• Sonuç bulunamadı

Başlık: ANKARA SÜT İSTİHLÂKİNE COĞRAFİ BİR BAKIŞYazar(lar):EMİROĞLU, Mecdi Cilt: 19 Sayı: 1.2 Sayfa: 018-030 DOI: 10.1501/Dtcfder_0000000636 Yayın Tarihi: 1961 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: ANKARA SÜT İSTİHLÂKİNE COĞRAFİ BİR BAKIŞYazar(lar):EMİROĞLU, Mecdi Cilt: 19 Sayı: 1.2 Sayfa: 018-030 DOI: 10.1501/Dtcfder_0000000636 Yayın Tarihi: 1961 PDF"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

C O Ğ R A F İ B İ R B A K I Ş

• ' . . ' •'-' ' • ' . ' " '•

'• • .

-Dr. M E C D İ E M i R O Ğ L U Beşerî ve Ekonomik Coğrafya Kürsüsü

Asistanı

,

Memleketimizdeki nüfus artması son sayımın da gösterdiği gibi rekor d u r u m u n u (%0 29,3) muhafaza etmektedir. Bu artış şehirlerimizde daha da yüksek bir bindeye (%o 43,8) sahiptir.

Bu demektir ki, normal bir tempo ile çoğalan nüfusumuzun bir kısmı şehir­ lerimize yönelmekte, dolayısile her yıl müstehlik zümre daha fazla çoğalmaktadır. Şehirlerde görülen ortalama artışın daha üstünde kalabalıklaşan büyük şehir­ lerimiz mevcuttur. Meselâ İstanbul %o 129, Erzincan %o 72, A d a n a %o 70, İçel %o 61, Kocaeli %o 59, Denizli %o 56.

Şehirlerimizdeki nüfusun sür'atli artışı, yâni şehirlere vakî akın buralarda çok yavaş tekâmül etmekte olan gıda endüstrisi ve yiyecek temininde sür'atli çareler alınmasını gerektirmektedir.

Biz, çok geniş olan gıda temini konusunun süt kısmını, o da sadece Anka­ ra'ya münhasır kalmak suretiyle inceliyeceğiz.

Süt, insan vücudu için lüzumlu gıda unsurlarını bünyesinde bulundurması ve kolay hazmedilmesi sebebiyle, gelişmiş memleketlerde bol miktarda kullanıl­ maktadır. Bilhassa çocuk ve hastalara verilecek ideal bir gıdadır. Ancak, bakteri ve mikroplar için de çok müsait bir ortam olduğundan istihsalinden istihlâkine kadar büyük bir dikkatle muhafazası gerekmektedir.

Memleketimizin süt ihtiyacı -Unicef ve Care'nin m a h d u t süt tozu yardımları dışında- kendi hayvanlarımızdan temin edilmektedir.

Süt ihtiyacımızın tam olarak karşılandığı iddia edilemez. Yıllık süt istih­ salimizi nüfusumuza bölecek olursak, nüfus başına 150 litre süt isabet etmek­ tedir. Halbuki Amerika ve Avrupa'nın birçok memleketlerinde nüfus başına isabet eden -miktar yılda 300-500 litre kadardır. Görülüyor ki, bu memleketler bize nazaran 2-3 misli süt sarfetmektedirler. Bunda itiyadın rolü büyük olmakla beraber, istihsalin, istihlâki karşılıyamaması, fakirliğin, dolayısiyle fiyatların yük­ sek oluşunun tesirleri vardır. Başka memleketlerde yüksek kazanç yanında süt fiyatları bize nazaran ucuzdur (Cetvel 1)1.

1 Politiques Laitieres Nationales Des Pays Developpes 1960 Roma, s. 30.

(2)

18 MECDİ EMİROĞLU

Amerika Birleşik Devletleri cent'i üzerinden Bazı memleketlerde bir kilo sütün ortalama fiyatı Memleketler Avusturya Belçika Danimarka Finlandiya Fransa Batı Almanya İrlanda İtalya Hollanda Norveç İsveç İsviçre İngiltere Kanada Amerika Birleşik D. Avustralya Yeni Zelanda Güney Afrika Birliği Japonya 1950 5,3 5,6 5,0 7,4 6,8 5,4 4,2 7,1 4,6 6,3 5,6 9,1 8,4 5,3 8,6 3,2 3,4 6,3 10,0 1951 5,5 6,2 5,0 8,3 7,0 6,0 4,5 7,0 5,8 6,6 6,1 9,0 9,0 6,2 10,1 3,6 3,6 6,8 9,0 1952 7,3 6,5 5,5 8,6 7,9 6,3 4,8 7,6 5,5 7,2 6,6 9,1 9,5 6,5 10,7 4,8 4,0 7,4 7,9 1953 6,4 6,4 5,5 8,6 7,8 6,1 5,5 8,0 5,6 7,5 6,7 9,4 9,7 6,4 9,5 * 5,5 4,3 8,0 8,2 1954 6,0 6,0 5,5 8,7 6,9 6,3 5,5 7,6 6,1 7,9 6,7 9,3 9,6 6,5 8,7 5,7 4,5 8,2 8,2 1955 6,0 5,9 5,9 9,4 6,9 6,8 5,5 7,5 6,3 8,5 6,9 9,4 9,8 6,6 8,8 5,4 4,4 8,2 7,2 1956 6,0 6,0 5,2 12,1 7,2 7,2 5,3 7,3 7,5 9,7 7,8 9,7 9,7 6,5 9,1 5,6 • 4,4 8,3 7,6 1957 7,1 6,5 5,7 10,6 7,3 8,2 5,4 7,5 7,5 9,7 7,7 9,7 9,0 6,9 9,3 5,4 4,5 8,3 7,6 1958 7,1 6,1 4,7 8,9 6,5 8,0 5,4 8,0 7,4 9,9 7,5 10,0 9,1 7,0 9,1 5,7 4,4 8,4 7,2

Memleketimizde 1948-1958 yılları arasında süt istihsalinde %40 a r t m a olmuştur. Bu artışın sebebini 1948 yılında yirmiüç milyon olan sağılır hayvan mevcudunun 1958 yılında otuziki milyonu geçmiş oluşunda aramak yerinde olur. Bu yıllar içerisinde büyükbaş hayvanlarda yüzde yüz çoğalma olmuştur. Hayvanlarımızdan 1957 yılında elde edilen süt, ineklerde 500, m a n d a l a r d a 600, koyunlarda 40, kılkeçide 67 kilodur.

(2) Başka memleketlerdeki sığırların süt verimi şöyledir:

Adı K a n a d a İngiltere İspanya Portekiz B. Almanya Yunanistan Macaristan Fransa Hollanda 1955 2640 2440 1800 1450 2910 790 1760 2010 3910 1956 2720 2430 2030 1490 3010 79° 1720 2030 4040 1957 2380 2490 1690 1450 3060» — 2000 2110 4065

2 Hayvancılığımız ve geliştirilmesi çareleri. Türkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği yayını, s. 8, 1960 Ankara.

(3)

Cetvelin tetkikinde memleketimiz sığırlarından Yunanistan hariç 5-10 defa d a h a az süt almakta olduğumuz görülür.

Cetvelde mukayese edilen memleketlerin birçoğu ile aynı iklim şartlarında olmadığımız nazarı dikkate alınabilir. Fakat aynı enlemde olduğumuz İtalya, Portekiz, İspanya ve Amerika Birleşik Devletleri bize nazaran verimde 4-6 misli ileridirler. Bu, memleketimiz hayvanlarının dört veya altıda birine iyi bakacak olursak aynı miktar sütü zaten elde edebileceğimizi göstermektedir.

Memleketimizdeki gıda noksanlığını ekili arazi kifayetsizliği veya hayvan azlığında aramamız hatalı olmaktadır. Ziraat yapılan toprakları ve besledikleri hayvanları bizden kat kat az olan memleketler bizden çok yüksek bir istihsâl seviyesine ulaşmış durumdadırlar.

Ankara şehri süt istihlâki :

Ankara şehrinin süt ihtiyacının büyük bir kısmı seyyar süt satıcıları tara­ fından karşılanmaktadır. Pastörize edilmiş sütler dükkânlarda satılmakta ve henüz talebi karşılıyacak d u r u m a erişmemiş bulunmaktadır.

Ankara şehrinde ortalama olarak yazın 500, kışın 300' sokak satıcısı süt satmaktadır. Bu satıcıların günlük satış vasatileri 50 kilo civarındadır.

Bu d u r u m a göre, hastahane, muhallebici, pastahane gibi toptan istihlâk mahalleri dışında Ankara'da yazın ve kışın sütçülük değişiklik arzetmektedir. Yaz aylarında seyyar sütçülerin tevzi ettikleri süt miktarı 25 ton, Atatürk O r m a n Çiftliği istihsali 25-30 ton, İncesu fabrikası 3-4 ton pastörize süt ve yekûn

olarak yazın şehire 53-60 ton arasında perakende süt tevzi edilmektedir. (3) 1955 yılında 2897 (il merkezindeki hastahanelerde) yatak mevcudu bulunmakta iken, bu rakkam 1960 yılında 5597'ye yükselmiş bulunmaktadır. (1339 u T ı p Fakültesi Kliniği, 750 si N ü m u n e Hastahanesi, 520 si Ankara Doğum­ evi, 400 ü Ankara Hastahanesi). Beş yıl içerisindeki artış yüzde yüze yakındır. O r d u y a ait hastahane ve revirlerle beraber toptan süt istihlâk eden müesseselerin (muhallebici ve pastahane gibi yerlerle beraber) günlük süt sarfiyatı, 17-20 ton arasındadır. Bu d u r u m a göre halen yazın Ankara şehrinin süt sarfiyatı 70-80 ton

arasında değişmektedir.

Yaz aylarında Ankara'da yoğurt sarfiyatı da büyük ölçüde artmaktadır. Ankara'da yoğurt imâl eden 27 müessese vardır. Bunlar yazın 60-70, kışın ortalama olarak 40-50 kilo yoğurt yapmaktadırlar.

Atatürk O r m a n Çiftliğinin 1960 yılı yoğurt istihsali günlere taksim edilirse (1.554.417 kg.) güne dört tondan fazla yoğurt isabet etmektedir. Bunun yaza ait ortalaması 5 tonu bulur.

İncesu fabrikası günde bir ton yoğurt yapmaktadır. Ankara'da imâl edilen yoğurdun yazlık ortalaması 6,5-8 tondur. K a p a n a n Kayaş pastörize süt fabrikası da günde 3-4 ton yoğurt yapmakta idi.

3 1955 yılma ait rakamlar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı neşriyatından şifahen, 1960 a ait rakamlar: Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı yayınları, N o : 228, 1960'dan alınmıştır.

(4)

20 MECDİ EMİROĞLU ' • •

Ankara şehrinde ve kazalarında süt fiyatı yüksek olduğundan uzak bölge­ lerden dahi (Menemen ve Balıkesir) günde 2-3 ton yoğurt gelmektedir. Ayrıca Afyon'dan çok miktarda m a n d a sütü getirtilmekte, kaymağı ve yarı yağı alınan sütten sokak satıcılarının sattığı tava yoğurdu yapılmaktadır. Bu arada d a h a fazla dayanabilen torba yoğurdu da civar köylüler tarafından yapılarak pazarlara sevkedilmektedir.

Ankara'nın yaz ve kış süt istihsali, dolayısiyle istihlâki arasındaki fark büyüktür. Kış aylarında uzak mıntıkalardan süt temini zarureti -bilhassa süt işleyen fabrikalar için- vardır.

Kışın sokak satıcıları 15 ton, Atatürk O r m a n Çiftliği 6-8,5 ton, İncesu fabrikası 3,5 ton ve toptan müstehliklerdeki sarfiyat toplamiyle beraber istihlâk 40-54 tonu bulmaktadır. Kışın -istihsâlin aksine- talep daha çoktur. Bu mev­ simde Ankara'da süt hem zor bulunmakta, hem de sokak satıcılarında kalite­ nin bozulmasına rağmen fiyatlar da yükselmektedir.

Bunun sebebi kış aylarında istihsalin yarıya yakın miktarda azalmış olma­ sıdır. Hayvanlarımızda laktasyon, doğum mevsimi bahar ve yaz aylarıdır. Doğumlar şubatta başlamakta mayıs ve haziran aylarında en yüksek h a d d i n e erişmektedir.

Birçok batı memleketlerinde hayvanların doğumu ayarlandığı için yaz ve kış mevsimlerinde istihsâl olunan süt miktarları arasındaki değişiklikler ortadan kaldırılmıştır. Bu d u r u m u açıklaması ve aynı iklim bölgesindeki diğer başşehir­ lerin süt problemlerinin hallini görebilmek için Atina ve R o m a şehirlerinin süt dağıtımlarını gözden geçirelim.

(4) Birbuçuk milyon nüfuslu Atina ve Pire bölgesi, temmuz 1955 ten haziran 1956 tarihine kadar sütçülük bakımından mütalea edilecek olursa: Bu m ü d d e t zarfındaki inek sütünün günlük istihlâk ortalaması 150 tondur. Bu miktarın % 8 o i (takriben 120 ton) mayi süt olarak kullanılır. Mayi olarak kullanılan miktarın %8o i pastörize edilmiş olarak, geriye kalan kısmı ise pastörize edilmeden kullanılmaktadır (şema 1).

Dağıtımı: Pastörize işiyle alâkalı dört fabrika mevc*uttur, b u n l a r d a n ikisi kooperatiftir. Sütler buralarda toplanır. Hatırı sayılır derecede büyük olan müstahsiller sütlerini doğrudan doğruya sütçülere verirler. Pastörize süt büyük müstehlike fabrikalarca sevk ve tevzi edilir.

Perakende satış dükkânlarda yapılır, büyük bir miktarıda müstehlikin evlerine dağıtılır.

Pastörize edilmiyen sütü hususî toptancılar alarak perakendecilere veya büyük müstehliklere tevzi ederler. Fiyatlar hükümet tarafından tahdit ve tesbit edilmiştir.

(5) R o m a ' d a sütün dağıtım sistemi:

4 Documentation Food & Agriculture. Marketing for Milk and Milk Products in O.E.E.C. Countries, N o : 24. Paris 1960, s. 50-51.

(5)

R o m a ve çevresinin süt tedariki işi - sütçülük merkezi tarafından kontrol edilir (nüfus aşağı yukarı iki milyon). Süt merkezi bir belediye organizasyonudur. Kontrol, tedarik ve faaliyeti mayıs 1929 da kabul edilen 994 numaralı kanuna göre idare edilir (Alım kanunu). R o m a süt merkezi bu kanuna uymayan evsaftaki sütleri şehire sokmama yetkisine haizdir.

R o m a ' d a süt, bu merkezlerce şu şekilde tedarik edilmektedir:

a) Sütün büyük miktarı müstahsilden. doğrudan doğruya tedarik edilir. b) Valmontone, C a m p a g n a n o ve Palestrina'daki süt toplama merkezleri vasıtasiyle.

c) Kuzey İtalya'daki -ağustos, aralık ayları arasında çalışan- süt toplama merkezlerinden tedarik edilmektedir.

Büyük çaptaki süt müstahsilleri limited ortaklık halinde çalışmaktadırlar. Süt merkezlerinde toplanan süt, analize tabi tutulur, süzgeçten geçirilir, soğutulur ve frigofirik tanklarla günlük nakliye yapılır.

Bu merkezlere getirilen sütlerin hepsi günlüktür, ilk kontrolları yapılmıştır (toplanan sütün ortalama kesafeti 1,031, yağ miktarı %3,35).

Pastörize edildikten sonra 0,5 veya 1 litrelik şişelerle tevzi edilir. O r t a l a m a olarak günlük süt satışı 280.000 litredir. Günlük satışın kış azamisi 320.000 litreye yükselir ve yaz aylarında 220.000 litreye düşer. Şehirlerdeki süt dağıtımı tanklı kamyonlarla yapılır (şema 2).

Dağıtım hakkında bir fikir verebilmesi için Milano şehrinin süt tevzii şeması da alınmıştır. (şema 3).

Bu şehirlerde dağıtılan sütlerin hususiyetleri büyük ekseriyetinin pastörize edilmeden müstehlike intikal ettirilmemeleri ve kış aylarında bu miktarda artış kaydetmeleridir.

Ankara'da tevzi edilen sütlerin ancak %25-30 u pastörize edilmekte ve kış aylarında dağıtım %50 azalmaktadır.

Ankara şehrinde istihlâkin büyük kısmı tahminen % 80 i doğrudan doğruya içilmek suretiyledir. Geri kalan süt mamulleri (yemeklik yağ, tereyağı, kaşar, beyaz peynir, kaymak, krema ve yoğurdun büyük kısmı) başka kaza ve vilâyet­ lerden gelmektedir. Çünkü Ankara şehrinde süt fiyatları diğer vilâyetlerimiz-dekiriden yüksektir. (6) Meselâ Ankara'da perakende kilo fiyatı 180 kuruş olan süt, K o n y a ' d a 120, Niğde'de 1.15, Kırşehir'de 125, Yozgat'ta 125, Ç o r u m ' d a 145, K a s t a m o n u ' d a 150, Zonguldak'ta 120, Bolu'da 115, Eskişehir'de 110, Afyon'da 120, K ü t a h y a ' d a 100, Bilecik'te 100, İzmit'te, 105, İstanbul'da 140 kuruştur. Ankara kazalarında fiyatlar komşu vilâyetler merkezlerindekinden ucuz değildir. Keskin'de 120, Kırıkkale'de 130 kuruş. Kazalardaki sütlerde Ankara'ya yöneldiğinden piyasada pahalılık husule gelmiştir.

Ankara'da dağıtılan sütlerin dışında kalan % 20 miktarının ekseriyeti yoğurt

6 İstatistik Umum Müdürlüğü, Çalışma istatistikleri servisine belediyelerce verilen aylık süt fiyatları ortalamalarının 1960 yılı rakamları ortalaması alınmak suretiyle fiyatlar tesbit edildi.

(6)

22 MECDİ EMİROĞLU

imâlinde kullanılmakta, peynir imâline, tatlıcı, muhallebici, dondurmacı, pastacı ve emsali imalâthanelerin kullandıkları miktar %5 i aşmamaktadır. Maalesef istihlâk çeşitlerini gösterir bir rakkama ve istatistiğe rastlanmamıştır. Bütün materyal ilgililerin tahminlerine dayanmaktadır.

Ankara'nın son yıllar zarfındaki süt istihlâki :

Ankara süt istihlâkinde nüfus artışının tesirini istatistikler göstermektedir. Ancak süt gibi bir gıda maddesi, yabancı maddelerle kolayca karışım haline gelebildiği için nüfus artışıyla istihsal arasında bir değişme olup olmadığının tayini zarureti vardır. Bilhassa nüfusun sayım yılları arasındaki artış bindesiyle, aynı yıllar arasındaki istihsalin artış bindesinde istihsal lehine bir çoğalma olması gerekmektedir.

Ankara'da yıllara göre süt istihsali ( Ton olarak ) :

Bu yıllar içinde sağılır hayvanların vilâyet içindeki süt toplamları alın­ mıştır (grafik I). (7)

I934-I938 1946-1950 1955 1960 (8)

52.247 63.451 90.044 113-225'

1940, 1950, 1955, 1960 sayım yılları içerisinde Ankara nüfusu ile süt istihsali arasındaki oranı bulabilmek için bu yıllardaki Ankara vilâyetinin nüfusunu gözden geçirelim:

(9) 1940 1945 1950 1955 1960 602.965 695.526 818.271 1.059.486 1.316.983

1934-1938 yılları süt istihsali ortalaması 1940 sayımı Ankara nüfusuna oranlanacak olursa a d a m başına yılda 86 kilo, 1945-50 yılında 77 kilo, 1955 yılında 85 kilo ve 1960 yılında da 86 kilo süt isabet ettiği anlaşılır.

Memleketimiz süt istihsali (10) 4.178.859 tondur. Bunu nüfusumuza bölecek olursak a d a m başına yılda 150 kilo süt isabet etmektedir. Son onbeş yıl içeri­ sinde bu ortalamada % I 5 artma olmuştur. Sütten yapılan b ü t ü n mamuller a d a m başına isabet eden 150 kiloya dahildir.

Şehir olarak Ankara'nın nüfusu bugün 646.151 kişiye yükselmiş bulunmak­ tadır. Şehrin süt ihtiyacı -nüfus başına yılda 150 kilodan hesaplanacak olursa-yılda yüzbin tonu aşmaktadır. Yani b ü t ü n Ankara vilâyeti sütünü kullanmayıp Ankara'ya yollasa ancak şehrin ihtiyacını karşılıyabilir. Maddeten buna imkân

7 Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü Ziraî Bünye ve İstihsal yayın No: 329, 351, 387. 1951, 1954, 1959 Ankara.

8 Teknik Ziraat Müdürlüğünün İstatistik Genel Müdürlüğüne verdiği son rakamlar olup mezkûr Müdürlükten alınmıştır.

9 İstatistik Yıllığı, cilt 21 ve 1960 Genel Nüfus Sayımı No: 408.

10 Hayvancılığımız ve geliştirilmesi çareleri. Türkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği yayını 1960 Ankara, s. 11.

(7)

olmadığına göre Ankara şehri süt ve bilhassa süt mamullerinin yarıdan fazlasını diğer vilâyetlerden temin etmektedir.

İlgililer Ankara şehrinin günlük süt istihlâkinin 120-130 ton olabileceğini tahmin etmektedirler.

Ankara şehrinin diğer bir özelliği de yıllık nüfus artışı bindesinin çok yüksek oluşudur. Bu artış 1955-1960 yılları arasında %o 70'e çıkmıştır.

Bu d u r u m muvacehesinde Ankara şehrinin çeşitli gıda maddelerine olan ihtiyacının her yıl %7 nisbetinde arttırılmasının zarurî olduğu görülür.

Gıda maddelerinin bir çoğu belki yeteri kadarı Ankara'ya gelmekte veya istihsal edilmektedir. Fakat süt istihlâki henüz t a m mânasiyle karşılanamadığı cihetle normal seviyeye ulaşılıncaya kadar bu ihtiyacın her yıl %7 den d a h a yukarı nisbetlerde tedariki lüzumu vardır.

İki seneden beri süt fiyatlarına konulan narh kaldırıldığı için Ankara ile civarı arasında bir fiyat farkı husule gelmiştir. Bu arz ve talep k a n u n u n u n tabiî bir sonucudur. Ankara'da büyük bir müstehlik zümresi toplandığından talep çoktur. Bazı hususî teşebbüslerin kurduğu tesisler talebi karşılıyamamaktadırlar. Doğum sayısı ve dışarıdan Ankara'ya yerleşmeler artmakta, hastahanelerdeki yatak sayılarında devamlı olarak bir çoğalma hasıl olmaktadır. Ankara kaza-larmdan, köylerinden ve komşu vilâyetlerden tedavî maksadiyle gelenler muvak­ kat dahi olsa istihlâke tesir etmektedir. O r d u y a ait hastahane ve revirler, yatılı okullar, talebe yurtları, aynı şekilde devamlı olarak istihlâk merkezleridir.

.

Ankara süt istihlâkinin karşılandığı sahalar :

Ankara şehrinin süt istihlâki nüfusla orantılı olarak artmıştır. Şehir ban- , liyösü ile civar kasaba ve şehirlerde, istihlâk merkezinin gelişmesi nisbetinde sütçülüğe karşı bir ilgi artışı olmuş, hayvancılıkla uğraşan nüfus ve köyler fazla­ laşmıştır. Eskiye nisbetle köylerin ekonomik karakterlerinde büyük değişiklikler meydana gelmiştir. Kapalı karakterler şehrin taleplerine uyacak şekilde açılarak ekonomilerini şehre uydurmaya başlamışlardır. Bilhassa süt mevzuunda Ankara civarında şehirle ilgili köy sayısı her yıl biraz daha çoğalmaktadır.

Ankara'nın kullandığı sütü temin eden sahaları beş gurupta toplamak kabildir. 1 - A n k a r a şehri ve banliyösü, 2 - c i v a r köyler, 3-vilâyet sınırı içi, 4- vilâyet sınırları dışı, 5- yabancı ve yerli menşeli süt tozları.

Bugün Ankara şehri içinde gecekondu semtlerinde (Dikmen, Çankaya, Hatipçayı ve civarı, Kazıkiçi bostanları, Yenimahalle), şehrin dış mahallelerin-deki mandıralarda inekçilik yapılmaktadır. Hayvanlar, mer'alara bırakılama-makta ancak m a h d u t sahalarda otlatılabilmektedir. Esasen şehir sütçülüğünde mer'a yerini ağıl ve ahırlara bırakır. Avrupa ve Amerika'da mer'aların yüz­ ölçümleri çok azalmış, hayvan besleme ve bakımının çobanlıkla hiçbir ilgisi kalmamıştır. M e r ' a yerini kesif yemler almakta verimi bu şekilde azamiye çıkar­

mak kabil olmaktadır.

Ankara dış mahallelerindeki hayvancılığın tekâmülüne -tabii yemler meya-nında okul, lokanta, kışla, hastahane artıkları- yem sanayiinin müsbet tesirleri olacağı muhakkaktır.

(8)

24 MECDİ EMİROĞLU

Ankara şehri civarındaki hayvancılık mer'a olmadığı halde köylerinden daha verimlidir. Şifahî konuşmalarda ortalama olarak bir inekten 6-7 kilodan aşağı süt alınmadığı müşahede edilmiştir (yerli karalarımızın verimi 2-4 kg. olarak değişmektedir). Ot yerine kepek, küspe ve arpa verilmesinin de b u n d a dahli büyüktür.

Ankara civarındaki köyler: H e m e n hemen civardaki b ü t ü n köylerde ziraî faaliyet meyanında hayvancılıkta yapılmaktadır. Süt istihsal etmiyen köy mevcut değildir. Fakat birçoğundaki istihsalin ekonomik değerleri -kendi ihtiyaçlarında kullandıkları ve şehre yollamadıkları için- yoktur.

İhtiyacı dışında ve fazlalığında istihsal yaparak şehire yönelten köyler şunlardır (harita 1): Ergazi, M a c u n , Ludumlu, Kutugun, Alacaatlı, Dodurga, Balgat, Halkavun, Yeniköy, Ravlu, Saray, Esenboğa, Yapracık, Gölbaşı, Ballık-pınar, İncek, Kızılcaşar, TaşBallık-pınar, Koparan, Dikmen, Fevziye, Tulumtaş, Halaçlı, Hacılar, İvedik, Etimesgut, M a m a k , Kayaş, Saimekadın. Bu köylerden bir kısmında Atatürk O r m a n Çiftliğiyle bağlantısı bulunan 50-60 müteahhit bulunmaktadır. Bu köylerin istihsal ettikleri sütleri müteahhitler toplayarak çiftliğin hususî güğümleriyle vasıtalarına vermektedirler. Köylerden bir kısmı direkt olarak Ankara'ya süt göndermekte ve tevzi etmektedirler. Bağlantılı köylerin bir kısım müstahsilleride aynı şekilde hareket etmektedirler (bilhassa kış ayları). Direkt olarak Ankara'ya süt getiren köylerin belli başlıları: Dikmen, Mühye, İmrahor, Kalaba, Solfasol, Saray, M a m a k , Kayaş, Balgattır.

Yukarıda yazılı köylerin bir kısmı istihsallerinin fazlalığı sebebiyle m ü h i m merkezler haline gelmişlerdir. Bilhassa, Ergazi, M a c u n , Balgat, Ravlu, Ballık-pmar, İncek, Dikmen, Halaçlı, Gölbaşı. Sütçülük bakımından gelişmiş olan bu köyler Ankara'nın istihlâkine eskidenberi cevap veren köyler olarak nazarı dikkati çekmektedirler. Ankara'nın gelişmesi buralardaki hayvancılığın önemini arttırmıştır.

Son senelerde Ankara'nın kazalarından da merkeze süt gelmiye başlamıştır. Atatürk O r m a n Çiftliği süt fabrikasının 1953 yılında tesise başlanılmasından sonra, fabrikanın süt işleme kapasitesinin büyüklüğü uzak mesafelerden dahi süt teminini zarurî kılmıştır. Fabrika kurulunca Çubuk ve Gölbaşı'nda süt toplama merkezleri tesis edilmiş ve buralara ikişer adet çift cidarlı, soğutucu tanklar yaptırılmıştır.

Kırıkkale ve Kalecik kazalarından da süt getirtilmektedir.

Kış aylarında Ankara'ya süt temin eden köylerin bazıları- -bilhassa yakın olanlar- sütlerini fabrikaya vermiyerek kendileri şehire indirmektedirler. Çünkü fabrikanın belli süt alış fiyatı değişmemekte ve kalitesiz sütleri almamaktadır. Kışın sokak satıcıları yağı alınmış ve %50 sulandırılmış sütlerine yüksek fiyatla alıcı bulmaktadırlar. Bu z a m a n fabrika, Eskişehir, K ü t a h y a ve Adapazarından süt getirtir. Buralarda süt toplama merkezleri ve anlaşma yapılan mutemetler vardır. Sütler uzak m ı n t ı k a l a r d a n getirtilmelerine rağmen A n k a r a ' d a n çok daha ucuza temin edildiklerinden nakliye masrafı dahi pahalılık yapmamaktadır. Yabancı ve yerli süt tozları: Amerika Birleşik Devletleri tarafından yardım

(9)

maksadiyle hibe edilen süt tozları birkaç yıl önce bazı siyasî ve ekonomik görüşlerle piyasaya arzedilmişti. Bu d u r u m sütçülük piyasamızın altüst olmasına sebep olmuştu. Süt satıcılarıyla yoğurtçuların maliyeti düşürmek maksadiyle süt toz­ larına rağbet etmeleri süt müstahsillerini çok müşkül durumlara sokmuştu.

Süt tozu stoku yapan imalâtçılar, süt ve yoğurt fiyatlarını müstahsillerin rekabet edemiyecekleri derecede düşürdüler. Süt müstahsilleri -büyük

şehirleri-mizdekiler- hayvanlarını kesmek zorunda kaldılar. Et ve Balık K u r u m u süttozu fiyatlarını yükseltti, toptan satışı kaldırdı ve beş kilodan fazla süttozu tevzi

etmedi. Bu d u r u m karşısında süt fiyatları da istikrar buldu.

Memleketimizdeki dört süttozu fabrikası mamulâtı dışında yabancı menşeli süttozu satılmamakta ancak Unicef ve Care teşkilâtları okul çağındaki çocuklara

yardım maksadiyle Kızılay ve Çocuk Esirgeme k u r u m u n a yardım yapmaktadır. Halen Pendik, Kars, Bursa ve Atatürk O r m a n Çiftliği süttozu fabrikalarımız yağlı % 23, orta yağlı % 15, yağsız % 8 süt tozu imâl etmektedirler.

Süt temin eden sahaların coğrafi faktörler bakımından özellikleri :

Ankara'nın sarfettiği sütü temin eden sahaları, Ankara şehri ve banliyösü, civar köyleri, bazı kazaları, komşu vilâyetleri, yerli ve yabancı menşeli süttozları olmak üzere beş gurupta toplamıştık.

Şehrin dış mahallelerindeki mandıralar yanında gecekondu sakinlerinin bir kısmı da hayvan besliyerek şehre süt temin etmektedirler. Bunda daha ziyade ekonomik zaruretin tesiri vardır. Civar mahallelere yerleşenlerin ekseriyetini köy ve kasabalardan gelenler teşkil etmektedir. Şehirde çalışan erkek nüfusa mukabil, evde oturan yaşlılar ve kadınlar köydeki ziraî faaliyetlerine imkân nisbetinde devam etmektedirler. Topraklarının müsaadesi nisbetinde bağ, bahçe yapmakta, sebze yetiştirmekte, tavukçuluk ve hayvancılıkla uğraşarak aile ekonomisine

faydalı olmaktadırlar. Şehir etrafındaki sütçülük, sebzecilik gibi büyük bir ihtiyacı karşılaması sebebiyle çabuk tekâmül etmiştir.

Ankara civarında şehre süt temin eden köyleri birkaç gurup halinde gör­ mekteyiz : Birinci gurupa, şehir ve banliyösü sütçülüğünün de dahil bulunduğu, Hasanoğlan ve Elmadağı'ndan başlayıp batıda Sincan köyüne kadar uzayan ve ekseriyetini Ankara çayının vadisindeki köylerin teşkil ettiği bölge, ikinci gurupu Elmadağı'nın Ankara'ya bakan kuzey, kuzey-batı yamaçlarındaki köyler teşkil eder. Üç kısımda mütalâa edilebilirler: a) Dikmen, Gölbaşı ve civarı, b) İncesu vadisi, c) dağ yamacı köyleri.

Elmadağı 1855 rakımı ile civarın en yüksek kısmını teşkil etmekte, dolayısiyle d a h a fazla yağış almaktadır. Kuzeye bakan yamaçlarında güneşlenme müddeti nisbeten daha az olduğundan su temin eden kaynaklar daha devamlı ve boldur. Vejetasyonun sararma müddetleri daha geç ve gürdür. T a b a n suyu ve kaynaklar eteklerde, vadilerde iskânın d a h a sık olmasını tevlit etmiştir. Bilhassa İncesu vadisi bir mikroklima adacığı teşkil ettiğinden çeşitli ziraate yer vermiştir. Meskûn ve ekili alanlar dışında otu müsait, eğimi pek fazla olmıyan geniş alanların mev­ cudiyeti ve Ankara'ya yakınlık bu vadi ve yamaçlardaki köylerde büyükbaş

(10)

26 MECDİ EMİROĞLU

hayvancılığı, sütçülüğü teşvik edici unsurlardır. Aynı sebepler şehirli müteşeb­ bislerin buralarda mandıralar tesis etmelerinde âmil olmuştur.

Üçüncü grup köyler yine bir vadi boyunda sıralanmışlardır. Durumları İncesu vadisindeki köyleri andırmakla beraber uzanışları kuzeye doğrudur. Güneyi Ankara'ya açılan Çubuk çayı vadisinin etrafı dağlarla çevrilmiştir. Kuzey kısmı orman sahasına dayanan bu havzayı batıdan Karyağdı (1465), Mire (1611), Çorba (1375), kuzeyde Kavak (1838), Aydos (1860), doğudan da. İdris (1985) ve Hüseyingazi dağları çevirmektedir.

Ekim dışında bırakılması mecburî kısımların fazlalığı, Ankara şehrine yakınlık sebebiyle ekonomik tesirler esasen müsait yapıda bulunan ot ve arazi durumları sebebiyle hayvancılığın bu bölgede ilerlemesine sebebiyet vermiştir. Dördüncü grupu teşkil eden köyler: Ankara'nın kuzey-batısında Ayaş silsilesiyle Kurtboğazı ve Karyağdı dağları arasında uzanan Mürted ve Bitik ovalarında bulunan köylerin teşkil ettikleri topluluktur. Eski orman sahalarının tahribiyle açılmış bir arazidir. O r m a n kalıntıları ve meşeliklere rastlanır. Bitki örtüsü oldukça zengindir. Yolların ve vasıtaların bolluğu süt gibi çabuk nakil isteyen bir maddenin Ankara'ya naklini kolaylaştıracak nitelikte oluşu bu köy­ lerde sütçülüğün önem kazanmasını ve gelişmesini sağladığını göstermektedir.

Ankara kazaları: Vilâyet sınırları dahilindeki bölgeler arasında tezat teşkil eden durumlar mevcuttur. Vilâyetin kuzey-batısını teşkil eden kısımlarda yağışı bol, gece gündüz, yaz ve kış ısı farkları az, orman bölgelerine mukabil, güney ve güney-doğu kazalarının bulunduğu bölümler memleketimizin en az yağış alan step alanının bir kısmı üzerindedirler.

Güney ve doğu kısımlar geniş platolardan, kuzey ve kuzey-batı kısımları dağlar ve ormanlarla kaplıdır. Topoğrafik fark, iklim, bitki örtüsü yanında ziraî bünyeye de tesir ederek değişiklikler yapmaktadır.

Nüfusun dağılışında ve gelir kaynaklarını ayarlamada tabiî faktörlerin yerleri büyük olmaktadır. Çünkü nüfusun ekseriyeti ziraatle uğraşmaktadır. T a r l a ziraati kadar toprağa bağlı olmamakla beraber hayvancılıkta iptidaî şartlar içerisinde yapıldığından iklim ve toprağa bağlı bulunmaktadır. Büyükbaş hay­ vanlar kuzey ve kuzey-batıda, küçükbaş hayvanlar ise güney ve doğu bölgelerde ekseriyeti teşkil etmektedir. Güney ve doğuda küçükbaş hayvancılığın fazla ilerlemesi iklime çok bağlı ve tesadüfi karakterli tarla ziraatine destek aynı z a m a n d a sigorta vazifesi görmesindendir.

İki zıt bölge arasında kurulu Ankara şehri, civarında birçok mikroklima adalarının bulunuşu şehrin meyve ve sebze ihtiyacını karşılamakta, banliyösünde çeşitli ziraat yapma imkânını çoğaltmaktadır.

Kuzeyde ufak ziraat alanları, ufak köyler, güneyde geniş ve yarısı nadaslı, tek tipe dayanan ziraat alanları arasında büyük fakat birbirine uzak köyler bulunmaktadır.

İklim faktörü Ankara ziraatinin bünyesine birinci derecede tesir icra etmek­ tedir. İkinci tesiri arazinin morfolojik yapısında a r a m a k lâzımdır. İskân

(11)

saha-sının step ve orman bölgesinde bulunması, ziraatinin iklim ve toprak faktör-leriyle genişleyip ehemmiyetli bir mevki kazanmasına veya ancak kendine yeter d u r u m d a kalmasına âmil olmaktadır.

Güneydeki kazaların ot durumları küçükbaş hayvanların yetiştirilmesine d a h a müsait olduğundan koyun ve tiftik keçisi mevcudu pek fazladır. Buralarda b a h a r aylarında faaliyete geçen mandıralar her yıl Ankara şehrine otuzbîn tenekeden fazla peynir sevkederek ihtiyacın büyük bir kısmını karşılamaktadırlar.

Çekim hayvanı olarak kullanılan büyükbaş hayvanlar ziraate makinanın girmesiyle azınlıkta kalmışlardır. Kuzey ve kuzey-batıda nisbet aynı olmakla beraber güney ve doğuda 1 /3 e düşmüştür.

Süt veren hayvan cinslerinin kazalara göre yayılışları arasında bir ahenk mevcut değildir. Bu ahenksizliği nüfus başına düşen süt miktarında da görmek m ü m k ü n oluyor. İstihsali en fazla kaza olarak Polatlı başta gelmekteyse de, istihsali nüfusa taksim edildiği zaman bu üstünlük Kalecik'te olmaktadır. Yılda nüfus başına 318 kg. ile, süt istihsal eden Kalecik Ankara'ya süt temin eden kazaların başında bulunmaktadır. Yakınlık tren ve şose kadar önemli bir rol oynamaktadır. Kırıkkale ve Çubuk'ta yakınlık sebebiyle Ankara'nın süt ihtiya­ cına kolaylıkla cevap verebilmektedirler. Diğer kazalar daha ziyade krema ve

peynir yaparak Ankara'ya yollamakta ve nakliye ücretlerinden bu suretle tasarruf ederek maliyeti düşürmektedirler.

Ankara'ya süt temini yeni ele alınan bir mevzudur. Kendi bölgelerinde istihlâk fazlası sütü bulunan vilâyetlerden ucuz süt temin imkânları ancak son

yıllarda üzerinde durulan ve çalışılan bir konudur.

Ankara Atatürk O r m a n Çiftliği pastörize süt fabrikasının faaliyete geçtiği 1957 yılından sonra bu imkânlar araştırılmaya başlanmış ve önce Eskişehir'den, sonra sırasiyle Kütahya ve Adapazarı'ndan süt getirilmiye başlanılmıştır. Yakında K o n y a ' d a n da süt getirtilmek üzere faaliyete geçilmiştir. İncesu pastörize süt fabrikası da Eskişehir'den 6-7 ton süt getirtmektedir. Fabrikaların artması ve istihlâkin çoğalmasiyle nakil imkânları ve fiyatları müsait birçok vilâyetlerimizin de bu işle ilgilenecekleri beklenilir.

Traktörlerin kullanılmasiyle Ankara çevresinde görülen mer'a yüzeyi azalması :

İklim faktörlerinden bilhassa yağışın müsait bulunduğu bölgelerimizde ziraate elverişli toprakların hemen hepsi bu maksatlarla kullanılmaktadır. Böyle bölgelerimiz büyük bir ziraî topluluğu üzerine toplamıştır. Yıllardan beri ziraî topraklar aynı oranı muhafaza etmektedir. Çünkü buralardaki ekim alanları azamisine erişmiştir. Hazine arazisi ziraate elvermiyen kısımlara münhasır kalmıştır. Bilhassa Ege ve M a r m a r a bölgelerimiz bu d u r u m a iyi birer misâl

teşkil etmektedirler.

Ziraî topraklarımızın kıymetli olduğu bölgelerde mer'a azalmasını normal karşılamak icabeder. Çünkü sadece hayvan otlatarak faydalanılan arazi ekim altına alındığı taktirde daha fazla menfaat sağlamaktadır. Avrupa ve Amerika'nın birçok memleketlerinde olduğu gibi ahır ve ağıl hayvancılığının memleketimizde

(12)

1959 yılında Ankara vilâyetinde hayvan mevcudu, istihsal ve nüfus başına isabet eden süt miktarı : (11) 00 Kazası Altındağ Ayaş Balâ B. Pazarı Çamlıdere Çankaya Çubuk Güdül H a y m a n a Kalecik Keskin K. Kale K . h a m a m Nallıhan Polatlı Ş. koçhisar Y. mahalle Yekün Koyun Anaç baş 15928 18475 86000 50100 8000 36500 42590 8500 165118 46000 29725 45500 29880 23000 198600 91415 100800 966131 Süt is. (Ton) 382 443 2064 1202 192 876 1020 204 3962 1107 713 1092 717 Kılkeçı Anaç baş 96

20000 530 170

377

146 5300 567 9500 180 525 22100 4766 2193 2419 108 406 560 23877 50040 Süt is. (Ton) 3

700 18 6

13

6 212 22 380 7 884 4 16 22 2293 Tiftikkeçi Anaç baş 11310 14128 37000 66310 41000 35000 34600 40000 66400 54000 32735 56000 128700 46880 78330 51124 80050 863567 Süt is. (Ton) 197 247 647 985 717 612 605 700 1162 945 572 980 • 225 820 1370 894 1401 13079 M a n d a Anaç baş 280 300 400 150 30 575 1300 53 265 2000 790 2350 1620 240 500 790 . 250 11790 Süt is. (Ton) 186 188 666 94 18 113 864 35 174 1330 524 1562 1077 159 232 553 168 7943 Sığır Anaç baş 3450 3000 20000 7600 5300 6830 11700 3200 19600 16000 6930 18300 25300 5540 27000 14150 7200 204610 Süt is. (Ton) 1147 998 6650 2227 1762 2271 3890 1060 . 6517 5320 2271 6090 8412 1842 Kazanın nüfusu 157732 17059 38028 33007 20703 319019 44836 18281 46219 27831 38124 76478 47393 29659 8477 56468 4705 2394 66033 60731 97723 1316983 Nüfus başına isabet eden süt kg. 12 110 282 137 130 14 142 109 256 •. 320 108 132 222 142 263 137 65 86 Süt istihsali yekûnu (Ton) 1915 1876 10727 4526 2695 3872 6392 1999 11821 8914 4102 10104 10438 4230 14849 8361 6404 113225 ü

r

d

11 Ankara Vilâyeti Teknik Ziraat Müdürlüğünden alınan cetvele kazaların nüfusları ve nüfus başına isabet eden süt miktarları (1960) hesaplanarak ilâve edilmiştir. Sulakyurt ve Delice'ye ait rakamlar henüz hazırlanmadığından alınamamış, yekûna ilâve edilmiştir.

(13)

10 000

•Seneler : 1934/38 1948 I950 1952 1954 1955 1956 1957 1959 Grafik: 1

(14)

Ankara'ya süt gönderen köy gurupları

(15)

Şema: 1

Roma'da sütün müstahsilden müstehlike dagıtımı.

(16)

Milana'da sütün müstahsilden müstehlike zincirleme dağıtımı

(17)

de teessüsünü bu mecburiyetler tacil edecektir. Bu memleketlerde pek dar' fakat bakımlı mer'alar üzerinde büyükbaş hayvanlar beslenmektedir.

Tesadüfi karakter ziraatimizin bu şubesinde de pek fazla olmamakla beraber kendisini uzun süren kışlarda hissettirmektedir. Kurak yıllarda m e r a l a r ı m ı z hayvanlarımızı doyuramıyacak d u r u m a düşmektedir.

Memleketimizde çayır ve mer'aların azalışı son 25 yılda (1934-1958) büyük bir hızla vukua gelmiştir (%59 dan %37 ye düşmüştür). Yani çayır ve mer'alarımızın %65 i son 25 yılda ziraat altına alınmıştır.

Çayır ve mer'alarımızın azalmasına, ziraatimizde makinaların tatbikinin hissesi büyük olmakla beraber bilhassa azalmanın görüldüğü iç ve güney-batı Anadolu'da nüfusun kesafet peyda etmesinin de tesiri vardır. Buralarda halkın büyük ekseriyetinin çiftçi olması, hali arazinin bir kısmının daha ekim altına alınmasını zarurî kılmıştır.

Ankara vilâyetindeki d u r u m : (12) Ekilen topraklar 1945 yılında 609.017 hektar %20,55, 1950 yılında 873.555 hektar %29,48, 1955 yılında 1563.726 hektar %49,37, 1956 yılında 1.591.290 hektar %50,65 e yükselmiştir.

Çayır ve mer'alar 1945 yılında 1.974.356 hektarla %66,63, 1950 yılında 1.703.860 hektarla %57,50, 1955 yılında 1.197.047 hektarla %37,76, 1956 yılında 1.139.683 hektarla %36,25, 1959 yılında 1.002.940 hektarla %34'e düşmüştür. O n d ö r t yılın mer'a azalması yarıdan fazladır (%58).

Onaltı milyon d ö n ü m ü bulan tarla arazisinin ekilebilmesi 1956 yılındaki mevcudu 3.182 olan traktörle kabil olmuştur.

Ankara ili topraklarının ziraat altındaki kısmının artışı .şüphesiz çayır ve mer'aların azalmasiyle m ü m k ü n olmuştur. M e r ' a aleyhine vakî bu çoğalmanın hayvancılığımıza menfî bir tesir yapmadığı, hayvan adedinin aynı devre içeri­ sinde bir mislinden fazla çoğalmasiyle anlaşılmaktadır. Yani ekilen toprakların artışı - m e r ' a azalmasına r a ğ m e n - hayvancılığın tekâmülüne yardım etmiştir. Çünkü mer'aların yarıdan fazlasının tarla olması, hayvanların beslenme şans ve imkânlarını arttırmıştır. Mer'alardaki yoncalık korungalık gibi sahaların yüzöl­ çümleri azalmamış artmıştır.

Ankara'nın tabiî bitki örtüsü çok yerde cılız otlara inhisar ettiğinden hay­ vanları esasen tatmin etmemektedir. Bizce mer'aların azalması hayvancılığımız için zararlı mülâhaza edilmemelidir. Zararlı mülâhaza hayvancılığızın zamanı­ mıza kadar tekâmül ederek, ahır ve ağıla yöneltilmeyip çobanlık telâkki edil­ mesidir.

S O N U Ç

1 - Şehirlerimizde nüfus her yıl %5 artmaktadır. Gıda endüstrisinin de en az bu nisbette artış göstermesi lâzımdır.

2 - îdeal bir gıda olan süt memleketimizde çok az kullanılmaktadır. Nüfus başına yılda 150 litre. Gelişmiş memleketlerde bu miktar 300-500 litredir.

(18)

30 MECDİ EMİROĞLU

3 - Son yıllar içerisinde hayvancılığımızda adet bakımından bir gelişme olmuş fakat verimde değişiklik olmadığı için gelişmiş memleketlerden 5-10 defa düşük d u r u m d a kalmıştır. Diğer ziraat kolları da aynıdır.

4 - Süt hayvanlarımızın doğumu (laktasyon) ayarlanmadığından yaz ve kış ayları verimleri farklıdır. Ankara'da yarıya yakındır.

5 - Ankara şehrinde istihlâk edilen sütün ancak %20 si pastörizedir. 6 - Ankara'ya süt mamullerinin %90'ı başka kaza ve vilâyetlerden gel­ mektedir. Çünkü Ankara'da süt pahalıdır.

7 - Vilâyetin süt istihsalini nüfusuna bölersek a d a m başına yılda 86 kg. süt isabet eder ve bu miktar Ankara şehrine yetişmez.

8 - Ankara şehrine süt temin eden bölgeler: a) şehir ve banliyösü, b) civar köyler, c) vilâyet sınırları içi, d) vilâyet sınırları dışı ve süttozu.

9 - Civar köyler kapalı ekonomik karakterlerini kaybetmekte ve şehir için istihsal yapmaktadırlar.

10 - Ankara ve banliyösü hayvanlarının süt verimleri yükselmiştir. 11 - Ankara'ya süt gönderen köylerin sütlerinin ekserisi direkt olarak şehirde satılır. %30-35'i Atatürk O r m a n Çiftliği ile bağlantılıdır.

12 - Eskiden beri Ankara ile süt münasebeti kuran köylerde sütçülük ve hayvancılık ilerlemiştir.

13 - Süt fabrikalarının kurulması ile süt temin eden sahalar genişlemiştir. 14 - Ankara'ya süt temin eden civar köyleri 4 grupta toplamak mümkün­ d ü r : a) Ankara çayı vadisi köyleri, b) Elmadağı'nın kuzey yamacındaki köyler, c) Çubuk vadisi köyleri, d) M ü r t e d ve Bitik ovası köyleri.

15 - Ankara vilâyeti içerisinde step ve o r m a n bölgeleri mevcuttur. Dağlık ve ormanlık kuzey-batı bölümünde ufak ziraat alanları, ufak köyler, büyükbaş hayvancılık. Güney ve doğudaki step sahasında geniş ekim alanı (fakat tektip ve nadaslı) büyük köyler ve küçükbaş hayvancılık vardır.

16 - İklim ve toprak hayvanların ahenksiz dağılmalarına amildir.

17 - T r a k t ö r ü n ziraate girmesiyle Ankara'da çayır ve mer'a yüzölçümü % 5 8 azalmış. Çekim hayvanlarıda (bilhassa step alanlarda) yarı yarıya azalmıştır.

18 - İstihsali fazla olan kazalardan yakında olanlar doğrudan doğruya süt, uzak olanlar krema, yağ ve yoğurt şeklinde mamullerini yollarlar.

19 - Güney ve doğuda küçükbaş hayvanların fazlalığı bu bölgenin An­ kara'ya peynir teminini sağlamıştır.

20 - Ankara'da çayır ve mer'a azalmasına karşılık hayvan sayısı artmıştır. Ekim alanlarının artışı hayvanlar için gıda bakımından müsbet tesir yapmıştır. Tabiî bitkiler zayıftır. Mer'alarda t a m mânasiyle bakım imkânsızdır. Kompoze yem verimi arttırmaktadır.

21 - Süt fabrikalarının arttırılması Ankara şehrinin ihtiyacını tam olarak karşılaması yanında, civarda hayvancılığın kalkınmasını, sağlıyacağı için lüzumludur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu amac ı ta şı masa bile, uyguland ığı nda bu etkileri do ğ urabilecek nitelikteki anla ş malar ve kararlar da otomatikman geçersiz ve yasakt ı r (Ind. l'den naklen). 27

Fransa ve Hollanda'daki olumsuz yakla şı mla sonuçlanan referandumlar nedeniyle Anayasa Tasla ğı n ı n yürürlü ğ e girmeyece ğ inin anla şı lmas ı üzerine haz ı

Yeni doğan bir bebeğin kırkı çıktıktan (kırk günlük olduktan) sonra aile büyüklerini ziyarete gidince, alın ve yanaklarına buğday unu sürülmesi küçük bir

Consisting of many forms of relationships other than those of between dominated and dominating groups, civil society does not seem to depend on whether or not there is any

Özetle EDDÖ, “duyarlı olma, yanıtlayıcı olma, etkili olma ve yaratıcı olma” maddelerini içeren “Duyarlı-Yanıtlayıcı Olma” başlıklı, “sıcak olma, keyif

Çalışmamızda foramen mentale’nin lokalizasyonu, foramen mentale’nin mandibula’nın alt kenarına (basis mandibula) olan mesafesi ile dişli ve dişsiz çenelerde

kullanılarak uygulanması sonucu elde edilen ortalama ROC sonuçları..39 Çizelge 4.6 Farklı benzerlik metriklerinin kesişim gen listesi kullanılarak LAST_DE parmak

• İlaç kullanan Hashimoto tiroiditi hastaları ile sağlıklı bireylerin oluşturduğu grup arasında, sağ ve sol kulak için 10 kHz, 12 kHz ve 14 kHz frekanslarıında