• Sonuç bulunamadı

İstanbul binalarının romanı:Bit pazarında parçalanan bir ilim adamı:Bugün bize büyük bir kütüphane bırakan Feyzullah efendi kimdi?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul binalarının romanı:Bit pazarında parçalanan bir ilim adamı:Bugün bize büyük bir kütüphane bırakan Feyzullah efendi kimdi?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İs ta n b u l b in a la rın ın r o m a n ı

Bitpazannda parçalanan

bir ilim adamı

Bugün bize büyük bir kütüphane bırakan

Feyzullah efendi kimdi ?..

Gazete koleksiyonları itibarile en zengin kütüphanelerimizden biri de «Fatih kütüphanesi» dir. Bunun için çok eski bir gazete veya mecmua koleksiyonunu ka- inştırmak icabedince Fatih yo­

lunu tutmak lâzımdır. i Geçenlerde yine böyle bir işi­ miz çıktı. Abdülâziz’in ölümün- ! den sonra Dr. paşa riya­

setindeki hekirw Bk heyetinin

i

verdiği raporu esK^*koleksiyon- larda aramam icabetti. Fatihte­ ki meşhur »Feyzullah efendi medresesi» ne gittim. Kapıda, aynı zamanda Güzel Sanatlar akademisinde hoca olan bir mi­ mar arkadaşa rasgeldim. Bera­ berce içeriye girdik. Okuma oda­ sının sessizliği içinde akşam pay- dosuna kadar kaldık. Sonra yine ¡; beraber çıktık.

O kapanma faaliyeti içinde bulunan kütüphaneye bakarak:

— Ne fevkalâde bina!., dedi. Sonra bana döndü:

— İnsanların, meşhurların hayatını yazdığınız gibi İstan- bulda bazı binaların hayatlarını, maceralarını, sahiplerini de yaz- sanıza., dedi.

Ve sonra ilâve etti:

— Meselâ su Feyzullah efendi medresesi... Ne güzel bir başlan-. gıç olabilir..

Fevzu llsh efendi kim di?.

Evet, bugün İstanbulun en güzel kütüphanelerinden birinin içine sığındığı, senelerden Jt>eri * nesillerin girip çıktığı btı mesTûJt, binanın sahibini ve onun müthiş bir facia He biten havatını pek | çoğumuz bilmeyiz, Halbuki Fey­

zullah efendi ilim tarihimizde mühim bir simadır..

Muhtelif hükümdarlar zama­ nında dokuz seneye yakın Şey­ hülislâmlık eden Feyzullah efendi «Hacei hakanı âzam» unvanile anılırdı. Padişahlara hocalık et­ mişti.

Kendisi Erzurumluydu. Doğ­ duğu şehri o kadar severdi ki bugün içinde büyük bir kütüp­ hane bulunan binanın kubbele­ rinden birini «Erzurum *tarzı» denilen bir biçimde yaptırmıştı.

«Erzurum tarzı» kubbe aşağı vukan îstanbulda vok denilecek kadar azdır. Şeyhülislâm Feyzul­ lah efendi kendisini tamamile ilme vermiş bir insandı. Lâkin siyasî bir hâdiseye kurban gitti.

Bitnazarırr^a

p arçalan an âlim ..

Yeniçeri zorbaları, isyanların­ dan birinde bu büyük âlime o kadar kızmışlardı ki ona müthiş bir işkence etmeğe karar verdi­ ler. Bunun için de bu işlerin er­ babı kimselerden teşekkül etmiş üç kişilik bir heyet seçtiler. Me­ sele Edirne şehrinin yeniden pa­ yitaht olup olmamasına dayanı­ yordu.

Üç kişilik «işkence heyeti» yal­ nız Feyzullah efendiye değil, onun çoluğuna, çocuğuna da iş­ kence edecekti.

«İşkence heyeti» yakaladıkları Feyzullah efendiyi sıska ve eyer­ siz bir ata bindirip Bitpazanna getirdiler. Ve burada kendisini pek müthiş işkencelerle öldürdü­ ler. Başını kestiler. Sonra:

— İn takıp sürüklensin!., de­ diler, Ve zavallı Feyzullah efen dinin ayağına bir ip taktılar. Kendisini papazlara sürükletti­ ler. Bu suretle Şeyhülislâmın gû­ ya dinsizliğini de ortaya atmış oluyorlardı.

T u n caya atılan ad am ..

300 kişi tarafından sürüklenen ceset nihayet Tunca nehrine atılmıştı. Feyzullah efendi arka­ sındaki nesillere koca bir kütüp­ hane bırakan bir adamdır. Onun binasile beraber çocuklarına, ço­ cuklarının çocuklarına, torunia- rma, torunlarının torunlarına hedive ettiği kütüphanesinin içinde kitaplarını ve bunların vakfiyesin! görenler kendisinin İntizamına hayretler içinde kal­ mışlardır, Zira bu kitap vakfiye­ sinde Feyzullah efendi bugün ancak bir heyet tarafından

tas-Fatih kütüphanesi ve burada kitap okuyanlar nif edilebilecek olan bütün ki­

taplarındaki kâğıtların cinsini, evsafını birer birer anlatacak kadar tafsilât vermekte ve inti­ zam göstermektedir.

Böyle arkasından gelecek ne­ sillere ihtişamlı bir ilim mirası bırakan kimseleri her zaman de­ rin bir hürmetle anmamız icabe- derken Feyzullah efendinin ismi­ ni bile bilmiyecek kadar hayatı­ na karşı bilgisiz kalmamız haki­ katen acı bir şeydir.

Mimarî tarihimizin en mühim binalarından biri addedilen ken­ di medresesinde ve kendi kütüp­ hanesinin önünde onun hâtıra­ sını anacak bir şey yapmak için bıraktığı ilim mirasının «veraset vergisi» bile olmıyacaktır. Her halde ona karşı gösterdiğimiz hayret, verici kayıtsızlığı affetti­ recek bir harekette bulunmamız icabeder.

B ir Fran sız kadını..

Feyzullah efendi medresesi gi­ bi gerek içi, ve gerek dışı itibari­ le kıymetli binaya bugün sahip­ sek biraz da bunu bir kadına borçluyuz. Yoksa şimdi bu bina­ nın yerinde de yeller esmekteydi:

Malûm a bizde «imar!,» deni­ lince akla ilk gelen şey hemen bina yıkıp yerine meydan aç­ maktır.

Bundan epeyce seneler önce de yine İstanbul Belediyesi:

— Şu Feyzullah efendi medre­ sesini yıkıp oraya küçük bir meydan yapalım!., demiş ve bu hususta icabeden karan da ver­ mişti.

Âz daha o mimarî şaheseri el­ den gidiyordu. Lâkin işte bu es­ nada bir kadın ortaya çıktı.

Medresenin katiyen yıkılamıya- cağını ısrarla iddia eden bu ka­ dın Fransızdı. İsmi de madam Bompard idi.

Madam Bompard «Eski eserleri koruma cemiyeti» âzasmdandı. Fransız sefirinin karısıydı. Fey­ zullah efendi medresesinin haki­ kî bir hayranıydı. Bu güzel bina madam Bompard’ın o güzel te­ şebbüsü, oraya buraya koşması, âdeta bu uğurda çırpınmasile kurtuldu..

İşte pek meşhur bir kütüpha­ nemizin, İstanbulun maruf bina­ larından birinin kısaca hayat ro­ manı budur

Hikmet Feridun Es

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunun sonucunda, etrafında daha fazla sayıda negatif yüklü parçacık bulunduran oksijen kıs- mi negatif yüklü iken hidrojenlerin bulunduğu bölümler ise kısmi pozitif

Does the evidence thus interpreted in fact suffice to support the idea of the Mycenaeans being enticed chiefly by this factor, and, secondly, does it support the notion that

The local trains that depart from Sirkeci Station, serve for the beaches on the European side of the Sea o f Marmara and those that depart from Haydarpaşa

Emel Sayın’ın yanı sıra Türk Sanat Müziği’nin ünlü isimlerinden Muazzez Abacı, Adnan Şenses, Seçil Heper, Mustafa Sağyaşar ve Yılmaz Morgül de Safiye Ayla’yı

* Kocaeli University Medical Faculty, Department of Otolaryngology and Head and Neck Surgery, ** İzmit State Hospital, Clinic of Otolaryngology and Head and Neck Surgery,

Semaa başlıyan der­ vişler hem uzağa atıldıkları, nem dönüşlerinin en hızlı ânında olduk lan için bize gövde olmaktan çık­ mışlar vehmini verdiği

anlaşamayacağımızı, daha doğrusu beni -ve daha pek çok kişiyi- anlayamayacağım düşündüğüm, ama zamanla onu yaşlı ve dalgın görenlerin tavır ve sözlerini,

İşte Cemal Reşit Rey, bu dönemde, müzik sanatının herkese seslenen tılsımı ile bir iletişim ortamı yaratmaktadır.. Müzik analizi dersleri vererek öğrencilerine