Tercüman
Ti
f i u ı ı ı ı ı ı ı mttâîwBwıfitiîy
mm mmnıııııtnımınıiRflimıımHmıiflfflPj¡H a va n d a su (löğrüyornzi
Yaşar Nabi M
|
I
= ELEDÎYEMÎZ şu son günlerde sebze ve meyv» pahalılı-S f i ® pahalılı-S*y*a mücadeleye girişince fiatlarda hissedilir bir dü- ş şüklük görüldü ya, pek karamsarsın diyeceksiniz ama, M bu gayretlerden devamlı neticeler çıkacağına bir türlü ken- 3 dimi inandıranuyonım. Nasıl inandırayım, a dostlar, sonu gel- 5 miyen ne teşebbüsler gördük geçirdik biz.
İnşallah gene ben yanılmış olurum, şehirli biraz ucuzluk jf yüzü görür. Ama bana öyle geliyor ki hayat pahallılığıyla ger- 1 çek bir mücadelenin yolu böyle tepeden inme emirlerden büs- Ü bütün başka olmak gerekir.
Ë
İstihlâk kooperatifleriyle istihsal kooperatiflerini doğru- 3 _ dan doğruya temasa getirerek aradaki silsileli ve doymak § j| bilmez mutavassıtların ağır yükünü şehirlinin kaldırmadıkça j§ 3 derde esaslı bir çare bulabileceğimizi sanıyorum.Domates su fiattan yukarı satılmıyacak diyoruz. Mutavas- 3 Ü sıtlar gene kârlarını alıyorlar. Müstahsilin malına narh koy- | j§ muş oluyoruz. Bunun neticesinde şehre gelen domates miktarı i § mı azalıyor, alın size yeni bir buhran! Kapıya gelen zerzevatçı =
E bu sefer dayatıyor: «Yalnız domates vermem. Ya fasulye ya {= ğ da bamya alacaksın beraber.» Buyurun cenaze namazına. I>a- 5 ğ ha tatbikatın ikinci giinii hu. Beş on kuruş aşağı domates ala- §j 3 raksınız diye böyle külfetlere katlanılır mı? Üstelik artık mal i Ü seçmek de yok. Ne verirse ona şükredeceksin!
Bu narh usulünün sakatlığını peynir misâli bize isbat et- = Ü miş olmalıydı. 280 den yukarı peynir sattırmadık diye kendi 2 3 kendimizi aldatmak neye yarar? Biz peyniri 350 den aşağı al- j| S madik. Üstelik ne oldu? İyi peyniri buluncaya kadar dükkân § 5 dükkân dolaşmak zorunda kaldık. Ya narh üzerinden ağza kon- | Ü maz şeyler alacaksınız yahut narh dışı fiatlara göz yumacak- i 3 siniz. Hattâ dükkâncıyı narh üstünde fiatla satmaya teşvik E Ü edeceksiniz, ağza konur mal alabilmek için.
Böyle yarım ve muvakkat tedbirlerle uğraştığımız müd- i E detçe hayat pahalılığına devâ bulamayız. Esnaf gülüyor sade- 3
f § ce. «bu da geçer yahu!» diyor. Neler görmüş geçirmiş o, ne 3
S müeadeler atlatmış. Esasa dokunulmayacağını, sistemin değiş- ~ S miyeceğini, değişemiyeceğini bildiği için telâş etmiyor. Birkaç 3 5 gün beş on kuruş noksan kazanmaya eyvallah deyişi ondandır. §
^ « l l l ll I l ll l I ll i t ll i ll l ll l ll l l! t l ll l li m i ! I lI ! I t ! ll l im il l lI l ! I ll l li n t l l lH li t l ll l ll l ll l l! l t l l lI I I I ll i n n il I l ll l t ll l lI ! I I I l ll l ll l l l^