• Sonuç bulunamadı

Haydarpaşa Garı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Haydarpaşa Garı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

U-t-99

Otto Ritter ve Helmut Cuno adında iki Alman mimar tarafından yapıldı ve 1908'de hizmete girdi

Deniz üzerine çakılan

1100 ahşap kazığın

üzerine oturtulmuş olan

Gar binası, Orta Avrupa

Barok mimarisi, Alman

Rönesansı ve Neo-Klasik

üslupların eklektik bir

örneği. Haydarpaşa

Garfnın hikayesini,

Skylife Dergisi'nin Ocak

'99 sayısında Eray

Yolgezer yazdı.

1

970 öncesi yılların Türk filmlerinden tamdık bir görüntü; elinde tahta bavulu ile genç bir adam kemerli büyükçe kapıdan geçerek ilerler, merdivenlerden yavaşça inmeye başlar. Adam bir an durur, kamera daha geniş bir açıdan arkasındaki devasa yapıyı görüntüler. Adamın bakış açısından ise yüzlerce insan geçip gitmektedir: bütün karmaşıklığı, kalabalığı ve büyüsü ile İstanbul'la yüzleşme zamanıdır. İşte bu tamdık görüntüde yer alan ve Ortaçağ şatolarım hatırlatan mimarisi ile inşam hayran bırakan yapı Haydarpaşa Gan'dır.

Haydarpaşa Garı, adım kurulduğu yerdeki çayırdan almaktadır. Mevacip

defterlerine göre, 1533 yılında vezirliğe kadar yükselen Hadım Haydar Paşa'mn bahçesinden adım alan semtin tarihi 17. yüzyıl tarihçisi Aramya Çelebi'ye göre Bizans dönemine kadar

uzanmaktadır.

Bağdat Demiryolu Hattı

Bölgenin kaderi, 1873 yılında İstanbul-İzmir

demiryolu hattının açılması ile değişir. Çayın ikiye bölen demiryolu hattının son noktasına bir gar binası inşa ettirilir. 1899-1903 yıllan arasında, depolama tesisleri ve deniz kıyısına inşa edilen mendirekle birlikte giderek önemi artan istasyon, tren yolu hattının Anadolu’nun çeşitli şehirlerine doğru uzatılması ile yetersiz gelmeye başlar.

Osmanh devletinin 19. yüzyıldaki en büyük projelerinden biri Bağdat Demiryolu Hattı'ydı. Bu hattın başlangıç noktasma görkemli bir yapı inşa etme arzusuyla gündeme gelen Haydarpaşa Garı, Almanlarla ortak finanse edildi. Otto Ritter ve Helmut Cuno admda iki Alman mimar tarafından 30 Mayıs 1906 tarihinde yapımına başlanan ve büyük yolcu salonu 1908

• Fotoğraf: Gülhan KIRDI

• Fotoğraf: Önder DURMAZ

Haydarpaşa Garı’nın kuşbakışı görünümü (en üstte); Gar binasının içi

her daim loş ve insanı büyüleyen bir atmosfere sahip (üstte); Binanın

hemen dikkati çeken kulelerinden detay (sağda ve solda).

• Fotoğraf: Gülhan KIRDI

yılında bitirilen yapı, iki jul içinde bütünüyle tamamlandı.

Deniz üzerine çakılan 1100 ahşap kazığın üzerine oturtulmuş olan Gar binası, - mimarlarının Alman olmasının da etkisiyle- Orta Avrupa Barok mimarisi, Alman Rönesansı ve Neo-Klasik üslupların eklektik bir örneğidir. İki kolu farklı uzunlukta olan "U " planlı binanın iç avlusu kuzeye bakmaktadır. Merdivenler üzerinde yükseltilmiş olan ve köşe kulelerinin bulunduğu deniz cephesi ise güneye bakmaktadır. Beş katlı binanın her katındaki koridorlara sıralanmış olan odalar büro olarak kullanılmaktadır. Özgün kalem işi bezeli tavanları ile dikkat çeken odalardan bugün

sadece "permi odası" olarak kullanılan mekan orijinal haliyle durmaktadır. Köşe kulelerinde, üst katlara doğru küçülen dairesel planlı mekanlar yer almaktadır. Güney cephesindeki merdivenlerle yükseltilmiş platformdan girilen ve

peronların bulunduğu iç avluya açılan salonda, tavanlarla duvarların buluştuğu yerde bulunan bezeli furuşlar, kemer ayaklarındaki alçı kabartma barok bezemeler ve renkli vitraylar olağanüstü güzelliktedir. Kuzey tarafındaki avluda, çelik strüktürlü peron bölümü bulunan binanın cephesi, Bilecik'ten getirilen sarı-gri renkli lefye taşıyla kaplanmıştır.

Boğaz'a Marmara tarafından

girildikten hemen sonra beliren ve büyük bir vakarla Avrupa yakasım gözler gibi duran bu dev yapı 100 yıla yaklaşan tarihinde bir dizi önemli olayın ve şimdi adı-sam bilinmeyen yolcuların unutulmuş hikayelerinin sessiz tarağıdır.

Büyük patlama

Haydarpaşa Gan, Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1917 yılının 6 Eylül günü,

Anadolu'ya götürülmek üzere garda depolanmış olan cephanenin patlaması sonucu ağır bir yara almıştır. Kısa süre içinde, çatısı dışında aslına uygun olarak yenilenen Haydarpaşa Gan, motorlu araçların kullaramının yaygınlaştığı döneme kadar

İstanbul'un Anadolu yakasındaki banliyölere

yönelik en iyi ulaşım noktasıydı. Başta anlattığımız film sahnesi, sadece hayalgücü geniş sinemaalann filmografik bir imgesi değildir. Gerçekten de, yıllar boyunca Anadolu'dan İstanbul'a gelenlerin vanş noktası, İstanbul'dan Anadolu'nun ücra

köşelerine giden askerlerin, bürokratların, tüccarların, köyünün hasreti ile yaşayan göçmen işçilerin uzun yolculuklarının ilk adımı olmuştur.

Haydarpaşa G an onlarca yıldır, Doğu’nun gizemli yollarına vurup gitmenin ayrılık valsi ve İstanbul'un büyülü havasma kavuşmanın bitimsiz telaşıdır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

corruption , le trafic dés emplois publics con­ tinua comme auparavant, et lui-mérae exigea de l'argent des titulaires auxquels il avait con­ féré gratuilemmt des

藥物與維他命交互作用注意事項 維他命是維持人體成長、健康及身體代謝所必須之營養,一般市售維

[r]

Tarihi eserlerin korunması ve yüzey çatlaklarının onarılması için hidrolik kireç, horasan harcı gibi koruyucu ve yapıştırıcı maddeler kullanılmaktadır. Fakat bu

Bu sene Demiryolları idaresi tarafından ve- rilen esas projeler dahilinde mühendis Mehmet Galip ve İbrahim Galip Beylerin [İnşaat idarei.. fenniyesi] firması bu çatıyı

• 28 Şubat 1962 yılında, liderliğini Alexander Kluge’nin yaptığı 26 sinemacı Oberhausen’de, Alman kısa film günleri sırasında bir araya gelmiş ve Oberhausen

Almanca genel olarak yazıldığı gibi okunur, fakat Almancanın kendine özgü bazı okunuş biçimleri söz konusudur.. Yabancı sözcüklerde yer alan / c / ünsüzünün başka

Ebelik Öğrencilerinin Gebelikte Şiddete Yönelik Eğitim Alma Durumuna Göre Dağılımı. Sayı