Zavallı Kim?
Ziya Gökalp mı, bizler miyiz, yoksa gençlik mi? Yazan: Muhittin Bilgen
Eğer arkadaşlarım, ellerindeki fotoğrafı gös termemiş olsalardı inanmakta tereddüd edecektim. Gösterdiler; inanmaktan başka çare kalmadı; Ziya Gökalp ihtifali, sonbaharın bu güzel gününde, ses siz ve sadasız, birkaç kişinin mezara i>ir çelenk koy masından ibaret kalmış!
Zavallı Ziya Gökalp... «Bu memlekete faydalı olamıyorum!» diye daha genç yaşında tabancayı al nına dayamış ve sonra da, en olgun yaşında, onun tesirde ölüp gitmiş olan millet adamı!
Ziya Gökalp, halk ve millet sevgisinin canlı bir haykçli idi. Ziya, gençlik için bir miirşid, Türkiye için bir hoca idi. Hayatının en büyük zevki, gençliği etrafına toplamak ve ona ruhunda uyanan millî nurdan hisse vermek için uğraşmaktı. Gençlerin ku surlarını görür ve affeder ve müsamaha gösterirdi.
G e n ç l i k onun için, Eminönü Halkevinin
çelengini getiren iki hademeden başka ziyaret eden bulunmıyacaktı. Mezarın başında Halkevinden Bay Halid orada bulunanları bir dakika sükûta davet et miş, bütün ihtifal de bu bir dakika sükûttan ibaret kalmış, bir dakika sonra herkes kabristandan çıkıp gitmiştir.
Ziya Gökalp’de milliyetçilik fikri daha küçük yaşta başlamış ve henüz rüşdiyede okurken şu şiiri yazmıştı:
Tarlada, tezgâhta çalışan biziz; Bu devlet, bu millet, bu vatan biziz; Ey sultan, sen çekil, hükümdar biziz! Dikarbakırda okumakta olduğu rüştiye makte- bini teftişe gelen Sırrı paşa ve Diyarbakırda menfa olarak ikamete memur Ramiz Molla teftiş esnasın da Ziya Gökalp'in ateş zekâsını büyük takdirlerle
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi