• Sonuç bulunamadı

Vakit hala gelmedi mi?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vakit hala gelmedi mi?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İlll

,l„

ll,„

llll,

lllll

l„ll

,l,ll

ll„

„ll.

...

IIIII

1I..

.

.

...

...

...

...

...

...

...

...

...

..

.

Vakit hâlâ

gelmedi mi?

O

rhan Veli için, ölümünden sonra yakın dostları tarafından bir de­ faya mahsus olmak üzere çıkarılan ‘‘Son Yaprak” dergrisilnde kanaatimce kaybettiğimiz sairin Türk edebiyatındaki yerini be­ lirtmek için vakit henüz erkendir” deniliyordu. Aradan tam 15 yıl seç­ ti. 15 yıl böyle bir değerlendirmeyi yapmak için yeterli zamandı- Ama şairin ne yakııı dostları, ne de edebiyat araştırıcıları Orhan Veli hak­ kında beklenen bu eseri henüz yermedüer.

MEYDAN’IN “ Son Yaprak” tan aşağıya aldığı parçalar, yakın arka« daşlarınuı farklı açılardan ve farklı anlayışlarla çizdiklerf Orhan Veli portrelerine aittir. Yakınlarının O’nu anlatırken biraz da kendilerini anlatmalarını ve O’nda kendilerimi sövmelerini biz, bu çok yakın arkadaş-, lığın alışkanlıklar!jio izah

ediyoruz-Y emsi

S a b a h a t t i n E Y U B O Ğ L U

1* allarme, Edgar Ailen Poe’nun ölü- IW 1 mü için yazdığı bir şiirde, ebedili­ ğe göçen şairin, değişir hallerden sıyrılarak öz varlığına kavuştuğunu söy ler. Yahya Kemal ise Rintlerin Ölümü’n de şairi ölümünden sonra yeniden do­ ğuşların tükenmez tazeliği içinde görür- Birine göre değişme ölümle biter, öte­ kine göre asıl ölümden sonra başlar, mezar bir çeşit beşik olur.

Orhan Veli’ntn şiirlerini yeniden okur­ ken: Yahya Kemal söylemiş dedim, doğ rusunu. Baktım, her şiirinde ayrı bir telâş, onun martılarının tüylerinde her sabah yeniden başlıyan yaşama telâşı- Hiç de dumanlı, dolambaçlı olmayan, tam şekillerini bulmuş, rahat özentisiz yalın sözleri yeni yeni düşüncelere doğ­ ru uzanıyor; genişliyor: Bir ben var bende benden içeri, diyorlar. Sür hep o şiir de biz mj değişiyoruz? Biz mi yeni ışıklar tutuyoruz içine? öyle de olsa bir değişme, bir gelişme var ya ortada. Ö- lür* ötesi hayat dedikleri de bu mânâ yenileşmesi olsa gerek-

Bir daha konuşmayacak bir Orhan Vali var elbet; hem de nasıl var, tadını dostlarına sorun; ama bir başkası asıl şimdi başlıyor konuşmaya. Hele bütün Şiirleri bir araya toplanınca, sözleri bir birini yakından aydmlatmıya başlayın­ ca eskisi yenisine, yenisi eskisine renk­ ler katınca bizim tanıdığımız Orhan Ve­ li büsbütün uzaklaşacak, bir yenisi çı­ kacak karşımıza.

ölümünden sonra beni ilk şaşırtan şi­ iri şu oldu:

Gemliğe doğru Denizi göreceksin; Sakın şaşırma.

Bu şiir üstüne kendisiyle konuşmuş­ tuk. Ne demek istedin bu şiirde diye sormuştum. Gülerek: Ne söylediysem o- nu, demişti. Ama kitabının, Garib’in ba­ şında bu şiire iki beyaz sayfa ayırması ne demek oluyordu? Bir şaşırtmaca mı? Okuyucuya; şiirden büyük, karışık söz­ ler beklemeye alışmışsın, ben sana tam tersine, en basit gerçekleri söyliyece- ğim mj demek istiyordu. Belki.. Fakat- hayır, seviyorum bu şiiri, diye kesip

at-ItlimillllllllllllllItlimimiklllllHllllllllllltmilIllIllIlIlHHMIlIMI

mıştı. Şiirin mânâsını sınırlandırmak is temiyordu. Nitekim ben de eski tefsiri­ mi unutmuştum. Şimdi bu şiiri Deli e- der insanı bu dünya şiirine bağlıyarak anlıyordum. Bir tepenin ardından çı- kıveren deniz bütün hayâl cennetlerin­ den daha güzel, bütün yeniliklerden da­ ha şaşırtıcıdır- Denizi, dünyayı, insan­ ları her görüşünde şaşırmıyorsan beyhu­ de şiir okuma, anlıyamazsm gibi bir mâ nâ yok mu bu şiirde?

Sair dünyayla aramıza inen perdeleri kaldıran insandır. Düşüncemizi saran uyuşturucu alışkanlıkları sıyırarak bize gökleri yeniden gösteren, yaşamanın ta dma yeniden vardıran:

Gökyüzünü ben boyarım her sabph Hepiniz uykudayken!

Uyanır bakarsınız ki mavi­

li Az şair hayatı Orhan Veli kadar sevmiş, sevdirmiştir. Ama hayat sevgi­ si onu bencilliğe ve rahat severliğe gö­ türmedi. Bilhassa son yıllarda dünyanın İnsanı deli eden güzellikle»! Orhan Veli­ ye haksızlıklara, kötülüklere, geriliklere karşı koma gücü olmuştu. Şiir yaşamak sevincinden sıyrılıp insanlığın haline çevriliyordu:

Bak, dünya renkler içinde. Bu güzel dünya içinde Sevin sevinebilirsen İnsanlığın haline karşı.

Tek insan hallerinden insanlığın ha­ line doğru: Orhan Veli’nin şiirinde git­ tikçe beliren yöneliş buydu. Bu yöneliş onu bir yandan yerli şiir kaynaklarına, bir yandan da dünya şiirine bağlıyordu- Onunki kadar memleket kokan şiir az bulursumiz; bununla beraber dünya şa­ irleri arasına en kolay katılabilecek şa­ irlerimizden biri de Orhan Veli'dir. Ru malj Hisarı’ nda yeniden türkü söyleme­ ye başlıyan bu garip kişi türkçeyi in­ sanca söylemesini biliyordu.

Orhan Velinin

ardından

O k t a y R I F A T

Gide, roman kahramanlarını için de yaşadığı küçük tomurcukları gelişti­ rerek ortaya çıkardığını söyler. Yukar­ da adlarım saydığım frenk şairleri — Baudelaire, Verlaine, Rimbaud gibi — ise bu tomurcuklarla doludur. Yeni

"M erh u m Suavi T edii’ niln k a lem ile” •

;

.

i s i

fransız şairleri bu tomurcuklardan dal lar budaklar çıkaradursunlar Orhan da burada aşağı yukarı aynı işi yaptı. So­ nuç bunun için biribirine benziyor. Bu yüzden Orhan’ın şiirini Batılılaşma ha­ reketine bağlamak doğru olur, sanıyo­

rum-Orhan sadece bu mu? Ou kadar mı? Elbetteki değil. Bizim için en önemli ta rafı ileri şiire, yâni halka çıkmak için harcadığı gayrettir. Gayret deyip de geçril oy in! Şiir insanın yemişidir, yemi­ şi bütün lezzetleriyle değiştirmek için önce insanın kendi kendisini kafasiyle, dııygulariyle, bütün iç yapısiyle değiş­ tirmesi gerek. Yıllarca değiş, eda araş­ tırmaları içinde dönüp dolaşmış bir şa­ irin halkın beklediği, aradığı sözü şiiri­ ne perçinlemek için çabalaması, hattâ o ileri söz uğruna eski şiirinden, şairli­ ğinden vazgeçercesine didinmesi ancak hayranlıkla seyredilecek bir olaydır- ö y le ya eski şiirinizi, şiir melekelerinizi inkâr edersiniz, yerine bir şey de ko­ yamazsınız. Ya eski alışkanlıklarla sa­ vaşmak! Hele bu alışkanlıklar insanın ta kendisi olursa- Halbuki Orhan, baş ka bir yazıda da söylediğim gibi, bu kahramanca gayreti gösterdikten sonra ileri şiirin eşiğine vardı. Yâni ilk şii­ riyle yeni şiire, yeni şiirden de ileri şi­ ire, asıl halk şiirine geçti. Ne yazık ki bu çağında uzun uzadıya şiir söyliye- cek kadar vakit bulamadı. Sesi biraz kısık, hafiften ama içten geldiği gibi- Zaten lirik şairdi Orhan. Belki lirizmi ben başka türlü anlıyorum. Bence lirik şiir yaşanmış şiirdir. O kadar sade, o kadar doğru- Orhan şiirlerinde hiç ya­ lan söylemedi. Onun hayatını yazacak­ lar şiirlerini göz önünden ayırmasınlar- Şiirindeki sevinci de ıstırabı da hayatın da arasınlar.

El ele

j

M e l i h C E V D E T I

66

nı güze] bir kızı sever gibi seviyor­Saadetini bağladığı şiir sanatı­ du. Güzel bir şiir yazmak onda aşk başarısına benzer bir saadet duy­ gusu yaratırdı. Yazdıklarının gerçek­ ten güzel olduğuna inanıyor, şiir yaz­ makla yaşamak gözünde birbirine karı­ şıyor, bir oluyordu. Bardaktaki suyu 1- çiyordu.

Ama bu Çok sürmedi. îçin için “ şiir- E den gelen bu mu? Hepsi bu kadar m ı?” E der gibi bir hali vardı. Bir gün bana; = “ musikiye başlamak istiyorum” demişti. E Bunu söylerken benim anladığım, şiir- S de yapılacak şeyi yaptım, gelelim mu- = sikiye demek istiyordu. Yâni musikide 5 şiirin ona veremediği daha dolgun bir E saadet bulacağını umuyordu. Sanattan Ş içkinin verdiğine benzer bir zevk, bir 5 keyif beklemek. Zaten bu haı üçümüzde E de vardı. Siirdan çok şey ummuştuk. îs- § ted'ğimizi bulamamıştık. Rahatsızlığımı 5 zı yok etmek için hem saadet anlayışı- İ mızı, hem şiir anlayışımızı değiştirme- 5 mlz gerektiğini sık sık konuşurduk. Or Ş han şiirde kendi saadetini ararken, ter- E sine, yaşadığı hayatın sıkıcılığım anla- = yıverdi. Bu yüzden, araştırması kendine E başka bir yön bularak halka, insanlığa, = halkın, insanlığın sözcüsü olmak saade- Ş tine doğru çevrildi. Daha doğrusu o ar- 5 tık şairliği kend'ne meslek edinmeye. Ş bu alanı bir görev alanı olarak seçmev |j ye karar vermişti- Bu mesleği, görevi Ş yüzünden az çekmedi- Yaşasaydı daha 5 da çekecekti.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

¿tı

ıııı

ıııı

ıııı

ıııı

ıııı

ıııı

ııtı

ııı

ııın

ıııı

ıiii

ııııı

ıım

ıııı

ıııı

ım

ıım

ıııi

H

iım

ıııı

ııııı

ıiM

iııı

ııııı

ııııı

ııııı

ıııı

ııııı

ııım

ııııı

ııııı

ıiM

m

m

ıım

ım

ıiM

iııı

Referanslar

Benzer Belgeler

Açık Ders Malzemeleri Sistemine eklenmek üzere hazırlanmış yukarıda bilgisiverilen ders içeriği, düzen ve kapsam açısından uygundur.. Öğretim Elemanı

Ders izlence Formu Dersin koclu ve İsmi 7,BK319 Neırıalolo.ji. Dersin

Dizide 1ıl;,ete yazılarına yer verilmemiş olmakla birlikte, Dünya gazeresinde yıyımlanmış olan "Yanlış Türkçe Kılavuzu" (24 nomaralı) adlı maka|e,

leri, ayİk vc ödcncklcri, meslektç iıerIern.krl, 8örcvlcrinio vç görcv ycrleriniD 8cçici veya sürekü olarık d.ğiştiiilmcsi, halda- nnd8 disjPlin koruşturmısı

arttğ|nl w'guladl, ' YaptğlmE araşllrmalarda santal bealarlndan gkan zehirli gazlarln kansere ),ol adlğınl tesPit eüir di}€

Çünkü mekan, bakan kişinin psikolojisine ve bulunduğu konuma, hatta felsefe ve dünya görüşüne göre değişen bir şeydir." (Tekin, 151) Şekil2'de kendisini

Anaerop sporsuz bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar arasında, saptanma oranı- nın oldukça düşük olmasına karşın, nekrobasilloz, postanjinal sepsis veya Lemierre send-

içme Sütü işleyen Fabrikalarda Temizlik ve Sanitasyon. Erd o&ıııı KÜÇUKÖNER 1 ıs maıl S