Tuar, ldtap satina veri olmamalı’
'
"
~r 'T -
f
P U Y G t DURGUN
TÜYAP Kitap Fuarı'nın. her yıl biraz gürültü patır tıyla başlam ası artık kanık sanır olmuştu. Ancak. Ya yıncılar B irliği'nin başını çektiği ‘muhalif' kesim ile TÜYAP arasında yaşam la- gelen ‘Fuarı kim düzenle
meli?’ tartışması bu yıl ya
şanmadı. Bunun yerine, fu arın ilk günlerinde dile ge tirildiği üzere, TÜYAP yö netimi ile başta Yayıncılar Birliği olm ak üzere Edebi yatçılar D erneği, Türkiye Yazarlar Sendikası, PEN Yazarlar Derneği gibi yazar örgütleri arasında bir ‘ilke
ler anlaşması' gündem e
geldi. Bu anlaşm a; fuarda ki etkinlik programları, et kinliklerin temel alındığı temalar, fiıar gelirleri, stand kiraları, paneller ve imza günleri gibi konularda, önüm üzdeki yıldan başla yarak TÜYAP’ın, Yayıncı lar Birliği ve yazar örgütle rinin oluşturacağı bir Da nışm a Kurulu ile birlikte hareket etmesini öngörü yor. Söz konusu protokolü ve fuarın 15 yılını örgütle rin başkanları değerlendir di;
Asıl sorun, mesleki
boş uta çevirmek
Yayıncılar Birliği Başka nı Atıl Ant, fuarın temelde yayıncıların fuan olduğunu düşünüyor. Kitap fuarları nın dünyanın her yerinde yayın sektörü tarafından düzenlendiğini belirten Atıl Ant, söz konusu anlaş manın Yayıncılar Birli ği 'nin bir sektör olarak ka bul görmesi ve sorunlarını tartışm aya açm ası bakı m ından önem li olduğuna değindi. Bundan böyle fu arla ilgili tartışm aların da ha “düzgün' bir zem inde gerçekleştirileceğine dik kat çeken Atıl Ant, fuarın 15 yılını ise şöyle değerlen dirdi:
KİTAP FUARI BİR KÜLTÜR SAVAŞIMIDIR
“ Mekân, fuardaki etkin likler, fuarın katılımcıları gibi konularda fuarın yeni den tanımlanması gereki yor. 15 yılda Türkiye bam başka bir yere geldi, ama 15 yıl boyunca aynı fuarı tek rarlıyoruz. Oysa Türk ya yıncılığı bugün çok ciddi l>o- > utlara ulaştı. Aynı şekilde, çeviri yayıncılığı büyük hız kazandı. Bu noktada artık fuarın uluslararası boy uta taşınması gerek. Yayıncılı ğın temel sorunlarının tar tışıldığı bir fuar olması ge rek. Bugün hâlâ Türkiye'de yayıncılığın bir sektör ka nunu yok. Bi/iııı esas mese lemiz fuarı mesleki boy uta çevirmek. Sektörün bütün boy utlarının bir araya geldi ği bir fuar istiyoruz. Bura ya Anadolu kitapçısı, dağı tımcısı da gelsin istiyoruz.”
Yayıncılığın geldiği bo
yut ile fuarın tıkanm ışlığı arasında önemli bir çelişki olduğunu belirten Atıl Ant, artık mekân olarak da dü şünce olarak da TÜ YA P'a sığam adıklarını, bu yüzden 2 0 0 0 ’li yılların fuarını ye niden tarif etm ek ve oluş turmak zorunda oldukları nı söyledi.
E debiyatçılar Derneği Başkanı Mustafa Şerif Onaran, “ TÜYAP Kitap
Fuarı'ııı satışa yönelik bir etkinlik olarak değerlendir m em ek gerek, burası bir kültür savaşımının verildi ği yer olm alı” diyerek ya yıncılar ve yazar örgütleri nin fuara sahip çıkmasının şart olduğunu söyledi. O naran, söz konusu örgüt ler arasında uyumlu bir di yalogun kurulm ası m üm kün olduğu takdirde TÜ- YAP’tan talep ettikleri
ka-Kültür Servisi-TÜYAP Kitap Fuarı'nın 15
yılı, fuarın ilk günü düzenlenen bir panelle değerlendirildi. Alpay Kahacalı nın yönettiği. Şükran Kurdakul (PEN Yazarlar Derneği Başkanı), Ataol Behramoğlu (TYS Başkanı) ve Mustafa Şerif Onaran'ın (Edebiyatçılar Derneği Başkanı) katıldıkları panelde, kitap fuarının gelecek yıldan başlayarak TÜYAP. Türkiye Yayıncılar Birliği, Edebiyatçılar Derneği ve PEN’in katılımıyla düzenlenmesi gündeme geldi. Yazar örgütleri başkanları, fuarın düzenlenmesi konusunda bir “danışma
kurulu”nuıı görev yapması gerektiği
düşüncesinde birleştiler. Ancak gündeme gelen bir başka konu da, TÜYAP'ın bundan böyle Ankara Kitap Fuarı'nı düzenlemeyeceğine ilişkin söylentilerdi. Mustafa Şerif Onaran, TÜYAP idaresinin Ankara Kitap Fuarı'nı artık yapmama kararı aldığını duyduğunu belirterek yazar örgütleri olarak bu karardan dönülmesi yolunda baskı yapacaklarını söyledi. İstanbul ve İzmir kitap fuarlarının aksine sönük geçtiği söylenilen Ankara Kitap Fuarı'nın özellikle yayıncılar tarafından tercih edilmediğini savunan Onaran,
“Yayıncılar, 'Kâr getirmiyor' diye katılmayınca fiıar cazibesini yitiriyor. Oysa hu bir kültür savaşımıdır. Parasal kay gılarla
yola çıkılmamak” görüşünü dile getirdi.
TÜYAP’ın düzenlediği fuarların kitabın satışı ve tanıtımına ağırlık verdiğini belirterek arzu edilenin yazar örgütleri ve yayıncıların sorunlarını tartıştığı bir fuar yaratmak olduğunu da ekleyen Onaran. Edebiyatçılar Demeği olarak bundan böyle hiçbir fuarda imza günü
düzenlemeyeceklerini açıkladı:
“Öyle yazarlar var ki, önünde okurlar kuy ruklar oluşturuyor. Yazar, okurun yüzünü bile görmeden kitabım imzalıyor. Bu defa y ay ınev i satış yapamıyor. Bizim üye sayımız 5<X)'ü buluyor. 5ü(j yazan ne yapacağız? Aralarında 'Beni niye imza
gününe koymadınız?' diye çıkışanlar oluy or.
Yazarlar arasında ay Tim yapmamız mümkün değil, ama TÜYAP’ın da imkânları sınırlı. Kısacası, imza günleri fuara yük oluyor." Ataol Behramoğlu da,
TYS olarak ‘Aşk ve Aşk Edebiyatı’nin bu yıl fuarın teması olarak belirlendiğinden haberdar olmadıklarını, TÜYAP'ın bu tip konularda yazar örgütleri ile ilişkiye girmesi gerektiğini söyledi. Behramoğlu. kitap fuarının bir “danışma kurulu” tarafından düzenlenmesi ve artık yurtdışından önemli yayınevlerinin temsilcilerinin getirilerek fuara uluslararası boyut kazandırılması gerektiğini savundu.
zanımları daha kolay elde edeceklerini belirtti.
Kitap Fuarı’nın ‘bir kül
tür savaşımı’ niteliği taşıdı
ğını düşünen O naran, para sal kaygılarla yola çıkıldı ğında fuarların cazibesini yitirdiğini, bu anlam da ki tap fuarlarının korsan kitap mücadelesi ve düşünce ö z gürlüğü gibi sektörün so runlarla karşılaştığı konu larda yoğunlaşması gerek tiğini söyledi.
PEN Yazarlar Derneği Başkanı Şükran Kurdakul ise, önüm üzdeki yıldan başlayarak bir fuarın bir Danışma Kurulu tarafından düzenlenm esi kararını olum lu karşıladığını belirt ti.
Ancak bu kurulun, tesa düfi ilişkiler yerine sistem li bir ilişkiler bütünü yara tabilmesi için, sadece yazar
3 t t ' 9 £
örgütleri ve Yayıncılar Bir liği ile sınırlı kalmam asını. Kitapçılar Birliği ve sektö rün tüm oluşum larıyla tem sil edilmesi gerektiğini söy ledi. Türkiye Yazarlar Sen dikası Başkanı Ataol Beh
ramoğlu da TÜYAP Kitap
F uarı'n ın sürekliliğinin şahsi çabalarla sınırlı kal maması için böyle bir Da nışm a K urulu'a gerek du yulduğunu belirtti.
TÜYAP: Yayın
endüstrimiz gelişmedi
TÜYAP G enel M üdürü
Bülent Ünal ise fuarın 15
yılını değerlendirirken, ki tap fuarlarının her ülkenin kendine özgü koşulları çer çevesinde düzenlendiğine dikkat çekti. İstanbul Kitap F uarı’nı tüketici ağırlıklı bir fuar olarak tanımlayan Ünal, “ Ülkede bütün dün
yaya satabileceğimiz bir ya yın endüstrisi yok. Türkçe yazılmış kitapların farklı dillere çevrilmesi için yeter li çaba sarf edilmiyor. Fuar iki yönlü gelişir. Sadece sa tıcılar değil, alıcıların da ol ması gerekir. Bu anlamda İstanbul Kitap Fuan çoku luslu boyut noktasında de ğildir” görüşünü dile getir
di.
İstanbul Kitap F uarı’nın çok u I usl u bi r fuara dönüşe- bilm csinin yakın gelecek için kolay bir hedef olm adı ğını belirten Ünal, Kitap Fuarı'nın bugünkü işleviy le tüketiciye dönük ‘dünya
nın en büyük kitapçı dük kânı’ konum unda olduğu
nu söyledi. Tüketiciler için hazırlanmış bir fuar olan İs tanbul Kitap Fuarı’nın ço kulusluluk boyutunu ka zanm asının, T ü rk iy e’nin
dünyadaki ekonom ik ilişki leri yakalayıp yakalayam a ması ile yakından ilgili ol duğunu belirten Ünal,
“ Frankfurt Kitap Fuarı 48 yıldır yapılıyor, orada dün yanın bütün telif hakları ajansları buluşuyor ve bun lar arasındaki m üthiş bir ti caret ortamı oluşuyor. Tür kiye bu potansiyeli sunmu yor ve daha uzun yıllar da
sunmayacak. Fuarcılık
mesleğinin gelişmiş olduğu toplumlarda bu işin arka sında yerel yönetimler ve devlet sardır. Bizler ne za man bu tür bir bakış açısı oluşturabilirsek, yöneticiler, sivil örgütler, meslek örgüt leri ne zaman bağmışız bir yapıya kavuşturulursa işte o zaman kitap fuarı birkaç kişinin gayretleriyle sürdü rülen bir etkinlik olmaktan çıkar” diye konuştu.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi