SENNUR SEZER
fendiler, yol verin: Gidi yor bu derbeder;
Alkışlayınız: Herkes böyle erken gider mi? ” Cevdet Kudret’in 1945 yılında Var- lık’ta yayınlanan On Ölüm Şarkısı’nın III.’sü bu dizelerle son buluyordu. “ I929’da bastırdığı ‘Bjrinci Perde’ isimli şiir kitabının ‘On Ölüm Şarkısı’ isimli kısmında toplanan on şiirden” biri olan III. şiir, Cevdet Kudret’in “yeniden gözden geçirerek bazı yerle ri değiştirdiği” şiirlerdendi. 10 şiirden altısı atılmış, “yerlerine başkaları yazıl mıştı.” İhsan Kudret ile Alpay Kaba- calı’nın hazırladığı Cevdet Kudret’e Saygıyı okurken beni en çok şaşırtan bu şiirin bulunduğu bölüm oldu. On şiirin gözden geçirilmesi, bir bölü münden cayılıp bir bölümünün yeni den yazılması Cevdet Kudret’in şiire gönül verişinin “ciddiliğini” kanıtlı yordu.
Cevdet Kudret’in şair yanını elbet biliyordum. Çocukluk şiirindeki “(...) Köşelerinde nefes nefese konuştu ğum/ Odalar?/ Ortalarında tahta at koşturduğum/ Geniş sofalar?/.../ Su ya girince balık sandığım ellerim?” di zeleri, çocukluğu özleyişi en güzel an latan dizelerdi bence. Ama şair olma nın, her zaman, şiire gönül vermek de mek olmadığını da biliyordum. Bir şa ir, bir şiirler bütününü on üç yıl düşü nüp yeni biçimiyle yeniden yayınlıyor sa, o ciddi bir şairdi. Ve kendini “ede biyatın proleteri” sayarken, zaman ayıramadığı şiir, öykü, roman ve oyun larının acısını taşıyordu. Araştırmacı- incelemeci kimliğindeki titizlik, sana tın uzak kaldığı dallarına saygısından- dı. Yaptığı işe duyduğu saygı, “pek sevdiğimden değil, geçim sıkıntısın dan kaynaklanır” diye tanımladığı edebiyat tarihçiliğindeki titizliğinin bir başka nedenidir.
Gizli Mizahçı
Cevdet Kudret (7 Şubat 1907-10 Temmuz 1992), “Türk Aydınlanması na Katkıda Bulunanlar”dan biridir. Yazdığı kitapların pek çoğu Abdur rahman Nisari, Suat Hızarcı, Nevzat Yesirgil gibi takma adlarla yayınlan mıştır. Denemelerindeki ışığın, akıcı lığın onun “gizli mizahçılığından” gel diği pek göze çarpmaz. Oysa Cevdet Kudret, ince bir alayı yaşam biçimi olarak benimsemiştir. Cevdet Kudret, Solok soyadını taşıdığı ve öğretmen ol duğu yıllarda Milli Eğitim Bakanlı- ğı’ndan, bakan Hasan Ali’nin (Yücel) imzasını taşıyan ve “Solok soyadını ni çin aldığını soran” bir mektup alır. Bu mektuba verdiği yanıt onun anlatım biçiminin en güzel örneklerindendir: “Kurtuluş Savaşı’nda Sol Cenah’ı ba şarıyla savunan Komutan Nazmi Pa şa’ya Atatürk tarafından verilen
soya-Ihsan Kudret ve Alpay Kabacalıdan önemli bir kitap...
Cevdet Kudret'e saygı
C evdet Kudret’i sevmek,
onu saygıyla anmak için, onu
yaşamı ve eserlerinden
örneklerin birbiriyle bağı
açısından kavramak için
güzel bir olanak, eşi İhsan
Kudret ve Alpay
Kabacalı’nın hazırladıkları
“Cevdet Kudret’e Saygı”.
dinin bir gün soru konusu olabileceği ni hiç düşünmediğim ve de yazılışın daki ‘O ’lar hoşuma gittiği için ‘Solok’ soyadını aldım.”
Cevdet Kudret, öğrenciliğinde Mu allim Naci’nin “Dünbâle ise hemişe cünbân” (Kuyruksa ha bire sallanır) dizesine attığı kahkahayı hep koru muştur. Affa uğramayacak izinsizlik cezalan almak bahasına. Solok soyadı, yazdıkları, söyledikleri kovuşturulup yargılanmamış olsa da, onun düşünce lerinin göstergesi sayılıp, sürgünlerin, istifaya zorlamaların gerekçesi olacak tır. O, yaşadığı yurt gerçekleriyle seçti ği dünya görüşünden de, soyadından da vazgeçmeyecektir. “Yazılışındaki ‘O ’lar hoşuna gittiği için ” Solok’tur.
Yaşarken, “vakitsiz öldüğünden” söz eden bir televizyon programı onu nasıl “kıs kıs” güldürdüyse, Behçet Kemal Çağlar’ın “Ensol O k” nitele mesini, “Cevdet Kudret soldur ama,
ensiz soldur. Boyu 1.65, eni 42 cm.’dir” diye yanıtlamak da güldürü yordu. Ama bu gizli kahkahalar, onun gericilere, tutuculara, yalancı ün taşı yanlara yönelttiği eleştirilerindeki en önemli silahlarından biriydi.
Toplumlarm Belleği
Toplumlar, belleklerinin güçleri oranında özgürleşirler, güçlenirler. Bizim toplumumuzunsa ne siyasal ne kültürel belleğinin gücünden söz et mek olasıdır. Yine de sevindirici olay lara rastlanıyor. Cevdet Kudret’e Say gı, bunlardan biri. Cevdet Kudret için yazılmış (bir bölümü gazete ve dergi lerde kalmış, bir bölümü ilk kez bu ki tapta yayınlanan) yazdar, Cevdet Kud ret’in şiir, öykü, oyun ve konuşmala rından seçmelerle oluşturulan bu ki tap, yayıncısının Kültür Bakanlığı olu şuyla da “güzel”. Kitabı hazırlayan im zalardan biri eşi Ihsan Kudret’in, diğe ri de çalışkan araştırmacılarımızdan Alpay Kabacalı’nın. Cevdet Kudret için Kaynakça’yı da Asım Bezirci ha zırlamış. Cevdet Kudret için yazanlar arasında Server T anilli’aen Konur Er- top’a, Nezihe Meriç’ten Mehmet Ba- şaran’a edebiyatımızın pek çok önemli adı yer alıyor.
Bu yazılardan 1930 tarihli biri, Cev det Kudret’in en önemli özelliğini vur guluyor: Arı dilciliğini ve dil bilincini. Şehir Tiyatroları’nda Rüya İçinde Rü ya sahneye konmuştur. Selami izzet Sedes, oyunun heyecanla seyredildiği
ni anlattıktan sonra bu heyecanın ne denini şöyle açıklar: “Darülbedayi sahnesinde Türkçe konuşuluyordu. ”
Toplumumuzun belleği zayıftır. Bu zayıflık yalnızca anımsamamaktan de ğil, eksik ve yanlış anımsamaktan da kaynaklanmaktadır.
Cevdet Kudret’i sevmek, onu say gıyla anmak için, onu yaşamı ve eserle rinden örneklerin birbiriyle bağı açı sından kavramak için güzel bir olanak Cevdet Kudret’e Saygı. Kitabı oku yanlar daha önce Cevdet Kudret’in hiçbir yazısını okumamış olsalar bile onun “erken gittiğine” karâr verecek ler. Onu alkışlamak gereğini duyacak lar.«
Cevdet Kudret’e Saygı/ İhsan Kud
ret-Alpay Kabacalı/ Kültür Bakanlığı/
‘TT- 5 7 4 ^ 0
287s.
S A Y F A 2 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 2 2 6