• Sonuç bulunamadı

Kıbrıs Vakıflarının Kuruluşundan Bu Yana Gelişimi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kıbrıs Vakıflarının Kuruluşundan Bu Yana Gelişimi"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KIBRIS VAKIFLARININ

KURULUŞUNDAN BU YANA

GELİŞİMİ

D r . R a u f Ü N S A L K ı b r ı s Vakıflar ve D i n İşleri Dairesi

İ d a r e Heyeti B a ş k a n ı

g aym Başkan, Dcğcrii Üyeler ve Kıymetli izleyenlerim,

Menfaaü İbadullaha ait olmak üzere bir ayni, Allah'ın mülkü hükmünde kabul ederek temlik vc

temellükten ve ebediyen alıkoymakian(l) ibaret olan Vakıf kavramının kapsamında; bir malın veya

mülkün gelirinin tamamıyle insanlann yaranna olarak, kişilerin sahip çıkmalanna imkân bırakmaksı­

zın hayır işine tahsis edilmesi veya terit edilmesi gerçeğinin yer aldığı hepimizce malumdur.

Türk.-lslâm Kültürü'nün bir gereği ve sonucu olarak vakfın koruduğu böylesine kutsal bir an­

layışın ortaya koyduğu realite ve sonuçlar tarih boyunca bugünlere dek bir "Vakıf Kurumu" olarak

varolagelmiştir. Tümüyle İslâmi duygu ve düşüncelerden kaynaklanan bu kurumun dogması, ge­

lişmesi ve yaygınlaşması özellikle Ulusumuzda Türklük şian ile tam bir uyum ve bütünlük içerisinde

kendini göstermiştir.

Geleneksel hayırseverlik duygulanyla bireylerden başlayarak toplumlara ve uluslara hizmeti

gözeten; asırlar boyunca Ata yadigân olarak nesilden nesilc sürüp giden hizmet, himmet ve

yarar-lanyle " C ö m e r t l i k - Y a r d ı m l a ş m a - İ n s a n l ı ğ a ve G ü z e l hizmetlere D e ğ e r verme A h l â k ı n ı "

başlı başına ortaya koyan ve yaşatan "Vakfın" örnek bir kuruluş olarak birçok uluslarca da benim­

senmiş olması veya en azından özenilir olması, bu kurumun tarih boyunca yenilmez gücünü açıkça

kamüamaktadır. 1571 Osmanlı Fetih Hareketiyle yetmiş bin şehidimizin kanma medar olan Kıbns'ın

Anadolu'ya katılmasından kısa bir süre sonra, bugünkü Türk toplumunun atalan ve geçmişi olan ilk

Türk göçmenlerinin Ada'ya yerieştirilmesi, iskân vc rehabilitasyonu, sözü edilen Fetih Harekalı'nın

hemen ardından "Anadolu Türkiyesi-Kıbrıs Bütünleşmesi" gerçeğini tarihe mal etmiş; sosyo­

kültürel; sosyo-ekonomik Türk anlayışının Kıbns'ta doğmasına önayak olmuştur.

Ada sathında, tarihinde vc toprağında izleri asla silinmeyecek nitelikte sosyal yapıtlanylc,

şehitlikleriyle, yönelimlcriylc günümüze kadar ulaşabilen hatıralar bırakan Tüıic ulusunun Kıbns'taki

sakinleri; " K ı b r ı s Türk Toplumu" sahip olduğu üstün hasletleriyle ayni bağlar, unsurlar ve

uzantılarla tarihi bütünleşmeyi aksatmadan variıgını korumuş; Türk uygariığının ve hayırseveriiğinin

simgesi olan sayısız vakıflann odaklandığı öz be öz vatan Kıbns'a sahip çıkmış;

Anavatan-( l ) Ö m e r H i l m i Efendi. Î t h â f u ' l - A h l â f fi A h k â m i ' l - E v k a f , A n k . Anavatan-(VakıOar G e n c i M ü d ü r l ü ğ ü Y a y ı n l a n ) . 13; M . Z e k i P a k a l ı n , O s m a n l ı T a r i h D e y i m l e r i ve T e r i m l e r i S ö z l ü ğ ü , I I I . 577; Ö m e r N a s û h i B i l ­ men. I s t i h l â h a t - ı F ı k h ı y y e K a m u s u , İsı. 1969, I V , 294,; A l i Himmet B e r k i , V a k ı n a r , A n k . 1950, 1 2 .

(2)

Yavruvatan bütünlüğünü ve kopm azlığını gerçekten başarmış; 1571 Fetih Harekatı'na yeni bir boyut ve güç kazandıran 1974 Kıbns Banş Harekatı'nın gerçekleşmesine ve K.K.T.C.'nin kurulmasına hiç kuşkusuz bir güç kaynağı olabilmiştir.

Ada'mn yaklaşık dört asır öncesi, içinde bulunduğu esaret havasmı dagıüp, hak ve adalet pren­ siplerine dayanan özgür bir idare sistemini gerçekleştiren Tüıider, aym zamanda hayırseverlik ve bağış yapma anlayışı ve özverisinin doğal bir sonucu olarak da Kıbns'ta " V A K I F K U R U M U " n u n temelini atmışlardır.

Ü ç yüz yılı aşkın bu temelin üstlendiği Vakıflar, Kıbns Türk toplumunun tarihi geçmişini ve Ada üzerindeki hak ve hakimiyetini kanıtlayabilen yegane varlığı, toplumsal hüviyeti ve g e l e c e ğ i n e olan inancımn dayanağı ve güven kaynağıdır.

1571 senesinde Kıbrıs, Türk hakimiyetine geçtiği zaman adada Evkaf diye herhangi bir müessese veya mefhum mevcut değildi. Kilise mallarını ve teşkilâtını saran, esaret zincirini param­ parça eden ve kiliseye hakiki mevkini bahseden ecdadımız, aynı hak ve menfaat esasından yürüyerek mülkiyeti Allah'a ait olup mencfii cemaatın dini maarif, nafıa, sosyal ve sağlık ihtiyaçlarına hasredil­ mek üzere birçok gayr'i menkulerini " v a k ı f namı altında tescil ettirdiler. Gün geldi bütün bu gayr-i menkul mallar Evkctf müessesesini vücude getirdi. Vakıflarla, bu alicenab ve adil dedelerimiz, mal­ larını vakfetmek suretiyle en büyük insani ve milli vazifelerini ifa ederken, kendilerinden sonra gele­ cek olan torunlarımn, yani bizlerin, bu müesseseden azami istifade edebileceklerine inanarak ruh ra­ hatlığı içinde göçtüler. "(2)

Geçmişte olduğu kadar, gelecekte de toplumumuz katındaki etkinliğini sürdürecek olan K ı b n s Vakıflan'mn tarihi geçmişinin ve halihazır durumunun köklü ve de belgesel araştırma ve etüdlerle toplumun kültür ve bilincine sunulmasında gerçekten yarar vardır. Bu tarihi kurumım tüm fonksiyon-lanyla, tarihi geçmişiyle ve bugünüyle yeniden ele alımşmm amacı da bu olsa gerek. İşte bu noktadan hareketle ve en samimi yaklaşımlaria toplanüyı düzenleyen ve bildirileriyle bu çahşmalan destekleyen ve bu meyanda toplantıyı cam gönülden izleyenleri yürekten kutluyorum.

Ata yadigan ulusal emanet ve özverilerin en büyük simgesi olan vakıflann, g e ç m i ş t e n başlayarak geleceğe doğru yönelen ulusal kültür ve bilinç izlenimlerinin Kıbns Türk toplumunun güçlü yaşamma her zaman için kaynak teşkil edebilecek en önemli unsuriar olacaktir.

Bir açıdan belirli bir malın veya değerin kamu yaranna tahsisi demek olan vakıf eyleminin ku-rumlaşürdığı " y a r d ı m l a ş m a ve d a y a n ı ş m a anlayışıyla" toplumsal yapımızdaki etkinliğini kamtlayabilecek nice tarihi olaylara şahit olmuşuzdur. Kıbns Türic toplumunun b a n ş ve özgürlük uğmna sürdürdüğü ulusal kavgasımn hemen her safhasmda muhtaç olduğu birlik ve beraberlik ruhu­ na maddeten katkılarmın yamsıra ata yadigan kıvanç abidelerimizin bütünleştirdiği şeref ve haysiyet bilincinden doğan manevi desteği ise her zaman için devam edecektir.

1571 Kıbns Fetih hareketiyle temeli atılan Vakıflann daha ilk yıllarda ifa ettiği dini hizmetlerin yamsıra, toplumsal düzenin gerekleri ve gereksinmeleri doğrultusunda yararh olmakta çabucak kendi­ ni gösterebilmiştir.

Padişah Sultan Il.Selim, Lala Mustafa Paşa, Arap Ahmet Paşa, Feıiıat Paşa, Pertev Paşa, A ğ a Cafer Paşa gibi hayırsever, fedakâr ve yöneticilik ruhu taşıyan seçkin kimselerin toplumumuza bahşettiği vakıflanrun yamsıra, onlardan sonra gelen daha nice nice hayırseverlerin oluşturduğu ulu­ sal hayır kurumlan kendileriyle beraber Kıbns Türic Vakıf tarihinde her vesile ile onurla anılacak, yazılacak ve nesilden nesile aktarılacaktır.

(2) E v k a f D a v a m ı z : A . M . Berberoglu; H a l k ı n Sesi; 27 Ocak 1954. 192

(3)

Bilindiği gibi K i b n s V a k ı l l a n n ı n ilk örneklerine Kıbns'ın Osmanlı topraklanna katıldığı ilk jıllarda rastlanmakladır.

K ı b n s Fetih harekatının başlangıcında Şeyhülislam Ebussuud Efcndi'nin vcnniş odugu fetva içeriğinde yer alan Türk-îslam fetih ve fazilet anlayışının mali dayanağının özünde cihada katılarak şehit olanlann geride kalan ailelerine, gazilere vc fethedilen ycrierin imarında sarf edilmek üzere öteden beri yapılagelmiş vakıf gelir ve tahsisallannın haliyle 1571 yılı fethi nedeniyle Kıbrıs'a ak­ maya, sosyo-ckonomik yapısn la kalkınmasında katkıda bulunmaya, Anadolu Vakıf bütünlüğü içinde Kıbns'a katılmaya başladığı hususu hemen farkedilcbilir.(3)

K ı b n s ' l a hiçbir ilgisi olmamakla beraber birçok vakıflannın gelirierini bu Ada'ya vakfetmiş nice nice hayırseverierin izlerine rastlayabiliyoruz.

A\Tiı şekilde Kıbns'lı veya görevi icabı Kıbns'ta olmakla beraber, vakıflanmn belidi bir kesi­ mini Anadolu'nun belirti yörelerindeki ha\ ır kurumlanna adamak suretiyle vakıf ) apanlann da izlerini ve izlenimlerini aynı kayıtlarda gönnek mümkündür.

Bir başka deyişle; bazı vakıflarda.

A) Vakfeden K ı b n s h iken: vakıflannın bir kısmı Anadolu, diğer bir kısmı ise K ı b n s kesimle­ riyle ilgili ohnakta veya

B) Vakfeden Anadolu ycrtisi iken: Vakıflannın bir kısmı Kıbns'la diğer bir kısmı ise Anadolu kesimleriyle ilgili olabilmektedir.

Daha değişik bir anlatımla ise:

"Kıbns'lı vâkıfın, vakfiyesinin mc§rutun-lchine Kıbrıs ve Anadolu; Anadolulu vâkıfin vak­ fiyesinin meşrutun-lehinde ise Anadolu ve Kıbns yer almakladır." denilebilir.

Lala Mustafa Paşa, Sultan I I . Selim. .Ağa Cafer Paşa, Haydar Paşa vakıflan bunlara örnek ola­ rak gösterilebilir.

Celaliye vakıflannın Konya-Lefkoşe bağlantısında aynı özellikler göze çarpmakiadır.(4) Os­ manlı İmparaioriuk d ö n e m i n d e Türk vakıflannın tümünün tek bir mercidcn yönetilmesinin bu tür bağlantılara bir neden olabileceği söylenebilir. Bu durumda, fetihle beraber K ı b n s vakıflanna bir başlangıç yıh saptamak yerine, vakıflann 1571 \ılı sonrasındaki aşamalannı vc yapılagelcn yeni vakıf örneklerini de dikkate alarak belirti bir dönem içerisinde incelemek daha uygun olur görü'^ni'^lcyim.

Konuya açıklık getirmek istenilirse bu takdirde önce "1571 A n a d o l u - K ı b r ı s \ ' a k ı f Uzantıları" yerine bu yılı takip eden dönem içerisinde başlatılan vakıflaria, bunlann i .iare edilme şekilleri iyiden iyiye incelenmesi gerekecektir

Kıbns'ın, Anadolu Y a n m a d a s ı dışında doğrudan doğruya bir taşra idaresi özelliğini taşunası nedeniyle vakıflannın da idari bakımdan bir taşra yönetimi özelliği taşımasını doğal karşılamak gere­ k i r

M e k k e ve Medine ile ilişkili bulunan vc H A R A M E V N - M U I İ T E R E . M E Y N (vcya ŞERİFEYN) olarak tanımlanan Evkaf kap.samında Kıbns vc vakıflan önemli bir yer işgal etniişiir.

(3) K ı b n s Türk toplumunun m ü c a d e l e \illarinda. v a k ı l l a n n no dorocc doslok kaynajı olduğu: kilisenin yasa dı^: d a v r a n ı ş l a r ı sonucu g ö ç m e n olan Türk loplumunun b a r ı n m a s ı n d a vc savunıııasını g c r ç c k l e ş l i r m e s i n d e vakıflarm ne ö l ç ü d e güç k a \ n a ğ ı o l d u ğ u hepimi/in malumudur, 'l'url savunması, cn üslün görev anlayışıyle bağdaşlığı sürece, vakıflar bu savunmada milli N C manevi destek olmakla devamlı bir kurum olmuştur. Türk Tarihi boyunca vakıflar hep b ö \ l e olmuştur.

(4) Altan, Mustafa H a ş i m ; B e l c e l e r l e K ı b r ı s T u r k V a k ı f l a r T a r i h i C . I : S. 2; Kıbrıs VakıHar idaresi Y a y m l a n , Kıbrıs 1986.

(4)

Bir kısım vakıf geliri (gailesi) Mekke ve Medine yöresine tahsis ve vakfedilmiş bulunan llara-meyn Evkafının kapsamına aldığı; temeli Kıbrıs'ta olan, ancak gelirinin büyük bir kısmı vakfiye şaalanyle aynı amaçlar doğrultusunda oluşturulan ve geliştirilen vakıflanmız özellikle 1586 yılında I I A R A M E Y N N E Z A R E T İ allında uzun süre işlem gömıüş; 1826 yılında oluşturulan E V K A F - I H Ü M A Y U N N E Z A R E T İ ile daha kapsamlı bir yönetim içine alınm)ştır.(5)

a. Sultan II.Selim (Selimiye) Evkafı.

b. Gime Sancak Beyi Muhammcd Bey(6) Evkafı. c. Kaptan-ı Derya Cafer Paşa Çiftlik Vakfı.

d. Baf Sancak Beyi Mchmed Bey Ebu Bekir Evkafı. e. Kethüda Hüseyin Efendi Sabunhane Evkafı,

Özellikle Haremeyn Evkafı kapsamında işlem görmüş, idare edilmiştir. Kıbns Vakıflannın başlangıç itibariyle idari açıdan ne şekilde yönetildikleri Ü7xrinde açıklamalarda bulunan araştırmacı \'c yazariara göre Haramcyn-Muhteremcyn Evkafı ile bağlantılı Kıbrıs vakıflan, Osmanlı Evkaf-ı Hü­ mayun Nezareli'nin bilgi ve yörüngesi dorullusunda Darüssaade Ağalan'nın denetimine bırakılan Harameyn Evkaf Nezareti tarafından yönetilmiştir.

Her yıl sonunda İstanbul'dan görevli olarak Kıbns'a gönderilen Darüssaade Ağalan, söz ko­ nusu vakıflann geliri üzerinden Mekke ve Medine fukarası için aynlacak miklan teshil ederek, Kıbns Deftcrdan'nın onayı ve Kıbns Beylerbeyi aracılığıyla İstanbul Harameyn Nezareti'nc ulaşlınrlarch. Mekke ve Medine lahsisatlan Osmanlı Dcvleti'nin diğer köy, kaza ve illerdeki Haramc>'nle baglaniıh vakıflann Mekke ve Medine'ye aynlmış olan tahsisatlariylc birleştirilerek ulaklaria Mekke vc Me­ dine'ye gönderilmekte idi. Vakıflann geriye kalan geliri ise Vakfedenin vakfiyesinde tayin etmiş olduğu N A Z I R veya MÜTEVELLİ'nin(7) sorumluluğu altında yönetilmekte idi.(8)

Darüssaade Ağası'mn işlem ve uygulamalannın Harameyn Evkaf Müfettişlerince de gözden geçirildiği, böylece sağlıklı sonuçlann alındığı vc gailelerin gallchariara uygun veçhile dağıtıldığı bi­ linmektedir.

Kıbns Vakıflan üzerinde işlem ve denetimde bulunan vc halen Kıbns Vakıf belgeleri üzerinde imzalan bulunan Darüssaade Ağalan arasmda H. 1020 (M: 1611) Ali B. Abdullah; H. 1086 ( M ; 1675) Yusuf ağa; H. 1105 (M: 1693) Nezir Aga'yı zikredebiliriz.

Kıbns vakıflannın başlangıçta nasıl yönetildiklerine ilişkin olarak bazı araştırmacı yazariarca kaleme alınmış alelacele hazırlanan rapor vc yazılar mevcuttur. Söz konusu raporiarın ilgi bölümlc-(5) K . K . T . Cumhuriyeti Milli Arşivi, E v k a f - ı H ü m a y u n N e / a r e t i Belgeleri ( S e k r c t c r y a )

(6) Bazı vakfiye kayıtlarında Mchmed veya Muhammcd olarak da geçmekledir.

(7) " N A Z I R - I V a k ı f Mütevellilerin icasarrufalına nezaret etmek üzere tayin olunanlar h a k k ı n d a k u l l a n ı l ı r bir tabirdir. Nezaret; bir şeyi görüp g ö z c i m e k demektir. N a z ı r ; vakıfla tasarruf salahiyyetini haiz d e ğ i l d i . B u tasarruf salahiyyeti münhasıran m ü t e v e l l i y e aitti. O, ancak vakfın şartları ve vakfm menfaati n o k t a l a r ı n d a n mütevellinin bunlara muhalif hareketlerini gördüğü surette merciine şikayet vc icabında azline t e v e s s ü l eder­ di. "MÜTEVELLİ" Vakıf işlerini vâkiye şartları ve Şor'i hükümler dairesinde idare ve rüyet i ç i n tayin olunan­ lar hakkında kullanılır bir tabirdir. M ü i e v c l l i , ya vâkıfın şartıyle, yahut K a d ı n ı n nasbiyle tayin olunur. Vakıfta tasarruf hakkı mütevelliye aittir.

(8) B i r örnek olarak: Girnc Beyi Muhammcd A ğ a n ı n Lapta Vakıf Çiftliği gelirinin M e k k e ve M e d i n e i ç i n ayrılan miktarı 1584 yılında bir yıl süre ile Defterdar B A L İ ÇELEBİ tarafından b e k l e t i l m i ş ve 1585 y ı l ı n d a Darüssaade Ağaları vasıtasiylc Beylerbeyi Ahmet P a ş a n ı n Evkaf Nezaretine gönderilmiştir. M a l i hesaplama­ lar p a d i ş a h ı n y a y ı n l a d ı ğ ı mali genelge uyarınca her yıl sonu y a p ı l m a k l a ve her v a k f ı n geliri a y n g ö r e v l i l e r c e hesaplanıp üst kala sunulurdu. (Daha geniş bilgi için bk: Allan, Mustafa H a ş i m ; B e l g e l e r l e K ı b r ı s T ü r k V a k ı f l a r T a r i h i , C . I ; S. 92; Kıbrıs 1986).

(5)

rinde bazı larihi gerçeklere açıklık kazandınlmannşlır.(9)

Bununla beraber Vakılların iarihi geçmişine ışık lulabilecck sayısız gerçekleri de gün ışığına çıkarmayı başarmışlardır. Huzurunuzda bu araştımiacılanmızı minnetle ve şükranla karşıladığımı kıvançla vurgulamak isterim.

1826 yılında Evkaf-ı H ü m a y u n Nczareti'nin oluşmasından sonra El-Hac YusuTEfendi bu ku­ rumun başkanlığına getirilmiştir.

Yerci vc taşra evkaf yönetimleri, başlan beri "Padişahlık kalında oliqtunilan " M e r k e z Evkaf îdaresi"/7ce kontrol ve murakabe edilirken: bu aşamada bazı derişiklikler (rc-organi.sation) le her

türlü yazışmaları " E V K . A . F - I H Ü M A Y U N N E Z . \ R E T İ " simgesini taşıyan resmî kâğıtlarla gerçekleştirilmesi öngörülmüştür." Nitekim bu tarihten sonra ortaya çıkan yazı. emir ve genelgelerde

söz konu.su simge görülmeğe başlanmıştır.

Evkaf Nczareti'nin oluşturulması d ö n e m i n e dek K ı b n s V a k ı l l a n . Nazır vc Mütevellileri ta­ rafından yönetilmiş; nazıriar. müfettişler aracılığı ile her yıl vakıf hesaplannı mütevelliler aleylıindeki şikayetleri incelemekte devam etmiş, nesilleri tükenmiş olanlann mütevellileri ise nazıriar tarafından tayin edilmekle bir sürc vakıf işlemleri sürdürülmüştür.

Kıbns'la. gerek Sultanlarca yapılan vakıllar olsun, gerek şahıslar tarafından ve gerekse Mekke vc Medine tarafına vakfedilmiş Harameyn vakılTan olsun, söz konusu evkafın her ünitesinde baş-göstcrcn idari ak.sama ve bazı mütcvellilerce yapılan şanlışlıklar nedeniyle Vakıflar İdaresi zaman za­ man Padişahlık kalında yeniden d ü z e n l e m c \ e vc idari re-organizasyona tâbi tutulmuştur. T ü m bu değişiklikler. Merkezi .%ıadolu Vakıllan'nı olduğu kadar yerel ve taşra Evkafını da aynı şekilde clki-lemişlir.(lO)

1834 yılında K ı b n s V a k ı l l a n . doğrudan doğruş a Evkaf-ı Huma\ un Müfcttişliği'ncc teflişc tabi tutulmuş; hazırianan raporiann süretleri) le de Kıbns Muhassıllan bilgili kılınmıştır.

Özellikle vakıf çiftliklerinin gelir ve gider hcsaplamalannı hazıriamakla görevlendirilen ve taşra v a k ı f l a n n d a kontrol ve denetleme yetkilerini üstlenen Muaccelât Mcmuriuklan arasında K ı b n s vakıflanyle ilgili olarak 1837 yılında Kıbns .Muaccelât .Mcmuriuğu kadrosu ihdas edilmiştir.(l 1)

Mevcut belgelerde kanıtlandığı üzere K ı b n s (.Meclis-i Liva) Sancak meclisinin üyesi bulunan K A M İ L B E Y , M E H M E D A R İ F E F E N D İ . K ı b n s .Muaccelât mcmuriuğu görevinde bulunmuşlardır. Sık sık İstanbul'a gidip gelen K ı b n s Muaccelât memurian bağlı bulunduklan Evkaf-ı Hümayun

.Ncz-(9) "Kıbrıs ceziresinde idarc-i cvL.ıf mukaddeme :araf-ı dcvlrllcn bir memura mahsus olup /( '•..'.. ^ idareye Lu:t:r kimse larafmdan laarruz olunmayarak idare ıdunmakıa idi" (MchnK-t .Sikiık. ()snı;ınlı r \ k : ı f Mürahh::-:; "İngiltere E v k a f Murahlıa.<;lığı tanib-i ali.<^inc" ırcsnıi sa/.ı); K>kar D a i r e s i K a y d i y e Dı-fleri; 1^ Il:ı/ı ran"l899 - 9 T e m m u z 1902; S. 322)

"...iptidalarda vakıf malların idaresinden mes'ui bir F.i Lif Dairesi mevcut deC'ildi. O :a'na!ar her vakıf miHevellisi tarafından idare olunuyordu. Osmanlı hnparalorluiu zamanında padişahlar ve vezirler Qibi lcvli\e-ti bi'l-fıil idare edcmiycn kimselerin vakıflarını idare etmek için Evkaf Sliidiirliıkleri ihdas edilmişlcvli\e-ti." (Kor­ kut. Fadıl N(Avukat): "Kıbrı.s'ta .Mevcut iurk Kurumları namına Ekselans \'alıyc takdim edilen Arızada Hükü­ metten talep edilen haklarımızdan ll.cisi F\U:f' H u r s ö / B a s ı m e v i . 31 M a n 1947)

"...Eski zamanlarda Evkaf Dairesi yoklu. İler \akif mütevellisi ve icra memuru tarafından idare olunurdu Osmanlı lınparatorlugu'nda Müteselliler Dairesi Sultanlara veya \ ezirlere tevcih edildifinde veya intikal edil­ diğinde bunlar Saltanat veya \'ezarct \azifeleri dolayısıyle muayyen bir vakfın işlerini şahsen idare ve neza­ rete rnuklcdir olmadıklarından bu -jibi \akijlara bakmak ıı^ın EvLıf .Müdürlükleri ihdas etmişlerdir..." ( T ü r k İ ş l e r i K o m i s y o n u ' n u n . \ r a R a p o r u . 1449. ,S. 27, l^oftcışa)

(10) A l l a n , Mustafa Ha.şim: F5elı;elerle K ı b r ı s T ü r k \ a k ı f l a r T a r i h i : C . I . S. 107; K ı b n s Türk VakıOMr İdaresi Y a y ı n ı . Kıbrıs 1986.

(6)

areti M u a a » l â t Müdüriûgiine bilgi vennekie; Vakıflar yönetimiyle ilgiK j ^ J o u a l değişiklikleri olm^-sa, onlaıla ilgili yazılı genelge ve yönetmelikleri Kıbns'a getirerek, Kıbris Evkaf mütevelli, kayma­ kam ve naariaru» ulaştırmaktaydılar.

Kıbns'ta Karmi, Yerolakko, Mesarya I»rastyosu(12) ve Paşaköy'de bulunan kiliselerin tamir ve yapımına ilişkin dilekçelerin Kıbns Meclisinde görüşülmesi sırasmda yukanda adlan geçen Muac-celât memurlan meclisüi birer üyesi ölarak ilgi konuda görüş beyan ederek meclisçe alman karan onaylaraışlardır.( 13)

1863 Hatt-ı Hümayunu ile yeniden revize edilen Evkaf yörieömlerinin etkisi alünda kalan Kıbns'ta da vakıflar yeni bîr idari değişiklik geçirmiş lvjcâ(,»^pdüflüp ad^^^^ yeniden değişikliğe uğramış; Kıbns Vakıf îşleıiüeıî böylece

M Ü D t R - î E V K A F I C E Z l R E - 1 K I B R I S

veya

M U H Â S E B E C İ - Î E V K A F - I C E Z İ R E - 1 K I B R I S mübürü tadıtmdayürütülmüştür^ . ' i* ;

Vâridat kayıt öîtvellerinden Hareketle ilk dönem Kıbrıs Evkaf Mûdürve Muhasebecilerinin sap-taııuıası mümkün <)Imuşttir.

Evkaf-ı Hümayun Nazın Ahmet Kemal Paşa; Kıbns Evkaf Muhasebeciliği kaüna gönderdiği H. 1293 1876) tarihli resmi yazısında gelmiş geçmiş Kıbns Evkaf Müdürierine ait Muhasebe def-terierinîn Evkaf-ı Hümayun HaziıwSi*rfde bulunmadı|inâ dikkati çekiniş ve defterlerden birer suret çıkanimasım istcmiştir.(I4)

Söz konusu yazışmalar işiguida belîrisnen ve Katnîl F^^^ atanmasına kadar k ı b n s Evkaf M d d ü r i t ^ görevinde b ı d ı i ı ^

Müderris el-Hac Meİımed Efendi

E m a c İsmail Efendi ! -Muhasebeci İbrahim Bey

Ahmet Rifat Efendi -RaşitBey

Kamil Efendi gösterilebilir. Konuyu fazlaca genişletmemek için bu aşamada yalnızca isimle­ riyle yetineceğiz.

Kıbns'm 1878 yılında el değiştirmesine kadar ve Kâmil Paşa'nm Evkaf Müdüriüğüne atan-masmdan başlamak üzete Evkaf Müdüriüp görevini üstlenenler ise:

(M: 1860): Kâmü Efendi (M: 1863): Arif Efendi

(12) ( B u g ü n k ü adiyle; (Kaimi): Karaman ( B u g ü n k ü adiyle; (Yerolakko): A l a y k ö y ( B u g ü n k ü adiyle (Mesarya Prastyosu): Dörtyol

(13) K . K . T . C . M i l l i Arşivi; Evkaf-ı Hümayun Muhabere Belgeleri (14) B k . K . K . T . C MÜH A r ş i v i . Evkaf-ı Hümayun Nezareti Belgeleri

196

(7)

(M: 1869): Mehmet Bahaeddin Efendi (M: 1874): Mehmet Salim Efendi ( M : 1877): Hüseyin Edip Efendi ve ( M : 1878): Ahmet Hulusi Efendi'dir.

1878 K ı b n s Konvansiyonu'na göre ise Evkafın idaresi iki murahhasa tevdi ediliyordu. Bu murahhaslardan biri İngiliz yetkili makamlan tarafından diğeri ise, Bab-ı Ali tarafindan tayin edilecek­ ti.

İngiltere'nin Kıbns'a ayak basügı tarihte Evkaf M ü d ü r l ü p görevini sürdürmekte olan Ahmet Hulusi Efendi'nin unvam, vanlan andlaşma uyarmca, 8 Kasım 1881 tarihinde Türk Evkaf Delegesi olarak değiştirilmiştir. A y m andlaşmanm bir gereği olarak da İngiliz Evkaf Delegesi ünvanıyla M3.Seager, Türk Evkaf Delegesinin yara başına atanmışur.

1878 K ı b n s Konvansiyonu, murahhaslarm yetkilerini belirlemiyordu. Evkafa ait kanun ve ni-zamlann a y n ^ tanınmış olması nedeniyle işbu sclâhiyctin sadece Evkaf mallanmn idaresinin teftişine münhasır kalacağı umuluyordu. Ne var ki, bu sclâhiyctin Evkaf m kontrol ve idaresini de kapsamına aldığı kısa sürede anlaşıldı.

Kıbns'ın İngiltere tarafından ilhakı ve Lozan Muahedesi ile vukua gelen statü değişikliği do­ layısıyla Türk Evkaf Delegesinin İngiliz yetkili makamlannca tayin edilmesine başlandı.

E v k a f murahhaslığı görevinde bulunan ve Türk Toplumuna sunduklan hizmetlerle temayüz etmiş olan iki {kiemli ismi bu vesile ile zikretmek gerekir. Bunlardan biri, Kıbns Vakıflanran imar ve bakımında özellikle tevliyet meselelerindeki anlaşmazlıklaım giderilmesinde yararlı hizmetlerde bulun­ muş olan ve Rum Enosis çığırtkanlanna karşı verdiği mücadele takdirle amlan Musa İrfan Bey'dir.

Diğeri ise, İrfan Bey'in vefaüyle boşalan K ı b n s Evkaf Murahhaslığı'na 11 Ağustos 1925'te atanan Mehmet Münir Bey'dir.

K ı b n s Türk toplumunun yetiştirdiği unutulmaz simalanndan ve devlet adamlanndan biri olan M d ı m e t Münir Bey'in bu göreve atanmasım Türk toplumu gerçekten sevinçle karşılamış; O'nu bir önder olarak kabul etmiş ve tüm siyasal ve insanlık haklanmn yabancılar tarafmdan çiğnenmemesi yolunda O'na güvenle bağlanmışur.

Mehmet Münir Bey'in murahhashk dönemindeki tüm uygulamalan, K ı b n s Vakıflannın gelişmesi ve kalkınması doğrultusunda bugüne dek geçmişteki gibi geçeriiliğini korumaktadır. Gerek İngiliz yönetiminin baskılan ve gerekse Megali Idea uğruna Enosis'le Yunanistan'a ilhak eimc çabalan karşısmda K ı b n s Türk toplumunun haklannı uluslararası platformlarda ve yerel yönetimler nezdinde sahip çıkarak savunan Mehmet Münir Beyin hizmetlerini tarih ergeç yazacaktır.

K ı b n s Türk Toplumunun sosyo-politik, ekonomik ve sosyo-kültürel haklanna sahip çıkma yo­ lunda atügı siyasal örgütlenme adımlannın ana fikir kaynağının Mehmet Münir Bey'in yak-laşımlanndan kaynaklandığım; bu meyanda Evkafın Türk toplumuna destek olmasındaki tarihsel rolünü başan ile uygulama sahasma koyduğunu aynca vurgulamak gerekir.

Mehmet Münir Bey'in 4 Kasım 1948'de emekliye aynlacagıra kamuoytma açıklamasından sonra görevine vekâleten 16 Haziran - 31 Ekim tarihleri arasmda Mehmet Kemal Bey vekâlet etmiştir. M. Kemal Bey'in murahhaslık görevi 1956 yılına kadar sürmüştür.

Sayın Üyeler, Değerii Konuklar,

B u arada, Kıbns Vakıflanran 1878 İngiliz Sömürge Yönetimi dönemiyle yeni bir safhaya inti­ kal ettiğini, ruhuna ve amaçlanna aykın olmasma karşın zoraki sömürgeci uygulamalaria vakıllann

(8)

yıpraüldığm dikkaünizi çekmek islerim.

Önemine binaen bu konunun irdcIenmcsinde yarar vardjr. 1878 yılmda, Kıbns'm İngilizlere ican ve Kıbns Vakıflar İdaresine İngilizlerin direkt müdahalesi üzerine vakıf mallann idaresi, gelirle­ rinin kullandışı ve Vakıflarm amaçlannda sapmalar zuhur etmeye başlamıştır. 1915'teki Kral Fermam altında, İstanbul'un Kıbns Vakıflan üzerindeki kontrolünün, tamamen kalkması ve 1928 K r a l Fer­ mam ile Evkafın resmen bir Sömürge Hükümeti Dairesi haline getirilmesi üzerine bu sapmalar aşın boyutlara varauşur.

Bahse konu sapmalan şöylece topariamak mümkündün

a) Vakıf maUara yapılan tecavüz ve istimlâWerile bU^^kvaktf B u du­ nunu ömddeıie açıklayalım. ;.

Ö R N E K 1:1902-1905 devresinde Leflcöşa kasabasindasu temin eden Arap Ahmet ve Silah­ tar Vakıf sulan İngilizlerin teşvikiyle, Rumlsinn konirolündöki Lefkoşe Belcdiyesi'nin tecavüzüne uğramış ve mahkemelerde yapılan uzun mücadeleye rağmen bu sular Rumlara kîçtınlmaktan kur-tanlamamışur.

Ö R N E K 2î Nisan 1944'le çıkanlan bir kanunla icarcteyinü vakıflar iptal e d i l m i ş ve bu vakıfların raallanmn kontrolü Evkafın elinden alınarak Evkal çok büyük zararlara uğratılmıştır. Değirmenlik suyunu, Omorfo ovasımn bir kısmını, Lapta'daki bh" kasım arazileri, Poli ve K o l o ş Çiftliklerini bu meyanda zikredebiliriz.

.-^RNİK 3: 1878-1955 döneminde birçok vakıf emlâk, vakıf amaçlan dışında ve İngiliz SömîJı^ Y'Öİfeiiminin kendi amaçlan için kullanılmıştır. Meselâ, Baf veLimasol Polis Karakollan ile Lefko^ İngiliz Kilisesi ve Gime İngiliz Mezarlığı vakıf araziler üzerine kurulmuş olup bilâhare tapu kayıtlan da tahrif edilerek bu yerter vakıf mal olmaktan çıkanlmışlanhr.

Ö R N E K 4: Mülhak Vakıf smıfmdûki birçok mal da icaretcinli vakıflar kapsamında mütalâa edilerek 1944 kanunu altmda Vakıflann elinden, (Lakadamya Çiftliği ^bi) alınmıştır.

Ö R N E K 5:,Çıkanlan 1941 Orman Kanunu tahtında, agaçlandmlmış bulunan büyük v a k ı f arazi pârçalan Sömürge Hükümeti adına, (Afcndrika Çiftliğinin bir kısmı gibi) geçirilmiştir.

B) Yeni Vakıf tesisi için zorluk çıkanlması

İngiliz Sömürge Yöneliminde bir yandan Vakıf mallar Vakıflann kuruluş amaçlan dışında sömülgc yönetimi'menfaatleri için kullanılı±en diğer yarıdan, yeni vakıf tesisi üzerine de bazı s ı -mriamalar getirilmiştir. Ömegin, 1946 yıbnda çıkanlan Tapu Kanunu ile meskun bölgeler dışında va­ kıf yapflabilmesi, vakfedilecek emlâkin 1/3'ünün tapu hara olarak sömürge yönetimine ö d e n m e s i şartına baglanmışür. Bu kanuni düzenlemenin gayesinin yeni vakıf tesisini önlemek olduğu aşikardır. Görüldüğü gibi, Kıbns Vakıflan 1878-1955 döneminde İngiliz Sömürge yönetimince ekono­ mik çıkar aracı olarak kullanılmış ve Vakıflar istismar edilmiştir.

Bu istismarcı uygulamalann Kıbns Türic Halkı saflarmda yarattığı yaygın kaynaşma ve infial üzerine, Kıbns Koloni Hükümeü Haziran 1948'de yayuüandıgı bir bildiri ile Evkaf, Müftülük, Mek­ tep işleri. Aile Kanunu ve Şer'iye Mahkemelerinin durumlannı etüd edip öneriler sunmak üzere altı kişilik bir T ü ± İşleri Komisyonu kurulduğunu ilân etmek zorunda kalmıştu".

Ne var ki, kurulan Türk İşleri Komisyonunun, Evkaf Yönetiminin Kıbns Türic Halkma devre­ dilmesini ve Vakıflann kendi özyönetimine kavuşturulmasını öngören 1949 yılındaki önerisinin ka­ bulü, 1955 yılma kadar sürecek azimli bir mücadeleyi zorunlu kılmıştır.

Medium Dr. Fazıl Küçük ve Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti Cumhuıbaşkam S a y ı n R a u f

(9)

Denklaş'ın önderliğinde başlatılan Kıbns Türk Halkının azimli mücadelesi sonucunda, Tüık ilgililerle istişareden sonra hazırianan ve 22 Ekim 1955 tarihinde yayınlanan Fasıl 337,1955 Evkâf ve Vakıflar Kanunu ile. Evkaf m yöneliminin Kıbns Türklerince seçilecek bir Meclise bırakılması karariaşünlmış ve kanun gereği ö n hazıriıklann tamamlanmasını müteakip 15 Nisan 1956 tarihinde Kıbns V a -kıflanmn Yöneümi, Kıbns Türk Halkına devredilmiştir.

Yukanda özetlenen tarihi gelişim süreci içerisinde, 15 Nisan 1956 tarihinin Kıbns Türk Halkı için doğurduğu olumlu sonuçlar şöyle dcğertcndirilebilir.

Bir kez, 15 Nisan 1956 tarihi ile biriikie Kıbns Vakıflan üzerindeki İngiliz vesayeti kaldınimış ve vakıf mallar üzerindeki haksız uygulamalar sona erdirilmiştir.

Diğer yandan. Vakıflar üzerindeki İngiliz vesayetinin son bulması ve Kıbns Vakıflannın kuru­ luşu ile biriikie Kıbns Türit halkının özgüriük ve bağımsızlık savaşunı hız ve moral kazanmıştır.

Nihayet, vakıf mallar üzerindeki yabancı vesayetin son bulmasiyle, sahip olduğu büyük çap­ taki emlâk dolayısıyle büyük bir ekonomik g ü ç oluşturan Evkaf Müessesesinin, 15 Nisan 1956 tari­ hinden itibaren, Kıbns Türk Halkı'mn iktisadî ve sosyal kalkınmasında daha esaslı bir rol oynayabil­ mesi imkânlan sağlanmıştır.

B u arada. Adadaki vakıf mallann meydana gctiıdiği büyük emlâk variığmm, Kıbns Türk Halkı'mn toprak davasındaki haklılığına güç katüğını ve esash kanıl teşkil etliğini belirtmek islerim.

E v k a f ı n yeni idaıî örgütlenmesi faaliyeüeri çerçevesinde, 1955 Evkaf ve Vakıflar Kanununa dayamlarak, öncelikle, K ı b n s Türk Halkı iarafından seçimle saptanan 15 üye ile labiî üyeler olan Müftü ve Koloni İcra Konseyindcki Türk Delegelerden oluşan bir Yüksek Meclis ve bunun alünda, yine ilgili Meclis Üyeleri arasından seçilen yedi kişiden müteşekkil bir İcra Komitesi teşkil euiril-miştir.

B u arada, vakıf mallar Evkaf Yüksek Meclisi adma kaydettirilmiş ve belirtilen yönelim organ­ larına ilâveten, k ö y cami mallanm idare elmek için. Evkaf Yüksek Meclisine karşı sorumlu olan Köy Camii Komisyonlan kurulmuştur. Evkaf Yüksek Meclisi tarafmdan seçilen Evkaf Müdürü de. Evkaf Yüksek Meclisi'nin icraatçısı olarak vazife görmüştür.

İngiliz Sömürge İdaresinin sona ermesi ve 1960 yılında Kıbns Cumhuriyetinin kurulması üzerine. Cumhuriyet Anayasasına göre tüm vakıf işleri münhasıran Türic Cemaat Meclisi'ne teslim edilmiştir. 1961 yılında çıkanlan 12/60 sayılı Vakıflar ve Din İşleri Dairesi Teşkilât Kanunu ile dc, Evkaf Dairesi yeni yasal statüsüne kavuşamk tüm vakıflann yöneümi 13 Ekim 1970 tarihine kadar bu kanun tahtında yürütülmüştür.

Mamaflh, 1960Tı yıllann başında Vakıflann yöneümi için 12/60 sayüı yasa ile öngörülen idari yapı ve kurulan orgaıüzasyon kifayetsiz görülerek reorganizasyon çalışmalanna girişilmiştir. Bu cümleden olmak üzere 1962 yılında Türkiye'den bu maksat için iki uzman getirilmiştir. Başlatılan çahşraalar çerçevesinde Vakıflar İdaresi için yeni bir Teşkilât Kanunu hazırianması üzerinde durulur­ ken 1963 Kıbns olaylan paüak vermiştir.

Aralık 1963'ie, K ı b n s Rumlan tarafından başlatılan toplumlararası çatişmalar nedeniyle Vakıflar İdaresi önemli ölçüde maddi zarara uğramıştır. Bu zarariar, vakıf mallann yakılıp yıkılması (Lefkoşe'de Bayraklar Camii), bir kısım vakıf emlâkin istimlâki, bir kısım vakıf emlâkin kanunsuz işgali, bir kısım vakıf emlâkin askeri bölge ilân edilmesi ve Rum müstccirlerin Rum mahkemelerce korunması, şımartilması ve kollanması şeklinde kendini göstermiştir.

Yukanda belirtilen olumsuz unsurlara rağmen Vakıflar İdaresi'nin ekonomik öneminin 1956'lardan itibaren idrak edilmesiyle biriikie çeşiüi ekonomik aülımlara girişilmiş ve olumlu

(10)

sonuç-1ar a l u ı î i ^ r . Ne v a r M , idarî ö ^ ^ e n m e y e esas teşkil eden 12/60 sayüı Teşkilat Kanunu'nun işlet-m e d i i ğ e v e k â ı i ı eloonoişlet-mik atılıişlet-mlara pek loüsaitolstadtğı görtHâOgünden; 1960*11 y ü l a n n başından itibaren ba^iatıUm ve 1963 Kıbns Olaylan ile

dmkmymM&mat

y^ıiteme çalışmalarına yeniden hız v ^ e r d c Vdaflar İdaresine daha uygun bir sfâtii ve ekOTomifc nitelikli y a ı i yasal görevler verilebil­ mesi için 13 Ekim 1970 tarihinde, bugün halen yürürlükte olan 31/1970 sayüı Vakıflar ve Din İşleri DaiııesiTeşlMlâtKimuım kabul edilmiştiE.,

Vakıflar îdaresi'nin, tarüıscl süreç içerisindeki mali p a r e s i hakkında bir fikir sahibi olunabil-meşini teşıinen,, dönüm noktalan olarak nitelenebilecek belU tarihlerdeki gelir-gider durumunun su­ nulması yararlı olacaktır. . . ' .

§öyleki;(15).,., ^ ... ,

Yıl ° I GelirO^L). I Gider(KL) I F a r k ( K L )

• 1878 > ••' 1,939>^ 817^- (+) 1.122.-'İ;95&;; / '' 33.590.- (+) 25,365.-197P 117,807.- 87.538.- (+)

30,269.-Degerü Konuklar. Saygıdeğer izleyenler.

Sunulacak ikinci bUdiri ü e de, K ı t a s Vakıflan'nm bugünkü durumuna değinUecek ve K ı b n s Vakıflar tdai^i'nin tarihsfel s ü r ^ îÇerisinadd foöksiyöManîItf bugünkü faaliyefleri irdelenecektir.

; Şştî^

^ r i kıymetli v ^ ' t l e ı l ^ alarak Kıbns Vakıflannm Ûr nebze tarihi seyir içindeki akışını vıi^ılârnaya çâiıştım. Her îsaman için gururia ve kıvançla likde ettig gibî. sahip olduğu büyük emlâk ve mal varlığı ile Kıbns Türk Halkının Kıbrıs'taki haklanmn temelirü oluşturmuş, varhğımn teminaü öhnuş Kıbris vâkıfliükuıi; KıbMTüricünün vadIğmakastedUen dönemlerde sağladığı sosyal, dini, költüiel v^^â^Mfemik katkdarla halkımızın ösîûnden hiçbir şey kaybetmedoî bugünlere kadar gelme­ sinde büyük M ıc(|ntıadığım bir kez dab^

Özverinin gerçek simgesi, yardımlaşma ve dayamşmanm gerçek Öğesi E v k a f a , vakıflanyle katdan tüm iyüikseverieri

yörâOEri

kuüanm.

Teşekkür ederimi

(15) "Dünkü ve Bugünkü Evkaf", V a k ı n a r idaresi Y a y ı n l a n , No. 3. 1973.

Referanslar

Benzer Belgeler

These trade activities not only led the Catalan duchies to integrate into the Catalan and Aragonese commercial geography in the Mediterranean world, but also created

Assuming that the average amino acid residue contributes 110 to the peptide molecular weight, what will be the minimum length of the mRNA encoding a protein of molecular

Bölümü olan “Bir Tür Olarak Bilmece ve Uygur Bilmeceleri” adlı bölümde, bilmecelerin, çeşitli araştırmacılar tarafından yapılan tanımlarına; içerik, şekil, işlev,

Bundan dolayı Descartes, ezeli doğruları ve Tanrı’nın doğası ile olan ilişkisiyle ilgili olarak, ezeli doğruların ezeli, değişmez ve dokunulmaz bir şekilde

Ayrıca söz konusu mısraların sahibi Resûlullah’ın vefatından söz eden bir kişidir.. Onun Refik-i Ala’ya intikal etme- sinden sonra insanların ona olan

Fransa’nın, Hristiyanların çoğunluğunu oluşturduğu bir devlet kurma arzusu sonucu, Suriye’den ayrıştırılarak 1920 yılında kurulan Lübnan, 1946 yılına kadar

Eğlenm eye gittiği bir gazinoda, bir gece kulü­ bünde orkestradan kendisine u zatı­ lan m ikrofönlârı h içb ir zam an