• Sonuç bulunamadı

Ressamın Özgürlüğü...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ressamın Özgürlüğü..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

7 7 - 5 0 2 -3 * 9 A •' » y ___________

C U M H U R İY E T /İS^ ı

POLİTİKA VE (İTESİ J

MEHMED KEMAL

Ressamın Özgürlüğü...

Yeni Adam diye bir dergi çıkaran İsmail Hakkı Baltacıoğ- lu, adının başındaki İsmail’i İsmayıl diye yazardı. Kimse de niye böyle yazıyorsun diye sormazdı. Dergideki yazıların ara­ sında siyah-beyaz desenler vardı. İşte bu şık desenlerin al­ tındaki imza da Fikret Mualla olurdu. Çoğu kişi Fikret Mual- la’yı kadın sanırdı.

Dergide öyküsü çıkan genç bir yazar ressamı kadın sanır, merak edermiş, bir arkadaşına sormuş:

“Yahu şu Fikret Mualla kadın mı, erkek mi?” “ Bilmiyor musun?”

“Ne bileyim ben, İstanbul’a hiç yolum düşmedi, kimseye de soramadım.”

“Çok güzel bir bayandır, ortaokulda resim öğretmeni. Se­ ni bir gün tanıştırayım.”

Günün birinde Küllük’te (Beyazıt’taki kahve) taşralı yazar­ la Fikret Mualla’yı tanıştırır. Ressam kadın değil, orta boylu iri kıyım bir erkektir. Genç yazar fena halde işlediğini aniar.

O dönemin ressam, şair, yazarları gibi Fikret Mualla da bir bohem, bir delifişektir. Alkol tutkunu olanlar sık sık tımarha­ neye düşerler. Bunları orada koruyanlar

rj. Celâldir. Fikret Mualla. l ^ ’jJOJüPCİ^aıı^ınaa aıtı ay Bfi- kırköy’de oturmak zorunda kalır DoıoorıarT8İ>SamrNiÎf2Wff Tevfik’in yanına verirler. Biri şair, öteki ressam iki sanatçı bir arada geçinir. Dost oldukça Neyzen ressamın hoşuna gider. Neyzen kadın özlemi mi çekiyor, hemen dizeler hazırdır.

Dudağında yangın varmış dediler Ta ezelden yayan koşarak geldim

Ressam da sıkıldıkça Neyzen’in saçları darmadağın port­ relerini yapar. Neyzen’in bulunmadığı günler ressam Bakır­ köy’e dayanamamaktadır. Adaşı Fikret Adil'e içerden mektup­ lar yazar.

Tanınmış ve sözü geçen bir yazar olan Fikret Adil’e şöyle seslenir: "Tam 9 aydır bir sürü serseri hergele içinde bulu­ nuyorum. Bir kere olsun beni sorup aramaya gelmedin. Bo­ ku bokuna yatıyorum. Sıhhatçe demir gibiyim, beni kurtar kabilse...”

Fikret Mualla D G ru bu ’ndan mıdır bilmiyorum, ama Abi- din Dino’nun yakın arkadaşıdır. Abidin onun Bakırköy’e yatı­ rmışını şöyle anlatır: “Eğitim Bakanlığı ya da müdürlüğü res­ samın kafadan sakat olmadığını belirleyen bir belge istemişti. Sağlam raporu getiremezse işinden, gücünden olacaktı.” Bir süre Bakırköy’de kalır, raporu alır çıkar. Özgürlüğe düşkündür.

“...Ben hürriyetimi çok severim. Bunu naçiz sükûtumda bu­ lurum. Resim yaparken ibadet eder gibi, sükûtu beynimin tepesinde, saçlarımın dibinde duymazsam o zaman bilirim ki yanlış bir iş yapıyorum.”(..) Sükûtumu resmen severim, iba­ det eder gibi resim yapmayı ister, ruhsal rahatımı burda sağ­ larım. Bu da benim hakkımdır. Bu sırada bana, benim gö­ zümdeki sanata neler söylemezler: ‘İşte zavallı yine resim yapıyor. Para kazanacağı yerde boyalarla, fırçalarla uğraşı­ yor, sonra ekmek parası bulamıyor.’ Doğru, bu bezirgânların hakları var. Resim yapmak, resim yaptırmak zengin toplum- ların süsüdür ve ben leblebiciler arasında bir ucubeyim. Bu kitle içinde onlarca bir deliyim. Nitekim bence de beni re­ sim yapmaktan uzak tutan herhangi bir kimse de benim düş­ manımdır. Ben de ruhça yoksul bir toplumun asalak zengin­

liğinin müthiş bir düşmanıyım.”

Fikret Mualla’yı, 1955 yıllarında Hıfzı Topuz’la Lüksemburg Parkı’nda gezerken görmüştüm. Uzaktan gelen adamı, “ iş­ te bu Fikret Muallal" diye göstermişti, konuşmak istediğim­ de “Konuşmayalım,” demişti. “ Buraya gelen her Türkü ken­ dini izlemeye gelmiş polis sanıyor.” Bundan görüşemedik. Yanımızdan geldi, geçti. Çok kişiden duydum, yüreğinde ûl- Resinden getirdiği bir polis korkusu varmış. Mezarının Paris: ten İstanbul’a getirilişinde, “Keşke görüşseydim” diye üzül­ müştüm.

O günlerde mi, şimdi de resme ve ressama özgürlük yok... Çünkü bir ressamımız, “Ö zgür olmadığım için yıllarca soyut resim yaptım” derdi.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

İlil lliı Mli fl Um

Mil lılU İlil li İlli Uttı Mil İli İli

* 0 0 1 5 0 2 3 5 3 0 0 6 *

r

Referanslar

Benzer Belgeler

Dizide okuyucunun daha az tanıdı­ ğı sanatçılarla ilgili ciltler, özellikle de çağımıza daha yakın dönemlerle ilgili klasikleşmiş yazarlara ayrılacak

The dilatometer data of the dimensional change or shrinkage (dL/L0) and shrinkage rate (dL/dt) of the pellets in the first stage sintering zone is given in Figure 3 depending

Okmeydanı ile sim­ geleşmiş her biri birer sanat eseri olarak tasarlanmış bu dikilitaşlan bulabilmek bugün zorlu bir araştır­ mayı, hatta arkeolojik

Kültür endüstrisinin ideolojisi, panzehirini yine kendi içinde taşır (Dellaloğlu, 2001: 96). Endüstri’nin kendisiyle çelişir hale gelebilmesi için, belirli bir

Verilen bilgilere göre ayrıca darülkurra, Cumhuriyet döneminde önce sağlık müzesi, ardından müftülük binası, 1968’den sonra Kültür Bakanlığı’na bağlı

Aya Yorgi manastırı, denize i- nen sert bir yamacın üzerinde inşa edilmiş olduğundan burası halk ara­ sında «Krimnos» yâni «Uçurum» manastırı diye de

Numune Maks.. fazla tokluk kazanımı elde edilerek üstün bir tokluk değerine ulaşılmıştır. Saf epoksi Zn nanopartikül ilaveli numunelerin postkür uygulanmış ve

Kemal paşa zade Sait beyin mnhtumu babaaum- j el yazısile yazılmış bazı notlarını j görmem için bana