TÜRK FOLKLOR ARAŞTIRMALARININ
PROBLEMLERİ
Prof. Dr. Dursun YILDIRIM
I. BAŞLANGIÇ:
Bu m akalenin amacı Türk folk lor araştırm alarının bugün karşı karşıya geldiği problem lere çözüm bulmak, de ğil, bunların neler olduğunu tespit etm eğe çalışm ak ve bu suretle folk - loristlerim iz arasında bir tartışma or tam ının doğm asına yardım cı olmaktır. Öyle sanıyorum ki bu yolla Türk fo lk lorunun mahiyeti, tanımı, çalışm a ala nı, teorik yapısı çözüm lem elerde k u l lanılacak teori ve m etodoloji seçimi, alan çalışm ası ve uygulam alarla ilgili ciddi problem lerin hallinde daha sağ lıklı ve güvenilir yaklaşım lar bu labi liriz.
Türk fo lk lo r araştırmalarının b u gün karşı karşıya bulunduğu ana problem lerin durum unu ele alm adan önce, geçm işte yapılan çalışmaların geçirdiği gelişme devrelerine kısa bir g öz atm anın yararlı olacağını düşü nüyorum . Bunu yapm aktaki m aksa dım, folk lor tarihimizin b ir özetini v er mek değil, gelişm e devrelerinin baş lıca özelliklerini vurgulam ak suretiy le bu g ü n varmış olduğumuz noktayı açıklam ağa çalışmaktır.
T ürk fo lk lo r araştırmalarının g e lişme devrelerini, Tanzimat öncesi du rum u şim dilik b ir yana bırakarak şu şekilde belirlem eği tercih ediyorum : 1. Ö rtülü d e v r e : 1839-1908; 2. Türkçü d e v r e : 1908-1920; 3. Sentezci d e v r e : 1920-1938; 4. D ergici d e v r e : 1939-1966; 5. B ilim ci devre : 1966’dan günümüze kadarki zam an.1 Devreleri bu şekilde adlandırm am ızın sebebi, gelişme d ev
relerinin ana özelliklerini en kısa b i çim de ifâde edebilm ektir Bunların yerine belki başkaları d a bulunabilir am a sözü geçenler tercihimizdir. Ş im di sırasıyla adlandırdığım ız devrelere bakalım.
Türk folk lor araştırmalarının g e lişme devrelerinde ilki «örtülü» d e v redir. Çünkü, bu devrede folklor, n e kelim e ne de bir bilim dalı olarak açık ça ifade edilmez. Z iyâ Paşa, «Şiir ve İnşa» adlı m akalesinde b ir an bu örtüyü aralam ak isterse de, daha so n ra kanaatlerini değiştirm ek suretiyle bundan vazgeçtiği görülür.s M acar âlimi Ignace Kunos’un hâtıralarından anladığım ıza göre A hm ed V efik Paşa da A vrup a’daki folk lor çalışm aların dan haberdardır ve bu sahadaki y a yın la n da takip etmektedir.3 Fakat, o da, h içbir şekilde fo lk lo r adını v eya ilm ini sözkonusu etmez. A ncak, o, a d ı nı zikretm eden çalışm alarında Türk fo lk lo r ürünlerinden b o l b o l yararla nır. Bu devrede folklordan söz ed il meyişinin, onun örtülü kalmasının se bebi a ç ık tır : XIX. yüzyılda fo lk lor m illiyetçilik hareketlerinin besleyici kaynağı rolündedir. Osmanlı İm para torluğu içinde yaşayan Balkan m il letleri onun bu fonksiyonundan b a ğ ım sızlık m ücadelelerinde yararlanm ak taydı.4 Oysa, Osmanlı im paratorluğu, ülkenin bütününü korum ak, parçalan m ayı önlemek için bu sıralarda «O s m anlıcılık» ve «İslamcılık» ideolojile rinden m eded um m aktaydı ve im pa ratorluk içinde m illiyetçilik hareket lerini teşvik edici yaklaşım lardan k a
çınm aktaydı. Dolayısıyla, o sıralarda m illiyetçilik hareketlerinin besleyici kaynağından açık ça söz etm ek m ü m kün değildi. îşte bunun için bu d ev reye «örtülü devre» dem ekteyiz.
Türkçü devre, folk lor ürünlerin den ve folk lor ilm inden açık ça söz- edildiği, bu kon uda açık layıcı y a zı lar yazıldığı, yararlarından söz edil diği devredir. Bu devrede, Ziyâ Gö- kalp v e arkadaşları, J.G. v o n H erder’ in ken di milletinin bütünlüğünü k ur m ak için XVIII. yüzyıl sonlarında v e r miş old u ğu fik ri m ücadeleyi, XX. y ü z y ıl başlarında Türk m illetinin varlı ğını korum ası ve idâm e ettirmesi y o lunda vermekteydi.® Türkçüler, m illî edebiyatın kurulmasında, m illî şuurun u yandınlm asında, m illî birliğin sağ lanmasında, m illeti tanım ada, m illiyet kavram ının sınırlarını belirlem ede baş vu rulacak yegân e kaynak olarak fo lk loru görm ekteydiler. Türkçüler, 1920’ lere k a d a r folk loru n im kânlarından geniş ölçüde istifade etm eğe çalışa rak, m illî devletin yen iden kurulm a sını, istiklâlim izin korunm asını sağla yan m ücadelede «kuvay-ı m illiye rû- hu»nu yaratmışlardır. Bu devrede folk lor, Türkçülerin m illî rû hu ateşle m ede kullandıkları b ir silâh fonksi- yonundadır.
«Sentezci devre» adını verdiğim iz ü çü n cü devrede folklor, çağd aş Türk devletinin kültür yapısını oluşturm a da yararlanılacak b ir h a m m adde am barı biçim inde değerlendirilir. Folk lo r araştırm aları devlet tarafından des teklenir. Bütün amaç, m illî kültürü fo lk lo r kaynaklarım ızdan yararlana rak y en i b ir sentez için d e yoğurup şekillendirmektir.6
D ergici devreyi, fo lk lo r araştırm a larım ızın yükünü büyük ölçü de iki m ühim folk lor dergisinin yüklendiği zam ana ad olarak verdik. Bu devre de, K em al G üngör’ün F olk lor Postası, İhsan H m çer’in Türk F olk lor A raştır m aları adlarıyla çıkarm ış oldukları
dergiler, Türk folk lor araştırmaları için birer özel «folk lor mektebi» v a zifesi görm üşlerdir.7 Zam anın folklor araştırıcıları H m çer’in çıkardığı dergi etrafında toplanarak sonraki gelişme lere zem in hazırlam ışlardır.
Bilimci devre adını verdiğim iz son devrenin ilk m ühim adımı 1966 yılında İhsan H ınçer ile arkadaşları nın gayreti ve devrin Jevlet yetkilile rinin olum lu yaklaşm ayla atılmıştır. O yıl, M illi Eğitim Bakanlığı’na bağlı b ir «Millî Folklor Araştırm a Enstitü sü» kurulmuştur.8 M üteakip yıllar içinde A tatürk Üniversitesi, Hacette pe Üniversitesi, A nkara Üniversitesi lisans program larında folk lor dersle rine geniş ölçüde y er verildi. Bu üni versitelerde m aster v e doktora p rog ram larında b ir çok folk lorcu yetişti rildi. Y in e b u d evre içinde Türk folk loru araştırm aları için m illî ve m il letlerarası k on greler tertip edildi.
Folklor, I. M illî Kültür Şûrası ça lışmalarında «Halk Kültürü», DPT Kültür Plânlaması’nda «Halkbilgisi» adlarıyla müstakil seksiyonlarda de ğerlendirildi.9 Y üksek ö ğ re tim Kuru m u10 üniversitelerim izin bünyesinde lisans diplom asına yönelik müstakil p rogram lan bulunan Halkbilimi (folk lor) Anabilim Dalı açılm asına karar verm iş v e im kânı bulunan üniversi telerim izden H acettepe Üniversitesi, Türk Halkbilim (Folklor) A nabilim Dalı; A nkara Üniversitesi ise Halkbilimi A - nabilim Dalı adlarıyla eğitim ve ö ğ retim e başlamıştır. A tatürk Kültür, Dil ve Tarih Y üksek K urum u’nun ku rulması ile folk lo r araştırm alan A ta türk Kültüı M erkezi bünyesinde ge rekli yerin i almıştır. Dikkat edilirse bu son devrede dikkati çeken başlıca özellik, fo lk lor araştırm alannuı sü rekli biçim de İlmî zem inlerde kendi ne y e r açm ası olayıdır. İşte biz, bu nun için bu devreye, «Bilimci Devre» adını verm eyi uygun gördük. Çünkü folklor, bu devrede, b ir disiplin, b ir
bilim sahası olarak bütün İlm î.k u ru luşlarda kendini kabul ettirm iş bir m anzara arzetmektedir.
Türk folklor araştırm alarının gü nüm üzde eriştiği ilm i zem inlerin oluş masında, başlangıçtan bu y a n a emeği geçen folklorculara, diğer bilim dal larında olup sahaya katkıda bulunan lara, resm î ve özel kuruluşlara, d ev let organlarının konuyla ilgili sorum lularına şükran borçluyuz. A ncak, bu gü zel im kânın günüm üzde folk lor ile uğraşanlara, bu alanı b ir bilim dalı olarak ortaya koyanlara cid d î sorum luluklar getirdiğini de unutm am alı yız..
Günüm üz fo lk lo r araştırıcısının çözm esi gereken problem leri nelerdir? Bunları çözm eğe çalışırken n elere ih tiyacı vardır? şim di bu m eselelere bir göz atalım.
II. FOLKLORUN MAHİYETİ, TANI MI, KADROLARI PROBLEM İ: a) Folklorun M ah iyeti-T anım ı: Folklorun, «köylülerin gelenekle rinde yaşayan, eski devirlerin kültür kalıntıları» olduğu görüşü, günüm üz de artık geçerliliğini kaybetm iştir. Çünkü, folk lor sahasında yapılan ça lışm alar gösterm iştir ki, zam anın ih tiyaçlarına göre yeni ü rü n ler m eyda n a gelm ektedir ve bu ü rü n ler sadece köylülerin değil, toplum un bütün sos y a l grupları arasında yaşamaktadır. Bu gözlem ler ve tespitler folk loru n ve onu yaratan, yayan, taşıyan, kulla n an ve paylaşanların yen iden tanım lanm aları ihtiyacını doğurm uştur. Fa kat, h er folklorcunun çalıştığı folk lo r sahası farklı olduğu v e çalışma larda farklı yaklaşım lar kullanıldığı için ortaya çıkan folk lor tanım ları da farklı özellikleri kapsam aktadır. Fark lı yaklaşım ların kullanılm asından ve üzerinde çalışılan fo lk lo r sahasının etnik özelliklerinden orta y a çık an ta nım lardaki bu fark lılık lar Am erikalı folklorculardan Francis Leo Utley ile Jan H arold Brunvand’m dikkatini çek
miştir. Utley Standard D ictionary o f Folklore adh eserde verilen ve fo lk lor alanında çalışm aları ile tanınmış
çeşitli uzm anlara ait 21 tanım ı b ir tahlile tabi tutar, aralarında bazı ben zerlikler bulur.11 Bu benzerlikleıe Brunvand da The Study o f A m erican Folklore adlı eserinde işaret eder.12 Sanırım, farklı tanım lardan tespit edi len ortak özellikler, folklorun, daha doğrusu «lore»un evrensel m ahiyeti ile ilgili özellikler nelerdir, şim di sı rasıyla bunları gözden geçirelim : 13
1. Sözlü olm a/oral, v e r b a l/ö z e l- liği. Bu özellik, geniş anlam da folk lorun tüm ürünleri için geçerlidir. Folklorun içine giren bütün unsurlar, kişiden kişiye «sözlü iletişim» orta m ında g eçer ve öylece nesilden nesi- le aktarılır. Buna âdetler, m erasim ler ,taklid ve gösteriler, danslar, d ra m atik oyunlar, saz çalmak, türkü söy lem ek, hikâye anlatmak, ev yapm ak ilaçlar v e tedavi usulleri, yiyecekler, giyecek ler ve elsanatlan dahildir
2. G eleneğe bağlılık / tradition / Özelliği. Folklor ürünlerinin h er türü b ir geleneğe bağlıdır. Gelenekler, fo lk lor ürünlerinin belirli b irer «form » kazanm asını ve b u «form » içinde ken dini devam ettirmesini sağlar, ayrıca onlara kendilerini belirleyen diğer ayırıcı özellikleri kazandırır.
Burada gelenek üzerinde durm ak ihtiyacını hissediyorum. Çünkü, g e le neklerin donm uş kalıplar olduğu şek linde bazı görüşlere rastlamaktayız. Bu doğru değildir. Eğer, onlar d on muş, dinam izm ini kaybetmiş, cansız b ir yapıya sahip olsa idi, burada fo lk lordan da söz etm emiz m üm kün o l m azdı.
Gelenekler, ait oldukları insan top luluğunun ihtiyaçlarını karşılamak üzere, üyelerin gönüllü iştirakeriyle vücûd bulurlar. Nesiller değiştikçe, ih tiyaçlar farklılaştıkça onlar d a d e ğ i şirler. Sürekli v a r olm alarının sebebi, ait oldukları toplum un üyeleriyle
u yum içinde bulunmalarıdır. B ir yer de b ir insan topluluğu varsa yan i üye ler aynı dili, ortam ı ve tarihi payla şıyorlarsa orada gelenekler vardır. Bu durum , üyelerin sosyal, ekonom ik, si yasî, kültürel farklılıklarına b a ğ lı de ğildir. Bu nokta, çalıştığımız folklor alanı için mühimdir.
Y alnız b ir noktaya daha temas etm ek isterim. O d a ş u d u r : b ir ürü nün fo lk lo r ürünü kabul edilmesi için «sözlü olm a» ve «geleneğe bağlılık» özelliklerine sahip olm ası lâzım dır ama, n e h er sözlü şey, n e de h e r ge lenek folk lor değildir. Her iki özelli ğin de b ir arada bulunması gerek m ektedir. Z iya Gökalp, bunu farket- m iş ve folkloru, «şifahi an’ane»ler di ye tarif etmiştir.14
3. Çeşitlenm e/variant / Özelliği, Folklor ürünlerinin dağılımı, yayılım ı sözlü geçiş v e y a sözlü iletişim ile olur. Anlatım lar, edinim ler, öğrenim ler ve tecrü beler daim a dil yolu ile anlaşa rak olur. O rtam paylaşanların yete nekleri, durum ları, tecrübeleri icra edi len b ir fo lk lo r ürününün fa rk lı bi çim lerde tekrar edilmesine y o l açar. Tekrar sırasında eski ürün, yeni un surlar kazanabilir ve bazı özellikleri ni de kaybedebilir. B öylece yen i bir ürün m eydana gelm iş olur. Eski form ve m uhtevadan farklılık gösteren y e n i ürüne «variant» denm ektedir. Va- riantlarm sayıları belirsizdir.
4. A non im lik /A n on ym ou s / Ö zel liği. F olklor ürünlerinin ilk yaratıcı larının unutulmuş olduğunu ifade et m ek için kullanılan b u terim, onların insanlar tarafından h ep birlikte ya ratıldığı anlam ını taşımaz. Her bir ürünün b ir ilk yaratıcısı vardır ama sözlü anlatım gelen eği bunları gen el de m uhafaza edememiştir. Sözlü ge çişlerde h e r ürün, rastladığı, y a da bulunduğu «sözlü anlaşm a ortam » la- n n d a n bünyesine, form una, fon k siy o nuna, m uhtevasına b ir şeyler katmış veya çıkarm ış olarak yaşar.
5. Kalıplaşma / form ularization / Özelliği. Folklor ürünleri, türlerine, geleneklerine uygun biçim de kalıplar, anlatım v e y a kom pozisyon öğeleri y a ratırlar. Bunlar, herhangi b ir folklor ürününün iskeletini, çatısını m eydana getiren şeylerdir. Ürünlerin kom pozis yonlarından sayısız variant m eydana gelse bile, değişmez özellikleri olan kendilerine mahsus kalıpları koruduk ları sürece tanınırlar.
Şüphesiz her milletin folkloruna giren ürünlerin tabiatı yukarda sıra lanan hududlarla sınırlanamaz, folk lo r ürününde onu m eydana getiren insan grubunun özellikleri de m ev cuttur. Biz, Türk folklorunun tanımı n ı bu özellikleri de katarak yapabil m eliyiz, Bunu yapm ak için de önce onun nasıl b ir tabiata sahip olduğu n u öğrenm em iz gerekir.
b) Folklorun S ın ıflandırılm ası: Folklor ürünlerinin sınıflanmasına, yah ut m uayyen kategorilere ayrılm a sı problem ine temas etmek istiyorum. S ağlık lı araştırmalar yapabilm em iz v e gereksiz zam an israfından kurtul m am ız için, çalışacağımız malzemeyi belli b ir düzene sokmamız onları ya k ın özelliklerine göre sınıflandırm a m ız bilim in gerektirdiği şartlardan b i ridir.
Türk folk lor araştırmaları tarihin de b ild iğim ilk yerli tasnif, Z iya Gö- fealp’e aittir. Folkloru, «şifahî an’ane» Ier şeklinde tanımlayan Gökalp, Türk folk loru n u n şu kadrolar içinde in ce lenm esini tek lif eder15:
1. Şifahî b e d ıy y a t: Şarkılar, des tanlar, darb-ı meseller, bilm eceler, e f sâneler, rakslar, şifahî mûsikî.
2. Şifahî d in îy y â t: İtikadlar, â- yinler, dinî teşkilâtlar, İlâhîler, du’a- lar, m enkîbeler, üstûreler, k ozm ogo niler.
3. Şifahî ahlâk : A talar sözü, halk sözü, ahlâki kıssalar.
4. Şifahî h u k u k : Ö rfler, âdetler. 5. Şifâhî ik tisa d : Cârî bulunan iktişad kaideleri ve am eliyeleri.
G. Şifahî ta b a b e t: Sihirle karışık tababet vesâir fenler.
7. Şifahî m a n tık : iptidâi tasnif ler ve makuleler.
8. Şifâhî lis â n : Lisanın halkça müstâmel bütün sesleri, kelimeleri, kaideleri.
Ziya Gökalp tarafından yapılmış olan bu tasnifte ele alman ve incelen mesi tek lif edilen m addeler için «sö;.?- lü» ve «geleneklere bağlı» olm aları esas alınmıştır.
Türk folk lor araştırmaları açısın dan b ir m erhale teşkil eden ilk fo lk lor derneğim iz, 1928 yılında «A nado lu Halkbilgisi Derneği» adıyla kurul muş10 ve 1929 yılında «halkbilgisi» derleyicileri için bir «Rehbere yayın
lamıştır.17 Bu rehberde sözü edilen Türk folk lor kadroları, Paul Sebillot, Miss Charlotte Brune, H offm an Kra- yer, A rn old von Gennep gibi A v ru
palI folklorcuların eserlerinden adap te edilmiştir Sınıflandırma, orijinal lerinde olduğu gibi bir köy «m on og rafisi» çalışm a esasına göre tertip
edilmiştir.18 Ne bu kadrolar, ne de aynı kaynaklardan b ir kaç değişiklik le alm an sınıflandırm a modelleri, sa h a çalışm alarından elde edilen b ilg i lerin ışığı altında çalışıp düzeltilmiş
tir. Belki belli b ir dönem için pratik fa yd a sağlayan bu sınıflandırm a m o delleri ile bugün Türk folk loru ü ze rinde araştırm a yapm ak yeterli d e ğildir.
Türk folklorunun tabiatına, özel liklerine, türlerine uygun b ir sınıf landırm a sistemi hazırlam ak günüm üz folklorcu ların ın görevleri arasındadır. Bunu yaparken, öncelikle saha çalış m aları ışığı altında elde edilen b ilgi lere dikkat gösterilm esi sınıflandırm a nın v eya kadroların sağlıklı biçim de tesbitine yardım edecektir. U nutm a m ak g erek ir k i «mükemm el» denile bilecek b ir sınıflandırm a sistemi y o k tur. D olayısıyla h er tasnif sistemi y e ni bilgiler ışığında düzeltilmeli ve ek sikleri giderilmelidir.
III. TÜRK FOLKLORU ÜZERİNDE Y APILACAK ARAŞTIRM ALAR DA ÜZERİNDE DURULMASI GE REKEN ÖNEMLİ N O T LA R : Türk folk lor araştırmalarında ce vapları aranması gereken an a soru lar, h er çeşit folk lor ürünü için g e çerli, evrensel boyutta problem lerdir. Ben b u soruları, Am erikalı folklorcu, Brunvand’dan alıp, ilâve sorularla g e nişleterek aşağıda gösteriyorum 19 :
1. Folklor nedir? Yâni, «folklor» derken bundan ne anlıyoruz? Folklo ru, geçm işin kültür kalıntıları olarak mı, y o k sa içinde bulundukları «söz lü anlaşma» ortam larm a bağlı olarak yaşayan, üreyen, değişen, dönüşen ve canlılığa sahip b ir kültür faaliyeti olarak m ı değerlendiriyoruz? Folklo ru, v e y a içinde yaşadığım ız folklor olaylarım nasıl ve ne şekilde tanım lam am ız daha doğru olu yor?20
2. Folklorun türleri nelerdir? Y a ni, fo lk lo r ürünlerini hangi türler içinde toplayıp incelem em iz gerekir? Bunu yaparken hangi ölçüleri kullan m alıyız? Bir türü belirleyen sabit un surlar v a r m ıdır? Tür kavram ı ve bu kavram içinde y er alan ürünlerin özellikleri ait oldukları farklı folklor ortam larında değişir mi? Türü nasıl tanım lam am ız gerekir ve hangi ba ğım lılıklar buna b ir ölçü olabilir? Bu tanım lam alarda universal ile etnik özellikleri nasıl değerlendireceğiz?
3. F olk /h a lk /g ru p /m illet kim dir ? Yani, kaynağım ız, bize folk loru veren kim dir? O, hâlâ, XIX. yüzyılın «köy lüsü» mü, yoksa «geri kalmış», «oku ma bilm eyen», «cahil», «az gelişmiş» gibi sıfatlarla belirlenm eğe çalışılan insanlar mıdır, yok sa Alan Dundes’in sözünü ettiği ve aralarında sadece bir ortak unsur bulunması yeterli b ir sos yal g ru p m udur?21 Halk bilgisini, yani «lore»u yaratanların özellikleri nelerdir?
4. Folkloru kim yaratıyor? Yani, ona k im ler şekil veriyor? Bu nasıl oluşuyor? Hangi faktörler böyle
olma-sim, oluşmasını gerçekleştiriyor? Fer- diliğin ve anonim liğin yaratıcılıktaki payı nedir? Folkloru yaratanlar ne gibi özelliklere sahiptir?
5. Folklorun taşınması, yayılm a sı nasıl oluyor? G eçişler nasıl m ey dana geliyor? H angi fak törler onun süratle yayılm asını ve dağılım ını sağ lıyor? Kim ler bunu sağlıyor ve niçin? G eçişler hangi türlerde gerçekleşiyor?
6. Folklor değişm eleri nasıl ve hangi sebeplerle m eydana geliyor? Yani, b ir folk lor ürünün değişm esi ne, gelişmesine, genişlemesine, başka b ir şekle dönüşmesine, yah ut tam a m en ortadan kalkm asına tesir eden âm iller nelerdir? Birbirinden küçüfk farklarla ayrılan form la r nasıl orta ya çıkıyor? Bu durum da değişen ve değişm eyen unsurlar nelerdir?
7. Folklor form larını etkileyen unsurlar nedir ve form la r ile muhte v a arasında nasıl b ir ilişki vardır? Folklorun yapısı ne gibi özellikler ta şıyor? Yapı bakım ından «etnik» özel likler mi, yok sa «evrensel» özellikler mi ön plândadır?
8. Folklor, onu taşıyanlar için ne anlam a geliyor v e onların hangi ih tiyaçlarına cevap veriyor? Folklorun anlam ve fonksiyonları, üzerinde en çok çalışılan konulardan biridir ama her folklorun ait olduğu insan toplu luğu içindeki rolü yeterince araştırıl mış değildir.
9. Folklorun kullanım ve uygu lam a alanları n eler olabiir? Sosyal ve beşerî bilim ler folk ordan h angi n ok talarda nasıl yararlandırılabilir? Folk lor ürünerinden hangi şartlar altın da çağdaş ihtiyaçlara cevap verecek biçim de istifade edebiliriz? Bugün, dünya milletleri h angi alanlarda fo lk loru kullanıyor v e uyguluyor? Türk folklorunun çağdaş kültür m odelim i zi geliştirm ede b ir rolü olabilir m i?22 Türk folklorunun araştırılması g e rekli k on ulan elbette yalnız bunlar dan ibaret olamaz. Bu konulara, fo lk lorumuzun kendine mahsus: özellik
lerinden kaynaklanan daha çok la n ek lenecektir. H enüz çok yeni sayılabile cek b ir bilim dalının, daha doğrusu bu bilim dalı m ensuplannın yapaca ğı işleri sıralayacak olursak, her folk - loristin elinde sayısız maddelerden oluşan listelerle karşılaşm z. A m a bu durum, bizi korkutm am ak, aksine teş vik unsuru olarak görülmelidir. IV. FOLKLOR ARAŞTIRICISININ
BİLMESİ VE KULLANMASI GE REKEN U N SU RLAR:
F olklor bilim i ile uğraşacaJklaıın edinm esi gereken bir sıra bilgi ve be ceriyi m addeler halinde şöyle sırala yabiliriz. Bunlar aynı zam anda Türk folkloru nu n çalışılm ası için gerekli alt -yapı ile ilgili problem leri de ifade eder B u n la r :
1. Saha ça lışm a sı: Folklor araş- tın cısı saha çalışm a m etod ve teknik lerini iy i bilm esi ve kullanması gere ken kişidir. A ncak, bunun yanı sıra, konusuyla ilgili teorieri, folklorun edebiyatla münasebetini, kültürle olan bağını, sözlü geleneğin geçerliliğini (kontrol etmesini bilm esi gerekir. Bu nun için edebiyat, sosyoloji, antropo loji tarih, dilbilim i, coğrafya, psiko loji g ib i bilim d allanndan yararlana- bilmelidir.
D erlem e v e kayıdlar sırasında, der leyeceği m alzem enin özelliklerine uy gun teknik bilgi ve becerilere sahip olm alıdır. A ncak, iyi b ir saha araş- tm cısı sadece b u beceri ve bilgilere sahip olan değil, bunları sahada kul lanabilen, uygulayan kişidir.23
2. A r ş iv : T ürk folk lor araştm cı- sınm kullanacağı en mühim bilgi am- b a n arşivdir. Sahadan toplanacak me tinler, ses k a yıtla n burada saklana caktır. A rşiv m alzem esi gerekli b i çim de düzenlenm ezse araştm cım n ya rarlanm ası imkânsızlaşır. Follkloı araş- tm c ıla n arşivlerin kullanılmasını bil melidir. Türkiye’de ciddî boyutlarda b ir fo lk lo r arşivi kurulması b ir ihti yaçtır.
3. Folklor M ü z e s i: Bu müzelerde maddî folk lor ürünleri toplanmalıdır. Müzeler, arşivlerin tam am layıcılarıdır. Folklor araştırıcısı, arşivlerdeki folk lor malzem esini tedkik ederken, bun larla m addî folk lor örnekleri arasın daki bağı araştırm ak im kânı bulur. Bunun için, folk lo r araştırıcısı, bu mü zelerden nasıl yararlanacağını da öğ renmelidir.
4. B ibliyografyalar : Folklor araş tırıcısı alanı ile ilgili bu tür eserleri bilm eli ve takip etmelidir. Bu eser ler, kendi folk loru ile oldu ğu kadar, dünyanın diğer yerlerindeki folklor çalışm aları ile ilgili olabilir. Folklor araştırıcısı, çalışacağı konuda kendin den önce neler yapıldığını buralar dan öğrenir. Türk folk loru ile ilgili bibliyografyaların hazırlanm asına ih tiyaç vardır.
5. Folklor İn d ek sleri: Folklor araş tırıcısının yardım cılarından b iri de bu eserlerdir. İndeksler arasında Stith Thom pson’un altı ciltlik «Halk Edebi yatı M otif İndeksi» adlı eseri m ühim dir.24 Türk folk loru nda tip ve m otif indekslerine ihtiyaç vardır. İndeksler, folklorist için çalıştığı ürünün duru munu tespitte başvuracağı kıym etli el kitaplarıdır.
6. T e rm in o lo ji: Türk fo lk lor araş tırıcısı, araştırm alarında düşünceleri ni ifade etm ek için gerekli term inolo jiyi bilm ek zorundadır. Uluslararası folk lor term inolojisinin yanı sıra bir Türk folk lor term inolojisi de gerekir. Bu eksiklik çalışm alarım ızda m evcut tur ve b ir an ön ce giderilm esi lâzım dır. A ksi halde aynı şeyleri farklı terim lerle ifade etm ek suretiyle an laşm a ortam ım kuram ayacak ve b o şuna zam an harcayacağız.
7. M illetlerarası te c r ü b e : Türk folk lor araştırıcıları, eğitim ve öğre tim tecrübesi daha ilerde olan ülke*- lerde ihtisasa gönderilm elidir. Millet lerarası kongre, sem iner v e benzeri faaliyetlere katılm ak suretiyle folk lor cularım ız alan ile ilgili bilgi v e tecrü
besini arttırma im kânına kavuşturul malıdır.
8. Folklor araştırmaları tarihi : Türk folk lor araştırıcısı, alanındaki gelişm elerin tarihini bilmek, öğ ren m ek zorundadır. Dünyadaki folk lor araştırm aları tarihini, gelişm e devre lerini aksettiren çalışm alar dilimize kazandırılm alıdır. A yrıca, Türk folk - loıu araştnm alannm ve gelişm e dev relerinin özelliklerini yansıtan b ir ta rihçesi hazırlanmahdır. Tarihçe, bir değerlendirilm esi ile, disiplin olarak folkloru n gelişm e tarihine bağlı m u kayeseli b ir tenkidi olmalıdır.
9. Yazılı v e basılı k a y n a k la r: Y azılı ve basılı kaynaklarda yer alan folk lor malzem esinden folklorist g e rektiğinde yararlanacaktır. Ancak, folklorist bu tür m alzem eden yarar lanırken son d erece dikkatli olm alı d ır Folklorist, malzem esinin durum u nu b ir tarihçi yaklaşım ıyla kontrol etm eli v e değerlendirm elidir. Aksi halde yanlış yapm a tehlikesi vardır.
Türk folk loru yla ilgili gördüğüm üz ve folkloristlerinin gündem ine getir m eğe çalıştığım ız k on u la n üç ana baş lık altında yukardan beri sergileme ğe çalıştık. Burada, yeni y a da bilin m eyenleri ifade ettiğimi sanmıyorum; bu makalenin am acı Türk folk loru ile ilgili b ir tartışm a ortam ının yaratıl m asına ve b öylece konuya yararlı ol m ağa çalışmaktır. Gündeme, y a da tartışm a ortam ın a daha farklı m ad delerin alınması veya getirilmesi, k o nuların seçilmesi ilgililerin meseleye yaklaşım lanna bağlıdır. M ühim olan Türk folk lor araştırm alarının gelişme sine yardım cı olacağına inandığım cid di b ir tartışma ortamına, zeminleri ne olursa olsun (kongre, seminer, panel, soruşturm a vb.) tüm folklorcuların katılması ve görüşlerini ifade etmele ridir. B öyle b ir ortam ı görmek, bizi, Türk folkloru hesabına sevindirecek tir.
1 Bu meseleye daha önce bir yazım da temas etm iş ve orada devreleri
dalıa gen iş periyodlara ayırmıştım. Her iki m akalede y er alan farklı ayırm alar, farklı am açlara yönelik tir. (Bkz., «Türkiye’de Folklor A raş tırm alarının Gelişme Devreleri I», Şükrü Elçin Arm ağan, Ankara, 1983, S. 115-128).
2 Fuad Köprülü, Edebiyat Araştırm a ları, A nkara, 1966, s. 302-304. 3 Ignace Kunos, Türk Halk Edebiya
tı, İstanbul, 1925, s. 43-56.
4 Fuad K öprülü, «Y eni bir İ lim : Hal kiyat F olk Lore», İkdam, 24 Kânu- nisâni, 1329.
5 Ziyâ G ök a lp ’ın folk lor ile ilgili g ö rüşleri ve çalışmaları hakkında bk. Hikmet Dizdaroğlu, «Folklorcu Zi ya G ökalp», I. Uluslararası Türk Folklor Sem ineri Bildirileri, A nka ra, 1974, s. 3-18.
6 1920’lerden sonra resmî ve hususî kuruluşların folk lor ile ilgili fa a liyetleri hakkında b ir fikir edinmek için bk. M. Şakir Ülkütaşır, Cum huriyetle Birlikte Türkiye’de Folk lor ve E tnografya Çalışmaları, A n kara, 1971.
7 İhsan H m çer’in çıkarmış olduğu bu dergi, 31 yıllık yayın hayatını sahibinin vefatı v e imkânsızlıklar sebebiyle 1980 yılında kapatmıştır. 8 Bu kuruluş daha sonra Kültür ve
Turizm Bakanlığı bünyesine alın mıştır. Halen, «Millî Folklor A raş tırm a Dairesi» adıyla Türk folk lo runa h izm et vermektedir.
9 Her iki toplantıya uzmanların sun duğu bildiriler ve ortak raporlar yayınlanmıştır.
10 Yüksek Ö ğretim K urum u’na, sözü geçen k a ra r alınm adan önce tara fım ızdan «Folklor Hakkında Genel Bilgiler v e Folklor Bölümünün Ü- niversitelerim izde Kurulm asına İliş kin Düşünceler» başlığını taşıyan bir ra p or arzedilmiştir.
11 Francis Lee Utley, «Folk Literatü re : A n Operational Definition» in A lan D undes : The Study o f Folk lore USA, 1965; PP. 7-24.
12 Jan H. Brunvand, The Study o f A- m erican Folklore, New Y ork, 1968; p. 4.
13 Folklorun tanım ında yer alan or tak unsurların izahı ile ilgili açık lam alar bize aittir, sözü geçen ya zarları bazlamaz. (D. Yıldırım ). 14 H. Dizdaroğlu, a.g.m., a.g.y., s. 6. 15 Ziya Gökalp, «Tarih ve Kavm iyyat -
Küçük M ecmua, 25 Eylül 1338, Sa yı : 17, s.
16 D. Yıldırım , «Türkiye’de Folklor Hareketlerine Kısa b ir Bakış», Millî Kültür, Eylül, 1981, S a y ı: 4, s. 45. 17 Halkbilgisi Toplayıcılarına. Rehber,
Ankara, 1928.
18 Sözü geçen «Rehber» de y er alan folk lor kadroları saha çalışması yapacaklar için şu şekilde verilm iş tir : 1. Muhite dair halkbilgisi; 2. Binaya dair halkbilgisi; 3. Ev eşyasına dair halkbilgisi; 4. Zena’ atlere ve m esleklere dair halkbilgi si; 5. Elbiseye dair halkbilgisi; 6. G ıdaya dair halkbilgisi; 7. Â det lere dair halkbilgisi; 8. İtikadlara dair halkbilgisi; 9. Bilgiye d air halk- bilgisi; 10. Şi’ire dair halkbilgisi; 11. Tem aşaya dair halkbilgisi; 12. H ikâyeye dair halkbilgisi; 13. M u sikîye d air halkbilgisi; 14. Raksa dair halkbilgisi; 15. H ukuka dair halkbilgisi (Bk. a.g.y„ s. 2). Reh berin (s. 5-23) arasında bu kadro ların ayrıca açıklam aları verilmiş v e alt bölüm lerine işaret edilmiş tir.
19 Jan H. Brundvand, a.g.y,, s. 10-11 (Siyah dizili sorular Brunvand’a aittir).
20 Bir m akalem izde b u soruya bağlı konularla birlikte folk lor kavramı üzerinde kısaca durup görüşlerim i zi ifad e etm eğe çalışmıştık (Bk. ‘Sözlü Kültür ve Folklor K avram ları Ü zerine...’, M illî Kültür, Ekim, 1982).
21 A lan Dundes, ‘W h o A re the Folk?’ in Frontiers s f Folklore, edited by W .R. Bascom, Colorado, 1977; pp. 17-35.
22 F olk lor ürünlerinden çağdaş kül tü r m odelim izin geliştirilm esinde yararlanılm a meselesine, I. M illî K ültür Şûrası, Ankara 1982 toplan tısına sunduğum uz bildiride temas etmiştik. M aalesef b u bildiri b a sım sırasında dikkatsizce dizilmiş ve k ontrol edilm eden yayınlanm ış tır (Bk. ‘Folklor ve Çağdaş M ode lim iz Üzerine Görüş ve D üşünce
ler’. Birinci Millî Kültür Şûrası (23 -27 Ekim, 1982). (Bildiriler). A nk a ra, 1982, S. 425-429).
23 Kenneth S. Goldstein, Sahada Folk lor Derleme M etodları, (A.E. U y sal çevirisi). Ankara, 1977, s. 7. 24 Stith Thompson, M o tif-In d e x o f
Folk Literatüre, Bloom ington, 1958 revised edition), 6 Cilt.