Sanat
___-
-.-Ressam SU YÜCEL, babası
CAN YÜCEL'le birlikte sergi açtı
Çizgiler ve
sözcükler
Su'da birleşti
Şu anda devam etmekte olan bir sergi hem gözlerimizi hem de yüreğimizi dolduruyor. Çünkü içinde hem bol şür hem de bol resim var. Şiirler Can Yücel'den, resimler ise kızı Su'dan... Bu sergi bir resim-şiir, baba-kız ortak çalışması. Duygularını kelimelere döken bir baba ve çizgilere aktaran bir kız...
Su Yücel, iki yıllık bu çalışmayı bir tesadüfe bağlıyor. Datça'da babası şür yazar, o resim yaparken düşmüş bu fikir aklına, "Kocadağ’ı, denizi görüyorsun, aym şeyleri. O dağdan sen resim
üretebilirsin o da şiir. Neden olmasın diye düşündüm, şiirler resim işte böyle birleşti."
Su Yücel sanatların hepsinin kendi içinde bağımsız olmasına rağmen bir yerde birleştiğini düşünüyor. Bu yüzden de serginin açılışında bu iki sanata bir de müziği ekliyor. Leman Kültürdeki açılışa Ali Perret piyanosuyla, Reyent Bölükbaşı ise çellosu ile katılıyor. "Üçü birlikte... Caz kendi içinde resim kendi içinde, şiir kendi içinde. Birbirinden bağımsız olarak fakat birbirine eş olarak, eşlik etmeden kolektif bir yapıt ortaya çıktı. Kimse kimseyi zorlamadı. Kimse kimseye eşlik etmedi herkes bütününde olanını çıkardı. Keyifli bir çalışma bir deneyim oldu."
Reyent Bölükbaşı yaptıkları bu "işi" şöyle anlatıyor: "Önceleri bir eksiklik vardı, düşündüğüm ve yaptığım müzikte. Sonra söz girdi, aydınlanmaya başladı bir takım şeyler. Şimdi de renk geliyor müziğimize, hadi hayırlısı. Ermeyelim?"
Şür resime esin kaynağı oluyor. Bu Türkiye’de ilk deneme değil, daha önce Orhan Murat Arıbumu ve Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi isimler tarafından yapılmış bir çalışma. Ama bugün bunu devam ettirmeye çalışan tek isim Su Yücel. Şair başkası olsaydı eğer, belki de bu kadar kolay olmazdı diye düşünüyor. Sanat dalları içerisinde en zor olanm şiir olduğunu söylerken bunların bir yerde birleşmesi gerektiğini de ekliyor. "İlla bir resim duvarda duracak diye bir şey yok. Müzikten, sokaktaki gürültüden bile etkileniyorsun. Bunların birleşmesi gerekiyor."
Can Yücel'in şiirlerini resime katması yeni değü, 1950’lere uzanıyor. Önce Metin Eloğlu ile sonra Edip Cansever'le birlikte deniyorlar. Ali Perret ve Reyent
Bölükbaşı ile çalışmaları, yani müziği şüre katmaları da öncelerden geliyor. Can Yücel'in ortaya çıkandan çok mutlu ve heyecanlı olduğunu öğreniyoruz. O şöyle diyor: "Bu işi önemli sayıyorum. Çünkü böylece kulağı, gözü ve eli topluca kullanmayı denemek istedik."
Selcen TANINMIŞ
Taha Toros Arşivi