• Sonuç bulunamadı

Toplu Konut evresi Ak Alanlarda Gen ve Yetikin Kullanclarn Mekansal Kalite Tercihleri ve Yeniliki Yaklamlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Toplu Konut evresi Ak Alanlarda Gen ve Yetikin Kullanclarn Mekansal Kalite Tercihleri ve Yeniliki Yaklamlar"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1. Giriş ve Çalışmanın Amacı Kentler insanlara sağladıkları altyapı olanaklarından daha fazlası olarak farklı geçmişleri ve istekleri olan insanların bir arada yaşadığı ortamlardır. Bu sebeple kentler sakinlerine yeterli nitelikte ve kalitede kamusal mekanlar ile bu mekan-lar içerisinde sosyalleşebilmeye olanak sağlayan kamusal bir düzen sunmalıdır. Kentsel alanların dörtte üçü oranında alan kaplayan konut ve yerleşme alanları, çevrelerindeki açık mekanlar, kamusal işlevler ve peyzaj alanları ile kentsel çevrenin kalitesini ve kentin sosyal, ekonomik ve ekolojik değerlerini önemli ölçüde etkilemektedir. Günümüz koşulla-rında konutlar, bireylere barınma olanağı sağlamanın ötesinde, gerek iç gerekse dış mekanda sundukları yaşamsal kalite stan-dartlarıyla toplumsal yapının oluşmasında önemli etkilere sahiptir. Zira konut çevresi açık mekanlar, ailelerin sosyal yaşamlarını geçirdikleri, çevrelerindeki bireylerle sos-yal etkileşime girdikleri, çocuklar, gençler ve yaşlılar için sağlıklı yetişme ve kendi kendini yenileme ortamlarının sağlandığı özellikli alanlardır. Bu alanlarda işlev ve kullanıcı çeşitliliği ile sağlanacak sağlıklı ve kaliteli çevreler tüm kentteki yaşam ka-litesinin göstergesi olarak düşünülmelidir. Özellikle kentin en yaygın kamusal açık alan kullanımlarını kapsayan ve insanların

ana yaşam çevresini oluşturan konut çevresi mekanlarda; kültürel, sportif, rekreasyonel ve ticari işlevlere ulaşılabi-lirlik, insan ölçeği ile bütünleşiklik, farklı sosyal grupları bir araya getirme gibi kalite kriterlerinin sağlanması son derece önem taşımaktadır. Konut ve çevresindeki mekânsal kalite, kentin yaşam kalitesinin ve sosyo-ekonomik açıdan taşıdığı değerin bir göstergesidir.

Ülkemizin son dönemde etkilendiği küresel değişimler sonucu, kentlerdeki yapılaşma sürecine bağlı olarak konut sektörü de sürekli büyüme eğilimdeki dinamikler içerisine girmektedir. Yapı sektöründeki bu gelişmelerle birlikte sağlıklı bir çevre ve toplumun inşa edilebilmesi konut sektöründeki politi-kaların bütüncül bir planlama anlayışı ile yürütülmesine bağlıdır. Bu bağlamda, sürdürülebilir bir kentsel yapılaşma için tasarım ve kullanım sürecinde tüm paydaşların özellikle de kullanıcıların işbirliğine dayanan, katılımcı planlama anlayışı ile tasarlanmış çevreler yaratmak için ülkemizde de çalışmalar yapılması gerekmektedir. Dünyada olduğu gibi katılımcı planlamaya dayanan uygulama-ların ülkemizde de gerçekleştirilmesi için yenilikçi bilimsel araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır (Korkmaz 2007, 16; Zorlu 2011, 1; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2014).

Alanlarda Genç ve Yetişkin

Kullanıcıların Mekansal

Kalite Tercihleri ve Yenilikçi

Yaklaşımlar

Bahar Başer Kalyoncuoğlu Okan Üniversitesi, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü Özgün Arın Okan Üniversitesi, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü

Kıymet Uzun Okan Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlığı Bölümü değişikliği geçirmiş kentlerdeki toplu konut

çevresi açık mekanlarda kalite kriterlerini ve genç kullanıcı kesimin beklentilerini ortaya koymayı hedeflemektedir. Küresel gelişmelere bağlı olarak yeniden şekillenen konut anlayışının fiziksel ve sosyal açıdan geçirdiği değişimler doğrultusunda, genç kullanıcıların konut çevresindeki açık mekan kullanımlarına ilişkin beklentileri de değişime uğramıştır. Bu çalışmada, gençlerin açık mekan kullanımındaki bu yeni eğilimlerinin güncel verilerle araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, 18-35 yaş aralığındaki kullanıcı kitlesi ile yapılan anket görüşmeleri ve saha gözlemleri araştırmanın ana materyalini oluşturmaktadır. Elde edilen verilerin analizi ve sentezlenmesi sonucunda, konut çevresindeki açık mekanların planlanması ve tasarımında gençlere yönelik yenilikçi yaklaşımların neler olabileceği üzerinde durulacaktır.

Abstract

This study aims to reveal the quality criteria and the expectations of young users from open spaces of the mass housing environment in the cities which have recently undergone a change of appearance in terms of construction, such as Istanbul. The expectation of young users from open spaces in their residential area has been changed with the effects of change in the

comprehension of housing environment which has been reshaped due to global changes and redefined in terms of physical and social aspects. In this study, it is aimed to investigate this new trends of young users with the help of current data. For this purpose, questionnaires made with the mass of users between the ages of 18-35 and field observations constitute the main material of the research. As a result of analysis and synthesis of obtained data, it is attempted to put forward possible innovative approaches for the planning and design of open spaces around residential environment.

Anahtar Kelimeler:

Toplu konut, açık mekan, kullanıcı tercihleri, mekânsal kalite, genç kullanıcılar.

Keywords:

Mass housing, open space, young users, spatial quality, user preferences.

(2)

Ancak, diğer taraftan kullanıcı bilincini artırmak ve tasarım sürecinde alınacak kararlara dahil edebilmek için doğru ve güncel verilere gereksinim vardır. Ortak kullanıma açık konut çevresi mekan-larda farklı nitelikteki çeşitli kullanıcı gruplarının fiziksel ve sosyal yönden beklentilerinin uygun tekniklerle analiz edilmesi, mekansal düzenlemeyi yönlendi-ren etkenlerin tespitinde ve yeni yapılacak düzenlemelerin niteliklerinin geliştirilme-sinde önemli rol üstlenmektedir (Adriaanse, 2007, 291; Jupp, 2007).

Bu çalışma ile hedeflenen, toplu konut çevresindeki açık mekanların ana kulla-nıcı kitlesini oluşturan alt gruplardan birisi olarak 18-35 yaş aralığındaki gençler ve yetişkinlerin mekansal kalite tercihlerini güncel örnekler üzerinden değerlendirerek uygulamacıları katılımcı tasarım yöntem-lerine yönlendirecek olan verileri ortaya koymaktır.

2. Türkiye ve İstanbul’da Konut ve Açık Mekan İlişkilerinin Güncel Durumu Tıpkı dünyada olduğu gibi ülkemiz genelinde de istihdam ve altyapı olanak-larına erişim kolaylığı nedeniyle nüfusun çoğunluğu kentlerde yaşamayı tercih etmektedir. Kırsal alanlardan kente doğru gerçekleşen göç ve kentsel nüfus artışı yeni konut alanlarına olan ihtiyacı arttır-makta ve buna bağlı olarak kentler çeşitli şekillerde büyümektedir. İstanbul gibi çok geniş alana yayılmış kentlerde bu büyüme eğiliminin çoğunlukla tarım alanları ve ekolojik açıdan hassas olan bölgeleri hedef aldığı düşünülecek olursa, yeni inşa edilen konut alanlarının çevresiyle birlikte bütüncül ve katılımcı planlama yöntemleri ile oluşturulması kentsel sürdürülebilirlik ve konut çevresi yaşam kalitesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Türkiye’deki konut sayısına bakıldığında 2000 yılı Devlet İstatistik Enstitüsü (bu-günkü adıyla Türkiye İstatistik Kurumu) sayım-larına göre, konut birimi sayısı en yüksek olan iller sırasıyla İstanbul, İzmir ve Ankara’dır. Bunun da ötesinde, 2005-2015 yılları arasındaki yapılaşma durumuna ilişkin Tablo 1’deki TÜİK verilere göre ilave yeni konut stokundaki artışın Türkiye içindeki payına İstanbul’un katılımı özel-likle 2010 yılından sonra hızlı bir sıçrama yaparak %26,88 düzeyine ulaşmıştır. Çevresindeki illerin sınırları içerisine taşarak büyüyen bir mega kent olarak İstanbul’da, imara açılarak gelişen konut ve yerleşme bölgeleri kent dokusu içeri-sinde büyük lekeler halinde ayrışmaktadır. Büyük parçalar halinde kentsel dokunun çeperlerine eklenen bu yapılaşma alan-larıyla İstanbul; batıda Çorlu-Çerkezköy, doğuda Gebze-Kocaeli’ye kadar uzanan koridor boyunca yayılan bir mega-kent haline gelmiştir (Doğan, 2002:27).

İstanbul’da konut alanlarının gelişimine bakıldığında, 1980’lere kadar olan dönem, kentte hızlı bir göç dalgasının yaşandığı ve ihtiyaca yönelik olarak düşük maliyetli ve plansız konut alanlarının inşa edildiği bir süreçtir (Tapan, 1994; Kuban, 1996; Tekeli, 1998; Batuman, 2006:73). 1980 sonrasında getirilen çeşitli yasal düzenlemelerle (2985 sayılı Toplu Konut Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu vb.) yeni gelişen toplu konut alanları kent dokusuna katılmaya başlamıştır (Tekeli, 1998; Keleş, 2006). Ancak 2000 yılına kadar olan mevcut duruma ilişkin yapılan araş-tırmalar ve istatistikler bu alanların konut çevresi yaşam kalitesi açısından beklenen standartları yakalayamadığını göstermek-tedir (IMP, 2005). Nüfus artışı, yapılaşma ve yapı yoğunluğu, kentsel donatılar, altyapı olanakları, yeşil alan miktarları gibi göstergelere bakıldığında özellikle 2000’li

Yıllar Türkiye İstanbul İstanbul’un Türkiye içindeki artış oranına

katkısı (%)

Bina sayısı Daire sayısı Bina sayısı Daire sayısı

2005 52.372 546.618 3.114 -Veri yok- 5,18

2010 70.493 907.451 5.732 153.897 16,9

2015 93.630 891.798 14.268 239.767 26,8

Tablo: 1

2005-2015 yılları arasında Türkiye illeri ve İstanbul’da tamamen veya kısmen biten yeni ve ilave yapı adetleri ile satışı yapılan daire sayıları (TÜİK, 2016).

(3)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

yılların başına kadar İstanbul’da ciddi problemler olduğu söylenebilir. Bölen vd. (2006), yapılaşma yoğunluğu ve yaşanabilir alan arasındaki ilişkiyi İstanbul örneğinde inceleyen çalışma-larında, Amerika’da konut planlama kriteri olarak kullanılan “yaşanabilir alan indeksi”ni kullanmışlardır. Bölen vd. (2006)’nin yaptığı çalışmada, İstanbul’da konut çevresi alanlarda yaşanabilirlik düzeyinin Amerika kentlerine göre düşük çıktığı, bunun sebebinin ise konut planla-manın ülkemizde sadece KAKS ve TAKS kriterlerine bağlı olarak yapıldığı, sağlıklı bir konut çevresi gelişimi için farklı kriterlerin de dikkate alınması gerektiği belirtilmektedir.

2000’li yılların ilk çeyreğini yaşadığımız şu günlerde İstanbul son 10 yıl içerisinde önemli bir çehre değişikliği geçirmiştir. 1999 yılında yaşanan Marmara Depremi sonrasında inşaat alanında getirilen yapı denetimleri, kentsel dönüşüm ve kentin yenilenmesine yönelik büyük ölçekli imar hareketleri, yükselen arazi ve gayrimenkul değerleri ile konut sektörünün önemli bir yatırım aracına dönüşmesi gibi etkenler konutlardaki yaşam kalitesinin arttırıl-masına yönelik çabaların oluşarttırıl-masına yol açmıştır. Türkiye’de yaşanan ekonomik durgunluğun giderilmesi amacıyla oluştu-rulan ekonomi politikaları kapsamında in-şaat ve konut sektörünün canlandırılması önemli bir yer tutmaktadır (T.C. Kalkınma Bakanlığı, 2013). Konut sektöründeki bu can-lanma, özellikle geçmişindeki plansız geli-şim sürecine bağlı olarak niteliksiz konut alanlarına sahip İstanbul gibi arazi rantı yüksek olan metropollerde konut çevresi yaşam kalitesinin iyileştirilmesi açısından önemli bir fırsat olarak görülmelidir. Bunun yanında, kentsel çevrede mekansal kalitenin önemli bir göstergesi olan kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarının halen dünya standartlarının altında kaldığı İstanbul’da1 yaşam kalitesinin arttırılması için özelikle konut alanları yakın çevre-sindeki yeşil alanların daha kullanışlı hale getirilmesi büyük önem taşımaktadır. Son yıllarda ülkemiz kentlerinde inşa edilen konut tiplerine bakıldığında; toplu

konut ve siteler, rezidans olarak nitelenen çok işlevli (konut +ticaret+ konaklama), çok katlı, yüksek yapılar veya yapı kompleks-leri, dönüşümle yenilenen tekil binalar ya da eski yerleşim bölgeleri, kentin çeperle-rinde imara açılan boş arsalara yapılan çok katlı tekil binalar en sık görülen uygulama biçimleridir. Burada bahsi geçen hangi uygulama biçimi olursa olsun şu unutul-mamalıdır ki, konut çevresindeki açık alanlar kullanıcı kitlesi bakımından çeşitli niteliklere sahip sosyal gruplara hizmet verirler. Bugün tercih edilen çok katlı konut grupları, daha az alan üzerinde daha çok konut birimi yapılmasına ve bunlara hizmet eden açık yeşil mekanların tasar-lanmasına olanak sağlamaktadır. Buna karşın; tek tipleşen konut uygulamaları so-nucunda ortaya çıkan mekansal kimliksiz-leşmenin getirdiği sorunlar yapılan bir çok çalışmada ifade edilmektedir (Coşkun, 2003; Bölen vd. 2006). Bu olumsuzlukların önüne geçmek için konut çevresi mekanlarda sosyalleşmenin sağlanması ve farklı yaş gruplarına yönelik işlevlerin kullanıcı-ta-sarımcı-uygulamacı etkileşim süreçleri içerisinde değerlendirilerek oluşturulması gerekmektedir (Günal ve Esin, 2007:21). Araştırmamız kapsamında incelenen İstanbul’daki güncel konut çevresi açık mekan uygulamalarında yapılan saha gözlemleri göstermektedir ki, mekansal açıdan belli standartlar yakalanmış olsa da işlevsel ve estetik açıdan belli klişe-lerin ötesine geçilememiştir. Bu sebeple, İstanbul’da yaşanan hızlı yapılaşma süre-cini bir avantaja dönüştürmek adına konut alanları çevresinde yapılan kentsel açık mekan uygulamalarında daha yenilikçi yaklaşımlar geliştirmek, bu yaklaşımları da yeni girdilerle beslemek gerekmektedir. Çalışmanın bundan sonraki bölümlerinde toplu konut çevresi açık mekan tipleri incelenerek, İstanbul örneğinde yapılan saha ve anket çalışmasının analizlerine yer verilecektir. Araştırma bulgularının yukarıda bahsi geçen kullanıcı-tasa-rımcı-uygulamacı etkileşim süreçleri ve farklı gruplara yönelik yenilikçi mekansal tasarım yaklaşımlarına girdi oluşturması hedeflenmektedir.

1 Kişi başına düşen yeşil alan miktarı

uluslararası standartlarda 10 m2/kişi olarak kabul edilirken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2010 yılı verilerine göre İstanbul’da güncel rakamlar 2005’te 2m2, 2010’da 6,05m2 şeklindedir.

(4)

3. Toplu Konutlarla İlişkili Açık Mekanlar ve İçerdikleri İşlevler Bireylerin sosyal ihtiyaçları ve fiziksel özelliklerine göre yaşamayı tercih ettikleri toplu konut alanları toplumdaki çeşitli sosyal gruplar açısından farklı şekillerde değerlendirilmektedir. Yaş, gelir düzeyi, eğitim düzeyi gibi parametrelere göre farklılaşan mekansal kriterler konut çevre-sindeki ‘yaşam kalitesi’nden memnuniyet düzeyini de belirleyici bir etkiye sahiptir. Konutun mimari özellikleri kadar, konut çevresindeki dış mekan kullanımları için de geçerli olan ‘kalite’ ölçütleri, çok çeşitli arzları içeren konut sektöründe kulla-nıcının yaşamak isteyeceği toplu konut yerleşimini tercih etmesinde önemli bir etkendir. Konut çevresi ise özel mülkiyet ile kamu mülkiyeti arasında bir geçiş alanı olmasının yanında, kullanıcı gereksini-mini karşılaması ve bireysel/toplumsal ilişkilerin gelişmesi açısından taşıdığı anlam ve yaşam alanı niteliği ile yaşam kalitesini belirleyen önemli bileşenlerden birini oluşturur (Kellekçi ve Berköz, 2006 a:176; Kellekçi ve Berköz, 2006b; Gültekin 2015:169). Toplu konutların çevresinde gerçekleşti-rilebilecek aktiviteleri besleyen iki farklı tipteki açık mekan özelliğinden bahsedi-lebilir. Bunlardan ilki, toplu konut alanı sınırları içinde olan, başka bir deyişle özel mülkiyete giren fakat ortak kullanıma ay-rıldığı için ortak açık mekanlar olarak ni-telendirilebilecek açık mekanlardır. Diğeri ise toplu konutun bulunduğu semtte, yakın çevresinde bulunan kamu kullanımına açık olan mekanları kapsamaktadır. Günümüz kentlerinin konut karakteris-tiğini domine eden toplu konutlar çevre-lerinde sundukları ortak açık mekanlarla kullanıcılarına bir bütün olarak hizmet ederler. ‘Dışarıdaki’ kamusal mekanla konut birimi arasında bir nevi geçiş mekanı olan ortak açık mekanlar kamu-saldan özele geçiş sürecinin bir parçası olarak görülmektedir. Rapoport (1977), konut çevresindeki kamusal ve özel mekan arasındaki sınırların netleşmesinin konutta yaşayan bireylerin çevre ile etkileşim düzeyi arzusuna göre değiştiğini belirtir. Rapoport (1977)’a göre, kentlerde

mahre-miyetin temsili olan ‘konut’ ile kamusal-lığın simgesi olarak ‘sokak’ arasındaki etkileşim tedrici olarak gerçekleşir. Bu etkileşim, orada yaşayan insanların etnik ve kültürel yapılarına, gelir düzeylerine ve içinde bulundukları sosyal grubun yapısına göre değişebilmektedir. Bu değiş-kenliklerden ötürü Rapoport (1977) çağdaş kentteki konutun çevresindeki bahçenin sokakla olan ilişkisini “yarı-kamusal/ yarı-özel mekan” kavramlarını kullanarak tartışmaktadır. Madanipour (2003) ise, kamusal mekanla özel mekanı keskin sınırlarla birbirinden ayırmak yerine bu ikisi arasında farklı derecelerde geçişlerin ve sürekliliklerin varlığından bahsederek, yarı-kamusal ve yarı-özel mekan kavram-larını günümüz kentleri üzerinden yeniden ele almaktadır.

Çalışma alanımız olan İstanbul’un yeni yerleşim alanlarında ise toplu konutlar, yüksek duvarlar, güvenlik sistemleri vb. bariyerler vasıtasıyla çevrelerindeki açık mekanlarla birlikte dışarıdaki kamusal mekandan koparılmıştır. Rapoport’un belirttiği çevre ile etkileşim düzeyine karşı duyulan isteğin derecesine bağlı olarak kamusal ve özel mekan arasındaki geçişi biçimlendiren sınırların etki derece-sinin İstanbul’un toplu konut alanlarında oldukça keskin bir ayrışma düzeyinde olduğu gözlenmektedir. Bu nedenle, toplu konut alanı içerisindeki ortak açık me-kanlar onları kullanan kullanıcı kitlesinin çokluğundan ve kentsel kamusal mekan-dan net sınırlarla ayrılmış olmasınmekan-dan ötürü yarı-özel ortak açık mekanlar olarak nitelendirilebilir.

Burada ‘toplu konuta ait ortak açık mekanlar’ olarak niteleyeceğimiz konut çevresindeki açık alan kullanımları içer-dikleri donatılara göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir:

1. Aktif-Pasif Yeşil Alanlar: Yeşil alanlar/çim alanlar, çocuk oyun alanları, dinlenme/oturma alanları, çatı bahçeleri, hobi bahçeleri, pergola-kameriye vb. alanlar. 2. Sosyal Donatı Alanları ve Ticari

Mekanlar: Kafeterya, restaurant, sosyal merkez, kantin, dükkan, çarşı

(5)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

vb. mekanların açık/yarı-kapalı alanları.

3. Spor Amaçlı Mekanlar: Spor donatı alanları, egzersiz aletleri, yüzme havuzu, spor sahaları, koşu, yürüyüş yolları, bisiklet yolu, paten/kaykay alanları vb.

4. Bina ile ilişkili açık mekanlar: Balkon, teras, veranda, bahçe, kat bahçesi vb.

5. Ulaşım/Geçiş Alanları: Giriş, yaya yolları, servis yolları, araç yolları, otoparklar

Konut çevresi aktivitelere yönelik ikinci açık mekan grubu ise konutun bulun-duğu semtte, yakın çevresinde bulunan kamu kullanımına açık olan mekanları kapsamaktadır.

‘Konutun bulunduğu semte ait kamusal mekanlar’ olarak niteleyeceğimiz bu kap-sam içerisine ise şu işlevler girmektedir:

1. Aktif-Pasif Yeşil Alanlar: Parklar, çocuk oyun alanları, yeşil alanlar, korular, seyir terası, etkinlik alanı, kıyı (dolgu) alanları

2. Sosyal Donatı Alanları ve Ticari Mekanlar: Kafe, restaurant, kültür merkezi, sosyal merkez, ticari donatılar, alış veriş mekanları ve çarşıların açık mekanları ile yayalaş-tırılmış sokak/caddeler.

3. Spor Alanları: Kapalı spor alanla-rının açık mekanları, spor sahaları, performans sporları alanları (paten/ kaykay/dağ bisikleti pisti vb.), yürüyüş parkuru, bisiklet parkuru.

4. Erişilebilirlik ve Ulaşım Alt Yapıları: Kaldırımlar, yayalaştırılmış yollar, engelli donatıları, otoparklar, giriş mekanları, bekleme noktaları/ duraklar.

Konut çevresindeki özel mülkiyete giren fakat konut sakinlerinin ortak kullanı-mındaki açık mekanlar ile kentsel çevreye (kamu mülkiyeti) ait açık mekan ve işlevler fiziksel özellikleri, boyut ve işlevsel çeşit-lilikleri bakımından birbirinden farklılık-lar gösterirler. Ancak her iki durumda da, kentlilerin çevre ile etkileşim, sosyalleşme ve kendini gerçekleştirme gibi

ihtiyaçla-rına hizmet ettikleri için özünde ortak bir dile sahiptirler.

Akşit (1994) tarafından ‘konutun konut dışına uzanan mekanları olarak tanım-lanan dış mekanlar; sosyal etkinlikler için insanları bir araya getirmesi, kişinin ruhsal ve fiziksel gereksinimlerini karşı-laması, yapı alanlarında kitleleri yumuşa-tarak mekanlar arasında geçişi sağlaması, insan ve çevre arasında ölçek oluşturması ve yaşam konforu sağlaması açısından önemlidir. Dış mekanların sosyal açıdan üstlendiği rollerin yanı sıra, fiziksel açıdan konut kullanıcılarının belirli ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri yaşam kalitesi için önemlidir. Bu bağlamda, günümüz kent-lerinin bir parçası olan toplu konutların çevresindeki açık mekan kullanımlarının farklı beklenti ve ihtiyaçları olan çeşitli kullanıcılara yönelik olarak işlevlendiril-mesi gerekmektedir.

Mekansal kalitenin genç kullanıcılar açısından konut çevresi kapsamında ele alındığı bu çalışmada, değinilecek olan bir diğer konu da ‘katılımcı planlama’dır. 1960 ve 80’lerde kentlerin değişmeye başlayan fiziksel mekan dokusu üzerinde halkın da fikrini önemseyerek sürdürülen tasarım süreçleri dikkat çekici olmuştur. Katılımcı planlama kavramının ilk olarak A.B.D.’de uygulamaya konulması ile gelişen süreç, günümüze değin farklı katılımcılık politikalarının oluşturulma-sıyla işlerliğini devam ettirmektedir (Akyol, 2004:15). Gerek mekansal kalitenin arttırıl-ması gerekse katılımcı planlama sürecine dayalı bir mekan organizasyonu açısından, çeşitli yaş gruplarının farklılaşan açık mekan kullanım gereksinimleri göz önüne alınarak tasarım kararlarının alınması ve kullanıcıların ihtiyaçlarına göre çalışmalar yapılması önem taşımaktadır.

4. Çalışma Yöntemi ve Materyal İstanbul’un konut çevresi açık mekanla-rındaki yaşam kalitesinin ve genç kulla-nıcıların beklentilerinin tespit edilmesi amacıyla yapılan bu çalışmada, 18-35 yaş aralığındaki 80 kişi ile yapılmış anket görüşmeleri ve saha analizleri araştır-manın ana materyalini oluşturmaktadır. Yapılan anket çalışması, Okan Üniversitesi

(6)

Mimarlık Bölümü’nde yürütülen ‘Mimari Mekan ve Peyzaj’ dersi kapsamında uygulanmış bir pilot çalışmadır. Anket kapsamında seçilen yaş aralığı, ülke genelinde yapılan konut sektörü analizlerindeki veriler doğrultusunda tespit edilen bulgulara göre belirlenmiştir. Yapılan analizlerde güncel nüfusu oluştu-ran çoğunluğun bu yaş aralığına girdiği ve konut alımlarında genel yaş aralığının 25-40 yaş olduğu tespit edilmiştir (GYO Der, 2016). Gayrimenkul sektöründe konut alma eğilimindeki hedef yaş grubunu içermesi ve ülkemiz nüfusunun ana yapısını oluşturması nedeniyle anket görüşmeleri 18-35 yaş aralığındaki genç kullanıcılara uygulanmıştır. Anket yapılan örneklem grubu, İstanbul’un Anadolu yakasındaki herhangi bir toplu konutta ikamet eden 18-35 yaş aralığındaki kişi-lerden rastlantısal örnekleme yöntemine göre oluşturulmuştur. Anket çalışmasında esas amaç, İstanbul’daki bir toplu konutta yaşayan, erken çalışma çağındaki genç kesimin konut yakın çevresinde erişebil-diği açık mekanlara ait deneyim, tercih ve eksik görülen yönlere dair görüşlerinin tespit edilerek, toplu konutlar çevresinde katılımcı ve yenilikçi mekansal tasarım yaklaşımına veri oluşturacak çeşitli bulguların elde edilmesidir.

Rastgele örneklem yöntemine göre yapılan anket çalışması, örneklemin ana kütleyi temsil etmesi amacıyla Anadolu yakasında bulunan ve imar çalışmalarına 2000’li yıllarda başlanmış olan altı farklı toplu ko-nut alanında uygulanmıştır. Katılımcılar, İstanbul’un yeni gelişmekte olan ve genç nüfusu çeken Pendik, Maltepe, Ataşehir, Ümraniye, Çekmeköy, Sultanbeyli gibi ilçelerinde ikamet eden kullanıcılardan oluşmaktadır.

2000’li yıllarda İstanbul’un Anadolu yakasında imara açılan araziler üzerinde inşa edilen yukarıda bahsi geçen toplu konut alanları, gerek mekansal gerekse sosyal biçimleniş açısından kentin var olan dokusundan ayrışmaktadır. Kentin bu yeni gelişen konut tipolojileri çevrele-rindeki açık mekan karakteri ile birlikte, günümüzdeki genel eğilimleri özetleyen

bir imaj sergilemektedir. Bu durumu fiziki mekan özellikleri bakımından daha net göstermek amacıyla, Şekil 1’de ankete katılım gösterilen yerleşme alanlarındaki toplu konut dokusunun imaj analizi yapılmıştır. Bu alanlar 2000’li yıllardan sonra gelişen, İstanbul’un yeni konut kimliğini yansıtan toplu konut şeklindeki yerleşme alanlarıdır. Bu çalışma kapsa-mında yapılan anket çalışması ile, dışa-rıdan soyut bir resim olarak algılanan bu yeni kimliğin sahipleri olan genç kesimin kentsel açık mekan kullanımı bakımından yaşadıkları çevre ile nasıl ilişkilendikleri tespit edilmeye çalışılacaktır.

Bu bilgiler ışığında hazırlanan anket çalış-masında kullanıcılara yöneltilen sorular; (1) sosyo-ekonomik yapı, (2) konutla ilgili veriler ve (3) açık mekanların kullanımı olarak belirlenen üç ana konu başlığı altında toplanmıştır.

Sosyo-ekonomik yapıya ilişkin soru paketi, katılımcıların yaş, cinsiyet, eğitim durumu, meslek, ortalama aylık gelir ve çocuk sahipliğine yönelik sorulardan oluş-maktadır. Konutla ilgili verilerin saptan-maya çalışıldığı ikinci kısımda ise; toplu konut alanındaki blok adedi, binaların kat sayısı, daire büyüklüğü, site nüfusu, konutta oturma süresi, mülkiyet durumu, toplu konutu tercih etme nedeni, aylık aidat gideri, aylık aidat giderinin peyzaja ayrılma yüzdesi, dairelerde balkon/teras varlığı ve konutun peyzajla görsel ilişkisi gibi sorulara yer verilmiştir.

Kullanıcıların toplu konut açık mekan-larını kullanım durummekan-larını belirlemeye yönelik üçüncü grup soru paketinde ise hem toplu konut çevresindeki ortak açık mekanlar hem de konutun bulunduğu semte ait kamusal mekanların kullanım durumlarına yönelik sorular yöneltilmiştir. Toplu konut/site alanı sınırları içindeki açık mekanlara yönelik oluşturulan sorular; toplu konutun peyzajla ilişkisi, yapı çevresindeki ortak açık mekanların varlığı, açık mekanların kullanım zamanı ve sıklığı, açık mekan türlerinin, en sık kullanılan, en gerekli olduğu düşünülen ve eksikliği hissedilen mekanların belir-lenmesi amacına yönelik olarak

(7)

düzenlen-Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Şekil: 1 Anket uygulaması gerçekleştirilen

(8)

Şekil: 1 devamı Anket uygulaması

gerçekleştirilen konut bölgelerinin imaj analizi

(9)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

miştir. Konut alanının yakın çevresindeki kentsel açık mekanlara yönelik sorular ise; kamusal açık mekanların varlığı, işlevsel özellikleri, kullanım biçimleri ve kullanıcı beklentilerini belirlemek amaçlı oluşturul-muştur. Anket sorularında çoktan seçmeli seçenekler yanında açık uçlu sorular da sorularak genel eğilimlere ilişkin daha detaylı veriler elde edilmesi sağlanmıştır. Kullanıcıların anket sorularına verdikleri yanıtlar yüzde dağılım analizi ve AHP (Analytical Hierarchy Process) yöntemleri ile değerlendirilerek, genel eğilimler, güncel durumdaki aksaklıklar ve beklentiler tespit edilmeye çalışılmıştır.

4.1. Elde edilen bulgular ve tartışma 1- Yapılan çalışma kapsamında görüşme

yapılan kullanıcıların oturdukları ko-nutun fiziksel özellikleri ve kullanım durumuna ilişkin olarak; ‘kat adedi’, ‘daire büyüklüğü’, ‘mülkiyet durumu’, ‘ikamet süresi’ ve ‘site nüfusu’ ile ilgili bilgiler sorgulanmıştır. (Tablo 2). Anket sonuçlarına göre, 18-35 yaş aralığın-daki kullanıcılar genellikle kiracı statüsünde olup, çok katlı konutlarda (6 kat ve üzeri) 3 yıldan az süredir ikamet etmektedirler.

2- Konutun peyzajla ilişkisini saptamak üzere, ‘aylık aidat giderinden peyzaja ayrılan miktar’, ‘konutta balkon veya teras olup olmadığı’ ve ‘iç mekandan çevredeki peyzajla görsel ilişki ku-rulup kurulamadığı’ sorgulanmıştır. Yapılan analizlere göre konut peyzajına

ayrılan bütçenin genel giderlerin % 10-30’u arasında kaldığı tespit edilmiş-tir. Ayrıca konut iç mekanının peyzajla kurduğu fiziksel ve görsel ilişki bakımından da kullanıcıların olumlu yanıtlar verdiği gözlenmiştir (Tablo.3). İstanbul’un yeni gelişen yapılı çevresi-nin baskın konut karakterini çok katlı toplu konut alanları oluşturmaktadır. Bu alanlarda yaşayan kullanıcıların doğa ve peyzajla ilişki kurduğu ortak açık mekanların ne derece önemsen-diğinin göstergesi olarak, peyzajın bakımına ayrılan bütçe oranı sorgu-lanmıştır. Tablo: 3’teki sonuçlara göre, ortak giderler içerisinden peyzajın bakımı için ayrılan aidat miktarı oran-ları konut çevresi ortak mekanoran-ların önemsendiğini göstermektedir. Ayrıca konutun peyzajla görsel ilişkisi olup olmadığının %86.6 oranında olumlu yanıtlanması, genç kullanıcı kitlenin peyzaj algısını ve konuya ilişkin farkındalığını göstermektedir. 3- Yapılan araştırmalar göstermektedir

ki; insanlar konut çevresinde hiyerar-şik olarak sırasıyla barınma, güvenlik, konfor, sosyalleşme-kendini ifade etme ve estetik ihtiyaçlarını karşılama eğilimindedirler (Kellekçi ve Berköz, 2006, 168-169). Anket çalışması kapsamında elde edilen sonuçlar da bu teoriyi destekler niteliktedir. Buna göre, araştırma kapsamında yapılan derin-lemesine görüşmelerde kullanıcıların

Tablo: 2

Konutun fiziksel özellikleri ve kullanım

durumuna ait temel bulgular (Kat sayısı-%)Kat adedi Daire büyüklüğü (m² - %) Mülkiyet durumu(%) İkamet süresi (yıl - %)

Sitede yaşayan kişi sayısı (sayı - %) 3-5 28 > 6 72 200 7,5 150 50 100 23,8 50 18,8 Ev sahibi 28 Kiracı 68.4 Diğer 3.6 0-3 63,4 4-6 18,3 7-9 3,7 10< 14,6 100> 18,4 100-500 47,8 500-1000 16,1 1000< 15,7 Tablo: 3

Konutun peyzajla ilişkisine ait bazı

temel bulgular Aylık aidat gideri (TL-%)

Peyzaja ayrılan aidat miktarı (% - %)

Balkon teras varlığı (%)

Konutun peyzajla görsel ilişkisi (%) 100-300 82,5 400-600 13,8 700< 3,7 1-10 32,1 10-30 42,3 30-50 17,9 50< 7,7 Var 83 Yok 17 Var 86,6 Yok 13,4

(10)

Tablo: 4

Toplu Konuta ait ortak açık mekanların kullanımına ilişkin bulgular yaşadıkları konutu tercih sebepleri;

‘kentsel alt merkeze yakın olma’, ‘eri-şilebilirlik’, ‘güvenlik’, ‘mimari kalite’, ‘konut büyüklüğü’, ‘yeşil alanların, sosyal donatıların ve alışveriş olanak-larının varlığı’, ‘komşuluk ilişkileri’ ve ‘yatırıma uygunluk’ açısından sorgulanmıştır. Kullanıcılar tarafından belirlenen kriterler ise öncelik sırasına göre şu şekildedir:

1. Erişilebilirlik/ulaşım, kentsel alt merkeze yakınlık, güvenlik,

2. Konutun büyüklüğü, mimari özellik-leri ve planlı bir yerleşimde olması, 3. Yeşil alanların ve rekreasyonel

donatıların varlığı,

4. Sosyal olanaklar ve komşuluk ilişkilerinin iyi olması, 5. Yatırıma uygun olması

Konut tercihinde vazgeçilmez olan ilk iki kriterden hemen sonra kulla-nıcılar tarafından yeşil alanların ve rekreasyonel donatıların varlığının vurgulanması önemli bir noktadır. Kentsel baskının çok yoğun yaşandığı İstanbul’da konut çevresindeki yeşil alanların varlığı yaşanılacak konutun tercih edilmesinde önemli bir etkendir. Ayrıca konut çevresinde sosyalleşmeye olanak tanıyan donatı ve mekanların varlığı da yine önemli bir tercih sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır.

4- Bu bölümde, toplu konut alanı sınırları içerisindeki ortak açık mekanlara ilişkin olarak kullanıcıların genel kullanım eğilimleri sorgulanmıştır (Bkz. Tablo: 4) Buna göre anket yapılan kişilerin sadece %12.5’i yaşadıkları konut alanına ait ortak açık mekan-ların olmadığı bilgisini vermişlerdir. Bu mekanların kullanım sıklığına

bakıldığında ankete katılan genç kullanıcıların, yeşil alanların varlığını önemsemelerine karşın aktif kullanım açısından çok da yoğun bir sıklıktan bahsetmenin mümkün olmadığı görülmektedir. Ankete katılan kullanı-cıların neredeyse %60’a yakın kesimi açık mekanları çok nadir veya ayda bir kullandıklarını, %8’lik bir kesim ise hiç kullanmadığını belirtmektedir. Kullanım zamanı olarak çoğunlukla hafta sonlarının tercih edildiği, öğleden sonraları veya çalışma saatleri dışında kalan akşam saatlerinin daha yoğun kullanıldığı tespit edilmiştir. Konut tercihinde önemli bir kriter olarak belirtilen yeşil alanların genç kullanıcılar tarafından kullanım sıklığının düşük olması ise dikkat çekici bir sonuçtur. Erken çalışma dö-nemindeki genç kesim kullanıcıların, yaşadıkları konut çevresinde bulunan ortak açık mekanları kullanım ola-naklarının geliştirilmesinde özellikle yukarıda gözlenen yoğun kullanım saatlerinin dikkate alınması gerektiği buradan anlaşılmaktadır.

5- Toplu konut alanına ait ortak açık mekanların tipleri, işlevleri, konut çevresinde var olup olmadığı ve kullanıcıların bu mekanlardan memnu-niyet düzeylerine, beklentilerine dair analizler Tablo 5’te oluşturulan matris üzerinden incelenebilir. Yapılan analiz sonuçları göstermektedir ki İstanbul’un yeni gelişen konut alanlarında yeşil alanlar/çim alanlar, çocuk oyun alanları ve dinlenme alanları işlevsel kullanım açısından öncelik taşımaktadır. Ankete katılım gösteren genç ve yetişkin kullanıcıların en sık kullandıklarını belirttikleri işlevler ise spor amaçlı Konut alanı çevresindeki

açık mekan varlığı (%)

Açık mekanı kullanım sıklığı

(%)

Açık mekanı kullanım zamanları

(%)

Açık mekanı genellikle kullanım saatleri (%) Var 87,5 Yok 12,5 Hiç 8 Çok Nadir 37,3 Ayda bir 20 Haftada bir 18,7 Hergün 16 Haftaiçi 18,3 Haftasonu 81,7 Sabah 10,1 Öğlen 14,5 Öğl.sonra 31,9 Akşam 43,5

(11)

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

alanlar, dinlenme alanı ve kafe-resta-urant gibi sosyal donatı mekanlarıdır. Kullanıcılara konut çevresinde en gerekli açık mekan hangisidir diye sorulduğunda, ağırlıklı olarak spor amaçlı alanlara yönelik cevaplar alınmıştır. Bunun dışında dinlenme alanları ve sosyal donatı alanlarının da gerekli olduğuna yönelik cevaplar yoğunluktadır. Ankete katılan konut sakinlerinin büyük çoğunluğu, aktif rekreasyon alanlarının beklentilerini karşıladığını belirtmiş, ancak özellikle spor alanları ve kafe-restaurant gibi gençlerin aktif kullanımına ve sosyal-leşmesine olanak tanıyan mekanların

ve yeşil alanların yetersiz/ eksik olduğu yönünde değerlendirmeler yapılmıştır. Bu bölümde, kullanıcılara yöneltilen ortak açık mekanların yeterlilik derecesi ve eksik olduğu düşünülen mekan tiplerine ilişkin sorular açık uçlu bırakılarak, katılımcılardan yorum yapmaları da beklenmiştir. Bu sorulara verilen cevap-larda genel ihtiyaçlar bakımından spor alanları ile çoğunluğu kapalı hacimlerden oluşan alışveriş mekanları ve kafe res-toran gibi işlevlerin yetersizliği şeklinde yanıtlar gelmiştir. Esasen kapalı mekan niteliğindeki sosyal donatı alanlarının ve ticari mekanların, bağlantılı oldukları açık ve yarı kapalı ortak mekanların varlığı ve

Ortak Açık Mekan Tipi Alanda Mevcut (% , n:82)

En sık kullanılan mekan En ger

ekli

mekan Mekanın Yeterlilik derecesi Eksik olan mekanlar

AKTİF/PASİF REKREASYON ALANLARI

Dinlenme alanı,

oturma mekanları, 73.2 Çocuk oyun alanları 82.3

Pergola,kameriye 48.7

Yeşil alanlar

Çim alanlar 89.9

Hobi bahçeleri 21.8 - -

-SPOR ALANLARI

Spor ve Egzersiz alanı 57.0

Yüzme Havuzu 54.4 Yürüyüş parkuru 49.4 -Bisiklet parkuru 5.1 -Paten pisti 3.8 - -SOSYAL DONATI ALANLARI / TİCARİ MEKANLARIN AÇIK ALANLARI Kafe-Restaurant, Çay Bahçesi 41.5 AVM-Dükkan - -BİNA İLE İLİŞKİLİ AÇIK MEKANLAR Teras Balkon - -Veranda - - -ULAŞIM MEKANLARI Otoparklar -Araç/Yaya Yolları - - - -Puan Skalası yetersiz

düşük orta yeterliyüksek

Tablo: 5

Konut alanı (site) içerisindeki açık mekan tiplerine ilişkin kullanıcı değerlendirmeleri

(12)

çevrelerindeki peyzajla kurdukları ilişkiler göz önüne alınarak değerlendirmeler bu yönde yapılmıştır.

Burada, bir önceki bölümde kullanım zamanlarına ilişkin verilen hafta sonu ve akşam saatleri yanıtlarına dönecek olursak, işten arta kalan zamanlarda spor, alışveriş, yeme-içme aktivitelerinin eş zamanlı olarak bünyesinde barındıran çok işlevli mekânsal yapının konut çevresi alanlarda kullanıcı beklentisi olarak karşımıza çıktığını söyleyebiliriz. Konut alanı çevresindeki kamusal açık mekanlara ilişkin kullanıcı değerlendir-meleri kapsamında, “konutun bulunduğu semtte bulunan kentsel açık mekanların tipi”, kullanıcıların bu alanları “kullanım durumu” ve “kullanım zamanı” tercihle-rine yönelik sorular yöneltilmiştir. Buna ilişkin veriler Tablo 6’da görülmektedir. Yapılan analizlere göre, konut çevresi kamusal mekan algısı bakımından parklar, alışveriş merkezi çevresi, çarşı, yayalaştırılmış alanlar ve spor alanlarının bu kategorideki genel yapıyı oluşturduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında koru/ orman/deniz kıyısı gibi doğa ile bütünle-şik alanların konut bölgesine minimum oranlarda servis vermesi, meydanlar ve yayalaştırılmış kentsel mekanlar gibi gençlerin sosyalleşmesini teşvik edecek mekanların da orta düzeyde servis ver-diğinin belirtilmesi gibi sonuçlar elde edilmiştir.

5. Toplu Konut Alanları Çevresinde Genç ve Yetişkin Kullanıcılara Yönelik Açık Mekan Oluşturma Kriterleri

Günümüz kentlerinin konut alanı yaşantısı bağlamında, gerek toplu konut alanları içindeki ortak açık mekanlar gerekse konutun etki alanındaki kamusal mekanlar kent ve kentli sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. PPS (Project for Public Space), bu tip alanlardaki mekansal kalite kriterlerini erişilebilirlik, kullanım ve aktiviteler, konfor ve imaj, sosyalleşebilir-lik olmak üzere dört temel başlık altında toplamaktadır (PPS, 2000:5). Ağırlıklı olarak mekanın fiziksel yönlerinin belirleyici olduğu ilk üç kriter yanında, konut yakın çevresindeki her türlü açık mekan, sosyalleşmeye olanak tanıyan ortamlar olarak düşünülmeli ve farklı sosyal gruplardan insanların etkileşebileceği şekilde tasarlanmalıdır. Diğer taraftan, genç ve yetişkin kullanıcılara yaşadıkları çevrede güvenli ve özgür hissedebilecek-leri nitelikli açık mekanlar sunulabilmesi için, tüm odak grupların genel eğilim ve isteklerinin belirlendiği, tasarım sürecinin bu beklentilere göre planlandığı katılımcı yöntemlerin benimsenmesi ve geliştiril-mesi gerekmektedir.

Bu kısımda, toplu konut alanları çevresin-deki kamusal, yarı-kamusal ve yarı-özel açık mekanlar (Rapoport, 1977), ‘planlama ve mekansal tasarım’ bağlamında ele alınacak, araştırmadan elde edilen

bulgu-Açık Mekan Tipi Alanda Mevcut (% , n:82)

Kullanım durumu (%) Kullanım zamanı (%) Kullanım saatleri (%) AKTİF/PASİF REKREASYON ALANLARI Park 61 Evet 78,0 Hayır 4,9 Bazen 17,1 Haftaiçi 26,8 Haftasonu 45,1 Herikisi 28,1 Sabah 4,9 Öğlen 8,5 Öğl. Sonra 28,1 Akşam 24,4 Değişken 34,1 Kıyı Parkı/Deniz kenarı 7,3 Koru/Orman 13,4

SPOR ALANLARI Spor amaçlı mekan ve işlevler 50 SOSYAL DONATI ALANLARI /TİCARİ MEKANLARIN AÇIK ALANLARI Alışveriş Merkezi 75 Çarşı 54,9 Yayalaştırılmış Alanlar 50 Meydan 35,4 Tablo: 6

Konut alanı(site) çevresindeki açık mekan tiplerine ilişkin kullanıcı değerlendirmeleri

(13)

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

lar dünya örnekleriyle ilişkilendirilerek açıklanmaya çalışılacaktır.

Genç kullanıcıların açık mekan kullanı-mına ilişkin yapılan çeşitli araştırmalar, gençlerin kamusal mekanı sahiplenme düzeyinin düşük olmasından ve genç kitlenin bu mekanlardaki kullanım yoğunluğunun zayıflığından bahsetmek-tedir (Lynch ve Ogilvie, 1999; White, 2001:2). Gençlerin kamusal alandaki planlama ve tasarım çalışmalarına katılımını inceleyen çalışmasında White (2001), genç kullanıcı-ların kentsel açık mekankullanıcı-ların tasarımı ve planlaması sürecine dahil edilmesinin, bu grup kullanıcıların mekansal deneyimle ilgili olumsuz duruşunu çözmede yapıcı ve yararlı bir etkisi olacağını belirtmekte, gençlerin mekan kullanımı konusundaki yaratıcı görüşlerine yer vermek gerektiğini vurgulamaktadır.

Gençlerin kentsel mekanda kendilerini özgür ve güvende hissedebilmeleri ve yaşadıkları çevreye aidiyet duygularının gelişmesi çok işlevli kamusal mekanların varlığına bağlı olarak gelişir. White (2001) gençler ve kentsel mekan üzerine yaptığı araştırmasında, otopark alanlarının az yoğun zamanlarda spor veya rekreasyon amaçlı kullanımlara dönüşmesi fikrini buna bir örnek olarak göstermektedir. Ancak, özelikle konut çevresi mekanlarda önerilecek aktivitelerin çeşidi ve içereceği işlevler çeşitli kültürel kodlara, toplumsal yapıya ve zamanın güncel eğilimlerine göre değişim gösterebileceğinden, önce-likle potansiyel genç kullanıcıların kentsel mekan kullanımındaki eğilimlerinin ve işlevsel beklentilerinin araştırılması gerekmektedir. Bir çevrede uygulanacak planlama önerilerinin kullanıcıların mekan deneyimleri ve istekleri doğrul-tusunda sınanması ve uygulamaların bu taleplere göre revize edilerek gerçekleşti-rilmesi esasına dayanan katılımcı plan-lama süreci, özellikle yerleşme alanlarında birçok projede uygulanmaktadır.

Kullanıcı katılımı yaklaşımının kamusal mekanlarda uygulandığı çoğu projede, gerek tasarım öncesi gerekse tasarım süre-cinde çok çeşitli yöntemler izlenmektedir. Bunlardan bazıları;

• farkındalığı artırmaya yönelik duyu-rular ve rehberli turlar düzenlenmesi, • çeşitli odak gruplarla (merkezi

yönetim, yerel yönetim, halk ve diğer paydaşlar) yapılan halk toplantıları, açık oturumlar,

• internet tabanlı katılım yöntemiyle uygulanan anket ve forumların yapılması,

• proje görselleri ve maket çalışmaları üzerinden kullanıcı görüşlerinin toplanması,

• kendin yap yöntemi benimsenerek düzenlenen çalıştaylarla halkın alana doğrudan müdahalesi ile yapılan düzenlemelerle daha yaşanabilir kılmak şeklindedir (Akyol, 2004:56). Dünyanın çeşitli ülkelerinde, genç kullanı-cıların katılımı ile yukarıdaki yöntemlerin bazıları benimsenerek planlanmış ve uygulanmış birçok başarılı konut alanı çevresi kentsel mekan örneğine rastlamak mümkündür. Ülkemizde de uygulana-bilecek alternatifler bağlamında bir fikir vermek amacıyla bazı örneklere burada kısaca değinilecektir.

İstanbul metropolünde yeni inşa edilen toplu konut alanlarında gözlenen önemli sorunlardan birisi güvenlik problemidir. Nitekim yaptığımız anket çalışmasında kullanıcıların konut tercih sebebi olarak ilk maddede belirttikleri kriterlerden birisi güvenlik olarak belirtilmiştir. Özellikle yeni imara açılmış bölgelerde kamusal mekanların henüz oluşmamış olması ve birbirinden yüksek duvarlarla ayrılmış sitelerin yarattığı izole mekanlar çeşitli bo-yutlarda güvenlik problemini doğurmak-tadır. Bunun yanında kentin geçmişinden gelen plansız kentleşme süreci nedeniyle, birbirinden farklı sosyal dokuların yan yana geldiği çelişkili durumlar da yeni yerleşim alanlarındaki güvenlik kaygısını arttırmaktadır. Burada ele alınacak olan The Alley Project (TAP), arkasında çok yönlü bir çok nedeni barındıran konut çevresi güvenlik probleminin hangi yöntemlerle çözülebileceğini göstermesi açısından çarpıcı bir örnektir.

(14)

Project (TAP), bir konut bölgesinde yaşa-yan 120 gencin profesyonel sanatçılarla buluştuğu bir çalıştay vasıtasıyla, orada bulunan boş bir garajın bahçesi ile birlikte yeniden işlevlendirilmesinden oluşmak-tadır. The Alley Projesi (TAP) kapsamında konut alanları ortasında bulunan boş garaj binası merkez olmak üzere, onun çevre-sindeki boş parseller gençlerin birlikte üreteceği sanatsal çalışmaların sergilene-ceği duvarlar/yüzeyler, bir dolaşım ağı ve toplanma mekanları ile programlanmıştır. Dönüştürülen garaj yapısı gençlerin toplanarak grafiti ve diğer görsel sanatları öğrenip keşfedeceği bir çalışma atölyesi olarak düzenlenmiştir (Şekil 2.).

Projenin diğer bir yönü, gençlerin ara-larında iletişim kurma ve kendilerini topluma ifade edebilmelerinde yaygın bir yöntem olan grafiti sanatını konu alan bir sosyal dönüşüm projesi olmasıdır. Grafiti halk arasında her ne kadar olumsuz bir üne sahip olsa da, özellikle son yıllarda kentsel mekanda gençlerle iletişim kurmak ve onları sosyalleştirmek için bir araç ola-rak kullanılmaya başlanmıştır. The Alley Project, Detroit’in güney mahallelerinde var olan güvenlik sorunu ve vandalizmin üstesinden gelmek amacıyla başlatılmış, zamanla gençlerin kendilerini kentsel mekanda özgürce ifade edebilmeleri ve toplumun diğer katmanlarıyla olumlu ilişkiler kurmaları için çeşitli olanaklar

sağlamak konusunda oldukça başarılı olmuştur (Millard, 2015). TAP, çevresindeki yerleşim alanına güvenli ve pozitif bir kamusal açık mekan sunma amacı başta olmak üzere gençleri sanat ve kültür gibi kavramların etrafında birleştirerek yaşadıkları mekana ve toplumsal çevreye aidiyet duygularını güçlendirmeyi hedef-lemiştir (DCDC, 2016). Bu proje katılımcı planlama yaklaşımı ile tasarlanmış bir ortak mekanın konut bölgesi çevresindeki sosyal sorunları çözmede nasıl etkili olacağını göstermektedir.

Yerleşim alanlarının yakın çevresindeki mevcut açık alanların dönüştürülmesi ya da iyileştirilmesi ile bağlantılı bir diğer konu da kentliler ve özellikle gelişme çağındaki çocuk ve genç nüfusun rekreas-yonel ihtiyaçlarını karşılayan çeşitli ölçek kategorilerindeki park alanlarıdır. Mahalle ölçeğinde bakıldığında, yerleşim alanları-nın yakın çevrelerindeki parklar, gençlerin fiziksel aktivitelerini gerçekleştirmelerine imkan sağlayan kamusal mekanlardır. Yerleşim alanları çevresindeki parkların kullanım tercihi ise bu alanların konutlara yakınlık durumu ve erişilebilirlikleri ile doğru orantılıdır. (Bedimo-Rung vd., 2005). Diğer taraftan konut alanları çevresinde güvenli ve yaşanabilir bir ortam sağlana-bilmesi için, oraya hizmet eden kamusal mekanların çeşitli zamanlarda ve özellikle gece kullanımını özendirici nitelikte

Şekil: 2

(15)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

olması gerekir. Bu mekanlara genç kulla-nıcıların ilgisini çekebilecek kullanımlar getirilerek okul ve iş saatleri sonrasında kalabalıklaşmaları sağlanabilir.

İspanya’nın Merida bölgesinde özellikle gençler için tasarlanmış olan Factoria Joven (Gençlik Fabrikası) bu tarz bir uygu-lama için örnek gösterilebilir. Kentsel sanat çalıştayları için grafiti duvarları ve sahne ile açık hava aktiviteleri için kaykay ve bisiklet pisti ile tırmanma duvarı gibi çeşitli işlevsel donatıların bulunduğu alanda, müzik ve dans çalışmaları ile genel toplantılar için eklenen kapalı mekanlar bulunmaktadır (Şekil 3.). Parkın kurulu olduğu alan geri dönüşüm malze-meleri kullanılarak tasarlanmıştır. Ayrıca bu mekan, özellikle içerisine yerleşen yapının aydınlatılması ile gece de popüler olarak kullanılmaktadır (Millard, 2015). Parkın açık alanlarında, gençlerin efor harcayabilecekleri tırmanma duvarı, kaykay pisti ve BMX bisiklet performans alanları gibi hareketli, aynı zamanda gösteri nitelikli aktiviteler ile belirli kullanıcı kitlelerinin bu mekanı buluşma alanı olarak tercih etmesi sağlanmıştır. Park içerisindeki sosyal merkezde yürü-tülen çeşitli sosyal etkinlikler de bölgede yaşayan gençleri buluşturmakta, sosyal ilişkileri güçlendirmektedir.

Kentlerdeki otomobil bağımlılığı ve değişen alışveriş tercihleri sonucu yaşa-nan kültürel deformasyon genç bireyleri birbirinden ve yaşadıkları çevreden uzaklaştırmaktadır (Aksel Gürün, 2005). Kent merkezinin desantralize olması ve alışve-riş merkezlerinin kent merkezinin yerine geçmesi ile birlikte, tüketime dayalı, çevresine yabancılaşan, bireysel bir yaşam kültürü ortaya çıkmıştır. Yaptığımız anket çalışmasında kullanıcılara “yaşadığınız konut çevresinde eksikliğini duyduğunuz açık mekanlar nelerdir” sorusu yöneltil-miştir. Soruya verilen açık uçlu cevaplarda alışveriş merkezi, kafe-restaurant gibi aslında kapalı mekanları içeren yanıtların olması da bu kültürel deformasyonun bir göstergesi olarak kabul edilmelidir. Var olan yapılı çevrede kendisine sunulan alış-veriş, yeme içme spor yapma gibi kısıtlı olanaklar içerisinde sosyalleşmeye çalışan bireylerin kamusal mekan farkındalığı da bu sınırlar içerisinde kalmaktadır. İstanbul gibi hızla değişen ve sosyal ayrışmanın çok hızlı biçimde vuku bulduğu kentlerde bireyler arasındaki bağların yeniden kurulabilmesi için İspanya’daki örnekteki gibi çok işlevli açık-kapalı mekanların bir arada olduğu kamusal mekanlara özellikle konut çevresinde ihtiyaç olduğu açıktır. Kentsel çevredeki tüketim alışkanlıkları-nın yarattığı kültürel değişimler yaalışkanlıkları-nında,

Şekil: 3

(16)

içinde bulunduğumuz teknoloji ve enfor-masyon çağının bir getirisi olarak iletişim biçimlerinin giderek sanal aleme taşın-ması da kamusal mekanın şekillenmesine etki etmektedir. Bu değişimden en çok etkilenen yine toplumdaki genç bireyler olmaktadır. Konut çevresi alanlarda ortak açık mekanların ve kamusal mekanın gençler tarafından kullanımını arttırmak amacıyla, -aslında bir dezavantaj gibi görünen- iletişim teknolojilerinin sunduğu olanakları avantaja çevirmek gerekir. Bu bağlamda Batı Avustralya’nın turistik merkezlerinden biri olan Fremantle böl-gesinde ödüllü bir kentsel mekan tasarımı olan Fremantle Esplanade Youth Plaza, gençlere yönelik tasarım konseptinin esas alındığı başarılı bir örnek olarak karşı-mıza çıkmaktadır.

Yakınında bulunan konut bölgesinin yanı sıra kentin diğer bölgelerinde yaşayan gençlerin de hafta sonları kullandığı bu alan, insanların gece-gündüz zaman geçirdikleri, bisiklet ve kaykay pisti gibi aktif spor alanları ile sürekli yaşayan kamusal bir yeşil alandır. İçinde çok çeşitli işlevleri barındıran alanda; kaykay ve BMX bisiklet performans alanları,

tırmanma duvarları, masa tenisi alanı, kaykay müsabakaları için bir açık hava sahnesi, yaya gezinti promenadı, hava koşullarına karşı üstü kapalı birimler, oturma elemanları ve aydınlatma birimleri bulunmaktadır (Şekli 4.).

Tasarım başarısından ötürü birçok ödül alan bu alan, Avustralya’da kamusal mekanın taşıyabileceği potansiyeller açısından öncü olarak gösterilmektedir. Alanın tasarımında gençleri buraya çekecek gösteri nitelikli spor aktiviteleri kullanılarak, parkın sürekli kalabalık ve hareketli kalması sağlanmıştır. Dönem içerisinde düzenlenen müsabakalar ve gösteriler bu mekanı kentli için popüler kılmaktadır (URL-1). Alanın tasarımında yapılacak revizyonlar için burayı sürekli kullanan gençlerin planlama ve tasarım sürecine katılmalarını sağlayan çalıştay ve grup toplantıları yapılmıştır. Bu toplantılar sonucunda ortak kullanıma açık bir barbekü alanı, kablosuz internet ağı uygulaması, daha fazla ahşap oturma elemanı ve üst örtü elemanları ile piknik masaları ve sanat çalışmalarının sergile-neceği bir sergi alanının parka eklenmesi şeklinde talepler gelmiş ve yeni

düzenle-Şekil: 4

Fremantle Esplanade Youth Plaza’daki BMX ve kaykay pisti (Loopers, 2014; URL-1, 2017).

(17)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

meler buna göre yapılmıştır (Millard, 2015). Park alanında çeşitli noktalara yerleştirilen çim alanlar kalabalık grupların bir arada eğlenip piknik yapabilmesine olanak sağlamak üzere tasarlanmıştır. Bunun yanında parkta gerçekleşen her türlü aktivite internet ortamında paylaşılmakta ve yayınlanmaktadır.

Bu örneğin en çarpıcı yönü ise, özellikle genç kullanıcılar tarafından internet olanağının kamusal mekanda bir ihtiyaç olarak talep edilmesidir. Zira, Vromen (2008:88), yaşlı bireylerin interneti bir kaynak olarak kullanırken, gençlerin kendilerine sosyal çevre yaratmak ama-cıyla kullandıklarını vurgulamaktadır. Bu bağlamda, mekan tasarımında güncel iletişim teknolojilerinin çeşitli şekillerde kullanılması geleceğin kentsel mekanları için kaçınılmaz gibi görünmektedir. Konut çevresi kamusal ve yarı kamusal alanların düzenlenmesinde katılımcı planlama yaklaşımlarının benimsenmesi yanında, sürdürülebilir, yenilikçi ve yeni nesillere yönelik gelecek stratejili mekanların tasarlanması gerekmektedir. Araştırmanın anket sonuçlarına göre, gençlerin en çok talep ettiği işlevler spor mekanları ve sosyal nitelikli ticari me-kanlar olmuştur. Bunun yanında dünyada yapılan araştırmalar göstermektedir ki; değişen doğa değerleri ve gelişen teknoloji olanaklarına bağlı olarak, genç kullanıcı-ların “doğa teması” ve “iletişim teknoloji-lerine” yönelik, yenilikçi ve işlevsel kul-lanımlarla karşılaşma ihtiyacı günümüzde daha da armıştır. Uluslararası literatürde gençlerin mahalle ölçeği düzeyindeki açık yeşil alan kullanımlarına istinaden, güncel iletişim teknolojileri kullanılarak (cep telefonu, internet vb.), mekânsal deneyim-lerin, doğa farkındalığının ve kullanım tercihlerinin araştırıldığı birçok araştırma olduğu göze çarpmaktadır (Carroll vd., 2002; Epstein vd., 2006; Efe, 2011; Gallerani vd., 2017). Gerek konut çevresi ortak mekanlarda gerekse kamusal açık alanlarda gençlerin kullanımını özendirmek amacıyla yapı-lacak düzenlemeler bağlamında bu tip araştırmaların ülkemizde de yapılması gerekmektedir.

Gültekin (2015:172)’e göre, kullanıcının konut çevresindeki sosyal yaşam kalitesine ilişkin algısı sosyal yaşamı destekleyecek ve geliştirecek ortak kullanım alanlarına odaklıdır ve bu algıda sosyal mekanlar ço-ğunlukla serbest zaman geçirmeye yönelik değerlendirilmektedir. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki; 20-40 yaş arası kullanıcılar için spor, eğlence ve grup toplantılarının yapılabileceği mekanlar özellikle talep görmekte ve bu mekanların kolay erişilebilir olması öncelikli kriter olarak belirtilmektedir (Gültekin, 2015:172; White, 2001). Diğer taraftan kentsel mekanda çocuk, genç ve yetişkinlere yönelik fiziksel aktivite alanları ile doğal mekanlar sağlıklı bir kent toplumunun varlığı açı-sından oldukça önemlidir (Audrey ve Batista- Ferrer, 2015:97). Bu sebeple gençlere yönelik mekanlarda doğa deneyimi ve bilincinin oluşması için çeşitli tematik işlevlerin de mekana yansıtılması gerekir. Ayrıca, yeni iletişim biçimlerinin kamusal mekanlar üzerindeki etkilerinin irdelenerek bu mekanların geleceğin koşullarına göre yeniden tanımlanması ve yapılandırılması önemli bir gereklilik olarak görülmeli, (Sınmaz, 2015:73), örneğin gençlere yönelik mekanlarda internet erişiminin mutlaka sağlanması gerekmektedir.

6. Tartışma ve Sonuç

Konut çevresi kentsel açık mekana bağlı yaşam kalitesi ve beklentilerinin araştırıldığı bu deneysel çalışmada özellikle 18-35 yaş aralığındaki genç ve yetişkin kullanıcıların ihtiyacına yöne-lik, katılımcı ve yenilikçi açık mekan tasarım stratejilerinin neler olabileceği ortaya konmaya çalışılmıştır. Toplu konut alanları çevresindeki açık mekanların genç kullanıcıların perspektifinden ele alındığı bu çalışma kapsamında değer-lendirilen anket verileri göstermektedir ki, genç ve yetişkin kullanıcılar için yaşanılan konutun çevresindeki açık mekanlar ve kamusal mekanların varlığı kentsel yaşam kalitesi açısından çok önemliyken, gençlerin bu alanları kul-lanım yoğunluğu ise oldukça düşüktür. Ülkemizde, konut çevresi açık mekan-larda yaşam kalitesinin yükseltilmesi

(18)

ve genel kullanıcı kitlesi içerisinde yer alan genç kesimin açık mekan kullanım yoğunluğunu arttırılabilmesi için daha yenilikçi yaklaşımların benimsenmesi gerekmektedir. Burada yapılan anket çalışması sonuçları, gençlerin konut çevresi ortak açık mekanlar ve kamusal mekanlarda spor, alışveriş ve yeme-içme ağırlıklı aktivitelere yönelik olanakların oluşturulması yönünde beklentilerinin olduğunu göstermiştir.

Kentsel mekanda yapılan aktivitelerin çeşitliliğindeki kısırlık kullanıcıların beklentilerini de belirli kategorilere indir-gemekte, farklı beklentiler oluşmasının önüne geçmektedir. Konut çevresi açık mekanların kamusal mekanla etkileşim olanaklarını kısıtlayan özel mülkiyet sınırları da bu indirgemeci tavrın önünü açmaktadır. Diğer taraftan günümüzün değişen kentsel yaşantı rutinleri ve iletişim teknolojilerinin yarattığı sos-yo-psikolojik süreçler nedeniyle toplum ilişkilerindeki sosyal mesafe giderek artmaktadır. Gittikçe birbirine yabancı-laşan günümüz kentlisinin, özellikle de gençlerin çevreleri ile sosyal iletişime geçebilmesi için, kamusal mekanın şekillenişinde çeşitli grupların ve bireyle-rin etkileşmesine olanak sağlayacak yeni açılımlar üzerine düşünmek gerekmekte-dir. Zira kamusal mekanlar kentlilerin bir araya gelerek birbirlerinden etkilendiği, sosyalleşebildiği ve kültürel beslenme olanağı yakalayabildikleri alanlardır (Rapoport,1977; Lefevbre,1974). Her ne kadar özel mülkiyet sınırları içerisinde kalsa da, aynı konut çevresini paylaşan birey-lerin etkileşime geçtiği yarı-özel ortak mekanlar olarak toplu konut çevresi açık mekanların bu bağlamda daha fazla ilgiyi hak ettiği açıktır.

Yukarıda yapılan analizler ve dünya-daki örnekler incelendiğinde, ülkemiz kentlerinin yeni gelişen konut alanları çevresindeki yaşam kalitesi, sosyalle-şebilme olanakları ve topluluk duygusu paylaşımlarının arttırılmasında katılımcı planlamayı temel alan uygulamaların benimsenmesinin oldukça yapıcı olacağı düşünülmektedir.

Ülkemizde konut sektörünün kazandığı ivme ile kentsel açık mekan kalitesinin aynı doğrultuda olduğunu söylemek pek de mümkün değildir. Kentsel yaşam kalitesinin arttırılması için konut çevresi alanlarda farklı kullanıcı gruplarına hitap eden, çok işlevli ve yenilikçi kent peyzajlarının tasarlanması yönünde gerek kurumsal gerekse toplumsal tüm paydaş-lar açısından farkındalığın arttırılması ve bu konuda çeşitli organizasyonlardan da destek alınması gerekmektedir. Konut sakinlerinin gündelik yaşam mekanları-nın bir parçası olmaya başlayan kentsel açık mekanlar, kullanıcılarının ihtiyaçları doğrultusunda tasarlandığı sürece daha işlevsel ve tercih edilebilir olacaktır. Buna göre konut yakın çevresinde genç-lere yönelik kentsel açık mekan tasarı-mında uygulanması gereken temel strateji-ler dört ana grup altında toplanabilir:

• Ortak açık mekanların ve kamusal mekanların güvenli ve çeşitli zaman-larda erişilebilir olması,

• Spora ve aktif rekreasyona yö-nelik mekanların arttırılması ve çeşitlendirilmesi.

• Sosyalleşmeye olanak tanıyan ticari donatılar içeren mekanların (yeme içme, eğlence, kafeterya vb.) ve bunlarla ilişkili açık mekan olanak-larının arttırılması, çeşitli sosyal grupların bu mekanlara erişilebilirli-ğinin sağlanması.

• Doğa deneyimi ve bilincinin oluş-masına hizmet edecek özel tematik bahçelerin konut alanı çevresindeki yeşil sistem kurgusu içerisinde düşünülmesi.

• Teknoloji ve enformasyonun kullanıcıyla buluştuğu yenilikçi kentsel donatıların ve medyanın açık mekanlarda daha sık kullanılması. Yukarıda özetlemeye çalıştığımız stra-tejilerin ülkemizde uygulanabilmesi için elbette ki çeşitli kuruluşlardan gelecek bilgi transferi ve kentler arası deneyim paylaşımlarına ihtiyaç vardır. Bu yakla-şımları destekleyen uluslararası organizas-yonlardan birisi olan Dünya Metropolitan

(19)

Şekil: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Tablo: 10

İnşa edilen 160 yata ait üst bina malzemesi.

Şehirler Birliği, içinde İstanbul’un da bulunduğu 137 metropolitan şehrin yöneticileri arasındaki işbirliklerini des-tekleyen, çeşitli organizasyonlar yoluyla kentlerin deneyimlerini paylaşarak bilgi transferine olanak sağlayan bir oluşumdur. Bu oluşum yaptığı çalışmalarla gelecek neslin özel gereksinimlerine hitap eden politikalar uygulanması amacıyla metro-pol gençliği (metropolis youth) başlıklı bir çalışma grubu oluşturmuştur. Bu grubun kullandığı temel söylem ise yaşanabilir kent için yenilikçilik, sosyal kapsam ve sürdürülebilirlik temalarının göz önünde bulundurularak gelecek jenerasyonlara yönelik tasarım ve planlama yaklaşımla-rının izlenmesidir (Metropolis, 2016). Bunun gibi kaynaklardan gelebilecek bilginin konut çevresi açık mekan tasarımında etken aktörler olan yatırımcı gruplarla ve potansiyel kullanıcılarla paylaşılarak bir farkındalık yaratılması noktasında ilgili bakanlıklar, yerel yönetimler ve üniversi-telere büyük görevler düşmektedir. Katılımcı planlama yöntemleri kültürel kodlardan ve farklı sosyal grupların etki-leşimlerinden beslendiği için deneyimle zenginleşerek ilerlemektedir. Ülkemizin gelişen ve dönüşen şehirlerinde sürekli değişim geçiren konut uygulamalarının son dönemde kazandığı artan ivmeyi, kentsel yaşam kalitesini arttırmak ama-cıyla kullanarak avantaja çevirmek için katılımcı planlama ve mekan tasarımı bir fırsat olarak görülmelidir. Yukarıda açıklanan planlama ve tasarım öncelikleri esas alınarak toplu konut çevresindeki ortak ve kamusal açık mekanların gençleri özendirici şekilde tasarlanmasına yönelik pilot çalışmalar başlatılması ve elde edilen deneyimlerin yeni uygulamaları yönlen-dirmesinin sağlanması gerekmektedir. Öte yandan, bu tip uygulamaların başlatılması, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasında akademik ortamlarda yapılacak araştırma-lara da ihtiyaç duyulmaktadır●

Kaynakça

Adriaanse, C.C.M. 2007. Measuring Residential Satisfaction: A Residential Environmental Satisfaction Scale (RESS). Journal of Housing and the Built Environment, 22: 287-304. Ağırman, Y. 2014. Kentsel Dönüşüme Ekonomik

Perspektiften Bakış: Sultanbeyli Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Bahçeşehir Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.

Aksel Gürün, B. 2005. Alışveriş Merkezlerine Karşı Kent Merkezi. Planlama Dergisi, 1, Şehir Plancıları Odası Yayını.

Akşit, N., 1994. Toplu Konut Planlamasında Konut Dışı Alan Kullanımı ve Standartları Üzerine Bir Araştırma. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, MSGSÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü. Akyol, İ. 2004. Açık Alan Tasarımında Katılım

Yöntemlerinin Etkinlik Düzeyi Değerlendirmesi. Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü., Fen Bilimleri Enstitüsü.

Ataş, Z. 2013. İstanbul’da 1987-2007 Dönemi İçin Bir Konut Tarihi Anlatısı. Doktora Tezi, İ.T.Ü., Fen Bilimleri Enstitüsü.

Audrey, S. ve Batista-Ferrer, H. 2015. Healthy Urban Environments For Children and Young People: A Systematic Review of Intervention Studies. Journal of Health&Place, 36: 97–117. Batuman, B. 2006. Turkish Urban Professionals and The

Politics of Housing 1960-1980. Metu Journal of Faculty of Architecture, 23 (1): 59-81. Bedimo-Rung, A. L., Mowen, A. J., & Cohen, D. A. 2005.

The Significance of Parks to Physical Activity and Public Health: A Conceptual Model. American Journal of Preventive Medicine, 28 (2): 159–168. Bölen, F., Türkoğlu, H.D., Ergun, N., Yirmibeşoğlu, F.,

Kundak, S., Terzi, F., Kaya,S. 2006. İstanbul’da Konut Alanlarında Fiziksel Çevre Kalitesi Analizi, İMP Konut ve Yaşam Kalitesi Grubu Raporu.

Carroll, J., Howard, S., Vetere, F., Peck, J., Murphy, J. 2002. Just What Do the Youth of Today Want? Technology Appropriation by Young People, System Sciences, HICSS, Prooceedings of the 35th Annual Hawaii International Conference. Coşkun, D. 2003. İstanbul’da Kentsel Açık Alan

Kullanımlarının 19. ve 20. yüzyıllardaki Değişimi. Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü., Fen Bilimleri Enstitüsü.

DCDC (Detroit Collaborative Design Center). 2016. [çevrimiçi]. Erişim Yeri: http://www.dcdcudm. org/projects/spaces/tap/ [Erişim Tarihi: 02 Eylül 2016].

Doğan, A.E. 2002. Dünya Kenti –“Mega-Kondu” Arasında İstanbul [çevrimiçi]. Erişim Yeri: http://www. mimarist.org/yayinlar/mimar-ist/2480-mimar-ist-yaz-2005.html [Erişim Tarihi: 08 Haziran 2016]. Efe, R. 2011. Science Students Teachers and Educational

Technology: Experience, Intentions and Value. Educ.Technol.Soc., 14 (1): 228-240. Ekinci, K. 2009. Türkiye’de Kentleşmenin Kuşaklar

Üzerindeki Etkisi: Beşiktaş ve Ümraniye Örnekleri. Yüksek Lisans Tezi, M.S.G.S.Ü., Fen Bilimleri Enstitüsü.

Epstein, l. H., Raja, S., Gold, S. S., Paluch, R. A., Pak, Y., Roemmich, J. N. 2006. Reducing Sedentary Behavior The Relationship Between Park Area and the Physical Activity of Youth. Psychological Science, 17 (8): 654-659.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Aynı zamanda, toplu konut yerleşimlerindeki açık mekânlarının plânlama ve kullanım süreçlerinde, kul- lanıcıların özel hayat mekânları olan konut birimleri üzerin-

Sportif aktivitenin insanların kendileri için yapabilecekleri en faydalı faaliyet olduğuna inanan Nova sport hazırladığı pratik fitness center. paketleriyle egzersiz

a) Asil hak sahiplerinin sözleşme imzalama tarihleri arasında, sözleşme imzalanacak banka şubesinde “Konut Tahsis Belgesi”ni imzalayacaklardır. “Konut Tahsis Belgesi”,

[r]

- Başvuru sahibinin kendisinin, eşinin ve velayeti altındaki çocuklarının Toplu Konut İdaresinden konut satın almamış olması ve tapuda kayıtlı kat irtifaklı/kat

[r]

[r]