• Sonuç bulunamadı

Türkiye'de mezhep ve tarikatlar 12:İşte Said-i Nursi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye'de mezhep ve tarikatlar 12:İşte Said-i Nursi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

- î 'b

t i k ?

işte ®

Said-i Nursi

| o | A İD -Î Nursi 1873 yılında Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Nors kö- | O |yünde doğdu. İsminin sonundaki Nursi kelimesi doğduğu yere izafeten çarpıtılarak Norsi olacak iken Nur’la çağnşım yapması için Norsi değil Nursi olarak uydurulmuştur. Yani “ Nurslu Said” anla­ mına... Araştırıa bir zekâya, öfkeli ve cevval bir karaktere sahip olan küçük Said okuyup öğrenme aşkını kendinden büyük okur-yazar ağabe­ yinin yardımı ile tatmin etmeye çalışıyor. Köyünde medrese yok. Civar köylere, kasabalara gidiyor, hocalar ve şeyhlerle görüşüyor, fakat baş­ kalarım beğenmeyen, kendine aşırı güven duyan genç Said hiçbir çevre ve kişiyle anlaşamadığı için ciddi bir tahsil yapma imkânından da mah­ rum kalıyor.

Her şeyin esasım öğrenmek, tüm ilimlerle ügilenmek genç Said’in baş­ k a özelliğidir. İstikrarsız günler birbirini kovalıyor. Kitaplara kapanı­ yor. Her şeyi herkesten iyi bilmek, herkesle tartışmak, bazen da günlerce kimseyle konuşmamak, sonra da köy köy, kasaba kasaba dolaşarak ken­ dine bir şeyler öğretecek kimseleri aramak...

Adı “ M olla” ya çıkmıştır. Halk onu artık “ Derin Hoca” olarak gör­ mektedir. Yaşı henüz 17’dir. Mardin’de hükümet aleyhine konuşmalar yapar. Jandarma ve hapishane ile ilk tanışması böyle başlar. Bitlis’e gön­ derilir. Herkese çatmaktadır: Vali, kaymakam, paşa, ağa, eşraf... ayırd- etmez. Elinden hiç düşürmediği sadece din kitaplarıdır. Gelişen bu bilgi­ si ile kendine çevrede büyük şöhret sağlar. Tekrar Van’ a gelir ve beş yıl kalır.

“ Bediüzzaman” lakabını alması, bu sıralardadır. Din ilimlerindeki

bilgisi ve konuşma yeteneği nedeniyle verilen bu sıfat ömrünün sonuna kadar onun asıl tanıtıcı ismi olacak, “ Zamanın üstadı, zamanın harikası” anlamına gelen bu isimle anılacaktır.

Van valisinin teşviki ile 32 yaşında İstanbul’ a gelir. Amacı, başken­ tin, herbiri İslam dünyasının ünlüleri sayılan alimleri ile tartışmak, ken­ dini denemekür. İstanbul’ un siyaset, ilim ve din çevrelerine girer. Herkesle, her yerde, her konuda tartışır. Sarıksız, sakalsız, kendine özgü garip bir kıyafetle İstanbul sokaklarında dolaşan Said, hem İttihatçılara, hem de onların muhalifi Sultan Abdülhamid’e karşıdır. 31 Mart Vakası’nda bu olayın baş destekçisi Derviş Vahdeti’ nin gazetesi Volkan’ın yazarı ola­ rak Divan-ı Harb’ e verilir. Uzak-yakın olaya bulaşan çok kimsenin seh­ pada can verdiği bu davada beraat eder.

Şehirden ayrılıyor ve Batum yoluyla Van’ a döner. Sonra Şam’a gi­ der, oradan Rumeli’ye. Bütün düşüncesi Van’da bir medrese-üniversite açmaktır. Rusların Doğu’ya saldırması üzerine Hamidiye alaylannda Rus- lara karşı savaşa katılır. Sibirya’da iki yıl esir kalır. Kaçar ve Varşova- Viyana üzerinden İstanbul’a döner.

Türkiye'de mezhep

ve tarikatlar

H a zırla y a n la r: A h m e t C ü n er— H akkı K a ra d e n iz

Olgunluk dönemindedir. Kendine rehber olarak Abdüikadir Geylani ve İmam-ı Rabbani’nin eserlerini ve yollarım seçmiştir. Mütareke gün­ lerinde İstanbul’dadır. TB B M ’ nin açılışında bir süre Ankara’da kalır. Sonra, çok uzun yıllar kalacağı Van’a döner.

Şeyh Said isyanından sonra (ki bu isyanla ilgili olmadığı, hatta ken­ disine bu konuda başvuranlara nasihat ettiği biliniyor), Burdur’a, son­

ra da İsparta’nın Burla bucağına sürülür, işte bu günlerde, sonradan büyük akisler uyandıracak “ Nur Risaleleri” demlen eserlerini yazmaya başlar. İlk çevre, ilk talebeler. Nur talebeleri ile ilk mahkemesi 1934’te Eskişehir’de olur. Laikliğe karşı olmakla suçlanır. Sonra Kastamonu’ da 8 yıl süren bir sürgün daha. 1943’te bu kere Denizli Ağır Ceza Mahke­ mesinde 126 talebe ile yargılanır. Suçu, "Gizli cemiyet kurmak"tır. Risaleler toplanır, Said-i Nursi Afyon’un Emirdağ ilçesine sürülür. Her sürgünden önce o ilin cezaevinde birkaç ay veya yıl hapis yatar. 1949’da Afyon Cezaevi’ nden çıkar. Emirdağ’a döner. Risale-i Nurlar çoğalmış, kitapların sayısı 150’ye varmıştır.

Davalar, D P zamanında da sürer. “ Nurculuk” adı verilen bir olay vardır ve eylem, “ pasif direniş” şeklindedir. 1953’te İsparta’dadır. Bu günlerde yüzlerce değişik mahkeme, binlerce Nur talebesini yargılamak­ ta, eylem, mer’i kanunlar içinde bir yere sokulmak ve emsal karar ola­ rak tümüne uygulanmak istenmektedir. Fakat maddi eylem yoktur, örgüt saptanamaz, direniş yoktur, yazı ve sözlerde suç bulmak zordur. Sade­ ce, “ zan ve bu zanla yakıştırılan bir kötü niyet” vardır. Fakat bu te­ reddüt, Nur risalelerini okuyan yüzlerce insanın bir süre için de olsa cezaevlerine kapatılmalarına mani olmaz. Ancak bu anda devrin siyasi iktidarı Said-i Nursi’ nin manevi gücünden yararlanmayı, özellikle 1957 seçimlerinde Said’i bir propagandacı olarak kullanmayı başarır. D P ’ li bakan ve milletvekilleri elini öperler, Nur talebeleri C H P aleyhine sefer­ ber olurlar.

Sene 1960... Said-i Nursi 87 yaşındadır. Konya üzerinden Urfa’ya gider. Ağır hastadır. Bir otele yatırılır. Emniyet müdüründen emir:

“ Derhal bu şehri terk ediniz.” Karan duyar: “ Ben şimdi hayatı­ mın son dakikalarını geçiriyorum. Sizin vazifeniz bana su bulup getir­ mektir. Gidemeyeceğim. Amirinize böyle deyiniz...”

O akşam vefat eder. 24 Mart 1960... Cenazesi adeta bir devlet töreni ile Ulu Cami’de Halilürrahman’da hazırlanan kabre gömülür. Adeta bir ziyaretgâh haline getirdir. 27 Mayıs’tan sonra bu kabir açılır, naaş alı­ nır ve uçakla meçhul bir yere götürülür. Şimdi kimse Said-i Nursi’ nin nereye gömüldüğünü veya bırakıldığım bilmemektedir.

YARIN: NURCULUK OLAYININ BUGÜNÜ

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Böyle bir seçici beyin sessizleştirme araştırması, yalnızca hastaları iyileştirmek için değil, aynı zamanda normal bir beyindeki farklı tip nöronların ve

Tinnitus grubunda serum çinko se- viyesi ile işitme arasındaki korelasyon analiz edildi- ğinde; ortalama serum çinko seviyesi ağır sensorinöral işitme kaybı olan

62 yaş ve daha genç hastalar için beden imajı, sosyal destek ve postoperatif komplikasyonların; 62 yaştan daha yaşlı olan bireyler için ise, özbakım ve beden imajının stoma

Egzersizden 24 saat sonra ölçülen aldosteron düzeyleri egzersizden hemen sonra ve iki saat sonraki aldosteron düzeylerinden önemli şekilde düşüktü (p<0.05)..

hakkında da bilgi vermektedir. Muhabbet, ‘bir şeye arzu duymak ve ona meyletmek’ de- mektir. Bu duygunun Allah ile kul arasında bu şekilde gerçekleştiğini düşünmek doğru

Öyleyse tarikatlar, geçmişte, sık sık iktidara bağlı yorumcular tara­ fından zedelenen İslami ruhaniyeti yaşatmada rolü olan, halkı, siyasi baskılara ve

Tezin ana bölümü olan üçüncü bölümde ilk olarak genelleştirilmiş kesirli integraller yardımıyla bazı yeni özdeşlikler verilmiş ve bu özdeşlikler

Daha önce İsparta, Şanlıurfa ve Van’da kapalı toplantılar­ da anılan Said Nursi için ilk kez Anka­ ra’da Kocatepe Camisi’nde düzenlenen nevlide