T T- rşr3 S
Sah ifeS________________________ A K Ş A M
SARAY
Yazan: SULEYM AN
ve
BABIÂLİ'NİN
İÇYÜİ
KANI IRTEM — Tercüms, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No.
zD
1
421
Abdülhamid sordu: “Kuvvet
bulun-maksızm hareket caiz midir?,,
İki saat sonra Stratıski riyase tinde belediye dairesinde «mu vakkat hükümet» işe başladı. Ni- kolayef başkumandan oldu. (18 ylûl 1885).
Prens Bafcemberge telgraf çeki lerek hükümeti ele alması teklif olundu. Bu hükümet darbesi kan dökülmeden, vali Gavril paşanın dehşetinden sesini bile çıkarması-- na meydan kalmadan emri vaki halini alıvermişti, (9 zilhicce 1302. Kurban bayramı arife günü) Ertesi sabah Sofyada ittihad şe refine mitingler yapıldı. Halkın galeyanı karşısında Bulgar mü dürleri telgrafla prensin fikrini öğrendikten sonra hem merak, hem memnuniyet içinde ahvalin inkişafına intizar eylemeğe başla dılar. Sofyada şehrâyin tertib olundu.
Sobranya fevkalâde içtimaa da vet edildi. Seferberlik ilân olundu. Prens dö Batemberg bir kaç gün evvel Rusya hariciye nazırına rt- tihad lehinde tahrikâtı men için bütün kuvvetini sarfeylemeği va- deylemişti. Komitecilerin anî ha reketi siyasî manevralara meydan bırakmamıştı.
Şimdi Çar ne düşünecekti? Prens kendisine telgrafla bildi rilen teklifi reddetse Bulgar millî emellerini terviç etmiyor diyerek Bulgarların teveccühünü muhak kak Bulgar prensliğile beraber, kaybedecekti.
Kararını verdi. Yazdığı cevab- la şaTkî Rumelideki sadık tebaa sını tebrik ve kendisinin de Fili- beye hareket edeceğini tebşir etti
Tırnovada bir beyanname neş rederek ittihadın husule geldiği* ni, bunun iç m Bulgar m illetinin lüzum görülecek fedakârlığa kat lanmasını bildirdi; bu beyanna meyi (şimalî ve cenubî Bulgaris tan prensi) diye imza etti.
Eylülün yirmi birinde Filibeye geldi ve Bulgarlar tarafından pek çok alkışlandı.
Şarkî Rumeli hadisesi Said pa şanın dördüncü sadaretine (21 muharrem 1300 - 15 zilhicce 1302) tesadüf eder.
İstanbul ihtilâl haberini kur ban bayramı gecesi almaştı.
Prens dö Batemberg yanında yaverlerde FiKbeye gelince (pa dişah şarkî Rumelinin idaresini bana tefviz ettiğinden Filibeye geldim!) demişti.
Babıâli böyle bir el çabukluğu nun vukubulacauğından evvelce ha ber alamamıştı. Sadnazam Said paşa şarkî Rumeli karışıklığı hak kında aldığı müphem malûmat üzerine işin ehemmiyeti derecesi ni öğrenmek için sefaretlere mü racaat etti. Tahriratı hariciye kâ tibi Naum efendiyi Büyükderede sefaretlere gönderdi; Bulgaristan komiseri Nihad paşadan da (Ho ca bey) kablosiie malûmat aradı. Bu sırada mabeyn allak, bullak ol muştu.
Sofyada bulunan Rusya politi ka memuru Avrupa yol'ile lstan- buldaki Rus sefaretine geceleyin malûmat vermişti.
Elçi M. Nelidof derhal Abdül- hamide işi arzeylemesile o da
sad-rıazam Said paşaya Rusya elçi sinden hemen malûmat almasını emreylemişti.
Abdülhamid sabahleyin bayram namazına çıktı.
Muayede resmi devam ettiği müddetçe yüzü abus ve çatkın kendisi pek düşünceli görüldü.
Abdülhamid bayram olmak mü nasebeti 1« vükelânın o gün ma beyinde içtimaim istemiyordu. Sa id paşa ise: (Hadis olan mesele nin tedviri bayram merasiminden mukaddem okluğu) yolunda be yanat ile vükelânın sarayda top lanmasını arzu etmekte idi. Ab dülhamid buna rıza göstererek muayededen sonra Yıldız sarayın da vükelâ meclisi aletini irade etti.
Vakadan tabiatiie müteessir olan vükelâ gece yansına kadar süren uzun ve derin müzakereler den sonra (hemen asker sevkile ittihadın menine çatışılması.) re yini ekseriyetle kabul ettiler. Se rasker Gazi Osman paşa:
— Edimede (7000) asker var ise de Edimenin redif askerlerini 24 saat içinde cem ve sevkederim.
Dedi.
Evkaf nazın Kâmil paşa Edir- nedekt az askerle işe girişmekten ise siyasî vasıtalarla evvelki halin iadesi yoluna gidilmeği muvafık görmüş, maliye nazın Zihni paşa da Kâmil paşanın reyine iştirak eylemiş idi.
Müzakere neticesinde kaleme alınacak mazbata beyaza çekilme den evvel müsveddesinin kendisi ne arzolunması Abdülhamidin ira desi iktizasından idi.
Haşan Fehmi paşa tarafından yazılan müsvedde mecliste okun du ve âzanm malûmatı altında pa dişaha takdim edildi.
Serasker Gazi Osman paşa (21 muharrem 1300 - 15 zilhicce 1302) vükelâ meclisinde Edimedeki as kerin kifayetsizliğinden bahset mişti. Vükelâ reylerinde ittifak edememişlerdi. Asker toplamak, asker sevkefcmek Abdülhamidi da ima kuşkulandıran bir mesele îdi. Padişah (kuvvet bulunmaksızın hareket caiz midir?) sualde kara rın tebdilini meclise emretti ve müsveddeyi de iade eyledi
Mabeyin başkâtibi iki, gidiş müdürü Hacı Mahmud efendi bir defa meclise gelerek (bu hareke tinin sebebleri hakkında prensten istizahta bulunulması) iradesini bildirdiler.
Vükelâ da yeni baştan müzake reye koyuldular. (Bulgar prensin den istizahın hal ve zamana uy- mıyacağına) karar verdiler.
Asker sevkı lüzumunun bu su retle teeyyüdü üzerine sadnazam Said paşa tarafından dikte edile rek yazdmlan mazbatanın müs veddesi Abdülhamide takdim olundu.
Padişah bunu yanında alıkoydu. Bu gecelik meclisin dağılmasını emretti. ( 1 ) 0 gün prens dö Ba- tembergden zatı şahaneye gelen bir telgraf namede:
(Şarkî Rumelide Osm anlı hü kümetinin kaldırıldığı, kendisi onun yerine kaim olduğu cihetle
[İ] Salt ve Kâmil paşalarla hatıraları.
kan dökmeği men için hükümeti nin tasdik olunması) teklif olunu yordu!
Abdülhamid kalemi kılıçla aç mak istiyen «erbabı vegaden» de ğildi! Şiddetle hareket tehlikeler davet edebilirdi! Hem neticede ne kazanılacaktı? Devletçe büyüle tehlikelere maruz kalındıktan son ra olsa, olsa vaziyet eski hale irca edilebilecekti! Bu da tehlikesine değer mi idi!
Muvaffakiyet takdirinde şarkî
i Rumelinin nüfusu Osm anlı ordu sunu takviye mi edecekti? Vari data Osmanh hazînesini mi doldu racaktı Şarkî Rumelide Berlin muahedesi!« muayyen idare ve | merbut i yet şartlan değiştirilemi- yecek olduktan sonra devletin ba şına atisi ne çıkacağı bilhuniyen bir gaile açmaktan ise hu işi dev letlerin tensibile bir pamuk ipli ğine bağlamak daha muvafık de ğil miydi?
Abdülhamid Rus muharebesinin acı ve felâketli tecrübesinden son ra kılıç yerinde kalem ve dfl kul lanmayı ve kullandırmayı, İktisa dî yemlemeleri, siyasî koltuklama ları tercih eder olmuştu! Asker oyunlan nefsine aid türlü tasav vurlarla artık hiç hoşuna gitmi yordu.
Yakın ve uzak, büyük ve küçük düşmanların gösterdikleri yatış maz hırs, azalmaz iştiha kadar dostların da bitmez, tükenmez ih tilâf ve zıddiyetleri ona siyaset yolunda ancak son derecede ihti yat ve ihtiraz ile yürümek düstu runu kabul ettirmişti.
Daima hangi kavinin saati çalı yorsa günü gününe ona kulede ka bartan, bütün saltanatında temelli ve yapıcı bir siyaset takib etmiyen Abdülhamid bu şarkî Rumeli me selesinde de işte bu «ihtiyat ve ihtiraz» düsturile hareket ede
cekti! (Arkası var)
Taha Toros Arşivi