• Sonuç bulunamadı

Diabetik Ayak Ülserlerinin Debridmanmda Topikal Kollagenaz Kullanımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Diabetik Ayak Ülserlerinin Debridmanmda Topikal Kollagenaz Kullanımı"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cumhuriyet Üniversitesi

Tıp Fakültesi

Diabetik Ayak Ülserlerinin Debridmanmda Topikal Kollagenaz

Kullanımı

The Use of Topical Collagenase in Detjridement of Diabetic Foot Ulcers

Ali Rıza ERÇÖÇEN * , Sarper YILMAZ *, M. Erol DEMİRSEREN **, Serdar M. GÜLTAN ***

ÖZET

Bu çalışmada, kliniğimize toplam 44 diabetik ayak ülseri nedeniyle başvuran 38 hastada, ülserlerin debridmanında enzimatik debridman yöntemini uyguladık. Bu amaçla Clostridium histolyticum kültür filtratmdan elde edilen kollagenaz enzimi (clostridiopeptidase A) ve nötral proteaz içeren preparatını yara yüzeyine topikal olarak uyguladık. Enzimatik debridman yönteminin yara iyileşme süreci üzerine olumlu yada olumsuz etkilerinin yanısıra, rekonstrüksiyona kadar geçen süre ve hastanın hastanede kalış süresini azaltıp azaltma-dığını araştırdık. Elde edilen sonuçları değerlendirdiğimizde, hastanede kalış süresinin 15 ila 60 (ortalama 32) gün arasında değiştiğini ve olgularımızda topikal kollagenaz ile enzimatik debridmanın 7 ila 45 (ortalama 20) gün arasında sağlandığını saptadık Dokuz olguda herhangi bir cerrahi girişime gerek du-yulmadan sekonder iyileşme ile kaydadeğer sonuç elde ettik ve 33 olguda rekonstrüktif cerrahi girişimleri (primer onarım, greft ve lokal flep ile onarım) uyguladık. Hastalardan 36'sında tam iyileşme sağlanırken, iki hastada ülserin progresyonu sonucu majör amputasyon uygulandı. Sonuç olarak topikal kollagenaz ile enzimatik debridmanın diabetik ayak ülserlerinde yara iyileş-me sürecini hızlandırdığını, rekonstrüksiyona kadar geçen süreyi ve hastanede kalış süresini kısalttığını saptadık.

Anahtar Kelimeler: Diabetik ayak ülseri, enzimatik debridman, kollagenaz, yara iyileşmesi.

SUMMARY

in this study, we used the method of enzymatic debridement for the treatment of 44 diabetic foot ulcers in 38 diabetic patients. A topical agent containing collagenase (clostridiopeptidase A) and neutral protease derived from the culture of Clostridium histolyticum was used. We assessed positive and negative effects of the enzymatic debridement on vvound healing process in the diabetic foot ulcers, and also we investigated vvhether the time required for reconstruction and hospitalization was decreased vvith this debridement method. The results shovved that the hospitalization time ranged from 15 to 60 (mean 32) days, and enzymatic debridement was completely successful in a majority of patients during a period that ranged from 7 to 45 (mean 20) days. W e obtained satisfactory results vvith secondary healing in nine cases vvithout surgical intervention, reconstructive surgical procedures (primary repair, repair vvith skin graft and local skin flap) vvere done in 33 ulcers. Although complete healing was obtained in 36 patients, majör amputation was done in tvvo patients because of progressive ischemia and necrosis.

it vvas concluded that the enzymatic debridement vvith topical collagenase accelerates healing process in the diabetic foot ulcers and decreases the time required for reconstruction and hospitalization.

Key VVords: Diabetic foot ulcer, enzymatic debridement, collagenase, vvound healing.

C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 22 (1): 5 - 12, 2000 GİRİŞ

Diabetik ayak ülseri, herhangi bir nedenle has-taneye başvuran diabetik hastaların % 20'sinde karşı-laşılan bir problem olup, bütün travmatik olmayan amputasyonların % 50'sinden sorumludur (1). Diğer

Yrd. Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı, Sivas. ** Arş. Gör., Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı, Ankara. *** Doç. Dr., Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı, Ankara.

(2)

ülserlerin aksine 9-10 kat daha geç iyileşen ve önemli morbiditeye yol açan bu kronik ülserler diabete bağlı olarak ortaya çıkan diğer komplikasyonlara oranla, hastaların daha fazla süre (3 ila 6 ay) hastanede kal-malarını gerektirmektedir (2, 3).

Günümüzde, bu kronik ülserlere yönelik tıbbi ve cerrahi tedavide yaşanan gelişmelere rağmen elde edilen sonuçlar tatmin edici değildir. Kontrol edileme-yen hiperglisemi, dengesiz beslenme, kötü hijedileme-yen ve yetersiz ayak bakımı ülserin progresyonuna yol açan faktörlerdir. Genellikle karşılaşılan tablo, fonksiyonel kayba neden olan yumuşak doku enfeksiyonun derin dokulara ilerleyerek osteomiyelit ile sonuçlanmasıdır. Bu aşamada cerrahi girişimin başarısı sınırlı kalmaktadır ve amputasyon kaçınılmazdır (4). Ekstremitenin kurta-rılması düşünülüyorsa, öncellikle enfeksiyon ve vasküler tıkanıklık aşılması gereken önemli engellerdir. Enfeksiyon debridman, yara bakımı ve antibiyotik teda-visi ile kontrol altına alınıp, arteriyal revaskülarizasyon sağlandıktan sonra ülserin tedavisinde başarılı olunabilir ve ekstremite amputasyondan kurtarılmış olur. Özellikle osteomiyelit düşünülen diabetik ayak ülserlerinde, sistemik antibiyotik tedavisi ve debridman amputasyonu önlemede etkili bir yaklaşımdır. Buna karşın, yumuşak doku enfeksiyonu olan olgularda, debridman ile nekrotik materyalin ortamdan uzaklaştı-rılması, enfeksiyon riskini azaltarak yaranın iyileşme sürecini hızlandırabilir. Ancak, ek travmaya yol açtığın-dan ve hasta tarafınaçtığın-dan her zaman kabul edilmeyebile-ceğinden dolayı cerrahi debridman uygulanamayan ülserlerde, enzimatik debridman yarada nekrotik ma-teryalin yıkımı yoluyla uzaklaştırılmasında önemli yere sahiptir (5, 6). Özellikle kanama bozukluğu saptanan ya da genel durumun elverişli olmaması nedeniyle cerrahi girişimden kaçınılan olgularda, yara yüzeyinden nekrotik materyalin uzaklaştırılmasında enzimatik debridman uygun bir seçenektir. Enzimatik debridman fibrin, elastin, kollagen ve hücresel debristen oluşan nekrotik dokuların ortamdan uzaklaştırılması, anjiogenezin uyarılması, bakteriyal enfeksiyonun sınır-lanması ve iyileşmeyi hızlandıran "grovvth" faktörlerin salınımını sağlayarak yarada anabolik proçeslerin er-kenden başlamasına yol açarak, iyileşme sürecini hız-landırmaktadır (7). Bu amaçla direkt (proteaz, kollagenaz, deoksiribonükleaz, fibrinolizin) ve indirekt (streptokinaz) etkili enzimlere ait preparatlar

kullanıl-mıştır. Bu enzimlerden özellikle kollagenazın, plasebo'ya üstünlüğü yapıian çalışmalarla ortaya ko nulmuştur (5, 6). Sadece nekrotik dokuda canlılığını kaybetmiş kollagen liflerinin yıkımı yoluyla debridman sağlayan kollagenaz enzimi klinikte özellikle kronik ülserlerin tedavisinde yaygın kullanım alanı bulmuştur (5, 6, 8, 9).

Bu çalışmada, homojen bir hasta grubu olan diabetiklerde ayak ülserlerinin enzimatik yoldan debridmanı ve rekonstrüktif girişime hazırlanmasında, topikal kollagenaz kullanımının yeri ve önemi araştırıldı,

GEREÇ VE YÖNTEM

Diabetik ayak ülseri nedeniyle başvuran 38 hastada saptanan toplam 44 ayak ülserinin tedavisi süresince enzimatik debridman yöntemi uygulandı. Hastaların yaşı, cinsiyeti, ülser(ler)in boyutları, lokalizasyonu, evresi ve kronisitesi ile altta yatan has-talığa (diabetes mellitus) ait detaylı veriler elde edildi. Hastalar 3-36 (ortalama 10) ay süreyle takip edildiler.

Klinik olarak abse, yumuşak doku enfeksiyonu ve osteomiyelit olduğu saptanan olgularda öncelikle drenaj ve cerrahi debridman yapıldı. Hastalarda diabetik ayak ülserinin gelişmesinde önemli role sahip olan etiyolojik faktörlerin saptanmasına yönelik olarak; endokrinolojik, nörolojik, mikrobiyolojik ve vasküler değerlendirmeler yapıldı.

Hastalar kan glukozu regülasyonu için rutin en-dokrinolojik değerlendirme sonucunda uygun takip ve tedavi programına alındı. Nörolojik değerlendirmede duyusal ve otonomik nöropatinin tipi ve derecesi araş-tırıldı. Hastalardan topikal kollagenaz tedavisi öncesin-de ve sonrasında elöncesin-de edilen yara kültürleri ve biyopsi materyallerinden semi-kantitatif mikrobiyolojik değer-lendirmeler yapıldı. Tedavi seçeneğinin ve uygulanacak cerrahi girişimin etkinliğinin belirlenmesi için vasküler değerlendirme yapıldı. Periferik nabızların muayenesi, gerektiğinde anjiografi ve bütün hastalarda non-invaziv yoldan Vasoscan cihazı ile bilek-brakiyal indeks "ankle-brachial index" (ABI) ölçümü yapıldı.

Enzimatik debridman amacıyla Clostridium histolyticum kültüründen elde edilmiş clostridiopeptidase A ve nötral proteaz içeren kollagenaz preparatı (Novuxol®, Knoll Alman İlaç Ltd.

(3)

Şti., İstanbul) kullanıldı ve lokal bir antibiyotik olan Bacitracin preparatı (Thiocilline®, Abdi-İbrahim İlaç San. A.Ş., İstanbul) ile kombine edilerek, Ringer Laktat solüsyonu ile irrigasyonu yapılan yara yüzeyine topikal olarak tatbik edildi ve üzeri Ringer Laktat solüsyonu emdirilmiş gazlı bezler ile kapatıldı. Bu şekilde yapılan pansuman işlemi günlük olarak tekrarlandı. Topikal kollagenaz ile birlikte deterjan ve antiseptik solüsyonla-rın (chlorhexidine, poviod-iodine gibi) kullanılmasından kaçınıldı. Bu süreç zarfında ek olarak cerrahi debridman yapılmadı.

Kültür ve antibiyogram sonucuna göre uygun antibiyotik seçilerek, yumuşak doku enfeksiyonu olan olgularda 7-15 gün, osteomiyelit olgularında ise 6 hafta süreyle kullanıldı.

SONUÇLAR

Yaşları 35 ile 84 (ortalama 62) arasında deği-şen, 25'i erkek ve 13'ü kadın toplam 38 hastada 44 diabetik ayak ülserinin tedavisinde topikal kollagenaz ile enzimatik debridman sağlandı. Ülser boyutları (en x boy x derinlik) 4 (2-10) x 6.4 (3-18) x 0.9 (0.3-4) cm olup, kronisite dikkate alındığında hastalığın 16 (4-38) yıl, ülserlerin ise 24 (3-112) hafta süreyle mevcut ol-duğu saptandı.

Yapılan fizik muayene sonucunda, ülserin sınıf-landırılması (Edmond (10) ve VVagner (11) sınıflandır-ması), nöropatinin topografik sınıflandırması ve

non-invaziv vasküler değerlendirmeye ait bilek-brakiyal indeks (ABI) sonuçları Tablo.I'de özetlenmiştir. Olgula-rın büyük kısmında ülserlerin ayak sırtı ve tabanında lokalize, yüzeyel ve derin ülserasyon ile karakterize Evre I ve II olarak sınıflandırıldığı, bu olgularda özel-likle simetrik mikst tipte polinöropatinin hakim olduğu ve vasküler değerlendirmede bilek-brakiyal indeksin 0.5-0.8 arasında ölçüldüğü saptandı.

Hemen hepsi enfekte olan yaralarda sıklık sıra-sına göre; S.aureus, S.epidermidis, P.aeruginosa (n=14), Proteus mirabilis (n=10), E.coli (n=8), S. aureus (n=7), Kl ebsi ella pneumoniae (n=4), Bacteroides (n=l) gibi patojen bakteriler üredi. Yara kültürü ve antibiyogram sonucuna göre, yumuşak doku enfeksiyonu olan olgularda 7-15 gün ve osteomiyelit olan olgularda 6 hafta süreyle uygulanan antibiyotik tedavisinden sonra olguların hemen hepsinde enfeksi-yon kontrol altına alındı. Hastalarda 7-45 (ortalama 20 gün) gün arasında değişen sürelerde, topikal kollagenaz kullanımı ile enzimatik debridman uygulan-dı. Topikal kollagenaz kullanılan periyod boyunca klinik olarak enfeksiyon bulgularında ve yarada gram başına bakteri sayısında belirgin azalma sağlandı. On iki olgu-da yara yüzeyinden elde edilen biyopsilerden yapılan semikantitatif ölçümlerde kollagenaz ile enzimatik debridman öncesinde gram başına bakteri sayısı 107

(105-108) iken, enzimatik debridman sonrasında 104 (103-106) olarak saptandı. Klinik olarak, topikal

Tablo I: Diabetik ayak ülseri olgularında ülser ve hastaya ait özelliklerin dağılımı .

Ülser Lokalizasyonu (Edmond)10

Ülser Derinliği (VVagner )n

Nöropati Düzeyi Bilek-Brakiyal

İndeks (ABI)

Ayak sırtı (9) Evre 0 (0) Normal (5) >0.8 (6) Dış malleol (5) Evre I (16) Simetrik mikst polinöropati (21) 0.5-0.8 (24) Amputasyon güdüğü (3) Evre: II (14) Sadece duyusal nöropati (8) 0.2-0.5 (9) İç malleol (3) Evre III (8) Sadece motor nöropati (2) «3.2 (2) V.Metatars laterali (6) Evre IV (5) Sadece otonomik nöropati (2)

I.Metatars mediali (6) Evre V (1) Ayak tabanı (12)

(4)

kollagenaz uygulamasını takiben 7. günden itibaren nekrotik dokunun yerini sağlıklı granülasyon dokusunun aldığını ve 14. günden itibaren ise yaranın kontrakte olmaya başladığını gözledik. Topikal kollagenaz ile debridman sonrasında uygulanacak rekonstrüktif seçe-neği, ekstremitenin kanlanma durumunu göz önünde tutarak saptadık. Bu nedenle bilek-brakiyal indeksi 0.2'den düşük olan olgularda minör ve majör amputasyonlar tercih edilirken, bilek-brakiyal indeksi 0.2-0.5 arasında olan olgularda yara sekonder iyileş-meye bırakıldı ve topikal kollagenaz tedavisine yara tam olarak iyileşene kadar devam edildi. Bilek-brakiyal indeksi 0.5'den yüksek olan olgularda öncelikle deri grefti ile onarım tercih edilirken, 0.8'den yüksek olan olgularda deri greftlerinin yanısıra lokal flepler uygu-landı.

Bilek-brakiyal indeksi 0.5'den yüksek, enfeksi-yonu kontrol altına alınmış ve ülser zemininde granülasyon dokusu yeterli olan 18 olguda kısmi kalın-lıkta deri grefti ve beş olguda tam kalınkalın-lıkta deri grefti ile rekonstrüksiyon sağlandı (Şekil 1). Dört olguda ülserin eksizyonunu takiben primer onarım (Şekil 2) ve altı olguda lokal flep ile onarım uygulanırken, dokuz olguda ise yara sekonder iyileşmeye bırakıldı (Şekil 3). Topikal kollagenaz ile enzimatik debridmanı takiben rekonstrüksiyona hazır olgulardan sekizinde girişim sırasında minör (parsiyel ve total parmak, ray ve ön-ayak) amputasyon (Şekil 4) uygulanırken, tedaviye yanıt vermeyen iki olguda majör (dizaltı) amputasyona başvuruldu. Tedaviye yanıt değerlendirildiğinde; 36 (% 94) hastada kaydadeğer sonuç elde ediklirken, 2 (% 6) hastada tedaviye yanıt alınamadı ve progresyon göste-ren ganggöste-ren sonucu majör amputasyon uygulandı.

Topikal kollagenaz uygulanan sürenin 7-45 (or-talama 20) gün arasında değiştiği dikkate alındığında, altı olguda sekonder iyileşme için gereken süre 24 (14-45) gün, otuz olguda greftleme için gereken süre 16 (7-21) gün, sekiz olguda ise eksizyon-primer onarım ve fleple onarım için gereken süre 18 (14-30) gün olarak saptandı. Tam olarak iyileşmeyi takiben hastaların hastanede kalış sürelerinin ortalama 32 (15-60) gün olması, topikal kollagenaz kullanımının rekonstrüksiyon için gereken süreyi ve dolayısıyla hastanın hastanede kalış süresini kaydadeğer bir şekilde azaltığını göster-mektedir.

Şekil 1: (A) V. Metatars lateralinde, evre II diabetik ayak ülserinin cerrahi debridman sonrası görünümü. (B) Aynı olguda topikal kollagenaz uygulamasını takiben 7. günde yaranın nekrotik materyalden tamamen te-mizlendiği ve granülasyon dokusunun belirgin olarak arttığı izlenmekt edir. (C) Deri gr ef ti ile rekonstrüksiyonu takiben postop. 6.ayda elde edilen sonuç.

(5)

Şekil 2: (A) Evre IV diabetik ayak ülserinin cerrahi debridman sonrası görünümü. (B) Aynı olguda topikal kollagenaz uygulamasını takiben 14. gündeki görünüm. (C) Ülse-rin eksizyonu ve primer onarımı ile elde edilen sonuç (postop. 20.gün).

Şekil 3: (A) Her iki plantar bölgede ciddi derecede nöropatinin eşlik ettiği geniş, evre I diabetik ayak ülserleri. (B) Aynı olguda topikal kollajenaz uygulamasının 7. gü-nünde nekrotik dokunun ortamdan hızla uzaklaştırıldı-ğı ve yara kenarlarından epitelizasyonun hızla ilerledi-ği izlenmektedir. (C) Sekonder iyileşmeye bırakılan yaralarda 30. günde elde edilen kaydadeğer sonuç iz-lenmektedir.

(6)

Şekil 4: Anjiografide anterior ve posterior tibial arterlerde ileri derecede tıkanıklık saptanan, lokal ya da serbest flep uygulanması şansı olmayan evre IV diabetik ayak ülseri olgusunda, topikal kollagenaz ile debridman öncesinde ayağın (A) dorsal ve (B) planlar görünümü. 32 gün süreyle kollagenaz ile enzimatik debridmandan sonra greftleme için gerekli zemin sağlanıp, ampute edilen II ve III. ayak parmaklarından hazırlanan "filleted" fleplerle ve kısmi kalınlıkta deri grefti ile defekt onarıldı. Postoperatif geç dönemde (3.ay) rekonstrüksiyonu tamamlanmış ayağın (C) dorsal ve (D) plantar görünümü.

TARTIŞMA

Diabetik ayak ülserleri ilk karşılaşıldığında uygun yara bakımı yapılmadığı takdirde, enfekte olmaya eği-limlidir ve bilindiği gibi diabet ile enfeksiyon insidansı arasında pozitif bir korelasyon söz konusudur (12). Enfeksiyonu kontrol altına almaya yönelik olarak sistemik antibiyotik tedavisini takiben, kan glukoz dü-zeylerinin takibi ve regülasyonu, yara temizliği ve debridman zaman geçirilmeden yapılmalıdır (4). Yara yüzeyindeki nekrotik doku bakteriler için uygun ortam oluşturmasının yanısıra, granülasyon dokusu oluşumu-nu ve yara kenarlarından epitelizasyooluşumu-nun ilerlemesini

önler. Yara yüzeyindeki yabancı cisim ve nekrotik doku materyalinin ortamdan uzaklaştırılması iyileşmeyi tetikleyen en önemli faktördür. Debridman genel olarak selektif ve non-selektif olmak üzere ikiye ayrılır. Selektif debridman (enzimatik ve cerrahi eksizyon) ile sadece nekrotik dokular ortamdan uzaklaştırılırken, non-selektif debridman (mekanik, fiziksel ve kimyasal) ile nekrotik dokuların uzaklaştırılmasının yanısıra canlı dokular da hasar görmektedir. Seçilecek debridman yöntemi hastanın durumu ve mevcut koşullara göre değişmektedir. Ancak ideal olan yöntem; canlı dokulara zarar vermeyen, iyileşme sürecini geciktirmeyen,

ka-10

A

(7)

Erçögen ve Ark.

namaya ve ağrıya yol açmayan, hastanın ek olarak anestezi almasına gerek duymayan ve hastanede kalış süresini en aza indiren yöntemdir (13). Bu kriterleri göz önüne aldığımızda cerrahi, mekanik ve kimyasal debridman yöntemlerine oranla enzimatik yöntem yukarıda saydığımız nitelikleri taşımaktadır.

Literatüre göz attığımızda, proteolitik enzimlerle debridmanın 19601ı yıllardan beri gündemde olduğunu ve enzimatik debridman ile kayda değer sonuçlar elde edildiğini görüyoruz. Hovves ve ark. nekrotik dokunun denatüre olmamış kollagen lifleriyle yara yüzeyine yapışık kaldığını, bu kollagen lifleri ortamdan uzaklaştı-rılmadıklarında, debridmanın başarılı olamayacağını ve granülasyon dokusu oluşumunun geciktiğini ortaya koymuşlardır (14). Proteolitik enzimler (streptokinaz-streptodornaz, tripsin-kimotripsin, papin, ficin, deoksiribonükleaz-fibrinolizin ve kollagenaz) ile debridman konusunda yapılan çalışmalarda, özellikle enfekte ve nekrotik yaralarda, cerrahi girişime hazırlık safhasında oldukça önemli katkıları olduğu, buna karşın kollagenaz dışındaki diğer enzimlerin sağlam kollagen üzerine etkisi olmadığından elde edilen başarının sınırlı kaldığı gösterilmiştir (15). Buna karşın, Hovves ve ark. (14) ve Boxer ve ark. (9) kollagenazın sağlam kollageni kolayca hidrolize edip, ülserlerin debridmanını ve iyi-leşmesini hızlandırdığını ortaya koymuşlardır. Bu geliş-melerden sonra kollagenaz, özellikle enfekte ve nekrotik kronik ülserlerin (bası yaraları, iskemik bacak ülserleri gibi) enzimatik yoldan debridmanında ve teda-visinde geniş bir kullanım alanı bulmuştur.

Üçlü-helikal yapısı gereği kollagenin yıkımı, sa-dece spesifik kollagenaz ile olmaktadır. Bu spesifik kollagenazlar ile kollagenin yıkımı üç safhada gerçek-leşmektedir: (I) Bağlandığı kollagen lifler yumuşamaya başlar, (II) helikal yapısı nedeniyle maskelenen mole-küller kollagenazın etkisine açık hale gelir, (III) üçlü-heliks'in parçalanmasını takiben ortaya çıkan kollagen fragmanları diğer proteazlar tarafından yıkıma uğratılır. Bu enzimatik proçeste nötrofil ve fibroblast orjinli iki kollajenaz önemli rol oynar. Yara iyileşmesi sürecinde, bağ dokusunu infiltre eden lökositler, ekstrasellüler matriksin yıkımı ve ortamdan uzaklaştırılmasını sağlar-lar. Gün üm üzd e klinikt e sıklıkla kullanılan kollagenazlar, Clostridium histolyticum kültür filtratından elde edilen clostridiopeptidase A ve nötral

proteaz'dır. Clostridiopeptidase A spesifik olarak kollageni parçalar ve fibriller arasındaki nekrotik ma-teryalin yıkımı ve temizlenmesini hızlandırır. İnsandaki kollagenazın analoğu olan bu bakteriyal kollagenaz, Tip I, II, III, IV ve V kollagenin yıkımında oldukça etkilidir (2, 13, 14) Clostridial proteaz ise proteinlerin yıkımında geniş ve non-spesifik bir spektruma sahiptir. Kollagenaz etkili ve güvenilir bir debridman ajanıdır. Nekrotik materyal ve denatüre olmamış kollagen lifleri-ne bağlanarak hızlı bir şekilde enzimatik debridman sağlar ve granülasyon dokusu oluşumu, epitelizasyon ve yaranın iyileşmesi için uygun bir ortam sağlar. Ya-rada cerrahat, kötü koku ve enflamasyonu azaltmakta-dır. Kolay uygulanabilirliği önemli bir avantajıdır ve etkileşmediği topikal antibakteriyal ajanlarla (aminoglukozidler, bacitrasin gibi) birlikte de uygula-nabilir.

Özellikle enfekte ve nekrotik yaralarda topikal kollagenaz kullanımının terapötik yararlılığı birçok ça-lışma ile gösterilmiştir (5, 6 , 8, 9, 16). Çaça-lışmamızda, özellikle bilek-brakiyal indeksi 0.5'in üzerinde olan diabetik hastalarda ayak ülserlerinin enzimatik yoldan debridmanı ve rekonstrüktif girişime hazırlanması ama-cıyla bacitracin ile kombine edilerek kullanılan topikal kollagenaz'ın;

I. Yarada nekrotik materyali hızlı bir şekilde ortam dan uzaklaştırdığını,

II. Klinik enfeksiyonu baskıladığını,

m. Granülasyon dokusu oluşumunu belirgin şekilde arttırdığını,

IV. Yüzeyel yaralarda ise epitelizasyon sürecini hız landırdığını,

V. Rekonstrüksiyona kadar geçen süreyi ve hastane de kalış süresini azalttığını saptadık.

KAYNAKLAR

1. Laing P: Diabetic foot ulcers. Am J Surg, 167 (Suppl. 1A): 31S-36S, 1994.

2. Hatz RA, Nieder R, Vanscheidt W , and VVerterhof W : VVound Healing and VVound Management. Berlin, Springer- Verlag, , pp. 98-105, 1994

3. Levin ME, O'Neal LW : The Diabetic Foot. St. Louis, CM Mosby, pp. 9-10, 1988.

1 1

(8)

Diabetik Ayak Ülserlerinin Debridmanında Topikal Kollagenaz Kullanımı

4. Lithner F: Epidemiology and economic impact of the diabetic foot-a majör health çare problem, in Bakker K and Nieuvvenhuijzen-Kruseman AÇ (Eds.): Proceedings of the First International Symposium on the Diabetic Foot. Amsterdam, Excerpta Medica, pp. 9-17, 1991.

5. Rao DB, Sane PG, and Georgiev EL: Collag'enase in the treatment of dermal and decubitus ulcer. J Am Geriatr Soc, 23: 22-30, 1976.

6. Nierman MM: Cutaneous ulcer: treatment vvith collagenase. Cutis, 18: 579-581, 1976.

7. Das PK, VVesterhof W: Pathobiology of necrosis. in VVesterhof W and Vanscheidt W (Eds.): Proteolytic Enzymes and Wound Healing. Berlin, Springer Verlag, pp. 1-6, 1994.

8. Lee LK, Ambrus JL: Collagenase therapy for decubitus ulcers. Geriatrics, 30: 91-98, 1975.

9. Boxer AM, Gottesman N, Berstein H, et al.: Debridment of dermal ulcers and decubiti vvith collagenase. Geriatrics, 24: 75-86, 1969.

10. Edmond ME: The diabetic foot: Pathophysiology and treatment. Endocrinol Metab Clin North Am, 15: 889-916, 1986.

11. VVagner FW: The dysvascular foot: a system for diagnosis and treatment. Foot Ankle, 2: 64-122, 1981.

12. Sapico Fi, Witte JL, Canavvati HN, et al.: The infected foot of diabetic patient: quantitative microbiology and analysis of clinical features. Rev Infect Diş, 6: S171-S176, 1984. 13. Donati L, Magliano E, Colonna M,and Garbin S: Surgical

versus enzymatic debridement. in VVesterhof W and Vanscheidt W (Eds.): Proteolytic Enzymes and VVound Healing. Berlin, Springer Verlag, pp. 31-48, 1994. 14. Hovves EL, Mandl I, Zaffuto S, et al.: The use of

Clostridium hystoliticum enzymes in the treatment of experimental third degree burns. Surg Gyn & Obst, 109: 177-183, 1959.

15. Otteman, MG, Stahlgren LH: A laboratory method of the quantitative measurement of the lysis of burn eschars in animals by chemical debriding agents. Surg Forum 13: 41- 46, 1962.

16. Sarıfakioğlu N, Dalay C, Yavuz M, Kesiktaş E, Acartürk S:j Kronik yaralarda kollajenaz ile enzimatik debridman. Türk Plastik Cerrahi Dergisi 4: 164-171, 1996.

Yazışma Adresi

Dr. Ali Rıza ERÇOÇEN Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı 58140 Sivas

(9)

Referanslar

Benzer Belgeler

Göz damlaları veya merhemleri kullanırken ilaç şişe uçlarının konjonktiva veya korneaya direkt teması gözlemlenen hastalara gözde yanlış ilaç kullanımı teşhisi

Hastalar ve Yöntem: Mart 2007 ile Ekim 2009 tarihleri arasında kliniğimize başvuran topikal anesteziklerin aşırı dozda kullanıl- masına bağlı gelişen keratopati

Her ne kadar topikal anestezik aşırı kullanımı sonucu gelişen toksik keratopatilerde medikal tedavi ve cerrahi girişimler ile başarılı sonuçlar elde edilse de,

 Bu preparatlar, lokal veya sistemik etki için uygun taşıyıcı içinde bir veya birkaç etkin madde içeren çözelti veya süspansiyonlardır..  Ayrıca ıslanabilen toz, pat

- Topikal retinoidlerin sistemik tedaviler ile etkinliğini karşılaştıran çalışmalar bulunmamakla birlikte enflamatuvar akne lezyonlarında sistemik tedavilerin

salisilik asitin kullanıldığı uzun yılların ardından, psoriasis topikal tedavisinde günümüzdeki ilk seçenek ilaçlar kortikosteroidler, D vitamini analogları,

∑ Seboreik dermatit: Kronik, rekürren bir hastal›k olan seboreik dermatit tedavisinde non-steroid topi- kal ilaçlar›n alternatif oldu¤u görüflüne

Hence when a person walks or runs on the tile, power is generated on the sensors and is stored in battery and at the same time power is supplied to the Arduino and the number of