• Sonuç bulunamadı

Hasankeyf Vakıf Eserleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hasankeyf Vakıf Eserleri"

Copied!
30
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HASAN KEYF VAKıF ESERLERI

GIRIŞ

9.

Ali KILICI

M

idyat- Batman Karayolu üzerinde bulu­ nan Hasankeyf unutulmuş bir şehirdir. Mevcut kahntılar Artuklu ve Eyyûbî devrine aittir. Şimdi Mardin'in Gercüş ilçesine bağlı bir bucak merkezidir. Biz Hasankeyfi 1985 yılında inceledik. Konuşmamızın temelini de o inceleme teşkil etmektedir Bu yıl Eylül ayında da kısa bir ziyaretimiz oldu. Hasankeyfi tanıyıp inceledikten sonra kendimi burasını tanıtmaya zorunlu hissettim. Çünkü burası hakkında ne kadar konuşulsa azdır.

Albert Gabriel'in 1940 yılında yayınlanan kitabı' dışında hiç bir önemli yayın yoktur^. As­ lında Türk mimarisi ile uğraşanlar tarafından bi­ linmekle birlikte-' memleketin efkân umûmisi bu­ rasını tanımamaktadır Geçmişte sahip olduğu yüksek nedeniyete karşılık şimdi burasının duru­ mu içler acısıdır. Bir de Dicle üzerine yapılacak IIisu Barajı'nm göl alanı altında kalması konusu yıllardır süren ihmalin son noktasıdır Bu yaz sa­ yın hocam Prof.Dr.Oluş ARIK Başkanlığında bir heyetin burada kazıya başlaması bizi biraz tesel­ li etmektedir.

Kısa bir tarihi özetten sonra eserleri önem sırasına göre tanıtacağız. Bunun için Gabriel'in plarJan ve şimdiki durumlannı gösteren arkada­ şım Mustafa ERDÎM'in çizdiği planlardan fayda­ lanacağız.

Buradaki eserlerin hiç birisinin vakfiyesini bulamadık''. Thpu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi'nde 557 nolu tahrir defteri Hasankeyf Ev-kafi'na aittir. Prof.DrRefet YİNANÇ önümüzdeki

yıl bu defteri yayınlayacağını vadetti^.

Tanıtacağımız vakıf eserlerinin dışında ayaktaki üç kapısı mağaralan, evleri, sarayları, su yolları ile kalesi, çok geniş bir şehir harabesi ve derin vadileri ile Hasankeyf çok enteresan bir yerdir.

Geçmişte Hısn Keyfa, Hısn-ı Luğub, Hüsn-ü Keyf ve Cepha gibi adlarla anılan Mezopatam-ya'nın kuzey sınırında bulunan Hasankeyf in es­ ki çağlardan beri meskun olduğu sanılmaktadır

1- Albert Gabriel, Voyages Archaeloqique Dans la

Thr-que orientale, Paris l940.

2- Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde 1986 yılın­ da mezuniyet tezi olarak Burhan Zengin tarafından hazırla­ nan "Hasankeyf Vırihi ve Eserleri (Osmanlılara Kadar)" gü­ zel bir çalışmadır. Biraz genişlelilerek yayınlanması çok fay­ dalı olacaktır.

3- Bazı kaynak kitap ve makalelerde kısmen Hasankeyf eserleri tanıtılmıştır; Ara Allun "Anadolu'da Artuklu Devri Türk

Mimarisi İsı-1978, (köprü ve saray), Metin Sözen"Anadolu'da Akkoyunlu Mimarisi" İst. 1981 (İmam Abdullah Zaviyesi ve

Zeynel Bey Türbesi), Ömür Bakırer, Anadolu Mihrapları, Ankara-1976.

4- Vakıflar. Gen, Müd.Lüğû Arşivi'ndeki Hurufat Defter­ lerinde imam Abdullah Zaviyesi (1090,1094 ve 1095 nolu def­ terler) Şeyh Haydar Türbesi-Kalenderhane (1090-1094), Ka­ le Camii (1094), Köprü (1090), Rızk Camii'ne (1090) ait bazı kayıtların yanısıra bugün bilmediğimiz bazı yapılara ait kayıt­ lar vardır.

Aynca 'Kpu ve kadostra Genel Müdürlüğü Arşivi'nde 311 nolu Hasankeyf icmal ve Hasankeyf mufassal defterleri var­ dır. İstanbul Başbakanlık Aışivinde 208,617,764,991 sayılı "fâpu Thhrir deflerlerirun Hasankeyfe ait olduğunu Atilla Çetin'in "İs­

tanbul Başbakanlık Arşiv Kılavuzu, İstanbul • 1979" isimli ese­

rinden öğreniyoruz.

(2)

Bizans devrinde buraya bir kale yapıldığı bilinmektedir^. Anadolu'da Müslümanlar tarafm-dan ilk fethedilen şehirlerden biridir Ünlü İslâm mücahidi Halid bin Velid komutasında bir ordu buralardaki Bizans hakimiyetine son vermiştir. Emevî, Abbasî, Hamdanî ve Mervanî'lerden sonra Malazgirt meydan muharebesini müteakip şehir Türklere geçti (1085M). Artuk Bey 'in oğlu Sökmenbey 1101 M. yılında başşehri Hasankeyf olan bir devlet kurdu. Artuklular eriştikleri yük­ sek medeniyet sebebi ile pek çok imar faaliyetle­ rinde bulundular Burası da en mamur ve canlı devrini yaşadı''.

Artuklular zayıflayınca 1234 yılında Eyyû-biler Hasankeyfe hakim oldular. Bu devrin hemen başlarında 1260 M yılında Moğollar şehri yağma­ ladılar. Bundan sonra şehirde devamlı olarak ge­ rileme olmuştur Timur istilasında Hasankeyf emi-ri hediyelerle ona itaatini arz ederek şehemi-ri yağ­ madan kurtardı. Daha sonra Akkoyunlu ve Kara-koyunlu mücadelesinde taraflar arasında el değiş­ tirdi. Kısa bir süre Akkoyunlu idaresinde kaldı. Ama yine Eyyûbi emirleri bulunmaktaydı. 1516 yılında son Eyyûbi emiri İdrisi Bidlisi'nin tavas­ sutu ile Osmanlı hakimiyetini tanıdığı sırada şe­ hir bir harabeye dönmüştü. 1524 yılından itiba­ ren Diyarbakır'a bağlı bir sancak merkezi olarak kalan şehir son zamanlarda Midyat'a bağlı bir ka­ za iken Cumhuriyetin ilk yıllarında Gercüş ilce ya­ pılarak Hasankeyf nahiye olarak bağlanmıştın

1967 yılında kaledeki mağaralarda yaşayan halkın Aşağı Şehirde iskânı için sosyal mesken­ ler yapılırken pek çok kalıntı yerle bir edilmiştir

RIZK CAMİİ

Halk arasında Aşağı Camii diye de anılan yapı kale yolunda Dicle'ye bakan bir yarın kena-nndadır. Kitabelerine göre 811 H/1409 M. yılında Eyyûbiler'den Süleyman bin Gazi tarafından Ha­ cı Muhammed ve kardeşi Ömer'e yaptırılmıştır"^.

Yapının esas şekli çok değişmiş olmasına rağmen 1932 yılında Albert Gabriel tarafından ya­ pılan teshillere göre muhtemel plânını biliyoruz. Üç tarafı revaklı uzun bir avlunun güneyinde ters T planlı cami yer almakta idi. Yanyana kubbeli üç bölümün önünde tek kubbeli bir mihrap mekanı ve ortası şadırvanlı avlunun kuzeyinde ortası tac kapılı, medrese hücreleri vardı. Minaresi avlunun kuzey doğu köşesinde idi. Avlunun batısındaki re-vakların nehir tarafı da acıktı''.

Cami uzun yıllar harabe halinde duruyor-ken 1953 yılında bazı tadilat ve değişikliklerle onarılarak ibadete açılmıştır. Doğu cebheden av­ lunun ortasına açılan kemerli bir kapı ile girilir. Doğu tarafı duvarla yola kapalıdır, batısı alçak bir duvarla nehre bakar. Avlunun kuzeyindeki med­ rese hücrelerinin önünde bulunan revağın da önü­ ne bir mihrap duvarı eklenerek enine iki sahınlı bir ibadet mekanı elde edilmiştir. Beş adet ayak çapraz tonozlu üst örtü)^^ taşır Geride taç kapı­ nın doğusunda kubbeli iki hücre ve minare bu­ lunmaktadır. Batıdaki hücre kuzeye doğm geniş­ letilmiştir. Caminin üstü düz damlıdır. Ihç kapı­ nın karşısında bulunan yıkık iki hücrenin mahi­ yeti anlaşılamadı. Thç kapı üç dilimli yüksek ke­ merli bir niş şeklinde olup kavsarası mukamas dolgularla süslüdür. Mukamas dolgunun altında üç tarafı dolaşan bir kitabe frizi ve bunun altında birbiri ile kesişen kıvrımlı hatlar arasında AllaW in 99 ismi yazılıdır. Kapının girişinin iki yanında geometrik motiflerle süslü birer yuvarlak madal­ yon vardır Kapının iki köşesinde mukarnas baş­ lıklı sütunce vardır. Eserin iyi korunmuş olan mi­ naresi kesme taştan yapılmıştır. İki yolludur. Gi­ riş kapısından ikiye ayrılan merdivenler şerefede birleşirler. Çift merdivenli minarelerin ilk temsil­ cilerinden olmasının yanısıra minare gövdesinin lıölmeler halinde çeşitli şekillerle süslenmesi yö-nüıulendo Sultan Süleyman Camii minaresiyle birlikte öncülük eder. Gövdesi kare plânlı yüksek bir kaideye oturmaktadır Kaide de yazı panoları ve geometrik süslemeler vardır. Üç kuşakla üç böl­ meye ayrılan gövde, silme şeklinde, kemerier, ge­ ometrik ve rûmi motiflerle süslenmiştir En altta bir yazı kuşağı gövdeyi dolaşır Şerefe altı, mukar-na.slaria süslüdür. Petek sekizgen plânlı olup dört pencere ile dar şerefeye açılır Peteğin üstü dilimli bir kubbecikle örtülüdür.

Caminin kısmen ayakta kalabilen kuzey cebhesi simetrik bir düzene sahiptir Ortada üstü istiridye şeklinde biten bir niş ve sağda mukar-naslı bir niş şeklinde iki kapı görülüyor, .soldaki kapı yıkıktır Duvarın üstünde konsollara oturan çıkıntı var.

6- Osman TURAN, Doğu Anadolu TürkDmlellerilhrihi İsmnbul-197,3. s.l.T).215.

7- Zengin, .s. 27.41. R- 7x:ngin. R. 67.

^- Giibritil .s. 6.5. Fig: .50, Ayrıca S. Kemal Yetkin, İsinm Mimarisi, Anl<ara-1964 s. 156.

(3)

KALE CAMİİ (ULU CAMÜA

Eyyûbilerden el Melik el Adil Muciaıddin Muhammed tarafından 728/1325 yılında yaptırıl­ mış olan cami 1396 M. yılında Fahreddin Süley­ man tarafından onarılmış'^, ve 1398 M. yılında el Fakir Muhammed Kâdi'ye ahşap bir minber yaptırılmıştır. Caminin aslı değişmiştir

Bir tepecik üstüne inşa edilen caminin ku­ zeyindeki avlunun altında bir sarnıç vardır Cami­ nin duvarları moloz taş örgülüdür. Üstü toprak damlıdır Enine dikdörtgen plânlı caminin girişi ortadaki kubbeli mihrap mekanına açılan derin bir eyvanın nihayetindedir Bir kemerle desteklen­ miş beşik tonozlu geniş eyvan içindeki kapı sa­ dedir Yukarda kemer içinde onarım kitabesi yer alır Eyvanın sağında sade bir kapı boşluğundan başka doğu kanadına bitişik olarak minare ve kü­ çük bir hücre yer alır Kare plânlı yüksek minare kaidesi moloz taş örgü olup yukarda avluya ba­ kan cebhesinde malakâri süsler vardır Burada

1529 M . yılında onarıldığına dair kitabe bulunmaktadır". Silindirik gövdenin çok az bir kısmı kalmıştır Eyvanın solunda önde iki hücre ile gerisinde ibadet mekânının sol kanadına biti­ şik uzun bir mekân yer alın Tbnoz örtülü uzun bir koridor şeklindeki harim altı kemerle desteklen­ miş olup ortalardaki mihrap mekânının kubbesi­ ne tromplarla geçilmektedir. Geride kapının üs­ tünde müezzin mahfeli vardır Yarım daire plânlı nişin üstü mukamaşlarla biter İki yanda mukar-nas başlıklı sütunceler niş kemerini taşır Ayrıca nişin içinde yivler bulunmaktadır'-^. Mihrabın sa­ ğında çeşme olabilecek bir niş vardır

Ahşap minberi halen Kızlar Camii'nde bu­ lunmakladır İki yandaki korkuluğunun sülüs hatla yazılmış yazılan güzeldir. Köşk kısmının iki yanın­ da da inşa ve usta kitabeleri vardır Yan süsleme­ leri yoktur.

SULTAN SÜLEYMAN CAMİİ

Thç kapıdaki kitabesine göre Eyyûbilerden Şehabeddin Gazi bin Muhammed 752H/1351 M. yılında camiyi''^ 809H/1409 M. yılında minareyi ve oğlu Süleyman da 818H/1416 M. yılında çeş­ meyi yaptırmıştır Yapı genelde oldukça harap du­ rumdadır. Kuzeyde ortası şadırvanlı, kuzey ve ba­ tısı revaklı bir avlunun güneyinde cami, batısın­ da bazı hücre kalıntıları sıralanır Avlunun doğu­ sunda köşede minare ve buna bitişik taç kapı yer

alır, camiye bitişik olarak da taç kapı düzeninde çeşme yükselir. Kare kaideli kesme taş minare si­ lindirik gövdelidir Kaide kûfı yazılı ve geometrik panolarla süslüdür Gövde kuşaklarla dört kısma bölünmüştür. Bölmeler de kemerli pencere şek­ linde panolar, yivler ve kemerlerle süslüdür Şe­ refeden üstü yıkıktır Tkç kapı, kemerli bir niş için­ de düz lentolu bir girişten ibarettin Su tesisatı yı­ kık çeşme nişinin üstü mukarnaslarla biten Eni­ ne uzanan caminin iki girişi vardır İlki sağda ey­ van içinden yan kanada açılan sade bir kapıdır Eyvanın iki yanında kapıları avluya açılan simet­ rik, kubbeli birer türbe yer alın Kubbe geçişleri trompla temin edilmiştir Avlunun güneybatı kö­ şesindeki ikinci giriş esas mihrap eksenindedin Buradan girilince kare planlı yüksek bir kasnağa oturan mukarnas geçişli malakâri süslü kubbeli bir mekânla karşılaşılın Girişin hemen sağında kubbeli bir hücre vardır Bunun batısında kapısı arka tarafta olması gereken ve batıdaki yıkık me­ kânların devamı kubbeli bir mekân daha vardın Süslü kubbenin güney ve batısında testi ile örül­ müş iki tonozlu mekândan batıdaki bir kemerle bölündükten sonra batıya doğru üstü yıkık olarak uzanır Güneydekinde mihrap ve yıkık taş minber bulunun Derin mihrap nişi iki renkli taşlarla örülmüştür'''. Mihrap mekânının sağında üstü yıkık kubbeli bir mekânla bunun güneyinde yer­ den yüksekçe çilehane gibi kubbeli küçük bir hüc­ re vardır Mihrap eyvanının doğrusunda kubbeli olması muhtemel kare plânlı bir mekânla deva­ mında tonozlu ikinci mihrap mekânı uzanın Süs­ lü kubbenin batısındaki eyvanın üstünde kubbeli bir mekânın izleri mevcut. Ayrıca bu kubbe ile do­ ğusundaki türbe kubbesinin kasnakları arasında bir dehliz vardır Bunlar binanın üsl katı olduğu­ nu göstermektedir Gabriel bu yapıyı cami ve tek­ ke olarak niteler'^. Pek çok odası ve batısındaki haziresi ile bu yapı oldukça ilginç plân arz eden İki mihrabı iki mezhebe göre ibadet yapıldığını gösterir Diyarbakır'daki bazı camiler gibi Şafîler ve Haneliler kısmı olmalıdır"". Camide stüko süs­ leme önemli yer tutan Üç ayrı kitabesi arasında

lU- Zmıgin, s. 30,b4 11- Gabriel s. 61, Rg. 46. 12- Bakırar s. 234. 13- Gabriel, s 67. 14- liakırer s. 221-222. 15- Gabriel, s. 67.

(4)

64 yıllık fark olması eserin uzun bir zamanda meydana getirildiğini gösterin

KOÇ CAMİİ

Yapı enine dikdörtgen plânlı, ortası kubbe--li bir harime sahiptir. Kuzeyde muhtemelen revaklı geniş bir avluya üç eyvanla açılan harimle eyvan­ lar arasında peşpeşe ikişer kubbeli mekân sıra­ lanır. Ayrıca yapının güneyi dışında üç cebhesini çeviren yapı kalıntıları olup bunlar bilhassa ku­ zey ve doğusuna doğru dağılır Halen orta eyvan ve kubbe duvarları ayaktadır Yan duvarları yıkıl­ mıştır Üst örtü de tamamen yıkılmıştır Duvarları moloz taş örgüdür Kemerleri keşme taş, medre­ seyi andıran bu yapının plân özelliğinin yanısıra en önemli tarafı mihrabını ve harime açılan kapı­ yı süsleyen stüko süslemelerdir Mihrapta nesih yazı frizinden başka rûmiler kalmıştın Sadece üstü duran eyvan içindeki kapıda kûfı yazı frizi ve zerv gin rûmiler dikkati çeker'''.

Bir harabe olan bu yapıya Koç Camii fieıv mesinin tam bir izahına rastlıyamadık. Orada bazı yaşlılar esas adının Maverdi Camii olduğunu söy­ lediler Hasankeyf vekayinâmesinde "762/1360 M. yılında ölen HasankeyFin ileri gelenlerinden el-Hac Abdullah el Maverdi kendi inşa ettirdiği med­ reseye gömüldüğü" zikredilmektedir'^. Buna gö­ re yapı 14. yüzyıl ortalannda inşa edilmiş bir med­ resedir diyebiliriz.

İMAM ABDULLAH ZAVİYESİ

Eyyûbilerden Muvahhid Ibkiyeddin Abdul­ lah (1269-1294) tarafından yaptırılan bu yapı, tür­ be kapısı üstündeki kitabesine göre Akkoyunlu-lardan Uzun Hasan'ın oğlu Halil tarafından 883/1478 M. yılında esaslı şekilde onarılmıştır'^. Dicle'nin karşı kıyısında yani köprünün başında küçük bir tepecik üstündedir Zaviyenin çevresi mezarlıktın Duvarian moloz taştın Doğuya bakan bir kapıdan küçük bir eyvanla avluya girilir Ey-varun güneyinde tonoz örtülü küçük bir hücre var­ dın Avlunun güneyinde testi ile örülmüş bir tonoz örtüsüne sahip, cebhe boyunca uzanan mescid kısmı yer alın Kemerlerle burası avluya açılın Av­ lunun kuzeyinde doğu köşede kare plânlı minare olması gereken, üstü yıkık bir kule yükselin Or­ tadaki küçük bir eyvandan batıya açılan kapı ile sahaBeden Caferi Tlıyyar'ın oğlu İmam Abdullah^ ın türbesine girilin Kare plânlı kubbeli türbenin dışı betonla sıvanmıştın Kubbesindeki tunç ale­ mi Akkoyunlu devrine aittin Yazıyla süslüdün Or­

tasında "Hacı Haydar Harkani" yazısmı okuduk, çevresindeki okunamadı. Yukarda da Kelime-i Tfev-hid okunmaktadır Türbenin iki kanatlı ahşap ka­ pısı oyma tekniği ile yapılmış, bitkisel ve geomet­ rik motitlerle süslüdün Ancak son senelerde yağlı boya ile yeşile boyanmış, ilk yapılışına ait olmalı­ dır Türbenin doğusu ve batısına bitişik duvar iz­ leri var Doğudakinin tonozlu bir mekân olduğu anlaşılıyor Avlunun batısını çevreleyen bir meka­ nın izleri var Yapının harap durumda ve çok de­ ğişiklikler geçirmiş olması sebebi ile asıl plânını öğrenmek zordur^°.

KIZLAR CAMİİ

Halk arasında Camii Benat olarak anılan bu eser Koç Camii ve Sultan Süleyman Camii'nin do-ğusundadm HasankeyFin ilginç yapılarından bi­ ridir Gabriel'e göre bir anıt mezardır^'.XIV.y.y sonlarına, Eyyûbi devrine aittin Kare plânlı bir av­ lunun dört köşesinde yanlara taşkın, simetrik ola­ rak yerleştirilmiş kubbeli dört mekândan oluş­ maktadır Çok kalın olan duvarian düzgün kesme taşla kaplanmıştın Duvarlarının üst kısmı genel­ likle yıkılmış ve bazı yerieri sonradan düzensiz olarak yeniden örülmüştün Bazı tadilatlarla ona­ rılarak cami haline getirilmiştin

Kuzeyde ortada kalan kısımlarından, hayli süslü olduğu anlaşılan dışa taşkın bir taç kapı ile avluya girilin Thç kapının iki yanında birer mih-rabiye-ve birer pencere sıralanın Daha sonraki bi­ rer pencere köşelerdeki iki hücreye açılın Pence­ reler çok geniştir Çok aşınmış ve bozulmuş olan bu cebhenin çok süslü olduğu anlaşılıyor Doğu cebhesinde dışa taşkın kubbeli iki mekânın arası son senelerde taşkın olarak birleştirilmiş ve orta­ dan ikiye bölünerek mescid haline getirilmiştin Güney cebhede avlunun iki penceresi van Kub­ beli mekânların mihrap çıkıntıları payanda şek­ lindedir Gabriel'in plânında ortadaki geniş pen­ cere açıklığı sonradan bir mihrap haline getiril­ miştin Batı cebhede kubbeli iki mekân arasına tu­ valet eklenmiştin

Avlunun güneyi betonarme bir duvarja bö­ lünüp üstü de kapatılarak cami haline getirilmiş­ tin Kuzeydeki türbe mekânlarının kubbeleri

çök-17- Gabriel, s. 69. 18- Zengin s. 78-79. 19- Zengin s. 74,

20- Gai)riey.s.79,rıcj: 63,Me(jfi SÖZEN, s. 140, 21- Gabriel: s. 70. fıgıSG

(5)

müş doğudaki son yıllarda tonozla örtülmüştür. Üç yöne düz lentolu pencereleri vardır Güneye ise birer mihrabiyesi vardır Bunlar dışarda pen­ cere şeklinde belirtilmiş. Avlu duvarlarından do­ ğu ve batıya ortada birer kapı açılır. Mescid kısım­ larından soldaki betonarme bir kubbe ile örtül­ müştür Orijinal tromplar durmaktadır Sağdaki to­ nozla örtülüdür Kuzeydeki kapılan aşınmış olmak­ la birlikte oldukça süslüdür. Kapı ve mihrapları mukamashdır. Yapının bütün pencereleri dışta çe­ peçevre bitkisel ve geometrik motiflerle süslüdür Güneye doğru yükselen bir yamaca arazi tesviye Edilerek yapılmış olan binanın kuzey uç­ taki mescid kısmı 1978 yılında onarılarak ibade­ te açılmıştır Bu kısım önü revaklı, enine dikdört­ gen plânlı küçük bir mesciddir Kayaya doğru dört kademe halinde yükselen binanın tamamı bir medrese olabilir. Harap olan ikinci kademeden sonraki üçüncü kademenin iki katlı olduğu doğu­ ya bakan ikinci kat penceresinden anlaşılıyor. Dör­ düncü kademe, ortası havuzlu bir avlunun kuzey ve güneyinde sıralanan mekânlardan meydana ge­ lir. Güneydeki iki köşede kubbeli, ortada tonozlu mekânların önü revaklı idi. Kuzeyi üçüncü kade­ menin üstünde yükseliyordu.Batıya bakan kapı­ sının bir sövesi duruyor Üstünde durulması ge­ rekli bir yapıdır, Gabriel sadece mescid kısmını cami harabesi diye tanıtır Şimdi bilinmeyen çeş­ mesinin kitabesine göre Eyyûbilerden Süleyman bin Gazi tarafından yapılmıştır^^. •

ZEYNEL BEY TÜRBESİ

J^apısındaki çini üzerine yazılmış kitabesi­ ne göre Akkoyurüu hükümdarı Uzun Hasan'ın oğ­ lu Zeynel Bey için Abdurrahman oğlu Pir Hüse­ yin isimli bir usta tarafından 15. asır sonlarında yapılmıştır. Dicle'nin karşı kıyısında bir tarla için­ de yer ahr^^.

Silindirik gövdeli türbe, sırlı tuğla süsleme­ leri ve soğan kubbesi ile dikkatleri çeken Anado­ lu için ûnik bu eserin benzerleri İran ve Azerbeycan'dadır^''. Kriptası silindirik, mescidi sekizgen plânlıdır. Yapının alt kısmı moloz taş ör­ gü, yukansırun tamamı tuğladır Doğuya bakan ba­ sık bir kapısı olan kripta ile mescid kısmını ayj-ran testi örgü örtü yıkılmıştır. Kapı seviyesine ka­ dar altıgen çinilerle kaplı olduğu anlaşılan iç kıs­ mın yukarısı basık kubbeye kadar kireç sıvalıdır. Kuzeye bir kapı, güneye bir pencereyle açılan tür­

benin içinde her cebhedeki derin nişler gövde bo­ yunca yükselerek sivri birer kemerle kasnak se­ viyesinde biler Daha sonra tromp ve mukamas-larla kubbeyle geçilir İçteki kubbe dört sade pen­ cere ile dış kubbenin içine açılır Yüksek bir kas­ nağa oturan dış kubbe sekiz kaburgalıdır Kasnak­ ta kuzey hariç üç yöne kemerli birer pencere vardır

Gövdenin sırlı tuğla kaplaması altta ve üst­ le dökülmüştür. Aynı eksende yer alan ve benzer şekilde yapılmış olan kapı ve pencere sivri kemerii yüksek bir niş içinde sade açıklıklardır Ancak ke-mederin içi ve üstü çinilerle süslenmiştin Türbe gövdesinde mavi ve fırûze renkli sırlı tuğlalarla iri kûfı yazı kuşaklarında Allah, Muhâmmed ve Ali isimleri tekrarianmıştm Kapı kemeri üstündeki isimler ise geometrik ve bitkisel motifler mavi, fi­ ruze, siyah, kahverengi ve beyaz renklidir^^. Kubbe kasnağında da sırlı tuğla süsleme kuşağı dolaşın

Kuzeyinde geniş bir alana yayılan bina ka­ lıntılarından çevresinde ona bağlı veya ayrı pek çok yapılar olduğunu anlıyoruz. Kalıntıların muh­ telif yerlerinden topladığımız sırlı tuğla ve çiniler­ den bunların da süslü yapılar olduğu anlaşılın

ŞEYH ŞERAFEDDİN TÜRBESİ

Kalede Ulu Camii'nin doğusunda bir me­ zarlık içinde iki türbe vardın Bunlardan küçük ola­ nı yenilenmiş basit bir yapıdm

Ayrıca kuzey doğuda üçüncü türbe kare pl îanlı basık kubbeli bir yapıdır Kubbede testi ör­ gü görülüyor Kubbede sekizgen kasnaklıdm Gi­ rişi eyvan içindedir İçinde Şeyh Şerafeddin'in me­ zarı olduğu söylenmektedir

HAMAM KALINTISI

Nehrin karşı tarafında köprüye yakm kare plânlı kubbeli, kesme taş duvarlı bir yapı kalıntı­ sı vardın Sekizgen kasnağa oturan kubbesi, tuğ­ ladır Kubbeye tromplarla geçilir Bu bina bir

ha-22- Gabriel: s. 69,

23- Gabriel, s. 80 fig: 66 Sözen s. 150,

24- AzerbaycanBerdeKümbeıi:O.

ASLANAPA,Tür;<Sa-nau, I İst. 1972. s. 89, ve Gur-u mir Türbesi; D.Hill; O.Grabar, Islamic Architecture and its Decoration, London-1967, a31-38.

25- Gabriel bunlardan başka san renkli çinilerden de balıseder ama biz tesbit edemedik.

(6)

mamın soyunmalık kısmı olabilir. Çevresinde ya­ pılabilecek bir kazı binanın mahiyetini ortaya ko­ yacaktır.

KÖPRÜ

Pek çok kaynağa göre Hasankeyfin en meş­ hur yapısı Artuklulardan Fahreddin Karaaslan'm 510/1116 yılında yaptırdığı taş köprüdür'^''. Bugün sadece yüksek ayakları kalan bu eser kemer açık­ lıkları ve yüksekliği ile çağdaşları arasında ön sı­ rada yer alır. Ancak çok eskiden köprünün üstü yıkılmış, ayaklar arası uzun zaman ahşapla bir­ leştirilmiştir İki üç asırdır buradan geçen yol terk edildiğinden köprü de önemini kaybetmiştir

Gabriel'in Hasankeyfte en çok üzerinde durduğu yapı köprüdür Detayları ile rölövesini çı­ karmış restitüsyon projesini de çizmiştir^'^. Görül­ düğü üzere 4 kemer 4 adet ayağa oturan köprü­ nün ayaklan kaynak tarafından üçgen mansap ta­ rafında yuvarlak çıkıntılıdır Uzunluğu 100 m yi geçmekledir. Kesme taş, moloz taş ve tuğla mal­ zeme ile yapılmıştır. Köprü doğuda duvarla des­ teklenen kayaya, ortada birbirine benzeyen üstün­ de odalar olan iki ayaktan sonra küçük bir ayak ve son olarak bugün üstünde bir ev olan büyük ayak sıralanır Son ayak köprüden geçişi kontrol için üstünde bazı mekanlara sahiptir. Orta iki aya­ ğın kaynak tarafında aslı 12 adet olan, bazı ka­ bartma figürler seçilebilmektedir

SONUÇ

Selçuklulardan Eyyûbilerin sonuna kadar sanat yönünden bütünlük arz eden Hasankeyf eserlerinin kısa bir değeriendirmesini yapacak olursak, camilerin hepsinin de enine uzanan, kub­ beli mihrap mekânları olduğunu, avluların orta­ sında havuz bulunduğunu görürüz. Camiler müs­ takil olmayıp zaviye, medrese gibi yapılaria bü­ tünleşmektedir Rızk Camii ve Kızlar Camii'nin taç kapılanmn Mardin Zinciriye Medresesinin Tciç ka­ pısı ile benzerlik gösterdiğini dolayısı ile Kızlar Camii'nin Rızk Camii ile benzerliğinden dolayı ta­ rihlerinin birbirine yakın olduğunu ve aynı mimari okulun ürünü olduğunu kabul ediyoruz.

Genellikle moloz taş örgülü beden duvar­ ları tuğla ve testi örgü üst örtüye sahiptin Cephe­ lerde gerektiğinde itinalı kesme taş duvar işçiliği görülür. Eserler çok harap olmasına karşılık ka­ lan parçalara göre taş stûko ve çini süslemelerde klasik bezeme unsurlarına yer verilmiştir Yazıdan

da azami derecede faydalanılmıştır Yazılar bor-dür, madalyon ve panolar nesih ve kûfı hatla oluş­ turulmuştun

Bizim gayemiz Hasankeyf i yeniden günde­ me getirerek yeterince tanınmasını sağlamaktın Bugün bir harabe halindeki Şehin Tiirklerin Ana­ dolu'daki ilk başşehirlerinden birisidir Esasen Ha­ sankeyfin yanısıra Ahlat, Ani, Arapkir ve Harput gibi pek çok eski şehire özel olarak önem veril­ mezse günden güne yok olan bu şehider sadece tarih sayfalarına hapsedilecektin İnsanlar eskisi gibi buralarda yaşamasa bile tarihimiz ayakta

duruyor o Bizce memleketin tarih ve kültürü ile uğra­

şan ilim adamlarından oluşan bir heyete Hasan­ keyf incelettirilerek buraya yapılacak barajın ge­ tirebileceği gelire burasının feda edilip edileme­ yeceği konusuna açıklık getirilmelidir Veya bara­ jın suyunun buraya ulaşmaması için gövde yük­ sekliğinin düşürülmesi yoluna gidilmelidir Bu da olmazsa başla Zeynel Bey Türbesi olmak üzere, Rızk Camii ve Sultan Süleyman Camiilerinin mi­ nareleri. Kızlar Camii ve diğer eserlerin süslü mi­ mari parçalarının kaleye veya yeni kurulacak Ha­ sankeyf Kasabasına taşınmalıdır

Ayrıca her halükarda ayaktaki bütün eser­ lerin detaylı rölöveleri çıkarılmalı, çevreleri araş­ tırılarak tam plânlan elde edilmelidir Eserler üze­ rindeki süslü parçalar ve yapılacak kazılarda çı­ kacak eserlerle bir Hasankeyf Müzesi kurulabile­ ceğine inanıyoruz.

26- Gabriel s. 70-79 Tercümesi N. Akkun Hasarkeyfve

Thrihi Köprü Kurayollan belleteni s. 172, Cevdet Çulpan, Tür^c Ihş Köprüleri Ankara 1975- s.38-40,

27- CabrU:l. fig; 57-61,

KAYNAKUVR

1. Burhan ZENGİN, Hasankeyf Thrihi ve Eserleri

(Os-rr\anlılara kadar) A.Û. İlahiyat Fak. Lisar^s Tkzi Ankara-1985.

2- Alim\R\,Hasar}keyfHükümel-i Eyyübiyesi, Törihi Os-mani Encümeni Mecmuası 26,28 İsl-1330,

3- I. Hakkı UZUNÇARŞILI Osmanlı Thrihi Cilt:2 Ankara-1961,

4- OsmaııTURANDo^u Anadolu Türk Devletleri Thrihi İsl-1980.

(7)

5- Nuri AKYURT.Hasankeyf ve Thrihi Köprü (A.3abriel Tferc). Karayolları Bülteni 172 Ank. 1964 s. 14,

6- Hısn Keyta Vekayinamesi, (Yazan meçhul) Viyana Milli Kütaphanesi Mx s.355 Gavrimatbu,

^ 7- Albert GABRIEL, MardinveDiyarbakırVilayetleı in­ de icra olunmuş Bir Arkeologya Seyahat Hakkında Rapor,

Türk Tbrih Arkeohgya ve Emoğrafya Dergisi 1. Tfem. 1933,

8- AlbertGABRİEL,Voyages Archeologique

DanslalUr-que Unentale, Paris-1940.

9- AraALTUN.A/ıadoVu'da Artuklu Devri Türk Mimari-sinin Gelişmesi, lstanbul-197.8.

10- Claude CAHEN, XIII Asır Ortalannda Cezire (İzzed-din Şeddad'a Göre) Tferc; Neşat Çağatay, İlahiyat Fak. Dergi­ si IV 1953. s. 93.

n-Ömür BAKIRER, AnadoiuMi/ırapiarı, Ankara 1976. 12- S. Kemal iTETKlN '/siam iWimarisi Ankara 1971. 13- Oktay ASLANAPA.Tüzyıiyar Boyunca Türk Sanatı İsl-1977.

14- N.GÖYÜNÇ, Kanuni Devri Başlarında GüneyDoğu Anadolu, Atatürk Konferansları V Ankara- 1975. s. 61,

15- İslam Ansiklopedisi "Hasankeyf Maddesi, Besim Darkot,

16- Ali SEVİM, Diyarbakır Bölgesinin Büyük Selçuklu İmparatorluğuna Katılması Atatürk Konferansları V Ankara - 1977 s. 305,

17- MeıinSÖZEN, Anadoiu'da Akkoyıınlu Mimarisi, İs­ tanbul - 1981,

(8)
(9)

Resim 35- Hnsnnkpyf Kızlar Camit kuzey cephesi

Resim 33- Hasankeyf imam Apdutlah Zaviyesi Mescit kısmı tonoz detayı

(10)

m .

Resim 37- Hasan keyfl(üçül< camii batıdan

168

r

3 ^

3U

^ 1

(11)

Resim 39- Hasanl<eyf Zeynel bey kaleyle birlikte Türbesi Kuzeyden

J

fies/>7! 41- Hasankeyf Zeynelbey • Türbesi kaidedeki tahribat

(12)

'A

4

fîes/m 45- Hasankeyf Şeyh Şarafeddin Türbesi

fies/m 44- AVamam ^ca/mf/s; 17ü

(13)

Resim 47- Hasankeyef Artuklu köprüsü kaleden

(14)

Resim 50- Hasanlieyf Rızk camii minaresi ve kaidedeki küçük sara) ın 1930 yıllarındaki duru­ mu (V.G. M. Arşivi)

(15)
(16)

Plân 1- Kahasnkeyf şehir plânı (Gabrlel'den) .^1 : â r .

^ ^ r ^ . : , ' L . E l ; 4 ^

^fM; 57 — Hasankeyf Köprüsünün durumu 3=» ar/o Plân 2- Köprü(Gabnel'den)'

(17)

13 Fi Fİ El

n _ r o

(18)

i s? B

r

i i i

i

o

i

I J I ! ! ,-..J L

Plân 5- Koç Camii (Gabriel'den)

OO

i

i

1

i i C3 1

I

(19)

r—

Resim-1 Hasankeyf Genel Görünüş

Resim-4 Hasankeyf Rızk Camii hin kaleden Görünüşü

(«Mi ıT' >*

• r

Resim-2 Hasankeyf Kale Kapısı

L i e

1>

Resim-3 Hasankeyf Kalenin Doğusunda Bir Dere Yatağı

(20)

hm-178

r

Resinı-6 Hasankcyf Rızk Camii Minaresi Batı

Hasankcyf Rak Camii'nin yıkık harimi kiizey cephesi (GeridcKüçük Saray)

Resim'7 Hasankcyf Rızk Canı i i

Minaresi Doğu

Rcsim-8 Hasankcyf Rızk Camii Taç Kapı

(21)

Ü M Ü M

Rcsim-9 hasankıyf Kale (ulu) Camii Kuzey Cephesi

m

m

Res i m-II Hasankeyf Kale (Ulu) Camii Minaresi

Resim~î4 Hasankeyf Kale (Ulu)Camii minberi yandaki kitabe şerifleri

Resim-] O Hasankeyf Kale (Ulu) Camii Güney Cephesi

r

I

^ 1 ^ Resim-13 I 1^ S ^ f Hasankeyf Kale y s, \ I \ ^ (UlujCamiiminberi 1^ 1 yandaki kitabe -î şeritleri ^* / Hasankeyf Kale ^ \ L- y '1 * fWw; Camii ^ minberi kö^k kısmında yapmı L ^ A * ^ Lıtt kitabeleri 179

(22)

Resim-15 Hasankeyf Sulum Süleyman Camii doğudan f^enel ^örünü§ü Resim-16 Hasankeyf Suîtem Süleyman Camii avlu kapısı ve minaresi

1%.

i

1

I

(23)

Resim-19 Hasankeyf Sultan Süleyman Camii

minareden üst örtü f'örünü§ü

Resim-20 Hasankeyf Sultan Süleyman Camii asıl harim bölümü

1

Rcs'un-21 Hasankeyf Sultan Süleyman Camii

(24)

i

Resim-27 Hasankeyf

Koç Camii'nin f^ri^ eyvanı Resim-22 Hasankeyf

Sulum Süleyman Camii avlu kapısı in^a kitabesi

Resim-24 Hasankeyf Sultan Süleyman Camii minare ^güneyindeki kitabe Resim-23 Hasankeyf Sultan Süleyman Camii minare kitabesi

(25)

Resim-29 Hasankeyf İmam Abdullah Zaviyesi

batıdan Resim-30 Hasankeyf

İmam Abdullah Zaviyesi avludan türbe ve kule (minare)

Resim-31 Hasankeyf İmam Abdullah Zaviyesi alem

m.

t

r

41 4

(26)

Resim-34 Hasankeyf Kızlar Caryııi

Sahan Süleyman Camii minaresinden

I I I

CniTTTn

m

im

Resim'42 Hasankeyf Zeynel Bey Türbesi çini kitabe Resim-40

Hasankeyf Zeynel Bey Türbesi,

güneyden . n ü Resi m-46 Hasankeyf Artuklu Köprüsü yeni köprüden 184i Resim-48 Mardin Zinciriye Medresesi Taç Kapısı

(27)

in a !

J i

lO (H

ö-f- ıfSv

Fıo. 5a. — Mosquie du sultan Sulayman. Plan.

(28)

r

1

m.

FiG. 63. — i m a m ' A b d Allâh.

P/ân 1- İmam Abdullah Zaviyesi (Gabriel'den)

(29)

n T

1^

20 ın Fıc. 56. — Mausolee. A r ^ R R A s s e C O U K 10- 1 i

FiG. 55. — Petite Mosqu6e.

(30)

Plân 10- Zeynel Bey Türbesi

I ı

Şekil

FiG. 53. — Mosquie du sultan Sulayman : tut actuel.
FiG. 63. —  i m a m  ' A b d Allâh.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kuzey cephesi; kuzey haç kolu alt kotta atnalı kemerli iki adet eş pencere, üst kotta ve haç kolunun aksında ise atnalı kemerli daha geniş bir pencere ile aydınlanır. Üst

Selçuklu devrindeki ahşap eserlerde palmet, rumi ve kıvrım dalların meydana getirdiği bitkisel desenler ile yıldız kompozisyonlar başta olmak üzere çok değişik geometrik

yüzyılın ikinci yarısından itibaren çift kanatlı tek bir örnekte bordür her kanadı ayrı ayrı dolaşarak üstte basık bir kemer meydana getirir. Bu yeni kemer

Eğimli bir arazi üzerine inşa edilmiş olan cami kare planlı, kırma çatılı, ahşap tavanlı bir yapı olup beden duvarları düzgün kes- me taş örgülüdür.. Son cemaat

Odanın batı duvarında eyvana açılan tümü yuvarlak kemerli olan giriş kapısı ve iki pencere, güney duvarında üçü ahşap kapaklı olmak üzere beş adet niş, doğu

Döküntü temizleme yöntemleri Eldiven, koruyucu gözlük/yüz siperi, solunum aygıtı, çizme, giysi veya önlük gibi uygun koruyucu ekipman kullanın.. Cilt ile temastan

(“ لدراللهم ا وماا غلللبا فللضتها علللىا غللشها تناولللها اللسم ”ا paradaki gümüş, ayarı ا düşüren diğer madenlerden daha baskın ا ise bu para “dirhem”

Elastik Akrilik Mastik, akrilik polimer esaslı, geliştirilmiş yüksek elastikiyet özelliğe sahip, yüzeye kuvvetle yapışan ve elastikiyetini kaybetmeyen bir