• Sonuç bulunamadı

Zonaro'nun aşkları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Zonaro'nun aşkları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Fakir bir ailenin duvarcı ustasıydı...

Malayı atıp eline fırçayı aldığında yolu

İstanbul’a düşecek ve saray ressamı

olacaktı. Cambaz kadın Margarethe başta

olmak üzere Safinaz Sultan ve diğerlerine

de abayı yakan Zonaro bu yüzden

“Paşa” yerine emekli olmuştu.

İşte Ressam Zonaro’nun fırçasına maruz kalan güzeller güzel) Margarethe Fehim Hanımefendi... V * * *

V

T

arif et deseler,’’İhtirası- na sükun getiren bir ba­ kış’^ sahip, billur en­ damlı ve her dem taze bir dilber “diyebilirim. Renk bakımından beyaz gülü, şakraklığı ile bülbülü hatırlatır. Bü­ yümekten küçülmeye kaçan bir genç irisi olup, teni “Kanlıca yo­ ğurdu” kaymaklığındadır. Suretle­ rinden okumaya çalıştığım dünya­ sında, memnu bir haz ile elemin yürek delen bakışını görürüm.

Çok insanın sadece canını de­ ğil, “Paşa”lığını yakmış, eski zama­ nın askeri Ağustos terfilerinde ni­ ce sicile “menfı”olarak geçmiştir. “Askerden annmış”bölgelerde de çok vukuatı olup, mesleği icabı umumiyetle “sivil” kalmıştır.

Deminden beri tesirinde kalıp, tarifinde aciz olduğum bu yavru- kuş cambaziye Margarethe Hanım, Osmanlı sarayında daha çok “yer

hareketleri” ile tanınır. Çeşitli vesilelerle arzettiğim gibi pe­

deri Morgan Efendi ile İs- tanbul”a gelmiş ve kadın­ lara meyyal çevrenin dik­

katini çekmiştir. Efendim ben ha­ yallerimin yalancısı­ yım. Ama şu kadarını sö y lem ek le iktifa ediyorum. Margaret- he, gösteriye gittiği „X,.* bir konağa matmazel

2 ? olarak girmiş ve ma-

f damlığa terfi ederek P çıkmıştır. Margarethe Morgan iken Marga­ re th e Fehim Pascha olan bu hatunun eski defterleri karıştırırken bir ressamın da “firça- sı”na maruz kalacağı aklıma bile gelmezdi.

İtalyan usulü

aşk

Geçmişimize renk ve ren ve bu hayatı tablolara aksettiren ressamların eserle­ rini, zaman zaman geçmişin sa­ nat elçisi Raffı Portakal’da tenef­ füs etmekteyim. Raffı bu eşsiz gü­ zelliklerin karanlıktan aydınlığa çıkmasında payı olan bir usta ola­ rak bendenizi tenvir etmektedir. Onun müzayede kitaplannda rast­ ladığım İstanbul hayatı ile alakalı resimlerde eski zamana uçar ve bu yazıda olduğu gibi başıma fesi ge­ çirip, çubuğumu yakanm.

Sinyor Fausto 1891 senesinde İsta n b u l’a kapağı atm ış ve Pe ra’dan şöyle bir etrafı tarassut et­ tikten sonra sırtında boya kutusu ve portatif şövalesi ile dağ bayır gezmeye başlamıştır.

Başında kalıplı fesi, sivri sakalı ve akpak siması ile kimi gün balık­ çıların, kimi gün dervişlerin ba­ zen de Osmanlı sosyetesinin içine girmiş ve çok renkli bir dünyayı yüzlerce tablo­

ya yansıtmıştır.

Bir duvarcı yamağının beton- laşmış bir dünyadan renklenmiş bir sanat dünyasına girişi elbette bu satırların basitliği kadar kolay olmamıştır.

1834’de doğan Padovalı Fausto ne hikmetse sanatçıların kaderini yaşamış ve dünyaya gözlerini fakir | aile çocuğu olarak açmıştır. Doğ­ d u ğ u n d a b ü tü n ço cu k lar gibi “açıkgöz” ve zırlak olup, kopilliğin- de Kahraman Garibaldi oyunları1! ile gömlek pantul yırtığından pe-1 der beyin köteğinden nasibini al- | mıştır.

Akl-ı evvelden sonraya ulaştı­ ğında kanının serüvenci yanı kay-| namaya başlamış ve Masi’den yol­ lara düşmüştür.

İstanbul’a geldiğinde 37 yaşın- ä da olup, icraatı ve sefih hayatı ile | Abdülhamid’in başmı devamlı ağrı-1 tan Fehim Paşa’nın iltifatları ile hayli yol katetmiştir.

Şöhreti Üsküdar, Salacak veya Kağıthane’den taşıp, saray içlerine girdiğinde artık Napoli sokakları­ nın serkeş duvarcı ustası değildir.

Kamil ve mümtaz bir sanatçı olarak şimdiki Galatasaray-Tünel arasındaki Posta Sokağı’nda 417^

num aralı H an’da resim sergisin e

katılacaktır. 1902’de Türk ve ec­ nebi ressamlann katıldığı bu sergi­ de dört salonu dolduran eserler­ den Fausto Zonaro’nunkiler diğer­ lerinden bir adım öndedir.

Fakir bir ailenin

Zona.ro'nun tabloları bir araya gelince, eski İstanbul'un benzersiz bir panora­ masını oluşturuyor, işte “ Hamama Gi- riş”adlı tablosu (yukarıda). Bunu yapar­ ken Zonaro, hayalen hangi natırlara teslim oldu bilinmez. “Kurna Başı" adlı bir diğer tablosunda da hamamdan içeri girdikten sonraki tahayyüllerini yansıtmıştı zaten. Aşağıda gördüğünüz tablodaysa, tam paşa olacağı sırada “ emekli” olan Zonaro, kendisini Kağıt­ hane'ye hareket ederken resmetmiş. Ve kendi fırçasından Zonaro portresi (sol­ daki resim).

ç

i-

f>

s s

} c*

26 Ressam içinde 32 eseri ile İstanbul’daki resim çevresini etki­ yen Zonaro Abdülhamid’in de tak­ dirini kazanmıştır. Ertuğrul’un Ka- raköy Köprüsü’nden uğurlanışını tasvir eden resminde kendisine de yer veren Zonaro, bu tablonun Pa­ dişah’a takdimi ile saray ressamı olmuştur.

Saray’a giriş ile nakit durumu­ nu çözen Zonaro’nun Pera’daki renkli hayata kendini fazlasıyla kaptırdığını görüyoruz. Ecnebi ar­ tistlerle sıkıfıkı olup, sarayiçi ceviz kırmakta mahirdir.

Girizgahımızda ballandıra bal- landıra anlattığ ım ız Fehim Pa şa’nın gözdesi Margarethe ile ya­ kınlığı artırır ve onun resmini ya­ parken, muhabbeti koyulaştırır. Bildiğiniz gibi zevk-ü sefa ve meşk aleminin bir numarası olan Fehim Paşa, bu konuda Bursa’da kelle ve­ recek kadar gözüpek olup, bu bit­ meyen resim çalışmasına şüphe ile bakmaktadır.Margarethe İtal­ yanca da bilir. Ama Zonaro’nun bu çalışmasının nasıl bir “içerik” taşı­ dığını bilmiyoruz. Resmi portre den endama taşıması ve cambazı tüller içinde “Sivil”leştirmesi de m üm kündür. Bu da Fehim Pa şa’nın öfkelenmesine sebep ola çaktır.

Zonaro’nun “Dış mihrak’larla fazlaca meşgul olduğunu “Güzel Helena” ile anlıyoruz. Jean Sullier Yıldız Sarayı’nda Abdülhamid ve saraylıların h u zu ru n d a o p eret parçalan okumuştur. Sonra da Zo- nara’mn canına okumuştur.

Bir zamanlar Abdülaziz’in bile evlenmek istediği Safinaz Sultan’ın ne kadar yakıcı olduğunu Osman Nuri Bey bir kundaklama hadisesi ile beyan eder. Safinaz Sultan “yangın çıkarmak” bahanesi ile sa­ raydan uzaklaştırılmıştır.

Ortalığı böylesine yakışının se­ bebi meçhul görünmekle birlikte tahminlere açıktır. Bazılarına göre Safinaz Sultan ile Zonaro arasında gizli bir sevda vardır ve ressamın İstanbul’dan uzaklaştırılmasına bu aşk sebep olmuştur. Adapazarlı İb­ rahim Bey Safinaz Hanımın 50 lira olan aylığının kesilmesine bu ha­ diseyi gerekçe gösterir.

İtalyanların Trablusgarp hare­ katı ile İstanbul’da meydana gelen infial ile Fehim Paşa’nın dolduruş­ ları ve kim bilir Safinaz Sultan vu­ kuatı Zonaro’yu tam Paşa olacağı sırada “emekli” etmiştir.

İstanbul’u hakikaten seven bu mümtaz sanatçı gözleri yaşlı vapu­ ra bindiğinde, bize resimlerini İs­ tanbul yadigarı olarak bırakacaktır. 19 Temmuz 1929 da San Remo’da ö ld ü ğ ü n d e İstanbul aşkları ile renklendirilmiş yüzlerce tablonun sahibidir. Bu tablolara şimdi birile- ri sahip bulunuyor. Resimler onla­ rın ama İstanbul Zonaro’nundur. Paşa olamamış bu ressamı müsade ederseniz gönlümün mareşali ilan ediyorum efendim. ■

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

OSA hastalarında PH sıklığı OSA olmayan grupla karşılaştırıldığında eşit saptandı ancak, istatistiksel anlamlı farklılık saptanmasa da orantısız

Ekibin sinyaller içinde kozmik ›fl›nla- r›n yol açt›¤› sinyalleri ay›klamak için kulland›¤› yöntemse, yeryüzeyi kay- nakl› sinyallere odaklanmak. Böylece,

How- ever, as the first experimental study regarding medical treat- ment of AA, the results of this study showing beneficial effect on histological findings are important.. Conflict

Topkapı Sarayı'nın en enteresan taraflarından birini teşkil eden ve Büyük Mimar Sinan'ın şaheserleri arasında adı geçen III.. Murat'ın ya- takodası da

[r]

■4 Ünlü kardeşleri birlikte yakalamak biraz zor İştir, işte Antel ailesinin beş üyesi: En solda eğitimci, yazar ve siyasetçi Sadrettin Celâl, yanında

Çetin Emeç'in dostları, okuyucuları, meslektaşları, demokrasiye inanan binlerce kişi, dün Cağaloğlu'nda. caddeleri, sokakları doldurdu. Bu Çetin Emeç'e ve

Ars›z Bat› bilgisayar sis- temlerinin aksine, Vaio uyar›lar› ve mesaj- lar› Japonya’da çok popüler bir fliir türü olan 3 sat›rl›k Haiku yoluyla çok daha za- rif