• Sonuç bulunamadı

Farklı sosyal çevrede yaşayan ilköğretim öğrencilerinin sağlık tutum davranışlarının değerlendirilmesi: Zonguldak ili örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farklı sosyal çevrede yaşayan ilköğretim öğrencilerinin sağlık tutum davranışlarının değerlendirilmesi: Zonguldak ili örneği"

Copied!
100
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

ZONGULDAK BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI

FARKLI SOSYAL ÇEVREDE YAŞAYAN İLKÖĞRETİM

ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIK TUTUM DAVRANIŞLARININ

DEĞERLENDİRİLMESİ: ZONGULDAK İLİ ÖRNEĞİ

Neslihan SATAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

TEZ DANIŞMANI Dr. Öğr. Üyesi Müge SEVAL

ZONGULDAK 2019

(2)

T.C.

ZONGULDAK BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI

FARKLI SOSYAL ÇEVREDE YAŞAYAN İLKÖĞRETİM

ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIK TUTUM DAVRANIŞLARININ

DEĞERLENDİRİLMESİ: ZONGULDAK İLİ ÖRNEĞİ

Neslihan SATAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

TEZ DANIŞMANI Dr. Öğr. Üyesi Müge SEVAL

ZONGULDAK 2019

(3)
(4)

ÖNSÖZ

Bu çalışmanın gerçekleştirilmesin de, değerli bilgilerini benimle paylaşan, bana yol gösteren, özellikle nazik, sabırlı ve anlayışlı tutumuyla motivasyonumu sürekli artıran, her sorun yaşadığımda yanına çekinmeden gidebildiğim, güler yüzünü benden esirgemeyen tez danışmanım Dr. Öğretim Üyesi Müge SEVAL’e, yüksek lisans öğrenimim boyunca kendilerinden ayrı ayrı çok şey öğrendiğim Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Doç Dr. Meltem KÜRTÜNCÜ’ye, Doç Dr.Tülay KUZLU AYYILDIZ’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Hemşirelik görevimi yerine getirdiğim Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi idari kadrosuna ve manevi desteklerini bende esirgemeyen mesai arkadaşlarıma teşekkürlerimi bir borç bilirim. Desteklerini hiç eksik etmeyen, her zaman benim yanımda olan ve bana sürekli güç veren eşim Cem SATAN’a, Annem Esvet DİKBAŞ’a, Kardeşim Aslıhan DİKBAŞ ’a tüm kalbimle SONSUZ TEŞEKKÜRLER…

Neslihan SATAN Mayıs 2019, ZONGULDAK

(5)

ÖZET

Neslihan Satan, Farklı Sosyal Çevrede Yaşayan İlköğretim Öğrencilerinin Sağlık Tutum Davranışlarının Değerlendirilmesi: Zonguldak İli Örneği, Bülent Ecevit Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Zonguldak, 2019.

Sağlıklı bir yetişkin olabilmenin temel kuralı sağlıklı bir çocukluk geçirmektir. İlköğretim dönemi bunun için kritik dönemdir. Bu düşünceden yola çıkılarak, araştırma ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin sağlık tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi amacı ile tanımlayıcı bir araştırma olarak yapılmıştır. Araştırma verileri, Kasım 2018- Mart 2019 tarihleri arasında Zonguldak ilindeki 4 ilköğretim okulunda İbrahim Fikri Anıl, Üzülmez, Asma, Mimar Sinan İlköğretim Okulu 6., 7. ve 8. sınıfa devam eden 540 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Sosyo-ekonomik yerleşime göre İbrahim Fikri Anıl ilköğretim okulu iyi sosyo-ekonomik bölge okulu seçilirken, Asma, Üzülmez, Mimar Sinan İlköğretim okulları düşük sosyo-ekonomik bölge okulu olarak seçilmiştir. Veriler SPSS 16.0 veri analiz programında değerlendirilmiştir. Araştırma verileri Çocuğa İlişkin Bilgi formu ve Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği ile toplanmıştır. Çalışmaya alınan öğrencilerin sınıflarına ve annelerinin yaşları ile beslenme puanları arasında anlamlı fark olduğu saptanmıştır (p=0.004). Öğrencilerin cinsiyetleri ile hijyen puanları arasında (p=0.002), sınıf düzeyine göre fiziksel aktivite puanlar (p<0.001) ve kazadan korunma puanları arasında fark olduğu saptanmıştır (p<0.001). Sosyo-kültürel yapısı düşük olan bölgede okuyan öğrencilerin iyi olanlara göre ölçek puan ortalamalarının iyi anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0.001). İlköğretim öğrencilerinin beslenme, fiziksel aktivite, hijyen ve kazalardan korunma konusunda sosyo-kültürel yapının beklenenin aksine çocukların sağlık tutumunu olumsuz yönde etkilemediği sonucuna varılmıştır.

(6)

ABSTRACT

Neslihan Satan, Explanation of Health Attitude Behaviors of Primary School Students Living in Different Social Environment: The Case of Zonguldak Province, Bülent Ecevit University, Institute of Health Sciences, Department of Child Health and Diseases Nursing, Master Thesis, Zonguldak, 2019.

The basic rule of being a healthy adult is to have a healthy childhood. Primary education is the critical period for this. Based on this idea, the research was conducted as a descriptive design to evaluate the health, attitudes and behaviors of the second grade students. Research data was carried out in between November 2018 and March 2019 with four primary schools in the province of Zonguldak Primary Scholl 6th, 7th and 8th grade of 540 students. According to the socio-demographic settlement, As İbrahim Fikri Primary school was selected as a high socio-demographic district school, Asma, Üzülmez and Mimar Sinan Primary Schools were selected as low socio-demographic district schools. Data were analyzed by using SPSS 16.0, data analysis program. Before the study, written permission, ethics committee permission and written permission from parents were obtained and data were collected with the information form and Health Attitude Scale of the Child. A statistically significant difference was found in terms of nutrition scores of mothers according to their age (p=0.004). There was a statistically significant difference in terms of hygiene scores of students according to their gender (p=0.002). It was found that there was a significant difference in terms of physical activity scores of students according to their classes (p <0.001). It was determined that there was a significant difference in terms of accident protection scores of students according to their classes (p< 0.001). It is identified that particularly grade level of the field of nutrition was affected significantly by number of siblings, parents age,parents learning and parents working status. The mean score of the scale and sub groups with poor socio-cultural structure was found to be significantly higher than those of good ones. It was concluded that primary school students were in sufficient in terms of nutrition, physical activity, hygiene and protection from accidents but socio- cultural structure did not adversly affect the health of children.

(7)

İÇİNDEKİLER Sayfa KABUL VE ONAY: ... ii ÖNSÖZ ... iii ÖZET... iv ABSTRACT ... v İÇİNDEKİLER ... vi TABLO DİZİNİ ... viii 1. GİRİŞ ... 1 2. GENEL BİLGİLER ... 3

2.1. Sağlık Kavramı ve Sağlık Davranışları ... 3

2.2. Pender Sağlık Geliştirme Modeli ... 5

2.3. Gelişim Dönemleri ... 6

2.3.1. Okul çağı dönemi ... 6

2.3.2. Ergenlik dönemi ve özellikleri ... 7

2.3.2.1. Ergenlik dönemi evreleri ... 8

2.3.2.2. Ön ergenlik dönemi (10-14 yaş) ... 8

2.4. Ergenlik Döneminde Psikososyal ve Bilişsel Gelişim ... 9

2.5. Ergenlik Döneminde Riskli Davranışlar ... 9

2.5.1. Ergenlik döneminde beslenme sorunları... 10

2.5.2. Ergenlik döneminde hijyen sorunları ... 11

2.5.3. Ergenlik döneminde fiziksel aktivite sorunları ... 12

2.5.4. Ergenlerde bilgisayar ve internetin kullanımı ... 14

2.5.5. Ergenlerde yaralanmalara neden olan davranışlar ... 14

2.5.6. Ergenlik döneminde sigara, alkol ve madde kullanımı ... 15

2.6. Okul Sağlığı Kavramı ... 16

2.6.1. Okul sağlığının önemi ... 17

2.6.2. Okul sağlığında hemşirenin yeri ... 18

2.7.Çocuklarda Sağlık Tutumunun Değiştirilmesinde Çocuk Hemşiresinin Rolü ... 19

3. GEREÇ VE YÖNTEM ... 21

3.1. Araştırmanın Amacı ... 21

3.2. Araştırmanın Tipi ... 21

3.3. Araştırma Soruları... 21

(8)

3.5. Evren ve Örneklem ... 22

3.6. Etik yaklaşım ... 22

3.7. Araştırmanın Snırlılıkları ... 23

3.8. Veri Toplama Araçları ... 23

3.8.1. Çocuğa İlişkin Bilgi Formu ... 23

3.8.2. Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği: ... 24

3.9. Uygulama ... 25

4. BULGULAR ... 26

5. TARTIŞMA ... 50

5.1. Öğrencilerin Beslenmeye İlişkin Bulguların Tartışılması ... 50

5.2. Öğrencilerin Sigara, Alkol ve Madde Kullanım Algısına İlişkin ... 52

5.3. Öğrencilerin Hijyen Özelliklerine İlişkin Bulguların Tartışılması ... 54

5.4. Öğrencilerin Fiziksel Aktiveteye-Dinlenmeye İlişkin Bulguların Tartışılması ... 55

5.5. Öğrencilerin Kazalardan Korunma Durumuna İlişkin Bulguların ... 58

5.6. “Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği” Genel Ve Alt Grup Bulguların Tartışılması ... 60

5.6.1. “Sağlık Sorumluluğu” alt boyutu bulgularının tartışılması ... 60

5.6.2. “Çevre ve güvenlik sağlığı” alt boyutu bulgularının tartışılması ... 62

5.6.3. “Bütünüyle sağlıklı insan olma” alt boyutu bulgularının tartışılması... 63

5.7. Araştırma hipotezinin tartışılması ... 63

6. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 66

7.KAYNAKLAR ... 68

8. EKLER ... 82

Ek 1: Yönetim Kurul Kararı ... 82

Ek 2: Bülent Ecevit Üniversitesi İnsan Araştırmaları Etik Kurulu Çalışma Tez Çalışma İzni ... 83

Ek 3: Bilgilendirilmiş Onam Formu ... 84

Ek 4: Çocuğa İlişkin Bilgi Toplama Formu ... 85

EK 5: Öğrenci Tutum Ölçeği ... 88

EK 6 : T.C. Zonguldak Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü Araştırma İzni ... 90

(9)

TABLO DİZİNİ

Tablo Sayfa

1. Örneklem Belirleme Tablosu ... 22

2. Beslenme, Hijyen, Fiziksel Aktivite ve Kazadan Korunma Anket Soruları Madde Sayıları ve Aldıkları Puanlara İlişkin Ortalama Tablosu ... 23

3. “Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği ” Genel ve Alt Boyut puan Ort±ss Min – Max Değerleri ... 24

4. Öğrencilerin Yaş, Sınıf, Cinsiyet Dağılımı ... 26

5. Öğrencilerin Sigara ve Alkol Kullanma Algılarının Tablosu ... 28

6. Öğrencilerin Beslenme Durumları Dağılımı ... 28

7. Öğrencilerin Hijyen Durumlarının / Uygulamalarının Dağılımı ... 29

8. Öğrencilerin Fiziksel Aktivite Yapma Durumlarının Dağılımı ... 30

9. Öğrencilerin Kazadan Korunma Durumlarının Dağılımı ... 31

10. Sosyo-ekonomik Veriler ile Beslenme Tutumu Anket Soruları Karşılaştırma Tablosu ... 32

11. Sosyo-Ekonomik Veriler ile Hijyen Anket Soruları Puan Ortalaması Karşılaştırma Tablosu ... 33

12. Sosyo-ekonomik Veriler ile Fiziksel Aktivite Anket Soruları Puan Ortalaması Karşılaştırma Tablosu ... 34

13. Sosyodemografik Veriler ile Kazadan Korunma Anket Soruları Puan Ortalaması Karşılaştırma Tablosu ... 35

14. Öğrencilerin “Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği” ne Verdiği Yanıtların Dağılımı ... 37

15. Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği “Sağlık Sorumluluğu” Alt Boyutu Puanı ile Sosyo-demografik Özelliklerin Karşılaştırılması... 40

16. Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği “Çevre ve Güvenlik Sağlığı” Alt Boyutu Puanı ile Sosyo-demografik Özelliklerin Karşılaştırılması... 42

17. Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği “Bütünüyle Sağlıklı Bir İnsan” alt boyutu Puanı ile Sosyo-demografik Özelliklerin Karşılaştırılması... 44

18. Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği Toplam Puanına ile Sosyo-demografik Özelliklerin Karşılaştırılması ... 46

19. Okulların Sosyo-Ekonomik Düzeylerine Göre Anket Puanlarının Karşılaştırılması ... 48

(10)

1. GİRİŞ

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlığı; “Yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali” olarak tanımlamaktadır. İyilik halinin sürekliliği için bebeklikten başlayarak bütün yaşam sürecinde sağlığın korunması ve geliştirilmesi gerekir. Sağlıktan sapma birey, aile, çevre ve toplum etkisi ile gerçekleşen bir süreçtir. Bir toplumdaki çocuk sağlığının toplumsal bir durumunun göstergesi olarak kabul edildiğinde, çocuk sağlığının sürdürülebilmesi için toplum sağlığının da desteklemek gerekmektedir (1, 2).

Sağlıklı yaşam biçimi davranışları kişinin hastalıklardan korunmak ve sağlıklı olabilmek adına yaptığı davranışlarının tümüne verilen isimdir. Kişinin sağlık kontrolü, beslenme ve egzersiz davranışı, hijyenik önlemler almasını çevre ile olumlu ilişkiler kurmayı ve stres yönetimini içerir (3).

Çocukların biyolojik ve duygusal açıdan yeterli olgunlukta olmaması, sosyal ve kültürel etkilerden kolaylıkla etkilenen kırılgan bir grup olmalarına neden olmaktadır. Bundan dolayı çocuklar özel önlemlere gereksinim duyan gruptur (4).

Çocukluk yaş grupları içerisinde sağlık risklerini fazlasıyla almaları ve tepkili bir grup olmaları nedeniyle adolesanlar özenli davranılması gereken bir gruptur. Ergenler gelişim süreci itibariyle bağımsız olma isteği, karar verme becerisinin gelişmesi, sosyalleşme ve ilgi alanlarında farklılaşma gibi bir dizi değişimi ardı ardına yaşamak zorundadır. Ancak stres yönetimi (gelecek kaygıları, sınırları zorlayıcı davranışlar, şiddet), kendi sağlıklarının sorumluluğunu alamama (sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı, korunmasız ilişki), kötü beslenme (ayaküstü atıştırma, yetersiz beslenme) gibi riskli sağlık davranışlar yaşam biçimindeki değişiklilerle birlikte sürece dahil olmaktadır (5).

Ön ergenlik dönem olan ilköğretim ikinci kademe yani 6, 7, ve 8. Sınıf çocuğun aileden uzaklaşıp akran etkisiyle sağlıklı yaşam davranışlarını terk etmeye meyilli olduğu bir dönemdir. Bundan dolayı çocuğun sağlığa yönelik olumlu ve olumsuz davranışları belirlenmeli ve olumsuz davranışların olumlu hale dönüştürülebilmesi için girişimlerde bulunmak gerekir. Ergene yönelik durum

(11)

belirleme çalışmasında çocuk ya da okul hemşiresine önemli sorumluluklar düşmektedir. Özellikle demografik yapı itibariyle güç koşullar altındaki çocuklarda tanılamanın daha detaylı yapılması, problemin belirlenmesi ve etkin girişimlerde bulunulması açısından önemlidir.

Bu bağlamda bu araştırmanının amacı, farklı sosyokültürel yapıdan gelen ilköğretim ikinci kademe (ön ergenlik) öğrencilerinin sağlık tutum ve davranışlarının belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilecektir.

(12)

2. GENEL BİLGİLER

2.1. Sağlık Kavramı ve Sağlık Davranışları

Sağlık kavramı evrensel bir kavramdır, sağlığa verilen anlam kişiden kişiye, toplumdan topluma ya da kültürler arası farklılıklar gösterir. Sağlık kavramı bir canlının yaşamını düzenli bir şekilde, hastalıklardan uzak olarak ve gelişimini olumlu bir şekilde sürdürmeyi ifade etmektedir (6).

Ülkelerin bilim toplumu düzeyine ulaşılabilirlik seviyesine gelmesi ve gelişmişliği sürdürülebilmesi için sağlıklı bireylere sahip olması gerekir. Günümüzde sağlık anlayışı; bireyin kendi sağlığı ile ilgili doğru karar almasını, bireyin sağlığını koruyacak, sürdürecek, geliştirecek davranışlar kazanmasını sağlamak üzerine kurulmuştur. Sağlımızı etkileyen faktörler genetik faktörler, sağlık hizmetine erişim imkanı, fiziksel aktivite düzeyimiz, sigara kullanımı, yaşadığımız çevre, sosyal etkileşimler, beslenme alışkanlıkları, tütün dumanına maruz kalma gibi bir çok faktör sağlığımızı etkilemektedir (7, 8, 9, 10).

Sağlığı geliştirme DSÖ tarafından insanların kendi sağlıklarını kontrol

etmesi ve geliştirmesini artırmaya olanak sağlayan bir süreç olarak

tanımlanmaktadır. Bu süreci başarıyla tamamlayan insan sağlıklıdır (10, 11). Sağlığı geliştirmek için bireye olumlu sağlık davranışının kazandırılması ve bu davranışın sürdürülmesi gerekmektedir (12, 13).

Sağlığı geliştirme, sağlığa yönelik olumlu bir davranış ve yaşam şekli oluşturmak için eğitim, ekonomik ve sosyal ve çevresel yönden desteklerin tümünü kapsar. Günümüz sağlık anlayışı, toplumun sağlığını korumayı, devam ettirmeyi, geliştirmeyi hedefler. Bu nedenle bireylere kendi sağlıklarını ve mevcut olan iyilik hallerini koruma, sürdürme ve geliştirme hususlarında pozitif davranışlar kazanmasına ve kendi ile ilgili doğru kararlar alabilmesine yardım edilmesi birçok hastalığın ortaya çıkmasını önlemekte ve seyrini olumlu yönde değiştirmektedir (14, 15). Sağlığı geliştirme yaşam biçimi davranışları; bireyin beslenme alışkanlıkları, sosyal bir çevrede kendini ifade edebilme yeteneği, kendi sağlığının sorumluluğunu alması ve bütün bakım düzeylerinde aktif karar verebilmeyi kapsar (16, 12). Bireyin

(13)

fiziksel ve mental olarak sağlık düzeyine oluşmasını ve sağlıklı seçimler yapmasını sağlarken farkındalığı artırarak davranışlarının değiştirilmesinde rol oynar (17, 18).

Sağlık davranışı bireyin sağlıklı kalmak, hastalıktan korunmak ve

hastalanmamak adına yaptığı davranışlardır (19). Sağlığı geliştirme adına bireye olumlu davranış kazandırılması ve farkındalık oluşturulması önce ailede başlar ve sonrasında çevre ve okul ile devam eder. Hedeflenen asıl amaç bireylere bir ömür boyu sağlıklı bir yaşam sürdürebilecek davranış değişikliği kazandırabilmektir (6, 20). Corbin ve ark. (2010) sağlıklı yaşam tarzının hastalıklara yakalanma riskini azalttığını dolayısıyla sağlıklı yaşam tarzının sağlık üzerinde olumlu etkiler oluşturduğunu bildirilmektedir (21).

Sağlıklı yetişkinler kazanılmasında ergenlik öncesi ve ergenlik dönemi önemli bir yere sahiptir. Sağlıklı toplumsal kalkınmanın temelini sağlıklı nesiller yetiştirebilmek oluşturmaktadır (22). Gençlik dönemlerinde edinilen sağlıksız yaşam tarzı yaşamın ileri evrelerinde de çeşitli sağlık problemlerine yol açmaktadır. Yaşamın erken dönemlerinde sağlıksız davranış biçimleri değiştirilirse, bireylerin sağlığını etkileyen risk faktörleri de ortadan kalkmış olur (23). Çocuğa verilen kişisel hijyen alışkanlıklarının okul çağında doğru şekilde kazandırılması ile gençlik, yetişkinlik ve hayatın ileri evrelerinde sağlığını olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir (6, 24).

Toplumun ve bireylerin sağlıklı bir yaşam tarzı kazanmalarında sağlık profesyonelleri önemli bir role sahiptir. Sağlık eğitimleri sürecinde kazandıkları bilgi ve becerileri öncelikle kendi yaşam biçimlerinde uygulayarak örnek olmaları ve sonrasında toplumun sağlığına örnek davranışları ile katkıda bulunmaları beklenen bir süreçtir (25, 26, 14).

Bireylerin yaşam tarzları hem yaşam kalitelerini ve yaşam sürelerini etkilemektedir. Geçmişte toplu ölümlere yol açan enfeksiyon hastalıkları günümüzde yerini hipertansiyon, şişmanlık, tip II diyabet, koroner kalp hastalıkları gibi yaşam biçimi ile ilgili kronik hastalıklara bırakmıştır. Bunun sonucunda sağlığı koruması ve geliştirilmesinde en önemli ilke olarak yaşam tarzının değiştirilmesine yönelik uygulamalar benimsenmiştir (27, 28).

(14)

Çocukluk ve gençlik yıllarından itibaren yapılacak müdahaleler ile olumlu sağlık davranışlarının bireylere kazandırılması, onları tüm yaşamları boyunca pek çok hastalık ve sakatlık riskinden koruyarak sağlığın geliştirilmesini sağlayacaktır (29).

Çocuk ve ergen gruba yönelik sağlık araştırmalarında, risk yaratan

davranışlarının yaygınlığı ve nedenlerinin belirlenmesi, davranış değişikliğine yönelik çalışmalar ve projelerin planlanıp geliştirilmesi gençlerin sağlığı açısından önemlidir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda; gençlerde sigara ve alkol kullanımı, yetersiz fiziksel aktivite, sağlıksız beslenme davranışları, korunmasız cinsel ilişki, kasıtlı ve kasıtsız kazalara neden olan davranışların sağlık riski yarattığı, sağlığı koruma ve geliştirme davranışlarının yetersiz olduğu ve davranış değişikliğine yönelik girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanma olasılığının yüksekliğine dikkat çekilmektedir (30). DSÖ tarafından 35 ülkede yapılan gençlerin sağlığının değerlendirildiği araştırmada; sigara, diğer madde kullanımlarına başlamak için ilk basamak olarak gösterilmekte, gençlerin sağlık sorunlarının, akran ilişkileri, akademik yeterlilik ve kimlik gelişimi ile ilgili sorunlarla baş etme kapasitelerini etkileyebileceği vurgulanmaktadır (31).

Son yıllarda tedavi edici sağlık uygulamalarından çok hastalığın önlenmesi sağlığın korunması sürdürülmesi ve geliştirilmesinin önemi artmıştır. Bunun paralelinde hemşirenin rolü de değişim ile beraber gelişim göstermektedir. DSÖ hemşirenin, sağlığı koruma ve geliştirme uygulamalarında anahtar rol oynadığını belirtmektedir (32). Hemşire sağlığın koruması ve geliştirilmesinin sağlamasında kişiye yol gösterici olmalıdır (27).

2.2. Pender Sağlık Geliştirme Modeli

Günümüzde sağlık yaklaşımında, temel olarak sağlık merkezli bakım anlayışı örnek alınmaktadır. Sağlık bakım merkezi anlayışında temel hedef bireyin sağlıklı yaşam tarzının oluşmasını sağlayan davranışlarını kazandırmaktadır. Bu davranışları tutum haline getirebilen birey, sağlıklı olma halini devam ettirebildiği gibi, sağlık durumunda daha iyi bir seviyeye ulaşabilir. Bireylerin sağlık davranışını açıklamaya yönelik olarak bazı modeller geliştirilmiş ve bu modeller uygulamaya konulmuştur.

(15)

Bu modellerden en çok kullanılan ve geçerliliği kanıtlanmış olanlar; Pender ‘in Sağlığı Geliştirme Modelidir (33).

Sağlığı Geliştirme Modeli, sağlığı geliştiren davranışları etkileyen bilişsel süreçlerin önemini sosyal öğrenme teorisinden temel alarak açıklamaktadır. Pender’in hipotezi; demografik ve biyolojik özellikler sağlığı geliştirme davranışlarını, bilişsel ve algısal değişken ile dolaylı olarak etkilemektedir. Pender’ın Sağlığı Geliştirme Modeli sağlığı geliştiren unsurları ve tahmin edilen nedensel mekanizmaları açıklamakta ve sağlığın geliştirilmesi alanındaki uygulamalara yol gösterecek nitelikleri taşımaktadır (12, 34).

Pender’e göre davranış değişikliğine neden olan etkenleri değerlendirebilmek

ve değiştirebilir olanları etkileyerek olumlu sağlık davranışı geliştirilebilmektedir. Bireyde olumsuz bir davranışın olumlu bir sağlık davranışına dönüşmesine söz edebilmek için, davranışa ilişkin bilginin yeterli olması değil, davranışa ilişkin öz yeterlilik algısının da mevcut olması gerektiği vurgulanmaktadır (32).

2.3. Gelişim Dönemleri

2.3.1. Okul çağı dönemi

10-12 yaş okul çağının son dönemidir. Bu dönemde çocuk kendi kararlarını, yiyeceklerine, giyeceklerine, ne zaman yatıp kalkabileceklerine kendileri karar vermek isterler. İlköğretim dönemindeki çocuğun en belirgin özelliklerinden biri yeni şeyler öğrenme ve yapma isteğiyle dolu olması ve tüm öğrendiklerini çevresine aktarabilmesini sağlarken, diğer yandan da daha ileri eğitim kademelerindeki öğrenmelerin temelini oluşturmaktadır (35).

Okul çağı çocuğun fiziksel, bilişsel ve psikososyal gelişiminin en hızlı olduğu dönemlerden biridir. Bu dönem süresince çocukların sağlık risklerinin belirlenmesi, sağlık durumlarının değerlendirilmesi, sağlığı koruma ve geliştirmeye yönelik girişimlerin planlanması ve koruyucu önlemler alınması geleceği oluşturacak sağlıklı bir toplumun temelinin atılmasında büyük önem taşımaktadır (36).

(16)

2.3.2. Ergenlik dönemi ve özellikleri

Ergenlik dönemi hızlı fizyolojik ve psikososyal gelişimin yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde ergen fiziksel, psikolojik ve sosyal olarak değişim süreci içerisine girer (23, 37). Puberte ile başlayan ergenlik dönem kız ver erkeklerde aynı anda başlamaz ve aynı zamanda gelişimi tamamlanmaz. Ergenlik döneminde birey hem toplumsal, hem ruhsal hem de bedensel değişim içerisine girer (22). Ergenlik dönemindeki değişimler aile, okul, coğrafi etkiler, sosyo-ekonomik düzey, beslenme, akran ilişkileri, kültürel faktörler, kronik hastalıklar…vb durumlardan etkilenmektedir (38). Ergenlik döneminde hızlı büyüme, cinsel dürtü artışı, henüz kimliğin tam olgunlaşmamış oluşu ve toplumsal yerin belirsizliği, aileye bağımlılığın devam etmesi ergenliğin fırtınalı bir dönem olmasının nedenleri arasındadır (23).

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ergen kişiyi 10 ve 19 yaşlar arasındaki

herhangi bir kişi olarak tanımlar. Bu tanıma göre ergenler ülkemizde en geniş nüfus aralığına sahiptir. Bu bağlamda ergen nüfusun sorunlarının önemsenmeli, ergenlik döneminde karşılaşılan sorunlar dikkate alınmalı, sorunlarla baş edebilmede gençlere yardımcı olabilmek adına çalışmalar yapılmalıdır (23, 38).

Çocuklar büyüyüp ergenlik dönemine yaklaştıkça giderek daha bağımsız

davranmaya başlar. Bu dönemde çocukların sağlık ve davranışlarını; kararları ve ilişkileri biçimlendirir. Ergenlerin bu gelişim dönemini sağlık bir şekilde bitirmeleri bireysel ve toplumsal gelişmelerin en önemli belirleyicisidir (23, 85, 98 ). Ergenlerde psikososyal gelişim evreleri; 10-13 yaş ön ergenlik, 13-17 yaş orta ergenlik, 17-20 yaş geç ergenlik olarak sınıflandırılmıştır (38, 12).

Ergenlerde hormonal aktivitelerin vücutta artış göstermesi ile cinsiyete özgü belirli bir sırayı takip ederek fiziksel olarak yetişkin vücut yapısına ulaşmaktadırlar. Pubertal değişimlere bakılırsa ikincil cinsiyet karakterlerinin oluşumu, vücut şeklinin değişimi, üreme kapasitesini gelişimi ve boy uzaması olarak adlandırılır. Her iki cinste hormonal değişimler her iki cinste farklı kas ve iskelet gelişimine, ikincil cinsiyet değişikliğine ve yağ dokusunun dağılımına yardımcı olur (23, 38).

(17)

2.3.2.1. Ergenlik dönemi evreleri

Ergenlik kişiden kişiye, yaşanılan topluma, dönemlere göre farklı özellikler içermektedir. Puberte ile başlayan döngü varsayılan bir sıralama içerisinde oluşur fakat başlama zamanı ve seyri kişiler arasında değişkenlik gösterebilir (37).

2.3.2.2. Ön ergenlik dönemi (10-14 yaş)

10-14 yaş aralığını kapsar (23). Sekonder seks karakterleri oluşmaya başlamıştır. Kızlarda bu büyüme erkeklere oranla 1-2 yıl daha erken görülür. Pubertal değişimler ile birlikte vücudunda olan hızlı değişimlere karşı şaşkınlık ve endişe içerisindedir (38). Beden imajında ile ilgili kaygı hakimdir. Bu değişikliklere ayak uyduramaması nedeniyle çevresindeki kişilere davranış ve tepkilerde ani çıkışlarda bulunabilir. Hızla meydana gelen fiziksel değişimler nedeni ile vücut imajı ile aşırı ilgilenme söz konusudur. Normallik, ergen tarafından bedendeki değişimler, akran karşılaştırılarak değerlendirilir. Cinselliğin farkına varma, fiziksel gelişimden utanma ya da karşı cinse ilgi artışı görülebilir (12, 38, 39).

Ergenin bu dönemde arkadaşları ile faaliyetlere katılma eğilimi ağır bastığı için ebeveynlerinin fikirlerini ve güvenirliklerini sorgulama, otoriteye baş kaldırma, itaat ve özgürlük arasında karmaşık duygular ortaya çıkar (33, 40). Aile ile ilişkilerde bağımlılıktan bağımsızlığa doğru bir geçiş dönemi yaşanır; aile ile yapılan aktivitelere ilgi azalırken; arkadaşları ile geçirilen zamanda artış söz konusudur. Yakın arkadaşlıklar önem kazanmakta, hem cinsleri ile arkadaş olmayı tercih ederler ve grup aktivitelerine yönelirler (39). Somut düşünce mevcuttur. Erken büyüme erkek ergenlerin ruh sağlığına olumlu etkide bulunurken, kızlarda akran grubuna ayak uydurmakta güçlük yaşayabilecekleri düşüncesiyle düşük benlik saygısına, yüksek depresyon oranına, anksiyete ve yeme bozuklukları gibi sorunlara neden olabilir (41, 42).

(18)

2.4. Ergenlik Döneminde Psikososyal ve Bilişsel Gelişim

Ergenlik döneminde arkadaş ilişkilerinde, sosyal ortamlarda ve bilimsel ortamlarda somut düşünceden soyut düşünceye geçiş, kendini değerlendirme ve düzenlemede yeni beceriler kazanılır (39, 43).

Davranışsal yeniden yapılanma sosyal rollere uyum sağlama ile sosyal roller

değişirken beraberinde sosyal çevrede değişir. Aynı zamanda güçlü arkadaş etkileri olumlu sosyal ilişkiler sağlarken riskli davranışları da beraberinde getirebilir (38, 39).

2.5. Ergenlik Döneminde Riskli Davranışlar

Ergenin tutum ve davranışları toplumun kültürel, ailenin sosyoekonomik

yapısı ve anne babanın eğitim düzeyleriyle yakından ilişkilidir (12). Ergenlerin sağlık sorunlarına yol açan riskli davranışlar; dengesiz ve yetersiz beslenme, obezite, kazalar, korunmasız ve erken yaşta başlayan cinsel ilişki, alkol ve sigara kullanımı, madde kullanımına yönelim, saldırgan davranışlar, akran zorbalığı, araba kullanma ve fiziksel aktivite eksikliğidir (44, 45).

Ergenlerin, kendilerini ispatlamak, ortama uyum sağlamak gibi nedenlerden dolayı riskli davranışları benimseyebildikleri bildirilmektedir (46). Riskli sağlık davranışları yalnızca ergen sağlığını değil toplum sağlığını da tehdit eden bir sorun grubudur (47). Ergenlerin 1/3’ü, bu yüksek riskli davranışların en az biri ile ilgilidir (44). Çocukluk ve gençlik yıllarından itibaren yapılacak müdahaleler ile olumlu sağlık davranışlarının bireylere kazandırılması, onları tüm yaşamları boyunca pek çok hastalık ve sakatlık riskinden koruyarak sağlığın geliştirilmesini sağlayacaktır (48, 30).

Ergenlik döneminde riskli davranışları önlemeye yönelik olarak; ergenler riskli davranışlar konusunda bilinçlendirilmeli, riskli davranışları önlemeye yönelik eğitimler verilmeli doğru beslenme alışkanlıkları kazandırma, fiziksel aktivite, hijyen, zararlı alışkanlıklardan korunma, cinsel sağlık ve korunma yöntemleri ile ilgili eğitimler planlanarak riskli davranışların azaltılması sağlanabilir (38, 49).

(19)

2.5.1. Ergenlik döneminde beslenme sorunları

İlköğretim döneminde çocuğun beslenme alışkanlıklarını etkileyebilecek bir

çok etken bulunmaktadır (50). Bunlar; aile, arkadaşlar, sosyokültürel ve fiziki çevre, sosyo-ekonomik durum, alışkanlıklar, medya ve reklamlar, eğitim, fiziksel aktivitelerdir. Günümüz yaşam şartları ve anne-babaların çalışması çocukları olumsuz beslenme alışkanlıklarına yöneltmekte ve çocuklar “hızlı hazır yemek” kavramı ile çocuklar tanışmaktadırlar. Bu dönemde sıklıkla fastfood beslenme şekli ile karşılaşılmakta özellikle sosyal hayat ile tanışan okul dönemi çocukları yüksek kalorili içecek ve yiyeceklere yönelmektedir (22, 50).

Fastfood tüketim şekli aile içinde başlamakta ve birlikte yenen aile yemekleri ile sadece yemek değil beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı da paylaşılmaktadır. Yetişkin fast-food tüketimi yapan bireylerle yapılan çalışmalar, fast-food ürünlerini tüketmeye başlama zamanının 1/3 oranında çocukluk ya da ergenlik dönemine dayandığını göstermektedir. İnsanların öğünlerini aile ortamında tüketmeleri onları fast-food tüketiminden uzaklaştırarak sağlıklı bir yaşam sürdürmelerinde yardımcı olacaktır. Fazla yemek yemek, fiziksel olarak az hareket etmek, metabolik, genetik, hormonal ve psikolojik sorunlar obezitenin başlıca sebepleri arasında gelmektedir. Buna ek olarak yaş, cinsiyet, sosyoekonomik kültürel faktörler de obezitenin görülmesinde rol oynamaktadır (51).

Ailelerdeki beslenme yanlışları evde beslenmeden sorumlu olan kadının

eğitim düzeyi ile paralellik göstermekte olup eğitim seviyesi artıkça sağlıklı ve beslenmeye ilişkin yapılan doğruların arttığı, yanlış ve hatalı uygulamaların azaldığı görülmektedir (52). Günümüz şartlarında çalışan kadın sayısının artması nedeniyle beslenme ve yemek pişirme alışkanlıkları yemek yapmaya ayırdıkları zaman, hazır yiyecekleri tüketme miktarları ile pişirme yöntemleri önemli derecede değişmiştir (50).

Ergenlerin beslenme şeklinde psikososyal, çevresel faktörler ve ebeveynlerin tutumu da önemli bir yere sahiptir. Sosyo-demografik özelliklerine bağlı olarak ebeveynlerin değişkenlik gösteren yiyecek seçimi, bu yaş grubundaki bireylerin beslenme alışkanlıklarını belirleyen önemli bir etkendir (53, 54, 55, 56).

(20)

2.5.2. Ergenlik döneminde hijyen sorunları

Hijyen, sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemleri olarak tanımlanmaktadır (57, 58). Hijyen uygulamalarının geliştirilmesi; yetersiz hijyenden kaynaklı hastalıkların oluşmasının engellemek ve enfeksiyon hastalıklarının sıklığını azaltmak, bu yolla enfeksiyon hastalıklarından kaynaklanan maliyeti düşürmek, okula devamsızlığı engellemek adına için büyük önem taşımaktadır (59, 60).

Kişisel hijyen alışkanlıkları hem bebeklik çağından itibaren aileden, hem de toplu yaşamın olduğu okullardan kazanılan alışkanlıklardır. Bireyin ait olduğu sosyal grup, hijyen uygulamalarını etkileyici özelliğe sahiptir. Birey hijyen uygulamalarını, çocukluk döneminde ebeveynlerinden öğrenir ve edindiği alışkanlıkları genellikle yaşamı boyunca devam ettirir (61). İlköğretim dönemindeki çocuklar ailelerinden edindikleri sağlık bilgilerine ek olarak okulda öğrendikleri yeni bilgileri de ekleyerek sağlıklı bir birey olabilme adına ilk adımlarını atarlar (62).

Okul nüfusunun fazlalığı ve hijyen uygulamalarında yapılan eksiklikler nedeni ile infeksiyon hastalıkları karşımıza çıkmaktadır (63). Enfeksiyon hastalıkları dünyada mortalite ve morbidite oranlarında en yüksek hastalıklar grubundadır. Bu hastalıkların bulaşma oranlarını en aza indirgeyebilmek için öncelikle insanlara doğru el yıkama ve alışkanlığının kazandırılması önemlidir. Örneğin, Bangladeş'te yapılan bir çalışmada annelerin yemek hazırlarken temiz suyla ellerini yıkamaları ve çocukların tuvalet alışkanlıklarının sağlanmasına yönelik yapılan bir eğitim programı ile çocuklarda görülen ishal olgularında ciddi düşmeler olduğu rapor edilmiştir (57).

Amerika Birleşik Devletleri’nde 1995 yılında Massachusetts Halk Sağlığı Bölümü tarafından yapılan bir çalışmada, kötü el hijyeni ve yetersiz el yıkamanın bir yılda 1 milyon gastrointestinal hastalık görülmesine ve hastalık başına 400 milyon Amerikan Doları tedavi gideri, 60 bin hastanın yatırılarak tedavisine, 3 bin Shigella ve 10 bin Hepatit-A olgusuna 250 ölüme neden olduğu gösterilmiştir (64).

Kişisel hijyen davranışları tuvaletten önce ve sonra el temizliği, temizlik işlerinde sabun veya akan su kaynağı kullanılması, düzenli banyo yapılması, ağız ve

(21)

diş temizliği, el ve tırnak temizliği, ayak temizliği, saç bakımı ve temizliği, kendine ait diş fırçası, havlu ve terliğin bulunması temiz kıyafet ve çamaşırların düzenli olarak değiştirilmesi gibi önlemler sayılabilir. Bireyin ait olduğu sosyal grup, sosyal öğrenme yolu ile olumlu sağlık davranışlarını ve hijyen uygulamalarını etkileyici role sahiptir. Bundan dolayı çocukların ailelerinden sonra ilk sosyal etkileşime girdikleri toplumsal kurumlar olan okullar sağlıklı yaşam tarzı davranışlarının başlangıcını oluşturmak için en uygun çevreler olarak tanımlanmaktadır (64, 65).

Çocukluk döneminde kazandırılması gereken alışkanlıkların en

önemlilerinden biri, ağız ve diş sağlığının korunmasıdır. Özellikle okul çağındaki çocukların beslenme ve ağız bakımına özen göstermemesinden kaynaklı başta diş çürükleri olmak üzere birçok ağız ve diş sağlığına ilişkin problemler yaşadıkları görülmektedir (66).

Ağız ve diş sağlığı günümüzde önemli bir sorun teşkil etmektedir. Ağız ve diş sağlığı problemlerinin önlenmesi için çocukluk çağından başlayarak etkili ve düzenli bir şekilde ağız diş temizliği yapılarak diş çürüklerinde %50 oranında azalma olduğu ileri sürülmüştür. Diş çürüklerinin önlenmesi için karbonhidrat ve şekerli besinlerin tüketiminin azalması, dişlerin günde en az üç kez fırçalanması, dişlerin arasında kalan artık be plakların diş ipi gibi yardımcı araçlarla temizlenmesi önerilir (12). Çocukların sağlık sorunları ile ilgili yapılan araştırmalarda diş çürüklerinin oranı yüksektir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda öğrencilerin diş fırçalama oranları düşük olarak bulunmuştur. Yapılan araştırmalarda da görülmektedir ki okullarda çocuk/okul hemşirelerinin yaptıkları tarama ve sağlık eğitimleriyle kazanılan olumlu sağlık davranışları aileleri de olumlu yönde etkilemekte böylece öğrenciler bir çarpan etkisiyle toplumun sağlık eğitimini de dolaylı yoldan olumlu etkilemiş olmaktadırlar (36, 61).

2.5.3. Ergenlik döneminde fiziksel aktivite sorunları

Fiziksel aktivite sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazları arasındadır. Günümüz şartlarında endüstrileşme ve şehirleşme ve gelişen teknolojinin de getirisi ile sedanter yaşam insanların hayatlarında daha etkili olmaya başlamıştır. Evlerde iş kolaylaştıran aletlerin çoğalması, ulaşım kolaylıkları, araba kullanımının ve televizyon

(22)

izlenmesinin yaygınlaşması aktivitenin ve enerji harcanmasının azalmasına yol açmaktadır (67). Sedanter yaşam şeklinin sonucunda obezite, yüksek tansiyon, kardiyovasküler hastalıklar gibi rahatsızlıkların görülme oranları artmaktadır. Çocukluk yıllarında fiziksel aktivite alışkanlıklarının kazandırılması ile bu rahatsızlıkların önlenmesi sağlanabilinir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki çocukluk ve ergenlik yıllarında yüksek düzeyde fiziksel aktivite ile yetişkinlikte aktivite düzeyi arasında olumlu bir ilişki olduğunu göstermiştir (68, 69). Çocukluk ve ergenlik yıllarında sedanter bir yaşam tarzı süren çocuklar yetişkinlik dönemlerinde de bu alışkanlıklarını sürdürmektedirler. Örneğin, Pate ve ark. ABD'de yaptıkları çalışmalarında, ilköğretim 5. sınıf öğrencilerinin yüksek bir oranının düşük düzeyde fiziksel aktivite yaptığını ve bu davranış biçimini 7. sınıfta da sürdürdüğünü, tespit etmişlerdir (70).

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2008 yılı raporunda, dünya genelinde 15 yaş ve üzeri yetişkinlerin %31’inin yeterince hareketli olmadığı belirtilmiştir. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’na göre 6-11 yaş grubu çocuklarımızın %58.4’ü düzenli olarak egzersiz yapmamaktadır (71).

Teknolojinin gelişmesi, hızlı kentleşmenin artması ve çocukların televizyon ve bilgisayar başında geçirdiği sürenin artması ile çocukların daha fazla hareketsiz bir yaşam sürdürmelerine neden olmaktadır. Bundan dolayı fiziksel gelişimleri olumsuz etkilenmekte ve başta obezite olmak üzere gelişim bozukluklarına neden olmaktadır (72).

Çocuklarda hareketsiz yaşam tarzının beraberinde getirdiği en yaygın sorun obezitedir. Yapılan araştırmalarda, obez çocukların gelecekte obez yetişkinler olacakları belirtilmiştir. Bu durumun da gelecek nesillerin ciddi sağlık sorunları ile karşılaşmalarına neden olacağı ifade edilmiştir. Bu nedenle çocuklarda başta obezite olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarının oluşumun önlenmesinde beslenme alışkanlıklarının ve fiziksel aktivitenin oldukça önemli olduğu belirtilmiştir (73, 74).

(23)

2.5.4. Ergenlerde bilgisayar ve internetin kullanımı

Teknolojinin gelişmesi ile gazete, radyo, televizyon ile başlayan değişim süreci internet ve onun dolayında karşılıklı sanal iletişim ağları devam etmektedir. İnternetin kullanım amaçlarında çocuklar ödev ve araştırmalarını yapmak, arkadaşlarıyla sohbet yazılımları ile birlikte sohbet edebilmek, oyun oynayabilmek gibi değişik amaçlar için kullanmaktadırlar. Türkiye Bilişim Şurası’nın 2002 raporuna göre 7-15 yaş grubundaki çocukların %90’ının interneti, eğlence veya yararlı olmayan siteleri kullandıkları saptanmıştır (75, 76). Çocukların amaç dışı internet kullanımında fizyolojik, sosyolojik psikolojik bir çok zararla karşılaşma durumları olabilir. Bu sorunlara bakılırsa aşırı oyun oynamak, eve kapanmak , zararlı içeriklere erişim ve istismar bunlardan bir kaçıdır (76, 77).

Çocuk ve ergenler için bilgisayar ve internetin kullanımı bir tehdit veya davranışa dönüşmesi onların davranışlarının biçimlenmesinde söz sahibi yetişkinlerin farkındalık ve tutumları ile netleşir. Fakat ailelerin bu dönemin gelişim özellikleri ve söz konusu teknolojiler hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları söylenebilir (78, 79).

2.5.5. Ergenlerde yaralanmalara neden olan davranışlar

Ergenlik döneminde karşımıza otoriteye ve toplumsal kurallara karşı çıkma akran ile aktiviteler planlama ve erişkin rol modellerini deneme gibi dönem özellikleri istemeyen kazalar ve yaralanmaların görülmesine neden olmaktadır (47). Ergen ölümlerinin başında trafik kazaları, intihar, kendine zarar verme ilk üç neden arasındadır (23). Türkiye ulusal hastalık yükü araştırmasında göre genç yaş gruplarında istemli ve istemsiz yaralanmalar nedeni ile ölümlerin diğer yaş gruplarından daha fazla olduğu görülmektedir (38).

Halk sağlığı sorunlarının önden gelenlerinden biri de trafik kazalarıdır (80). Dünya Sağlık Örgütü (2013) raporuna göre trafik kazalarında her yıl 1,24 milyon insan ölmekte daha fazla sayıda insan yaralanmaktadır. Trafik kazalarında ölüm ve yaralanmaların en önemli nedenleri arasında alkollü araç kullanma, hız sınırı aşma, ehliyetsiz araç kullanımı, çocuk sınırlamalarına uymama ve emniyet kemeri

(24)

kullanmama, ilk yardım konusunda bilgi sahibi olamama, bilinçli ve bilinçsiz araç kullanımı olarak sayılabilir. Trafik kazalarında emniyet kemeri kullanımı ile ölüm oranının %40-50, ciddi yaralanmaları ise %35--%60, arka koltukta oturanların ise %18 oranında engellediği görülmüştür. Emniyet kemeri kullanımı diğer yaş grupları ile kıyaslandığında gençlerin en düşük orana sahip olduğu görülmektedir (38, 81).

Trafik kazalarında çocuk ölüm ve yaralanmalarının nedenleri arasında yolculuk esnasında yeterli güvenlik önlemlerinin alınmaması gelmektedir (80).

Trafik kazaları yetişkinleri etkilediği kadar çocukları önemli oranda

etkilemektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre (2001) tüm kazalar içinde ölümlü ve yaralanmalı kazalara karışan 0-15 yaş arası çocukların toplam sayısı 7413 tür. Yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlara göre ebeveyn tutumlarının ve gerekli önlemlerin alınmasının kazaların önlenmesinde önemli olduğu saptanmıştır (82, 83). Eğitim ve gelir düzeyinin artması ile trafik kazalarındaki çocuk yaralanma ve ölümlerin azaltılabileceği yapılan çalışmalarda belirlenmiştir (84).

2.5.6. Ergenlik döneminde sigara, alkol ve madde kullanımı

Ergenlik dönemi bir çocuk için fiziksel ve psikolojik değişimler içerir. Ruhsal yapının yeniden düzenlendiği bir dönemdir. Bu dönemde ortaya çıkan biyolojik değişiklikler, ebeveyn iletişiminde ortaya çıkan değişiklikler, akran baskısı ve bir gruba dahil olabilme isteği, merak, anne babayı rol model alma ergeni madde kullanımına yönlendirebilir (85).

Son yıllarda yapılan araştırmalarda madde kullanım yaşının ilköğretim düzeyine kadar indiği saptanmıştır. Yüncü ve ark. 2006 yılında yaptığı araştırmada madde kullanımına ilk başlama yaşı 13 iken, sigaraya başlama yaşı ise 12 olarak bulunmuştur (86). Sigara ve madde kullanımına en sık başlama yaşının 14 olduğu saptanmıştır. Yalçın ve ark. 2010 yılında üniversite öğrencileri ile yaptığı araştırmada madde kullanım oranının erkek öğrencilerde, akademik başarısı ve aile bağları kopukluk olanlarda madde kullanımının daha yaygın olarak görüldüğü belirlenmiştir (85).

(25)

Çocukların ve gençlerin önündeki en önemli tehlikelerden birisi madde kullanma ve bağımlılığıdır. Son yıllarda yapılan araştırmalar göstermektedir ki çocuk ve gençler tarafından zararlı olduğu bilinen maddeleri kullanan birey sayısı hızla artmaktadır. Ergenlik döneminde yer alan ilköğretim öğrencilerinin madde kullanma risk oranları fazladır. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 2001 yılında araştırma sonuçlarına göre yaşam boyu tütün kullanım yaygınlığı 8. sınıf öğrencileri arasında %40.5, 12. sınıf öğrencileri arasında ise %62.5’tir. Son bir ay içinde alkol kullanımı yaygınlığı küçük sınıflar için %21.5, daha büyük sınıflar için %49.8’dir. Yaşam boyu en az bir kez esrar kullanımı için bu oranlar sırasıyla %20.4, %48.8, uçucu maddeler için %17.1 ve %13.0, eroin için %1.7 ve %1.0 olduğu bulunmuştur (87).

Ergenlik döneminde ruhsal ve fiziksel değişikliklerin yoğun olarak yaşandığı bir

dönemdir. Bu dönemde davranışlarda bireylerde sigara, alkol ve madde kullanımı yaygın olarak görülmektedir. Ergenlerin bu maddelere başlamasında aile, arkadaş ve sosyokültürel yapı büyük rol oynamaktadır (88). Ögel ve ark. 2004 yılında yaptığı araştırmada, öğrencilerin ailelerinin gelir düzeyleri açısında değerlendirildiğinde, yüksek gelir düzeyine sahip olan ailelerin çocuklarında, düşük gelir düzeyine sahip olanlara göre alkol kullanma riskinin daha yüksek olduğu saptanmıştır (87).

Ergenlik döneminde asilik, dürtüsel davranışlar, okul başarısının düşük olması,

okuldan ayrılma, suç işleme gibi özellikler risk oluşturmaktadır. Ergenlik döneminde artmış cinsel ve saldırgan dürtülerini yönlendirebilecekleri uygun koşullara sahip olmayan gençler için madde kullanımı uygunsuz bir çıkış yolu olarak ortaya çıkabilmektedir (89).

2.6. Okul Sağlığı Kavramı

Toplumda okul çağındaki bütün çocukların mümkün olan en iyi bedensel,

ruhsal ve toplumsal yönden sağlığa kavuşmalarını sağlamak ve sürdürmek, böylece çocukların ve dolayısıyla toplumun sağlık düzeyini yükseltmek amacıyla öğrencilerin ve okul personelinin sağlığının değerlendirilmesi, geliştirilmesi, okul yaşamının sağlıklı bir ortamda sağlanması ve sürdürülmesi, öğrenciye ve dolayısıyla topluma sağlık eğitiminin verilmesi için yapılan çalışmaların bütününe okul sağlığı hizmetleri denilmektedir (36).

(26)

Okul sağlığı hizmetlerinin hedefleri; toplumda okul çağındaki bütün çocukların olabilecek en iyi bedensel, ruhsal ve toplumsal sağlığa kavuşmalarını sağlamak ve sürdürmek, okul çocuklarının sağlıklı bir çevrede gelişimini sağlamak ve çocukların, ailelerinin ve toplumun sağlık düzeyini yükseltmektir (36).

Ülkemizde okul sağlığı kapsamında ağız ve diş sağlığı ile ilgili tarama ve bilinçlendirme çalışmaları, madde bağımlılığı ile mücadele çalışmaları (sigara-alkol ve uyuşturucular), ulusal tütün komitesi çalışmaları, ergenlerin sağlık bilincinin geliştirilmesi projesi, beslenme ve obezite konusunda okul çağı çocuklarının bilinçlendirilmesi çalışmaları, okul kantinleri ile ilgili çalışmalar, hijyen ve el yıkama ile ilgili çalışmalar, okul ve çevresinde çevre sağlığı çalışmaları, okullarda içme suyu çalışmaları, iyotlu tuz kullanımı, talasemi eğitim çalışmaları, HIV/AIDS önleme ve eğitim çalışmaları, bağışıklama çalışmaları (okul aşıları), projeler planlanmakta ve uygulanmaya çalışılmaktadır (90).

Okul sağlığı hizmetleri çok disiplinli ekip yaklaşımı ile yürütülmektedir. Ekip içinde hekim, hemşire öğretmen, öğrenci velisi, psikolog, diyetisyen oluşmaktadır. Ekip içinde okul sağlığı hemşiresi (OSH) hizmetlerin sunumunda önemli role sahiptir (90, 91).

2.6.1. Okul sağlığının önemi

Okul çağı; bireyin okula başlama yaşı olan 6-7 yaşlarında başlayarak öğrenim hayatı boyunca devam eden ve bireyin eğitimi, çevresi, ailesinin de etkisiyle dünya görüşü değerleri ve kişiliğini oluşturmaya başladığı dönemdir. Okul çocukları her ne kadar, erken çocukluk döneminin çeşitli sağlık sorunlarını çözümlemiş, hastalık ve ölüm risklerinden büyük ölçüde kurtulmuş, genelde sağlıklı bir yaş grubunu oluşturuyor olsalar da, bu dönemdeki çocuklar biyolojik büyüme ile birlikte birçok sağlık sorunu ile karşılaşabilmekte ve bakıma gereksinim duyabilmektedir. Toplum içerisinde okula giden çocuklar önemli bir yere sahiptir (29).

(27)

2.6.2. Okul sağlığında hemşirenin yeri

Çocuklar okulda fiziksel ve sosyal çevresi ile sağlığı doğrudan etkiler. ABD’de Ulusal Okul Hemşireliği Derneği (NASN) okul hemşirelerini; çocukların ve gençlerin entelektüel potansiyellerini kullanarak bireysel yeteneklerini artırmak, var olan ve gelecekteki fiziksel, sosyal, kişisel ve emosyonel büyümelerini olumlu etkilemek için yararlı kararlar alan kişiler olarak tanımlamaktadır. Amerikan Okul Sağlığı Derneği (ASHA) ise okul hemşiresini; bakım verici, eğitici, danışman, vaka yöneticisi, savunucu ve araştırmacı etkinliklerden sorumlu meslek üyesi olarak tanımlamıştır (91). Çocuk Hemşireleri, sağlığı geliştirmeye yönelik etkinliklerle, çocukların içsel kontrol algılarını artırarak sağlıksız davranışı terk etme ve olumlu sağlık davranışını başlatarak sürdürmede yardımcı olabilir (36).

Okul hemşireliği çocuk ve gençlerin sağlık sorunlarının belirlenmesi ve çözümünde önemli bir role sahiptir . Okullarda sağlık eğitiminin hedefi, çocuğun okul öncesi edindiği olumlu sağlık, bilgi, tutum ve davranışlarını desteklemek, olumsuz ve yetersiz olanları değiştirmektir. Ülkemizde çocukların ve dolayısıyla

toplumun; sağlık düzeyinde yükselme, olumlu sağlık davranışlarının

kazandırılabilmesi ve sağlıklı bireyler yetiştirmek adına okul/çocuk hemşireliğinin yaygınlaştırılması ve okul sağlığına yönelik planlı ve sürekli sağlık hizmetlerinin sunumu önemlidir. Bu sayede okul çocuklarının olumlu sağlık tutum davranışlarında artış gözlemlenecektir (92).

Başkale, Bahar (2010), okul öncesi çocuklara yönelik Piaget’in kuramına dayalı geliştirdikleri beslenme eğitimini uyguladıkları deney grubundaki çocukların kontrol grubundaki çocuklara göre beslenme bilgi puanlarını artırdığı, besin tüketim sıklıklarında olumlu gelişmeler olduğunu saptamışlardır (93).

Okul hemşireleri aynı zamanda çocukların rehabilite olmasından da sorumludurlar. Bahar ve ark. (2008), Gölcük depreminden altı ay sonra yaptıkları bir çalışmada, yedinci sınıfa giden 187 öğrenciye yönelik uğraş terapisi ve probleme dayalı grup terapisinin planlanmış ve öğrencilerin depresyon ölçeği kullanılarak depresyon düzeyleri karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada öğrenciler rastgele seçilerek iki

(28)

gruba ayrılmış, bir gruba psikiyatrist hekimler tarafından probleme dayalı grup terapisi, diğer gruba ise hemşireler tarafından uğraş terapisi uygulanmıştır. Çalışmada sonucunda, gruplar arası depresyon puanlarında anlamlı bir farklılık olmamasına karşın, depresyon puanlarında anlamlı bir azalma saptanmıştır (6).

Sonuç olarak; Okul sağlığı hizmetleri öğrenci, veli, okul ve sağlık ekibi dörtlüsünün ortak çalışması ile gerçekleştirilmesi gereken bir hizmet alanıdır. Okul hemşiresi öğrencinin fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlığındaki sapmaları en kolay belirleyebilebilen kişi konumundadır. Her ne kadar ülkemizde özel okullar dışında okul hemşireliği sistematiği çok fazka yer almasa da, toplum sağlığı hizmetleri yapılabilecek ortak değerlendirmeler ile çocukların büyüme ve gelişmesi ve normalden sapmalar yakından takip edilebilir. Riskli durumdaki çocuklar okul-aile işbirliği ile normale çekilebilir.

2.7.Çocuklarda Sağlık Tutumunun Değiştirilmesinde Çocuk Hemşiresinin Rolü

Sağlık eğitimi her yaştaki bireyin davranış ve tutumlarının değiştirilmesinde çok etkili bir süreçtir. Sağlık eğitimi ile ilgili yapılan araştırmalarda kullanılan sağlık inanç, sağlık tutum ve sağlığı geliştirme kuramları tüm alanlardaki hemşireler gibi çocuk hemşiresinin de temel alması gereken bilgi kaynaklarıdır. Halk sağlığı hekim ve hemşirelerin ortaokul 5 ve 8. sınıflar ile ilgili yapılan bir araştırmada sağlık eğitimi sonrasında banyo yapma, diş fırçalama hastalıklardan korunma, hastalıkların bulaşma yolunu bilme alkolün ve sigaranın zararlarını bilme, ilk yardık yapabilme gurultu kirliliğini önleme yollarının bilme çevre sorunları ile ilgili farkındalığın artması minerallerin vücudumuz için önemini bilme posalı ve lifli besinlerin tüketmenin önemini bilme konularında anlamlı düzeyde artış belirlenmiştir (94).

Çocuk hemşiresi diğer hemşirelik alanlarından farklı olarak holistik

yaklaşımınım yanı sıra aile merkezli bakım felsefesi ile çocuğa ve aileye hizmet vermek durumundadır. Bu bağlamda doğumdan 18 yasına kadar olan periyotta ki sağlık ve hastalık döngüsünde çocuğun ve ailesinin en fazla etkileşim içerisinde olduğu meslek grubu olan çocuk hemşirelerinin sağlık eğitimi konusunda etkinliği tartışılmaz düzeydedir. Sadece aile içinde büyüyen çocuğun değil okul gibi sosyal ortamlar içerisinde gelişen ve farklılaşan çocuğu desteklemekte çocuk hemşiresinin

(29)

en temel rolleri arasındadır. Sağlık eğitim faaliyetlerinin çocuğun ailenin ve içinde yaşadığı toplumun gereksinimleri çerçevesinde düzenlenmesi bu anlamada önemlidir bunun için iyi bir tanılama ile toplumun çocuk acısından riskli gruplarının belirlenmesi önemlidir. Doğru bir tanılama sonrasında düzenlenen sağlık eğitimlerinin çocuklarda tutum ve davranış değişikliğinde etkili olduğu kanıtlanmıştır (6, 94). Bahar Z (2010) çalışmasından aktarılan Plert ve ark. (2006), yaptıkları çalışmada okullarda sigara bırakma üzerine randomize kontrollü yaptıkları çalışmada; girişimden 6 hafta sonra deney grubunda sigara içmeme %18.0 kontrol grubunda %2.0 olarak belirlenmiştir. Üç ay sonra bu oranlar deney grubunda %24.0 kontrol grubunda %5.0 olup, okul sağlığı hemşiresinin bütüncül yaklaşımıyla yürüttüğü girişimlerin çok etkin olduğu saptanmıştır (6). Ergül Ş. ve Temel B.A. (2009), İzmir’de bir Askeri Lisede sigara içen öğrencilerde sigaraya karşıt olumlu davranış geliştirmeye yönelik hemşirelik girişimlerini değerlendirdikleri verilen sağlık eğitimi ve danışmanlık programı sonucunda; öğrencilerin girişim sonrasında nikotin bağımlılık puanlarında azalma, öz etkililik puanlarında ve sigaraya karşı zarar algılarında artma olduğu belirlenmiştir (95). Ceylan ve Turan (2009), okul hemşirelerinin öğrencilerin büyüme ve gelişmelerini izlemede, sağlıklarını geliştirmede var olan ve potansiyel sağlık problemlerini belirlemede olumlu rolleri olduğunu saptamıştır (32). Eğitimler esnasında ailenin de surece dahil edilmesi davranış ve tutum değişikliği sonucunu kısa surede görmek acısında önemlidir. Bunun için çocukla ilgili eğitim faaliyetleri planlayan çocuk hemşiresini aile katılımları ile desteklenmiş okul eğitimlerini öncelik vermesi gerekmektedir. Bu araştırma kapsamında ilköğretim öğrencilerini sağlık tutumları belirlemeye çalışılmış olup sosyoekonomik durumu ne olursa olsun istenmedik davranış ve tutumların okulda verilen müfredat çerçevesin de ile bile değiştiği belirlenmiştir. Bu alanda eğitimlerin çocuk hemşiresi tarafından planlanıp sürdürülmesinin olumlu sağlık davranışlarının daha da etkili olacağı öngörülmektedir. Bu bağlamda konuya ilişkin girişimsel eğitim faaliyetlerini içeren yeni araştırılmaların yapılması önerilmektedir.

(30)

3. GEREÇ VE YÖNTEM

3.1. Araştırmanın Amacı

İlköğretim çağı 6, 7, 8. sınıf çocuklarını içeren ilköğretim öğrencilerinin sağlık tutum ve davranışlarının değerlendirilmesidir.

3.2. Araştırmanın Tipi

Bu araştırma analitik tipte bir çalışmadır.

3.3. Araştırma Soruları

1. Örneklemi oluşturan ilköğretim öğrencilerinin demografik özellikleri nasıldır?

-Yaşa, sınıf düzeyine, cinsiyete, kardeş sayısı, anne-baba yaşına, anne-baba eğitim durumuna, anne çalışma durumu, anne- baba mesleğine, gelir durumuna göre özellikleri

2. Örneklemi oluşturan ilköğretim Öğrencilerinin sağlık alışkanlıkları nasıldır?

-Günlük beslenme sayısı, açıkta tüketilen ürünleri tüketme, obezite bilgisi, meyve ve sebze tüketimi bilgisi, tuz ve şekerli beşin tüketim sıklığı, banyo yapma sıklığı, tırnak kesme sıklığı, elleri yıkama sıklığı, çamaşır değiştirme sıklığı gibi)

3. İlköğretim öğrencilerinin sağlık tutumları (sağlık sorumluluğu, çevre ve

güvenlik sağlığı, bütünüyle sağlıklı bir insan) ne düzeydedir?

4. Öğrencilerin sağlık alışkanlıkları cinsiyete göre farklılaşmakta mıdır? 5. Öğrencilerin sağlık alışkanlıkları sınıf düzeyine göre farklılaşmakta mıdır? 6. Öğrencilerin sağlık alışkanlıkları okul türüne göre farklılaşmakta mıdır?

3.4. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman

Bu araştırma 1 Kasım 2018 - 1 Mayıs 2019 tarihleri arasında Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı dört okulda yapılmıştır.

(31)

3.5. Evren ve Örneklem

Bu araştırma Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı farklı sosyoekonomik öğrencilerin devam ettiği 4 ayrı okulda yapılmıştır. Farklı sosyoekonomik bölgedeki okullar belediye alt yapı hizmetleri, sosyal ve kültürel ulaşılabilirliğin kolay olması, her iki ebeveynin de çalışması, evlerin mimarı şekli’ ne (apartman ya da gecekondu..) göre seçilmiştir. Araştırmaya alınan örneklem evreninin içerisindeki %5 ve %95 güven aralığı alınarak örneklem hesaplama yöntemine göre hesaplanmıştır. Buna göre evren başında düşünüldüğünde İbrahim Fikri Anıl (iyi sosyoekonomik okul-İ.S.E)= 892, Asma Ortaokulu (düşük sosyoekonomik okul-D.S.E)=164, Mimar Sinan Ortaokulu (düşük sosyoekonomik

okul-D.S.E)=235, Üzülmez Ortaokulu (düşük sosyoekonomik okul-D.S.E)=108

toplamda İbrahim Fikri Anıl Ortaokulu için 892, Asma+ Mimar Sinan +Üzülmez Ortaokulu için toplam 507 kişilik evren üzerinden örneklem hesaplanmıştır. Bu örneklemde iyi sosyoekonomik özellikli okul için 270, kötü sosyoekonomik özellikli okullar için 270 sayıda öğrenci örnekleme alınarak veri toplanmıştır. Örneklem için seçilen iyi sosyoekonomik okul sayısının fazla olması ve homojen bir araştırma yapılabilmesi için kötü sosyoekonomik okuldan 3 adet okul seçilmiştir. Her okul için ayrı örneklem hesaplanmıştır.

Tablo 1. Örneklem Belirleme Tablosu

Evren Örneklem (%5 hata %95 güven aralığı)

İ.S.E* 892 268 (alıncak rakam 270)

D.S.E** 1 2 3 164 235 108 116 (alınacak rakam 100) 146 (alınacak rakam100) 68 (alınacak rakam70) Toplam 1399 540

*İyi Sosyoekonomik **Düşük sosyoekonomik

3.6. Etik yaklaşım

Ölçeğin araştırmada kullanılabilmesi için, ölçeğin yazarlarından, Fatma Pelitoğlu Çıldır ve Sami Özgür’den e-posta yoluyla izin alınmıştır. Araştırma Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İnsan Araştırmaları Etik Kurulu tarafından

(32)

05.12.2018 tarihinde onaylayarak (Karar no: 2018/33.01) ile kabul edilmiştir (EK 1). Zonguldak İl Milli Eğitimden uygulama için Zonguldak İl Valilik Makamı’ndan 20.12.18 tarihli 45865702-605.01-E.24557459 sayılı izni alınmıştır (EK 2). Araştırmaya katılan öğrencilere ve ebeveynlerine araştırma amacı hakkında bilgi verilmiş olup ve gönüllü onam formu da EK 3’ te yer almaktadır.

3.7. Araştırmanın Snırlılıkları

Özellikle son dönemde göçlerden dolayı iyi sosyoekonomik yapısının değişmesi (Afganistan, Irak, İran, Suriye ..vb ülkelerden göç alınması)

3.8. Veri Toplama Araçları

3.8.1. Çocuğa İlişkin Bilgi Formu

Araştırmacı tarafından hazırlanan bilgi formu 47 sorudan oluşmaktadır. Öğrencilerin yaşı, sınıfı, cinsiyeti, kardeş sayısı gibi çocuğa ilişkin sosyoekonomik özelliklerini inceleyen 14 adet sorudan, beslenme, hijyen, fiziksel aktivite, kaza, güvenlik ve çevre bilinci sorularından oluşan sağlık davranışlarını değerlendiren 33 adet sorudan oluşan bu form literatürden yararlanılarak araştırmacı tarafından hazırlanmıştır ve çoktan seçmeli şeklindedir ve Ek 4 ‘de yer almaktadır (4, 10, 12, 48, 53, 57, 60, 65, 74, 94, 109, 132, 142, 146, 147).

Tablo 2. Beslenme, Hijyen, Fiziksel Aktivite ve Kazadan Korunma Anket Soruları Madde Sayıları ve Aldıkları Puanlara İlişkin Ortalama Tablosu

Madde sayısı Min-Mak Ort±ss

Beslenme 7 0-6 2.95±1.07

Hijyen 10 0-8 3.87±1.34

Fiziksel aktivite 3 0-3 1.24±0.83

Kaza ve korunma 7 0-7 3.56±1.52

Öğrencilerin beslenme, hijyen, fiziksel aktivite ve kazaya maruz kalma/korunmaya ilişkin sorulara verdikleri yanıtlar şu şekilde değerlendirilmiştir: Beslenme puanlarının 0 ile 6 arasında değişmekte olup ortalama 2.95±1.07, hijyen

(33)

puanlarının 0 ile 8 arasında değişmekte olup ortalama 3.87±1.34, fiziksel aktivite puanlarının 0 ile 3 arasında değişmekte olup ortalama 1.24±0.83ve kazaya maruz kalma ve korunma puanlarının 0 ile 7 arasında değişmekte olup ortalama 3.56±1.52 olduğu saptanmıştır. Bu puanlar öğrencilerin tüm alanlarda ortalamaya yakın puan aldığını göstermektedir.

3.8.2. Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği:

34 maddeden oluşan öğrencilerin sağlığına ilişkin genel durumlarının belirlenmeye çalıştığı 3’lü likert tipinde bir ölçektir. Yüz yüze görüşme yöntemiyle kağıt kalem testi olarak uygulanmaktadır. Pelitoğlu ve Özgür tarafından geliştirilen ölçek 3 ayrı faktörde tanımlama yapılabilmektedir ve Ek 5’ de yer almaktadır.

Tablo 3. “ Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği ” Genel ve Alt Boyut puan Ort±ss Min – Max Değerleri

Madde sayısı

Min-Mak Ort±ss Cronbach

alfa

Sağlık sorumluluğu 17 17-41 20.82±5.27 0.865

Çevre ve güvenlik sağlığı 9 9-27 12.04±3.93 0.896

Bütünüyle sağlıklı bir insan

8 8-24 12.60±4.89 0.929

Toplam 34 34-80 45.46±9.45 0.883

Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği’nden oluşmaktadır ve alınan puanların 34 ile 80 arasında değişmekte olup ortalama 45.46±9.45 olduğu saptanmıştır. “Sağlık sorumluluğu puanların 17 ile 41 arasında değişmekte olup ortalama 20.82±5.27 olduğu saptanmıştır. “Çevre ve güvenlik sağlığı” alt boyutu puanların 9 ile 27 arasında değişmekte olup ortalama 12.04±3.93 olduğu saptanmıştır. “Bütünüyle sağlıklı bir insan” alt boyutu 8 ile 24 arasında değişmekte olup ortalama 12.60±4.89 olduğu saptanmıştır. Çalışılan örneklemdeki Cronbach’s Alpha düzeyleri (0.88) ölçeğin genel Cronbach Alphasından (0.96) düşük olmasına rağmen kabul edilebilir değer olan 0.65’in üzerinde bir puanda olduğu için çalışmanın yeterli güvenirlikte olduğu düşünülmektedir.

(34)

Sağlık sorumluluğu alt boyutu örnek maddeleri

• 16.madde kişisel bakım ve temizliğimi kendim yapmayı sevmiyorum (ters

değerlendirildi)

• 11.madde vücudumu sevmiyorum(ters değerlendirildi)

• 19.madde kendi sağlığıma önem verdiğime inanıyorum.

Çevre ve güvenlik sağlığı alt boyutu örnek maddeleri

• 2. madde çöplerimi her zaman ayrıştırarak bir çöp kutusuna atarım.

• 3. madde alışverişe gitmeden önce alınacakları listelemek hoşuma gidiyor.

Bütünüyle sağlık alt boyutu örnek maddeleri

• 27.madde sağlıklı olmak için hastalıklardan korunmak gerekir.

• 34.madde ikizlerin genleri aynı olduğu için mikroplara karşı bağışıklık sistemleri aynıdır.

3.9. Uygulama

Araştırma verileri öğrencilere; Çocuğa İlişkin Bilgi Formu ve Öğrenci Sağlık Tutum Ölçeği uygulanarak toplanıldı. 1 Kasım 2018- 1 Mayıs 2019 tarihleri arasında tarihleri arasında örneklermi oluşturan ilköğretim okullarında okuyan 6, 7, 8. sınıf öğrencilerinden araştırma amacı anlatılmıştır. Araştırmaya katılmak isteyen öğrencilerden gönüllü onam formu alındıktan sonra veri toplama araçlarının doldurulması istenmiştir. Öğrencilere yaklaşık 15-20 dakika süre verilerek anket yöntemi kullanılmıştır.

(35)

4. BULGULAR

Çalışma 01 Kasım – 01 Mayıs tarihleri arasında toplam 540 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir.

Tablo 4. Öğrencilerin Yaş, Sınıf, Cinsiyet Dağılımı

Değişken n (%) Yaş 11 143 (26) 12 117 (21.3) 13 214 (38.9) 14 76 (13.8) Sınıf 6 163 (29.6) 7 127 (23.1) 8 260 (47.3) Cinsiyet Kız Erkek 281 (51.1) 269(48.9)

Anne yaşı 25-30 yaş 10 (1.8)

31-35 yaş 108 (19.6)

36-40 yaş 240 (43.6)

41-50 yaş 173 (31.5)

50 yaş ve üstü 19 (3.5)

Baba yaşı 25-30 yaş 2 (0.4)

31-35 yaş 69 (12.5)

36-40 yaş 195 (35.5)

41-50 yaş 228 (41.5)

50 yaş ve üstü 56 (10.2)

Anne öğrenim durumu Okuma-yazma bilmiyor 6 (1.1)

İlkokul 149 (27.1)

Ortaokul 90 (16.4)

Lise 183 (33.3)

Lisans ve üstü 122 (22.2)

Baba öğrenim durumu Okuma-yazma bilmiyor 6 (1.1)

İlkokul 107 (19.5)

Ortaokul 110 (20)

Lise 194 (35.3)

Lisans ve üstü 133 (24.2)

Aile tipi Geniş aile 78 (14.2)

Çekirdek aile 464 (84.4)

Referanslar

Benzer Belgeler

Vural ve diğerleri (2010) tarafından masa başı çalışanlar üzerine yapılan araştırmada fiziksel aktivite düzeylerine göre yaşam kalitesi skorları

Ancak kronik hastalığı olan yaşlılarda; fiziksel aktivitenin tipi, süresi ve yoğunluğu, hastalığın düzeyine ve kişisel özelliğe bağlı olarak değişebilir..

Bedensel engelli bir bireyin aktiviteleri, sahip olduğu engele bağlı olarak kısıtlanmakta, mimari engeller, egzersiz, fiziksel aktivite ve spor konusun- daki bilgi eksikliği

Bakanlığımızca bedensel, zihinsel ve ruhsal sağlık için fiziksel aktivi- tenin önemi konusunda toplumun bilgi düzeyinin arttırılması ve bireylere düzenli fiziksel

Sonuç olarak, tüm kategorik değişkenlere (yaş, eğitim düzeyi, mesleki yıl ve beden kütle indeksi) göre polis memurlarının fiziksel aktivite düzeyleri

Bu ders kapsamında; fiziksel aktivite ve hareketle ilgili kavramlar, fiziksel aktivite ve hareketin sağlık açısından önemi; dönemlere ve özel gereksinimli olma durumuna

şekilde yaşla ilişkisiz olarak erkek çocukların aktivite sayısı ve sıklığı olarak da kızlardan daha yüksek değerlere sahip olduğu tespit edilmiştir.. Hafta sonu

Bu sonuçlara kıyasla araştırmamızda obezite oranının daha düşük aksine zayıf oranının fazla olması öğrencilerin yeterli ve dengeli beslenme konusunda yeterince