77-
5c?6
olacak sergiye bir göz atalım.
Kapıdrn girince Cihat Burak'ın gra vürleri ile karşılaşıyoruz. Onları mev sim başında görmüştük. Nejad da daha geçen hatta eserlerini teşhir etmiş sa natı üzerine geniş ve tam bir fikir ver mişti.
Sonra, Hakkı Anh’nın bir siyah - be yazı var. Grafik değer taşıyan resmi. Prof. Macit Gökberk ödünç vermiştir.
Oktay Günday dört pentür teşhir edi yor ve müzikteki taklit âhenklerini ha tırlatıyor. Yaşar Yeniceli’nin romantik ve aynı havadaki iki kompozisyonu ser giye E. Mengü ile R. Anhegger tarafın dan verilmiştir.
Avni Anbaş, biri şair Müştak Erenus, ötekiler armatör Nazım Kalkavan tara fından ödünç verilmiş sekiz resimle tem sil edilmektedir. Olgunluk çağında olan sanatçı, pentürün özünü kavramış ve vermeği başarmıştır. Avni Arhaş’m res ininde klâsik değer tadım alıyoruz.
Sergiye on resimle getirilmiş Abidin Dino’nun İstanbul’da iken yaptığı kro kilerin röprodüksiyonları da görülüyor. Onların yanında Cezayir savaşları dev resinden, Akdeniz peyzajlarından örnek ler var, hepsinde de damgası!. Resimle ri muharrir İlhan Selçuk. Yaşar Kemal, Sabahattin Eyüpoğlu, Nazım Kalkavan ve Emel Ustaoğlu, koleksiyonlarından ayırıp vermişlerdir.
Bir siyah - beyaz, bir de pentür ile sergid e gördüğümüz Tiraj e Dikmen’in eserlerini oraya kız kardeşi ressam Şük
riye Dikmen getirmiştir. Son yıllarda
Tiraje Paris’te bir sergi açmıştı.
Mübin, Nazım Kalkavan’a ait güzel
bir kompozisyon, Jülide Taşdur’dan alın, mış bir triptik (üçleme) ve bir pentür ile sergidedir. Renk âhenkleri veriyor, : fakat pentürde boyalar akmış ve önem,
senınemiş. i
RESİM
Parisli
Türk
11-fitH s
ressamları
Resimler
Paris’den
geldi, ama gümrük
ten çekil emedi. V e
sergiyi ilân edilen ta
rihte açmak için, on
ların
İstanbul’daki
özel koleksiyonlarda
bulunan
resimlerini
ödünç olarak topla
mak gerekti.
T
ürk — Alman Kültür Merkezi, Ka sım’ın üçüncü günü, Fransız Kül tür Merkezi ile işbirliği halinde, Paris’te çalışmakta bulunan Türk res samlarından on sanatçının son eserlerin den bir sergi açacağını bildiriyordu.ilân edilen tarihte sergi açıldı ve o-
rada, Hakkı Atılı, Avni Arbaş, Cihat
Burak, Tiraje Dikmen, Abidin Dino, Ok tay Günday, Nejad, Mübin; Fikret Mu- allâ ve Yaşar Yeniceli’den kırk kadar çeşitli resim gördük- Fakat bunlar, bu ara İstanbul’da bulunan Nejad ile Ci
hat Burak’mkiler müstesna Paris’ten
bu sergi için gönderilmiş olanlar de
ğildi; çünkü, Fransız Kültür Merkezi, re simler memleketimize geldiği halde bun lan gümrükten çıkartmamıştı. Türk — Alman Kültür Merkezi de aynı ressam ların İstanbul’da muhtelif koleksiyon cularda ve dostlarında bulunan eserle rini ödünç almak suretiyle, ilân edilen tarihte bir sergi tertibini başarmıştı ye ni bir sergi daha açma ümidi ise forma litelerin bitirilmesine bağlandı.
Bn ümidin gerçekleşmesini bekliye
duralım, geliniz, 18 kasıma kadar açık
V e muharrir T ahaT oros, Fikret Mu- allâ’nın 946’da yazılıp bezenmiş mektup lan ile ondan dört resmi sergiye koy muş. Yanlarında, ressamın Ara Güler tarafından çekilmiş son fotoğraflarından
biri var. Fikret Muallâ’nm resimleri
uzun yıllardır belki otuz yıl, memleketi, mizde teşhir edilmiş değildir. Halbuki, bundan sekiz, on ay evvel Paris’te bir sergisi açılmıştı ve kendisinden çok bah sedilmişti. Fikret Muallâ çeşitlj akım- ; lar karşısında kayıtsız kalmış, tarzını ge iiştirmiş ve nihayet kendisini kabul et tirmiştir. Bu bakımdan övülmeğe değer ve örnek alınmağa- ’JahaToroşjun kol leksiyonundan verdiği resmîTercfe, Fik ret Muallâ’nm son dünya savaşından ön ce memlekette iken yaptığı ile şimdiki, ler arasındaki bağ, yâni kişilik va olgun luk, açıkça görülmektedir.
Ataç’rn sergisi
Mustafa Ayataç, Beyoğlu’nda Şehir
Galerisinde sergisini açmıştır. Bu sanat çının cömert renkleri, rahat kavranan bir ifadesi var. Sergide yirmi kadaı kona pozisyon vermektedir. Bunlar plâstik da ğer olarak pano eskisleri havası taşı maktadır.
Mustafa Ayataç duvar resimleri ya pacak olursa daha da dikkati çekebilir sanıyoruz.
Kabartma resim,
insan sanat adı altında tertiplenmiş, fakat gerçekte onunla ilgisi olmıyan ser.
gilerle karşılaşınca şaşkına dönüyor.
Üstelik bu sergi tam bir safiyetle ha
zırlanmış olursa!. j
Örnek olarak Beyoğlu’nda, Olgunlaş ma Enstitüsü salonlarında gördüğümüz “ Kabartma resim” sergisini vereceğiz* Bayan Madya Mıhitar tarafından açıl, dığı bildirilen sergiyi merakla gezdik. Bir takım bebekler, yarılarından,. boy- ' dan boya kesilip çeşitli manzaralar ü- zerine yapıştırılmış, çerçevelenip dıvara tablo diye asılmış, içlerinde ördek ve tavşan kardeşlerden tutun, neler yok?.
Ancak oyuncakçı mağazalarında yerî
olan bu dikkatli el işleri nasıl olup da “ Olgunlaşma Enstitüsü” adı taşıyan bir yerde sergi diye açılıyor?
Bu sorunun karşılığını her halde biz
verecek değiliz. j
Fikret ADİL *
SAYFA: 19. ,
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi