T
em
S
anat
G
a l e r
İSİ
Valikonağı Cad. Prof.Dr. Orhan Ersek Sok. 44/2 Nişantaşı-istanbul Tel: 247 08 99 Fax: 247 97 56
"VÜCUT MANZARALARI"
9 Nisan-9 Mayıs 1992
AÇILIŞ
9 Nisan 1992, Saat 17.30
"M a sa Üstünde Vücut M a n za ra sı’ , 1991, 11 5 x1 4 5 cm, tuval üzerine yoğlıboyo
Audio-Visual tanıtım programı hergün saat 17.30'dadır.
Galeri, Pazar dışında hergün 11.00-19.00 arası açıktır.
"M etam orfoz", 1988, 10 0x75 cm, tuval üzerine ya ğlıboya
Ön Kapaktaki Resim "Beyaz M ekandan Dışarı", 1991, 1 2 5 x9 0 cm, tuval üzerine yoğlıboyı Arka Kapaktaki Resim: "Kapı Ö nünde", 19 89, 12 0 x9 5 cm, tuval üzerine yağlıboya
VÜCUT MANZARALARI
M anzaraya insansal bir ifade verme, insan vücudunu manzara gibi görme ve boyamanın, çocukluğumda beni oldukça etkileyen, Anado lu'daki manzara yaşantımla ilişkisi vardır.
Bundan dolayı bugün bulut, kaya, toprak katmanları v.b. gibi doğa yaşantıları ve ele manları, zorlamaksızın, soyutlanmış olarak re simlerime girmektedirler. Tam anlamıyla henüz resme başlamadan önce, acaba manzaranın çeşitli atmosferlerini insan yüzlerinde ve vücut larında resimsel elemanlarla ifade edebilir miyim diye düşünürdüm.
İlk "Vücut M anzarası" adını verdiğim resim lerim, 1973 yılında Berlin'de, "çıplak"tan yap tığım çalışmalar sonucunda ortaya çıktı. Güzel bir çıplak ve manzara resmi yapmak benim için çok alışılmış bir şeydi. İzleyicinin algılama sını aktifleştirmek için çıplağın rengini ve for munu yabancılaştırdım. İnsan vücuduna, özel ışık ilişkileriyle, manzara derinliği içinde yeni bir ifade vererek, ikisini de birbirleri içine gir- dirmeye ve kaynaştırmaya başladım. Böylece, insan vücudunda, manzara görünümüyle, man zara yaşantısı arasındaki paralelliği sanatsal bir biçime dönüştürme olanağı buldum: izleyi cinin gözü manzaralaştırılmış vücut boyunca
amaçlı bir gezi yapar ve bunu sanatsal bir ifade olarak yaşar.
"Vücut M anzarası" resimlerimde figürler doğal, yaşam hareketi içinde göründüklerin den, tüm parçalanmışlığa karşın, ölmüş etkisi vermezler, fakat çevre tehdidini hissedilir hale getirirler.
Dinginlik ve hareket ikilemi, renk ve biçim zıtlıkları içinde kendini gösterir, iç ve dış hare ket, bedenin ve düşüncenin karşılıklı etkileşim leri kendi elemanlarının gerilimi içinde görülür ve birlik haline gelirler. Alttaki sıcak renklerin üzeri saydam soğuk renklerle boyandığı için, resmin sıcaklığı içten dışarıya doğru bir hare ket kazanır. Doğa ve insan vücudu uyumsuz bir şekilde birbirine kaynaşmıştır. İkisi ae mah volmuş bir çevrenin tehdidi altındadır.
M anzara olmak, manzarayla özdeşleşmek, içinde kaybolmaktır.
insanın manzara ile olan bu kaynaşımı, kendi ilk anlamını değiştirerek, yeni bir nitelik oluşturuyor. "Topraktan gelmek ve toprağa git mek", öyle bir "ilk düşünce"yi vermektedir ki, D O Ğ M AK, YAŞAM AK ve ÖLMEK gibidir.
Seyyit Bozdoğan Köln 1990
SEYYİT BOZDOĞAN
YAĞLIBOYALAR VE
ÇİZİMLER
Seyyit Bozdoğan Anadoju'da, Kozan'da doğdu. Sergilemekte olduğumuz BEDEN VE YÜZ MANZARALARI'ndaki özgün renk sembo lizmi ve biçim dili, bu yörenin içlerinden canlı lık fışkıran renklerinden ve doğa parçalarından izler taşımakta. Resimlerinde, insan ile manza ra arasındaki kökten gelen birlik, aralarındaki öz ve biçim benzerliğinin sanat diline dökülme siyle duyumlanırlık kazanıyor: manzaralar, insan organlarını andıran biçimler alıyor, be denler ve yüzler, yakın perspektifin büyütücü etkisiyle kendi başlarına var olan, içlerine giri lebilir dünyalara dönüşüyor. Yüzeyin parçala rında ayrıntının soyutluk ve özerklik kazanması nı sağlayan, alanları sert kontrastlı renk öbeklerine bölen çözümleyici ve yoğunlaştırıcı dokunun özgünlüğünü özellikle vurgulamalıyız. Böylece üst yüzeylerin düzgünlüğü ardında başka, daha temel bir şey görülür kılınıyor; bu yüzeyler bir ana güç tarafından zedelenmiş, yarılmış izlenimi uyandırıyorlar ve altlarında daha derin katmanlar, bir patlama halinde dı şarıya çıkmaya çalışan canlı kuvvet dizgeleri olduğu ve bunların bir yanardağ yıkıcılığıyla çatlaklardan, yarıklardan taştığı tasarımı uyanı yor. Buna ressamın perspektifle oynayışı ekleni yor: iç ve dış, uzam ve zaman iç içe geçiyor; düş ve gerçek, düşlenen bir iç'ten gerçek dışı bir dış'a pencerenin sağladığı bakışta kaynaşı yorlar. Büyüteç altındaymış gibi görünen yüz parçaları en yakına getiriliyor; ya da resim yü zeyine boyanmış çerçeveler ve karanlık lekeler
uzaklık sağlıyor; ve bu örtmeler, karartmalar seyirciye, kendisi için keşfedebileceği aydınlık alanlar hazırlıyor. Bu nitelikleriyle hedef ger çeklik, ya da gerçekliği kavrayış olan bir biçem uyguluyor Seyyit Bozdoğan; bu yüzden de gerçeklik değişikliğe uğratılıyor, yabancılaş tırılıyor, gözün duyarlığı arttırılıyor, alışılmışın görülmesi zorlaştırılıyor, seyirci düşünmeye, resmi "gezerek kavramaya", yeniden keşfetme ye çağrılıyor.
Ressamın en son, Almanya'da oluşan resim lerinde uzam-insan ilişkisi yeni bir içeriksel boyut kazanmakta. Endüstrileşme koşullarında, insanla arazi arasındaki doğal birlik temelden bozulmuştur. Arazi insana, hem kendi yarattığı birşey olarak hem de yabancı ve tehdit edici nitelikte görünüyor; tekniğin öğeleri sızıyor resim dünyasına ve bireyi belirlemeye başlıyor lar. Bireyin kendi içine çekilmişliği ve dışarıya kapalılığı ise biçim-bozumu ve kısıtlanış olarak resim diline geliyor.
Margot VVestlinning 1986
Seyyit Bozdoğan 'ın resimleri:
• Soyut ve somut resim tasvirler arasında, • Değişik kültürler arasında,
• Çeşitli temalar arasında, (mesela çıplak vü cutlar ve çevre tehdidi gibi) bir köprü işlevini yerine getirirler.
Onun resimleri bizleri yeniden düşünmeye sev- keden, toplumu kritize eden sanat eserleridir.
Prof. Dr. Bernd Peter Lange
*Bocak Üstündeki A ğ ırlık', 1991, 9 5 x 12 0 cm, tuval üzerine yağlıboya
■A d a d a Kitap Okuyan K a d ın ', 1991, 9 0 x 1 2 0 cm, tuval üzerine yağlıboya
KORPERLANDSCHAFT
Der Landschaft menslichen Ausdruck zu geben und den menschlichen Körper wie eine Landschaft zu betrachten und zu malen, das hat mit meinen Landschaftserlebnissen in Ana tolien zu tun, die mich in der Kindheit sehr ge prägt haben.
Deswegen kommen heute solche Naturerleb nisse und Elemente: Wolken, Felsen, Erdschich ten etc., in meine Malerei ungerwungen ab strahiert hinein. Schon bevor ich richtig mit der Malerei anfing, überlegte ich, ob man die ver schiedenen Stimmungen der Landschaften in menschlichen Gesichtern oder am menschli chen Körper durch malerische Mittel zum Aus druck bringen könnte.
Erste Körperlandschaftsbilder sind von mir im Jahr '73 in Berlin durch Aktmalerei entstan den. Schöne Akte und Landschaften zu malen w ar für mich ja eine gewohnte Sache. Um die Wahrnehmung des Betrachters zu aktivieren, habe ich die Formen und Farben von Akten verfremdet und angefangen, dem menschli chen Körper in einer weiten Landschaft unter besonderen Lichtverhältnissen neue Ausdrucks formen zu geben, indem ich beides Zusammen flüssen und verschmelzen liess. Dadurch gelang es mir, die Parallelität zwischen Land schafterscheinungen und Landschaftserlebnis sen am menschlichen Körper künstlerisch umzu gestalten. Das Auge des Betrachters kann an
dem verlandschafteten Körper entlang wan dern und diesen als malerischen Ausdruck erle ben.
In meinen Körperlandschaftsbildern präsen tieren sich die Figuren in einer natürlichen Hal tung; sie wirken nicht leblos starr, obwohl au genscheinlich die Zerstörung im Gange ist; sie lassen aber die Bedrohung spürbar werden.
Die Dualität "Ruhe und Bewegung" findet in Farb-und Formkontrasten ihren Niederschlag. Innere und äussere Bewegung, die körperliche und geistige Wechselwirkung in ihrer elemen taren Spannung werden sichtbar und vereint. W arme Farben im Hintergrund werden durch kältere übermalt, dadurch kommt die Wärme des Bildes von innen heraus. Natur und menschlicher Körper verschmelzen, nicht aber harmonisch, sondern beide in der Bedrohung durch die Umweltzerstörung.
Landschaft werden, mit der Landschaft eins werden; in ihr verloren gehen.
Diese Verschmelzung von Landschaft und Mensch schafft eine neue Qualität; ändert ihre ursprüngliche Bedeutung. Von der Erde kommen, in die Erde gehen ist so ein ursprüng licher Gedanke wie geboren werden, leben und sterben.
Seyyit Bozdogan Köln, 1990
"Bulutlu Kodın", 1990, 9 0 x 1 2 0 cm, tuvol üzerine yağlıboya
SEYYİT BOZDOĞAN
ÖLBILDER UND
ZEICHNUNGEN
Seyyit Bozdoğan İst ¡m anatolischen Kozan geboren. Die kraftvollen, von innen heraus le uchtenden Farben und die Landschaftsformatio nen seiner Heimat prägen die individuelle Farbsymbolik und Formensprache, die seine KÖRPER- und GESICHTSLANDSCHAFTEN heute kennzeichnen. In ihnen lässt er die urs prüngliche Einheit von Mensch und Landschaft als Natur sinnenfällig werden, indem er ihrer wesen- und gestalthaften Ähnlichkeit malerisch Ausdruck verleiht: Landschaften formt er nach Analogie menschlicher Gliedmassen, Körper und Gesichter wirken, vergrössernd nähergerückt, wie eigene, begehbare Welten. Unverwechselbar ist dabei die analytische, po tenzierende Molonuktur, die die Flächen in hart gegeneinander gesetzte Farbfelder einte ilt, die in der Kleinstruktur zur Abstraktion und zur Autonomie des Details drängen. Derart wird hinter der Glätte der Oberflächen etwas anderes, Eigentlicheres sichtbar gemacht, sie erscheinen verletzt und zerlegt, aufgebrochen von einer elementaren Kraft, so dass unter ihnen tiefere Schichten, lebendige Gefüge vors tellbar werden, die sich in gewaltsamer Bewe gung nach Aussen durchsetzen, in Rissen und Klüften durch eine vulkanische Zerstörungsge walt freigelegt werden. Hinzu tritt das Spiel mit der Perspektive: Innen und Aussen, Raum und Zeit durchdringen einander, Traum und Rea lität verschmelzen im Blick durch ein Fenster aus einem imaginierten Inneren in ein unwirk liches Äussere.In nahsichfigem Lupeneffekt wer den Gesichtsausschnitte herangerückt, oder aber es wird Distanz erzeugt mittels gemalter Rahmen und über Teile der Bildfläche gelegter
Abdunkelungen, wobei Verdecken und Verdun keln der Entdeckung und Aufhellung dienen, die der Betrachter für sich vollziehen soll. Diese Malweise zielt auf Realität, bzw. auf Er kenntnis über Realität - deshalb wird diese verändert, verfremdet, wird das Auge sensibili siert, das Sehen des Gewohnten erschwert, der Beschauer zum Nachdenken, "erwandern" und neu entdecken aufgefordert.
In seinen jüngsten, in Deutschland entstande nen Bildern gewinnt die Beziehung Raum - Mensch für Bozdoğan eine neue inhaltliche Di mension. Unter den Bedingungen der Industria lisierung ist die natürliche Einneit von Mensch und Landschaft fundamental gestört: Letztere tritt ihm als etwas, das er selbst geschaffen hat, fremd und bedrohlich gegenüber, Elemente der Technik dringen in die Bildwelt ein und scheinen das Individuum zu bestimmen, dessen Zurückgezogenheit in sich selbst und Isolierthe it nach Aussen als Deformation und Verkür zung Darstellung finden.
Margot Westlinning 1986
Die Bilder von Seyyit Bozdoğan sind damit Brückenschläge:
• Zwischen abstrakter und gegenständlicher Darstellung
• Zwischen verschiedenen Kulturen • Zwischen verschiedenen Themen zum Beispiel Aktmalerei und Umweltbedrohung.. Seine Bilder stellen damit notwendige Herausforderungen an uns dar und vermitteln Denkanstösse: Es ist Kunst mit
gesellschaftskritischem Hintergrund.
SANATÇININ
ÖZGEÇMİŞİ
1941 Kozan'da doğdu. 1962-67 I.D .G .S.A 'd a öğrenim. 1968-73 Milli Eğitim Bakanlığı burslusu
olarak Berlin Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Resim Eğitimi. 1972-74 Londra, Paris, Amsterdam, İtalya ve
Almanya'da sanatsal geziler. 1974 Prof. Hann Trier'in atölyesinden
"Meisterschüler" olarak mezun oldu.
1976-85 Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Temel Sanat Eğitimi ve Resim Bölümü'nde Asistanlık.
1985-86 Friedrich - Ebert - Stiftung'a bağlı Ernst - Strassmann - Stiftung burslusu olarak Almanya'da resim çalışmaları yaptı. Köln'e yerleşti. 1986-87 Berlin Senatosundan Berlin'in 7 50 .
yılı kutlamaları kapsamında Proje Bursu aldı. Altı Türk sanatçısı ile "Überall Bahnhof" (Her yer İstasyon) sergisine katıldı.
KİŞİSEL SERGİLER
1974 Galerie "K", Berlin 1975 İ.D .G .S .A ., İstanbul
1978 Taksim Sanat Galerisi, İstanbul 1979 Yaprak Sanat Galerisi, Ankara 1983 Güzel Sanatlar Galerisi, İstanbul 1984 Tiglat Sanat Galerisi, İstanbul 1986 G alerie Hansen, Köln 1987 Haus am Lützowplatz, Berlin
Friedrich - Naumann - Stiftung G alerisi, Bonn
o
1988 Tem Sanat Galerisi, İstanbul 1989 Sohle 1, Bergkamen
Dominik Kilisesi Fuayesi, Osnabrück Rodenkirchen'in 1 0 0 0 .yılı kutlama sergisi, Sürth 1990 Evangelische Akademie, Loccum
Tem Sanat Galerisi, İstanbul G alerie der Alte Weberei, Gütersloh
1992 Versandhalle/Stadtparkinsel, Stadt Grevenbroich
"Vücut M anzaraları", Tem Sanat G alerisi, İstanbul
TOPLU SERGİLER
1965 4 .Uluslararası Paris Gençler Bienali, Paris
1974 Berlin'li Sanatçılar Sergisi, Landesmuseum, Bonn
1976 Almanya'da Eğitim Gören On Sanatçı sergisi, Ankara Alm anya'da gezici sergi
1978 Türk Resmi Sergisi, Sovyetler Birliği 1979 Grup Sergisi, Eskişehir
1982 Uluslararası Portre Sergisi, Tuzla (Yugoslavya)
1986 Hann Trier ve Öğrencileri Sergisi, G alerie Scheffel, Bad Homburg. 1987 G alerie Colon, Köln
Altı Türk Sanatçısı, Museum Abtei, Lisborn
G alerie Scheffel, Bad Homburg Kemnade Internationale, Bochum "Überall Bahnhof" Akademie der Künste, Berlin
1988 Seidenweberhaus, Essen 1989 Kunstkabinett Köln, Köln
1991 Tem Sanat Galerisi, "Çelebi'den Gürbüz'e Sanatın Hizmetinde Beş Y ıl", Atatürk Kültür Merkezi, İstanbul.
Tem Sanat Galerisi, "Ustalardan Suluboya", Istanbul I.Sanat Fuarı, Tüyap Sergi Sarayı, İstanbul
ÖDÜLLER
1976 Yarımca Sanat Şenliği Resim Dalında ödül
1978 Kartal Sanat Şenliği Resim Dalında ödül
1979, 1983, 1984 Devlet Resim ve Heykel Sergisi Resim Dalında ödül
LEBENSLAUF DES
KÜNSTLERS
1941 Geboren in Kozan. 1962-67 Studium der Fachrichtungen
Bühnenbild und Freie Malerei an der Staatlichen Akademie der Schönen Künste in istanbul und Tätigkeit an der Oper von istanbul. 1968-73 Stipendium des Türkischen
Erziehungsministeriums für Aufbau Studium der Malerei an der Hochschule der Künste in Berlin. 1972-74 Reisen nach London, Paris,
Amsterdam, in Italien und der Bundesrepublik Deutschland. 1974 Meisterschüler bei Professor Hann
Trier in Berlin.
1976-85 Lehrtätigkeit als Assistent an der Staatlichen Akademie der Schönen Künste in istanbul.
1985- 86 Stipendium der Friedrich Ebert -Stiftung und Übersiedelung nach Köln.
1986- 87 Arbeitsstipendium des Berliner Senats für die 7 5 0 Jahr-Feier.
EINZELAUSSTELLUNGEN
1974 Galerie "K", Berlin
1975 Staatliche Akademie der Schönen Künste, istanbul
1978 G alerie Taksim, istanbul 1979 Galerie Yaprak, Ankara 1983 Galerie der Schönen Künste,
Istanbul
1984 Galerie Tiglat, istanbul 1986 Galerie Hansen, Köln 1987 Haus am Lützowplatz, Berlin
Friedrich - Naumann - Stiftung Galerie, Bonn
"İki Bulut Altında Yoton Kadın", 1991, 5 5 x 7 5 cm, tuval üzerine yağlıboya
1988 Galerie Tem, İstanbul 1989 Sohle 1, Bergkamen
Foyer der Dominikanerkirche, Osnabrück
1990 Evangelische Akademie, Loccum Galerie Tem, istanbul
Galerie der Alte W eberei, Gütersloh
1992 Versandhalle/Stadtparkinsel, Stadt Grevenbroich
"Körperlandschaften", G alerie Tem, Istanbul.
AUSSTELLUNGSBETEILIGUNGEN
1965 4 .Biennale von Paris
1974 Ausstellung Berliner Künstler im Landesmuseum, Bonn
1976 10 in Deutschland ausgebildete Maler, Ankara
1978 Türkische Malerei in der Sowjetunion (Wanderaustellung) 1979 Gruppenausstellung, Eskişehir 1982 Internationale Porträtausstellung,
Tuzla, Jugoslawien
1986 Hann Trier und Hann Trier-Schüler, Bad Homburg
1987 Galerie Colon, Köln
Sechs Türkische Künstler, Museum Abtei, Liesborn
G alerie Scheffel, Bad Homburg Kemnade Internationale, Bochum Türkische Künstler "Überall Bahnhof", Berlin
1988 Seidenweberhaus, Essen 1989 G alerie Kunst Kabinett, Köln 1991 G alerie Tem, "Von Çelebi bis
Gürbüz, 5 Jahre in Dienste der Kunst", Atatürk Kulturrzentrum, istanbul
G alerie Tem, "Aquarelle von Meistern", Istanbul I.
Kunstmesse, Tüyap
Ausstellungsgelände, Istanbul.
PREISE
1976 Preis des Kunstfestivals für Malerei, Yarımca, Istanbul
1978 Preis des Kunstfestivals für Malerei, Kartal, Istanbul
1979, 1983, 1984 Preis für Malerfei der staatlichen Skulptur und Malerei Ausstellung, Ankara.
T
em
S
a n a t
G
a l e r
İSİ
Valikonağı Cad. Prof.Dr. Orhan Ersek Sok. 44/2 Nişantaşı-istanbul Tel: 247 08 99 Fax: 247 97 56
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi