• Sonuç bulunamadı

Kral Fransua ve bütün Fransa Barbaros'a minnettar kalıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kral Fransua ve bütün Fransa Barbaros'a minnettar kalıyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

y~ç>tttbP/

• • • *

FRAKI A ÏE MITEE

MİNNETTAR KAUÏOR

NİS ŞEHRİNİ ZAPTETMEKLE ŞARLKEN'E SON BİR DAR­

BE DAHA İNDİREN HAYREDDİN PAŞA, ŞEHRİ FRAN-

SIZLARA TERKETMİŞTİ. KRAL FRANSUA, TOULON ŞEH­

RİNİ VE LİMANINI BÜTÜN KIŞ DEVAMINCA BARBAROS

VE TÜRK DONANMASININ EMRİNE TAHSİS ETMEKLE

MİNNETİNİ İFADEYE ÇALIŞTI.

Toulon'da dalgalanan Barbaros sancağı.

Donanmanın bir kısmını Vilfranş li­ manına gönderen HAYREDDİN PA­ ŞA burada ağır top bataryaları ka­ raya çıkartmış ve dağları aşırtmak suretiyle arkadan Nis kalesine ka- dar sarkıtmıştı. Böylelikle Nis şeh- ri dört yandan kuşatılmış oluyordu. Türk topçusu karadan ve denizden olmak üzere çlört yandan şehri döv­ meye başladı. İspanya Kralı Şarlken' in egemenliği altındaki Nis'in son saatleri gelmişti besbelli ki. Nitekim şehrin valisi, HAYREDDİN PAŞA ile görüşmek isteğinde bulunmakta ge­ cikmedi. Bu görüşme talebi karşı­ sında Türk topçusu ateş kesti. BARBAROS'U Kaptan-ı Derya &as- târaismdâ ziyaret eden Nis Valisi, şehrin affedilmesi ricasında bulunur­ ken Nis'in anahtarını da Cihan Pa­ dişahının Kaptan-ı Deryasına sun­ muştu. Böylelikle şehir kendiliğinden teslim oluyordu; BARBAROS Nis'i affetti ve şehrin anahtarını Kanunî Sultan Süleyman Han'ın adına ka­ bul etti.

HAYREDDİN PAŞA, mağrur Kral Şarlken'e bir darbe daha indirmiş oluyordu böylece. Şehri 100 kadar şehit verme pahasına teslim alan Türkler tarihe yeni bir zafer daha yazarlarken Fransa’nın bekâsı üze­ rinde dahi pek müessir bir rol oy­ namış oluyordu. BARBAROS, şehri Fransızlara teslim ettikten sonra Nis'ten demir aldı

Ancak Türklerin çekilmesinden son­ ra Fransızlar şehri tamamen yağma etmişler ve affedilemez bir hıyanet­ le bunu Türklerin üzerine atmaktan da geri kalmamışlardı. Bazı kaynak­ lar Fransa ile Hristiyanlığın şerefini kurtarmak için bu yağmayı Türklere isnad etmek bedbahtlığını gösterir­ lerken, aralarında hakikati itiraf e- denler de çıkmıştı. Nitekim Viyelvil Markisi, hâtıratında bu hakikati a- çıkça dile getirir:

«Nis şehri, teslim şeraitine aykırı o- larak yağmalandı, sonra yakıldı. Bu hâdise Türklere isnad edilmek is­ tendi. Ancak yağma başladığı za­ man Barbaros ve Türkler Nis'ten çoktan uzaklaşmış bulunuyorlardı.» Nis'ten ayrıldıktan sonra bütün Kot Dazür limanlarını ziyaret eden Türk donanması nihayet kışı geçirmek ü- zere Tulon limanına gelip demirle­ di. Fransa Kralı I. Fransua, Türkle­ rin şahsına ve Fransa'ya gösterdik­ leri bu unutulmaz yardımın bir şük­ ran ifadesi olarak şehri ve civarını muvakkat olarak HAYREDDİN PA- ŞA'ya terketmişti.

Tulon ve çevresinin, Türk donanma­ sı Fransa'da kaldığı sürece Türkle­ rin hâkimiyeti altında olacağını bil­ diren ve «Actes relatifs du séjour de la Flotte Turque en P r o v e n c e » adını taşıyan bu anlaşma 16 Eylül 10

1543 günü imzalandı. Fransızlar, Türk donanmasının bu sefer müna­ sebetiyle vâki masraflarını karşıla­ mak üzere BARBAROS'a tam 800 bin Duka altını ödemişlerdi ki, bu para bugünkü râyice göre yaklaşık olarak 500 milyon lirayı bulmakta dır.

BARBAROS ve Donanma-i Hümâyûn Tulon limanında kaldığı sürece bü­ tün şehir Türk bayraklarıyla süslen­ di. Ayrıca şehirde beş vakit ezan

okundu. Tulon ve havalisi o sene­ ye ait vergilerini de Türk tahsildar­ larına ödediler. Ünlü Fransız düşü­ nürü Grenard'ın dediği gibi, bu sü­ re içinde Tulon, âdeta küçük bir İs­ tanbul olmuştu.

O tarihlerde Tulon, nüfusu 5000'i aşmayan ufacık bir liman kasaba- sıydı. Türk donanmasında bulunan 30 bin kişinin iltihakı bu ufacık ka­ sabaya apayrı bir hareket ve

bere-ket getirmişti. Şehirdeki Fransız a- halişi, Türk idaresinin getirdiği ye­ niliklerden ziyadesiyle memnundu. En küçük bir zâbıta olayının dahi vukua gelmediği bu sürenin içinde Tulon ve çevresinde tam bir huzur ve sükûn hüküm sürdü.

Türkler Tulon'da sekiz ay kaldılar. Bu sürenin içinde BARBAROS’un oğlu Haşan Reis ile tam bir deniz kurdu olan Salih Reis, HAYREDDİN PAŞA'nın emriyle Ispanya ve İtal­ ya sahillerine baskınlar verdiler. Böy­ lelikle Şarlken'in esasen zedelen­ miş olan gururunu biraz daha kırdı­ lar. Bir zamanlar Avrupa'nın en bü­ yük kralı olarak tanınan Şarlken (ki Türkler ona Karlos diyorlardı), keli­ menin tam mânasıyla çökmüştü. Ar­ tık yeni bir ehlisalip daha vücuda getirip Türklerin üzerine atılacak ce­ sareti kalmadığı gibi, Avrupa'nın di­ ğer kralları nazarındaki itibarını da yitirmişti.

Türklerin Tulon'da geçirdikleri sekiz ayın hâtırasına izafeten şehrin Be­ lediye Sarayına, Türk donanmasını Tulon limanında gösteren büyük bir tablo ile altına, ünlü bir Fransız şai­ rinin şu mısralarını taşıyan levha konulmuştu :

C'est Barba rousse et son armée Venante nous secourir très tous

Fransız şairi bu mısralarında «Bu gördüğünüz, hepimizin imdadına koşmuş olan Barbaros ve ordusu­ dur.» diyordu...

BARBAROS HAYREDDİN PAŞA'nın bu Fransa seferine katılan büyük Türk bilgini Matrakçı Nasuh, bu se­ feri yarısı manzum olan eserinde en güzel şekliyle dile getirdiği gibi biz­ zat çizdiği minyatürler de günümüze kadar ulaşan en değerli hatıralar ara­ sında bulunmaktadır.

Büyük bir matematikçi, coğrafyacı, silâh uzmanı, askeri ve ressam ol­ duğu kadar mükemmel bir şair de olan Matrakçı Nasuh, bu minyatür­ lerde renk güzelliği ve motif ustalı­ ğının yanısıra onaltıncı yüzyılın or­ talarındaki Kot Dazür topografyasını da bütün teferruat ve güezlliği ile aksettirmişti.

Yaşı yetmişi aşan, engin denizlerin yenilmez Amirali BARBAROS HAY- REDDİN PAŞA'nın bu seferi ile Is­ panya Kralı Şarlken ile onun mağ­ rur amirali Andrea Doria’nın da iti­ bari sıfıra inmiş ve bu iki büyük Türk düşmanını saf dışı bırakan o koca BARBAROS, Akdeniz'deki mutlak üstünlüğünü bütün dünyaya bir kez daha ilân etmişti.

Artık Akdeniz'de ne Şarlken'in, ne de Cenevizli Amirali Andrea Doria - nın sözü geçebilecekti. Söz hakkı yalnız ve yalnız Türkoğlunundu...

— Devam edecek —

Referanslar

Benzer Belgeler

Abdülhamid Münir paşaya ko­ nağını yaptırmak için üç defa dokuz bin lira âtiye verdiği gibi Paristen her İstanbula gelişinde hem kendisine hem haremine

Tüm dünyada lg le tak p ed len, gerçekleşt r ld kler bölgelere c dd sayıda z yaretç akışı sağlayan ve ev sah b ülkelerde öneml gel r yaratıcı etk ye sah p

Meselâ ikinci bölümde “ Yeni OsmanlI­ lar Cemiyeti” nin bir siyasal “teşekkül” olarak ne gibi merhalelerden geçtiğini araştırdığım görülecektir..

Bunun neden olarak şletmen n toplam satışlarının azalması ve faal yetlerden elde ed len nakd n fazla olmasıdır.. Bu oranın %20 üzer nde olması

1959 yılında Kral yet Fermanı le yasal olarak tanınmış olan örgüt, 1973 yılında Kamu Sektörü F nans ve Muhasebe Enst tüsü (Chartered Inst tute of Publ c F nance

Ayrıca birinci, ikinci ve üçüncü kuşak akım taşıyıcı yapıları ayrıntılarıyla incelenmiş buna ek olarak Elektronik Olarak Kontrol Edilebilen İkinci Kuşak

1 Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, Samsun, Türkiye 2 Sağlık Bilimleri

Çift arkus aorta bulunan 6 hasta (grup 1) ile sağ arkus aorta, aberran sol subklavian arter ve ligamentum arterosum bulunan 2 hastada (grup 2) trakeo-özofageal bası bulguları ve