistin bu arzusunu memnuniyetle yerine getirerek bugün sütunumu onun yazışma tahsis ediyorum

«Aziz dostum efendim.

Kafamda takılıp kalan iki zevkli yük var: Biri İstanbul şehrine aid. Herkesçe malûm olan bir şey ama, Kristof Ko- lomb'un yumurtası gibi, derlenip to­ parlandığını şimdiye kadar duymadım Eğer neşredilip söylenmemişse, hoşuna gidecek.

İkincisi de: Namık Kemale dair... Bü­ yük şairin hayatlle meşgul olanlara eğer bu da meçhulse, bildiğim bu ri­ vayeti sana nakletmekle de zevk duya­ cağım. Evvelâ İstanbuldan bahsedelim: Bu güzel şehir, Bizans olarak, asır­ larca İsmini taşıdığı İmparator «Kons- tantin» tarafından kuruldu. Nihayet son Bizans İmparatoru «Konstantin» tarafın­ dan OsmanlIlara terkedildl. Teslim alan OsmanlI hükümdarının İsmi «Mehmed» dir. Asırlarca sonra son OsmanlI hü­ kümdarı «Mehmed» tarafından Alaturka terkedildl.. (Malûm olduğu üzere Va- hideddin: «Altıncı Mehmed» unvan ile tahta çıkmıştı.) Bu gartb tesadüflere bir ek daha yapacağım:

Bilirsin ki: «Mehmed» İn aslı «Mu- hammed» dir. Türk’.er, Peygambere olan hürmetlerinden bu değişikliği yapmış olacaklar. O halde iki OsmanlI hüküm­ darının ismi de Peygamberimizin bi­ rinci ismi gibi «Muhammed» İdi. Haz­ ret! Muhammed’ln İkinci İsmi de «Mus­ tafa» İdi. Bu İsim, Atatürkün de birinci ve asıl İsmi İdi. Böylece, İstanbulu, Muhammed, Mustafa’ya teslim etmiş oldu.

Namık Kemalin, Sultan Aziz zama­ nında Ebüzziya İle Kıbrısa sürgüne git­ tikleri malûm. Abdülazlzln hal’lnden sonra Istanbula döndükleri ve Abdül- hamid zamanında Namık Kemalin Mi­ dilliye sürülerek mutasarrıf olduğu ve orada vefat ettiği de malûm. Fakat na,- şınm Midilliden Geliboluya nakledilip Süleyman Paşanın kabri yanma ne se- beble defnedildiği de malûm mu bil­ miyorum. Mithat Cemal Beyin eserini maalesef daha okuyamadım. Eğer -k ıy ­ metli olduğunu duyduğum- o eserde de 1 bahsi geçmiyorsa, ben babamdan duy­ duğumu nakledeyim:

Sultan Hamldln, kuşkulandığı bazı zevatı, onlara sahte dostluk gösterip sa­ raya alıştırdığını biliriz. Ebüzziya mer­ huma da aynı siyaseti kullanmış, saraya girip çıkması İçin bahaneler bulmuştu. Babamın da bazı İnşaat işlerinden do­ layı Yıldızla münasebeti vardı: o da saraya girer çıkardı. Namık Kemalin vefatı haberinden bir İki gün »onra Yıldıza giderken, Ebüzziyamn beşuş bir çehre ile saraydan çıktığım görmüş.. Babam merhum, hikâyeyi şöyle anlattı’ Namık Kemalin vefatı günlerinde, ya- kin dostunun böyle tebessüm etmesine bir mana veremedim; dayanamayıp: «Hayırola beyefendi?» dedim. Bana: «Şimdi Namık Kemal Bey merhum için bir İrade istihsal eyledim,» dedi ilâ­ ve etti: «Malûmunuzdur kİ merhumla vaktile Kıbrısa aynı vapurda beraber gitmiştik. Vapurumuz Gelibolu önünde bir müddet İçin demirlemişti- Güver­ tede beraberce Gelfboluyu seyrederken. Namık Kemal Bey: (Allah, şimdi şu anda canımı alsaydı da, beni Süleyman Paşanın yanııza deteetseydlierl) de­ m işti Vefatı, haberini duyunca, bunu hatırladım. Bu sözün açık bir vasiyet olduğunu şimdi padişaha arzettim. Ka­ bul buyurdular ve na'şinin Geliboluya. Süleyman Paşanın kabri yanına nakle­ dilip defnedilmesini irade ettiler,» dedi İşte azizim Daverclğim, üstümdeki yükü böylece sana devrederek, gözle­ rinden öperim.»

Bir tarih meraklısı olan Vasfi R ı­ zanın bu yazısını aziz okuyucula­ rımın da benim gibi beğendiklerini ümid ediyorum. Bana bir giin din­ lenmek imkânını verdiği için, dos­ tuma teşekkür ederim.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

309-320; Ahmet Karataş, Türk-İslâm Edebiyatında Manzum Menâsik-i Haclar ve Nâlî Mehmed Efendi'ye Atfedilen Menâsik-i Hac (Edisyon Kritik) yüksek lisans tezi, 2003,

Parçalanmış ailelerde aile bütünlüğünün olmaması, aile içi sorunlar ve ekonomik yetersizlik gibi nedenlerden dolayı bu ailelerden gelen çocukların

Yerden kendi motorlar› yard›m›yla havalan›p uzaya gidebilen ve görevi bitti¤inde ayn› flekilde dönüfl yapabilen uzay araçlar› ya- p›m› için X-33 projesi ortaya

“Ayasofya Hamamı, büyük şehri tezyin eden İstanbul’umuzun üzerinde milli imar damga­ larımızdan biri olan eşsiz kıymette bir yapı­ dır ki yalnız hamam olarak

Gidip tarihi çevreyi sadece bir yapı olarak görürsek şu binadan hiçbir farkı olmaz.” Ayrıca tarihi çevre bilincinin bireylere, geleceğe yön verebilme meziyeti

Namıq Kemal, Subhi paşanın ölümü dolayısiyle kardeşi Abdul-Halim beye yazdığı mektubda, Ayşe hanımın ifadesini teyid etmekte ve "Subhi paşa merhum,

bir müddet sonra Puşuctıoğ luna yine para lâzım olmuş, bi­ rinci yalanın ikinci fasiint hazır lıvafak Mestan efendiye gitmiş., efendi külhani kahvecinin

Bruselloz olgular›nda akut kolesistit, pankreatit, perito- nit ve mezenterik lenfadenite ba¤l› geliflen akut bat›n tablo- lar› nadir de olsa bildirilmifltir (3-6,12)..