• Sonuç bulunamadı

Ankara Tevizyonu'nda Munis Faik Ozansoy'la yapılan bir konuşma:Behçet Kemal Çağlar üzerine

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ankara Tevizyonu'nda Munis Faik Ozansoy'la yapılan bir konuşma:Behçet Kemal Çağlar üzerine"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A N K A R A T E L E V İZ Y O N U N D A

M U N İS FA İK O Z A N S O Y 'L A Y A P IL A N BİR K O N U Ş M A

BEHÇET KEMAL ÜZERİNE

(2 8 Ekim 1969 salı günü Ankara Televlzyonu'nda yayınlanan Behçet Kemal'le ilgili programdan alınm ıştır)

Efendim, Devrimci ve

Atatürkçü şairimiz Behçet Ke­ mal’i kaybettik. Siz bir şair ola­ rak bu Atatürkçü şair ile ilk de­ fa ne zaman karşılaştınız, nasıl tanıştınız?

— Behçet Kem al Çağlar’m

ölümünü, Osman Attilâ’nm bir

telefonundan büyük üzüntü ile

öğrendim. Memleketimiz, Beh­

çet Kem al Çağların şahsında

milliyetçi, değerli bir şair, Ata­ türk’e hayran ve onu şürlerinin adeta tek konusu, büyük konu­ su yapmış bir şair kaybetmiştir. Ben Behçet Kem al’in ismini ilk defa Ankara'ya yeni geldiğim za­ man 1934 de, babamdan işitmiş- tim. Babam, bildiğiniz gibi şair Faik Âli, genç bir maden mühen­

disinin kendisine «E rciyaş’tan

Kopan Çığ» adında bir şiir oku­ duğunu, bu şairde kuvvetli bir şiir istidadı sezdiğini söyledi ve kendisi ile tanışmamı, şürlerini okumamı istedi. O tarihten son­ ra Behçet Kem al’in dergilerde

gördüğüm şürlerini okumaya

başladım ve bir kaç sene sonra

da kendisi ile Halk Evindeki bir toplantıda tanıştım. Bundan son­

ra, arkadaşlığımız başladı ve

ölümüne kadar da devam etti.

Toplantılarım ız ekseriya onun

Sağlık Bakanlığı civarındaki

evinde Pazar günleri, yahut be­ nim Konur sokağındaki apart­ manımda yine Pazar günleri de­ vam ederdi. Bu toplantılara bu­ gün ismini tanıtmış birçok şair, o zaman öğrenci şair olarak iş­ tirak ederlerdi. Bunlar arasında bazı isimler sayabilirim. Bilhas­ sa Hisar topluluğu içindeki şair­ lerin çoğu bu toplantılara de­ vam ederlerdi. Mehmet Çınarlı, İlhan Geçer, Fehmi Özçelik, Gül- tekin Sâmanoğlu, Mustafa Neca­ ti Karaer bu şairler arasında­

dır. Sonra, kendisini muhtelif

zamanlarda, yine ekseriya şür

toplantılarında gördüm, dediği­

niz gibi çok güzel şiir okurdu,

hele kendisini heyecanlandıran

konular bahis konusu olduğu za­ man coşardı, bu konuların ba­ şında Atatürk gelir.

Evet, en büyük özelliği bu

idi zaten.

— Hem kendisinin en büyük özelliği, hem de şiirinin en kuv­ vetli tarafı, Atatürk sevgisidir.

Behçet Kem al bu sevgide çok

samimiydi, bu sevgisine aynı

zamanda bir kadirbilirlik, bir

minnet duygusu da katümıştı.

Behçet Kem al şöhretini, doğuş­ tan şair vasıfları kadar Atatürk’­ ün onu bu yolda teşvik etmesi­ ne, hatta edebiyat üzerinde bil­ gisini arttırmak için onu Lond­ ra’ya gönderecek kadar kendisi­ ne gösterdiği ilgiye borçludur. Fakat Behçet Kemal, bu üginin karşılığım fazlası Ue vermiştir. Hiç tereddütsüz Atatürk üzerine şiir yazmış olanları epeyce in­ citmekten de çekinmiyerek diye­ bilirim ki, Atatürk Edebiyatı­

mızda yalnız Behçet Kem al’in

şiirlerinde yaşar. Atatürk üze­ rine en güzel, en samimi şürleri Behçet Kem al yazmıştır.

Efendim, bir şair olarak

Atatürkçü şair Behçet Kemal’in Atatürkçü yönü hakkındaki dü­ şüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

— Behçet Kem al’in Atatürk’e karşı sevgisi gerçekten samimiy­

di. Atatürkçülüğü yalnız Ata­

türk'ü m illiyetçi duygularına

uygun bir konu olarak seçmek­ ten değil, bizzat Atatürk’e hay­

ranlığından geliyordu. Hepimiz

Atatürk’e hayranız. O da cum­

huriyet devrinin bir genç şairi olarak, Atatürk’e şiirinin dışında da bir inkılâpçı, bu memlekete iyilik namına ne varsa hepsini getirmek istemiş ve getirmiş bir

dahi olarak hayrandı. Ayrıca

Atatük’ün yakınında bulunmak, onu şahsen de tanımak fırsatım bulmuş olduğu için, o büyüle dâ­ hinin çeşitli taraflarım hepimiz­

Behçet Kemal Çağlar (Çizen: Agpp Arad)

(2)

den daha fazla biliyordu. Atar türk onun için Türkiye’ye mede­ niyet ışıklarını göstermiş, Tür­ kiye’ye kendi tarihi şuurunu ye­ niden vermek istemiş, daha ön­ ceki batıya dönük cereyanların

ıslahatçı düşüncelerine karşı,

devrimci bir düşünce ile Türki­ ye’yi yeni bir hükümet ve idare şekline kavuşturmuş, ayrıca bu­ nu yaparken taklitçilikten kur­ tararak doğu ve batı terkibini

yapabilmiş b ir büyük devlet

adamı olarak hayranlığa, öğül-

meye değer buluyordu ve Beh­ çet Kemal bunu ölünceye kadar

şiirinde, en başta gelen konu

olarak işlemiştir ve şimdi biraz da hüzünle bir hususu bildirece­

ğim, bundan bir hafta on gün

evvel Behçet Kem al Ankara’ya

gelmiştir, bizim Hisar idarehane­ sine de uğramış, Mehmet Çınarlı

ile konuşmuş, beni sormuş se­

lâm bırakmış ve o arada Ata­

türk üzerine yazdığı son şiiri dergiye vermiş; geçen gün dergi hazırlanırken okuduğum o şiir, siz de dergi çıktığı zaman göre­ ceksiniz ki, halâ Atatürk sevgi­

sinin, hiçbir şey kaybetmeden

onda devam ettiğini gösteriyor. Bu, bende şu intibaı bıraktı; adeta Behçet Kemal şiirde son nefesini verirken Atatürk adım anmıştır. Bu şiir, bence, Behçet Kem al’in şiirde son nefesi nite­ liğini taşımaktadır.

Son şiirini bile Atatürk ile

ilgili olarak yazacak kadar Ata­ türk’e tutkusu olan Behçet Ke­ mal’in başka büyüklerimize kar­ şı da tutkusu varmvydı acaba?

— Behçet Kem al’in tutkusu,

bu memleketeydi. Onun içinde

Atatürk ile daha doğrusu başta Atatürk olmak üzere bütün bü­

yüklerimiz, memleketin bütün

köşeleri vardı. Yazdığı güzelle­ meler memleketin her bucağını aynı hararetle sevdiğinin örnek­ leridir. Türk Büyükleri hakkın­ da her zaman takdirle saygı ile

konuşmuştur. Tevfik Fikret’i

hayranlıkla sever, Hâmit hak­ kında çok saygılı konuşur, diğer büyük şairlerimiz hakkında da her vesile ile hayranlığını ifade

etmekten kaçırmazdı. Behçet

Kemal, bazı genç şairlerin yap­ tıkları gibi, büyüklüğü başkala­

rını küçük göstermede araya­

cak yapıda bir şair değildi. O, başkalarının hakkını verirken,

başkalarının büyüklüğünü söy­

lerken, kendinin küçülmeyeceği­ ni, aksine büyüyeceğini bilen ve bu vatanı dediğim gibi her şeyi ile seven bir şairdi. Behçet K e­ m al’in umumiyetle şiiri üzerin­ de birkaç söz söyliyerek konuş­ mamızı isterseniz bağlıyalım.

Evet efendim.

— Behçet Kem al’in şürinde ağır basan Atatürk yönünü söy­

ledim. Behçet Kem al’in şüri

müliyetçi bir' şiirdir. Şairleri mutlaka bir kategoriye koymak itiyadında bulunan tenkitçiler, tarihçiler, O ’na ulusal şair, m il­ liyetçi şair diyeceklerdir. Bu, de­ minden beri dediğim vasıfların­ dan çıkan tabü bir neticedir.

Bunun yanında Behçet Kemal,

bir duygu ve heyecan şairi idi.

Düşünceden çok duyguya yer

verirdi. Şiirlerinde kafasından

ziyade kalbini dinlerdi. Bu va­ sıfları ile coşkun, heyecanlı, din-

liyeni kolayca cezbeden şürler

yazmıştır. Bir başka özelliği, bi­

zim artık kaybolmakta olan bir

şür geleneğimizi devam ettir­

mekti. Yani irticali, hemen ora­ cıkta şür yazabilirdi. Yin e bizim eski edebiyatımızın özelliklerin­ den olan vak’alar, hadiseler üze­ rine şür yazma geleneğini de bi­ zim kuşağımızda Behçet Kemal devam ettirmiştir. Ölümler vesi­ lesi ile, zaferler vesilesi ile şür yazar ve bunu çok kolaylıkla ya­ pardı ve bunlar öyle gelişigüzel şürler değil, vezni ve kafiyesi

muntazam güzel şürlerdi. Bu­

nun yanısıra, şiirinin san’at ta­ rafına gelince, onun şiiri bizim hece şürinin en başarılılarından- dır. Yalnız, Behçet Kem al şiir­

de daha ziyade heyecana, duy­

guya yer verir, daha çok ilhamı­ nın rüzgârına kendini bırakarak yazardı. Mısraın plastik güzelli­ ği üzerinde duran bir şair değil­ di. Bu itibarla onu sanatkâr bir şair olmaktan ziyade, geniş bir ilhama, derin duyguya sahip bir

şair olarak vasıflandırmak lâ­

zımdır. Benim kanaatimce bu

saydığım vasıflar, onun Türk

Edebiyatında gelecek kuşakla-

•rm seveceği bir şair olarak ya­ şamasına yetecek vasıflardır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, Dx uygulamasına bağlı oluşan olası doku hasarına karşı sıçan karaciğer, kalp ve böbrek dokularındaki endojen ghrelin ekspresyonunun

Fransız­ ların ünlüler geçidi olarak tanımladıkları sergi her yıl düzenleniyor ve dünyanın ünlü res­ samları burada yapıtlarını serglllyn Ömer YALÇIN..

Olgumuzda yaygın buzlu cam opasitesi olması akla ilk olarak fırsatçı enfeksiyon neden- lerini getirmiştir.. Ancak hastamızdan aldığımız hikayede HIV ile ilişkili

[r]

British Thoracic Society’nin (BTS) 2010 yılında yayınladığı pnömotoraks kılavuzunda primer spontan pnömotoraksın ilk atağının tedavi- sinden sonra yapılacak

Bilinci kapalı bir şekilde acil servise getirilen oksijen saturasyonu oda havasında %75 ölçülen ve bakılan AKG’da respiratuvar asidoz tespit edilen pH: 7,27 pCO2: 51 mmHG

K anı gördüğü için değildi, yüzündes patlayan tokadın acısına daya- nam adığı için de değildi.. D urm adan

Özet olarak, 2010’da Kalkınma Bakanlığı’ndan alı- nan destekle TÜBİTAK UZAY tarafından başlatılan ve 2018’de tamamlanması planlanan HALE projesi kapsa- mında,