• Sonuç bulunamadı

Yöresel sağlık turizmi kapsamında hizmet kalitesinin destinasyon imajı üzerine etkisi: Kızılcahamam örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yöresel sağlık turizmi kapsamında hizmet kalitesinin destinasyon imajı üzerine etkisi: Kızılcahamam örneği"

Copied!
103
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TURİZM İŞLETMECİLİĞİ ANA

BİLİM DALI

TURİZM İŞLETMECİLİĞİ BİLİM DALI

YÖRESEL SAĞLIK TURİZMİ KAPSAMINDA HİZMET

KALİTESİNİN DESTİNASYON İMAJI ÜZERİNE ETKİSİ:

KIZILCAHAMAM ÖRNEĞİ

Murat CELEP

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Semih BÜYÜKİPEKÇİ

(2)

i

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Bu tezim proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)

ii

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Murat CELEP tarafından hazırlanan Yöresel Sağlık Turizmi Kapamında Hizmet Kalitesinin Destinayon İmajı Üzerine Etkisi: Kızılcahamam Örneği başlıklı bu çalışma …../…../……… tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(4)

iii

ÖNSÖZ

Akademik anlamda yapmış olduğum bütün araştırmaların, gerek tez konusunun seçiminde gerekse tezin tamamlanmasındaki her aşamada, çok değerli fikir ve görüşlerini benimle paylaşan, Lisansüstü eğitimime başladığım günden bu yana her konuda destek ve görüşlerini tarafıma aktarmaya çalışan ve kendilerinden çok değerli bilgiler edindiğim tez danışmanım Sayın Dr. Öğr. Üyesi Semih BÜYÜKİPEKÇİ’ye, lisansüstü eğitimime başladığım günden itibaren her zaman yanımda olan arkadaşlarım Halil SUNAR ve Mustafa COŞKUNER’e minnet ve şükranlarımı sunarım.

Araştırmam boyunca beni sürekli motive eden ve düzenli bir çalışma ortamı sağlayan, eğitim hayatım boyunca bana destek olan anneme, babama ve sevgili eşim Ceren CELEP’e şükranlarımı sunarım.

Saygılarımla,

(5)

iv

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö

ğr

enc

ini

n

Adı Soyadı Murat CELEP Numarası 144260002006

Ana Bilim/ Bilim

Dalı

Turizm İşletmeciliği Ana Bilim Dalı

Turizm İşletmeciliği Bilim Dalı

Danışman Dr. Öğr. Üyesi Semih BÜYÜKİPEKÇİ

Tezin Adı Yöresel Sağlık Turizmi Kapamında Hizmet Kalitesinin Destinayon İmajı Üzerine Etkisi: Kızılcahamam Örneği

ÖZET

Dünyada hızla gelişen turizm sektöründe büyük bir paya sahip olan sağlık turizmidir. Termal turizm kaynakları ile Türkiye’de ön plana çıkan destinasyonlardan birisi de Kızılcahamam’dır. Yapılan bu araştırmanın amacı, Kızılcahamam’daki termal işletmelere gelen ziyaretçilerin demografik bilgileri ile hizmet kalitesi algılamaları arasındaki farklılıkları tespit etmek; ziyaretçilerin demografik bilgileri ile destinasyon imajı algıları arasındaki farklılıkları tespit etmek ve hizmet kalitesi algılamaları ile destinasyon imajı algıları arasındaki ilişkiyi ölçmektir. Araştırmanın amacına uygun olarak birincil verilerden yaralanılmış olup veri toplama yöntemi olarak anket tekniği uygulanmıştır. Araştırma alanı olan Kızılcahamam’a 2017 yılı verilerine göre 88625 kişi ziyaret etmiştir. Evren doğrultusunda hesaplanan örneklem sayısı 383 olarak belirlenmiştir. Anket çalışması Ankara Kızılcahamam’da bulunan termal işletmelerde gerçekleştirilmiştir. Kolayda örnekleme yöntemiyle, Aralık 2018 - Şubat 2019 tarihleri arasındaki üç aylık dönemde termal işletmelerin ziyaretçilerine uygulanan anket formu neticesinde 408 anket formu, geri alınmıştır. Bu anketlerin arasından eksik veya hatalı doldurulan 8 anket çıkartılarak 400 adedi analizlerin gerçekleştirilmesi için kullanılmıştır. Elde edilen anket verileri SPSS 24.00 istatistik programı aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın amacına uygun olarak güvenilirlik analizi, normallik testi, leneve testi, Anova testi, t-testi ve doğrusal regresyon analizleri uygulanmıştır. Kızılcahamam’da bulunan termal tesisleri deneyimleyen ziyaretçilerin hizmet kalitesi ve destinasyon imajı algılamaları yüksek ve olumlu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca ziyaretçilerin hizmet kalitesi ve destinasyon imajı algıları ile yaş bağımsız değişkeni arasında anlamlı farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak ziyaretçilerin hizmet kalitesi algıları destinasyon imajına yönelik algıları arasında anlamlı bir ilişki olduğu ve ziyaretçi algılarını etkilediği belirlenmiştir.

(6)

v

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö

ğr

enc

ini

n

Adı Soyadı Murat CELEP Numarası 144260002006

Ana Bilim/ Bilim

Dalı

Turizm İşletmeciliği Ana Bilim Dalı

Turizm İşletmeciliği Bilim Dalı

Danışman Dr. Öğr. Üyesi Semih BÜYÜKİPEKÇİ

Tezin İngilizce Adı The impact of service quality on the destination image in the field of regional health tourism: Case of study Kizilcahamam

SUMMARY

Health tourism is one of the sectors that have a large share in the rapidly developing tourism sector in the world. In Turkey, one of the places that come to the fore with thermal tourism resources is Kızılcahamam. The aim of this study is to determine the differences between demographic information and service quality perceptions of visitors of Kızılcahamam thermal facilities. To determine the differences between the demographic information of the visitors and the perceptions of destination image and to measure the relationship between service quality perceptions and destination image perceptions. The primary data were used in accordance with the purpose of the study and the questionnaire technique was used as a data collection method. According to 2017 visitor data, 88625 people visited Kızılcahamam. The number of samples calculated according to the universe sample was determined as 383. The survey was conducted in thermal facilities in Kızılcahamam, Ankara. As a result of convenience sampling method, 408 questionnaires were gathered from the visitors of the thermal enterprises during the quarter between December 2018 and February 2019. Among these surveys, 8 questionnaires which were incomplete or incorrectly filled were ignored. 400 were used to perform the analysis. The survey data were obtained by SPSS 24.00 statistical program. Reliability analysis, normality test, levene test, Anova test, t-test and linear regression analyzes were applied in accordance with the purpose of the study. The quality of service and the perception of the image of the visitors who experienced the thermal facilities in Kızılcahamam were found to be high and positive. In addition, it was determined that there are significant differences between the perceptions of the service quality and destination image of the visitors and the independent age variable. As a result, it has been determined that there is a significant relationship between the perceptions of visitors about their service quality perceptions and destination image and this relationship affects the perceptions of visitors.

(7)

vi

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI ... i

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU... ii

ÖNSÖZ ... iii ÖZET ... iv SUMMARY ...v İÇİNDEKİLER ... vi KISALTMALAR VE SİMGELER ... ix TABLOLAR LİSTESİ ...x

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xii

GİRİŞ ...1

I.BÖLÜM 1. SAĞLIK TURİZMİ ...3

1.1. Sağlık Turizmi Kavramı ...3

1.2. Sağlık Turisti Kavramı ...5

1.3.Sağlık Turizmi Türleri...6

1.3.1.SPA-Welness ve Termal Turizm ...9

1.3.1.1. Termal Turizm Kavramı ve Gelişimi... 12

1.3.1.2. Türkiye’de Termal Turizm ve Önemi ... 14

1.3.2. Medikal Turizm ... 18

1.3.3. Geriatri (İleri Yaş) ve Engelli Turizmi ... 20

II.BÖLÜM 2. HİZMET KALİTESİ VE DESTİNASYON İMAJI ... 23

2.1. Hizmet ve Hizmet Kalitesi Kavramları ... 23

(8)

vii 2.1.2.Hizmetin Özellikleri ... 24 2.1.2.1.Soyutluluk özelliği ... 25 2.1.2.2.Ayrılmazlık özelliği ... 25 2.1.2.3.Hetorejenlik özelliği ... 26 2.1.2.4. Dayanıksızlık özelliği ... 26

2.1.3. Hizmet Kalitesi Kavramı ve Özellikleri ... 27

2.1.4. Hizmet Kalitesini Etkileyen Faktörler ... 30

2.1.4.1. Somut Ögeler Boyutu ... 30

2.1.4.2.Güvenilirlik Boyutu ... 30

2.1.4.3.İsteklilik Boyutu ... 31

2.1.4.4.Güvence Boyutu ... 31

2.1.4.5.Empati Boyutu ... 31

2.2. DESTİNASYON İMAJI ... 31

2.2.1. Destinasyon İmajı Kavramı ve Destinasyon İmajı Boyutları ... 31

III.BÖLÜM 3.YÖRESEL SAĞLIK TURİZMİ KAPSAMINDA HİZMET KALİTESİNİN DESTİNASYON İMAJI ÜZERİNE ETKİSİ: KIZILCAHAMAM ÖRNEĞİ ... 34

3.1. ARAŞTIRMANIN AMACI ... 34

3.2.ARAŞTIRMANIN MODELİ VE HİPOTEZLERİ ... 34

3.2.1. Araştırmanın Hipotezleri ... 35

3.3. ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI ... 37

3.4. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ ... 37

3.5. ARAŞTIRMANIN BULGULARI ... 40

3.5.1. Güvenilirlik Analizi ... 40

3.5.2. Anket Çalışmasının Bulguları ... 41

(9)

viii SONUÇ ... 75

(10)

ix

KISALTMALAR VE SİMGELER

AB : Avrupa Birliği

ABD : Amerika Birleşik Devletleri ASQC: Amerikan Kalite Kontrol Derneği BM : Birleşmiş Milletler

DPT : Devlet Planlama Teşkilatı H: Hipotez

N: Örneklem Adedi

UNWTO : Dünya Turizm Örgütü vd. : ve diğerleri

(11)

x

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: Sağlık turizminin Olumlu ve Olumsuz Yönleri ... 7

Tablo 2: Sağlık Turizminde Sunulan Sağlık Hizmet Kategorilerinin ve Faydalananların Özellikleri ... 8

Tablo 3. Ankara’ya Gelen Ziyaretçilerin Tesise Geliş, Geceleme ve Ortalama Kalış Süreleri İle İlgili İlçelere Göre Dağılımı ... 38

Tablo 4. Evren ve Örneklem Hesaplama Cetveli ... 39

Tablo 5. Ankette yer alan Ölçekler ve Boyutlarının Cronbach’s Alpha Değerleri ... 40

Tablo 6. Katılımcıların Demografik Özellikleri ... 41

Tablo 7. Katılımcıların Hizmet Kalitesi Algılamalarına İlişkin İfadelere Katılım Durumları ve Dağılımları ... 43

Tablo 8. Katılımcıların Destinasyon İmajı Algılamalarına İlişkin İfadelere Katılım Durumları ve Dağılımları ... 44

Tablo 9. Hizmet Kalitesi Ve Destinasyon İmajı Algı Değişkenleri İçin Kolmogorov-Smirnov Normallik Testi Sonuçları ... 46

Tablo 10. Katılımcıların Hizmet Kalitesi İle İlgili Algı Düzeylerinin Cinsiyetlerine Göre T-Testi Testi Sonuçları ... 46

Tablo 11. Katılımcıların Destinasyon İmajı İle İlgili Algı Düzeylerinin Cinsiyetlerine Göre T-Testi Testi Sonuçları ... 48

Tablo 12. Katılımcıların Hizmet Kalitesi İle İlgili Algı Düzeylerinin Yaş Değişkenine Göre ANOVA Testi Sonuçları ... 48

Tablo 13. Katılımcıların Destinasyon İmajı İle İlgili Algı Düzeylerinin Yaş Değişkenine Göre ANOVA Testi Sonuçları ... 50

Tablo 14. Katılımcıların Hizmet Kalitesi İle İlgili Algı Düzeylerinin Medeni Durumlarına Göre T- Testi Sonuçları ... 52

Tablo 15. Katılımcıların Destinasyon İmajı İle İlgili Algı Düzeylerinin Medeni Durumlarına Göre T- Testi Sonuçları ... 53

Tablo 16. Katılımcıların Hizmet Kalitesi İle İlgili Algı Düzeylerinin Eğitim Durumlarına Göre ANOVA Testi Sonuçları ... 54

Tablo 17. Katılımcıların Destinasyon İmajı İle İlgili Algı Düzeylerinin Eğitim Durumlarına Göre ANOVA Testi Sonuçları ... 55

(12)

xi Tablo 18. Katılımcıların Hizmet Kalitesi İle İlgili Algı Düzeylerinin Aylık Gelir Durumlarına Göre ANOVA Testi Sonuçları ... 56 Tablo 19. Katılımcıların Destinasyon İmajı İle İlgili Algı Düzeylerinin Aylık Gelir Durumlarına Göre ANOVA Testi Sonuçları ... 58 Tablo 20. Katılımcıların Hizmet Kalitesi İle İlgili Algı Düzeylerinin Tesise Gelme Durumlarına Göre T- Testi Sonuçları ... 59 Tablo 21. Katılımcıların Destinasyon İmajı İle İlgili Algı Düzeylerinin Tesise Gelme Durumlarına Göre T- Testi Sonuçları ... 60 Tablo 22. Katılımcıların Hizmet Kalitesi İle İlgili Algı Düzeylerinin Tesise Geliş Amaçlarına Göre ANOVA Testi Sonuçları ... 61 Tablo 23. Katılımcıların Destinasyon İmajı İle İlgili Algı Düzeylerinin Tesise Geliş Amaçlarına Göre ANOVA Testi Sonuçları ... 62 Tablo 24. Katılımcıların Hizmet Kalitesi İle İlgili Algı Düzeylerinin Tesise Tekrar Geri Gelme Niyetlerine Göre ANOVA Testi Sonuçları ... 63 Tablo 25. Katılımcıların Destinasyon İmajı İle İlgili Algı Düzeylerinin Tesise Tekrar Geri Gelme Niyetlerine Göre ANOVA Testi Sonuçları... 65 Tablo 26. Katılımcıların Hizmet Kalitesi İle İlgili Algı Düzeylerinin Tesisi Başkalarına Tavsiye Etme Durumlarına Göre ANOVA Testi Sonuçları ... 66 Tablo 27. Katılımcıların Destinasyon İmajı İle İlgili Algı Düzeylerinin Tesisi Başkalarına Tavsiye Etme Durumlarına Göre ANOVA Testi Sonuçları ... 67 Tablo 28. Katılımcıların Hizmet Kalitesi Algılarının Destinasyon İmajı Algılarına Etkisini Belirlemek Amacıyla Yapılan Basit Doğrusal Regresyon Analizi Sonuçları .. 68 Tablo 29. Katılımcıların Hizmet Kalitesi Algılarının Destinasyon İmajının Duygusal İmaj Algılarına Etkisini Belirlemek Amacıyla Yapılan Basit Doğrusal Regresyon Analizi Sonuçları ... 69 Tablo 30. Katılımcıların Hizmet Kalitesi Algılarının Destinasyon İmajının Bilişsel İmaj Algılarına Etkisini Belirlemek Amacıyla Yapılan Basit Doğrusal Regresyon Analizi Sonuçları ... 69 Tablo 31. Katılımcıların Hizmet Kalitesi Algılarının Destinasyon İmajının Genel İmaj Algılarına Etkisini Belirlemek Amacıyla Yapılan Basit Doğrusal Regresyon Analizi Sonuçları ... 69 Tablo 32. Hipotezlerin Kabul ve Red Çizelgesi ... 70

(13)

xii

ŞEKİLLER LİSTESİ

(14)

1

GİRİŞ

Geçmişten günümüze kadar zaman içerisinde sınırsız olan insan ihtiyaçları sürekli olarak değişim göstermiştir. Bunun en önemli nedeni ise teknolojide yaşanan gelişmelerdir. Teknolojinin artmasıyla birlikte insanlar için ulaşım ve internet kullanımının yaygınlaşmasıyla insanların bilgiye ulaşımı kolaylaşmıştır. Bu gelişmeler neticesinde turizme katılan kişi sayısı Dünya Turizm Örgütü verilerine göre 1965 yılından bu yana dünyada turizm faaliyetlerine katılan kişi sayısı sürekli olarak artış göstermektedir. Özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerine sağladığı katkı payı dikkate alındığında, yoğun rekabet ortamında yer alan ülkelerin turizm endüstrisinden daha fazla pay alabilmek için kıyasıya bir mücadele içerisinde olduğu görülmektedir (Gökçe vd., 2017: 1471; Ateş vd., 2017: 1250). Özellikle gelişmekte olan ülkeler, turizm pastasından aldıkları payı arttırabilmek için geleneksel turizm pazarlamasına ek olarak kültürel açıdan, teknolojik üstünlük açısından, toplumsal hareketler gibi mevcut olan bütün değerlerini pazarlamaya çalışmaktadır. Bu bağlamda gelişmekte olan ülkelerin potansiyel rakiplerine üstünlük sağlayabilmek amacıyla, sundukları kaynakları veya ürünlerinin kendine özgü olması veya rakipleriyle rekabet edebilecek durumda olması gerekmektedir. Turistler seyahatleri esnasında, yalnızca deniz, kum ve güneşi tercih etmeyip, çeşitli özel ilgi alanlarına da yönelmektedir. Dinlenme, eğlenme, kültür, spor, sağlık, din gibi etkenler insanların turizme katılma nedenleri arasında önemli bir rol oynamaktadır (Uygur ve Baykan, 2007: 30). Bu durum, ziyaretçi profilinin çeşitlenmesine ve farklı ziyaretçi profillerine göre hizmet veren turizm türlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur (Durgun, 2007: 93). Özellikle son yıllarda kalite, fiyat, imkân vb. nedenlerle bireylerin sağlık nedenleriyle seyahatlerinin artması sonucu sağlık turizmi ortaya çıkmıştır. Dünya Turizm Örgütü’ne göre, en fazla gelişme gösteren turizm türleri arasında sağlık turizmi yer almakta ve hızla gelişme göstereceği öngörülmektedir (Sunar vd., 2018: 753). Yapılan bu tez çalışmasının temel konusunu sağlık turizm türlerinden birisi olan termal turizm oluşturmaktadır.

Yapılan bu tez çalışması dört bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölümde sağlık turizmi adı altında sağlık turizminin kavramsal çerçevesi, sağlık turisti, sağlık turizmi türleri, sağlık turizminin dünyada ve Türkiye’deki mevcut durumu incelenecektir.

(15)

2 İkinci bölümde ise termal turizm kavramı, tarihsel gelişimi, Dünyada ve Türkiye’de termal turizmi bakımından ön plana çıkan destinasyonlara yer verilecektir.

Üçüncü bölümde ise hizmet ve kalite kavramları açıklanarak, hizmet kalitesi ve boyutları, destinasyon imajı kavramı açıklanarak destinasyon boyutları ele alınmıştır.

Dördüncü bölümde ise Yöresel Sağlık Turizmi Kapsamında Hizmet Kalitesinin Uygulanmasına Yönelik Bir Araştırma çalışması yapılarak değerlendirilecektir. Bu bölümde araştırma alanı olarak seçilen Kızılcahamam’daki termal turizm işletmeleri belirlenmiştir. Araştırma yöntemi olarak anket tekniği uygulanmıştır. Oluşturulan ankette katılımcıların demogrefik bilgilerini belirlemek amacıyla 6 adet soru bulunmaktadır. İkinci bölümde ziyaretçilerin tesise gelişleri ve ön görülerini ölçmek amacıyla 4 soru bulunmaktadır. Bu sorular, tesise geliş amacı, tesise ilk defa mı geldiği, tesise tekrar gelmeyi düşünüp düşünmeyeceği ve tesisi tavsiye edip etmeyeceğini öğrenmeye yöneliktir. Üçüncü bölümde ise katılımcıların hizmet kalitesi algılamalarını ölçmek amacıyla, Hizmete İlişkin Somut Öğeler, Güvenilirlik, İsteklilik, Güvence, Empati boyutları olmak üzere 5 boyut ile ölçülmeye çalışılmıştır. Anketin dördüncü bölümde ise katılımcıların destinasyon imajı algılarını Duygusal İmaj algıları, Bilişsel İmaj algıları, Genel İmaj algıları olmak üzere toplam 3 boyutla ölçülmeye çalışılmıştır.

Araştırma, Ankara Kızılcahamam’da bulunan termal işletmelerin ziyaretçilerine uygulanan anket formu neticesinde 400 anket formu araştırmaya dahil edilmiş ve SPSS 24,0 programı ile analizler gerçekleştirilmiştir.

(16)

3

1. SAĞLIK TURİZMİ 1.1. Sağlık Turizmi Kavramı

Sağlık turizmi kavramını algılayabilmek için önce sağlık ve turizm kavramlarını ayrı ayrı ele almak gerekmektedir. Turizm olgusunu kavrayabilmek için, turizm sözcüğünün ortaya çıkışını araştırmak gerekmektedir. Turizm, Latince kökenli bir kelime olup, Latince’de dönme, dönüş eylemini ifade eden “tornus” sözcüğünden hareketle “tour” (İngilizce ve Fransızca) sözcüğü türetilmiştir. “Tour” kelimesi, “hareket edilen yere dönmek şartıyla gerçekleştirilen seyahat” anlamına gelmektedir. Turizm ise “tur yapan” anlamını ifade etmekte ve “tourist” sözcüğüde “tour” sözcüğünden türeyerek bu eylemi gerçekleştiren kimse olarak ifade edilmektedir (Bayer, 1992: 3; Hazar, 2010: 3; Küçükaslan, 2007: 1; Dinçer, 1993: 5). Gerçek anlamda “turizm” kavramı 19. yüzyılın ilk yarısında İngilizcede yer almış, zamanla gelişerek 19. yüzyılın sonralarına ve 20. yüzyılda ise ekonomik bir nitelik kazanarak bilimsel anlamda çalışılmıştır (Toksay, 1983: 20). Turizm olayı, bilimsel anlamda ele alınmasıyla 20. yüzyılın ikinci yarısında kitle turizminin de etkisiyle, uluslararası nitelik kazanmış ve önemli bir endüstri haline gelmiştir. (Hazar, 1999: 14)

Günümüzde turizm, özellikle gelişmekte olan ülkelerin ödemeler dengesindeki açığı kapatma, istihdam olanaklarını arttırma, ekonomik yapıyı çeşitlendirici ve kalkınma payını olumlu yöndeki katkı sağlamasıözelliği ve evrensel içerik taşıma gibi nedeniyle ülkenin sosyo-kültürel olarak kalkınması açısından da teşvik edilen, desteklenen ve hızla büyüyen, gelişen sektörlerden biri durumundadır (Sirel ve Akansel, 1996: 471). Turizm sektörü, insanların dinlenmek, eğlenmek ve benzeri temel ihtiyaçlarını karşılamak için 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren, zaman değerlendirme ve dinlenme amacıyla yaptıkları aktivite süreci olarak değerlendirmeye başlamıştır (Kozak ve Bahçe, 2012: 119; Sunar, 2017: 13). Kozak (2006) “başka bir

ülkeden, şehir ve bölgeden, yabancıların gelmesi ve geçici süre kalmalarıyla ortaya çıkan hareketin, ekonomik yönünü ilgilendiren faaliyetlerin tümü” şeklinde turizmin

ekonomik olarak ifade edilmiştir (Kozak, 2006: 1).

Türk Dil Kurumu (2019) Büyük Türkçe Sözlüğü’ne göre sağlık; “vücudun hasta

olmaması durumu, vücut esenliği, esenlik, sıhhat, afiyet” şeklinde ifade edilmektedir.

Turizm ve sağlık, birbiriyle ilişkili olan iki önemli sektör durumundadır. Bu iki sektörde de ulusal ve uluslararası ekonomik, siyasi ve kültürel politikalarla doğrudan

(17)

4 ilgili ve oldukça önemlidir. Turistleri oluşturan insanların büyük bir bölümü alışık olmadıkları destinasyona seyahat etmektedir. Bazen gidilen yerle ilgili sağlık açısından bireylerin endişesinin de ötesinde, çevre şartlarına uyum sağlaması bile bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Turizm hareketini gelir elde etme olarak gören özellikle gelimekte olan ülkeler ile sağlık konusunda gerekli önlemleri alan ve sürdüren gelişmiş ülkeler arasında büyük bir fark bulunmaktadır ve bu fark giderek açılmaktadır. Turizm sektöründen sürekli olarak ve dengeli olarak bir ekonomik öğe olabilmesi için sağlıkla ilgili faktörlerin de eş zamanlı gelişmesi gerekmektedir (Demirci, 2010: 4).

Sağlık, turizm alanında talep yaratacak bir olgu olmanın yanında insanların turizm faliyetlerie katılabilmesi için geçerli bir seyahat gerekçesi veya motivasyona sahip olduğu söylenebilir. Gerek teknik, gerekse ekonomik etkenlerin bir araya gelerek, sağlık bileşenleri tatil süresi ve aynı yerde ikisini bir arada çözümlenebilmesi turist için bir çekicilik sunmaktadır. Burada yapılacak olan bireylerin tatil gereksinimlerine hitap edecek ve aynı zamanda modern sağlık tesislerinin bireylerin istek ve beklentilerini karşılayacak şekilde pazarlanmasıdır (Demirci, 2010: 6). Sağlık turizmi, hizmet ticaretini gerektiren ve sağlık ile turizm olarak iki sektörü birbirine bağlayan bir ekonomik faaliyettir. Sağlık ve turizm farklı arz ve talebe sahip iki hizmet sektörüdür. Sağlık öncelikli bir hizmet sektörü olarak konumlanırken turizm serbest zaman faaliyeti olarak görülür. Bir anlamda gerekli olmayan mal ve hizmetlerin tüketilmesini içerir (Buldukoğlu, 2014: 6). Bu durumun en önemli nedeni özellikle tıbbi yardım gerektiren tedavi ağırlıklı sağlık ve medikal turizm çeşitleri de tamamen bir zorunluluk taşımasıdır. Bu da turizmin insan sağlığındaki yeri ve önemini arttırmaktadır (Demirci, 2010: 6). Sağlık turizmi, sanayileşme ile başlayan insan sağlığına olumsuz etkileri karşısından sağlık arayışlarını ulusal ve uluslararası seyahat şeklinde ortaya çıkan ve temelinde termal turizm olduğu bir turizm türüdür (Selvi, 2008: 275).

Sağlık turizminde, sürdürülebilirliği sağlamak için tanıtım tüm ülkeler için gereklilik haline gelmiştir (Jenner, 2008; Barca vd., 2013). Bir ülkenin sağlık turizmi gücünün tanıtımı, “sınır ötesi hastalara sunulması planlanan sağlık hizmeti ürünlerinin” tanıtılması kapsamında değerlendirilmelidir. Sağlık turizmi ürünü, “hastaların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetini karşılayabilecek özellikte olan mal ve hizmetleri almak adına yaptıkları sınır ötesi hareketliliğe bağlı çok faktörlü bir paket” olarak tanımlanabilir (Tontuş, 2018: 68).

(18)

5

1.2. Sağlık Turisti Kavramı

Sağlık turistini tanımlamadan önce geçmişten günümüze yapılan en basit tanım olarak turist; turizm olayına katılan ve turizm faaliyetlerinden yararlanan kişi olarak ifade edilmektedir.

Bir ülkeye en az 24 saatlik bir süre boyunca kalmak için çeşitli nedenler ile gelenler turist olarak kabul edilmektedir (Kozak, 2014: 5-6). Dünya turizm örgütüne göre turist yerli ve yabancı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Yerli turist, turizm olayına 24 saatten az, altı aydan fazla olmamak üzere kendi ülkesi içinde katılan kişilerdir. Yabancı turist ise, turizm olayına, 24 saatten az, 1 yıldan fazla olmamak üzere kendi ülkesi dışındaki yabancı ülkelerde katılan kişilerdir (Hazar, 2010: 6).

Kapsamlı bir tanımlama yapılacak olursa turist; turizm için yapılan tanımdaki özelliklere uygun olarak, seyahat ettiği yerde en az 24 saatten fazla kalan veya ülkenin bir konaklama tesisinde en az bir geceleme yapan, mali gücü zaman ile maddi kapasitesi sınırlı olan, rahatına düşkün, geleneklerini koruyan, temizlik arayan, maceraperest olmayan birey veya bireyler olarak ifade edilmektedir (Eralp, 1983: 40).

Bireylerin turist sayılabilmeleri için bir takım kriterler bulunmaktadır. Turist olarak kabul edilenler (Kozak vd., 2006: 6; Sezgin, 2015: 23-24):

- Zevk, ailevi nedenler, sağlık amacıyla ve benzeri yolculuk edenler,

- Bilimsel, idari, dini, sportif nedenlerle veya bu çeşit toplantılara katılmak amacıyla yolculuk yapanlar,

- Ticari nedenler ile yolculuk yapanlar,

- Deniz gezileri ile gelenler, bu gezi süresi 24 saatten az olsa bile turist sayılmaktadır.

Turist olarak kabul edilmeyenler ise (Kozak vd. , 2006: 6):

- Ülkeye iş sözleşmesi ile veya böyle bir sözleşme olmaksızın gelip, bir iş yapmak veya bir işte çalışmak isteyenler,

- Bir başka ülkede kamu amaçlı görevlendirilen kimseler, - Ülkeye yerleşmek, sürekli olarak ikamet etmek için gelenler,

- Okullarda veya konaklama kurumlarındaki üniversite öğrencileri veya diğer gençler,

- Bir sınır bölgesinde ikamet edenler veya başka bir ülkede yaşayıp komşu ülkeye çalışmak için gelenler,

(19)

6 - Bir ülkede durmaksızın transit geçenler, seyahatleri 24 saati geçse bile turist olarak sayılmazlar.

Dünyada turizm faaliyetlerine katılan kişi sayısının sürekli olarak artması ve yapılan tanımlamalar doğrultusunda, insan yaşamındaki gelişmeler ile paralel olarak insanların sağlık harcamalarının artması, uzun bekleme süreleri, gelişmekte olan ekonomilerde kaliteli, ucuz ve alternatif tedavi seçeneklerinin sunulduğu ülke içinde veya dışında tedavi olanakları arayışına giren “sağlık turisti” olarak adlandırdığımız bir grubun ortaya çıkmasına neden olmuştur (Tontuş, 2018: 67).

Literatürde yer alan birçok sağlık turizmi tanımından yola çıkarak; sağlığın korunabilmesi ve hastalıkların tedavi edilebilmesi amacıyla bireyin sürekli olarak ikamet ettiği yerden başka bir yere seyahat edilmesi ve gittiği yerde en az 24 saat kalmak şartıyla sağlık ve turizm imkanlarından faydalanan ve bu amaçlarla seyhat eden kişileri sağlık turisti olarak tanımlanmaktadır (Kaya vd., 2013: 18).

1.3.Sağlık Turizmi Türleri

Sağlık turizmi, insanların sağlıklarına kavuşmak veya koruyabilmek amacıyla gerçekleştirilen turizm türü olarak ifade edilmektedir. Termal turizm, sağlık turizmi, SPA ve medikal turizm literatür incelendiğinde birbirinden çok farklı olsa da günümüzde aynı amaca hizmet eden türler haline gelmiştir (Kozak ve Bahçe, 2012: 190). Sağlık hizmetlerinin bireylerin ikamet ettikleri ülkede fiyatlarının yüksek olması, bireyleri daha kaliteli ve daha kısa süre zarfında sağlık hizmetlerinden yararlanma isteği, mevcut tedavi olanakları için bekleme sürelerinin uzunluğu, yapılacak tedavinin devlet kapsamında olmaması, tedavilerin kurumlar tarafından onaylanmamış olması, bireylerin tedavi yöntemlerinin gizlilik gerektirmesi, alternatif tedavi yöntemlerinin eksik olması, tedavi ile tatili birleştirme isteği, dünya nüfusunun yaş ortalamasının artması ve yaşlılar ile engellilerin farklı ortamlarda tedavi olma ihtiyacı gibi faktörler dünyada sağlık turizminin gelişimine neden olan faktörlerdir (BAKA, 2013: 4). Sağlık turizmi kendini iyi hissettirme (SPA) ve sağlıklı olmak üzere iki temel alana odaklanmıştır. Kendini iyi hissettirme de masaj, doğal ve bitkisel maskeler ve cilt bakımı ve benzeri ürün ve hizmetler sunumunu içermektedir. Sağlıklı olmak ise, bir takım sorunları önleyerek hem fiziksel hem zihinsel anlamda iyi olunması amacıyla yapılan etkinlikleri içermektedir (Kozak ve Bahçe, 2012: 190).

(20)

7

Tablo 1: Sağlık turizminin Olumlu ve Olumsuz Yönleri

Olumlu Yönleri Olumsuz Yönleri

-Yabancı turistlerden elde edilen gelirlerin ülke ekonomisine sağladığı katkı

-Ülkeler arasındaki bilgi paylaşımını artırması

-Ülkeler arası teknoloji ve bilgi transferi sağlaması

-Uluslararası rekabet nedeniyle sağlık hizmetlerinin gelişmesine neden olmaktadır.

-Sosyal ve kültürel deneyimlerin paylaşılmasına yol açar.

-Uluslararası ilişkilerin gelişmesini sağlar -Sağlık alanında kamu ve özel sektör ortaklığını güçlendirir.

-Müşteri memnuniyetini artırır.

-Bazı ülkeler ve sağlık sigortaları yurt dışında sağlanan sağlık hizmetlerini karşılamadığından dolayı hastaların aldıkları sağlık hizmetlerini kendilerinin ödemeleri

-Hastanın operasyon sonrası ülkesine döndüğünden ortaya çıkan yan etkileri -Ameliyet sonrası bakım ihtiyacı

- Birçok ülkenin malpraktis konusunda yasalarının bulunmamasından dolayı yanlış tedavi uygulanması durumunda yerel mahkemelerden yeterince yardım alamamaları.

Kaynak: Özsarı ve Karatana, 2013: 137.

Sağlık turizmi dünya geneli olarak bakıldığında özellikle son 10-15 içerisinde özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bu alanda ön plana çıktıkları görülmektedir. Alternatif tıp olarak da bilinen doğal tedavi yöntemlerinin gelişmesi ve insanların bir yandan tedavi arayışları diğer taraftan sağlıklı olma isteği sağlık turizminin gelişmesinde önemli etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda dünyada ön plana çıkan ülkeler; Türkiye, ABD, Hindistan, Singapur, Malezya, Tayland, Macaristan, Brezilya, Arjantin, Güney Afrika, Meksika, Almanya, İtalya, Fransa, Polonya, İspanya, Yunanistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerdir (Kaya vd., 2013: 19). Türkiye konum olarak Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında bulunması, mevcut ulaşım imkanlarının yüksek düzeyde ve kolay olması, köklü bir kültüre sahip olması, doğal zenginliklerinden dolayı termal kaynaklarının fazla oluşu, zengin ve gelişmiş medikal altyapıya sahip olması, uluslararası düzeyde akredite edilmiş hastanelere ve sağlık işletmelerine sahip olması, alanında uzman doktorları ve bunları destekleyici diğer kaynakları ile birçok farklı ülkeden tedavi arayan hasta insanları

(21)

8 çeken bir sağlık turizmi destinasyonu konumundadır (Öztürk ve Bayat, 2011: 137). Aynı zamanda tedavi görmek isteyen bireylerin mevcut yerlerindeki sağlık imkanlarından yararlanmak için uzun süren bekleme sürelerinden kurtulmak, daha kaliteli ve daha kısa sürede tedavi olabilmek, yüksek sağlık teknolojilerinden faydalanmak, tedavi maliyetini düşürmek, kronik hastaların, yaşlı veya engelli bireylerin alternatif arayışları ve tedavi olma istekleri, uyuşturucu ve farklı bağımlılıklan olan kişilerin farklı veya daha uygun ortamlarda tedavi olma istekleri, tedavi olmanın yanı sıra tatil ve kültür ziyaretlerinde bulunma isteği ve kişinin hayata tutunma ve yaşam isteği gibi etkenler Türkiye'de sağlık turizminin gelişmesini sağlayan en önemli etkenler olmuştur (www. ktbyatirimisletmeler.gov.tr, 2019).

Tablo 2: Sağlık Turizminde Sunulan Sağlık Hizmet Kategorilerinin ve

Faydalananların Özellikleri Sağlığı geliştirmeye yönelik hizmetler Tedaviye yönelik hizmetler Rehabilitasyon hizmetleri Hizmetten Faydalananlar -Orta ve üst düzey gelir grubu -Sağlıklı -Düşük sağlık riski -Bütün yaş grubu -Orta ve üst düzey gelir grubu -Seyahat edebilecek kadar sağlıklı -Değişken sağlık riski

-Orta ve üzeri yaş grubu

-Üst düzey gelir grubu

-Özel ihtiyaçlar -Düşükten orta düzeye doğru sağlık riski -Yaşlı -Madde bağımlısı Sağlık Hizmetlerinin Kapasite Gerekleri

-İyi bir temel sağlık hizmeti

-Hastane hizmetleri için artan bir beklenti

-Uzman hekim -Müdahalelerden destek tedavilere kadar çok çeşitli ihtiyaçlar -Yüksek düzeyde teknoloji -Yüksek düzeyde teknoloji -Uzman hekim -Temel sağlık hizmetleri

-Tıbbi tedaviden ziyade terapötik müdahaleler

Süre -Değişken -Tahmin edilebilir

-Daha kısa

-Takip gerektirebilir

-Daha uzun -Değişken

(22)

9

Kaynak: Özsarı ve Karatana, 2013: 138.

Sağlık turizmi, sağlık amacıyla seyahat edenleri üçe ayırmaktadır (Aktepe, 2013: 171). Bunlar;

- SPA- Wellness ve Termal Turizm -Medikal Turizm

-Geriatri (İleri Yaş) ve Engelli Turizm

Yukarıda belirtilen genel olarak üç ana türe ayrılan sağlık turizmi kendi içerisindede farklı isimlendirilebilmekte ve tedavi amaçlı yapılan isimleriylede anılabilmektedir. Bunlara örrnek olarak sağlık turizmi içerisinde termalizm, klimatizm ve üvalizm en yaygın kullanılan tedavi şekilleridir.

1.3.1.SPA-Welness ve Termal Turizm

Açılımı Salus Per Aqua olan SPA, sudan gelen sağlık anlamına gelmektedir. Başka bir açıklamaya göre SPA, kaplıca ve termal turizmin modern ve bilimsel şekli olarak tanımlanmaktadır (Kozak ve Bahçe, 2012: 190). Wellness ise kavram olarak; akıl sağlığı, vücut sağlığı, ruh sağlığı ve ilişkilerde iyi ve zinde olmasını sağlamak olarak ifade edilmektedir (Özsarı ve Karatana, 2013: 140).

Termomineral olarak adlandırılan su banyosu, içme, soluma, çamur banyosu gibi farklı türdeki yöntemler bulunmaktadır. Bunun yanı sıra iklim kürü, fizik tedavi, rehabilitasyon, egzersiz, psikoterapi, diyet ve benzeri destek amaçlı tedavilerin birleştirilmesiyle yapılan kür uygulamalarının yanı sıra termal suların eğlence ve rekreasyon amacı ile meydana gelen turizm hareketleri termal turizm olarak ifade edilmektedir (Kozak ve Bahçe, 2012: 191). Bu tür uygulamaların yapıldığı yer ve tesislere Termal Kür Merkezi veya Kaplıca Tedavi Merkezi adı verilmektedir. Termal tedavi merkezlerinin teorik olarak tek başlarına turizm olgusunu gerçekleştiremezler. Termal merkezlerin olduğu yerlerde sağlık hizmetleri yanı sıra konaklama, yiyecek-içecek ve rekreasyon olanaklarının da bulundurulması gerekmektedir. Bu noktadan hareket ederek, termal turizm işletmelerini; "termal, ılıca, deniz, çamur, içmeler gibi

madensel ve mineral su kaynaklarının yakınında kurulan, barınma, yeme-içme, eğlence gibi hizmetleri sunmanın yanında, sağlığı koruma, tedavi olma veya iyileşmek amacıyla gelenlere tedavi imkanı veren termal kür merkezleri ve kür parkları bulunan işletmeler"

(23)

10 solunum sistemi hastalıkları, cilt hastalıkları, kas veya iskelet sistemi hastalıkları, kalp veya dolaşım sistemi hastalıkları, mide-bağırsak-metobolizma hastalıkları, böbrek ve idrar yolu hastalıkları ve nörolojik hastalıklara kadar birçok hastalığın tedavisinde faydalı bir biçimde kullanılmaktadır. Türkiye’de uygulanan termal turizm uygulamaları şunlardır (Kozak ve Bahçe, 2012: 191-192):

Kür: Uygulanan tedavinin belli bir dozda, seri olarak, belirli sıralı aralıklarla ve

belirli sürelerle tekrarlanarak yapılan ile uygulanan tedavi şeklidir (Kozak ve Bahçe, 2012: 191).

Balneoloji (Kaplıca Tedavisi): Toprak, yeraltı ve deniz kaynaklı olan mineralli

sular, gazlar, çamurlar ve iklimsel gibi nedenlerden kaynaklı doğal tedavi unsurlarının yörenin özelliklerine göre gerekli görülen diğer tedaviler ile kür tarzında uygulanan tedavi biçimidir (Kozak ve Bahçe, 2012: 191).

Kalneoterapi : Termomineral sular, çamur ve gaz gibi doğal kaynaklar ile tedavi

unsurlarının banyo, içme ve soluma yöntemleriyle kür tarzında uygulanan tedavi amaçlı kullanılmasıdır (Kozak ve Bahçe, 2012: 191).

İnhalasyon uygulamaları: Termomineral su taneleri ile yapılan soluma

uygulamalarını kapsamaktadır (Kozak ve Bahçe, 2012: 191).

İçme Kürleri: Mineralli sular ile kaplıcalarda veya yaşanılan yörede yapılan içme

kürleri olarak ifade edilmektedir (Kozak ve Bahçe, 2012: 191).

Peliodterapi: Doğal, jeolojik ve/veya biyolojik olaylar neticesinde meydana

gelen organik ve/veya organik olmayan maddeler olan peloidlerin bir balneoterapi olarak kullanılmasıdır. Bu tedavi yöntemi halk arasında tedavi amacıyla şifalı çamurların kullanılması olarak da bilinmektedir (Kozak ve Bahçe, 2012: 191).

Klimaterapi: Hava sıcaklığı, nem, rüzgâr şiddeti ve hızı, güneş ısınımı gibi

iklimsel etkenlerin sistematik ve dozlaşmış kür tarzında uygulanması olarak ifade edilmektedir.

Talossoterapi: Termomineral sular aracılığıyla yıkama, duş ve dökme gibi

yapılan uygulamalardır. Bunun yanı sıra amaca uygun olarak yapılan havuzlarda gerçekleştirilen, sinir-kas- iskelet sistemiyle ilgili fonksiyonları geliştirme- iyileştirme amaçlı bir tedavi programı olarak da ifade edilmektedir (Özsarı ve Karatana, 2013: 139).

(24)

11

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon: Kaplıca tedavisinde kullanılmakta olan elektro

terapi, egzersiz içeren tedaviler, masaj ve diğer yöntemleri kapsamaktadır (Kozak ve Bahçe, 2012: 192).

Medikal Tedavi: Kaplıca tedavisi esnasında hastaya lokal veya sistemik olarak

uygulanmakta olan ilaç tedavi yöntemidir (Kozak ve Bahçe, 2012: 192).

Termal turizm; ulusal anlamda bakıldığında turizm faaliyetlerinin bütün bir yıla yayılmasını sağlamakta, turizm işletmelerinde yüksek doluluk oranına ulaşılması noktasındaki katkıları, yüksek düzeyde istihdam yaratması, diğer alternatif turizm türleri ile kolayca entegre edilmesi ve dolayısıyla oluşturarak bölgesel dengeli turizm gelişmesinin sağlanması, termal tesislerde insan sağlığını iyileştirici aktivitelerin olması ve ayrıca sağlıklı-zinde insan yaratma, eğlence ve dinlenme imkanlarının bulunması, kür merkezi entegrasyonuna sahip işletmelerin maliyetinin geri dönüşümü noktasında karlı ve rekabet gücüne sahip yatırımlar olması gibi birçok fayda sağlamaktadır (www.ktbyatirimisletmeler.gov.tr, 2019).

Sıcaklıkları 20-110 oC arasında, debileri ise 2-500 lt/sn arasında değişebilen 1500'den fazla kaynağa sahiptir. Türkiye kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından dünyada ilk yedi ülke arasında yer almakta olup (www.ktbyatirimisletmeler.gov.tr, 2019), Avrupa'da kaynak potansiyeli açısından birinci, termal uygulamalar konusunda ise üçüncü sıradadır (www.saglikturizmi. gov.tr, 2019). Fiziksel ve kimyasal özellikleri ile önemli bir kaynak potansiyeline sahip olmasına karşın Türkiye, termal turizmde arzu edilen seviyeye gelememiş, Almanya, Fransa, Macaristan gibi ülkelerle rekabette zayıf kalmıştır. Bunun altında yatan temel nedenler, bu ülkelerin Avrupa Birliği üyesi olmasının yarattığı rekabet üstünlüğü, Avrupa genelinde özel sigorta işletmelerinin termal tedavi masraflarını Avrupa birliği dışındaki ülkelerde karşılamaması ve işletmelerin nitelik ve nitelik yönünden yetersizliğidir (Özgen, 2014: 247).

Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de türlerine göre turizm belgeli konaklama tesisleri incelendiğinde 2016 yılında, 44 turizm yatırım belgeli, 75 turizm işletme belgeli olmak üzere termal otel ve 2 adet turizm işletme belgeli termal tatil köyü olmak üzere toplam 121 adet bulunmaktadır. Bu tesislerin 2016 yılındaki yatak kapasiteleri ise, turizm yatırım belgeli termal otellerin 23218, turizm işletme belgeli 25353, termal tatil köylerinin ise, 508 yatak kapasitesi bulunmaktadır.

(25)

12 Dünya genelinde toplam yaklaşık 100 milyar dolarlık termal turizm pazar potansiyeli bulunduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca, ülkemiz termal su kaynakları açısından dünyada yedinci sırada bulunurken, Avrupa’da ise üçüncü sırada yer almaktadır. Turizm Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de yaklaşık olarak 1.500 termal su kaynağı bulunmasına rağmen bu kaynakların etkin kullanımı çok azdır (T.C. Sağlık Bakanlığı, 2016). Turizm Stratejisi 2023 kapsamında termal turizmin altyapı ve üstyapısmm geliştirilmesine yönelik, Güney Marmara (Balıkesir, Çanakkale, Yalova), Güney Ege (Aydın, Denizli, Manisa, İzmir), Frigya (Afyonkarahisar, Ankara, Uşak, Eskişehir, Kütahya) ve Orta Anadolu (Aksaray, Kırşehir, Niğde, Nevşehir, Yozgat) öncelikli olmak üzere dört bölge belirlenmiştir (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2007: 65). Yapılacak çalışmalar sonucunda Türkiye, Avrupa'dan termal turizm konusunda en önemli destinasyon ülke olması amacıyla, termal amaçlı 15 milyon turistin Türkiye'ye gelmesi hedefi için termal turizme yönelik 500 bin yatak kapasitesine ulaşılması hedeflenmektedir (www.saglikturizmi.gov.tr, 2019).

1.3.1.1. Termal Turizm Kavramı ve Gelişimi

Tarihte sağlık turizmi örneklerine ilk olarak Romalılar’da rastlanmaktadır. Romalılar suyu, sağlığı geliştirmek veya dini amaçlarla kullanmışlardır. Termal sözcüğü kelime kökeni olarak Latince’de sıcak anlamına gelen “term” ve “thermos” kelimelerinden gelmektedir (Temizkan, 2015: 38). Termal kelimesi Romalılar döneminde ilk olarak halk banyoları anlamında kullanılmış, daha sonraları ise su alınan yer anlamında kullanılmıştır (Bayer, 1997: 8). Daha sonra Romalılar, Roma orduları güzergahları üzerinde kurulan sıcak su kaynakları ‘‘Thermae’’ adını verdikleri tesisler inşa ederek askerlerin dinlenme, tedavi amaçlı ve bölgelerde konaklamalarını sağlamak amacıyla bir çok yapı inşa etmişlerdir (Bayer, 1997: 23-24; Johnson ve Redman, 2008: 46).

Termal turizm denilince akla gelen ilk olarak kaplıcalardır. Kaplıca, termal kaynaklardan yer yüzüne çıkan su kütlelerinin merkezi veya çevrelerine kurulan tesisler olarak ifade edilmektedir. Kaplıcayla benzer bir tanıma sahip olan termal turizm ise, yapılarında parçalanmış mineraller bulunan maden sularının canlılaşma, dinlenme, şifa bulma vb. hedeflere yönelik kullanımından kaynaklananbirçok ilişkiden doğmaktadır (Kozak, 2010: 20). Kaplıca ile ilgili bilinen ilk yayın 1731 yılında Ali Münşi Efendi’nin “Bidaotül Müptedi” adlı şifalı sular hakkında yazdığı eser olarak bilinmektedir. Ayrıca

(26)

13 Bernerd tarafından 1842 yılında yayınlanan kaplıcar hakkındaki ilk tıbbi yayın ise “Les Bains de Brouse” isimli eserdir (Özer, 1991: 37).

Termal turizm, belirli bir sıcaklığa sahip olan doğal kaynağın, faydalı mineraller içeren, şifalı suların ve buharların bulunduğu, kaynağın olduğu yörenin iklim koşulları içerisinde gerçekleşen önemli bir turizm türü olarak ifade edilmektedir (Karakoç, 2017: 16). En geniş tanımlamayı yapacak olursak termal turizm kavramı: termal turizm; termal kaynağa yakın bölgelerin ait olduğu coğrafyaya özgü iklim ve çevre koşullarını kapsayacak biçimde yeryüzüne ulaşan mineralize termal su ve çamurların, insan sağlığına olumlu etkide bulunması amacıyla, konusunda uzman hekimler eşliğinde; fizik tedavi, diyet ve egzersiz gibi destek tedavileri içeren ve nihayetinde kür uygulamaları şeklinde ziyaretçilere sunulan sağlık hizmetlerinin meydana getirdiği bir turizm türü olarak ifade edilmektedir (Şahin ve Tuzlukaya, 2013: 61).

Sağlıklı olmak, iyileşmek, güzelleşmek, hastalıklardan korunmak amacıyla küresel anlamda 4,3 trilyon dolarlık bir pazar oluşmaktadır.

Termal turizm özellikle Almanya, Macaristan, Japonya, Fransa, İsrail gibi gelişmiş ülkeler termal turizmi konusunda önemli yatırımlar yaparak termal turizm konusunda hizmet vermektedirler. Termal turizm, ülke gerek ülke gerekse insan sağlığı açısından birçok olumlu etkisi bulunmaktadır. Bunlar (Gümüş ve Polat, 2012: 56):

- Turizmi bütün bir yıla yayarak, 12 ay turizm faaliyetlerinde bulunma imkanı sağlar,

- Tesislerde hedeflenen yüksek doluluk oranlarına ulaşılmasına katkı sağlar, - Turizm sektörünün etkilerinden olan istihdama katkıda bulunur,

- Bulunduğu yörenin diğer alternatif turizm türleri ile entegre edilerek bölgesel turizmin gelişmesine katkı sağlar,

- Termal tesislerde insan sağlığını iyileştirici aktivitelerin yanı sıra, sağlıklı zinde insan yaratma, eğlence ve dinlenme imkanları sağlar,

- Tedavi imkanlarınında bulunduğu tesislerin maliyetini kısa sürede geri ödeyen karlı ve rekabet gücüne sahip yatırımlar olarak bilinir.

Termal kaynaklar halk arasında genel olarak kaplıca ve ılıca olarak bilinmektedir. Türkiye’de doğu Anadolu Bölgesi’nde “çermik”, Batı Anadolu Bölgesi’nde “girme” olarak adlandırılan ılıca; üzeri açık belirli sıcaklığa sahip olan banyo yapılabilecek yer anlamına gelmektedir. Kaplıca ise; kapalı ılıca anlamına gelmekte ve kavramsal olarak;

(27)

14 mineralize sıcak suların ve sulara ait çamurların, banyo yoluyla, içme yoluyla veya solunum yoluyla kullanılmasını kapsayan, sağlık amacıyla tedavi uygulamalarınında bulunduğu tesisler olarak tanımlanmaktadır (Can ve Güner, 1992: 199).

Günümüzde termal tesis olarak nitelendirilen çok sayıda işletme bulunmaktadır. Bu işletmeler, bir çok tedavi imkanı sunmakla beraber konaklama, rekreasyon ve boş zamanların değerlendirilmesini amaçlayarak bulunduğu bölge turizmine katkı sağlayan kuruluşlar olarak ifade edilmektedir (İlker, 2012: 139).

Başka bir tanımlamaya göre termal tesisler, kaplıca, içme, deniz suları, çamur vb. maddeler aracılığıyla solunum yolu veya elektrikli mekanik araç gereçlerle masaj, beden eğitimi, iklimden yararlanılarak insan sağlığını korumayı amaçlayan doktor gözetiminde gerçekleştirilen kür uygulama türlerinden biri veya birkaçının bir arada yapıldığı tesisler olarak ifade edilmektedir (Ülker, 1988: 207; Ülker, 2006).

Günümüzde termal tesisler veya kısmi organizasyonlarında bulunduran işlermelerde su ile tedavi olarak da bilinen SPA’lar önemli bir yere sahiptir. Açılımı “Salus Per Aquam” olan sudan gelen sağlık anlamını ifade etmektedir. Helenistik dönemde hamam ve kaplıca kültürü oluşmuş olup, kaplıcalarda masaj ve diğer tedavi yöntemlerinde kullanılmak üzere zeytinyağı, safran, papatya, adaçayı, lavanta, nane gibi bitkiler yetiştirilmiştir (Karakoç, 2017: 17).

1.3.1.2. Türkiye’de Termal Turizm ve Önemi

Dünya’da termal turizm kaynaklarının hem gelir getirme özelliği hemde bir çok tedavide kullanılmasından dolayı önemi her geçen gün artmaktadır. Termal kaynakları kullanan en eski uygarlıklardan Mısır, İtalya ve Yunanistan’da kaplıca kültürüne rastlanmaktadır (Banger, 2002: 23). Tarihte termal ile ilgili ilk çalışmaların M.Ö. 485 yıllarında Romalılar döneminde yapılmıştır. Daha sonra zaman içerisinde doğal afetler ve savaşlar nedeniyle yıkılmaya başlamıştır ve kullanılamaz hale gelmiştir (Aslan, 1996: 25). Başka bir kaynağa göre ise termal tesisler, M.Ö. 4000’li yıllarda Sümerler sıcak su kaynaklarının etrafında bilinen en eski sağlık tesislerini inşa etmişlerdir. M.Ö. 2000’li yıllarda ise günümüzde İsviçre’de St. Moritz olarak bilinen şehir civarında insanların doğal sıcak sulardan faydalandıklarına dair bilgilere rastlanılmaktadır (Dinçer, 2018: 19-20).

Türkiye gerek iklim koşulları gerekse doğal kaynakları bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Termal turizm açısından bakıldığında Türkiye’de jeotermal kaynak

(28)

15 zenginliği ve potansiyel olarak dünyada ilk yedi ülke arasında bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye termal kaynak açısıdan Avrupa’da ilk sıradadır (Hemidov, 2012: 24).

Global Wellness Institute (2017) raporuna göre; küresel anlamda termal turizm ekonomisi 2015 yılı itibariyle yaklaşık 51 milyar dolara ulaşmıştır. 2020 yılında ise yıllık yüzde 4,8 büyüme oranı beklentisiyle küresel termal turizm ekonomisinin 64,6 milyar dolara ulaşacağı öngörülmektedir (Yeung ve Johnston, 2017: 5). Almanya‘da 263 resmî belgeli termal merkez bulunmakta ve yaklaşık 750.000 yatak kapasitesine sahiptir. Ayrıca bu ülkelerin dışında Fransa’da 104 termal tesis, İspanya'da 128 termal tesis ve İtalya'da yaklaşık olarak 360 civarında termal tesis bulunmaktadır. Rusya’da ise çok fazla sayıda kür merkezi bulunmakta ve bu kür merkezlerine her yıl ortalama 8 milyon ziyaretçinin geldiği belirtilmektedir Japonya'da yaklaşık 1500 adet kaplıca bulunmakta ve bu kaplıcalarda yaklaşık 100 milyon geceleme kapasiteye sahiptir. Beppu'da 1000 litre/saniye jeotermal su termal turizm amaçlı kullanılmaktadır (Kotan, 2014: 44). Global Wellness Institute 2017 raporuna göre, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu termal turizmden en çok gelir elde eden ve bu anlamda lider konumunda yer alan ilk on ülke ise sırasıyla; Çin (15,721,6 milyar dolar), Japonya (12,493,4 milyar dolar), Almanya (6,823,7 milyar dolar), Rusya (3,075,9 milyar dolar), İtalya (1,674,5 milyar dolar), Avusturya (905,1 milyon dolar), Türkiye (691,5 milyon dolar), Macaristan (665,9 milyon dolar), İspanya (658,8 milyon dolar) ve Polonya (620,6 milyon dolar)’ dır (Yeung ve Johnston, 2017: 29).

Yer altından çıkan bir suyun termal su olarak adlandırılması için ana kriter su kaynağının en az 33 derece olması gerekmektedir. Başka bir kaynakta ise, su kaynakların termal tedavi uygulamalarında kullanılmak üzere termomineralli su ya da farklı bir ifadeyle sıcak mineralli su olarak kabul edilebilmeleri için ise; sıcaklığının 20°C’nin üzerinde olması, içerisinde eriyik olarak en az 1 gram/ litre mineral veya gaz bulunması, bakteriyolojikkimyasal olarak kirlenmemiş olması ve son olarak şifa özelliğinin de tıbben belirlenmiş olması gerekmektedir (Özbek, 2015: 58). Ülkemizde kaynak su olarak verimli, maden erimeleri bakımından zengin ve mevcut kaynakların bir çoğu deniz kıyısında, çok az bir kısmı ise dağlık ve ormanlık alanda bulunmaktadır. Türkiye’de termal kaynak bakımından toplamda 1300 dolayında termal ve içme suyu kaynağı bulunmaktadır. Türkiye termal turizm bakımından ön plana çıkan iller arasında Ankara, Balıkesir, Yalova ve Afyon illeri bulunmaktadır.

(29)

16

Resim 1. Türkiye’deki Termal Turizm İlleri Haritası

Kaynak: Aydın, 2014: 149; Elis, 2018: 40; Kotan, 2018: 39

Türkiye’de yer alan jeotermal kaynakların yüzde 78’i Batı Anadolu Bölgesi’nde, yüzde 9’u İç Anadolu Bölgesi’nde, yüzde 7’si Marmara Bölgesi’nde, yüzde 5’i Doğu Anadolu Bölgesi’nde, yüzde 1’i ise diğer bölgelerde yer almaktadır (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 12 Nisan 2017). 2007 yılında 5686 sayılı ‘‘Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu’’ Resmi Gazete’ de yayımlanmıştır. Bu kanun sayesinde jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevcut yasal boşluk giderilmiş olup pek çok husus açıklığa kavuşturulmuştur (Mahmutoğlu ve Seçer, 2009: 11).

Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından geliştirilen ‘‘Termal Turizm Kentleri Projesi’’ kapsamında belirlenen birinci etap ve ikinci etap olmak üzere Termal Turizm Kentleri Bölgeleri oluşturulmuştur. Bu bölgeler (Aydın, 2014: 148-151).

- Güney Marmara Termal Turizm Kentleri Bölgesi: Balıkesir, Çanakkale, Yalova - Güney Ege Termal Turizm Kentleri Bölgesi: Aydın, Denizli, Manisa, İzmir - Frigya Termal Turizm Kentleri Bölgesi: Afyonkarahisar, Ankara, Uşak, Eskişehir, Kütahya

- Orta Anadolu Termal Turizm Kentleri Bölgesi: Aksaray, Kırşehir, Niğde, Nevşehir, Yozgat

- Kuzey Anadolu Termal Turizm Kentleri Bölgesi: Amasya, Sivas, Tokat, Erzincan

(30)

17 - Batı Karadeniz Termal Turizm Kentleri Bölgesi: Bolu, Düzce Sakarya

Resim 2. Türkiye Jeotermal Kaynakları Haritası

Kaynak: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2018.

Resim 2’den de anlaşılacağı üzere Türkiye’de termal su kaynakları, Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi ve Orta Anadolu Bölgesinde daha yaygındır. Türkiye’de yer alan kaplıcaların yüzde 33.5’i Ege, yüzde 28’i Orta Anadolu, yüzde 20’si Marmara, yüzde 10’u Doğu ve Güneydoğu Anadolu, yüzde 4.5’i Akdeniz ve yüzde 3.5’i Karadeniz bölgelerinde yer almaktadır (Doğanay, 2001: 267; Şenol, 2008: 59). Türkiye coğrafik olarak Alp Himalaya deprem kuşağı üzerinde bulunması ve volkanik faaliyetlerin yoğun yoğun olması termal turizm açısından büyük bir önem oluşmasına neden olmuştur. Türkiye’de termal kaynakların değerlendirilmesi genellikle özel idare ve belediyeler tarafından yapılmakta ve bu tesislerin 4/3’ünü kamu kesimi oluşturarak, özel sektör payını azaltmaktadır. Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan turizm yatırım belgesi alan 10 termal tesisin yatak sayısı 2.461, turizm işletme belgesi alan 30 termal tesisin yatak sayısı ise 8.562’dir. Bunun yanı sıra yerel idare tarafından belgelendirilen tesis sayısı 156 olup, bu tesislerin yatak kapasitesi ise yaklaşık 16.000 civarındadır (Kudaka, 2014: 17).

Termal turizmin ülke turizmi ve ekonomisi açıcından oldukça önemlidir. Termal turizmi önemli kılan bazı özellikleri (Bastem, 1998: 17-18):

- Termal turizm sahip olduğu yüksek potansiyel ile ülkenin gelişmiş şehirlerine göre geri kalmış bölgelerinin kalkınması açısından bir fırsat oluşturmaktadır.

(31)

18 - Termal turizm, turizm aktivitelerini bütün bir yıla yaymak amacıyla diğer turizm türleri ile kolayca entegre edilebilmektedir.

- Termal turizm insan sağlığı açısından ve doğal tedavi yöntemleri açısından oldukça önemlidir.

- Türkiye termal kaynak açısından turizm sektöründe kendisine rakip olabilecek ülkelere nazaran, termal kaynağın çok oluşu, ülkeye avantaj sağlamaktadır.

1.3.2. Medikal Turizm

Medikal turizm, insanlann tedavi veya cerrahi müdahale amacıyla denizaşırı seyahatlerinde yaşanan hızlı artışla birlikte gelişme gösteren önemli bir alandır (Öztürk ve Bayat, 2011: 148). Turizm endüstrisinde büyük bir paya sahip olan ve her geçen gün daha da büyüyen, insanların uzak mesafedeki ülkelere, medikal tedavi olabilmek amacıyla seyahat etmesini ve aynı zamanda tatilci olabilmelerinden ortaya çıkan bir kavramdır (Aktepe, 2013: 174). Dünya genelinde yıllık %20 ile %30 arasındaki artış hızı ile büyüyen medikal turizmin ortalama pazar payı 100 milyar doları aşmaktadır (BAKA, 2013: 7). 2010 yılı itibarıyla dünyada sağlık hizmetlerinden yararlanmak amacıyla seyahat gerçekleştirenlerin ekonominin boyutu 60 milyar USD’ye ulaşmıştır. Türkiye’de de sağlık turizmi alanında son 10 yılda büyük ilerlemeler kaydedilmiş ve ekonominin parasal boyutu tam olarak bilinmese de, kayda alınan rakamlar doğrultusunda 2010 yılında hizmet verilen hasta sayısı 100 bini geçmiştir (Özsarı ve Karatana, 2013: 136). Uzak mesafeli uluslararası seyahatlerin kolaylaşması ve ucuzlaması (Özgen, 2014: 251), gelişmekte olan ülkelerdeki doktorların batı ülkelerinde tıp eğitimi ve sertifikasyonu alarak yine bu ülkelerde yaşayan hastalar için güven unsuru oluşturmaktadır. Ayrıca bu ülkelerde sağlık hizmetleri ve teknoloji konusunda yüksek standartları yakalamış olmaları ve uluslararası akreditasyona sahip olmaları medikal turizm anlamında gelişmesini hızlandırmıştır (BAKA, 2013: 7).

Medikal turizmin özellikleri şunlardır;

- Teknik donanım ve iş gücü gerektirmektedir.

- Hizmeti sunan sağlık kuruluşunun uluslararası standartlara uygun olarak hizmet vermesi gerekmektedir.

- Hizmeti sağlayan sağlık kuruluşunda, ortak yabancı dili bilen personellerin olması gerekmektedir.

(32)

19 - Hasta ve refakatçileri için farklı turizm türlerinin geliştirilmesini destekleyen, katma değeri yüksek bir turizm türüdür (Özsarı ve Karatana, 2013:140).

Hastaları, kendi ülkelerinin dışında başka ülkelerde tedavi almaya motive eden etmenler ise şunlardır;

- Tedavi hizmeti almak için bekleme süresini kısaltması, - Ulaşım veya ulaşılabilirlik düzeyi,

- Nadir hastalıklar için kaliteli ve daha uygun imkânlar,

- Hasta tatilde veya iş seyahatindeyken sağlık bakımına ihtiyaç duyabilmesidir (Özsarı ve Karatana, 2013:140).

Küresel olarak sağlık amaçlı seyahat edenlerin büyük bir bölümü Asya ülkelerini tercih etmektedirler. Amerikalı sağlık amaçlı seyahat edenlerin %45'i Asya ülkelerine, %26'sı Latin Amerika'yı tercih etmektedirler. Avrupalı sağlık amaçlı seyahat edenlerin %39'u Asya ülkelerine, %33'ü Amerika'yı, %13'ü ise Orta Doğu ülkelerine gitmeyi tercih etmektedirler. Amerikalı ve Avrupalı sağlık amaçlı seyahat edenlerin büyük bölümü tedavi için Asya ülkelerini tercih ettiklerinden dolayı medikal turizm pazarının en önemli bölgesi haline gelmiştir. Hindistan, Tayland ve Singapur, sağlık turizminde Asya kıtasında ön plana çıkan üç ülkedir. Dünya genelinde ise medikal turistlerin tercih ettikleri diğer ülkeler Meksika, Brezilya, Malezya, Kosta Rika, Güney Kore, Tayvan ve Türkiye ön plana çıkmaktadır. Bu ülkelerin tercih edilmelerinin en önemli nedeni ise, sağlık hizmetlerini gelişmiş ülkelere göre uygun fiyata ve hemen hemen aynı kalitede hizmet sunmalarıdır. Ayrıca bu ülkeler kendilerini daha cazip hale getirmek amacıyla sağlık hizmetlerini turistik aktiviteler ile birleştirmektedir. Sağlık kuruluşunun uluslararası akreditasyona sahip olması, fiyat avantajı sağlaması ve bekleme süresinin kısa ya da hiç olmaması sağlık turistleri için en önemli üç kıstas olarak ortaya çıkmaktadır (BAKA, 2013: 6). Bu anlamda Türkiye sahip olduğu 44 adet JCI akreditasyonuna sahip sağlık merkezleri ile dünyada en çok akreditasyona sahip ülkeler arasında ilk sıralarda yer almaktadır (BAKA, 2013: 11). Bazı alanlarda diğer ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye'de tedavi olmak birçok Avrupa ülkesine göre %60'a varan oranlarda fiyat avantajı sağlamaktadır (TÜRSAB, 2014: 1). Türkiye sahip olduğu kaliteli sağlık kuruluşları, güçlü altyapısı ve uzman hekimleriyle medikal turizmde öne çıkan ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye, medikal turizm açısından Amerika, İngiltere, İsviçre, Almanya, İrlanda, İsrail gibi ülkelerle karşılaştırıldığında önemli bir

(33)

20 fiyat avantajma sahiptir (Özgen, 2014: 251). Türkiye'ye birçok ülkeden birkaç saatlik uçuşla ulaşılabilmesi, tedavi hizmetlerinin uygun fiyata sunulması, tedavinin sıra beklemeden zamanında yapılabilmesi ve turistik zenginliğin olması Türkiye'yi güçlü kılan unsurlardandır (BAKA, 2013: 18). Türkiye'ye en çok hasta Almanya başta olmak üzere, Türk Cumhuriyetleri, Bulgaristan, Romanya ve Irak gibi kendisine yakın komşu ülkelerden gelmektedir. Türkiye'ye gelen sağlık turistlerinin en çok tercih ettiği hizmetler ise göz, onkoloji, ortopedi, kardiyoloji, beyin cerrahisi, plastik cerrahi ve diştir. Bunların dışında yabancı hastalar özellikle son yıllarda estetik cerrahi, saç ektirme ve tüp bebek için kendi ülkelerinden daha düşük maliyet, yüksek kalite ve teknoloji standartları gibi nedenlerden dolayı Türk sağlık kuruluşlarını tercih etmektedirler (BAKA, 2013: 20). Türkiye'de tedavi amacıyla gelen hastaların büyük bir bölümü temmuz ayını tercih etmektedir. En çok tercih edilen şehirler arasında 87.162 kişi ile Antalya birinci sırada, 68.842 kişi ile İstanbul ikinci sırada yer almaktadır. Bu illeri ise İzmir, Muğla ve Aydın takip etmektedir (TÜRSAB, 2014: 2-4).

1.3.3. Geriatri (İleri Yaş) ve Engelli Turizmi

Bakıma muhtaç yaşlı kişilerin, bakım ihtiyaçlarını giderebilmesi amacıyla başka ülkelere seyahat etmelerine ileri yaş turizmi veya yaşlı turizmi adı verilmektedir. Engelli turizm ise, bakıma muhtaç kişilere yönelik sağlanan hizmetlerdir. Bu alanda Türkiye’de birçok yatırımlar yapılmakta ve büyük bir potansiyelin olduğu tahmin edilmektedir (Özsarı ve Karatana, 2013: 140). Dünya genelinde yaşlı nüfus hızla artmaktadır. 2000 yılında her on kişiden biri 60 yaş ve üzerinde iken 2050 yılında bu oran her beş kişiden birinin 60 yaş ve üzerinde olacağı öngörülmektedir. Dünyada yaşlı nüfusun fazla olmasının nedenlerinden biri yaşam sürelerinin uzamış olmasıdır (BAKA, 2013: 10). Özellikle 19. ve 20. yüzyılda büyük bir artış gösteren teknolojik ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak sağlık ve sosyal yaşam alanında meydana gelen iyileştirmeler sonucunda tüm dünyada ortalama yaşam sürelerinin arttığı gözlemlenmektedir (www.saglikturizmi.gov.tr, 2019). Alanyazın incelendiğinde “üçüncü yaş turizmi”, “geriatri turizmi”, “yaşlı bakımı turizmi”, “3. yaş baharı turizmi” ve “yaşlı turizmi” gibi kavramlarla ifade edilmektedir. Yabancı alanyazında ise bu kavram için çok fazla sayıda terim kullanılmaktadır. Bu duruma örnek olarak; “third age tourism”, “mature tourism”, “silver tourism”, “age friendly tourism”, “active aging tourism”, “elderly

(34)

21 tourism”, “grey tourism” ve “senior tourism” bunlardan bazılarıdır. Bunun yanı sıra Avrupa Birliği içerisinde “gümüş turizm” (silver tourism) ve gümüş ekonomi (silver economy) kavramları kullanılmaktadır. Turizm sektörü de dünya çapında etkisini gösteren demografik değişimden etkilenmiştir (Nikitina ve Vorontsova, 2015: 845). Sağlıklı yaşam beklentisi 2005 ile 2009 yıllarında 68 iken bu rakam son yıllarda 76 olmuştur. Yaşlı nüfusun artmasına neden olan bir diğer faktör doğurganlık oranlarında yaşanan düşüştür. 1950’li yıllarda kadın başına 5 çocuk olan doğurganlık oranı son yıllarda 2.5 oranına düşmüştür. 2050 yılında ise bu oran 2.2 olarak beklenmektedir. Aileler açısından daha az çocuk sahibi oldukça, nüfusun yaş oranı da artış göstermektedir. Avrupa ülkeleri günümüzde dünyanın en fazla yaşlı nüfusuna sahip olduğu bölgesidir. 2000 yılında Avrupa nüfusunun %20'si 60 yaş veya üstü iken bu oranın 2050 yılında %37 bandında olması beklenmektedir (BAKA, 2013: 10). Her ülkede farklılık gösteren emekli olma yaşı için yaşlı kişi olarak belirlenmesinde de yaş sınırı farklılık göstermektedir (Yıldırım, 1997: 77). Geriatri turizmi; kavram olarak "özel bakım gören yaşlı insanlar ve yaşlı insanların sağlık yönünden bakımları ile ilgili

faaliyetleri" ifade etmektedir. Geriatri turizmi, kavram olarak üçüncü yaş turizmi ile

benzerlikler göstermektedir. Fakat, geriatri sadece sağlık ve sağlığı koruma amacına odaklı bir yaklaşım üstlendiğinden, üçüncü yaş turizminden farklılık göstermektedir (Öztürk ve Bayat, 2011: 151). Yaşlanma olgusuyla artan sağlık ve bakım giderleri, içinde yaşanılan ülkelerde ekonomik anlamda bir yük haline gelmiştir. Sağlik hizmetlerinin fiyatlarının yüksek olduğu ülkelerdeki 65 yaş ve üstü grubu içerisindeki hastaların, tedavi, bakım ve sağlıklı yaşam ve tedavi amacıyla maliyetlerin daha az olduğu ülkelere seyahat etmeleriyle ileri yaş ve engelli turizm meydana gelmiştir. 65 yaş ve üstü grubun en çok karşılaştığı hastalıkların başlıcaları; genel olarak bulaşıcı olmayan ama uzun dönem tedavi ve bakım gerektiren hastalıklar oluşturmaktadır. Bu grup içerisinde en sık rastlanan hastalıklar kardiovasküler, kanser, diyabet ve kronik solunum yolu rahatsızlıkları gibi hastalıklardır. Bakıma yönelik olan tedaviler, gezi turları, rehabilitasyon ve fizik tedavi hizmetleri, termal terapiler, bakım evlerinde yaşlıların bakımı ve engelliler için özel geziler ileri yaş turizminin alt başlıklarını oluşturmaktadır. Klinik şeklindeki oteller ve rehabilitasyon merkezlerinde dezavantajlı gruplar için özel bakım hizmetleri bulunmaktadır. Yeni konaklama işletmelerinin ve tatil köylerinin yaşlı ve dezavanjlı gruplar için erişilebilir hizmet sunmaları ve

(35)

22 personelini eğitmeleri ileri yaş turizmi açısından son derece önem oluşturmaktadır (BAKA, 2013: 10). Konunun önemine ilişkin Birleşmiş Milletler tarafından ilk olarak 1982 yılında Viyana'da, ikincisi ise, 2002 yılında Madrid'de gerçekleştirilen Dünya Yaşlanma Asambleleri düzenlenmiştir. Düzenlenen bu konferanslarda Birleşmiş Milletlere üye tüm ülkelerin bu kır saçlı akınına karşı gerekli olan önlemleri aktif hale getirmeleri tavsiye edilmiştir (www.saglikturizmi.gov.tr, 2019). Çünkü geriatri alanındaki mevcut durum ülkelere ekonomik açıdan birçok fırsatlar sunmaktadır (Öztürk ve Bayat, 2011: 152). Yaşlı turistlerin bakımına yönelik olan tesis sayısında ve seyahatlerin sayısındaki artışla birlikte turizm sektörü içerisinde üçüncü yaş turizmi de yerini almıştır (Özcan ve Aydın, 2015: 85). Üçüncü yaş turizmi, farklı arz kaynakları ve uygulamalarla entegre edilebilmektedir. Bunun yanı sıra, pazar araştırmaları, üçüncü yaş turizminin hızlı büyüyen bir pazar payına sahip olduğunu göstermektedir (Hacıoğlu ve Şahin, 2011: 17). 2011 senesinde 65 yaş veya üstü bir turist ortalama olarak 1.344 Avro harcarken, diğer yaş gruplarının ortalaması 1.203 Avro'dur (BAKA, 2013: 10). 2013 yılında sağlık turizminden elde edilen gelir yaklaşık olarak 2,5 milyar dolardır. Türkiye’nin hedef 2023 stratejileri için 2023 yılındaki sağlık turizmi hedefleri ise 2 milyon uluslararası hastayı Türkiye’de tedavi etmektir. Ayrıca bu tedavilerden 20-25 milyar dolar gelir elde etmeyi amaçlamaktadır (TÜRSAB Sağlık Turizmi Raporu, 2013).

Şekil

Tablo  2:  Sağlık  Turizminde  Sunulan  Sağlık  Hizmet  Kategorilerinin  ve  Faydalananların Özellikleri  Sağlığı  geliştirmeye  yönelik hizmetler  Tedaviye yönelik hizmetler  Rehabilitasyon hizmetleri  Hizmetten  Faydalananlar  -Orta  ve  üst  düzey gelir
Tablo  3.  Ankara’ya  Gelen  Ziyaretçilerin  Tesise  Geliş,  Geceleme  ve  Ortalama  Kalış Süreleri İle İlgili İlçelere Göre Dağılımı
Tablo 4. Evren ve Örneklem Hesaplama Cetveli  Evren Büyüklüğü  Hesaplanan Örneklem Büyüklüğü
Tablo 5. Ankette yer alan Ölçekler ve Boyutlarının Cronbach’s Alpha Değerleri  Hizmet Kalitesi Boyutları  Önerme Sayısı  Cronbach’s Alpha
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

From Graduate Institute of Medicine (H.-C.S., C.-L.L.), and Departments of Neurosurgery (C.-L.L.) and Physiology (T.-Y.L., W.-S.L., C.H.), College of Medicine, Kaohsiung

(b) Yarı sivri uç için levhalar tarafından sönümlenen enerji miktarının karşılaştırılması (Comparison of. damped energy values for

Thus, in this study, a PHIL system is implemented on an FPGA-based real-time IM experimental setup to verify the rotor flux-based IM model by using the measured actual values

All patients underwent anterior capsulotomy, lens fragmentation, and corneal incisions with the femtosecond laser (LenSx ® , Alcon Inc.).. The operation was completed

Bu ölçeği ortaokul öğrencilerine uygulamakla elde edilecek bulgular, okuma kaygısı ile okuma becerisi arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak, öğrencilerin okuma

Önce söz- lü olarak doğan mizah ürünleri, sonra- dan yazıya geçirilerek daha da edebî bir kimlik kazanır(Pala, 1989: 353).. Harp, kuvvetlerin; mizah da, zekâ- ların

The multi-hop low energy fixed clustering algorithm (M- LEFCA) selects the nearest forward neighbour CH node as a relay node to provide multi-hop routing between CHs instead of

1: Common tendon of extensor digitorum longus; 2: Muscle belly of peroneus tertius; 3: Fanned-out insertion of peroneus tertius; 4: Tendons of extensor digitorum longus to