G
ÜLRİZ Süruri • Engin Cezzar yeni mevsime çok güzel bir oyunla girdiler. Başı sonu belli, ne dediği, ne demediği açık-seçik ortada, pırıl pırıl bir ekip oyunu. Çakı gibi üç delikanlının önemli rollerini Engin Cezzar’ın genç öğrencileri paylaşıyor. Doğrusu iç açıyor lar, ölçülü, doğal, dengeli oyunlarıyla.“ Filumena” da bütün roller aynı düzeyde, aynı içten likle oynanıyor. Başrol, orta rol, küçük rol kalmamış. Her oyuncu bilinçli bir gayretle ve baş oyunculara eşlik ede bilecek bir,kahramanlıkla oyunu yüceltiyorlar.
Büyük iniş çıkışları, hatta büyük iddiaları olmayan bir kompozisyon seyrediyoruz “ Filumena'da. Küçük bir oyu na getirerek, yıllardır kendisini aldım, alacağım diye oya layan dostu ile evlenen bir genelev kadınının hikâyesi gibi görünüyor ilk elde oyun, ama değil. Çağımızın kadınının, toplum ve aile içindeki yerini bir türlü kesin çizgilerle be- lirleyemeyen kadının oyunu Filumena. Ve bu oyunda ça ğımızın kadını yerini güzel bir mücadele ile belirliyor, kabul ettiriyor, saygınlaştırıyor. Herkesi hayran bırakarak ve gerçeği, kocası dahil herkese kabul ettiren bir zekâ ve zerafetle.
Gülriz. her zamanki sıcak ve başarılı çizgisinde götü rüyor işi. İtiraz edilecek bir nokta bırakmadan. Ama, ben zaman zaman keşke biraz pasaklı, biraz ihmalkâr olabil • şeydi demekten kendimi alamadım, ille de bir kusur bul mak zorundaymışım gibi. Bu bir kusur değildi elbette. Engin Cezzar farkında mı bilmem, bana sorarsanız haya tının belki de en güzel, en başarılı rolünü oynuyor. O far fara, o patırdıcı Italyan kompozisyonunu çizerek.
Filumena’nın üç oğlu rolündeki genç çocuklar, az ön ce de söylediğim gibi çok iyiler. Sahnelerimizde yeni gençler görmek insana ümitler veriyor, keyirier veriyor.
Hiç akla gelmeyen durumlar içinde günün sorunları nın tartışılması da çok iyi geliyor insana. Büyük sözler etmeden, büyük olaylar yaratmadan.
insan, dingin, hoşnut, doyumlu çıkıyor tiyatrodan. Baktım herkesler de, benim gibi çıkıyorlardı. Oyunun bü tün sanatçılarını can-ı gönülden kutlarım. Filumena’yt
9örün-
n
J
Bir cevap:
Sevgili Doktor Hanım Azade Keleşoğlu,
Mektubunuzu dikkatle okudum. Önce değerli uyarılarınız için teşekkür ederim. Sonra da İlginiz için. Gerçekten, ben sezaryen hakkındaki yazımı, dediğiniz kanallardan gelen haberlere dayalı olarak yazdım. Demek ki haberdeki o eksiklikleri ,arkedememı- sim. Doktorlar fevkalâde hallerde sezaryeni elbette yeğ tutacak lardı, bu onların işi, biz ne karışabiliriz? Ama, haber fevkalâde hal kaydı olmadan, doktorlar sezaryenle doğumu yeğ tutuyorlar, di ye yansıdığı için teiaşlanmıştım. İhtisasa saygımız büyük. Uzman ların işlerine de elbette karışmayı düşünmeyiz. Ama, doğaya, doğa kurallarına da saygımız büyük. İnancımız da.
“Blzler için de doğum olayı kutsaldır” diyorsunuz. Bu hakkı kadının elinden kimse alamaz” diyorsunuz. Ne güzel. Yapüy'm yanlış bunları ağzınızdan duymamıza vesile oidu diye, bir bakı ma şükrediyorum. Teşekkürler eder, saygılarımı sunarım efendim.
NEZİHE ARAZ
\ Güiriz’lerin oyunu
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi