• Sonuç bulunamadı

Tekirdağ ilinde süt hayvancılığına ağırlık veren hayvancılık işletmelerinin yem temin sorunları üzerine bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tekirdağ ilinde süt hayvancılığına ağırlık veren hayvancılık işletmelerinin yem temin sorunları üzerine bir araştırma"

Copied!
79
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1. GİRİŞ

İnsanoğlunun en eski uğraşı alanlarından ve geçim kaynaklarından birisi hayvan yetiştiriciliğidir. Günümüzde de bu önemini sürdürmektedir. Hayvancılık sektörü, ülke ekonomisini geliştiren, birim yatırıma en yüksek katma değer oluşturan ve en düşük maliyetle istihdam imkanı sağlayan bir sektördür. (Kutlu ve ark. )

Hayvancılık, insan beslenmesinde, bitkisel üretim ve sanayi artıkları ile, başka türlü değerlendirilmesi mümkün olmayan alanları değerlendirme ve istihdam yaratma gibi özelliklere sahip olan çok yönlü bir üretim sektörüdür. Bitkisel üretim içinde de hayvancılık önemli bir yere sahiptir. Suni gübrelerin bilinçsiz kullanımı topraktan yararlanmayı olumsuz yönde etkilerken, hayvan gübresi toprağın organik madde kısmını arttırıp,daha verimli ve uzun süre kullanılabilir hale gelmesini sağlamaktadır. Bu özelliği sayesinde toprağın verimi arttırılırken aynı zamanda üretimde süreklilik sağlanmaktadır.

Ülkemizin Tarım sektörü içersindeki hayvancılığın mevcut durumunu incelediğimizde: Nüfusun yaklaşık yarısının kırsal kesimde yaşadığı ve geçimini tarımsal üretim ile temin ettiği ülkemizde, 3 milyondan fazla (DİE, 2005) tarım işletmesi bulunmakta ve bu işletmelerin çoğunluğunda bitkisel ve hayvansal üretim bir arada yapılmaktadır. Bu işletmelerin arazi varlığı, ortalama 61dekar olmakla birlikte, 50 dekardan daha az arazisi olan işletmelerin oranı %49 (DİE, 2005) dolaylarındadır. Tarım işletmelerinin hayvan varlığı bakımından durumuna baktığımızda, 1-4 baş hayvan sayısına sahip işletme sayısı toplam işletme sayısının %72’sidir (Kutlu ve ark. ).

Bu durum, ülkemiz tarımının en büyük problemi olarak görülmektedir. Çünkü, küçük işletmeler, girdi temini ve ürün pazarlaması konularında çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadırlar

Dünya nüfusu ile beraber artan gıda maddesi talebi hayvansal üretimin de artmasına neden olmaktadır Hayvancılık, ülkemiz ekonomisinde önemli bir yere sahip olmuştur ve

(2)

artması pek çok etkene bağlıdır. Bunlar içinde hayvanların besin kaynağı olan kaliteli yem talebinin karşılanması en önemli faktörlerden biridir. Hayvancılığın gelişebilmesi ve verimli olarak sürdürülebilmesi için yüksek verimli hayvanların yeterli ve kaliteli yemlerle beslenmeleri gerekmektedir.

Kaliteli ve besin madde içeriği yüksek yemler, entansif bir süt hayvancılığı üretimi için önkoşul niteliğindedir. Türkiye’deki süt ineği potansiyelinin gün geçtikçe kültür melezi ırklara dönüştüğü gerçeğinden hareketle karlı ve bilinçli bir hayvancılık için yem temini oldukça önem arzetmektedir. Özellikle tarımsal yapısı ve kültür melezi süt ineği oranı diğer bölgelere göre daha iyi bir konumda olan Tekirdağ’da kaliteli yem temini üreticinin gelirini de etkilemektedir.

Bu araştırma, Tekirdağ ili ve ilçelerinde faaliyet gösteren süt hayvancılığı işletmelerinin yapısı çerçevesinde görülen yem temini sorunlarını inceleyerek hayvan sağlığının korunması ve daha yüksek gelir sağlayan bir hayvancılık açısından özellikle yem temini konusunda olmak üzere diğer yapılması gerekenleri tespit edilmeye çalışılmıştır.

Araştırma giriş dahil 7 bölümden oluşmuştur. Giriş bölümünde çalışmanın önemi ve amacı, ikinci bölümde konuyla ilgili daha önce yapılmış araştırmalar hakkında bilgi sunulmuştur. Üçüncü bölümde, çalışmada kullanılan verilerin toplanması ile çeşitli safhalarda uygulanan metot açıklanmış, dördüncü bölümde ise konuyu Tekirdağ ili içersinde, araştırma bulguları ile birlikte açıklayabilmek amacıyla araştırma bölgesi hakkında genel bilgiler verilmiştir. Beşinci bölümde konuyu bir bütün içersinde ele alabilmek ve genel sorunları tespit etmek amacıyla Türkiye Hayvancılığı’nın Yapısı açıklanmıştır. Altıncı bölümde anketlerden elde edilen analiz sonuçları değerlendirilmiştir. Altıncı bölümü sonuç ve önerilerin bulunduğu yedinci bölüm takip etmektedir.

(3)

2. KONU İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

Kutlu ve ark. tarafından yapılan’’Türkiye Hayvancılığı; Hedef 2023 - Sorunlar, Çözüm Yolları ve Politika Arayışları,’’ isimli mevcut raporda; Türkiye’de hayvancılığın mevcut durumu, geçmiş dönemlerdeki hayvancılık politikalarımızı gözden geçirilmesi Türkiye’de hayvancılığın başlıca sorunlarının neler olduğunun ortaya konulması, bu sorunların çözümüne yönelik kısa,orta ve uzun vadeli hedeflerin, stratejilerin neler olması gerektiğinin belirlenmesi, bu hedef ve stratejilerin gerçekleştirilebilmesi için hangi araçların kullanılması gerektiğinin tespiti ve Türkiye’nin 2023 yılı hayvancılık hedeflerinin netleştirilmesi amacıyla, konu ile ilgili tüm kesimlerin katıldığı ortamlarda tartışılarak hazırlanmıştır. Bu kapsamda; üniversite, araştırma enstitüleri, yayım teşkilatları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile üreticilerin katımları ile seri toplantılar gerçekleştirilmiştir. Ortaya konulan sonuçlar, hayvancılık konusunda bir master planın oluşumu için temel niteliktedir.

Açıkgöz ve ark. (2000) tarafından yapılan’’Yem Bitkileri Üretimi ve Sorunları’’ isimli eserde yurdumuzda yem bitkileri tarımının bugünkü durumu, yem bitkilerinin hayvan beslemedeki rolü, Ülkemizde Yem bitkileri Tarımını Geliştirme Olanakları, Yem Bitkileri Üretiminde Çeşit Ve Tohumluk, Yem Bitkileri Üretim Teşvikleri Ve Gelişmeler ve son olarak Yem Bitkileri Üretiminin Sorunları ele alınarak bu konu tüm yönleriyle değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Aytuğ ve ark. tarafından yapılan “Süt Sığırı Yetiştiricisinin El Kitabı–1, Süt İneklerinin Bakım ve Beslenmeleri Hakkında Pratik Bilgiler” isimli eserde süt sığırcılığı yetiştiriciliğinde verimi etkileyen süt ineklerinin bakım ve beslenmesi konusunda ayrıntılı bilgiler verilmiştir.

Yavuz ve ark. tarafından 2000 yılında yapılan ‘Türkiye’de Sütçülük Politikaları ve Sektörün Yapılanması Üzerine Bir Araştırma. ’ isimli eserde hayvancılıktan elde edilen gelirin başlıca kaynaklarından olan süte devlet tarafından uygulanan politikalar ve süt

(4)

Yetiştiriciliği” isimli eserde Türkiye’de sığır yetiştiriciliğinin mevcut durumu ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir.

Altın, M., tarafından 1997 yılında yapılan “Çayır-Mer’a ve Yem Bitkilerinin Hayvan Beslemedeki Yeri Ve Önemi” isimli eserde çayır ve mera’nın tanımları ile çayır, mer’a ve yem bitkilerinden elde edilen otun değeri ve mer’aların hayvan sağlığı bakımından önemi anlatılmıştır.

Gençkan, M.S., tarafından 1985 yılında yapılan “Çayır-Mer’a Kültürü Amenajmanı Islahı” adlı eserde çayır-mera’ların ıslahı ile ilgili teknik konular incelenmiştir.

Demirkol, C., tarafından 2001 yılında yapılan “Edirne, Kırklareli Ve Tekirdağ İlleri Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliklerine Üye İşletmelerde Muhasebe Kayıtlarının İncelenmesi ve İşletme Performanslarına Etkisi“ adlı eserde işletmelerde kayıt tutmanın işletmelerin başarısını ve planlı üretim dolayısıyla işletmelerin brüt karlarını nasıl etkilediği ortaya konmaya çalışılmıştır.

(5)

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1 Materyal

Araştırmada birincil ve ikincil verilerden yararlanılmıştır. Araştırmanın birincil ve ikincil verilerini Tekirdağ ili ve ilçelerinde süt hayvancılığı işletmeleri ile yapılan anketler oluşturmuştur. Tekirdağ tarımsal potansiyeli yüksek bir ildir. Bununla birlikte tarım işletmelerinin bitkisel üretim yanında hayvansal üretimi de birlikte yaptıkları gözlemlenmiştir. Bölgedeki tarım işletmelerinde genel olarak ayçiçeği-buğday münavebesi yapılmaktadır. Bu tarım işletmelerinin önemli bir bölümünde 2-3 baş süt ineğinin beslendiği yapılan ön incelemelerden anlaşılmıştır. Bu nedenlerden ötürü araştırma materyalinin toplanmasında bölgedeki tüm köyler ve tüm işletmeler hedeflenmiş ve örnek hacmini daraltmak için de bilimsel kriterlerden yararlanılmıştır.

Araştırmada yararlanılan ikincil veriler ise öncelikle DİE, DPT, Tarım Bakanlığı, FAO, ve diğer kaynaklardan elde edilmiştir.

3.2 Yöntem

3.2.1 Örnekleme ve Veri Toplama Yöntemi

Tarım Bakanlığı’na bağlı Tekirdağ Tarım İl Müdürlüğünden alınan bilgiler doğrultusunda Tekirdağ ilinde bulunan süt hayvancılığı işletmelerinin toplam sayısı 20507’dir. Bu işletmelere ait varyansların bulunmamasından dolayı sonlu populasyonda oranlar formülü ile örnek hacmi belirlenmiştir. Örnek hacminin belirlenmesinde %5 hata payı dikkate alınmıştır.

4. N. p. q

n=--- 4. p. q + d2. (N-1)

n: Örnek hacmi N: Populasyon hacmi

(6)

Bu tip örneklemelerde uygulanan genel kural (p)=(q)=0.5 kabul edilmiştir. Bu durumda sabit bir örnekleme hatası ile mümkün olan en büyük örnek hacmi elde edilmektedir(Malhotra, 1993).

4*277*0.5*0.5

n=---=80 4*0.5*0.5+0.25*(277-1)

Burada temel kriter olarak köy sayısı dikkate alınmıştır. Tekirdağ iline bağlı 277 köy bulunmaktadır. Bu köylerin tamamında bitkisel ve hayvansal üretimin birlikte yapıldığı düşünüldüğünde 80 köyde bu çalışmanın yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Araştırma kapsamına giren ilçelerin tüm köylerinde anket yapılmış ancak süt hayvancılığını yoğun yapan Tekirdağ Merkez, Malkara ve Hayrabolu’daki köylerde daha fazla üretici ile anket yapılması prensibi benimsendiğinden toplam 111 işletme ile anket yapılmıştır. Saptanan işletme sayısı homojen bir şekilde yerleşim birimlerine dağıtılmıştır. Bu işletmelerle yüzyüze anket yapılarak veriler elde edilmiştir. Çizelge 2.1’de örnek hacminin hesaplanma yöntemi ve dağılımı açık bir şekilde verilmektedir.

Çizelge: 3.2.1 Anket Yapılan İşletmelerin İlçelere Göre Dağılımı

İller Köy sayısı Oran(%) Uygulanan Anket

Muratlı 16 5.9 10 Malkara 73 26.4 45 Çorlu 22 7.9 4 Çerkezköy 9 3.2 5 Şarköy 28 10.1 7 Hayrabolu 48 17.3 19 Merkez 59 21.3 19 Saray 22 7.9 2 Toplam 277 100 111

Araştırmada elde edilen tüm veriler ilgili konu başlıklarında toplanarak çizelgelerde sunulmuş ve yöneltilen sorulara göre oranlarla ifadesi yoruma dayalı olarak analiz edilmiştir. Bunun yanında üreticilerin yem bitkileri üretimini etkilediği varsayılan bazı kavramlar ise anket formunda üreticilere likert ölçeğinde verilerek söz konusu fikirlere katılma düzeyi tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu fikirlerden elde edilen sonuçlar bilgisayarda istatistik paket programları kullanılarak faktör analizi ile ekonomik yönden değerlendirilmiştir.

(7)

3.2.2 Ekonomik Analiz Yöntemleri

Araştırma kapsamındaki üreticilerin özellikle yem bitkileri üretimi ile ilgili düşüncelerine etkili olabilecek faktörler istatistiksel analiz yöntemlerinden biri olan “faktör analizi” yardımıyla analiz edilmiştir. Bu analizde, yem bitkileri üretimini etkileyebilecek 12 faktör üzerinde durulmuş ve bu faktörlere üreticilerin katılım düzeyleri incelenmiştir. Üreticilerin katılım düzeylerinin yer aldığı ifadeler “Aşağıdaki kriterler yem bitkileri üretiminizi nasıl etkiliyor?“ şeklinde sorularak üreticilerden 1’den 5’e kadar numara verilmesi istenmiştir. Burada;

1 Çok önemli

2 Önemli 3 Fikri yok 4 Az önemli

5 Önemsiz, anlamında değerlendirilmiştir.

Bu çalışmada yöre insanının hayvancılıkta yem bitkilerinin ekimine ilişkin yargıları ve düşünceleri aralıklı ölçekle ölçülmüştür. Ankete katılanların yem bitkileri üretimini etkileyen etkenlere ait verilere faktör analizi uygulanmıştır.

Veriler faktör analizi yapılmadan önce bu analize uygunluğunu test etmek amacıyla Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy testi yapılacaktır. Bunun yanında küresellik testiyle de (Bartlett Test of Sphericity) anket sonuçlarının faktör analizi için uygun olup olmadığı analiz edilmiştir. Faktör analizi yapılacak verilerin uygunluğunu ölçmek için kullanılan KMO değerinin 0,50 den yüksek olması gerekmektedir. Bu çalışmada elde edilen KMO:0,537 gibi bir değer bulunmuş ve verilerin faktör analizine uygunluğunu test edilmiştir.

(8)

4. ARAŞTIRMA BÖLGESİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER 4.1 İlin Genel Özellikleri

4.1.1 İlin Coğrafi Konumu

Tekirdağ ili Türkiye’nin kuzey-batısında, Marmara denizinin kuzeyinde, Trakya Bölgesinde, 40° 36′ ve 41° 31′ kuzey enlemleriyle 26° 43′ ve 28° 08′ doğu boylamları arasında yer almaktadır.

Komşu olduğu illerden Edirne’ye 141 km. Çanakkale’ye 194 km. İstanbul’a 131 km. ve Kırklareli’ne 122 km. uzaklıkta olan Tekirdağ ili yüzölçümü 6.218 km2 ’dir.

Coğrafi alan itibariyle Marmara bölgesindeki 11 ilin üçünden küçük, komşusu Kırklareli ile aynı büyüklüğe sahiptir. Yüzölçümü itibariyle bölgede 4. sırada yer alan Tekirdağ, Marmara bölgesinin % 8.60’ını, Türkiye topraklarının ise yaklaşık % 0.8’ini kaplamaktadır.

İdari açıdan 9 ilçeye sahip ilin ilçelere göre yüzölçümü dağılımı çizelge 4.1’de gösterilmiştir.

Çizelge 4.1Tekirdağ İlinin İlçelere Göre Yüzölçümü Dağılımı

İLÇELER ALAN (KM2) MERKEZ İLÇE 1.033 ÇERKEZKÖY 296 ÇORLU 949 HAYRABOLU 1.035 MALKARA 1.224 M. EREĞLİSİ 183 MURATLI 407 SARAY 610 ŞARKÖY 481 İL TOPLAMI 6.218

(9)

Gelişmiş bir ulaşım ağı içinde yer alan il, 3 önemli karayolu, büyük bir dış ticaret limanı ve İstanbul-Avrupa demiryoluyla İstanbul metropolüne ve komşu Avrupa ülkelerine bağlanmış bulunmaktadır.

Trakya bölgesinin güneyinde yer alan Tekirdağ’ın Marmara denizine 133 km. Karadeniz’e de 2.5 km. uzunluğunda bir kıyısı bulunmaktadır.

4.1.2. Agro Ekolojik Alt Bölgeler.

Bir bölgenin tarımsal üretim deseninin belirlenmesinde ve daha geniş manada ekonomik açıdan gelişmesinde, o bölgenin içinde yer aldığı coğrafya belirleyici rol oynamaktadır. Tekirdağ gibi yüz ölçüm itibariyle görece küçük sayılabilecek bir ilin gerek coğrafya ve gerekse ona bağlı olarak oluşan iklimsel özellikler açısından, sahip olduğu dokuz ilçe arasında il ortalamasında fazla sapma gösteren farklılıklar bulunmamaktadır. Öte yandan ulaşım ve iletişimin bunca yaygınlaştığı bir dönemde ilçeler arasında sosyolojik açıdan da önemli bir fark bulunmamaktadır.

İlin Karadeniz’e kıyısının bulunduğu Saray ilçesi ile Akdeniz ikliminin hissedildiği Şarköy ilçesi arasında bazı coğrafi özellikler bakımından fark varmış gibi gözükse de bunlar il ortalamasından önemli ölçüde sapma göstermemektedir. Coğrafi özellikler açısından ayrılabilirmiş gibi gözüken bu iki ilçeyi diğer tüm ilçelerden ayıran ortak özellikleri de (doğal koruma alanlarının varlığı, orman köylerinin çokluğu, köy ve kıyı turizm avantajlarının bulunuşu) vardır. Ayrıca, Şarköy ilçesi orada yetiştirilen ürün açısından sadece Saray ilçesinden değil, ilin tümünden ayrılabilir. Sosyal gelişmişlik yerine ekonomik kalkınma düzeyi ölçü alındığında ise Çorlu-Çerkezköy ve kısmen merkez ilçenin sanayi kuruluşu varlığı bakımından diğer ilçelerden ciddi ölçüde ayrıldığı görülmektedir. Fakat; ilin coğrafi alan bakımından oldukça küçük olması, ulaşım ve iletişimin bölgede hayli gelişmiş bulunması yanında, ili coğrafi alt bölgelere ayırarak ele almayı güçleştiren önemli bir güçlük daha bulunmaktadır.

(10)

olarak uymamasıdır. Yani herhangi bir ilçenin köylerinin yarısı bu bölgenin içinde kalırken, diğer yarısı bir başka alt bölgede yer almaktadır. Oysa tarımsal ya da sair istatistiklerin tümü ilçe bazlı olarak derlenmektedir. Yukarıda söylenen nedenlerle Tekirdağ ili alt bölgelere ayrılmamıştır. Oluşturulan tabloların tamamı ilçeler düzeyinde verildiği için de farklılıklar daha detaylı bir biçimde verilmiş olacaktır.

İklim, toprak, topografya benzerliği ya da farklılaşması ile sosyo-ekonomik gelişmişlik düzey benzerlikleri her zaman örtüşmemektedir. Bu nedenle Tekirdağ ili iki ayrı havza olarak incelenebileceği gibi sorun tespiti ve gelişme senaryoları geliştirme bakımından ise ilçe bazlı idari bölünmelere sadık kalınması uygun görülmüştür.

4.1.3. Yüzey Biçimleri

Yıl içerisinde düşen düşük yağış miktarı, toprak özellikleri ve diğer koşullar nedeniyle Tekirdağ ‘da pek büyük bir akarsu yoktur. İldeki küçük akarsuların yatakları mevsimlere göre değişir. Yazın suları azalan, hatta kuruyan bu akarsular kışın kabarır, zaman zamanda taşar.

İldeki küçük akarsu ve derelerin oluşturduğu iki ana havzadan bahsedilebilir. Bu havzalara ait temel bazı özellikler aşağıda verilmiştir.

4.1.4. Vadiler Ovalar

İl topraklarının yaklaşık % 15.5’ini kaplayan vadiler ve ovalar genellikle kıyıda akarsu ağızlarında oluşmuşlardır. Kıyıdaki ovaların başlıcaları şunlardır.

Kınık Ovası :Sultanköy-M. Ereğlisi arası Kumluca Ovası :M. Ereğlisi-Yeniçiftlik arası Şerefli Ovası :Karaevli-Yeniçiftlik arası Naip Ovası :Barbaros-Kumbağ arası Şarköy Ovası :Hoşköy-Kızılcaterzi arası

(11)

4.1.5. Bitki Örtüsü

Trakya; kuzeyinde ve güneyindeki nemli deniz ikliminin etkisinin altında çeşitli orman topraklarının hakim olduğu, iç Trakya’ya ise kurak bozkır özelliklerine uygun orman, otlak ve genellikle tarım alanlarının yaygın olarak bulunduğu, bu sebeple de biyolojik çeşitlilik bakımından çok zengin bir ekolojik sistemler birliğidir.

Çiftçileri topraklandırmak için kurak bozkır otlaklarının dağıtımı ve tarımda makine kullanımının artmasıyla bu otlaklar elden çıkarılmıştır. Bunun sonucu olarak ta Trakya’da hayvancılık, özellikle de koyunculuk olumsuz etkilenmiştir.

İlin Marmara denizi boyunca uzanan ve eskiden kaliteli şaraplık üzümlerin yetiştirildiği alanlar ise ikinci konutlara feda edilmiştir. Şarköy-Mürefte arasında hala kalabilen alanlar kesinlikle muhafaza edilmelidirler. İl, orman bakımından yoksul iller arasında mütalaa edilebilir hale gelmiştir. Istranca dağlarının il alanına girdiği kesimlerde, Tekir ve Koru dağlarında yer yer meşelikler bulunmaktadır. Bazı kesimlerde ise az da olsa kızılağaç, karaağaç ve yer yerde çam türlerine rastlanmaktadır. Tipik bitkiler Akdeniz iklimine has çalı-çırpılar (makiler), bağlar, meyve bahçeleri ve zeytinliklerdir.

4.1.6. İklim

Tekirdağ’ın Marmara kıyılarında yağış bakımından Akdeniz iklimi egemendir. Kıyı şeridinde yazlar sıcak, kışlar ılık geçer. Buralarda tek fark kışın kar yağmasıdır. Yörede zaman zaman esen kuzey rüzgarları, ısının düşmesine neden olur. Kuzeye paralel uzanan Tekir dağları da kıyı kesimini Balkanlardan gelen soğuk hava kütlesine karşı korur. İlin iç bölgelerinde ise karasal iklim egemendir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve yağışlıdır. Buralar kış boyunca esen kuzey rüzgarlarının etkisi altında kalır.

4.1.7. İl Arazisinin Kullanım Şekillerine Göre Dağılımı

Tekirdağ’ ın ilçelerindeki arazi kullanım biçimleri dağılımı incelendiğinde; orman alanlarının Malkara, Saray, Şarköy ve Merkez ilçede, mera alanlarının ise Hayrabolu ve

(12)

Çizelge 4.2 Tekirdağ İli İşlenen Tarım Alanlarının Dağılımı.

İlçeler Tarım Alanı

(ha) Çayır-Mera (ha) Diğer Araziler (ha) Orman-Funda ve Yüzölçümü (ha)

Merkez 75232.4 4635 23432.6 103300 Çerkezköy 13932.15 1289 14378.85 29600 Çorlu 66047.1 2315 26537.9 94900 Hayrabolu 67702.65 9548 26249.35 103500 Malkara 77120.6 7883 37396.4 122400 M. Ereğlisi 16198 365 1737 18300 Muratlı 32609.4 1811 6279.6 40700 Saray 32057.5 2733 26209.5 61000 Şarköy 14828.9 215 33052.1 48100 Tekirdağ 395728.7 30798 195273.3 621.800 4.2. Sosyo-Ekonomik Yapı 4.2.1. Nüfus

Başbakanlık DİE Başkanlığı nüfus sayım sonuçlarına göre Tekirdağ ili nüfusu, sayımın yapılmaya başlandığından bu yana 1940-1945 yılları arası hariç devamlı artış göstermiştir.

(13)

Çizelge4.3 Tekirdağ İli Nüfus Verileri İlçeler Toplam Nüfus Şehir Nüfusu Köy Nüfusu Yüzölçümü Nüfus Yoğunluğu Merkez 142.105 107.191 34.914 1.033 138 Çerkezköy 82.685 41.638 41.047 296 279 Çorlu 179.033 141.525 37.508 949 189 Hayrabolu 40.130 18.812 21.318 1.035 39 Malkara 59.125 24.898 34.227 1.224 48 M. Ereğlisi 19.955 8.779 11.176 183 109 Muratlı 26.681 18.571 8.110 407 66 Saray 41.217 17.769 23.448 610 68 Şarköy 32.660 16.194 16.466 481 68 Toplam 623.591 395.377 228.214 6.218 100

Kaynak: DİE, 2000 Genel Nüfus Sayımı

Grafik 1 Tekirdağ İlinde Nüfus Dağılım Oranları

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 Merk ez Çerkezkö y Çorlu HayraboluMal kara Mere ğlisi Mura tlı Sara y Şarkö y Şehir nüf. Köy nüf.

Çizelge 4.3’te ve Grafik 1’de görüldüğü gibi ilçeler arasındaki nüfus artış hızı oldukça farklıdır. İlde nüfus artış hızı negatif olan, yani göç veren ilçeler mevcuttur.

(14)

Nüfus yoğunluğu Hayrabolu ilçesinde km2 ‘de 39 kişi iken, Çerkezköy ilçesinde bu sayı 279 değerine ulaşmaktadır. İlde biri merkez olmak üzere toplam 9 ilçe, 258 köy ve 24 belde mevcuttur. Toplam nüfusun %36.60’ı köylerde , %63.40 ‘si de şehirlerde yaşamaktadır. Şehir ve köy nüfusunun ilçelere göre dağılımı incelenecek olursa, Hayrabolu, Malkara, Marmara Ereğlisi, Saray, Şarköy ilçelerinde köy nüfusu mutlak değer olarak şehir nüfusundan daha fazladır. Bu durum bu ilçelerde tarımdaki istihdamın daha fazla olduğunu göstermektedir. Şehir nüfusunun en yüksek olduğu ilçe Çorlu ilçesidir. Yine 9 ilçeden Çorlu 179.033 nüfusu ile en fazla nüfusa, Marmara Ereğlisi ilçesi ise 19.955 nüfusu ile en az nüfusa sahip olan ilçelerdir. İlin yıllık nüfus artışı en yüksek olan ilçesi ‰ 69.4 ile Çerkezköy iken, en az olan ilçesi ‰-12.9 ile Hayrabolu’dur.

Tekirdağ il merkezinin şehir nüfusu artış hızı ‰28.7’dir. Tekirdağ iline bağlı ilçelerin şehir nüfusları incelendiğinde, şehir nüfusu en fazla olan ilçenin Çorlu ilçesi, en az olan ilçenin ise Marmara Ereğlisi ilçesi olduğu görülmektedir. Şehir nüfus artışının en fazla olduğu ilçe ‰63.9 ile Çorlu ilçesi en az olduğu ilçe ‰10.6 ile Hayrabolu ilçesidir. Tekirdağ iline bağlı bulunan tüm bucak ve köylerin nüfus artış hızı ‰8.1’dir. İlde bulunan beldeler dahil toplam 282 köyden 170’nin nüfusu 500’ün altında olup, köylerin çoğunluğu düşük bir nüfusa sahiptir.

İlde iktisaden faal nüfusun %65.1’ini (196174) erkek, %34.9’unu (105134) ise kadın nüfus oluşturmaktadır. Çalışan nüfusun 2000 yılındaki dağılımına göre bunların %52.8’inin ücretli, %26’sının ücretsiz aile işgücü ve %19.1’inin de kendi hesabına çalıştığı ve %2.1’ninde işveren olduğu görülmektedir.

1927-2000 döneminde Tekirdağ ilinin nüfus artışı incelendiğinde, en yüksek yıllık nüfus artış hızının ‰ 48.2 ile 1927-1935 döneminde, en düşük nüfus artış hızının ‰-7.1 ile 1940-1945 döneminde gerçekleştiği görülmüştür.1990-2000 döneminde Tekirdağ ilinin yıllık nüfus artış hızı ‰ 28.5 ’dir. Türkiye’nin yıllık nüfus artışı ise ‰ 18.28 ’dir.

(15)

İlin demografik yapısı nüfus artışı, yoğunluk, göç, yaş grupları ve cinsiyet açısından ele alınarak incelendiğinde, nüfus artışının ülke genelindeki artıştan fazla olduğu, bununda dış göç alınmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Tekirdağ ilinin Türkiye geneline oranla sosyal gelişmişlik seviyesini tespit için, demografik, istihdam, eğitim, sağlık, alt yapı, imalat sanayi, ihracat, tarım ve maliye gibi alanlarda 58 ayrı göstergenin kullanılıp, “Temel Bileşenler Analizi” yönteminin uygulandığı bir araştırma yapılmıştır. DPT tarafından 76 il için 1996 yılında yapılan söz konusu çalışmaya göre; il sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralaması bakımından 8. sırada yer almak

Tekirdağ vilayeti ilçelerinin 858 adet ilçe arasındaki sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyeleri sıralaması Çizelge 4.4’te verilmiştir.

Çizelge 4.4 İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması

İlçe Adı 858 İlçe İçindeki

Gelişmişlik Sırası İl İçindeki Gelişmişlik Sırası

Çorlu 16 1 Çerkezköy 23 2 Merkez 36 3 M. Ereğlisi 68 4 Muratlı 172 5 Şarköy 185 6 Saray 192 7 Malkara 202 8 Hayrabolu 317 9

(16)

4.2.2. Ulaşım

Tekirdağ ulaşım açısından ülkemizin şanslı illerinden birisidir. Tekirdağ sınırları içerisinden Avrupa transit yolları geçmektedir. İstanbul-Edirne-Avrupa demiryolu il sınırları içinden geçer. Günümüzde büyük bir metropol durumuna gelen İstanbul’a yakınlığı Tekirdağ ili için büyük avantajlar sağlamaktadır. Tekirdağ ili için kalkınmanın lokomotifi olan ulaştırma sektörünün üzerinde önemle durulmalıdır.

4.3. Tarımsal Üretim Sistemi

4.3.1 Arazi Kullanım Durumu ve İşletmeler

Ekonomik ve sosyal yapının hangi alanında olursa olsun yapılan planlamaların ve oluşturulan politikaların doğruluğu ve yerindeliği için temel koşul doğru ve güvenilir verilere sahip olmaktır. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Tekirdağ’da da farklı zamanlarda farklı kurumlarca farklı amaçlar için yapılmış çalışmaların birbirini tutmayan sonuçları bulunmaktadır.

Ülkemiz genelinde olduğu gibi Tekirdağ ilinde de tarımsal işletmeler küçük ve çok parçalı bir yapıdadır. DİE Başkanlığı ve Tarım İl Müdürlüğünce gerçekleştirilen Köy Envanteri çalışmasına göre 29.608 adet işletme bulunmaktadır. Bu çalışma yeni olmasına rağmen sadece köyleri kapsadığı için ilçe merkezlerini kapsam dışı bırakmıştır.

Tarım Bakanlığınca uygulanan Çiftçi Kayıt Sistemi ve Doğrudan Gelir Desteği projesi ile tarımsal yapıya ilişkin çok detay bilgiler derlenmiş, ancak bu çalışma da hala tüm araziler alınamadığı için nihai sonuçlar elde edilememiştir. Sonuç olarak tüm eksikliğine rağmen yine DİE Başkanlığınca 1991 yılında yapılan Genel Tarım Sayımı sonuçları kullanılacaktır.

1991 Genel Tarım Sayımı sonuçlarına göre ilde 37.228 adet tarım işletmesi mevcuttur. Grafik 2 incelendiğinde ilde tarım işletmelerinin genellikle bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yaptıkları ve bu işletmelerin oranının da %73.3 olduğu görülmektedir. Bu işletmeleri %25 ile yalnızca bitkisel üretim yapan işletmeler ve %1.70 ile yalnızca hayvansal üretim yapan işletmeler izlemektedir.

(17)

Grafik 2 . Tekirdağ İlinde Tarım İşletmelerinin Faaliyet Alanlarına Göre Dağılımı Bitkisel Üretim 25% Hayvansal Üretim 2% Bitkisel+Hayvansal Üretim 73% Bitkisel Üretim Hayvansal Üretim Bitkisel+Hayvansal Üretim

50 dekarın altındaki cüce işletmelerin oranı ülke genelinde %67.04 işledikleri toprak oranı ise 22.12 iken bu durum Tekirdağ'da %37.09 ve %10.09 'dur. Türkiye'de ortalama işletme büyüklüğü 59.1 dekar iken Tekirdağ'da 97.6 dekardır. Bu değerler dağılımdaki dengesizliğin Tekirdağ ilinde daha az olduğunu göstermektedir. Türkiye'de arazi büyüklüklerine göre işletme sayısının en yüksek olduğu arazi grubu %32.13 ile 20-49 dekar grubudur. Tekirdağ ise 50-99 dekar grubunda yer almaktadır.

ÇDİE Başkanlığının, ilçe merkezlerini dışarıda tutarak sadece köylerde yaptığı 1997 yılı Köy Envanter verilerine göre ildeki tarımsal işletmelerin ortalama büyüklüğü 99.8 dekar, ortalama parsel büyüklüğü ise 14.5 dekar ve işletmelerin ortalama parçalılık sayısı ise 6.88’dir. Aynı çalışmaya göre hanelerin sahip olduğu arazilerin arazi büyüklük grubuna göre yerleşik hane sayısı, arazi parça sayısı ve büyüklüğü Çizelge 4.5’deki gibidir.1991 tarım sayımı sonuçlarından az da olsa farklılık gösteren bu veriler ilçeler arası mukayeseye de imkan verdiği için aşağıda ele alınmıştır.

(18)

Çizelge 4.5 Hanelerin Sahip Olduğu Arazilerin Arazi Büyüklük Grubuna Göre Yerleşik Hane Sayısı, Arazi Parça Sayısı, Büyüklüğü Oransal Dağılımı

Hanelerin Sahip Olduğu Arazilerin Arazi Büyüklük Grubuna Göre Yerleşik Hane Sayısı Arazi Parça Sayısı , Büyüklüğü Oransal Dağılımı

Köy

Sayısı İlçeler 0-50 51-100 101-200 201-500 =500 Toplam A 46,43 27,84 18,00 6,56 1,17 100,00 B 24,69 27,80 26,11 13,55 7,86 100,00 282 Toplam Tekirdağ C 12,77 22,16 27,50 19,87 17,70 100,00 A 40,06 28,23 20,72 9,28 1,70 100,00 B 20,62 28,20 29,73 17,19 4,27 100,00 59 Merkez C 9,88 19,79 32,36 23,84 14,12 100,00 A 39,65 27,69 23,06 9,18 0,42 100,00 B 16,99 26,35 32,76 21,27 2,63 100,00 9 Çerkezköy C 11,85 22,99 33,01 27,82 4,33 100,00 A 39,03 30,83 20,22 8,07 1,84 100,00 B 17,22 26,88 29,84 19,70 6,36 100,00 22 Çorlu C 11,69 21,95 28,13 23,81 14,43 100,00 A 36,83 32,03 21,34 8,19 1,61 100,00 B 18,55 27,59 26,20 14,81 12,85 100,00 48 Hayrabolu C 9,49 21,32 27,32 21,48 20,40 100,00 A 45,49 31,74 18,00 4,46 0,31 100,00 B 24,91 33,82 27,09 9,39 4,79 100,00 73 Malkara C 15,92 29,30 31,54 16,20 7,05 100,00 A 34,86 28,46 21,77 12,18 2,74 100,00 B 16,92 21,97 25,72 26,45 8,94 100,00 5 M. Ereğlisi C 9,96 17,13 25,61 29,64 17,66 100,00 A 35,24 29,29 23,39 10,43 1,65 100,00 B 11,21 17,93 23,28 14,06 33,52 100,00 16 Muratlı C 6,17 13,39 20,71 18,12 41,62 100,00 A 55,30 24,83 14,66 3,68 1,52 100,00 B 30,13 30,35 26,01 9,98 3,53 100,00 22 Saray C 14,93 22,89 19,89 11,28 31,01 100,00 A 88,43 8,95 2,02 0,57 0,04 100,00 B 68,25 19,22 9,35 3,11 0,07 100,00 28 Şarköy C 51,55 27,11 12,21 8,57 0,56 100,00 Kaynak:DİE-1997 Köy Envanteri

(19)

Çizelge 4.6 Arazi Tasarruf Şekillerinin İşletme Büyüklüklerine Göre Dağılımı İşletme Büyüklüğü(da) Yalnız Kendi Arazisini Başkalarından Arazi Kiralayanlar

Yalnız Kira İle İşleyenler Yalnızca Ortakçılık Diğer Şekilde İşleyenler İşletme

Sayısı Alan (da)

İşletme

Sayısı Alan (da)

İşletme Sayısı Alan (da) İşletme Sayısı Alan (da) İşletme Sayısı Alan (da) 2-5 724 1494 - - - 5-9 600 3583 - - - 10-19 3335 46942 89 1513 - - - 20-49 8243 274969 730 26968 93 2046 - - - - 50-99 9129 633955 1517 110430 125 6875 - - 80 6480 100-199 4982 670348 3487 497881 - - - 200-499 2199 580848 1240 343437 - - - 500-999 271 173081 360 198946 - - - 1000-2499 14 21545 5 7710 - - - 2500-4999 3 10667 - - - - 1 3030 - - 5000+ 1 12490 - - - TOPLAM 29501 2429922 7428 1186885 218 8921 1 3030 80 6480

Kaynak: DİE, 1991 Genel Tarım Sayımı

Çizelge 4.6’da görüldüğü gibi 29.501 adet işletme yalnız kendi arazilerini işlemektedir. Bu şekilde işlenen arazi 2.429.922 da. dır. İldeki işletmelerin %79.2'si ve toplam alanlarında %66.9'unu oluşturan işletmeler kendi topraklarını işleyenlerdir.7428 adet işletme ise başkasına ait 1.186.885 da' lık araziyi işlemektedir. Başkasından arazi kiralayanların toplam işletme sayısı içindeki oranı %19.9 olup kiraladıkları tarım alanı büyüklüğü toplamının il tarım alanlarına oranı ise %32.6'dır. Tekirdağ ili tarım işletmeleri içerisinde kendi arazisinin yanında başkasından da arazi tutanların en yoğun olduğu iller arasında yer almaktadır. Yalnızca toprak kiralayarak tarımsal faaliyette bulunan işletme sayısı 218, işledikleri tarım alanlarının genişliği ise 8921 dekardır. Kiralayarak toprak işleme sistemi sadece 20-99 dekar arasındaki işletmelerde görülmektedir. İlde ortakçılık yok denecek kadar azdır.

(20)

Çizelge 4.7 İşletmelerin Arazi Parçalılık Durumu

TEKİRDAĞ Parça

Sayısı İşletme Sayısı % Parça Sayısı % Arazi(da) (000) %

1-3 9.121 24.5 18.911 6.9 271.9 7.5

4-5 7.160 19.2 32.413 11.8 480.8 13.2

6-9 11.917 32.0 89.245 32.5 1.142,5 31.4

10+ 9.020 24.3 133.820 48.8 1.740,0 47.9

Toplam 37.228 100.0 274.389 100.0 3.635,2 100.0 Kaynak: DİE, 1991 Genel Tarım Sayımı

Çizelge 4.7’de görülen DİE Başkanlığınca 12 yıl önce yapılan 1991 genel tarım sayımı sonuçlarına göre ise Tekirdağ ilinde 3.635.200 dekar arazi 274.389 adet parça sayısından oluşmakta ve işletmelerde ortalama parsel sayısı 7.3 ve parça genişliği de 13.2 dekardır. Türkiye için bu veriler sırası ile 5.4 ve 10.8 dekardır. Tekirdağ'da ortalama işletme büyüklüğü Türkiye geneline göre %65 oranında, ortalama parsel büyüklüğü ise %22 oranında daha büyüktür. Ancak parsel sayısı %35 daha fazladır. Tarımsal üretim açısından önemli bir olumsuzluk olan parçalılık sayısının fazlalığı ülke genelinde olduğu gibi ilimizde de kırsal kesimde artmaya devam eden nüfus baskısı ve miras yoluyla arazilerin bölünmesi sonucudur.

4.3.2. Tarımsal Üretim ve Verimlilik

2002 yılı itibariyle toplam tarımsal gayri safi üretim değerine göre yapılan değerlendirmelerde ilin tarımsal üretim değerinin %72,5’ini bitkisel, %27,5’ini de hayvansal ürünler oluşturmaktadır.

Tekirdağ ilinde bitkisel üretim desenini belirleyen tarla ürünlerinden buğday ve ayçiçeğidir.80 ayrı bitkisel ürün yetiştirilen ilde söz konusu iki ürünün ekim alanları içindeki payları toplamı ise %85.6’dır.

Bu bölümde tarımsal ürünler, DİE Başkanlığınca yapılan ürün gruplandırmasına göre; bitkisel ürünler, hayvansal ürünler ve su ürünleri alt başlıklar halinde ele alınıp değerlendirilecektir. Stratejik önemi ve getirisi fazla olan ürünler ayrıntılı olarak incelenecektir.

(21)

4.3.2.1. Bitkisel Üretim

Çizelge 4.8’de 2002 yılı cari istatistik verilerine göre Tekirdağ’da üzerinde tarım yapılan arazilerin ilçelere ve kullanım durumlarına göre dağılımı incelendiğinde tarla ürünlerinin %95.3 gibi belirgin bir ağırlığı olduğu görülür.

Tarla bitkileri ekiliş alanlarının Türkiye’ye oranla Tekirdağ’da çok daha fazla olmasının sebebi; üreticilerin uygulanan destekleme politikaları yüzünden pazar garantisine sahip olması, ilde bu ürünlerin un, yağ ve şarap gibi işleme sanayinin gelişmiş olması, ilde sebze ve meyveciliğin gelişmesi için gerekli olan sulama tesislerinin sınırlı olması, üreticilerin tarla ürünlerinin gerektirdiği mekanizasyon ve bilgi birikimine görece daha fazla sahip olmaları, bu ürünlerin iş gücü isteğinin daha az olması ve en önemlisi de ilde ülke geneline göre hala işletme alan büyüklüklerinin daha geniş olması gösterilebilir.

Türkiye yüzölçümünün yalnızca %0.8’lik bölümünü oluşturmasına rağmen Tekirdağ, ülkede işlenen toplam tarım alanlarının %1.78’ine sahiptir. Çizelge 4.8’deki verilerden anlaşıldığına göre ilin Türkiye sebze ekiliş alanları içindeki payı %1.21, bağ alanları içindeki yeri %1.32 iken meyve bahçelerinin payı %0.02, zeytinde ise %0.25 gibi çok düşük seviyelerdedir. İlde yoğun olarak üretilen tarla bitkilerine ayrılan sahanın Türkiye geneline oranı da %1.99 ‘dur.

İlçelerin sahip olduğu tarım alanlarının kendi sahip oldukları yüz ölçümlerine oranı şeklinde farklı bir değerlendirme yapıldığında ise oransal olarak en fazla tarım arazisine sahip ilçenin %88.5 ile Marmara Ereğlisi' nin olduğu görülmektedir. Bunu %80.1 ile Muratlı ilçesi takip etmektedir.

İl genelinde toplam arazi varlığının %63.64’ünde tarımsal üretim yapılırken Merkez ilçede bu oran %72.8, Çorlu’da %69.6, Hayrabolu’da %65.4, Malkara’da %63’dür. Ortalamanın altında kalan ilçeler ise Saray %52.2, Çerkezköy %47 ve Şarköy %30.8’ dir.

(22)

Çizelge4.8 2002 Yılı İtibariyle Türkiye ve Tekirdağ Tarım Arazilerinin Kullanım Biçimi Dağılımı (ha)

Tarım Alanlarının Kullanım Şekli

Merkez Çerkezköy Çorlu Hayrabolu Malkara M.Ereğlisi Muratlı Saray Şarköy Tekirdağ Tekirdağ (%) Türkiye Tekirdağ / Türkiye Hububat Yem Bitkileri Endüstri Bitk. Baklagiller Yağlı Toh. Yumru Bitk. 40.398 1.373 180 497 27.925 95 10.000 296 - 10 3.500 30 45.400 685 23 155 19.118 10 39.400 795 400 350 26.227 75 39.468 2.430 160 488 30.707 120 10.500 43 - - 4.897 - 19.000 285 165 5 13.065 5 22.306 270 150 215 8.300 40 5.036 349 85 18 2.250 1 231.508 6.526 1.163 1.738 135.989 376 61.36 1.73 0.31 0.46 36.04 0.1 13.962.638 1.076.644 1.387.919 1.542.107 636.312 319.450 1.66 0.61 0.08 0.11 21.37 0.12 Tarla Bitkileri (Toplam) 70.468 13.836 65.391 67.247 73.373 15.440 32.525 31.281 7.740 377.300 95.34 18.925.070 1.99 Meyvelik 43 4 15 59 6 - 5 36 112 280 0.07 1.418.000 0.02 Sebzelik 3.525 69 606 390 2.862 753 50 711 198 9.562 2.42 793.000 1.21 Bağ 797 23 35 7 880 5 30 20 5.280 7.087 1.79 535.000 1.32 Zeytinlik - - - 1.500 1.500 0.38 600.000 0.25 Genel Toplam 75.233 13.932 66.047 67.703 77.121 16.198 32.610 32.048 14.830 395.728 100.0 22.271.070 1.78 İl Tarım Alanı /

İlçe Tarım Alanı

19.01 3.52 16.68 17.10 19.49 4.09 8.24 8.09 3.74 100.0 Tarım Yapılan Alan

/ Yüzölçüm

72.82 47.06 69.59 65.41 63.00 88.51 80.12 52.53 30.83 63.64 Kaynak: DİE (TARYAP 2000) ve Tekirdağ Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları

(23)

Tarım arazilerinin kullanım şekilleri itibariyle dağılımına bakıldığında ise tarla bitkilerinin en çok yetiştirildiği ilçelerin Malkara, Merkez, Hayrabolu ve Çorlu olduğu görülmektedir. Ancak bu durum daha ziyade coğrafi alan büyüklüğünden kaynaklanmaktadır.

İlin tarımsal deseni Şarköy ilçesi hariç büyük bir benzerlik gösterir. İldeki zeytinlik alanların tamamı ve bağ alanlarının ise %74.5’i bu ilçede bulunmaktadır. İl genelinde %1’in altında olan kapama meyve bahçelerinin de %40’ı Şarköy ilçesindedir.

Tarım arazilerinin ürün grupları itibariyle ilçeler üzerinden dağılımını gösteren çizelge 4.8 incelendiğinde il üretim deseni içerisinde sebzeciliğin %2.42 gibi önemli paya sahip olduğu görülmektedir. Bu değer DİE Başkanlığının 2002 cari istatistik ürün karnelerinde kuru soğanı tarla ürünlerinden çıkartıp sebzeler arasında mütalaa etmesinden kaynaklanmaktadır. Tekirdağ ilinde bu oran aslında %1.2 ’dir.3000 hektarı (%63) Merkez ilçede yetiştirilen kuru soğan çıkartıldığında ilde meyvecilik gibi sebzeciliğin de yapılmadığı açıkça görülür.

4.3.2.2Yem Bitkileri

İl Tarımsal Gayri Safi Üretim Değerinin % 27.5’ini oluşturan ve ülke geneline oranla hayli ileri olan hayvancılığın gelişmesi için hayati önemi bulunan yem bitkileri üretimi, tüm destekleme politikalarına karşı olması gereken düzeylerin çok gerisinde bulunmaktadır. 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100

Grafik 3 Tekirdağ İli İlçeler Bazında Yem Bitkileri Ekim Alanlarının Oransal Dağılımı (%)

(24)

Hayvansal üretimin gelişmiş olduğu ülkelerde yem bitkileri tarımı, ekili alanların %25-30’unu teşkil ederken bu oran ülkemizde ancak %3.25 dolayındadır. Bu durum yem bitkileri yetiştiriciliğinin yetersizliğinin bir göstergesidir. Yedi ayrı yem bitkisinin üretildiği ilde özel idare kaynakları ve Bakanlıkça uygulanan çok sayıda projeye rağmen arzulanan düzeylere getirilemeyen kaba yem bitkisi ekim alanları toplamı hala tarla alanlarının sadece %1.73’ü düzeyinde bulunmaktadır. Grafik 3’teYem bitkileri ekiliş alanları itibariyle ilçeler bazında karşılaştırma yapılmıştır. Buna göre, fiğ, yonca ve mısır (silaj) üretiminde Malkara ilçesinin en yüksek paya sahip olduğu görülmektedir.

Çizelge 4.9 Tekirdağ İlinde İlçelere Göre Yem Bitkileri Üretimi ve Ekim Alanları Merkez Çerkezk

öy

Çorlu Hayrabolu Malkara M. Ereğlisi

Muratlı Saray Şarköy Toplam E 1.373 296.2 685 795 2.430 43 285 270 349.5 6.526,7 Yem Bitkileri Ü 42.565 1895.4 7.775 19.720 63.685 1.012 4.965 5.740 4.719 152.676. 4 E 200 10.2 250 80 300 14 50 100 32 1036.2 Fiğ(*) (kuru ot) Ü 800 71.4 925 320 2.100 140 300 300 128 5.084.4 E 0 0 5 0 0 0 0 0 0 5 Repko (yeşil ot) Ü 0 0 80 0 0 0 0 0 0 80 E 150 250 150 100 130 15 85 50 14.5 944.5 Mısır (dane) Ü 900 750 570 800 910 112 510 300 73 4.925 E 790 36 200 400 1400 12 105 90 300 3.333 Mısır (silaj) Ü 36.200 1.074 5.400 16.000 53.000 720 3.575 4.300 4.500 125.369 E 190 0 80 200 550 2 40 20 3 1.085 Yonca Ü 1.710 0 800 2.000 4.675 40 280 140 18 9.663 E 3 0 0 0 0 0 0 0 0 3 Korunga Ü 75 0 0 0 0 0 0 0 0 75 E 40 0 0 15 50 0 5 10 0 120 H. pancarı Ü 2.880 0 0 600 3.000 0 300 700 0 7.480

(*) Fiğ + Macar Fiği.

Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları (2002) E:ha Ü:ton

Çizelge 4.9’daki verilere göre ilde toplam olarak 6526,7 hektarlık bir sahada yem bitkisi üretilmektedir. Bunun içindeki en büyük pay (%53.2) silajlık mısırdır. Mısırı takip eden yem bitkileri ise 1.085 hektar ile yonca ve 1.036 hektar ile de fiğ gelmektedir.

Toplam yem bitkileri ekilişinin ilçelere dağılımı incelendiğinde de Malkara’nın %38.8’ lik (2.430 hektar) payla çok önde geldiği görülmektedir. Merkez ilçenin payı ise (1.373hektar) %21.91’ dir. Yem bitkisine en az yer ayrılan ilçeler ise sırasıyla Muratlı (285 hektar), Saray (270 hektar) ve M. Ereğlisi (43 hektar)’ dır.

Yem bitkileri üretim miktarları ilçeler bazında karşılaştırıldığında yonca üretimi il genelinde 9.663 ton üretilmiş olup, bunun %48.38 ’lik kısmını Malkara ilçesi gerçekleştirmiştir. Onu izleyen Hayrabolu ilçesi ve Merkez ilçenin payı sırasıyla %20.70 ve %17.70’dir.

(25)

Fiğ üretiminde ilk sırayı %41.30’la Malkara ilçesi almaktadır. Repko sadece Çorlu ilçesinde , Korunga ise Merkez ilçede üretilmiştir. Hayvan Pancarı üretiminde Malkara ilçesi %40.11’lik, Merkez ilçe ise %38.50’lik paya sahiptir. Mısır (dane) üretiminde ise %18.48’lik payla yine Malkara ilçesi ilk sırayı almaktadır. Onu sırasıyla Merkez ilçe (%18.27), Hayrabolu ilçesi (%16.24) ve Çerkezköy ilçesi (%16.24) izlemektedir.

Bu bölümde yem bitkilerine ilişkin olarak verilen bilgiler ilin hayvan varlığı ve olması gereken besleme tekniği ile birlikte düşünüldüğünde kaliteli kaba yem üretimine tahsis edilen sahanın oransal olarak çok az olduğu açıkça görülür.

Aşağıda tablo 4’de verilen değerlendirme sonuçlarına göre il genelinde BHB başına yaklaşık olarak 3 dekar mera ve 1 dekardan daha az yem bitkisi ekili alan isabet ettiği görülmektedir. Besleme tekniğinin gerektirdiği hayvan başına olması gereken tüketimin ise sadece ¼ ’ünün karşılandığı, bu konuda ciddi ölçüde bir yetersizliğin olduğu anlaşılmaktadır.

(26)

Çizelge 4.10 İlçelere Göre Hayvan Varlığı, Yem Bitkisi- Mera Alanları, İhtiyaçların Karşılanma Oranları ve BBHB Düşen Ekiliş Alanları Tablosu

YEM BİTKİSİ

EKİM ALANI MER'A ALANI

İHTİYAÇLARIN KARŞILANMA ORANLARI ( % )

BBHB BAŞINA DÜŞEN ALAN (da) İLÇE K. ba ş Hayvan Var lığ ı B. ba ş Hayvan Varl ığ ı TOPL AM BB H B Dekar % Dekar % PR OTE İN EN ERJ İ ORT. MERA YEM B İTK İ ORT. Merkez 30.735 14.527 13995 16000 21,0 37500 10,1 30,2 37,4 33,8 2,68 1,14 3,82 Çerkezköy 8.530 6.966 5804 1380 1,8 35570 9,6 12,8 10,7 11,7 6,13 0,24 6,37 Çorlu 14.800 9.800 8352 5970 7,8 29580 8,0 16,4 14,6 15,5 3,54 0,71 4,26 Hayrabolu 19.665 14.199 13600 9950 13,1 113810 30,7 28,9 31,4 30,2 8,37 0,73 9,10 Malkara 46.842 46.404 41552 31650 41,6 76600 20,7 17,9 22,5 20,2 1,84 0,76 2,61 M. Ereğlisi 2.009 1.850 1497 400 0,5 120 0,0 3,7 6,0 4,9 0,08 0,27 0,35 Muratlı 12.160 4.142 4417 3340 4,4 48740 13,2 29,8 30,2 30,0 11,03 0,76 11,79 Saray 6.660 8.042 6870 4100 5,4 28000 7,6 16,9 14,1 15,5 4,08 0,60 4,67 Şarköy 21.530 6.065 6585 3330 4,4 520 0,1 6,2 10,7 8,5 0,08 0,51 0,58 Toplam 162.800 111.995 102662 76.120 100 370.440 100 20,1 23,1 21,6 3,61 0,74 4,35 Kaynak:Tarım İl Müdürlüğü Kayıtları (2001)

4.3.3. Hayvansal Üretim ve Hayvan Varlığı 4.3.3.1 Hayvan Sayıları

Aşağıdaki Çizelge 4.11 incelendiğinde:Türkiye toplam sığır mevcudunun %1,55’i, koyun mevcudunun %0,53’ü, keçi mevcudunun %0.83’ü ve broiler (etlik piliç) mevcudunun ise %0,24’ü Tekirdağ ilinde bulunmaktadır.

(27)

Çizelge4.11 Türkiye, Tekirdağ ve İlçelerinde Mevcut Hayvan Sayıları (Baş/Adet)

İLÇELER

HAYVAN TÜRLERİ

MERKEZ ÇERKEZKÖY ÇORLU HAYRABOLU MALKARA M. EREĞLİSİ MURATLI SARAY ŞARKÖY

TEKİRDAĞ TÜRKİYE(*) KÜLTÜR 7.000 1.453 1.140 15.000 32.876 585 2.868 4.360 3.470 68.752 1.151.453 MELEZ 7.637 5.190 7.610 1.590 9.368 1.340 1.280 2.920 1.740 38.675 3.015.796 YERLİ 0 0 0 0 0 0 0 370 108 478 2.771.982 SIĞIR TOPLAM 14.637 6.643 8.750 16.590 42.244 1.925 4.148 7.650 5.318 107.905 6.939.231 YERLİ 14.125 6.330 13.406 18.500 22.180 3.800 7.700 4.360 6.500 96.901 19.866.661 MERİNOS 2.683 1.771 0 0 6.035 0 0 1.350 0 11.839 562.051 KOYUN TOPLAM 16.808 8.101 13.406 18.500 28.215 3.800 7.700 5.710 6.500 108.740 20.428.712 KEÇİ 6.105 600 470 1.620 15.829 165 275 651 14.900 40.615 4.922.793 BROİLER 17.500 1.300 10.000 0 800.000 0 0 2.000 0 830.800 193.459.280 YUMURTACI 46.000 10.000 125.000 20.000 122.000 3.000 4.850 23.000 15.200 369.050 64.709.040 İŞLETMELERDE YIL SONUNDA MEVCUT

TAVUK SAYISI TOPLAM 63.500 11.300 135.000 20.000 922.000 3.000 4.850 25.000 15.200 1.199.850 258.168.320

HİNDİ 2.350 1.200 1.200 2.000 13.000 200 950 600 10 21.510 3.681.558

KAZ 3.600 850 2.600 3.700 5.500 50 460 500 200 17.460 1.496.604

ÖRDEK 5.200 650 3.200 2.500 6.000 100 470 1.800 600 20.520 1.104.176

(28)

Büyükbaş ve küçükbaş hayvancığın gelişmesi önündeki engellerden birisi mera alanlarının azlığı yanında otlatma kapasitelerinin düşük olmasıdır. Türkiye genelinde %26 oranında olan mera varlığı ilde toplam alanın %5’i kadardır. Diğer bir kısıtta ilimizde yem bitkisi ekilişlerinin çok düşük oranda oluşudur. Toplam tarla bitkileri ekilişleri içerisinde yem bitkisi ekilişlerinin oranı, Türkiye’de %3 iken, Tekirdağ’da ise %1.7 civarındadır.

Büyükbaş hayvan popülasyonunun hemen tamamı saf kültür ve melezlerinden oluşan ilde hayvancılığın gelişme şansı ve olanakları oldukça fazladır. Türkiye geneli için damızlık deposu olma özelliklerine sahip hayvancılığın önündeki engellerin başında kaliteli kaba yem açığı yanında barınak kapasitelerinin küçüklüğü, ilde bu sahada faaliyet gösteren Köy Kalkınma Kooperatifleri ile Köylere Hizmet Götürme Birliklerinin sadece sütün pazarlanması ile uğraşıyor olmaları nedeniyle pazarlama zincirinde oluşan marjdan üreticilerin yararlanamıyor olmasıdır.

Büyükbaş hayvan sayıları Çizelge 4.11’de gösterilmiş olup, toplam sığır sayısı 107.905 baştır.

Grafik 4.TEKİRDAĞ İLİ İLÇELER BAZINDA SIĞIR IRKLARININ ORANSAL DAĞILIMI ( % ) 0,00 0,10 0,20 0,30 0,40 0,50 0,60 0,70 0,80 0,90 1,00 MERKE Z ÇERK EZKÖY ÇORL U HAYR ABOL U MAL KARA M.E REĞL İSİ MUR ATLI SAR AY ŞAR KÖY KÜLTÜR MELEZ YERLİ

(29)

Toplam sığır mevcudu içerisinde kültür ırklarının oranı %16,12, melez ırkların oranı %43,66, yerli ırkların oranı %40,22 iken Tekirdağ ilinde bu oran kültür ırklarında %63,72, melez ırklarda %35,84, yerli ırklarda %0,44’dür.

Tekirdağ ilinde özellikle süt sığırcılığında kültür ve melez hayvanların kullanılması, gerek süt ve gerekse et verimini arttırmaktadır. Çizelge 4.11’den anlaşılacağı üzere Tekirdağ ilinde kültür ırkı sığır mevcudunun oranı Türkiye oranının 4 katıdır. Yerli ırklar ise ilimizde git gide azalarak %0,44’lük orana kadar gerilemiş bulunmaktadır. Tekirdağ ilinde kültür ırkı dağılımı aşağıda grafik 5 ile gösterilmiş olup, Holstein (Siyah Alaca) oranı %98,22’dır.

Grafik 5. Tekirdağ İlinde Sığır Mevcudunun Irklara Göre Dağılımı

Çizelge 4.11’deki veriler incelendiğinde anlaşılacağı gibi, Hayrabolu ilçesi hayvan varlığının %90’ı, Malkara İlçesinin %78’i saf kültür ırkıdır. Buna rağmen Çorlu ilçesinde %87, Çerkezköy ilçesinde %78 kültür melezidir. İlimizde kültür melezlerinde Holstein (Siyah Beyaz Alaca) saflık oranının ortalama %87,5’e ulaştığı tahmin edilmektedir. İlimiz Saray İlçesinde %5 oranında, Şarköy İlçesinde ise %2 oranında yerli ırk mevcut olup, diğer ilçelerimizde yerli ırk bulunmamaktadır.

98,22 0,7 8 0,45 0,45 0,06 0,03 0,01 0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 KIRMIZI ALACA CHAROLE JERSEY MONTOFON YERLİ SIĞIR SİMENTAL SİYAH ALACA

(30)

Çizelge4.12 Türkiye, Tekirdağ ve İlçelerinde Bulunan Hayvanların Yıllara Göre Durumu İLÇE YIL Y. KOYUN MERİNOS T. KOYUN KIL KEÇİ S. KÜLTÜR KÜLTÜR M. YERLİ T. BBAŞ

1990 16834 0 16834 685 143 5331 126 5600 1995 12506 0 12506 950 1227 6193 130 7550 2000 6025 2100 8125 675 1500 4800 0 6300 ÇERKEZKÖY 2001 6100 1800 7900 630 1050 5881 0 6931 1990 22414 2499 24913 1336 455 9241 0 9696 1995 22277 911 23188 1262 3345 10890 0 14235 2000 14800 300 15100 300 1052 7000 0 8052 ÇORLU 2001 14300 0 14300 500 800 9000 0 9800 1990 34789 0 34789 3770 405 16657 0 17062 1995 27222 0 27222 1929 8183 15327 0 23510 2000 19750 0 19750 1570 12535 1930 0 14465 HAYRABOLU 2001 18150 0 18150 1415 12429 1770 0 14199 1990 2850 0 2850 340 122 1080 0 1202 1995 3070 0 3070 450 1050 850 25 1925 2000 2000 150 2150 150 150 1700 0 1850 M. EREĞLİSİ 2001 1750 104 1854 155 150 1700 0 1850 1990 40977 4550 45527 9017 7278 18683 2514 28475 1995 30655 5132 35787 5312 18586 27645 692 46923 2000 30318 5610 35928 9970 26095 12765 0 38860 MALKARA 2001 28612 5610 34222 12620 34007 12374 0 46381 1990 27204 3700 30904 13942 3470 9471 150 13091 1995 19967 4300 24267 7952 7300 11270 108 18678 2000 19640 4615 24255 7374 5765 6280 0 12045 MERKEZ 2001 19028 4456 23484 7250 6954 7533 0 14487 1990 13927 2780 16707 840 3400 2635 0 6035 1995 10880 450 11330 420 5189 1060 0 6249 2000 8250 490 8740 440 2375 1100 0 3475 MURATLI 2001 11320 370 11690 470 2350 1752 0 4102 1990 21454 201 21655 1634 3100 5350 1750 10200 1995 14750 0 14750 1650 5145 6999 980 13124 2000 4900 1000 5900 410 3520 2410 440 6370 SARAY 2001 5230 1160 6390 270 4400 3005 400 7805 1990 11882 21 11903 22266 670 3390 1016 5076 1995 11990 0 11990 21325 1155 5045 250 6450 2000 9745 0 9745 14973 3826 2209 110 6145 ŞARKÖY 2001 6560 0 6560 14940 3660 2285 120 6065 1990 192331 13751 206082 53830 19043 71838 5556 96437 1995 153317 10793 164110 41250 51180 85279 2185 138644 2000 115428 14265 129693 35862 56818 40194 550 97562 TEKİRDAĞ 2001 111050 13500 124550 38250 65800 45300 520 111620 1995 32.985.000 806.000 33.791.000 8.397.000 1.702.000 4.776.000 5.311.000 11.789.000 TÜRKİYE 2000 27.719.000 773.000 28.492.000 6.828.000 1.806.000 4.738.000 4.217.000 10.761.000

(31)

Yukarıdaki Çizelge 4.12’de Türkiye ve Tekirdağ ilinde hayvan sayılarındaki değişimler gösterilmiştir.1990 yılında Türkiye’de 11.377.000 baş olan sığır sayısı 2000 yılında 10.761.000‘e düşerek %5,41 oranında azalmıştır. Buna rağmen bu 12 yıllık periyot içerisinde Tekirdağ İlinde 96.437 baş olan toplam sığır sayısı 107.905’e yükselerek %11,89 oranında artmıştır.

İl sığır varlığının %39.1’ine sahip Malkara, %15.3’üne sahip Hayrabolu ve %13.6’lık payı olan Merkez ilçeleri hayvancılık yapılan önemli merkezlerdendir.

Türkiye’de kültür ırkı ve melez sığır sayısı 1990 yılında 4.683.000 baş (%41,16 ) iken Tekirdağ ilinde bu rakam 1990 yılında 90.881 baştır. (%94,23)

Söz konusu sayılar 2000 yılında Türkiye’de 6.544.000 baş olup, Türkiye sığır mevcudunun %60’ı kültür ve kültür melezi ırklardan oluşurken, Tekirdağ ilinde bu değer 2002 yılında 107.427 baş olmuştur. Bunun da Tekirdağ sığır mevcuduna oranı %99,55 tir.

Türkiye genelinde 1990 yılı baz alındığında melez sığır sayısı %31 oranında artarken, Tekirdağ ilinde %46 düşüş gözlenmiştir. Bu veriler de açıkça hayvancılığa ait değerlerin Türkiye ortalamalarının çok üstünde olduğunu göstermektedir. Tekirdağ ilinin bu nedenle özellikle hayvancılıkla ilgili olarak Türkiye için bir damızlık deposu olarak nitelendirilmesi gerekmektedir.

Grafik 6. Tekirdağ İlinde Sığır Mevcudunun Irklara ve Yıllara Göre Değişimi

TEKİRDAĞ İLİNDE SIĞIR MEVCUDUNUN IRKLARA VE YILLARA GÖRE DEĞİŞİMİ 0 10000 20000 30000 40000 50000 60000 70000 80000 90000 1990 1995 2000 2001 2002 B. BA Ş S.KÜLTÜR KÜLTÜR M. YERLİ

(32)

5. TÜRKİYEDEKİ HAYVANCILIĞIN YAPISI 5.1 Hayvansal Kaynakların Durumu 5.1.1 Mevcut Durum

Ülkemizde ağırlıklı olarak süt sığırcılığı yapıldığından süt denince akla direkt olarak büyükbaş yetiştiricilik gelmektedir. İnsanların sağlıklı ve dengeli beslenebilmeleri için hayati öneme sahip hayvansal proteinler sütte bulunduğundan süt sığırcılığı ekonomik ve sosyal açıdan çok büyük öneme sahiptir.

Ülkemizde süt sığırcılığı kırsal kesimde yaşayan milyonlarca insanın esas işi veya yan işi niteliğindedir. Bu sebeple çok önemli bir istihdam kaynağıdır. Yedisinden yetmişine kadar ailede her fert bu alanda belirli hizmetleri yürüterek aile ekonomisine katkı sağlar. Diğer iş kollarına kıyasla az bir yatırımla kısa vadede üretime geçiş imkanı sağlaması da diğer bir avantajlı yönüdür. Günün 24 saatinde hizmet gerektiren bir iş kolu olduğu için, insanı evine ve köyüne bağlayan bir faktördür. Kırsal kesim insanına bulundukları yerlerde iş ve aş imkanı sağladığı ve bu insanların evleri ve köyleriyle ilişkilerini devam ettirdiği için emsalsiz bir sosyo ekonomik işleve de sahiptir. Süt her gün üretildiği ve çok kısa vade de paraya dönüştürüldüğü için aile ekonomisine hareket ve bereket kazandırır ve günlük geçim sıkıntısının giderilmesine yardımcı olur. Süt ineği her yıl doğurduğu bir buzağı ile kendi kendini yenileyebilen bir fabrikaya benzer. İhtiyaç fazlası bir ineğin veya dananın istenildiği zamanda satılarak paraya çevrilmesi mümkündür. Bu bağlamda inek ailenin en güvenilir sigortasıdır(Aytuğ ve ark. )

Ülkemizdeki hayvancılık işletmelerinin durumu incelenirken bu yapı her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. Uygulanacak politikalar bu yapının eksikliklerini giderip, geliştirme yönünde olmalıdır. Özellikle G. doğu ve Doğu Anadolu gibi göç veren bölgelerimiz için hayvancılığın Devletçe daha fazla teşvik edilmesi gerekir. Bu sayede göç eden insanların en iyi bildikleri iş olan hayvancılığa dönmesi ile doğu ve güneydoğu illerimizde hem ekonomi canlanır hem de sosyal hayat üreticilerin elde ettiği gelir ile daha da güzelleştirilip güvenli hale getirilebilir.

(33)

5.1.2 İşletme Ölçekleri

Süt hayvancılığında işletme başına düşen hayvan sayıları gelişmiş bir yapıya sahip olan AB ülkelerine göre çok düşüktür. Çizelge 5.1’ de görüldüğü gibi AB’de ülkelere göre değişmekle birlikte, en yüksek sürü büyüklüğü %28,5 ile 50-99 baş işletmelerden oluşmakta, ülkemizde ise %81,7 ile 1-9 baş işletmelerden oluşmaktadır. Bu farklılık verim, kaliteli üretim, örgütlenme gibi yapısal sorunlarımızı da aşmamızı engellemektedir (Anononim 2004-b).

Çizelge 5.1 AB ve Türkiye’de Sürü Büyüklüğüne Göre Süt İneğinin Dağılımı Grup Büyüklüğü (Süt İneği Sayısı)

1-5 Baş 10-19 Baş 20-29 Baş 30-49 Baş 50-99 Baş 100 ve Üzeri *Ülkeler

Ülkeler Bazında Toplam Süt İneğinin Yüzdesel Oranı

Almanya 2,8 10,9 13,6 23,5 27,8 22,8 Fransa 1,2 5,6 14,1 41,4 33,8 3,8 İtalya 9,3 12,0 11,2 16,7 23,5 27,3 Hollanda 0,9 1,9 4,1 17,9 55,2 19,8 Bel. Lüx. 1,5 6,7 13,8 33,5 38,1 6,4 B. Krallık 0,4 1,0 2,2 8,9 31,9 55,5 İrlanda 1,2 5,7 11,5 34,4 37,2 9,9 Danimarka 0,5 1,4 3,2 12,7 46,4 36,0 Yunanistan 17,4 18,6 8,1 19,2 19,2 18,0 İspanya 7,5 14,4 16,4 24,7 21,0 16,0 Portekiz 11,2 13,3 17,2 21,6 20,7 16,0 Avusturya 32,1 42,6 16,1 7,4 1,7 0,2 Finlandiya 8,5 39,5 30,4 16,8 4,3 0,5 İsveç 0,9 7,3 14,8 29,2 31,3 16,9 EU 15 4,6 10,4 13,4 24,9 28,5 18,3

1-5 Baş 5-10 Baş 11-50 Baş 51-100 Baş 101 Baş ve üzeri

**Türkiye 81,7 14,4 3,1 0,3 0,5

Kaynak: * Eurostat, AB Ülkeleri 2001 yılı değerleridir.

** Türkiye , Anonim,, (1995) Devlet Bakanlığı, “Hayvancılığımızda Reform Tedbirleri”, Ankara.

(34)

5.1.3 Hayvan Varlığı Ve Türkiye Nüfusu İle Karşılaştırılması

Türkiye büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığı açısından, Avrupa’da ikinci ve dünyada altıncı sırada olmasına rağmen, hayvan sayısı gittikçe azalmaktadır. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığı Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren yeterli olmasa da sürekli bir artış gösterirken, 1980 yılından sonra ani bir düşüş eğilimine girmiştir.1980 yılı hayvan sayıları 100 olarak kabul edildiğinde 2000 yılında dünyada sığır sayısı 110.5’e yükselirken bu değer ülkemizde 67.7 olarak bulunmuştur(Kutlu ve ark. ). Yine diğer hayvan ırkları için dünyada ve AB’de genelde önemli bir artış eğilimi görülürken, ülkemizde belirgin gerilemeler dikkati çekmektedir.

Çizelge 5.2’de görüldüğü gibi manda, koyun ve keçi varlıklarında önemli bir düşüş söz konusudur. Keçi sayısındaki düşme kamunun orman varlığının korunmasına yönelik çalışmalarına, koyun sayısındaki azalış, mera tahribatına ve manda sayısındaki düşme ise ekonomik nedenlere dayanmaktadır.

Çizelge 5.2Yıllar İtibariyle Türkiye Hayvan Varlığındaki Gelişmeler (Bin Baş)

Yıllar Sığır Manda Koyun Keçi Toplam Tavuk

1928 6.934 795 13.632 12.106 33.467 1936 8.329 801 20.772 15.017 44.919 18.018 1940 9.759 947 26.272 16.896 53.874 19.757 1945 9.810 848 23.386 16.248 50.292 18.874 1950 10.123 948 23.082 18.464 52.617 20.544 1955 11.059 1.058 26.444 21.033 59.594 23.629 1960 12.435 1.140 34.463 24.633 72.671 28.821 1965 13.203 1.216 33.382 20.805 68.606 31.023 1970 12.756 1.117 36.471 19.483 69.827 34.289 1975 13.751 1.051 41.366 18.763 74.931 41.489 1980 15.894 1.031 48.630 19.043 84.593 61.450 1985 12.466 551 42.500 13.336 68.853 64.361 1990 11.377 371 40.553 10.977 63.278 102.262 1995 11.789 255 33.791 9.111 54.946 135.251 2000 10.765 146 28.492 7.201 46.604 258.168 2005 10.069 104 25.201 6.609 41.983 296.876

Kaynak: www. fao. org, 2005

Söz konusu dönemde hayvan varlığımızda meydana gelen bu olumsuz değişim, nüfustaki değişimle karşılaştırıldığında: Çizelge5.3’de görüldüğü gibi 2000 yılı itibariyle 67.804.000 olan nüfusumuz 1928 yılına göre yaklaşık 5 kat artış gösterirken aynı yıl

(35)

itibariyle hayvan sayısı 1,39 kat artmıştır. Kişi başına düşen hayvan sayısı 1928 yılında 2,45 baş iken 2000 yılında 0,69 baş olarak azalma göstermiştir.1945 yılından 1980 yılına kadar nüfus %138 artarken, hayvan sayısında %68’lik bir artış gerçekleşmiş, 1980 sonrasında ise nüfusumuz %52 artarken, hayvan sayısında %45’lik bir azalma meydana gelmiştir. Nüfus artış oranıyla kıyaslandığında, 1980’e kadar yeterli olmasa da belirli bir artış gösteren hayvan varlığımız, 1980 yılı sonrası yaşanan terör, göç ve uygulanan yanlış hayvancılık politikaları nedeniyle artış eğilimini tamamen kaybederek hızlı bir düşüş eğilimine girmiştir. Özetle, ülkemiz için 1928 yılı 100 kabul edildiğinde, 2000 yılında toplam hayvan sayısı 139’ayükselirken yine aynı dönemde nüfus artışı 497 olarak gerçekleşmiştir. Kişi başına hayvan sayısı ise aynı dönemde 2.45’den 0.69’a gerilemiştir

Çizelge 5.3 Yıllar İtibariyle Kişi Başına Düşen Hayvan Sayısı

Yıllar Nüfus Sabit indeks (1928=100) Hayvan sayısı(baş) Sabit indeks (1928=100) Kişi başına hayvan sayısı (baş) 1928 13.648.270 100 33.467.000 100 2,45 1936 16.158.018 118 44.924.000 134 2,78 1940 17.820.950 131 53.874.000 161 3,02 1945 18.790.000 138 50.292.000 150 2,68 1950 20.947.000 153 52.617.000 157 2,51 1980 44.947.000 328 84.598.000 253 1,89 1985 50.664.000 371 68.853.000 206 1,36 1995 60.611.000 444 54.946.000 164 0,91 2000 67.804.000 497 46.604.000 139 0,69 2005 72.400.000 530 41.983.000 125 0.58 Kaynak:DİE 2005

Aşağıdaki Çizelge 5.4’te görüldüğü gibi süt,et ve yumurta üretiminde önemli artışlar meydana gelmiştir.1980-2000 yılları arasında süt üretimi 2,09, kırmızı et üretimi 2.41, piliç eti üretimi 9.35 ve yumurta üretimi ise 2.95 kat artış göstermiştir. Birim hayvan başına elde edilen verimin arttırılması sayesinde bu artışlar sağlanmıştır.

(36)

Çizelge 5.4 Yıllar İtibariyle Hayvansal Ürün Üretim Miktarları

Yıllar Süt (%) Kırmızı Et (%) Piliç Eti (%) Yumurta (%)

1980 4.817.270 100 203.995 100 68.785 100 265.693 100 1985 5.472.345 114 410.606 201 135.283 197 338.586 127 1990 9.670.123 201 476.319 233 288.942 420 446.521 168 1995 9.617.415 200 414.795 203 282.064 410 595.583 224 1996 10.601.550 220 415.390 204 420.482 611 567.659 214 1997 10.761.000 223 516.893 253 471.415 685 701.182 264 1998 9.970.531 207 532.190 261 486.682 708 836.504 315 1999 10.082.010 209 511.057 251 596.854 868 817.221 308 2000 10.076.526 209 491.223 241 643.436 935 783.498 295 2005 10.538.000 219 369.000 182 958.010 1388 830.000 312

Kaynak:www. fao. org, 2006

5.1.4. Birim Hayvandan Elde Edilen Verimler

Ülkemizde damızlık üretiminde ciddi ilerlemeler sağlanamamıştır. İlerleme sağlayamamamızın en önemli nedenlerinden bir tanesi, genetik ve çevresel ıslah çalışmalarının bir arada yürütülmemesidir. Birim hayvandan elde edilen verimler düşüktür. Bu konunun iyileştirilmesi için hayvanların bakım ve besleme koşullarının iyileştirilmesi, barınaklardaki hijyenik şartların sağlanması, hayvan hastalıkları ile mücadelede etkinlik sağlanması gerekmektedir. Ayrıca hayvancılığı etkileyen çevresel etkenlerden olan pazar şartlarının iyileştirilmesiyle üreticinin daha yüksek ve düzenli gelir elde etmesi sağlanmalıdır. Örgütlenme konusunda dışarıdan gelen saf ırkları korumak ve gelişimini takip etmek amacıyla kurulan Damızlık yetiştiriciler birliği gibi kuruluşlara hayvan yetiştiricilerinin katılım oranı beklenilen düzeyde değildir. Hayvan yetiştiricilerinin ağırlıklı olarak bitkisel üretim yaptığı düşünülürse üye olunması beklenen ve zorunlu kılınan kuruluşların çok olması mali açıdan zayıf çiftçimizin bu konuda kararsız ve çekingen kalmasına sebep olmaktadır. Bu konuda üreticilerimizin kendi kuruluşlarını kendileri kurarak bu konuda gerekli önlemleri kendileri almaya çalışma bilinçleri çok düşüktür (Anonim, 2004-a).

DİE’nin 2003 yılı verilerine göre 5.040.362 baş sağmal sığırın %20,53’ü kültür, %44,38’i melez ve %35,09’u da yerli ırktan oluşmaktadır. Üretilen 9.514.138 ton sütün

(37)

ise %33,80’i kültür, %48,02’si melez, %18,18’i de yerli ırk hayvanlardan elde edilmektedir. Görüldüğü gibi yerli ırk hayvanlarımızın oranı toplam içerisinde hala yüksektir ve bu durum da hayvan başına verim düşüklüğüne dolayısıyla hedeflediğimiz üretim artışlarının sağlanamamasına neden olmaktadır.

Grafi 7:Sığır Genotiplerinin Sağılan Hayvan Sayısından Aldıkları Pay (%)

Kültür 21% Yerli 35% Melez 44% Kültür Melez Yerli

Grafik 8: Sığır Genotiplerinin Süt Üretiminden Aldıkları Pay (%) Kültür 34% Melez 48% Yerli 18% Kültür Melez Yerli

Aşağıdaki Çizelge 5.5’te görüldüğü gibi birim hayvandan elde edilen süt verimi kültür ırkı hayvanda 3.108 kg/baş, kültür melezinde 2.042 kg/baş, yerli hayvanda 978

(38)

Çizelge 5.5 Sağılan Hayvan Sayısı, Süt Üretimi ve Verimde Sığır Genotiplerinin Aldığı Pay (%) 2003

Genotipler Hayvan Sayısı Sağılan % Süt Üretimi % Verim (Kg/Baş) Kültür 1.034.817 20.53 3215859 33.80 3.108

Melez 2.236.680 44.38 4568252 48.02 2.042

Yerli 1.768.865 35.09 1730027 18.18 978

Toplam 5.040.362 100.00 9514138 100.00 1.888 (Ortalama Verim)

Yıllar itibariyle türlerde meydana gelen süt verim artışlarına baktığımızda ise (Çizelge5.6), sadece sığırda diğerlerine göre önemli artışlar olduğu, diğer türlerde ise ciddi bir artış yaşanmadığı görülmektedir. Bunun nedenini ise sığıra yönelik ıslah çalışmalarının ağırlıklı yapılmasına bağlamak mümkündür.

Çizelge 5.6 Yıllar İtibariyle Türlere Göre Süt Veriminde Meydana Gelen Değişim

Türlere Göre Süt Verimi (Kg/Baş) Yıllar

Sığır Koyun Keçi Manda

1990 1351 48 56 939 1991 1408 49 57 943 1992 1436 49 57 943 1993 1476 49 57 949 1994 1501 48 57 957 1995 1576 49 56 936 1996 1586 49 56 951 1997 1593 48 57 940 1998 1609 48 58 940 1999 1619 49 58 941 2000 1654 49 58 967 2001 1669 49 58 969 2002 1705 48 59 986 2003 1888 62 89 850 Kaynak:D.İ.E.2003.

(39)

Ülkemizde ıslah faaliyetleri 904 sayılı Islahı Hayvanat Kanunu ile Devlet tarafından başlatılmıştır. Bu amaçla başlangıçta yerli ırkların saf yetiştirme ve seleksiyonla verimlerinin artırılmasına çalışılmış, daha sonra yerli hayvanların kültür ırkları ile melezleme faaliyetlerine başlanmıştır. Bu amaçla, damızlık dağıtımı yapılmış, ayrıca suni ve tabi tohumlama uygulamaları ile ırkların ıslah faaliyetleri genişletilmiştir. Ancak bu faaliyetlerin yetersiz kalması neticesinde damızlık işletmeler kurulması amacıyla çeşitli projeler oluşturularak ülkeye çok sayıda kültür ırkı damızlıklar getirilmiştir. Damızlık hayvan ithalatından, İthal edilen damızlık hayvanlara gerekli çevre şartlarının oluşturulamaması, yetiştiricilerin bakım, besleme konularındaki eğitim yetersizliği, hastalıklarla mücadelede yetersizlikler, hayvanların üreticilere dağıtım sonrası kontrol sistemlerinin oluşturulamaması gibi nedenlerle beklenen başarı elde edilememiştir(Kutlu ve ark.).

Ülkemizde yıllar itibariyle süt fiyatlarında bir önceki yıla göre en yüksek artışlar 1998 (%129,2) ve 2002 (%69,4) yıllarında ,en düşük artış ise 2004 yılında (%14,0) gerçekleşmiştir. Süt yeminde ise, en yüksek artışlar 2000 (%110,7) ve 2001 (%69,5) yıllarında, en düşük artış ise 2003 yılında (%14,3) gerçekleşmiştir.

Çizelge 5.7 1997-2004 Yılları Arasında Süt ve Karma Yem Fiyatlarında Meydana Gelen Değişimler (1997= 100) Yıllar Süt Fiyatı (TL/Kg) Yıllık Değişim (%) Süt Yemi Fiyatı (TL/Kg) Yıllık Değişim (%) Süt/Yem Paritesi 1997 27.901 - 31.320 - 0.9 1998 63.949 129.2 49.680 58.6 1.3 1999 104.949 64.1 60.480 21.7 1.7 2000 151.179 44.0 127.440 110.7 1.2 2001 184.483 22.0 216.000 69.5 0.9 2002 312.544 69.4 266.580 23.4 1.2 2003 405.481 29.7 304.650 14.3 1.3 2004 462.336 14.0 376.200 23.5 1.2

(40)

Süt sığırcılığında süt/yem paritesinin 1,5’in altına düşmemesi, 2 civarında seyretmesi arzulanır( Akman ve ark. ). Ülkemizde ise yıllara göre incelendiğinde sadece 1999 yılında 1,5’in üzerine çıkmış diğer yıllarda ise 1,5’in altında olmuştur. Ayrıca, üretici 1997 ve 2001 yıllarında bir kg süt satmasına rağmen 1 kg yem alamamıştır. Yani alım gücü diğer yıllara göre daha azalmıştır. Türkiye sığır yetiştiriciliğinde işletme sahiplerinin şikayeti büyük ölçüde süt fiyatları ile ilgilidir. Yalnız fiyatlar ile ilgili yakınmalar sadece fiyet düşüklüğünden ibaret değildir. Yakınmalarda yıl içindeki fiyat değişimleri iller arasında ya da aynı il içinde görülen farklılıklar ile girdi fiyatlarındaki düzensiz düzensiz değişimlerin de payı vardır. Kısaca süt piyasasında hem süt hem de girdi fiyatlarında bir istikrar söz konusu değildir ve üretimin güvenle sürdürülmesini engelleyen istikrarsızlığın ortadan kaldırılması zaman alacak gibi görünmektedir. (Akman ve ark. , 2005)

5.2. Türkiye’de Hayvancılıkta Kullanılan Bitkisel Kaynakların Durumu 5.2.1Türkiye’deki Yem Bitkileri Ve Çayır Meraların Mevcut Durumu

Ekolojik yönden hayvancılık güneş enerjisinin hayvansal ürünlerde depolanmasını sağlayan tarımsal bir uğraş alanıdır. Çayır mera ile yem bitkileri ise bu işlem içinde köprü vazifesini gören kaba yem üretim kaynaklarıdır. Çayır mera ile yem bitkilerinin bu köprü vazifesi a) ülkemizde kaba yemin büyük bir kısmının çayır mera’lardan karşılanmasından b) daha kaliteli kaba yem üretmelerinden ve c) bunların yemi ile beslenen hayvanların daha sağlıklı olmalarından dolayı ayrı bir önem kazanmaktadır.

Çayırlar, genelde düz ve taban suyu yakın olan alanlarda , gür gelişen, sık ve uzun boylu bitkilerden oluşan yem alanlarıdır. Mera’lar: meyilli,engebeli ve taban suyu derinde olan kıraç arazilerde seyrek ve kısa boylu bitkilerin oluşturduğu yem alanlarıdır. Yem bitkileri ise hayvanların yaşayabilmeleri ve üretimde bulunabilmeleri için ihtiyaç duydukları unsurları bünyesinde taşıyan,belirli ölçülerde yedirildikleri zaman hayvan sağlığına zararlı olmayan ve hayvansal ürünlerin kalitesini olumsuz yönde etkilemeyen,işlenen tarım arazisinde yetiştirilen bitkilerdir (Altın, 1997).

Referanslar

Benzer Belgeler

Deneklerin öğretim yükü, yalnızca başa çıkma düzeylerinde anlamlı farklılaşma yaratmış; başa çıkma düzeyi en düşük denek grubu “hiç öğretim

The present crisis ravaging the economy has tremendously affected the European labour markets. And as a result of this situation, the employment level has dropped significantly

Devlet, ormanların cayır cayır yanmasına göz yumarken, bölge halk yaşananlardan tedirgin.Yetkililere seslenen Hozat Belediye Ba şkanı Konak,“Bir an önce bu vahşete

Elde edilen bulgulara göre,yanlış cevap yüzdelerinin dağılımından da görüldüğü gibi öğretmen adaylarının sembolik ya da görsel olarak verilen

The framework of the study consist of research relevant components of spatial ability, importance of spatial skills in mathematics education, training of spatial ability

[r]

Özellikle baklagil yem bitkilerinin tohumluğunda sert tohum oranının düşük olmasına veya en iyisi hiç olmamasına dikkat edilmelidir... KÜÇÜK TOHUMLU

 Otlak ayrığı, uzun ömürlü çok yıllık, kurağa ve soğuğa çok dayanıklı bir yem bitkisidir..  Toprak üstünde yumak teşkil