• Sonuç bulunamadı

Sarısözen'i kaybettik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sarısözen'i kaybettik"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

“ T T. T A 3 ^ 4 » t »

' t

'

______' ■

* ^________________________________ BEŞ

____________iiiiuiwimuiwtmiiiii, — —

|KAYBETTİĞİMİZ KIYMETLERİ

1

... ...—.■ıııiHinımııımnıımımı---

1

Sarısözen i kaybettik

Yazan: Halil Bedi Yönetken

A n k a ra Devlet K o n serv atu arı folklo r arşivisti. K o n s e rv a t u a r mü zik fo lklo ru dersi öğretmen i, An­ k a ra Radyosu «Y urttan Sesler» e- kipinin k u ru c u ve yöneticisi —aynı zam a nda İs tanbul ve İzm ir ra d y o ­ ları Y u rtt a n Sesler ek ip lerinin de kurucusu-— Muzaf fer S a n s ö z e n ’i kaybetm iş b ulu nuyoruz. Bu üful k arşısında ne k a d a r acı d uysak y e ­ ridir,

1937 de başlayıp 1953 yılına k a ­ d a r 16 yıl devam edan ve 10000 halk ezgisinin plâğa, tele ve ban­ da a h n m a s iy le sona ere n resmi d erlem e gezilerine b erab erce ka­ tılmış, bu çalı şm a la rd a kendisini yakın dan tanımış, uzun yıllar bo­ yu nca sür en te hlik eli se y a h a tle r d e k ad er birliği etmiş bir insan ola­ ra k ebediy ete göçmüş olan değerli arkadaşım ın hiz m et ve k a lite le rin ­ den bir kısmını olsun belirtm ey i edası boynum a borç bir vazife b il­ dim,

M em le ket h alk ezgilerini resmi ola rak tesbit etm e hareketi bizde | Saffet A rıkan'ın Maarif Vekilliği zam anın da başlar. A im an y ad a n ge tirtilen, hem e le k t ri k , hem a k ü m ü ­ la tö rle rle çalışan «Saja» m a r k a lı alıcı ve verici ses kay deden m a k i ­ n eler le 1937 yılı 17 ağustosunda An- k a ra d a n Sivasa ha re k e t eden, Haşan F e ri t Altlar N.K, Akses, Ulvi Cemal Erk in , H-B, Yö netk en ve teknisyen o la r a k da fizikçi A r i f t e n m ü r e k ­ kep d erlem e heyetine S ivasta n, o zam an Sivas Lisesi Müzik Ö ğ ret­ meni ve M ü d ü r Y ard ım cısı b u l u ­ nan Muzaffe r Sarısözen de k a tıl­ dı. Sarısözen’la işte ilk defa o za­ man ora da tanıştık , kendisini, o ta rihte Y ükse k Ö ğretim Genel Mü­ d ü rl ü ğ ü Şube M ü d ü r ü b u lu n a n A h m e t Kudsi Tecer tavsiy e etm iş­ ti. Tecer, Sivas Maarif M ü d ü r lü ­ ğü zam a nında Sarısözen’le tanış­ mış, k u rd u ğ u (H a lk Ş iirlerin i Ko­ r u m a Derneğ i) n e Sarısözen Genel K âtip olm uştu. İlk halk ş airleri b a y ra m ı 1931 de te rtiplenm iş, bu b a y ra m sonunda çık arılan «Sivas H alk Şair le ri Bayramı» adlı bro ­ şürde Sarısözen (Sivas H a la y la rı) başlık lı yazısın da Sivas hala yını anlatm ış ve kitaba bu hala yın no­ talarını k o y m u ş tu r. K u v v e tle t a h ­ min ed iy orum ki bu, bizde ha la y ­ l a r h a k k ın d a yazılmış ilk yazı ve n o ta l a r da ilk hala y no talarıd ır, it i r a f ed erim ki 1937 de Maarif Ve kâle tin ce düzenle nen ilk derlem e gezisi için seçilen üy e le r aras ın da, h a lk müziği ve o y u n lariy le en çok uğraşm ış şahsiyet, yani heyetin gerçek folklo rcu üyesi Muz affe r Sarısözen idi. Onun Sivas lı oluşu, Sıvası iyi tanım ası bu ilk d e rl e ­ mede b ü y ü k fa y d a l a r sağlamıştır. Sarısözen Siv as do lay ları m üzik ve oyun fo l k lo ru n u çok iyi ta n ı­ dığı' gibi S üm m ani, Ruhsa tı, E m ­ rah, Verâni, Veysel, vie Ş arkışla lı diğer âşıkla rın edebiy atını da iyi tanıyor, yerli lehçe yi iyi bildiğ i i- çin âşıkların söyledik lerini iyi anlıyor, o n la r d a n d erlenen ezgile­ rin m etin lerin i kolayca ve dosdoğ­ ru k a ydediyordu. A yrıca saz da çaldığı için d e rlem ed e ne re d e ne çins sazla k arş ılaş tıy sak düdenleri vesai resi h a k k ın d a m ü s p e t b ilgiler edin iyord uk. H ele H ala y o y u n la r ı­ nı en iyi o y u n cu lar d an en doğru şekilde seyrediyor, en iyi çalıcılar dan d inliyorduk. H er k o nuda en doğru h a b erciler d en en em in bil­ giler alıyord uk. Sarısözen b u ilk resmî de rlem e he yetine Sivas ve d ola yları müzik fo lk lo ru n u t a n ı t­ m ada ideal ön d e r olmuş, o yıl Ma latya, Kem aliye, Erzincan, E rz u ­ rum, Rize ve Trabzon d erlem es in ­ de de aynı değerli y a r d ı m l a r d a bu lu n m u ş t u . Azamî nezak et ve m ah ­ viy et gösteriy or ve daima (B en si­ zin em rin izdeyim , asista m nız ım ) diyordu. F a k a t gerçekte, y a p ıl m a ­ sı gere ken h e r şeyi en iyi b ir şe­ kilde yap ıy ordu. H alk la ko n u şm a­ sını, halkı kon u ştu rm as ın ı biliy or du, halk kendisini hiç y a d ır g a m ı­ yord u, h alk a karşı da im a b ü y ü k b i r saygı gösteriyor, b ü t ü n in s an ­ ları a rk a r a s ıy m ış la r gibi telâk k i ediyordu. Bu, fo lklo rcu n u n , h alk tetkik çisinin ilk önem li k a li te l e ­ rinden biri idi, o bu k a li te y e ta m o larak sahipti. Fizikî y ö nden çok zayıf görünen b i r bünyesi vard ı, buna ra ğm en buz gibi Z i g a n a 'l a n geçerk en he pim iz neyimiz v ars a on la ra sarılmış, onla r içinde t i t r e ­ diğimiz h ald e o sadece b i r ceket le soğuğa karş ı u m u lm a z b ir m u k a ­ v e m e t gösteriy ordu. Son d erlem e gezilerimizin birinde M ardin in Cizre ilçesinde, gölgede ısı 50 de­ recede çalışm ıştık , biz sık sık kendimizi D icle’ye atar, serin le m e ye çalışırk en o serin b i r h a v a için­ deymiş gibi g ayet rah at, hiç şikâ­ yet etm eden, o cehennem i sıcakta ta m r a n d ı m a n l a çalışm asına de­ v a m etmişti. K u v v e tli b i r hafıza­ ya m alik ti, neyi, ne zam an, n ere­ den kaydettiğ im izi bin lerce ezgi içinde h a t ı r l a r ve aynı şeyleri te k r a r t e k r a r kaydetm em izi önle ıdi.

1938 de biz ba şk a b ir ek ip le Batı A nadoluda d erlem e y ap tık , o da gene ay rı b ir grupla G ü n e y Doğu A nadolu bölgesinde çalıştı. 1942 den itib aren ise yalnız o, ben ve teknisyen arkadaş ım ız Ali Rıza Y etişen’den m ü r e k k e p iiç kişilik b ir heyetle geri kalan b ü tü n A na­ dolu ille rin i d erledik. Binbir zah­ m et ve m e ş a k k a t içinde y aptığı­ mız gezilere ait h â tı r a l a r ım dipdi­ ridir. İlmî yö nden ek ip in mihveri o idi. Ben gideceğimiz y e r l e r hak­ kında çeşitli k a y n a k la r d a n tarihi, coğrafî, etn olojik »»ilgiler to plar, o zam ana k a d a r o bölg elerde yapıl, mış ve yayınlanm ış incelem eleri gö rü r, h a tt â o ralarda k im le r d e n ne l e r alacağımızı tesbit ederd im . D erlem e yapıl acak y ere vard ığı­ mız zam an e lam an ları sa ğlar, ken dişine teslim eyle rdim , o eşsiz b ir t a h a m m ü l le çalışmasını y ap ar, ge­ re kli n o tları alır, onları fişlerin m ü lâ h a z a t h a n e le rin e kaydeder, bazan ezgilerin notaların ı ds fişin b i r k enarına yazıv erirdi. G ünde 12 sa at d u rm a d a n çalıştığı olurdu. Çok sıcak bölgelerde, hele ra m a ­ zan ay ların d a geceleri sab ah lara k a d a r çalıştığımız çok o lm u ştu r, o bir an bile y o r g u n l u k alâ m eti gös­ termez, eşsiz bir sab ır ve taham

-rmille çalışm alarına devam e d er­ di.

Radyoda« tanınması işimizi ko- ia ylaştırırdı, Muzaffer Sarısözen gelmiş, den ilin ce istisnasız h erkes onu g örm ek iste rdi, halk ona k a r­ şı b üyük bir sem pati ve nayranU k beslerdi. G ezilerimizde gün geldi kı biz m e m le k e t te en popüle r ol­ muş insanın Sarısözen . id u ğ u n a in andık. B ütü n A nadolu, ra dyo­ n un yalnız Y u r t t a n ş e ş l e r y a y ın ı­ nı dinliy or, Sarısözeni ismi ve se­ siyle ta n ıy o rd u . Oruı h e vkes se­ verdi. Çok nekre , şpritüçl, hoş­ sohbet bir insandı, çok ente resan hik âyeler, f ı k r a la r a n la tır , herk esi k ı r a r geçirirdi, K o n s e rv a t u a rın folklo r arşivindeki 10.000 ezginin d erlenm esinde, fişlerinin d o ldurul masın da o n u n bitmek tü k e n m e k bilmiyen sabır ve t a h a m m ü l ü n ü n b ü y ü k rolü o lm u ştu r.

Sivaslı M uzaffe r Sarısözen, Dev­ let K o n s e rv a t u a rı folklo r arşivi i- Çin b ü tü n m e m le k e tte yapılan der- | leme gezilerinde müteh assıs folk­ lorcu o la r a k b ü tü n y u r d u n müzik fo lk lo ru n u yak ın d an tanım a fırsa­ tını b u lm u ş fo lklorcudur, O d e r­ lenen çok zengin m alzem eye d ay a­ n a r a k b ir kaç yüz veya bin k a d a r h a lk t ü r k ü s ü n ü radyo ih tiy a ç la rı için nota ya alm ıştır. A n kara, İs­ ta n b u l ve İzm ir radyolarının ve h e r t ü r l ü başka to p l u lu k l a r ı n e- sas r e p e r tu a r ı n ı bu p a r ç a l a r te ş­ kil etm iştir. Sarısözen on bin p a r­ çalık b ir d e v le t ezgi hâzinesine da- y anıyordu. Rad yoya intis abın da V edat Nedim Tör ve Mes ut Cem i­ lin b ü y ü k te s irleri olm u ştu r.

Bazı de rg ile r d e yazıları çıkm ış­ tır. ö n c e Siv asta çıkan «Duygu ve Düşünce» dergisine yazıl ar yaz­ mış, sonr a «Ülkü» de h a la y l a r, Ab­ d u r r a h m a n hala yı, Ç o ru m d a çı­ kan «Çorumlu» derg isin e Ç oru m halayları, Radyo dergisine gene h a l a y l a r k o n usunda, M aarif Ve­ kâletin ce çıkarılan «Güzel S a n a t­ lar» dergisinin ikinci sayısında M uzaffe r Sözen İmzası altın d a (Çok sesli müzik ve b a ğ la m a la r ), dö rd ü n cü sayısında da ( K a v a l, t u ­ lu m ve çifte) k o nusunda yazıl ar y ayın lam ış, 1941 de y ayın ladığ ı (Seçm e köy ş a r k ıla r ı) adlı kitabın da, o k u ll a r d a m üzik öğretim in e yerli b i r tonla b a şh y a n b i r dene­ m e yapmış, 1952 de 86 parçayı ih ­ tiva eden ( Y u r t t a n Sesler) ad lı b i r kitap, 1962 de de en son ola rak, ( T ü r k h a lk m usik i u s u lle ri) ad lı bir ese r bastırm ış tır. H a la y oyun­ la r ı h a k k ın d a h azır la m ış o ld u ğ u ­ nu bildiğimiz eseriyle, T ü rk is ta n göçm enlerinden derled iğ i ezgilerin m ey d an a ç ık a r ıl a ra k bastırılm ası­ nı tem enni ed erim.

M em leket m üzik fo lk lo rü n ü h e r bölgesiyle onun k a d a r tan ıy an bir insanın b i r d ah a yetişm esi çok güçtü r, bu y önden ölü m ü, d o ld u ­ rulm ası çok güç b ir boşluk mey­ dana getirm iştir. Ben şahsen se m ­ patisine en çok tu t u l m u ş in s a n la r­ dan b ir i idim. O nu çok severdim , onun âdeta tiry ak isi idim, ö lü m ü beni çok üzd ü, am a elden ne ge­ lir, e m ir y ü k s e k yerd en, sözlerimi Y u n u s'u n m ı s ra la riy le bitireceğim:

Ecel geldi, v â 'd e erdi. Bu ö m ü r kadehi doldu, K im d i r ki içm ed in ^ k ald ı? A llah san a s u n d u m elim.

Kör bir Rus kadını,

parmak uçlan ile dokun­

duğu cismin rengini

söylüyor

— B aştarafı 1 inci sahifede — Izvestia, genç 'kadının basılm ış b i r kitap sahifesini de gözleri gör m eden elleri ile yaz ıla ra tem as e- d erek okuyabildiğini iddia e tm e k ­ tedir.

Bu fe v k a l â d e kabiliyeti geçen e- kim ayında o r t a y a çık an Roza, U- r a l la r d a k i Tagil k asabasın dan Mos kovay a getirilm iştir. Genç kadın p a r m a k u ç la r ın ı n d o k u n d u ğ u y e r ­ le r d e bazı re n k l e r i dalg alı çizgiler, bazılarını n o k t a l a r ve b a z ıl a rı n ı «X» iş a re tle ri h a lin d e hissettiğini, bu hisle b e r a b e r m u a y y e n b i r r e n ­ gin canla ndığ ın ı b il d ir m e k t e d ir.

Roza’nın b u kabiliy eti, bil d iril, .diğine göre, geçirdiği b i r beyin h a sta lığ ın d a n so nra g e lişm iştir . B ir m ü d d e t k ö r l e r o k u lu n d a çalı­ şan Roza, devam lı ek sersiz lerle p a r m a k u ç la r iy l e görm e kabiliye- tini geliştirm iş tir.

il im a d a m l a rı n ın b ild ir d ik l e r in e göre, insan gözünün keskin görüş k abiliy eti h e r gözdeki m i ly o n l a r ­ ca küçük «ışık alıcı» sından ile ri g elm ektedir. M oskovada y a p ıl a n te c r ü b e le r Roza’nın p a r m a k u çla­ rın d an h e r birin in b ir m ilim e tre kare sin de böyle on «alıcı» v ard ır.

t ü m a d a m l a rı şimdi bu hassanın h e r in sanda m e v c u t olup olm adı­ ğım a r a ş tır m a k t a d ır l a r .

V E F A T

V a p u r Acentalığı sihibi m er­ h u m Apostol K a n a k a r is ’in sevgili annesi Bayan Aıına Cam bezdi ve eşi N ik o ’n un sevgili annesi ve kayın valid esi

DUL HAVAN MARİA N. K A N A K A R İS ’in v efat ettiği derip teessürle bildirilir. Cenaze merasim i ya. rın salı 15 Ocak 1963 sa at 13 te T a k s im ’de Aya T ria d a Rum kilisesinde icra olunaca ktır.

İşbu ilâ n husu si davetiye yerine kaim dir.

Cenaze Levazıma!! ve Servis

i ş l er i A N G E L l D İ S

T e l : 44 18 52 , 49 15 38 C u m h u r i y e t — 657

$ i l a n f

i

520 Adet Kızılay Bayrağı

t

Alınacaktır

t

i S e n t e k lif v e rm e g ü n ü 25.1.1963 f A tü r . Şartnamesi K ız ıla y G en el f \ M e rk e z i İle K ız ıla y İ s ta n b u l f J M ü d ü rlü ğ ü n d e g ö rü le b ilir. i f T Ü R K İY E K I Z I L A Y D E R N E Ğ İ t * m * ± *± ***+ S*k^**S+ ^+ S*.**S+ r'+ S+ ' i C u m h u r i y e t -*• 652

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Öykü, roman, anı, taşlama, fıkra, gezi türünde ki­ tapları yayımlanan, şiirler ve oyunlar yazan Aziz Nesin, Tür- kiye’dekilerin yanı sıra yurt dı­ şında

Şeyh Küşteri işin aslını bu surette anlatınca, Sultan vicdan azabı çekerek, pek çok üzülmüş, fakat gönlüne teselli vermek için de bundan sonra her

Elektrikli tramvay veya otobüse aşina olsak da elektrik- li kamyonlar bizler için henüz çok yeni.. Almanya otoyol- larda egzoz gazları salımını azaltmak için yeni bir proje-

Mümkün olduğunca farklı türden evlerde denenen robot internete bağlı olduğu için tespit edilen hatalar yeni yazılım güncellemeleriyle giderilebiliyor. Robotun satış

In this case, we present a female patient who has a sense of numbness in left half of the face and sudden hearing loss on the same side that responded to the steroid treatment twice

The purpose of the present paper is the comparative analysis of the characteristics of fission process of uranium and plutonium isotopes by thermal neutrons induced

The results showed that, the doses selected by B1 method for the injectors were lower than the doses required by the real population in order to achieve the targeted SAL;

“Edebiyat, hiçbir zaman yüksek ruhlu yazarlarm gö­ nül eğlencesi değildir, bir ‘hizmet ve mücadeledir’, in ­ sanları ‘daha doğruya, daha iyiye, daha güzele götüren bir