• Sonuç bulunamadı

"Kaldırım Serçesi"nin başarısı üzerine:Gülriz Sururi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Kaldırım Serçesi"nin başarısı üzerine:Gülriz Sururi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

«Kaldırım Serçesi»nin başarısı üzerine:

GÜLRÎZ SURURÎ:

« ö n e m li olan başarılı bir bütün içinde iyi olabilm ek»

"K aldırım S erçe si”ne em eği geçenler toplu hald e ve P iaf I G ülriz S uru rl.

P iafm öyküsünü dedik.” Güvenilir bir Sahnede bir s e s ...

Deminden beri yaşamı söyleyip duru­ yor. Söylemiyor, soluyor sanki.

Sokağı söylüyor, geldiği kenar ma­ halleleri: “ Çarşı, pazar, fabrika, atölye gün boyu kan kusar bizim semt. Kıyı kö­ şe meyhane, kerhane canlanır her gece bizim semt...”

İnsanları söylüyor: “ İşçisi işsizi it kopuk, serseri gariban... Harman olur burda her çeşitten adam yan yana..."

Aşklan söylüyor. A şk sevincini, aşk acısını, ayrılışları, bütünleşmeleri, anıla­ rı, unutulamayanlan, her seferinde yeniden “ hem çirkinsin hem fakir, olsun bu! Erkeğimsin!” diye sarılışları söylü­ yor...

Yoksulluğu, sıcaklığı, hıncı, öfkeyi, direnişi, kavgayı söylüyor...

Kısacası hep yaşamı söylüyor. Geli­ şerek, değişerek, çevresiyle toplumuyla iç içe söylüyor. Ve bütün bunları bir tiyatro sahnesinden söylüyor.

“ K a ld ırım S e r ç e s i” n den b ir, başandan söz ediyorum. Başar Sabun- cu’ nun yazdığı yönettiği, ölümsüz Fran­ sız şarkıcısı Edith PiaFın öyküsünü dile getiren oyundan... Bu oyundaki Piaf’tan yani Gülriz Sururi’den söz ediyorum...

“ Kurban” ın Zehra’ sı, “ Teneke” nin Zeyno Bacı’ sı, "Keşanh” nın Zilha’ sı, “ Ferhat ile Şirin” in Mehmene Banu’- su... Bugüne dek yüze yakın rol içinde Gülriz Sururi’nin en sevdiği Gülriz Su- ruri’ler... (trma’yı unuttuk mu? Yok, yok, yukardakiler kadar sevemedi Ir- ma’yı) “ Am a bugünden sonra galiba ön sırayı Piaf rolü tutacak.” dedikten sonra biraz geriye dönüyoruz:

1980-81 tiyatro mevsiminde, “ İnce Uzun Bir Y ol"la yemden tiyatroya dön müştü Gülriz Sururi. “ Neredeyim? Ne yapıyorum? Tekrar tiyatroya dönmeli mi dönmemeli mi?” gibi sorulan kendi­ ne sorduğu dönemdir bu. Bir hesaplaş­ ma dönemi. Sonuç:

“ Hesaplaşmanın sonunda, mutlaka tiyatroya dönmenin gerekliliğine inan­ dım. Kondisyonumu da iyi buldum. Ye­ niden kollan sıvadım. Ne tür, nasıl bir oyun oynamak diye araştırmaya giriş­ tim. Bir kadın kahraman arıyordum. Am a Shakespeare’ de bile kadma verilen yer malûm.”

İngiltere’de ve Amerika’da temsil edilen Pam Gems’in yazdığı “ Piaf” adh oyunu getirir. “ Ancak okuyunca, bizim seyircimize uygun olmadığım gördük. Yeniden araştırmalara girdik... Neden sonra peki niye bizden biri yazmasın

tiyatrocu yazar bulunmalıydı. Bu yazar Başar Sabuncu oldu. (1962’ ie Başar Sa­ buncu Gülriz Sururi - Engiz Cezzar tiyatrosunda çalışmıştı. “ O gün bugün g e r ç e k m e ş t ir d ik le r in i ta k d ir le izlemiştik.” )

Başar Sabuncu, altı ayda oyunu ya­ zacak, Gülriz Sururi okur okumaz, oyu­ nu ancak Başar’ın sahneye koyabilece­ ğine inanacaktı. Ve “ şarkıları halletme­ den provaya başlamam” diyecekti.

Şarkılar... İşte en büyük güçlük. Se­ siyle, şarkılarıyla efsaneleşmiş bir insa­ nın, sesini ve şarkılarım başka bir se­ yirci kitlesine, o efsaneyi yaşamamış bir seyirciye verebilmek...

“ Şarkıcı P ia fı söylemek üzere yola çıkmış olsaydım, başaramazdım. Dünya­ lım en iyi şarkıcısı da başaramazdı Ama ben insan Piafdan yola çıktım. En iyi şarkıcı, P ia fı söyleyemez ama iyi bir oyuncu P ia f ı oynayabilir dedim...”

Şarkılarda, dil sorunu vardı. Anlamı yitirmeden, Türkçe’yi o melodilere uy­ gulamak sorunu. “ E ngin’ in, Can Yücel’ in ve benim birer şarkı çevirim dışında tüm şarkıları Başar çevirdi. Bu şarkıları çıkartmamda en büyük yardım­ cım Cenan Akın oldu.”

Şarkılarda bir başka güçlük, seçim yapabilmek. Piaf in yaşamında önemli yeri olanları, Gülriz’in sesine uygun olanları ve seyirciye en çok anlam iletici şarkıları seçebilmek.

Bu sorunlar halledilince bir kulaklık­ ta kendi sesi, öteki kulaklıkta P iafm sesi, bir yaz boyu şarkıları çalıştı Gülriz Sururi.

Bunlar bir çalışmanın ilk adımlarıydı. Oyuncu seçme, orkestrasyon, dekor, kostüm, sahne üstü çalışması... Burada bir noktayı vurgulamakta yarar var: Gülriz Sururi, çoğu tiyatro sanatçımızın aksine, yalnız kendi oynadığı oyunla ye­ tinmiyor, yalnız kendinden söz eden yazılan okumuyor. Tiyatro çevremizde ne olup bittiğini görüyor, sürekli izliyor. Bu nedenle kimin, neyi, nasıl gerçekleş­ tirdiğini, işinin ustası olanlan biliyor. “ İşte Esin Engin’in yaptığı işi başarıyla yaptığm bildiğimden müzik direktörlü­ ğümüzü o yaptı. Geyvan Mc.Millan’m koreografılerine tanık olduğumdan, onu seçtim. Her ikisi de oyunda şarkıcıların ya da balerinlerin değil, oyuncuların var olduğunu biliyorlardı. Bu nedenle oyun­ la, oyuncularla organik bir biçimde geli­ şen müzikler, danslar gerçekleştirdiler.”

Kadro da öyle oluşturuldu; Sevil Üs- tek in (M om o), B ü len t E rba şa r (Cocteau), Ali Sururi, Alev Sururi, Erdal özyağcılar, Erdinç Bora, Ergün Işıldar, Gökhan Mete, Haldun Ergüvenç, ismet Üstekir, Lara Sayılgan (küçük Piaf) Nefrin Tokyay, Oktay Sözbir, Ahmet Tuğsuz.Tiraje Sayılgan, Türkan Tümay, Yılmaz Zafer 80 değişik role girip çıkar­ ken bir oyuncuya değil, oyuna hizmet ediyorlar. Bunun bilincinde, en “ ufak”

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yüzlerce yıl önceM elyazmalarmda kayıtlı Hoca hikayeleri sonraM versiyonlarıyla biraraya getirilmişti.... Fıkralardan önce Hoca'nın gerçek Mşiliğini

Plastik malzemelerin sterilizasyonu için “malzeme-dostu” düşük sıcaklık plazma kullanılıyor.. Plazma sterilizas- yonu ile çok kısa sürelerde mikrobiyal hücrelerin

France-Soir gazetesinde Renaud Vincent, bir Ermeni tanığın, kendi­ lerini övmekle birlikte, ASALA mensubu dört teröriste “ Fransa’da başka eylemlerde bulunmayın”

Elli yıl gibi bir süreç içinde spor nitelik de­ ğiştirip parayla bütünleşirken, daha kapsam­ lı bir alan olan politikada neler oluyordu.. Politikaya atılanlar,

% 50 den daha büyük tam kalınlıkta defektler için Tenzel rotasyon flebi, Cutler-Beard flebi, kondromukozal greft ve lokal flep ile tamir edilirler(1, 11).. Kondromukozal

Vazospazm çoğunlukla subdural veya intraserebral hematomu olan hastalarda izlenmiş, yine Kaspera ve arkadaşlarının yaptıkları diğer bir çalışmada minör ve orta dereceli kafa

Gene önceki resimlerin­ deki tok ve olgun birkaç renk ve leke dengesi, uyumu, doku­ su içinde, özenli, naif ve primitif bir yalınlıkla, yer yer çocuk

Bu çalış­ manın sonucu olarak Amcazade Hüseyin Paşa külliyesinde Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Mü­ zesini açmış ve bunu Sultan Selim Medresesin­ de