/
• 1
W
•:yKW?%’- . 'k
müthiş kalabalık, büyük l>ir huşu içinde tekbir getiriyor, fatiha oku yordu. Gençler, tabutu, eller üzerine de, evden çıkardılar. Y üz'binlerce t kişilik muazzam kütle tekbir-.sesle ri arasında Harbiye istikametinde PH akmağa başladı. Bu sırada, tabutu almak üzere gönderilen cenaze ara bası gençleri galeyana şevketti ve ioför arabayı güçlükle kalabalıktan sıyırabildi.
İlâhiler
Güzel! sesli yüzlerce hafız ve i- mam, kafilenin önünde İlâhiler, -du alar okuyorlardı. Bu İlâhilere lıalk da iştirak ediyor ve tören büsbütün ulvî bir manzara arzediyordu. Y ol- 1 lan, caddeleri, binaları, binaların ve ağaçların üzerini dolduran halk, bu muhteşem manzarayı hıçkırıklaı ve göz yaşları arasında takip ediyor dtt.
vasi
/«:
M ar e şahtı tabutu Eyüp mezarlığında hazırlanan ebedi
Mareşalin silâh arkadaşları Göğüslerine İstiklâl madalyaları nı takmış, harp malûlü yaşlı nine ler ve dedeler, aziz ölüye son ihti ram vazifelerini yapmak üzere ta butun altına doğru koşuyorlar ; ken dilerine mâni olmak istiyenlere <bı- rakın bizi biz onun silâh arkadaşla rı idü> diye haykırıyorlardı.
Heyecanlı bir sahne Harhiyeden geçirilirken, eski ye dek sub^y okulıj binasına bayrak çekilmediği göriiidü. İhtarlara ce
vap verilmiyordu. Bunun üzerine, Mîllet Partisinden Nureddin Ardıç oğhı, hemen tedarik olunan bir bay rağı, yarı çekilmiş bir halde, oku luna önündeki Atatürk heykelinin önüne dikti. Bayrak isimli bir şiirin okunmasını müteakip yola devam e- dikil.
Taksimde
Taksim meydanı, yüzlerce insanla kaplanmıştı. Bu topluluk da alaya iltihak edince tekbir sesleri, bu de fa, işitilmemiş, muazzam ve muh teşem bir uğultu halini aldı. Cena ze alayı, İstiklâl caddesinden son ra büsbütün büyüdü, izdihamı
ön-makbe resine indiriliyor.»
lemek istiyen gençler, yollan kor don altına aldılar.
Konsoloshaneler
Yabancı resmî daire ve cemiyet lerle Tepebaşındaki İngiliz ve Ame rikan konsoloshanelerinin bayrakla rını yanya indirmek suretile, bu büyük mateme iştirak etmiş olma- lan, halkın takdir tezahüründe hu lıınpıalanna yol açtı.
Cenaze alayı, Karaköye geldiği vakit, izdiham yüzünden yirmi kişi düşüp bayılmış, bir kaç kişi de ya ralanmıştır. Köprü üstüne gelen cenaze alayının bir u ğ u, İstikiâl caddesinde bulunuyordu.
A
1^ )
/
t
Gençler^ Bayezit Camiinde, Cenazeyi alıp yan kapıdan çıktılar,
bunun üzerine merasim için bekliyenler dönmeğe mecbilr kaldı
Mîllî kahraman, büyük asker Ma reşal Fevzi Çakmak, dün, görülme miş derecede muhteşem ve muazzam bir merasimle, Eyüpteki ebedî isti- rahatgâhına tevdi olunmuştur.
Bu münasebetle, İstanbul, tarihi günlerinden birini daha yaşamış ol dit. Atatürk’ ün silâh arkadaşı Çak mak’ ın cenaze merasiminde hazır bulunmak, dolayısile bu kıymetli
askere »on ihtiram vazifelerini ifa etmek isteyen yüz binlerce şehirli, köylü, çoluk, çocuk, harkes sabahın çok erken saatlerinden itibaren cad delerde yer almıştı. Büyük bir va tandaş topluluğu da Mareşalin Teş vikiyedeki e tüne doğru akın ediyor lardı. Denilebilir ki, dünkü cenaze törenine bütün İstanbul iştirak et mişti. Halk arasında derin bir ke
der havası esiyor, kepenkleri inik dükkânlara ve her yere yarıya indi rilmiş bayraklar çekiliyordu.
Evin ününde
Mareşalin evinin etrafını doldu ran, çoğu üniversiteli gençlerden müteşekkil kalabalık, büyük bir sii kunet içinde tabutun evden çıkarıl masını bekliyordu.
Saat 9 a doğru, Mareşalin aile
yakınları. Millet Partisi erkânı eve geldiler. Bütün gece tabutun başın da nöbet bekleyen dört üniversite li, nâşı göz yaşları arasında, diğer arkadaşlarına terkederken yer yer hıçkırık sesleri yükseliyordu. Ta but, Ankaralı gençlerin getirdiği Kabe örtüsü ve Türk bayrağı ile örtülmüştü. Evin önünde biriken
Cenaze alayı, evvelce Sultanah - r ¡et yolu ile Beyazıda gidecek iken, | öğle namazına yetişebİMjjlk için An kara caddesini talribeb Ttlaystin ö- nünden geçildi. Cenaze nirwybt Bo- yazıta varmıştı.
Beyazıtta
Resmi askerî merasim Beyazıtta başlıyaeağı için, program mucibin c e ; bütün sivil erkân, generaller, kordiplomatik, resmî daireler mü dür ve yardımcıları, askerî tıp oku lu, askerî liseler, kıtaat ve iki as keri bando; meydandaki yârlerini almış bulunuyorlardı. Ortada, cena zeyi taşımak üzere bir top arabası ! bekletiliyordu.
Cenaze, gençlerin elleri üzerinde,) ihtiramla camie götürüldü, itina i- le musalla taşma bırakıldı. , Biraz sonra, güzel sesli iki müezzin, mina relerde karşılıklı sâlâ getirmeğe başladı ve büyük bir cemaat öğle namazını kıldığı esnada cam ide; Cumhurbaşkanı adına baş yaveı yarbay Cevdet Tolgay Millî Savunma Bakanı Hüsnü Ça kır, Dışişleri Bakanı Necmettin Sa dak, Gümrük ve Tekel Bakanı Fa zıl Şerafettin Bürge, milletvekille ri, Pakistan, Hindistan ve Afganis tan ve diğer müslüman devletleri nin kordiplomatikleri, vali ve bele diye başkanı, generaller, siyasî pat tiler temsilcileri de bulundular ve Mareşale son ihtiram vazifelerini i-
fâ ettiler.
Tabut gençliğin elleri üzerinde Göğüslerine Millî Türk Talebe Birliği rozetleri ve Mareşalin siyah çerçeveli resmini takmış bulunan on binlerce genç, namazı müteakip, tabutu kucaklıyarak elleri üzerine aldılar ve Emin Efendi lokantası tarafındaki kapıdan camiden çıkar dılar. Bu sırada, merasim komutan lığı Beyazıt meydanında inzibat te minine çalışıyor, atlı ve sopalı po lisler, halkı dağıtıyorlardı. Bu ara da yaralanan, ezilen ve bayılanlar gorüldil.
Resmi programa göre, cenaze, top arabasına konularak Fatih Par kına kadar götürülecek, oradan da otomobillerle Eyübe gidilecekti.
Protokol bozuluyor Fakat, üniversiteli gençler, tabu tu mezara kadar eller üzerinde ta şınmasını arzu ettikleri için, tabu tun top arabasına konulmasına im kân bulunamadı. Bu harekete halk da iştirak edince, meydan bir anda karıştı; ve cenaze yol alarak eller hattâ parmaklar üzerinde ilerledi. Protokol sırası diye bir şey kalma dı. İzdihamdan kurtulmak istiyen Bakanlar, generaller, milletvekille ri ve kordiplomatik, güçlükle Dış tababet okuluna sığınabildiler.
Bu beklenmedik durum karşısın la, askeri merasim yapılmadı ve vali, askeri ve sivil erkâna, mera- ' simin nihayete erdiğini bildirdi.
Tabutu eeaıiin yan kapısından çıkaran üniversiteli gençler, yine
tekbir ve İlâhi sesleri arasında Fa- ı. tıka doğru ilerlemiye başladılar.
Talebn Birliğinin gayreti Milli Türk Talebe Birliği temsilci leri, yol boyunca intizam teminine çalışıyorlar ve kolkola girerek kor donlarla caddeyi açıyorlardı.. Tale benin bu hareketini halk da, ayni şekilde hareket ederek kolaylaştır mağa çalıştı. Bu arada, talebenin kordon altına aldığı mmtakaya in tizamı teminle mükellef ilgili me murların girmesine izin verilmiyor, sükûnet, ve intizam kolaylıkla te min edilebiliyordu.
Beyazıt imamı kucakta Halkın da yer yer iştirâkile, yüz binlerce kişilik bir kütle halini alan
Millet Partisi genel başkanı H ik met B a yu r; Mareşalin askerlik ba yatının safahatına, izah ederek aske rî kıymet ve kudretini etrafile te barüz e ttird i; daha sonra onun si-, yasî hayatta da rolü olduğunu, tnem lekette muhalefetin kökleşmesi hu susundaki faaliyetlerine işaret etti.
Sadık Aldoğan konuşuyor Emekli general Sadık Aldoğan, Mareşalin ufûlii ile, memleketin dünya ölçüsünde bir asker kaybet tiğini, onun üstün bir asker ve si yasetçi olduğu kadar örnek bir in san olduğunu ifade etti ve sözlerini «Allah makamını cennet eylesin» di cenaze alayı, tekbir ve İlâhiler ara- ya bitirdi
sında Edirnekapıya doğru akmağa başladı. En önde hafızlar yürüyor du. Yorulan ve yaşlı bir zat olan Beyazıt camii imamı, gençler tara fından omuzda ve kucakta taşını yordu. Caddelerdeki ağaçların ve
Diğer konuşanlar
Yusuf Kemal Tengirşenk, konuş ması sırasında; Mareşalin kendisi ne Cumhurbaşkanlığı için mütead dit defalar teklif yapıldığını fakat reddettiğini b elirtti; silâh arkadaş binaların pencere ve kiremitlerinde harından emekli general Pertev De ki halk de göz yaşlan arasında tek mirhan Mareşale ait askerlik hâtıra bir ve İlâhilere iştirâk ediyorlardı. l».rını nakletti.
Tabutun, gençliğin elleri üzerinde dalgalana dalgalana ilerleyişi, mu azzam bir tablo teşkil ediyordu.
Eyüpte
Cenaze alayı, saat 16 da Eyübe vasıl oldu. Tabut, Eyüp camiine a- lındı ve Eyüpsultan türbesi önüne konuldu. Cemaat, aziz ölünün son duasını yaptı. Bu anda Eyüp, ha zin günlerinden en mühimini yaşı yor, hıçkınk ve tekbir sesleri ay - yûk» «İçiyord u . Cenazenin gelişini görmtSptjşleyen halk, Eyüp sırtları na tırmanmış olup İlâhiler okuyor du. • ■■■
Mareşalin ailesi
Cenaze törenine; halkın arasında katılan Mareşalin ailesi ve yakın ları ile ' Millet Partisi erkânı tabu tu yakından takip ediyorlardı.
Türlş bayrağına sarılı tabut itina ile mezarlığa çıkarıldı ve aile kab ristanına itina ile bırakıldı. Makbe- rin etrafında, bir çok generaller, ta lebe temsilcileri, Mareşalin ailesi, yakınlan ve Millet Partisi erkânı yer almıştı. Mareşalin tabutu, ha fızların tekbirleri, hıçkırıklar, göz yaşlan arasında; saat 17 de kızı nın makberesi yanında hazır lanan ebedî istirahatgâhına tevdi edildi.
Mezarın başında
Bundan sonra, bir çok hatipler, Mareşalin ruhunu taziz maksadile mezann başında mersiyeler okudu lar vs hitabeler irat ettiler.
Hikmet Bayurun konuşması
Millet Partisinden Fuat Arna, Ma reşalin son asrın en büyük askerî şahsiyeti olduğuna, Millî Mücadele nin zafere ulaştınlmasında büyük rolü bulunduğuna işaret ettikten sonra «Onun gençliğe son derece i- timat ettiğini» tebarüz ettirdi.
Ankara üniversitesi adına profe sör Vasfi Raşit Sevig, M. P. den Ertuğrul Akça ve üniversiteli genç lerin heyecan dolu konuşmalarını müteakip merasim sona erdi.
Yüz binlerce halk’ ayni vakar ve ayni hûşû içinde ağır ağır dağıldı lar.
Dün gece Eyüp mezarlığını ziyaret Mareşal Fevzi Çakmak, dün ak şam saat 18.30 da Eyüpteki ebedî istirahatgâhına tevdi edildikten sonra, bu hüzün verici hâdisenin tesirile Eyüplü gençler saat 21 den itibaren gurup gurup ellerinde K ur’ anı Kerimler olduğu halde Ma reşalin kahrına çıkmaya başlamış lardır.
Bu arada mezar başında yasm o- kunduğu gibi bir kısım gençler de Mareşalin kabri etrafında mumlar yakmışlardır. Mareşalin kabri, E- yüpsultanın yüksek bir mevkiinde bulunduğu için Eyüplü gençlerin mezar etrafında diktikleri mumla rın ziyası, gecenin karanlığı içinde nzaklardan görülmüştür.
Diğer taraftan, dün gece, vjdhre- şalin Teşvikiyedeki evinde de icap (eden dinî merasim yapılmış, hatim indirilmiş ve dna edilmiştir.