• Sonuç bulunamadı

[Zeki Paşa'nin hayatı]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "[Zeki Paşa'nin hayatı]"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Asker, komutan ve yazar Zeki Paşa.

Zeki Paşa, hayatının son döneminde oğlu Prof. Vedat ö r s (ölm. ¡981) ile Azaryan Köşkü nün bir terasında (1914).

nın Officier rütbesi verildi (BOA, H.t. 15458; 1 Safer 1290/31 Mart 1873). Herkes İhtilâlinde (13 Nisan 1875) ve Osmanlı-Rus Savaşı’nda (24 Ni­ san 1877). Balkan Ordularında diplomatik kur­ ye olarak görev aldı. Bu arada “Rütbe-i ûlâ sı­ nıf-1 e v v e l i erişerek Üçüncü Rütbeden N İŞÂN-l  L Î-İ OSM AN/ verildi (BOA. D.t. 50156; 12 Safer 1293/9 Man 1876). Zara Şeh­ benderliğine atanarak rütbesi *Ûlâ smıf-ı sâni- s/ ’Yıe yükseldi (BOA, D. I. 16553; 21 Rebiulâhir 1294/5 Mayıs 1877). Türkiye’ye iade edilen Türk savaş tutsaklarını İstanbul’a getirmek üzere Bükreş’e gitti (7578).Chrisüan Balş’uı 12/24 Ağustos 1878’de İstanbul’da Romen diplomatik görevlisi Mihail Kogalniceanu’ya şunlan naklettiğini görüyoruz: “Bana öğretilen­ lerden şu sonuç çıkmaktadır. Bâbıâli kendisi ile Romen hükümeti arasında daha iyi ilişkilerin varlığını dilemektedir. Ve sadece hükümetinin güvenini pekiştirmekle kalmayıp Bâbıâli tara­ fından da tasvip edilen niteliğe sahip, aynı de­ ğerde bir temsilcinin Romen Hükümeti tarafın­ dan İstanbul’a atanmasından sonra Bükreş'e tam yetkili bir ortaelçi atanmaya hazırdır...Bu anlamda Azaryan Efendi Bâbıâli tarafından Ekselansları ile (Romen Kralı) ilişki kurmaya yetkilendirilmiştir. " (Bükreş Dışişleri Bakanlğı Arşivlerinde saklanan bu belge Romanya eski Dışişleri Bakanı George Macovescu tarafından

Zeki Paşa'nın eşi Adviye Hanın

Zeki Paşa’nın kızlarından Şaibe Hanım. Zeki Paşa’nın kızlarından Saadet Hanım.

M AG AZİN İSTORİC’te yayımlanmıştır/Nu.5 (122), Mayıs 1977, s.56).

Bükreş’teki görevini başanyla sonuçlandır­ dığından Romanya Hükümeti tarafından nişan­ la ödüllendirilen (BOA, H.t. 17037; 20 Muhar­ rem 1296/14 Ocak 1879) Azaryan Efendi, bir yıl sonra Petersburg sefarethanesi Başkâtipliği­ ne atandı (1879) ve üç buçuk yıl bu görevde kaldı. Bu arada kendi aracılığıyla Tophane-i Âmire için Amerika’daki *Rednick Arm y & Union Metallic Cartridge Companies ” müesse- sesinden otuz milyon fışenk satın alındı (BOA, D.İ. 69525; 2 Muharrem 1300/13 Kasım 1882). Aynı yıl Korfu Başşehbenderliğine (BOA. H.t. 18013; 21 Safer 1300/1 Ocak 1883) ve Peters­ burg Sefareti İkinci Katipliğine atandı. Rusya Devleti tarafından SENT A N nişanı ile taltif edildi (BOA, H.t. 18030; 26 Safer 1300/6 Ocak 1883). Kısa sürelerle bu görevlerde kaldıktan sonra aym yıl Atina Sefareti Başkâtipliğine atandı (BOA, H.t. 18266; 12 Şevval 1300/16 Ağustos 1883). Daha sonra ikinci kez Zara Baş şehbenderliğiyle görevlendirilen Azaryan Efen- di’ye Avusturya Devleti tarafından FRANZ JOSEPH nişanı ile taltif edildi. (BOA, H.t. 19506; 19 Şevval 1304/11 Temmuz 1887). Da.ıa sonra Kalas (Galats) Başkonsolosluğu görevin­ deyken (1890-1892) Tuna Nehri Uluslararası Sey­ rüsefer Komisyonu’na başkan seçüdi. Bu arada

Yunan Devleti tarafından Üçüncü Rütbeden SAUVEUR nişanı verildi (BOA, H.t. 21108; 25 Zilkade 1309/21 Haziran 1893). Uzun süre bu ve buna benzer hariciye görevlerinde bulunduk­ tan sonra, Belgrad Sefirliğine getirildi (1908), ardından Meclis-i Âyân üyesi oldu. Buradan Hariciye Nezareti Müsteşarlığına atandı (1909). İkinci ve Birinci rütbeden M ECtD t ve Birinci rütbeden OSM A N Î nişanlarıyla taltif edildi.

Ermeni Cemaati yönetim işlerinde de önem­ li mevküer işgal eden Azaryan Efendi İstiklâl Caddesi ndeki evinin altındaki eczahanede bu­ lunduğu sırada çıkan yangında öldü (17 Nisan 1922) ve Şişli Ermeni Katoük Mezarlığına gö­ müldü. Azaryan Efendi, çalışkanlığı ile ün yap­ mış yetenekli bir hariciyeci idi.

(78) 1849 yılında Aydın’da doğan Zeki Paşa, Şeh­ remaneti Meclisi üyelerinden Ali Remzi Efen- di’nin oğludur. Harbiye’den Erkân-ı Harb Yüzbaşılığı ile mezun oldu (1872). Osmanlı - Rus Savaşı’na katılarak (1877-1878) Müşir Sü­ leyman Paşa’nın yaverliğinde bulunduktan sonra Padişah yaveri (Yaver-i Hazret-i Şehriya- ri) ve şehzadelerin muallimi oldu. İkinci rütbe­ den NİŞAN-I OSMAN! Ue taltif edildi (BOA, D./. 67891; 27 Rebiulevvel 1299/16 Şubat 1882). Liva (Tuğgeneral) rütbesiyle Metâtib-i

Askeri-214

(2)

Zeki Paşa’nın damadı ve Zeki Kuneralp’ın babası gazeteci ve yazar Ali kemal Bey.

Aznavur Evi (1980).

AZNAVUR EVİ

Gazi Mihal sokağında (Maden) 642

m2’lik bir alanda yer alan 11 numaralı iki

katlı, 20 odalı bahçeli ahşap ev, ilk sahibi

Levon Aznavur’un|81> ölümünden sonra

ye (Asken Okullar) Nazırlığına atandı (¡883). Sahip olduğu ikinci rütbeden NİŞAN-/ OSMA- Nİ, birinci rütbeyle değitirildi (BA, D.İ. 73294; 10 Şevval 1301/3 Ağustos 1884). Bu görevi mu­ hafaza etmek üzere Tophane-i Âmire Müşirli- ği'ne atanarak (BA. Dİ. 97023; 24 Muharrem 1309/30 Ağustos 1891). Vezirlik rütbesi verildi (BA, D.İ. 97290; 4 Safer 1309/9 Eylül 1891). Fransa Hükümetî’nden M A ARİF-İ UMUMİYE ZABİTİ nişanını aldı (BA. D.İ. 10122; 30 Zil­ hicce 1309/26 Temmuz 1892). II. Abdülhamid'e Sadaret makamına kendisinin getirilmesine da­ ir dileğini içeren bi ariza sundu (BA, Y.E. 15/

1305-74-14). ¡kinci Mcşrutiyet’ten sonra rütbe­ si alınan paşalar arasında önce Büyükada'ya, ardından da Rodos'a (I1X)9-I9II) sürüldü. Af­ fedilip Avrupa'ya seyahat ettikten sonra İstan­ bul'a dönerek Büyükada'da öldü (1914).

II. Abdülhamid vükelâsının en bilgililerinden biri olarak tanınan Zeki Paşa, Fransızca, Al­ manca ve İngilizce bilirdi. “Makine! Aliye", “Sun uf-1 Selâse Tabiyesi", “Tabiye Misalleri" adlı eserleri basılmıştır. Zamanında askerî okullar, istibdat yönetimine karşı saygı ve de­ ğer bakımından oldukça ilerlemiş ve Zeki Paşa uyanık ve bilgili subayların yetişmesine hizmet etmek suretiyle İkinci Meşrutiyet in hazırlan­ masına dolayısıyla yardım etiştier. Kuvvetli

Ali Kemal Bey’in ikinci eşi Sabiha Flamm.

İtalyan uyruklu eşi Mikele Viıjini’ye (17

Kasım 1917), onun ölümünden sonra oğlu

Mişel Aznavur’a (17 Aralık 1933), onun

ölümünden sonra da Mişel’in (1902-1976)

eşi Fatma Melek ve kızı Suzi Suzan Azna­

vur ile Ohannes Giovanni kızı Fransız uy­

ruklu Rosemarie Larrumet’ye (26 Eylül

1979

p 2) geçmiştir.

BACANOS EVİ

Çankaya caddesinde (Nizam) yer alan

49 numaralı ÇAM apartımanınm 6 nu­

maralı dairesinin ilk sahibi Yorgo Baca-

nos(H3> ile eşi Despina’dır (Ekim 1970).

Yorgo Bacanos, ölümüne kadar (24 Şubat

1977) yaz aylarında bu evde oturmuştur.

BAFRALI AHMED BEY KÖŞKÜ

Nevruz Mevkii sokağında (Karanfil)

4 84,50 m2lik bir alanda yer alan 30 nu­

maralı üç katlı bahçeli ahşap ev, ilk sahibi

Bafralı Ahmed Bey’den eşi Saime Ha-

nım’a (29 Kasım 1931),ondan da satış

yo-kültürü ve yabancı dil bilgisiyle tanınan Sedat Zeki ö r s ile Vedat Zeki Örs, Zeki Paşa nın oğullarıdır.

(79) 1899 yılında İstanbul'da doğan Vedat ö rs, Top­ hane müşiri Mustafa Zeki Paşa’nın küçük oğlu­ dur. Rodos’taki Saint-Jean Baptiste, İstanbul (Kadıköy)'deki Saint Joseph Fransız okullarında ve Galatasaray’da okudu (1911-19/4), Berlin’de­ ki Siemens Oberrealschule’yi bitirdi (1918). İs­ viçre’de Bern Üniversitesinde Romanoloji dok­ torasını yaptı (1929), Paris ve Londra büyükelçi­ liklerinde (1930-1937), Ankara’da TürkoFıs’tc, sonraları Ziraat Bakanlığinda çevirmen olarak çalıştı. Ankara radyosunda spiker (Fransızca, İs­ panyolca), Ankara Üniversitesi Fen Fakülte­ sinde İngilizce okutmanı. Siyasal Bilgiler Fakül­ tesinde de İngilizce ve Fransızca okutmanı ola­ rak çalıştı. 1970’de emekli oldu, ölüm ünde (Ma­ yıs 1981) Feriköy Mezarlığina gömüldü.

ESERLERİ

1- Jacques Delille, Poète célèbre, 1738-1813” (ünlü şair J. Delille, 1738-1813; doktora tezi); 2- “Sur une réforme de la syntaxe turque" (Türkçe sentaksıaın bir reformu hakkında); 3- "Revue de TEnseigmemenl supérieur"(1937);4- “Türkçenin

Diplomat ve yazar Zeki Kemal Kuneralp, Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreter Muavini olduğu sırada

(1959).

ıslahı lâzım ve kolay bazı noktaları ” (Dil Kongresi Bülteni, 1942). Bu iki araştırmayı Sedat ö r s ile birlikte yaptı.

(8 0 ) 5 Ekim 1914’te Büyükada'da (İstanbul) doğan Zeki Kemal Kuneralp, Ali Kemal Bey’in oğlu­ dur. Bern Gymnasium’unu, Bern Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdikten (1938) ve aynı üniversitede doktorasını verdikten sonra, Dış­ işleri Bakanlığına girerek (1941), sırasıyle Bük­ reş elçiliği 3. kâtibi (1943-1947), Dışişleri Genel Sekreteri özel Kalem Müdürü (1947-1949), Prag elçiliği 3. Kâtibi (1949-1952), Nato dele­ gasyonunda Başkâtip ve Müsteşar (1952-1957), Dışişleri Genel Sekreter Siyasî Muavini (1957- 1960), Genel Sekreter (1960), Bern Büyükelçisi (1960-1964), Londra Büyükelçisi (1964-1966), Genel Sekreter (1966-1969), ikinci kez Londra Büyükelçisi (1969-1972), Madrid Büyükelçisi (1972-1979) olarak görev yaptı. 1979’da emekli olan Kuneralp’ın Sadece Diplomat" (1981), “İkinci Dünya Harbinde Türk Dış Siyaseti" (1983) ve “A li Kemal ö m rü m " (1985) adlı ya­ yınlanmış eserleri vardır.

(81) Saray eczacıbaşısı olan levon Aznavur'un Gala­ tasaray’daki “Aznavur Pasajı" günümüzde de varlığını sürdürmektedir.

215

Referanslar

Benzer Belgeler

Evvela, herbiri bir vecize, yani çok manalı, az sözlü hakikat ifade eden atasözlerimizden birinde, “ Mart ayı, dert ayı” demişlerdir?. Neden

Yöntem Araştırma Problemi Araştırmada, ortaokul sekizinci sınıfta öğrenim gören öğrencilerin seviye belirleme sınavından aldıkları toplam puanlar, seviye belirleme

Ġki ordunun karĢı karĢıya gelmesini, halkın zarar görmesini ve olayların çığırından çıkmasını önlemek için PadiĢah’la, Meclis-i Mebusan’la ve

Ancak Moskova’dan eski bir tanıdık ve gerçek bir centilmen olan Yarbay İgnadieviç’ in şehirdeki bataryaya tayini ile hayatlarına bir miktar renk gel- miş, en küçük

Mahallelere göre tarihi bina yüzdesi, mahallelere göre tarihi bina alaninin toplam alana orani, mahallelere göre tarihi bina insaat alaninin tarihi olmayan bina insaat alanina

Demokrasiyi milliyetçi açıdan yorumlama (millî demokrasi); devlet içinde değişik uygulamalara sahne olmuştur. Örneğin, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nda

kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanlar ının orman sınırları

dın çevresinden derlediğimiz bu anlat- mada anne keçinin üç değil, yedi oğlağı vardır, Kurt hem sesini değiştirerek, .hem de ayaklarını boyayarak girdiği-ev­ de