• Sonuç bulunamadı

Kolon Polipleri ve Kromoendoskopi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kolon Polipleri ve Kromoendoskopi"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Güncel Gastroenteroloji

Kolon Polipleri ve

Kromoendoskopi

Dr. Ali Tüzün ‹NCE, Doç. Dr. Oya ÖVÜNÇ

Haydarpafla Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Gastroenterohepatoloji Klini¤i, ‹stanbul

KOLOREKTAL KANSER NEDEN

ÖNEML‹D‹R?

Kolorektal kanser (CRC) dünyada sık rastlanılan kanser türüdür. Diyet ve yaüam biçimleri benzer olan kuzey Amerika ve Avrupalı toplumlarda, kanserle ilgili mortalite ve morbiditenin en büyük sebeplerinden biridir. Sıralamada, erkekler arasın-da 3., kadınlar arasınarasın-da ise 4. sıklıktadır. Amerika da nüfusun %6’sında invazif CRC geliüecektir (). CRC, sanayileümiü ülkelerde sıktır, geliümemiü ül-kelerden geliümiü ülkelere göç edenlerde risk art-maktadır ().

Erken tanısı, hayat kurtarıcı olabilen bir kanserdir. úster deprese lezyon, isterse sesil yada protrüze po-lip olsun adenomatöz popo-lipler, CRC’in en önemli preneoplastik lezyondur (). Erkenden tespit edilip rezeke edildiùinde bu grup hastaların %00’e ya-kın yaüam üansı vardır ve hayat kurtarıcıdır (karsi-noma insitu ve submukozaya yerleümiü CRC’lerde 5 yıl sürvi oranı %97.6’dır (2). CRC’nin erken tanısı, geç tanınması durumunda ortaya çıkacak olan cerrahi tedavi, kemoterapi, iü gücü kaybı gibi za-rarları da önlemektedir. Gaitada gizli kan (GGK) testi, fleksibl rektosigmoidoskopi (FS), kolonoskopi, vitual kolonoskopi gibi tetkiklerle yapılan tarama programlarının amacıda budur. Gilbertsen ve Nelms’in 27.000 hasta üzerinde yaptıùı sigmoidos-kopi tarama çalıümasında, distal CRC’i önlemede baüarı oranı %60-85 arasında bulunmuütur (3). Sa-dece GGK testi taramasıyla CRC oranının %20 azaldıùı gözlenmiütir (4).

KOLOREKTAL KANSER VE POL‹PLER

ARASINDAK‹ ‹L‹fiK‹

CRC’ ler genellikle polipoid ve nonpolipoid adeno-malardan, nadiren de düz adenomlardan kay-naklanmaktadır. Adenom sayısı arttıkça CRC ge-liüme riski de artmaktadır. Bunun tipik örneùi fami-lial adenomatöz polipozis sendromudur. Coùrafi olarak adenomaların sık görüldüùü topluluklarda CRC’lere sık rastlanmaktadır (). Adenomaların boyu büyüdükçe villöz yapı, displazi ve nükleer atipi oranı artmakta, karsinoma insitu, veya inva-zif karsinoma geliüimi riski de artmaktadır (). Gü-nümüzde CRC’in geliüimiyle ilgili benimsenen iki teori vardır;

I- KOLOREKTAL KANSER GEL‹fi‹M

TEOR‹LER‹

I) Adenoma-karsinoma yol (patways) teorisi: Bu teoride familial adenomatöz polipozis (FAP) veya DNA mismatch-repair genlerindeki mutasyonlar neticesi çıkan ve displastik epitel içeren adenom-lardan kanser geliüimi fikri savunulur (3). Polipoid adenomlar da malignite riski süre, büyüklük ve vil-löz yapı oranıyla artar. Yüksek adenoma preva-lanslı toplumlarda fertlerin %40-50’sinde bulunan multipl adenomalar yüksek oranda kanser (Ca) geliüme riskini açıklamaktadır (5). Bu teoriyi des-tekleyen ve desteklemeyen bulgular vardır (6). Destekleyen bulgular: Adenoma ve karsinomala-rın kolonda benzer daùılımı, sıklıkla aynı

(2)

lokalizas-II) ADENOMLARDA KANSER GEL‹fi‹M

SAFHALARI

Bu safhalar üunlardır;

a) Karsinoma únsitu (CúS): úntraepitelial Ca olarak kabul edilir (3), bazal membrana invazyon yoktur. b)ûüpheli invasif karsinoma (questionable invasi-ve carcinoma; QIC): CIS ile aynı özelliklere sahip-tir, bazal membrana invazyon kararı vermek zor-dur.

c)úntramukozal karsinoma (IMC): L. Propria da tü-mör yıùınları vardır, kolon mukozasında lenfatikle-rin yokluùu, lenfatik temizleme olmaması bu yıùın-ları açıklar (3, 9).

d) Submukozal karsinoma (SMC): Muskularis mu-koza tabakasının ötesine belirgin tümör hücre yı-ùınları vardır, sıklıùı %5’dir. CúS ve submukozaya yerleümiü Ca’da 5 yıl sürvi %97.6’dır (2). Kolon mu-kozasına sınırlı neoplastik lezyonlar lenf nodlarına metastaz yapmadıklarından submukozaya tümör derinliùinin bilinmesi çok önemlidir (3). Lenf nod metastazı %5 orandadır ve bu risk invazyonun derinlik ve geniüliùiyle orantılıdır (3). Submukozal invazyon derecesi, erken CRC’in güvenli rezeksiyo-nu için rölatif yada kesin olarak sınıflandırmalıdır. Endoskopiyle rezeke edilen neoplastik bir lezyo-nun patolojisinde submukozal invazyon varsa ay-rıca kolon rezeksiyonu da düüünülmelidir. Eùer lenfatik/venöz invazyon, rezeksiyon sınırında masif kanser invazyonu varsa, karsinoma kötü differen-siye yada undifferendifferen-siye ise metastaz riski nispeten yüksektir. Eùer submukozal invazyon üüphesi var-sa endoskopik mukozektomiden kaçınılmalıdır. Gerçekten, lezyonun endoskopik morfolojisi sub-mukozal invazyon riski hakkında tahminde bulun-mamızı saùlar. Polipoid lezyonlar çok sıklıkla sm, sm2ve nadiren sm3olabilirlerken nonpolipoid lez-yonlar sıklıkla sm2veya sm3olurlar

e) De novo karsinoma (DnC): Residü adenoması olmayan küçük bir karsinomadır, normal kriptler-den kaynaklandıùına inanılır

f) Lenfomatöz polipozis: Sentrositlere benzeyen lenfoma hücrelerinin hücrelerin oluüturduùu lez-yonlardır.

III) KARS‹NOGENEZDE D‹SPLAZ‹ VE

H‹STOLOJ‹K DE⁄‹fi‹MLER

Displazi ve adenoma terminolojisinde batı ve do-ùulu patologlar arasında farklılıklar vardır; batıda, protrüze non invazif neoplastik lezyonlar adenoma yonda birlikte olmaları, adenomaların kanser olan

kolonda artmıü oranda bulunması, zamanla artmıü atipi derecesi ve invazif kanserin birlikte artması, deney hayvanlarında adenoma ve karsinomala-rın üretilmesi, adenomalakarsinomala-rın çıkarılmasıyla karsi-nomaların %85 oranda azaltılması, direkt geçiüin belirgin olması, kromozomal yapılarının ve antije-nik yapılarının benzerliùi, benign adenomanın DNA kapsamının adenoma ve karsinoma arasın-da bir yerde olması, adenoma ve karsinomalar arasında benzer onkojenlerin ve benzer enzim ya-pıların olması. Desteklemeyen bulgular: aynı çalıü-malarda adenoma ve karsinomaların farklı lokali-zasyonlarda bulunması, polipi olan ve olmayan hastalarda kanser geliüme oranın aynı olması, kü-çük karsinomalarda adenoma sahalarını göster-mede yetersiz kalınması, adenomalarda karsino-maları gösterememektir.

II) De novo kanser geliüim teorisi: Bu teori daha önce adenomu olmayanlarda geliüen CRC’ leri açıklamak için ortaya atılmıütır (3) (M. Webster; baülangıçtan). Polipoid ve nonpolipoid lezyonlar-da APC ve p53 gen mutasyonları benzer sıklıkta ol-malarına raùmen nonpolipoid erken Ca’da K-ras mutasyonları daha azdır. Nonpolipoid erken non-depresse kanserlerin >%50’sinin temelinde residüel adenom varken, erken deprese Ca’da adenoma-töz komponent yoktur. Bir baüka çalıümada de no-vo kanserlerin CRC’in %40’ını oluüturduùu gösteril-miütir (3). Kudo, kolorektal karsinogenez de nonpo-lipoid öncülerle ilgili olarak farklı bir yol varlıùını benimsemiütir ki; bu yol de novo olarak isimlendi-rilir (3). Japonya da, 985’de Muto ve ark.ları flat veya deprese adenoma kavramından bahsetmiü-lerdir. Kolorektal adenomaların boyu proliferas-yon ve apopitozis arasındaki dengeyle belirlenir (7). Deprese adenomalarda aüırı apopitoza baùlı olarak polip az büyür. Deprese adenomalar da tü-büler yapı örneùi daha belirgindir. Önceleri, bu lezyonların Japonlara özgü olduùu düüünülmüü, daha sonra baüka ülkelerde de olduùu gösterilmiü-tir. úngiltere de yapılan bir prospektif çalıümada adenomaların %36’sının nonpolipoid olduùu, bun-larda Ca ve high-grade displazi oranlarının; küçük nonpolipoid lezyonlarda %4, küçük protruze polip-lerde %6, büyük polippolip-lerde % 6, büyük nonpolipo-id lezyonlarda %29, non-polipononpolipo-id deprese lezyon-larda %75 olduùu gösterilmiütir (8). Bu çalıüma Ku-do’nun deprese olan poliplerin nadir bulunmalar ı-na raùmen çok agressif oldukları hakkındaki dü-üüncesini desteklemektedir.

(3)

olarak, flat ve depressif non invasif neoplastik lez-yonlar displazi olarak kabul edilirken Japonya da her iki lezyonda adenoma olarak adlandırılır ve tarif edilirken deprese, flat yada uzantılı (protruze) olarak tanımlanır. Son yıllarda polipoid ve nonpo-lipoid adenoma terimleri kullanmaktadır; sesil ve saplı tipleri içerenler polipoid adenomalardır, flat ve deprese displazi alanları ihtiva eden hafifçe protrüzyon yapan polipler ise nonpolipoid adeno-malardır (2).

Kolorektal adenomlarda epitelyal displaziyi ta-nımlamak için üu kriterler kullanılmaktadır; A) Low-grade displazi (LGD): Düzenli tubülleri, kriptleri ve villüsları olan, iù veya sigara üeklinde uzamıü hiperkromatik çekirdekli hücrelerle çevre-lenmiü ve düzenli çekirdek zarı olan yapılardır. Hi-perkromatik pleomorfik çekirdek tabakalaüma ya-par ve hiçbir zaman epitelin /2 alt yarısına uzan-maz.

B) High-grade displazi (HGD): LGD’de anlatılan özelliklere ilaveten tabaka yapmıü çok üekilli ve hi-perkromatik çekirdek epitelin üst tabakasından lü-mene uzanım gösterir, deùiüiklikler en az 3 tübül yada kript de gösterilmelidir.

Muto tarafından adenomalar histolojik üekillenme-lerine göre; tübüler, villöz ve tubulovillöz (miks) adenomalar olarak sınıflandırıldı (0). Serrated adenoma ve mikro tübüler adenomalar sonraları bu sınıflamaya katılmıütır.

a) Tübüler adenomalar:• 80%’de displastik tübü-ler deùiüiklikler vardır.

b) Villöz adenomalar: • 80%’de displastik villöz yaprak üeklinde deùiüiklikler vardır. Proliferasyon displastik bezin üst kısmında oluüur ve MIB belirte-çiyle gösterilebilir ().

c) Tübülovillöz adenomalar: villöz displastik de ùi-üiklik >%20 ve <%80’dır.

d) Serrated adenomalar: nadir lezyonlardır (2, 3, 2) (%0.5-0.6). Klinik, lokalizasyon, cins ve yaü da-ùılımları diùer polipler gibidir, boyları 0.2-7.5 cm. arasındadır, % 66’sı dimünitiftir, protruze yada düz (flat) olabilirler. Küçük protrüze olan serrated ade-nomalar hiperplastik poliplere, büyükleriyse villöz adenomalara benzer (2). Ayrıca serrated adeno-matöz polipozis de tarif edilmiütir. únvasif kansere ilerlemesi nedeniyle dikkat çekmiülerdir (3). Serra-ted adenomalar testere diüi görüntüsüdeki bezler-den oluüur ve low-power incelemede hiperplastik poliplere benzer, high-power’da ise bir çok

adeno-malardan daha fazla mukus, hiperplastik polipler-den daha az olgun hücreler içerdikleri fark edilir. Baülangıçta sadece alt tabakalardaki hücreler displastiktir. Villöz ve tübüler adenomaların tersine proliferasyon /2 alt tabakada olur. Her /4 vaka geleneksel adenomalarla karıüır. únflamatuar ve hiperplastik poliplerin aksine subepitelyal kolla-gen katı kalınlaümamıütır (2). p53 gen mutasyonu karakteristik genetik deùiüikliktir. Yasiro ve ark.’ları serrated adenomalarda farklı olarak 8. kromo-zomda heterozigotite kaybını göstermiütir (4). Bun-larda de novo yolla kanser geliüir.

e) Mikro tübüler adenomalar: Bunlar displastik epitelin yüzük üeklindeki mikrotubuler bezlerinden kaynaklanırlar, bu protruze adenomaların villöz adenomalardan ayrımı zordur (5).

PROGNOZ

CRC’de prognoz, patoloji, klinik, laboratuar ve has-taya ait faktörlere baùlıdır; penetrasyonun derinli-ùi, rejyonal lenf nod sayısı, tümörün histoloji ve farklılaüma derecesi, venöz, lenfatik, perinöral in-vazyon derecesi, tümörün boyu, morfolojisi ve DNA kapsamıyla iliükili olduùu kadar hastada ka-nama, tıkanma, perforasyon gibi komplikasyonla-rın varlıùı, hastanın yaüı, tümör lokalizasyonu, pre-operatif CEA seviyesi, uzak metastazların varlıùı da önemli faktörlerdendir.

POL‹PLER

Polip terimi, Yunanca da bir sapla mukozaya ba ù-lı, lümene doùru uzantılı olan lezyonu belirtmek için kullanılmaktadır. Polipler hakkında yeterli bil-gi sahibi olmak, tip ve özelliklerini iyi bilmek, han-gilerinin neoplastik olduklarını anlayabilmek CRC’i geliümeden tedavi edebilmek için gereklidir.

KOLOREKTAL POL‹PLER‹N

SINIFLAMASI

I) KLúNúK SINIFLAMA; úkiye ayrılırlar;

a) Sporadik: çevresel faktörlerle geliüirler ve yaülı-larda sık görülürler.

b) Herediter: ailevidir, erken yaülarda ortaya çı-karlar. Bunlarda neoplastik ve non-neoplastik ola-rak gruplara ayrılırlar (2) (Tablo ).

II) ENDOSKOPúK SINIFLAMA;

) Lümene uzantılı (polipoid yada eksofitik); sesil veya saplı olabilirler

(4)

C) Tip III: 2 alt tipi vardır;

a) Tip IIIL örneùinde [L: long] pitler uzamıütır, ge-nellikle tübüler adenomalar bu gruptadır.

b)Tip IIIS örneùinde [S: small] pitler sıkıca dizilmiü ve normalden kısadırlar. Nonpolipoid neoplastik high-grade ve low-grade lezyonlar Tip IIIL yada Tip IV tiptedir. Kriptalar uzamıü yada serebriform (beyin girusları) görüntü verirler. Eùer Tip IIIS var-sa, (pitler küçük, sıkı, düzensiz ve uzamıü) bu du-rum nonpolipoid deprese kansere gidiüi gösterir. D)Tip IV: poliplerde dallanmıü pitler vardır E)Tip V: 2 tiptir:

a) TipVir; düzensiz (:irregüler)

b) TipVns: yapısız (:non-structural) kaba ve ülserli yüzeyi olan pitlerden yoksun tiptir Tip Vir: kanserli nonpolipoid neoplastik lezyonlarda görülür; pitler düzensizüekil ve büyüklüktedir. Tip Vns’de ülserin varlıùı veya pit açılıüı olmayan sahaların olması mukozaya invazyonun varlıùını ima eder. Adeno-matöz ve non adenoAdeno-matöz poliplerin sıklıkları Tablo 2’de gösterilmiütir.

Kudo ve ark.ları 2.04 kolorektal polipin histolojik neticeleriyle pit pattern tiplerini karüılaütırmıütır (Tablo 3). Pit pattern tipleriyle submukozal invazif neoplazi sıklıùı arasındaki iliüki Tablo 3’de gösteril-miütir (8,9). Pit pattern tipleriyle histolojik netice-ler büyük oranda doùrulukla tahmin edilebilmek-tedir. Adenomatöz ve non adenomatöz polipleri-2) Uzantısız (noneksofitik, flat) olabilirler: Düz

olanlar mukoza seviyelerine göre; a) hafifçe yüksek,

b) düz,

c) hafifçe çökük olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Yasusho ve ark.’ları 997’de 5 endoskopik tanı konmuü CRC’ler üzerinde çalıümıü ve "flat eleva-ted" tip CRC’ de kenarlardaki düzensizliùin malign potansiyel iüareti olduùunu göstermiülerdir (6). Ja-ponya da 997’de Takeshi deprese tip CRC’ de kü-çük deprese alanların morfometrilerinin de kanser-le iliükili olduklarını göstermiülerdir (7).

III) P‹T PATTERN T‹PLER‹NE GÖRE

SINIFLANDIRMA

Kolon yüzey mukozası scanning elektron veya ste-reo mikroskopla incelendiùinde her biri 5-6 hücre-den ibaret, düzenli daùılım gösteren liberkhün kriptlerinin barsak lümenine açılıü görüntüleri izle-nir. Bunlara pit pattern denilir. Normal ve anormal lezyonların kendine özgü tipik pit görünümleri var-dır (2, 3), 5 tip pit patterni vardır;

A) Tip I: normal kolon mukozasını gösteren düzen-li dizidüzen-lim ve büyüklükte olan yuvarlak pitlerle ka-rakterizedir

B) Tip II: bu tipte yıldız yada sovan üeklinde, nor-malden büyük, düzenli dizilmiü pitler vardır, hi-perplastik polipler bu tiptedir

Sporadik Polipler

Herediter Polipler ve Polipozis

Non-neoplastik Neoplastik Non-neoplastik Polipozis Neoplastik Polipler Neoplastik Polipozis Hiperplastik (Metaplastik)* únflamatuar Jüvenil Lenfoid Cronkhite-Canada Syndr. Adenoma* DALM* Serrated Adenomalar Hiperplastik Polipozis © Jüvenil Polipozis © Peutz-Jeghers synrome © Ruvalcaba-Myhre-Smith Syndr. Cowden Hastalıùı Devon Family Syndr.

HNPCC*

FAP* ve varyantları (Gardner Send., Turcot Send.,Oldfield Send., Zanca Send.)

Flat Adenoma Sendromu. Tablo. Poliplerin Klinik ve Histolojik Sınıflaması (2).

DALM: dysplasia associated lesions or mass, HHPCC: Herediter nonneopolipozis kolorektal kanser, FAP: familial adenomatozis polipozis (Gardner sendromu dahil)

*: Bu polipler lümene (protruze) uzanım yapan ve yapmayan özellikler taüıyabilir.

(5)

nin deùiüik otörler tarafından çalıüılan sensitivite, spesifite, negatif ve pozitif prediktif deùerler ve doùruluk deùerleri Tablo 3’de ayrıca gösterilmiütir. Mukozanın derinliklerinde olan deùiüiklikler yüze-ye yansır, ayrıca bir çok neoplastik lezyonda proli-ferasyon alttan yüzeye doùru ilerler. Lezyon serra-ted adenomalar veya úBD’le birlikte IEN’de olduùu gibi sadece mukozanın derinliklerine sınırlandırıl-mıü kalabilir.

Pit pattern çalıümasında uzmanlaümak patolog ve endoskopist arasındaki sıkı iliükiye baùlıdır. údeali endoskopik mukozal rezeksiyon yapıp laboratuara gönderilmeli, patologla birlikte yeniden boyamalı ve kesitlere ayıran mikroskopta incelenmeli ve fo-toùrafları çekilmelidir. Sonra histolojik kesitler pato-logla birlikte incelenerek bu mikroskobik görüntü-ler video endoskopi ve dissekan mikroskopi görün-tüleriyle karüılaütırılmalıdır. Bu yolla hem endosko-pistler hemde patologlar mukozal kript patterninin histolojisinin tahmininde alıükanlık kazanırlar. High-resolution fiberoskopun kromoendoskopi ve magnifikasyonla birlikte kullanımı CRC’in erken-den saptanma oranı oldukça yükseltir (20,2). Vir-tual kolonoskopinin CT veya MRI’ la birlikte kulla-nımıyla sadece >cm polipoid neoplazi saptana-bilmektedir (22).

H‹GH RESOLUT‹ON ENDOSKOPLAR

Bunlarda konvansiyonel olanlara göre daha fazla piksel (bir görüntünün videoya aktarılabilen en küçük elementi) ile sahanın daha geniü ve derinle-mesine görünmesini saùlayan optik sistemler var-dır. Normal endoskoplar 0-7 μ çapında objeleri fark edebilirken, high resolution da 25-65 μ çap-taki objeler fark edilebilir. Magnifikasyon bir imajı büyütürken, high resolution detaylı gözlem kabili-yetini arttırır ve bu fonksiyonu yüksek piksel dansi-teli çiplerle (CCD: charged–coupled devices) ya-par. Klasik endoskoplarda 00.000-200.000 piksel dansiteli CCD’ler varken high resolution’ da 850.000 piksel dansiteli CCD’ler kullanılmaktadır (23). Hem high resolution hem de magnifikasyonlu endoskoplar kromoendoskopiyle birlikte kullan ıl-mak için tasarlanmıülardır (24). High resolution en-doskoplarla yapılan çok merkezli çalıümada ade-nomatöz ve nonadeade-nomatöz poliplerin ayırıcı tanı-sında histolojiyle oldukça uygun neticeler bulun-muütur (53,25). Atlanta da, 200’de yapılan DDW toplantısında flat lezyon olarak saptanan lezyonla-rın aslında çoùu deprese lezyonlar olduùu ve tanı-ları için high-resolution endoskoplar gerekmediùi fikri ortaya çıkmıütır (26). Araütırmacı George et all (33) R.Keisselich (34) Allan P. Weston (45) D.Külling et al (25) Adenomatöz P.+ Ca %

Mikst* Adenomatöz Kanser %5 - %24 %4,2 %4.9 %40,7 -- %69,7 -Yıl 994 200 994 200 Hasta (n) 4 52 753 494 Polip (n) 89 283 964 68 Non adenomatöz P. % Hiperplastik Normal/Lenfoid Polip Agregat %67 %24 %5 %20,8 %37,2 %7,9 %28,2 %2,

Tablo 2. Adenomatöz ve Nonadenomatoz Polip Oranları

*: Mikst tip polipler adenomatöz yapı taüıdıklarından bu grup içine katılmıülardır.

Pit Pattern Tipi Hiperplastik Polip Adenoma Karsinoma Neoplastik Lezyonlar Submukozal Kanser Tip II % 69.4 %30.5 -222 0 Tip IIIL % 92.7 %4.2 8594 0 Tip IIIS %86.3 %2.7 282  Tip IV %74.9 %22.4 99 73 Tip V irregüler %39.2 %60.9 266 56 Tip V non-struktürel %6.7 % 93.3 95 28 HúSTOLJú SUBMUKOZAL úNVAZYON

(6)

MAGNúFúKASYONUN FAYDALARI:

- Pit pattern sınıflamasında, histolojiyle ilgili ola-rak prediktif deùeri klasik kolonoskopiden çok yük-sek ve gerçek biyopsi deùerine yakındır. Tanaka ve ark.’larının yaptıkları çalıümada, büyük pit pat-ternli lezyonlarda (Tip II, Tip IIIL ve Tip IV) magnifi-kasyonsuz kromoendoskopinin yeterli olduùu, kü-çük ve irregüler pit patternleri olan lezyonlardaysa güvenilir olmadıùı bildirilmiütir (22).

2- Tedavi metodu seçiminde yardımcıdır (20). 3- Atipik kript fokuslarını saptayabilir, bu küçük de-fektler deùiüim potansiyelleri belli olmadıùından takip edilmelidir. Magnifikasyon mukozektomi en-dikasyonuna çok yardımcıyken malignite potansi-yeli olan küçük, deprese lezyonların analizine kıs-men yardımcıdır. Magnifikasyonun lezyonun deri-ne yayılımı hakkında prediktif deùeri vardır; eùer lezyonun periferinde nonstrüktürel pit patterni var-sa burada yaygın submukozal invazyon riski var-dır ve hastaya cerrahi tedavi tavsiye edilmektedir (22).

IV) H‹STOLOJ‹K SINIFLANDIRMA

(Tablo)

I) SPORADúK POLúPLER: A) Non neoplastik olanlar:

) hiperplastik polipler (Metaplastik): Bunlar birer mukozal hiperplazi odaklarıdır. Lieberkühn kriptle-rı yaprak üeklinde çentiklenerek testere diüi görün-tüsü alır. Kolumnar hücrelerin aralarında büyük goblet hücreleri vardır. Kriptlerin tabanı küçük yu-varlak çekirdekli düzenli hücrelerle sıralanmıütır (2).

2) inflamatuar polipler: devam eden veya düzle-mekte olan inflamasyon odaklarıdır, rejenerasyon yada granulasyon dokusu gösterirler, tek veya multipl olabilirler (2).

3) jüvenil polipler: hamartomatoz tabiattadırlar, genellikle <4 yaü görülürler. Non familial tiplerde 3 taneye kadar polip oluüabilir, boyları 3 cm.ye kadar çıkar ve saplıdır. Hafif kırmızı, erode ve frajil yüzeyleri vardır. Kesit yüzeylerinde mukusla dolu vakoller vardır (2).

4) lenfoid polipler: lenfoid hiperplaziden meydana gelirler. Submukozada kolayca fark edilen, germi-nal merkezleri olan lenfatik agregatlar vardır, poli-pi kaplayan kolorektal mukoza normaldir (2).

MAGN‹F‹KASYON

Magnifikasyonda görüntü 50-70 kat arttırılmıütır. Zoom iülemi endoskoptaki bir düùme yada ayak pedal ile devreye sokulur (22). Kromoendoskopiy-le birlikte yapılır; neoplastik polipKromoendoskopiy-leri non neoplas-tiklerden, Ca’yı displaziden ayırmada gerçek histo-loji yerine geçmiütir. úülemde önce kolonoskopik deùerlendirme yapılır sonra saptanan lezyon de-ùerlendirilir. Sonra edinilen imaja göre ya muko-zektomi yapılır yada cerrahi rezeksiyonu kararı ve-rilirse biyopsiler alınarak çıkılır. Japonya da S.Ku-do’nun liderliùinde magnifikasyonla yapılan çalıü-maları diùer çalıümalar desteklenmiütir (22, 27). S. Kato ve ark.’ları tarafından, Japonya ve úngiltere de993-998 döneminde, magnifying kolonosko-pisiyle indigo karmin (%0.2) kromoendoskopisi 4445 hastayla yapılan retrospektif çalıümada non-neoplastik lezyonların tanıdaki doùruluùu %75, adenomatöz polipler için %94, invazif karsinoma-lar için %85 okarsinoma-larak bulunmuütur (50).

MAGN‹F‹KASYONSUZ

KROMOENDOS-KOP‹N‹N FAYDASI VARMIDIR?

Eùer high-resolution indigo karmin kromoendosko-pisi rutin kullanılırsa saptanan kolorektal lezyonlu sayısı artar ve bu lezyonların çoùunun nonpolipo-id ve non neoplastik oldukları görülmüütür. Kromo-endoskopinin yaygınlaüması mukozektomi ve bi-yopsi gibi iülem sayısını ayrıca arttırmakta bu da beraberinde maliyet ve komplikasyon artıüı soru-nunu getirmektedir. Eùer hasta risk grubu dıüın-daysa, normal mukozalı kiüide büyük bir segmen-te kromoendoskopi yapılması pratik olarak fayda-sızdır çünkü saptanan küçük lezyonların çoùu hi-perplastik poliplerdir (22). Kromoendoskopi üüphe-li görünen bir kolon sahasının sınırlı segmentlerin-de ve kanser riski yüksek olan hastalarda faydal ı-dır. Pit patternlerin magnifikasyonsuz deùerlendi-rilmesi elbette ki magnifikasyonlu çalıümalarla kı-yaslanamaz. Yinede, sık rastlanan nonneoplastik Tip I ve II’ler yeterli güvenirlikte tanınabilmektedir, ne displazili bir adenoma nede karsinomatöz lez-yonlar bu grup içinde yanlıülıkla konamaz. Bjorn Lembechan’ın úngiltere de yaptıùı 500 hastalık ça-lıümada hiperplastik polipleri adenomatöz polip-lerden ayırt etmede indigo karmin kromoendosko-pi metoduyla standart ve magnifikasyonlu kolo-noskopilerle elde edilen neticeler karüılaütırılmıü ve farklılık olmadıùı bildirilmiütir. Bu çalıümada invasif kanserin tanısı ve adenomatöz polipin high veya low grade ayırımında magnifikasyon kolonoskopi-sinin faydalı olduùu belirtilmiütir (28).

(7)

B) Neoplastik olanlar; kolorektal neoplastik polip-lerde histolojik tanı baülıca displazi (adenoma) ve penetrasyon derecesine (karsinoma) baùlıdır. Po-liplerin histolojik yapısal biçimleri [tübüler, villöz yada serrated] ise malignite riskini belirler. Villöz yapı, büyük olması ve high-grade displazi varlıùı malign potansiyeli oldukça arttırır. Küçük poliple-rin az bir kısmı invasiv karsinomaya doùru ilerler. Neoplastik polipler aynı zamanda endokrin hücre-lerin proliferasyonu (karsinoidler) veya baüka yer-lerdeki tümorlerin metastatik implantasyonu sonu-cunda geliüirler (2).

II) HEREDúTER POLúPLER VE POLúPOZúSLER: Heredi-ter non-neoplastik ve neoplastik poliplerin karak-terleri, sporadik poliplerinkiyle benzerdir (2). A) Non-neoplastik polipler:

) Familial hamartamatöz polipozis (Peutz-Jeg-hers Sendromu, PJS):

STK geniyle ilgili otozomal dominant bir hastalık-tır (2). Polipler sesil yada saplı, lobullü, bazen ero-de, hemorajik yüzeyli, 5-50 mm. boyutlarında ve yuvarlaktır, sayıları 3 ve >00 olabilir. únce barsak, nadiren mide ve kolonda lokalizedirler. Mikroskop-la hamartomaMikroskop-lar oMikroskop-larak (dispMikroskop-lastik olmayan, uza-mıü kolonik bezleri çevreleyen dallanmıü muskula-ris mukoza ile karakterize) görülürler. úntestinal ve extraintestinal Ca’ların geliüim riski artmıütır. 2) Jüvenil polipozis (JP): tüm gastrointestinal sis-temde 5 veya daha fazla jüvenil polip vardır, ma-lignite riski taüırlar (2). Otozomal dominant geçiüli-dir. Kromozom 8q’da lokalize SMAD4/DPC4 genin-de (tümör supressor gen) mutasyon ve allel kaybı söz konusudur. Nonneoplastik histoloji Ca geli üme-yeceùini göstermez.

B) Herediter neoplastik polipler: Herediter Nonpo-lipozis Kolon Kanser (HNPCC): Bu hastalarda nor-male göre 4 misli adenoma geliüme riski vardır. úki tipe (Lynch I ve Lynch II aile tipi) ve eùer Moir-Tor-re sendromu da dahil edilirse üç tipe ayrılırlar. Lynch I tipi; erken yaüta baülar, otozomal domi-nant kalıtsaldır, saù kolonda sıktır ve multipl CRC ’ler geliüir. Lynch kanseri Tip II’ de ayrıca extrain-testinal Ca ’lar da vardır. Moir-Torre sendromunda sayılanlara ilaveten (Tip I+Tip II) sebase adenoma-lar, izole veya multipl keratoakantomalar ve diùer deri lezyonları (benign keratozlar, squamoz cell Ca’ lar, bazal cell Ca’ lar, kist ve fibromlar) vardır (2). Erken yaüta CRC geliüimi söz konusudur. Mul-tipl primer senkron ve metakron kanserler geli üebi-lir.Amsterdam Kriterleriyle HNPCC’nin tanı kriterle-ri belirlenmiütir;

- Ailenin •3 bireyinde CRC olması

2- Bu 3 kiüiden birinin diùer 2 kiüinin . derecede akrabası olması

3- Ard arda 2 nesilde görülmüü olması

4- En az  aile ferdinde <50 yaü CRC geliümesi 5- Patolojik incelemeyle CRC tanısının konmuü ol-ması gereklidir. Germline mutasyonları hastalıùa yansır. ûimdiye kadar HNPCC ailelerinde 5 farklı DNA mismatch repair geninin mutasyona u ùradı-ùı gözlenmiütir, bunlar; MSH2, MSH6, MLH, PMS ve PMS2’dir. Tümör oluüumu sırasında ilgili mis-match repair geninin wild tip allelinin inaktive edildiùi, bu yüzden mutasyonun artarak tümör ilerlemesinin hızlandıùı ileri sürülmüütür. Patoge-nezde sadece DNA mismatch repair genlerinin de-ùil edinsel genetik deùiüikliklerinde rol oynadıùı düüünülmektedir.

C) NEOPLASTúK POLúPOZúS: Histolojik karakterler sporadik neoplastik poliplerle aynıdır.

) Familial Adenomatöz Polipozis (FAP): FAP, 5. kromozomun uzun kolunda lokalize adenomatöz polipozis koli (APC) geninin kalıtsal mutasyonuyla geçen otozomal dominant bir hastalıktır. Hastalar-da00-5000 arası polip (tübüler, villöz, tubulovillöz adenoma) geliüir. Zamanla poliplerin sayıları ar-tar, boyları büyür ve bunlar 30-50 yaütan sonra semptom vermeye baülarlar. Senkron olarak özel-likle papilla vateri çevresi, gastrik antrumda ve duodenumda adenomalar sıklıkla oluüur. Midede FAP’ın tipik lezyonu gastrik fundik bez polipleridir. Hastalarda extrakolonik ektodermal, mezodermal ve endodermal (epidermoid kistler, sebase kistler, subkutan fibromalar, desmoidler, çene, kafatası ve uzun kemiklerin osteomaları, retina pigment epitelinin hipertrofisi) tutulumlar söz konusudur. Yüzden az polipi olan hastalar APC’nin zayıf tipi (:attenue) olarak kabul edilir. Hastaların yaklaüık /3’ünde aile hikayesi yoktur bu da; APC gen mu-tasyonlarının FAP’ benzer sendromlar yaptıùını ima eder (2).

2) Herediter flat adenoma sendromu (HFAS): mul-tipl (”00), ufak, non-protrude, sıklıkla saù kolon (genellikle tübüler adenoma) polipleri vardır. únce barsakta extrakolonik adenoma ve karsinomalar ve/veya midede fundik gland polipleri vardır. HFAS’nın FAP’nin fenotipik ekspresyonu olduùu ima edilir, APC geniyle aynı lokustadır.

(8)

maktadır (35). Temizliùi takiben kolonoskopi iülemi uygulanır ve bitirilir, kolonoskop geri çekilirken ge-nellikle ya görülen lezyon yada kolonun bir seg-menti veya tüm kolon boyanır. Bunun için görülen lezyon ve çevresi suyla iyice yıkandıktan sonra lezyon üzerine ERCP kateteriyle boya maddesi di-rekt olarak sıkılır (en çok kullanılanı: % 0,2 indigo karmin, 20-200 ml.) ve lezyon çok kısa sürede bo-yayı tutar. Daha sonra lezyonun deùerlendirme iü-lemi yapılır. Boya mukoza üzerinde bir film taba-kası oluüturarak kontrast verir ve normal inceleme-de fark edilemeyen lezyonlar belirginleüir. Boya 8-0 dk. içinde kurur. úndrekt metotta boyama iülemi oral indigo karmin (00 mg. kapsül) tüm kolon mu-kozasını boyanarak saùlanabilir (35).

MUKOZA VE POL‹PLER‹N

KROMOENDOSKOP‹K GÖRÜNTÜLER‹

Kolon mukozasının yüzeyi granüler görünüm ve sayısız sulkuslarla belirgindir, radyolojik ve endos-kopik olarak bunlara "colonic areas" denilir. Bu alanlarda Lieberkühn kriptlerinin varlıùını göste-ren sayısız çukurcuklar vardır; bunlar (pit) düzenli olarak yuvarlak yada oval dizilimde bulunurlar. Her bir çukurcuk 40-50 μm. çaptadır. Yaklaüık 40-60 çukurcuk bir colonic area oluüturmaktadır. úndi-go karmin yada metilen blue gibi mavi bir boya mukoza yüzeyine uygulandıùında "colonic are-alar" oluklar halinde gözlenir. Normal kolon muko-zasının iù üekil, oval üekil vs. gibi birkaç deùiüik gö-rünümü vardır. Polipler görüntülerine göre sirküler, tübüler, sulkus ve irregüler olmak üzere 4’e ayrılır. Metaplastik polipler sirküler tipe aittir, adenomatöz polipler sirküler, tübüler yada sulkus tiplerinde ol-dukça düzenli dizilim üeklinde olabilirler. Bütün ilerlemiü kanserlerde düzensiz (irregüler) pit mode-li vardır. Hemen bütün erken kanserler irregüler tiptedir. Yinede bazıları benign adenomalarda ol-duùu gibi sulkus yada tübüler dizilim gösterebilir (35).

KOLONOSKOP‹DE KULLANILAN BOYA

ÇEfi‹TLER‹

Kullanılan boyalar mukozayla olan iliükisine göre sınıflandırılırlar (30);

- Absortif boyalar: membrandan diffüzyonla hüc-re içine gihüc-rerler.

2- Reaktif boyalar: kolon epiteliyle kimyasal reak-siyona girerek karakteristik renk deùiüiklikleri orta-ya çıkarırlar, bunların prototipi Kongo Red boyası-dır ve mide asidiyle kırmızı renk açıùa çıkar.

KROMOENDOSKOP‹

Kromoendoskopi, mukozayı daha iyi görmek ve mukozal bölgeyi bir iüaretlemek (tato) için farklı pigmentlerin kullanıldıùı bir iülemdir (29, 30, 3, 32). Bu iülemle hastalıklı sahalar kolayca saptana-rak normal gözle görülemeyen lezyonlar görülebi-lir hale gegörülebi-lir (33). úülem biyopsilerin nereden alına-caùına yol gösterdiùi gibi pit pattern tip deùerlen-dirmesiyle histolojik tanıların konmasına yardımcı olarak tedavi kararları (mukozektomi, polipektomi, rezeksiyon) verilmesini kolaylaümaktadır. Kontrast boyaların yardımıyla adenomatöz ve nonadeno-matöz poliplerin ayrımı yapılabilmekte, adenoma-töz olanlar rezeke edilirken non adenomaadenoma-töz olan-lar komplikasyonsuzsa (kanama, tıkanma gibi) do-kunulmamakta böylece gereksiz masraf ve zaman kaybı ile komplikasyonlar önlenebilmektedir (30). Bugün için kolon polipleri ve neoplazmalarının saptanması ile kolit gibi hastalıklarda kolon muko-zasının deùerlendirilmesi, kromoendoskopinin en iyi bilinen iki kullanım sahasıdır (30). Endoskopiyle kanser (-) bulunan hastalara gerçekten yoktur di-yebilmek için hiçbir "erken neoplazinin" olmaması gereklidir. Negatif çıkan kolonoskopik inceleme-den-3 yıl sonra ortaya çıkan Ca’lar gözden kaç-mıü" manasına gelmektedir. High resolution’lu en-doskopiyle çoùu flat lezyonların eskiye oranla da-ha fazla yakalanacaùı beklenmektedir (8). Kromoendoskopi ilk nesil endoskoplardan beri uy-gulanmaktadır. Endoskopinin ilk günlerinde pep-tik ülserlerin iyileümesi için kullanılmıüsa da sonra-ları erken sindirim sistemi Ca’sonra-larının tanısında kul-lanılmaya baülamıütır. 966’da Yamakawa ve ark.ları gastrik mukoza üzerine mavi boya solüsyo-nu sıkarak area gastricea gibi yapıları göstermiütir. 972’de úda ve ark.ları gastrik mukusu ortadan kal-dıran yeni iülemleri bildirmiülerdir. Japonya da son 30 yıldır gastrointestinal kanserlerin erken dönem tanısında öncelik verilmeye baülanmıütır. Bu ne-denle Japonya da çabukça benimsenen kromo-endoskopinin kullanımı batı toplumlarında uzun zaman almıütır ve halen sık olarak kullanılmamak-tadır (22, 34).

KROMOENDOSKOP‹ TEKN‹⁄‹

Kromoendoskopiye baülamadan önce iyi bir bar-sak temizliùi gereklidir yoksa iülem faydasız olabi-lir. Temizlik için bir kaç çeüit hipertonik oral solüs-yon (polietilen glikol, mannitol, sodyum fosfat vs) kullanılmaktadır, hemen hemen hepsinin etkinliùi aynıdır. Bunlardan sadece polietilen glikolun yük-sek volümü yaülı hastaların tolerasyonunu

(9)

zorla-3- kontrast boyalar: emilmez ve reaksiyona gir-mezler, mukozal yükseklik ve çöküntüler arasında daùılarak bölgenin topografisinin daha iyi belir-ginleümesine sebep olurlar. úndigo karmin bu gru-ba örnektir.

Bazı boyalar ve özellikleri üunlardır;

KRúSTAL VúOLET (Gentian Violet): Mukozada nok-ta veya çukurcuklar üeklinde görüntü veren boya-dır. Histolojiye baùlı olarak kriptlerin daùılım ve büyüklükleri deùiüir, bu boyama eùer tanı kesinli-ùi tedavi dekesinli-ùiüiklikesinli-ùi yapacaksa uygulanmalıdır. Mesela küçük yuvarlak çukurcukların ayırıcı tanı-sı adenomalarla erken invasif Ca’lar da oldukça zordur.úülemden önce mukoza iyice suyla yıkana-rak mukus materyal temizlenmelidir. Bunun için bazen Proteinase gerekebilir. Nontravmatik kate-terle birkaç damla %0.5 lik kristal violet damlatılır ve birkaç dk. sonra lezyon iyice deùerlendirilir (33).

úNDúA úNK: Karbon partiküllerinin koloidal süspan-siyonudur. Mukozanın tato iülemi india inkle yapı-lır, özefagus, mide, ince ve kalın barsakta uygula-nabilir (8, 36). úndia ink, /0 oranda tuzlu suyla hazırlanır, kullanılmadan önce steril edilmelidir. Otoklavlanmıü solüsyonlar devamlı steril kalır. Ta-tulama mukoza altında bleb yapma ile oluüturu-lur; bir skleroterapi iùnesi mukozaya oblik olarak yerleütirilir, iùneyi yavaüça çekerken submukozal mavi renkli deùiüiklik izlenene kadar 0.-0.3 ml. kadar boya injekte edilir (8). Lezyonun proksimal ve distaline veya dört kadranına yapılan tato da-ha sonraki iülemler için veya intraoperatif sapta-mada kullanılır. úndia ink tatosu 5 yıldan fazla ka-labilir (36).

METúLEN BLUE: únce barsak ve kolonun absortif epitel sitoplazmasına diffüze olabilen mavi boya-dır. Non-absortif özefagus ve mide mukozasının bo-yanması intestinal metaplaziyi gösterir. Duode-numda boyanma yokluùu gastrik metaplazinin iüaretçisidir. Yani özefagus, mide ve duodenumda metaplastik epitelin varlıùını saptar (29). Bu boya-nın hücre tarafından alınması için epitel yüzeyiyle teması gereklidir, önce mukusun ortadan kaldırıl-ması lazımdır. Mukus disülfid köprüleri içeren kompleks bir glikoproteindir. N-asetil sistein’de bu-lunan (Mucomyst) serbest sulfidril grupları bu köp-rüleri parçalar. Kateterle 20 ml. kadar Mucomyst verildikten sonra birkaç dakika beklenir, sonra 20 ml. %0,5 Metilen Blue verilir. Boyanma hemen olur ve5-20 dakika bazen bir gün içinde solar (29). Bo-ya idrarda geçici mavi yeüil renk deùiüikliùi Bo-yapar,

aynı deùiüiklik gaitada da olur. Bu üekilde kullanıl-dıùında metilen blue ve mukomistin toksisitesi gö-rülmemiütir.

úNDúGO KARMúN: Mavi renkli boyadır, indigo bitki-siyle kırmızı renk veren cochineal ve alumun bir-leümesinden oluüur. Absorbe olmayan bu boya kolon mukozası üzerindeki yarık ve çöküntüler üze-rinde toplanarak mukozayı belirginleütirir böylece anormalliklerin saptanması kolaylaüır (29, 34). ERCP veya sprey kateteriyle 5 ml. hava verdikten sonra 20-200 ml. kadar (%0.-0.8) mukoza üzerine ya direkt olarak sprey edilir veya indrekt olarak in-digo karmin 00 mg oral kapsül formunda, kolon hazırlıùından hemen önce verilir (29, 33, 35, 36). Kapsül kullanan grupta nonpolipoid lezyonların saptanma oranın geleneksel boya sprey tekniùine göre 4-5 misli fazla olduùu gözlenmiütir ancak bo-yanın kolonun sol tarafına ulaüması azaldıùından bu bölgedeki lezyonların deùerlendirmesi zordur. úndigo karmin toksik olmayan ve iyi tolere edilen bir boyadır. úüleminden sonra gaita geçici olarak mavi renk alır.

Dimunitif poliplerin ayırıcı tanısında faydalılıùı is-patlanmıütır (29). Hiperplastik poliplerin yüzeyinde düzenli sıralanmıü delikli görünümler gözlenirken adenomatöz poliplerde sulkuslu ve kıvrımlı görü-nümler saptanır (29). Boyanın bir baüka kullanım üeklide basınçla verilmesi yoluyla adenoma ve hi-perplastik poliplerin ayırıcı tanısında kullanılması-dır. T. Kanamori, Japonya da yaptıùı çalıümada basınçlı sprey metodunun basit ve güvenilir bir metot olduùu gösterilmiütir (37). Anjiodisplazi ve kolit gibi lezyonlar bu boyayla gözden kaçabil-mektedir.

BOYALARIN GÜVEN‹L‹RL‹⁄‹

Kullanılan bütün boyaların genelde non-toksik ol-duùu düüünülmektedir. Bununla birlikte maksimal güvenli dozları tam bilinmemektedir (3). Metilen blue ve indigo karminin parenteral uygulamasının üiddetli sistemik reaksiyonlara neden olduùu gö-rülmüütür. Boyalar tarif edilen konsantrasyonlarda ve minimum miktarlarda kullanılmalıdır. 300’den fazla hasta grubunda kolon ve midenin tatulan-ması emniyetli olarak bildirilmiü, sadece bir kaç intraoperatif inflamatuar kitle, yaù nekrozu, fokal peritonit ve mikro perforasyonlar saptanmıütır. Bu deùiüikliklerin boya reaksiyonundan yada yoksa enfeksiyondan mı olduùu bilinmemektedir. Boya-ların optimal dilüsyon, sterilizasyon yöntemleri ve uygulama sırasında reaksiyonların önlenmesi

(10)

me-olmayan terimler kullanırsak bu imajlar evrensel olarak faydalı olamaz.

2- küçük lezyonları endoskoplarla algılayabilme-deki sınırlamalar

3- mide ve kolonunda erken safha Ca saptama üansı olsa bile mukozadaki irregülarite ve renk ton deùiüiklikleri çok az olduùundan bunları algılaya-bilmek çok zordur.

4- biyopsi alınmasıyla ortaya çıkan yüzey epiteli deùiüiklikleri.

5-küçük deùiüikliklerin histolojik olarak saptanma-sıyla ilgili zorluklar.

B) teknik problemler: - zaman problemi

2- inceleme sahasının sınırlaması 3-temiz olmayan endoskopik imajlar. 4- kromoendoskopinin yan tesirleri (33) . todları tarif edilmiütir ama bunların uzun süreli

uy-gulamaları test edilmemiütir. úndosyanin mavisiyle nadir sistemik reaksiyonlar ve úV yüksek doz uygu-lanırsa alerjik reaksiyonlar bildirilmiütir.úndigo kar-minin oral veya lokal kullanımı nadiren alfa resep-törleri stümüle ettiùinden hipertansiyon ve bradi-kardi yada idiosenkratik reaksiyonlar yada anaf-laksi yoluyla da belirgin hipotansif reaksiyonlara sebep olabilmektedir (33).

KROMOENDOSKOP‹YLE ‹LG‹L‹

PROBLEMLER

Tanaka ve ark.ları birkaç yıl önce, dimünitif lez-yonların kromoendoskopik tanısıyla ilgili bazı kay-gıları bildirmiüse de bu sorunun çözümü hakkında halen fazla bir ilerleme saùlanamamıütır (33). Problemlerüunlardır:

A) endoskopik imajla ilgili problemler:

- mukozal örneklerin tarif ve tanımı hakkındaki eksiklikler; biz ne kadar mukozal yüzeyin magnif-ying endoskopla mükemmel görüntüsünü elde

et-10. Mitooka H., Fujimori T., Maeda S. et. al. Minute flat dep-ressed neoplastic lesions of the colon detected by contrast chromoscopy using an indigo carmine capsule. Gastroin-test Endosc 1995;41: 453-9.

11. Kanamori T., İtoh M., Yoshimi N. et. al. Pressure dye-spray: A simple and reliable method for differentiating adeno-mas from hyperplastic polyps in the colon. Gastrointest Endosc 2002;55: 695-700.

12. Rembacken B. Endoscopic assessment of colonic polyps without magnification: is it good enough to distinguish adenomas from hyperplastic polyps. Gastrointest Endosc 2002; 55: suppl. pAB9 to pAB54.

13. Kudo S., Tamura S., Nakajima T. et al. Diagnosis of colo-rectal tumorous lesions by magnifying endoscopy. Gastro-intest Endosc 1996; 44: 8-14.

14. Saitoh Y., Obara T., Watari J. et. al. İnvasion depth diag-nosis of depressed type early colorectal cancers by combi-ned use of videoendoscopy and chromoendoscopy. Gastro-intest Endosc 1998;48: 362-70.

15. Douglas B.N. High-resolution and high-magnification en-doscopy. Technology Committee. Gastrointest Endosc 2000; 52: 864-6.

16. Tanaka S, Haruma K, Oka S. et al. Clinicopathologic fe-atures and endoscopic treatment of superficially spreading colorectal neoplasms larger than 20 mm. Gastrointest En-dosc 2001; 54: 62-6.

KAYNAKLAR

1. Fennetry M.B. Chromoendoscopy and endoscopic tatto-oing. Expert approches. Clinical Perpectives in Gastroente-rology 1999; 129-3.

2. Fleisher D.E. Chromoscopy and magnification endoscopy in the colon. Gastrointest Endosc 1999: 49: 45-9. 3. Carr-Locke D.L, Al-Kawas F.H., Stanley M.,et al.

Techno-logy assessment and status evaluation. Endoscopic tissue staining and tattooing. Gastrointest Endosc 1996; 43: 652-6.

4. Canto M.I. Stainning in gastrointestinal endoscopy: The Basics. Endoscopy 1999; 31: 479-86.

5. Shim C.S. Stainning in gastrointestinal endoscopy: clinical application and limitations. Endoscopy 1999; 31: 487-96. 6. Lambert R., Rey J.F. Endoscopy and early neoplasia: better

but not the best. Endoscopy 2001;33: 348-52.

7. Lambert R., Rey J.F. Colonoscopy: an increased detection yield ? Endoscopy 2001; 33: 1031-5.

8. Kiessleich R., von Bergh M., Hahn M. et al. Chromoendos-copy with indigocarmine improves the detection af adeno-matous and non-adenoadeno-matous lesions in colon. Endos-copy 2001;33: 1001-6.

9. Fujii T., Hasegawa R.T, Saitoh Y. et al. Chromoscopy du-ring colonoscopy. Endoscopy 2001; 33: 1036-41.

(11)

17. Smith G.A, Oien K.A, O’Dwyer P.J. Frequency of early colo-rectal cancer in patients undergoing colonoscopy. Br J Surg 1999;86: 1328-31.

18. Rembacken B. Endoscopic assessment of colonic polyps without magnification: is it enough to distinguish adeno-mas from hyperplastic polyps ? Gastrointest Endosc.2002; 55: AB91.

19. Kım JO, Lee YH, Shim CS et al. The usefullness of pit pat-terns of colorectal tumors and magnifying colonoscopy. Kor J Gastrointest Endosc 1998; 18: 324-30.

20. Kudo S. Endoscopic mucosal resection of flat and depres-sed types of early colorectal cancer. Endoscopy 1993; 31: 455-61.

21. Cairns A, Dixon MF, Martin IG, et al. Flat adenomas. A distinct biological entity and a new definition. Gut 1999; 44 (suppl 1): A142.

22. Kudo S, Rubio CA, Teixeria CR, et al. Pit pattern in colorec-tal neoplasia: endoscopic magnifying view. Endoscopy 2001;33: 367-73.

23. O’Brien MJ, Winawer SJ, Zauber AG, et al. Blinded assess-ment of flat adenoma in the National Polyp Study does not demonstrate an excess for high grade dysplasia initi-ally or for advenced adenomas at survelliance. Gastroen-terology 2001; 120 (5 supll. 1): A96.

24. Peterson S, Thames HD, Neider C, et al. The results of co-lorectal cancer treatment by p-53 status: treatment-spesi-fic over-view. Dis Colon rectum 2001; 44: 322-33. 25. Correa P. Epidemiology of polyps and cancer in the

hu-man intestine. Gastroenterology 1979, 77: 1245-51. 26. Vaesen HS, Watson P, Mecklin JP, et al. New clinical

crete-ria for hereditary non-polyposis colorectal cancer (HNPCC-Lynch syndrome). Proposed by International Col-laborative Group of HNPCC. Gastroenterology 1999; 116: 1453-60.

27. Cawkwell L, Gray s, Murgatroyd H, et al. Choice of mane-gement strategy for colorectal cancer based on a diagnos-tic ımmunohistochemical test for defective mismatch re-pair. Gut 1999; 45: 409-15.

28. Spaepen M, Vankeirsbilc B, Tejpar S, et al. Germline muta-tions of the mismatch repair genes in Belgian hereditary non polyposis colorectal cancer patients (Submitted) Hum Mutat.

29. Bernstein CN, Shanahan F, Weinstein WM. Are we telling patients the truth about survelliance colonoscopy in ulce-rative colitis ? Lancet 1994; 343: 71-4.

30. Sigel JE, Petras RE, Lashner BA, et al. Intestinal adenocar-cinoma in Crohn’s disease: a report of 30 cases with a fo-cus on coexisting dysplasia. Am J Surg Pathol 1999; 23: 651-5.

31. Odze RD. Adenomas and adenoma like DALM’s in chronic ulcerative colitis: a clinical, pathological and molecular review. Am J Gastroenterol 1999; 94: 1746-50.

32. Tytgat GN, Dhir V, Gopinath N. Endoscopic appearence of dysplasia and cancer in inflammatory bowel disease. Eur J Cancer 1995; 31: 1174.

33. Byers T, Levin B, Rothenberger D. et al. American cancer society guidelines for screening and survelliance for early detection of colorectal polyps and cancer: update 1997. CA Cancer J Clin 1997; 47: 154-60.

34. Lieberman D., Hamilton F. Workshop Statements and Re-commendations. NIH-ADHF Workshop on endoscopy pri-orities: workshop statement and recommendations. Gast-rointest Endosc 1999; 49: 3-4.

35. Bruce RW,Giacca A, Medline A. Possible mechanisms rela-ting diet and risk of colon cancer. Cancer Epidemiol Biol Prev 2000; 9: 1271-9.

36. La Vecchia C, Braga C, Franceschi S, et al. Population-att-ributable risk for colon cancer in Italy. Nutr Cancer 1999; 33196-200.

37. World Cancer Research Fund. Food nutrition and the pre-vention of colorectal cancer: a global perspective. Was-hington DC: American İnstitute for Cancer Research, 1997.

Referanslar

Benzer Belgeler

3 Student, School of Electronics and Communication Engineering REVA University Bengaluru, India 4 Student, School of Electronics and Communication Engineering REVA

Sonuç olarak doğurganlık çağında konstipas- yon, gastrointestinal kanama, bulantı, kusma, kramp tarzı karın ağrısı, ağrısız defekasyon, diyare ve pel- vik ağrı

Aralarındaki açının esas alındığı ve koordinat sisteminde her vektörün 0 noktasından başlayarak tanımlandığı benzerlik ölçümü yerine, vektörler arasındaki bağıl

— Fransa cerrahî akade­ misi, milletler arası cerrahî kongresi gibi bir çok dünya tıp teşekküllerinin üyesi bu­ lunduğunuzu biliyoruz. Bir kaç yıl ön­

Fakat Ahmed Bey, bir iki gün evvel, Ye- niköylü binbaşı Nazmi Beyle beraber bir motorbotla mayin hatları arasında dolaş­ mış; mayin hatlarımızm yerlerini

(Hemodializ sonrası) Pure Tonc, Impedance odyo- metri, Metz Recruitment, Tone Decay, BAER odyo- metrik testleri (10) yapılmıştır. İşitme testleri Odyo- loji

Bu çalışmada, TZF uygulanan kemik defektlerindeki kallus oluşumunun zamanla artması ve radyografik muayenelerde kemik defektlerinin büyük oranda yeni oluşan kemik

Aynı zamanda dünya kamuoyuna Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki tavizsiz politikasını duyurma olanağı sağlayan Londra Konferansı, Kıbrıs konusunun Enosis gibi