• Sonuç bulunamadı

Şehir tiyatrosu 50 yaşında

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şehir tiyatrosu 50 yaşında"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Iß Temimi* 1964

CUM IE ÎR ÎY E T

§ ? $ $ 4- 'X 4 •■ ' ’■- é ' • . *> \ n*4n «5

!

-

.v ■

P M m i

Şehir Tiyatrosunun en kıdemli dört sanatçısı : Muhsin Ertuğrul, Vasfi Kıza Zohu, Bedia Muvalıhit ve 1. Galip Arcan

1 Ağustos gecesi Rumelihisarında Şehir Tiyatrosu

250 kişilik kadrosu ile Coriolanus'u oynayacak

Şehir T iy atro su n u n

temelini atan aSam

ANTOINE

Orta halli bir Fransız ailesinin çocuğu olarak 1857 yılında Limoges’da dünyaya geldi, öğrenim ini tamamladıktan sonra me­ mur olarak havagazı idaresinde çalışmaya başladı. Fakat bütün hevesi sahnede idi. Tiyatroda bir yenilik yapmak gayesi içinde çırpınıyordu. N ihyet bu büyük emelini 1887 yılında tahakkuk ettirebildi. Tanına topladığı beş-on arkadaşı ile birlikte kurdu­ ğu «Serbest Tiyatro» nuıı perdesini 30 mart 1887 günü açtı. Es- kivi yıkan, süsün verine sadeliği, fantezinin yerine fikri, s o n ’î -

ligin yerine tabiiliği getiren bu tiyatro, bflvük bir ilgi topladı. Tiyatro âlemi Andre A ntoine’ın açtığı bu yeni çığırı derhal be­ nimsedi. Ve dünyaya yayıldı bu reform.

A ntoine’ın ikinci devrim merhalesi «Antoine Tiyatrosu» ol­ du. Kendi adını taşıyan bu tiyatro ile sahne âleminde hâdiseler yaratan ünlü tiyatro adamı 1906 yılında hükümetin vâki ricası üzerine kendi adını taşıyan tiyatroyu kapatıp devletin idaresin­ deki Odeon Tıyatrosu’nun başına geçti.

Tiyatro âlem inin bu büyük şöhreti 1914 yılında Şehremini Operatör Cemil Paşa’nın vâki daveti üzerine İstanbul’a geldi. Hem Konservatuar, hem Şehir Tiyatrosu olarak kurulmak iste­ nen m üessesenin teşkilât projesini ve nizamnamesini hazırladı. Ve eski adıyla «Oarüibedayf» nin tem elini attı. Ancak çok geç­ meden patlayan Birinci Cihan Harbi yüzünden bu eserini ta- mamtayamadan geri döndü.

Ünlü kişi, 1943 yılında 88 yaşında iken Fransa’da hayata göz­ lerini yumdu.

I Memleketimizin en eski tiyatrosu jolan İstanbul Şehir Tiyatrosu, 14 temmuz günü kuruluşunun 50’nei yılını tamamladı. Yarım yüzyıl, meni leketimizde bir tiyatro için cidden övünülecek bir zaman ifade etmek­

te.

Şehir Tiyatrosu idarecileri bu gü­ zel jübile yılını en parlak bir şe­ kilde kutlamak gayreti ve heyecanı içinde bulunuyorlar,

i Çalışkan Müdür Basri Dedeogiu hergün vaktinin büyük bir kısmını Belediye’de bu işin idari ve mâlî yönlerini organize etmekle geçirir­ ken başta Muhsin Ertuğrul olmak üzere san’at yöneticileri ile sanat­ çılar da her gün R um elihisarı’nda kızgın güneşin altında «jübile oyu­ nu» nu hazırlamakla m eşguller, j 50 nci yıl kutlama programı, 1 A

ğustos cumartesi gecesi Rumelihi- sarı’nda verilecek «Coriolanus» tem­ sili ile başlayacak ve ekim ayından 1964 yılı aralık ayı sonuna kadar da kış sezonu içinde Şehir Tiyatrosu­ nun beş sahnesinde birden devam edecektir.

Jübile gecesi

1 Ağustos gecesi Rumelihisan'n- daki açılış töreninde Şehir Tiyatro­ sunun en kıdemli sanatçısından en yeni figüranına kadar bütün oyun­ cuları 250 kişilik bir kadro ile «Co­ riolanus» U temsil edeceklerdir. Bu gecenin bir diğer özelliği de uzun yıllardan beri sahnede görülmeyen değerli aktör ve yönetici Muhsin Ertuğrul’un ufacık bir rolle de olsa tekrar seyircilerin karşısına çıkma­ sı olacaktır. Muhsin Ertuğrul, elli yıl önce André Antoine’ın temelini attığı Şehir Tiyatrosunun en eski sanatçısı bulunmaktadır. Onu, Şehir Tiyatrpsundaki mâzileri 40 yılın ü- zerınae şu değerli sanatçı­ lar takip etmektedir: Vasfi Rıza Zozu, İ. Galip Arcan, Bedia Muvah- hit, Hüseyin Kemal Gürmen, Şazi­ ye Moral, Mahmut Morali, Kemal Tözem. Bu sanatçılar da «Coriola­ nus» da rol alacaklardır. Oyundaki figürasyon roller dahi Şehir Tiyat­ rosunun en seçkin sanatçıları ara­ sında paylaşılacaktır.

Ancak kadrodan tek sanatçı (Şirin Devrim), vazifeli olarak Paris’te bu­ lunduğundan onun bu geceye katıl­ ması şüphelidir. Şirin Devrim 1 A- ğustos’a kadar Fransa’dan dönebildi ği takdirde o da «Coriolanus» oyu­ nunda vazife alacaktır.

450’den 1000’e

Şehir Tiyatrosu, önceki seneler

Devlet Tiyatrosunun

Paris’teki başarısı

Bütün sanatkârların rol alacakları piyeste

Muhsin Ertuğrul da sahneye çıkacak

Rumelihisarı’ndaki yaz temsilleri­ nin gördüğü büyük ilgiden cesaret alarak bu sene burayı genişletmek teşebbüsüne geçmiş bulunuyor. Mü­ dür Basri Dedeoğlu’nun bu konuda yapmış olduğu teşebbüs müspet

.sonuç vermiş vc Vakıflar İdaresi j mimarları anfideki yeşil sahaları da tribün hâline getireceklerdir. Böyle ce 450 seyirciyi istiab edebilen Ru­ melihisarı anfisi yapılacak yeni ilâ­ velerle 1000’e yakın seyirci

alabile-Ankara’nın sevilen topluluğu Meydan Sahnesi, «Her ver ti­ yatrodur» kampanyasına katilar..!; Gölbaşı ilçesine bayii Hacılar köyüne giderek köyün ortasındaki düzlükte köylülere bir tem sil vermiştir. Çoluk * çocuk, kadın - erkek, yaşlı - genç bütün köy­ lüler ilk defa seyrettikleri tiyatroya karşı derîn hayranlık duy­ muşlardır. Temsil edilen «Karaların Mchmctleri» ndcıı «Yangın Mehmet» kan dâvası konusunu ele aldığından, uyandırdığı tepki ayrıca özellik taşımıştır. Meydan Sahııesi’nin Çetiıı Köroğlu, Kartal Tibet, Esin Avcı, Teoman ö zer ve Serap Tayfur’dan ku­ rulu ekipi, gördükleri ilgiden dolayı büyük haz duymuştur. Yu­ karıda ve aşağıdaki resimlerde, oyunu heyecan içinde seyreden Hacılar köylüleri ile Kartal Tibet ve Çetin Köroğlu, «Yangın Mrhmcl» İn lılr sahnesinde görülüyorlar.

Halûk BESEN

Devlet Tiyatrosu sanatçıları Paris’ den dönmüş bulunuyorlar. Yorucu bir sezonun hemen peşinden hazi­ ran ayının ilk günlerinde Paris’e gi­ derek «On İkinci Gece» yi oynayan Devlet Tiyatrosu böylece, ünlü

İn-neyt Gökçer’in sahne düzeni beni hayran etti. Metne ihanet etmeden, ama rahatça tefsir ederek, ona ye­ ni bir yankı vermesini bildi.»

11 Haziran 1964 tarihli «Les Lettres Françaises» dergisinde de Türk ve Tunus tiyatroları karşılaş­ tırılarak şöyle deniyor: «Türk Ti-) cirosunun ON İKİNCİ GECE’si

SHAKESPEARE

AU WÍA1K OÍS NATIONS

;

f “ ï» \<-V

s

- û ş f

« W W y >m-S* »<;>*

.

ft»-*x* S»»»» < : e - > V -?.-> ::\ - V » * >Mtfÿ.yKvCy: • Nveve*:«* y>: v<f«Nî-x->; * - > > - • • • • s < y\'N - « - y- . ^ - £«<<•. -:* •■»>'$» « ■■ « . A İ I

Fransız basınından bir kupür

giliz tiyatro adamı William Shakes-ı daha hüvük bir vuzuh ve daha emin peare’in 400 üncü doğum yılı festi*

j

bir sanat gücü arzediyor. Bunun da valine katılmış oldu. şaşılacak bir tararı yok. Zira geııç

Tiyatromuzun Paris’teki temsille- ---rine ait Paris Basın Ateşeliğinden

yurda bir haber gelmediğinden, o- radaki başarısı ya da başarısızlığı i

hakkında bir fikrimiz yoktu. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer, turne hakkında bil gi vererek, başarılı bir oyun çıkar­ dıklarını. Paris basınında birçok ta­ nınmış dergi ve gazetelerin yazar-, lavının övücü sözleriyle mükâfatlan dırıldıklarını Delirtti.

Gökçer’in oeraberinde getirdiği dergi ve gazete kupürlerinden ba zılarmın özetleri şunlar:

11 Haziran 1984 tarihli «Les Nou­ velles Littéraires» dergisinde Marc Bernard: «Her milletin kendi has­ sasiyetiyle onu nasıl besleyip geliş- ! tiril iğin i bir kere daha anlamak fır­ satım bulduk. Türk Devlet Tiyatro­ sunun Milletler Tiyatrosunda oyna- dığ ON tKİNC* GECE, hinbir gece hikâyelerinden biri halini aldı.

Cü-Tunus tiyatrosuna karşılık, hem da- j ha uzun bir tiyatro hayatı var, hem de çok önemli imkânları. Tunuslu­ larda olduğu gibi, onlarda da sahne düzeni tamamiyle aktörlerin oyunu­ na dayanıyor. Komik sahnelerde da ha çok incelik daha da güçlülük var.» Yazının yazarı Paris’in tanın­ mış tiyatro eleştirmenlerinden Syl-

vere Lotringer’dır.

11 Haziran 1964 tarihli «Le Figaro Littéraire» dergisinde de Jacques Lemarchand şöyle diyor: «Bu hafta milletler tiyatrosunda Shakespeare’ ye saygı duruşu yapmaya gelen Türk Devlet Tiyatrosu oldu. Bu ti­ yatroyu idare eden Cüneyt Gökçer bize sevimli bir ON İKİNCİ GECE gösterdi. O gülünç Malvolio rolün­ de kendisine büyük ve haklı bir ba­ şarı sağlıyarak..»

Geçen yıl Ankara’ya gelerek iki ay kalan Devlet Tiyatrosunda «Don Juan» komedisini sahneye koyarak Cüneyt Gökçer’e rejisörlük yapan tanınmış ve ünlü Fransız tiyatro a damı Jean Mercure de, Türk tiyat­ rosunun temsilerine ait broşürde bir yazı yazmış ve Türkiye anılarından bahsederek, Türk sanatçılarının güç­ lü yönlerini ele almış, övücü sözler söylemiştir.

Bütün bunlar göstermektedir ki, Türk tiyatro, şu ya da bu söylen tinin yanında gene de emin adım larla günbegün ilerlemektedir. Bun dan da gene sevinecek olan, gurur lanacak olan, övünç duyacak olan bizleriz...

— ■ I . 1. 1— .I. — . .

---çektir. Bu yeni ilâveler bugünlerde tamamlanmış olacaktır.

Şehir Tiyatrosu, 50 nci yıl kutla­ ma programı ile ilgili olarak bü­ yük bir de «50 nci yıl kitabı» hazır­ lamaktadır. 400 sayfa hacmindeki bu kitapta Şehir Tiyatrosu’nun ya­ rım yüzyıllık bütün tarihi buluna­ caktır. Kitap kış sezonu içinde ya­ yınlanmış olacaktır.

Ünlü Fransız aktörü ve tiyatro yöneticisi André Antoine’in 50 yıl önce temelini attığı Şehir Tiyatro­ su’nun bu parlak jübilesini candan kutlarken bu sahnenin büyük ölü­ leri; küçük Kemaller, Muvahhitler, Hazımlar, Neyyireler, Behzatlar, E- min Beliğler, Râşit Rızalar, Saidler, Talâtlar, Perihanlar, Halideler, Sua- vilef, Reşitler, Yaşarlar ve aramız­ dan ebediyen ayrılmış bulunan di­ ğerlerinin aziz hâtıralarını tazimle anıyoruz. Cem ATABEYOCUJ ş .... .V

-«Arslan Asker»

askere gidiyor

Genç ve değerli sanatçı Genco Erkal, vatani vazifesine gitmek ü- zere son hazırlıklarını yapmakta­ dır. Askerlik vazifesini yedek su­ bay öğretmen olarak ifâ edecek olan Genco Erkal okulların açıl­ masıyla tâyin olunacağı yere gi­ decektir.

Kadıköydeki yeni

tiyatro

Kadıköy’de 1 milyon sarfıyla inşa edilmekte olduğunu yazdığı­ mız yeni tiyatro binasının işlet­ me işini Ankara Sanat Toplulu­ ğundan ilgili bulunduğu bir şir­ ket üzerine alacaktır. Ancak An­ kara Sanat Topluluğu ile tam bir anlaşmaya varılamadığından şim ­ dilik her iki tiyatroda tamamen müstakil olarak çalışacaklardır.

Kadıköy'ündeki yeni tiyatronun idaresi ile Çetin İpekkaya ve Ne­ jat tlhan meşgul olacaklardır.

T l-

BES

Şehir Operası

<

CARMEN* e

b a ş l ı y o r

Misafir soprano Dominique Rika

«Turandot» operasının başarılı temsillerinden sonra Şehir Ope­ rası, 18 Temmuz cumartesi gecesinden itibaren Açıkhava Tiyatro- su’nda «Carmen» operasına başlayacaktır.

Carmen rolUnU oynayacak misafir sanatçı Paris Operası sop­ ranosu Dominique Rika hafta içinde şehrimize gelerek çalışmala­ ra başlamıştır. Diğer önemli rollerde Italyan tenor Anıedeo Zam- bon, Meral Menderes- Mete Uğur ve Devlet Operası sanatçılarından Özcan Sevgen yrr alacaklardır. «Carmen» i Aydın Gün sahneye koyacak, orkestrayı ila Cemal Keşiş Hey yöııcı'cekût, Koteugraiı Rezzan Abidinoğlu tarafından hazırtamnaktadır.

«Carmcn» operası geçen kış il gişe olarak 25 defa oynanmıştı

Şimdiki halde bu yeni tiyatro şu elemanlardan kurulacaktır:

Çetin İpekkaya, Ani İpekkaya, Mehmet Akan, Haşan Kuruyazıcı, Gtiner Namlı, Cüneyt Türel, ü* mur Buğay, Daver YUken, Gün­ gör Duracan.

Devlet Tiyatrosu sanatçılarından Işık Yenersu ile Olcay Poyraz da misafir sanatçı olarak bazı oyun­ larda rol alabileceklerdir.

Ah Şahap, vah Şahap

Devlet Tiyatrosunun Paris tur­ nesinde en talihsiz şüphe yok ki değerli ve babacan rejisör-aktör Şahap Akalin’dı. Paris’de ayağı­ nın lifi kopunca bastonla sahne­ ye çıkmak ve böyle oynamak zo­ runda kaldı. Fransızlar da bunu bir mizansen zannederek alkışla­ dılar. Oysa, Şahap Akaluı’uı acı­ dan canı dişine gelmişti. Bir par­ mağında da dolama çıktığından zavallıcık otelden dışarı adım a- tamadı. Buna dekoratör Turgut Zaim çok üzüldü ve ŞahabTn o- dasma gelerek «Sana bir teker­ lekli iskemle alayım da biraz

do-Şehir Operasında

kapa-taştırayım» dedi amma bastonu yememek İçin de soluğu kapının dışında aldı...

Kurdoğlu bekâr

Halûk Kurdoğlu hâlen bekâr hayatı yaşıyor. Zârtt eşi, rejisör aktris Muazzez Kurdoğlu İstan­ bul’da film çevirmekte. Halûk da vatani vazifesini yapıyor Ankara'­

da. Bunun için eşinin yanında de­ ğil.. Her gece Milka Fastahane- sinde arkadaşlarıyle oturup soh­ bet ediyor...

Ö zakm an ’uı ça lışm a sı

Tiyatro yazarı Turgut Özakman bu sıralarda çok çalışıyor. Yeni iki eserinin son yapraklarını yaz­ makla meşgul, bir yandan da rad yodaki görevi kendisin pek ra­ hat bırakmıyor amma Özakman hayatından memnun Akşam üze­ ri doğru evine gidip ikiz oğulla­ rıyla bir süre oyun oynadıktan sonra daktilosunun başına oturup piyeslerini yazmaya başlıyor gay­ ret Turgut Özakman. gayret

.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak medikal tedaviye rağmen tekrarlayan obstrüktif parotidit semptomları olan tüm olgularda pa- rotis bezi taşı ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Tanıda

Yüzüncü yıl dolayısıyla dün başta Cumhurbaşkanı Sunay o l­ mak üzere Başbakan Demirel, Dışişleri Bakam Çağlayanğil, Ça­ lışma Bakam Ali Naili Erdem,

Önce, bir söyleşimde 1946 olarak çıkmış olan tarihi düzeltmek istiyorum; son­ ra da, o dramın içinde yaşayanlann; başta Sertel’ler olm ak üzere, ‘Tan’

Büyük ölü, ebedî şef, dün Ankara da, sade hükümet, ordu, Ankara - lılar vesair heyetlerin değil ;bütün milletin iştiraki, bütün milletin hürmet

Material and Methods: Parameters such as age, duration of marriage, number of pregnancies and births, socioeconomic status, education level, and preferred contraceptive method

Biz niye Avrupalılart ayırdetmez de hepsini frenk biliriz Ne yapa­ lım, uzun yüz yıllar Avrupada dev­ let olarak yalnız Fransayı tanıdık: O da Kralının

Yani başkaları İle benzer ihç b ir yanları yoktur, kendi başlarına birer kişiliktirler.. Küçük odalarda yaşam ayı