• Sonuç bulunamadı

Şükür-nâme (İnceleme-transkripsiyonlu metin-Türkiye Türkçesine aktarım-dizin-ekler dizini)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şükür-nâme (İnceleme-transkripsiyonlu metin-Türkiye Türkçesine aktarım-dizin-ekler dizini)"

Copied!
463
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

TÜRK DİLİ BİLİM DALI

ŞÜKÜR-NÂME

(İnceleme-Transkripsiyonlu Metin-Türkiye Türkçesine Aktarım-Dizin-Ekler Dizini)

Memduh AĞZITEMİZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Mustafa TOKER

(2)
(3)
(4)

I İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ ... XI KAYNAKÇA ...1 KISALTMALAR...5 GİRİŞ ...6

ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ ...7

1. SELÇUKLULAR DÖNEMİ ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ (12-13 yy.) ...8

2. BEYLİKLER DÖNEMİ ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ (13-15 yy.) ...9

3. OSMANLI TÜRKÇESİNE GEÇİŞ DÖNEMİ (16-19 yy.) ... 11

ESER HAKKINDA ... 12

1. Eserin Müellifi ve Telif Tarihi ... 12

2. Eserin Meydana Getirilişi, Adı ve Yazılış Sebebi ... 12

3. Eserin Nüshaları ... 13

4. Eserin Konusu ... 15

5. Eserin Dili ... 16

6. Eserde Eski Anadolu Türkçesine Ait Kelimeler... 16

İNCELEME ... 20

BİRİNCİ BÖLÜM İMLA BİRİNCİ BÖLÜM ... 21

YAZILIŞ (İMLA) ÖZELLİKLERİ ... 21

A. KELİME KÖKLERİNDE ÜNLÜLERİN YAZILIŞLARI ... 25

1. a ünlüsü... 25 2. e ünlüsü... 29 3. ı ünlüsü ... 32 4. i ünlüsü ... 35 5. o ünlüsü ... 39 6. ö ünlüsü ... 42 7. u ünlüsü ... 44 8. ü ünlüsü ... 47 ÜNLÜLER TABLOSU ... 50 ÜNSÜZLERİN YAZILIŞLARI... 51 1. /ç/ ünsüzünün yazılışı ... 51

(5)

II

2. /p/ ünsüzünün yazılışı ... 53

3. /t/ ünsüzünün yazılışı ... 55

4. /s/ ünsüzünün yazılışı... 57

ÜNSÜZLER TABLOSU ... 60

B. YARDIMCI SESLER VE EKLERİN YAZILIŞLARI ... 61

I. Yardımcı sesler ... 61

II. Ekler ... 63

1. İyelik ekleri ... 63

2. Çokluk eki: -lar, -ler ... 68

3. Soru eki: -mi... 69

4. Aitlik eki: -ġı / -ki... 69

5. Benzetme eki: -cılayın, -leyin ... 70

6. Zamir menşeli şahıs ekleri ... 70

7. İyelik menşeli şahıs ekleri ... 73

8. İstek çekiminde şahıs ekleri ... 75

9. Emir kaynaklı şahıs ekleri ... 77

10. İsim-fiil ekleri... 79 11. Sıfat-fiil ekleri ... 80 12. Zarf-fiil ekleri ... 87 13. Bildirme Ekleri ... 93 14. Hâl ekleri ... 94 15. Zaman ekleri... 113

16. Şekil ekleri (Tasarlama kipleri) ... 120

17. Yapım eklerinin yazılışları ... 128

1. İsimden isim yapma ekleri ... 128

2. İsimden fiil yapma ekleri ... 137

3. Fiilden fiil yapma ekleri ... 141

4. Fiilden isim yapma ekleri ... 147

YABANCI KELİMELERİN İMLASI ... 153

1. Arapça kelimelerde tespit edilen muhtelif yazılışlar ... 153

2. Farsça kelimelerde tespit edilen muhtelif yazılışlar ... 154

ESERİN İMLASINA DAİR BAZI HUSUSLAR ... 154

METNİMİZDE ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİNİN KLASİK İMLASINA DAİR TESPİT ETTİĞİMİZ HUSUSLAR ... 155

(6)

III İKİNCİ BÖLÜM GRAMER DİL BİLGİSİ (GRAMER) ... 163 I. SES BİLGİSİ ... 163 1. ÜNLÜLER ... 163 A. ÜNLÜ DEĞİŞMELERİ ... 163

1. i/e veya e/i değişmesi ( i>ė, ė>i, ė ) ... 163

2. o/u ve ö/ü değişmesi... 167

3. ü/i değişmesi ... 167

4. ı/u ve ü/i değişmesi ... 167

5. ö/e değişmesi ... 168

6. ı/i değişmesi ... 168

7. ı/a değişmesi ... 168

B. ÜNLÜ UYUMU ... 168

1. Kalınlık-İncelik bakımından ünlü uyumu ... 168

2. Düzlük-Yuvarlaklık bakımından ünlü uyumu ... 170

C. ÜNLÜ TÜREMESİ ... 187 D. ÜNLÜ DÜŞMESİ ... 188 E. KELİME BİRLEŞMELERİ ... 189 F. HECE DÜŞMESİ... 190 2. ÜNSÜZLER ... 191 A. ÜNSÜZ DEĞİŞMELERİ ... 191 1. b- / p- değişmesi ... 192 2. b / v değişmesi ... 192 3. ç / ş değişmesi ... 193 4. d / y, z değişmesi ... 193 5. ġ ve g seslerinin gelişmesi ... 194 6. ġ / v değişmesi ... 197 7. k / g değişmesi ... 197 8. ḳ / ḫ değişmesi ... 199 9. t /d değişmesi ... 200 B. ÜNSÜZ BENZEŞMESİ ... 203

1. İmlası klişeleşmiş ekler ... 203

2. Kelime içinde tonluşma hadisesi ... 205

C. ÜNSÜZ TÜREMESİ ... 206

(7)

IV

2. s ikizleşmesi ... 207

3. v türemesi ... 207

4. -y- ve -n- yardımcı sesleri ... 207

D. ÜNSÜZ DÜŞMESİ ... 208 1. b- > -w > Ø düşmesi ... 208 2. l düşmesi ... 209 3. r düşmesi ... 209 4. y düşmesi ... 209 E. ÜNSÜZ TEKLEŞMESİ ... 209 II. ŞEKİL BİLGİSİ ... 211 1. İSİM ... 211 A. ÇOKLUK... 211 B. İYELİK EKLERİ ... 211 C. İSİM TAMLAMALARI ... 214 D. İSİM ÇEKİMİ ... 215

1. İlgi hâli ekleri ... 215

2. Yönelme hâli eki ... 216

4. Bulunma hâli eki ... 218

5. Ayrılma hâli eki ... 219

6. Eşitlik hâli eki ... 220

7. Cihet (yön) ekleri ... 221

8. Vasıta hâli ekleri ... 222

E. SAYI İSİMLERİ ... 224

a) Asıl sayı isimleri ... 224

b) Sıra sayı isimler ... 225

F. İSİMDEN İSİM YAPMA EKLERİ ... 225

G. FİİLDEN İSİM YAPMA EKLERİ ... 232

2. ZAMİR ... 238 A. ŞAHIS ZAMİRLERİ ... 238 B. İŞARET ZAMİRLERİ ... 240 C. DÖNÜŞLÜLÜK ZAMİRLERİ ... 240 D. BELİRSİZLİK ZAMİRLERİ ... 241 E. SORU ZAMİRLERİ ... 242 3. SIFAT ... 243 A. NİTELEME SIFATLARI ... 243

(8)

V 1. Sıfatlarda karşılaştırma ... 243 2. Sıfatlarda berkitme ... 245 3. Sıfatlarda küçültme ... 245 C. BELİRTME SIFATLARI ... 245 1. İşaret sıfatları ... 245 2. Belirsizlik sıfatları ... 246 3. Soru sıfatları ... 247 D. SAYI SIFATLARI ... 247

1. Asıl sayı sıfatları ... 247

2. Sıra sayı sıfatları... 248

3. Kesir sayı sıfatları ... 249

4. ZARF ... 250

A. ZAMAN ZARFLARI ... 250

1. İsim ve sıfatlardan oluşan zaman zarfları ... 250

2. İsme son çekim ekleri getirelerek yapılan zaman zarfları ... 251

3. Doğrudan doğruya edat ve zarf olan zaman zarfları ... 251

B. YER VE YÖN ZARFLARI ... 251

C. MİKTAR ZARFLARI... 252

D. TARZ ZARFLARI ... 252

1. Nitelik Bildirme Zarfları... 252

2. Durum Bildirme Zarfları ... 253

E. SORU ZARFLARI... 254

5. EDAT ... 255

A. YAPILARI BAKIMINDAN EDATLAR ... 255

1. Türkçe kökenli edatlar ... 255

2. Yabancı kökenli edatlar ... 255

B. KULLANILIŞ BİÇİMLERİ BAKIMINDAN EDATLAR ... 255

1. Yalın durum isteyen edatlar ... 256

2. Zamirlerden sonra ilgi durumu isteyen edatlar ... 256

3. Yönelme durumu isteyen edatlar ... 256

4. Çıkma durumu isteyen edatlar ... 256

C. GÖREVLERİ BAKIMINDAN EDATLAR ... 257

1. ‘‘Benzerlik, tıpkılık’’ İlişkisi Kuranlar ... 257

2. ‘‘Beraberlik’’ veya ‘‘Vasıta’’ İlişkisi Kuranlar ... 257

3. ‘‘Miktar’’ ve ‘‘derece’’ İlişkisi Kuranlar ... 257

(9)

VI

5. ‘‘Yön gösterme’’ İlişkisi Kuranlar ... 258

6. ‘‘Şüphe, tatmin, aşırılık, pekiştirme’’ Bildiren ki Edatı ... 258

6. BAĞLAÇ ... 259

A. KÖKENLERİNE GÖRE BAĞLAÇLAR ... 259

1. Yabancı kökenli bağlaçlar ... 259

2. Karışık kökenli bağlaçlar... 259

3. Türkçe kökenli bağlaçlar ... 259

B. ŞEKİL VE ŞEKİL BİLGİSİ YAPILARINA GÖRE BAĞLAÇLAR ... 259

1. Tek kelimeden oluşan bağlaçlar ... 259

2. İki kelimeden oluşan bağlaçlar ... 260

C. İŞLEVLERİNE VE CÜMLEDEKİ YERLERİNE GÖRE BAĞLAÇLAR... 260

1. Sıralama Bağlaçları ... 260 2. Denkleştirme-Karşılaştırma-Seçme Bağlaçları ... 260 3. Nöbetleşme Bağlaçları ... 261 7. ÜNLEM ... 262 Seslenme Ünlemi ... 262 8. FİİL ... 263 A. OLUMSUZLUK EKİ ... 263 B. BİLDİRME VE CEVHERİ FİİL ... 263

1. Bildirme geniş zaman çekimi ... 263

2. Bildirme görülen geçmiş zaman çekimi ... 264

3. Bildirme dilek-şart çekimi ... 264

4. -dük sıfat-fiil eki ... 264

C. İSİMDEN FİİL YAPMA EKLERİ ... 265

D. İSİMDEN YARDIMCI FİLLERLE FİİL YAPMA ... 267

1. it- ile yapılanlar ... 267

2. ol- ile yapılanlar... 268

3. eyle- ile yapılanlar ... 268

4. ḳıl- ile yapılanlar ... 268

5. dut- (tut-) ile yapılanlar... 268

6. ur- (vur-) ile yapılanlar ... 268

E. FİİLDEN FİİL YAPMA EKLERİ ... 268

F. FİİL ÇEKİMİ ... 272

1. Basit Çekimler ... 272

I. Bildirme kipleri ... 272

a. Görülen geçmiş zaman ... 272

(10)

VII

c. Geniş zaman... 275

d. Şimdiki zaman ... 277

e. Gelecek zaman ... 277

II. DİLEK KİPLERİ ... 277

a. İstek çekimi ... 277 b. Şart çekimi ... 279 c. Gereklilik çekimi ... 280 d. Emir çekimi ... 280 2. Birleşik çekimler ... 281 a. Hikâye şekli ... 281 b. Rivayet şekli ... 282 c. Şart şekli ... 282

G. FİİLLERDE SORU ŞEKLİ ... 282

H. İSİM-FİİLLER ... 282

İ. SIFAT-FİİLLER ... 283

1. Geniş zaman sıfat-fiilleri ... 283

2. Geçmiş zaman sıfat-fiilleri ... 284

3. Gelecek zaman sıfat-fiileri ... 284

J. ZARF-FİİLLER ... 284

1. Hal bildiren zarf-fiil ekleri ... 284

2. Zaman bildiren zarf-fiil ekleri... 285

3. Bağlama görevindeki zarf-fiil ekleri ... 285

K. BİRLEŞİK FİİLLER ... 286 Tasviri Fiiller ... 286 a. Süreklilik fiilleri ... 286 b. Tezlik fiilleri ... 286 c. Yeterlilik fiilleri ... 287 d. Yaklaşma fiilleri ... 287 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM METİN ÇEVİRİYAZI ALFABESİ ... 289 METİN ... 288 AKTARMA ... 309

(11)

VIII DÖRDÜNCÜ BÖLÜM DİZİNLER KELİMELER DİZİNİ ... 329 EKLER DİZİNİ ... 394 TIPKIBASIM ... 418

(12)

Şükür-nâme (İnceleme-Transkripsiyonlu Metin-Türkiye Türkçesine Aktarım-Dizin-Ekler Dizini)

Özet

Şükür-nâme Eski Anadolu Türkçesi devresinde Mahmud bin Şeyh Fahreddin tarafından Arapçadan tercüme edilen küçük bir risaledir. Eser 7 ana fasıl üzerine bina edilmiş olup her bölümde birbirinden farklı konulara değinilmiş ve bahsi geçen mevzular ayet ve hadislerle desteklenerek o konu hakkında tetkikler yapılmıştır. Dinî konuları içeren eserin ana konusu namazdır. Namaz dışında muhtelif konuların da metin içerisinde yer aldığı görülmektedir. Eser muhteva yönünden dinî bir içeriğe sahip olmasına rağmen dil açısından gayet arı ve akıcı bir şekilde tercüme edilmiştir. Eserde her ne kadar Arapça ve Farsça kelimeler yoğun bir şekilde göze çarpsa da Türkçe kelimelerin varlığı yabancı kelimelere nazaran daha fazladır. Metinde Eski Anadolu Türkçesi’nin ses ve şekil özelliklerini taşıyan birçok husus göze çarpmaktadır. Bugün kullanımdan düşmüş yalnızca eski metinlerde varlığını sürdüren ‘arkaik’ kelimeler olarak adlandırdığımız birçok sözcük eserde yoğun bir şekilde kullanılmış. Morfolojik açıdan eseri incelediğimizde Eski Anadolu Türkçesi’nin kendisine has dil hususiyetlerinin metnin genelinde yer aldığı görülmektedir. Bu devirde kaleme alınan diğer dinî içerikli eserlerin aksine Şükür-nâme bir ilmihal kitabı niteliğinde olduğu için bu yönüyle diğer eserlerden ayrılmaktadır. Dinî mevzulara dair küçük bir risale şeklinde tertip edilen metin diğer Eski Anadolu Türkçesi eserleri gibi edebiyatımızda önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada Mahmud bin Şeyh Fahreddin’in Sivas Ziya Bey Kütüphanesi’nde yazmalar 103 nolu kayıtlı nüshasının tanıtımı yapılmış ve bu nüshanın dikkat çekici dil özellikleri hakkında bilgiler verilmiştir.

(13)

Şükür-nâme (Review-transcribed text-Transfer-Turkey Turkish-Appendices Index Index)

Abstract

Şükür-nâme is a small treaty which was translated from Arabic by Mahmud bin Sheikh Fahreddin in Old Anatolian Turkish. The work has been built on 7 main chapters and different topics have been mentioned in each chapter. The main subject of religious works is prayer. Apart from prayer, it is seen that various subjects are included in the text. Although it has a religious content in terms of the content of the work, it has been translated very smoothly and fluently in terms of language. Although the Arabic and Persian words are intense in the work, the existence of Turkish words is higher than the foreign words. In the text, there are many points which bear the characteristics of sound and form of Old Anatolian Turkish. Many of the words that we call ’archaic‘ words that survived today only in old texts are extensively used in the work. When we examine the work from a morphological point of view, it is seen that the language characteristics of Old Anatolian Turkish take place in the text. Şükür-nâme differs from other works in this aspect as it is a catechial book, unlike other religious works written in this period. The text, which is arranged as a small treaty on religious issues, has an important place in our literature like other Old Anatolian Turkish works. In this study, a written copy of the manuscripts of Mahmud bin Shaykh Fahreddin in Ziya Bey Library of Sivas will be presented and information about the remarkable language characteristics of this copy will be given.

(14)

XI

ÖN SÖZ

Şükür-nâme Eski Anadolu Türkçesi devresinde kaleme alınmış küçük bir ilmihâl kitabıdır. Eserin yazarı Mahmut bin Şeyh Fahreddîn, eseri Arapça bir kitaptan kısa ve öz bir şekilde tercüme ettiğini elimizdeki nüshanın ilk sayfasında (1b/2-4) belirtmiştir. Eserin asıl konusu namaz olmakla birlikte, namaz bahsinden başka muhtelif konuların da eser içerisinde işlendiği görülmektedir. Elimizdeki eser 7 fasıl şeklinde tertip edilmiş olup her fasıl ayrı bir konuya değinmekte ve eserin asıl konusu olan namaz meselesine de göndermelerde bulunmaktadır. Her fasıl kendi içerisinde farklı konuları ihtiva etmektedir, bahsi geçen konuların daha iyi kavranabilmesi için eserde o konuyla ilgili ayet ve hadislere sıkça müracaat edildiği görülmektedir. Müellifin bu eseri vücuda getirmesindeki asıl amacı Müslümanların dinî vazife ve vecibelerini yerine getirirken dikkat etmeleri gereken hususlar noktasında bu küçük eserden faydalanmalarıdır. Bu nedenden ötürü Mahmut bin Şeyh Fahreddîn birçok konuya kısa kısa değinerek meseleleri öz bir şekilde anlatmıştır.

Çalışmamız giriş hariç 4 ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde ilk olarak Eski Anadolu Türkçesinin devirleri özet şeklinde işlenmiş ve her devrin hususiyeti özlü bir biçimde ifade edilmiştir. Ardından eserin tanıtımı, müellifi, eserin yazılış amacı ve nüshaları gibi esere dair hususiyetler anlatıldıktan sonra metnimizde geçen arkaik kelimeler ve anlamları, sayfa ve mısra numaraları belirtilerek gösterilmiştir.

Birinci bölümde eserin imlası ele alınmıştır. Bu bölüm, Türkçe kelimelerin kök ve gövdelerinde ünlülerin yazılışı ve eklerin yazılışları olmak üzere 2 ana kısımdan oluşmaktadır. Türkçe kelimelerin kök ve gövdelerinde bulunan bütün ünlüler ayrı ayrı tespit edilmiş olup her ünlünün eser içinde kaç farklı şekilde yazıldığı istatikî olarak tespit edilmiş ve bu ünlülerin metnimizde geçen bütün örnekleri sayıları ve imlalarıyla birlikte gösterilmiştir. Eklerin imlası hususunda ise metnimizde yer alan bütün yapım ve çekim ekleri tek tek ele alınmak suretiyle işlenmiş, her ekin kalın ve ince şekilleri ayrı ayrı ele alınarak imla konusunda görülen düzensizlik ortaya konulmuştur. Ayrıca yukarıda bahsi geçen iki bölüme ilave olarak yabancı kelimelerin kök ve gövdelerinde görülen muhtelif yazılışlar tespit edilmiş, bölüm sonunda örnekleriyle verilmiştir. İmla hususunu genel çerçevede değerlendirmek ve metnimizde görülen karışık imla yapısını daha rahat bir şekilde ifade edebilmek adına ilgili bölümlerin sonuna tablo ekleyerek bu meselenin tetkikini

(15)

XII

kolaylaştırmaya çalıştık. Bunlardan başka metnimizde tespit ettiğimiz bazı imla özelliklerini de maddeler hâlinde bölüm sonuna ekledik.

İkinci bölümde eserimizin fonetik ve morfolojik özelliklerini işledik. Eski Anadolu Türkçesi devresinde görülen ses değişimleri ve bu devrin teşekkül basamaklarını, ekler ve eklerin gelişim süreçlerini, Eski Türkçe Devresinden bu devreye kadar geçirmiş oldukları evreleri metnimizden seçtiğimiz örneklerle gösterdik.

Üçüncü bölümde eserin transkripsiyonlu ve Türkiye Türkçesine aktarılmış hâli bulunmaktadır. Eseri transkripsiyonlu olarak okurken metinde sehven yazılmış kelimeleri tamir edip transkripsiyonlu metinde kelimelerin asıllarını, dipnotta ise metinde yazılmış biçimlerini belirttik. Türkiye Türkçesine çeviri kısmında ise eserin orijinalinde yer almayan kelime ve ekleri parantez içerisine alarak hem metnin asıl şeklini hem de cümle akışındaki bütünlüğü korumaya özen gösterdik.

Dördüncü bölüm, kelimeler dizini ve ekler dizini olmak üzere 2 kısımdan meydana gelmektedir. Kelimeler dizini kısmında metnimizdeki bütün kelimeler, anlamları ve üzerlerine gelen ekleriyle birlikte gösterilmiş olup kelimenin birden fazla anlamı söz konusu ise kelimenin eserimizde yer alan tüm anlamlarını belirttik. Ekler dizininde ise metnimizde geçen bütün yapım ve çekim eklerini alfabetik sırayı esas alarak düzenledik. Bu dizinde, ek almış bütün kelimeler gösterilmiştir. Metinde aynı eki almış kelime birden fazla geçmişse, yer numarasının ardından parantez içerisinde kelimenin kaç defa geçtiği belirtilmiştir. Ayrıca ekler dizininde geçen ekleri, türleri açısından yeniden ele alarak bölüm sonunda tablolar hâlinde verdik. Böylece türlerine göre ayrılmış eklerin topluca görülmesini sağlamaya çalıştık.

Eser muhteva yönünden dinî bir yapıya sahip olmasına rağmen kullanılan Türkçe açısından gayet arı ve akıcıdır. Eserde Arapça ve Farsçadan alınma kelimelerin miktarı Türkçe kelimelerin sayısına göre daha azdır. Bu da eserin dilinin dinî bir eser olmasına rağmen daha sade olmasını sağlamıştır.

Eski Anadolu Türkçesi döneminde kaleme alınan diğer eserler gibi Şükür-nâme de bu devrin dinî içerikli eserlerinden birisidir. Küçük bir ders kitabı gibi kaleme alınan Şükür-nâme o dönem için bir kılavuz eser sayılabilir.

Bu çalışmamızın Eski Anadolu Türkçesi çalışmalarına katkı sağlayacağını umuyoruz. Bu nedenden ötürü çalışmamızı titizlikle hazırlamaya özen gösterdik. Kütüphanelerde keşfedilmeyi bekleyen bu tür eserlerin hem edebiyat tarihimize hem de dilimize katkı sağlamasını temenni ediyoruz.

(16)

XIII

Tez konusunun belirlenmesinde ve eserin her aşamasında, tecrübesini ve kıymetli zamanını benimle paylaşan sayın hocam Prof. Dr. Mustafa TOKER’e, eserde okuyamadığımız kelimelerin çözümlenmesi hususunda yardımını esirgemeyen sevgili hocamız Prof. Dr. Orhan YAVUZ’a ve birçok konuda desteğini gördüğüm değerli dostum Mustafa FİDAN’a teşekkür ederim.

Memduh AĞZITEMİZ Konya 2019

(17)

1

KAYNAKÇA

Akkuş, Muzaffer (1995). Kitab-ı Gunya. Ankara: TDK Yayınları.

Arat, Reşit Rahmeti (1979). Kutadgu Bilig III. İndeks.(haz. Kemâl Eraslan, Osman Fikri Sertkaya, Nuri Yüce). İstanbul: TKAE Yayınları.

— (1987). ‘‘Türkçe Metinlerde e/i Meselesine Dair’’. Makaleler. C I. (haz. Osman Fikri Sertkaya). Ankara.

Argunşah, Mustafa (2002). Kirdeci Ali Kesikbaş Destanı, Ankara: T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI.

Atalay, Besim (2013). Dîvânü Lügâti’t Türk I (Çeviri), Ankara: TDK. — (2013). Dîvânü Lügâti’t Türk II (Dizin), Ankara: TDK.

Banarlı, Nihad Sami (1997). Resimli Türk Edebiyatı Tarihi. Cilt I. İstanbul. Banguloğlu, Tahsin (2002). Türkçenin Grameri. Ankara: Türk Dil Kurumu. Belviranlı, Ali Kemal (2015). Osmanlıca İmla Lugati. İstanbul: Marifet Yayınları. Bozkurt, Fuat (2017). Dîvânü Lügâti’t Türk. Konya: Salon Yayınları.

Caferoğlu, Ahmet (2015). Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu.

Clauson, Sir Gerard (1972). An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish. Oxford.

Çağatay, Saadet (1954). ‘‘Türkçede ñ-g Sesine Dair’’. TDAY-B. S 15-30. Çağbayır, Yaşar (2017). Osmanlı Türkçesi Sözlüğü. İstanbul: Ötüken Yayınları.

Dankoff, Robert, James Kelly (2007). (Türkçeye Çeviri ve Düzenleme Serap Tuba Yurtsever, ve Seçkin Erdi). Dîvânü Lügâti’t Türk. İstanbul: Kabalcı Yay.

Devellioğlu, Ferit (2015). Osmanlı Türkçesi Sözlüğü. Ankara: Aydın Kitabevi Yayınları. Dilçin, Cem (2013). Yeni Tarama Sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu.

Duman, Musa (1999). ''Klasik Osmanlı Türkçesi Döneminde i/e Meselesine Dair'', İlmî Araştırmalar 7. İstanbul: no. 7. S 65-104.

(18)

2

Duran, Suzan (1956). ‘‘Türkçede Cihet ve Mekan Gösteren Ek ve Sözler’’. TDAY-B, S 1-110.

Ercilasun, Ahmet B (1984). Kutadgu Bilig Grameri -Fiil-. Ankara: GÜ Gazi Eğitim Fakültesi Yayınları.

Ercilasun, A.B. ; Akkoyunlu, Z. (2018). Divânü Lügâti’t Türk. Ankara: Türk Dil Kurumu. Erdem, M.D. ; Gül, M. (2015). ‘‘Kapalı e (ė) Sesi Bağlamında Eski Anadolu

Türkçesi-Anadolu Ağızları İlişkisi’’. Karadeniz Araştırmaları. C.12. S. 45

Eren, Hasan (1999). Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü. İstanbul: Bizim Büro Basımevi. Ergin, Muharrem (2016). Dede Korkut I Giriş-Metin. Ankara: TDK.

— (2016). Dede Korkut II İndeks-Gramer-Tıpkıbasım. Ankara: TDK. — (1981). Osmanlıca Dersleri. İstanbul: Boğaziçi Yayınları.

— (2012). Türk Dil Bilgisi. İstanbul: Bayrak/Basım/Yayım/Tanıtım.

Gabain, A. Von. (1995). Eski Türkçenin Grameri (çev. Mehmet Akalın). Ankara: TDK. Gülensoy, Tuncer (2011). Tükçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü I (A-N). Ankara: TDK. Gükensoy, Tuncer (2011). Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü II (O-Z). Ankara: TDK. Gülmez, Mevlüt (2003). Fahri’nin Husrev ü Şirini (2317-4683) Metin-Gramer-Sözlük.

Yüksek Lisans Tezi. Konya.

Gülsevin, Gürer (2011). Eski Anadolu Türkçesinde Ekler. Ankara: Türk Dil Kurumu. Hacıeminoğlu, Necmettin (1996). Karahanlı Türkçesi Grameri. Ankara: TDK. — (1992). Türk Dilinde Edatlar. İstanbul: MEB Yayınları.

Hatiboğlu, Vecihe (1981). Türkçenin Ekleri. Ankara: TDK. İmla Lugati (1928). İstanbul: İstanbul Devlet Matbaası.

Kanar, Mehmet (2011). Eski Anadolu Türkçesi Sözlüğü. İstanbul : Say Yayınları. — (2011). Osmanlı Türkçesi Sözlüğü. Ankara: Say Yayınları.

Karaağaç, Günay (2013). Türkçenin Dil Bilgisi. Ankara: Akçağ Yay. — (2013). Türkçenin Ses Bilgisi. İstanbul: Kesit Yayınları.

(19)

3

Korkmaz, Zeynep (1988). ‘‘Eski Anadolu Türkçesindeki -van / -ven, -vuz / -vüz Kişi Bildirme Eklerinin Anodolu Ağızlarındaki Kalıntıları’’. TDAY-B, no. 5. S 55-60. — (1995). ‘‘Eski Anadolu Türkçesinde İmlâ-Fonoloji Bağlantısı Üzerine Notlar’’. Türk Dili

Üzerine Araştırmalar. C I. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. s. 491-508

— (1984). ‘‘Anadolu’da Türkçenin Yazı Dili Oluşu ve İlk Öncüleri’’. Türk Dili Üzerine Araştırmalar I. Ankara: TDK

— (1995). ‘‘Türk Yazı Dilinin Tarihi Gelişmesinde Beylikler Devri Türkçesinin Yeri’’. Türk Dili Üzerine Araştırmalar I. 419-423. Ankara: TDK.

— (1995). Türk Dili Üzerine Araştırmalar II. Ankara: TDK. — (2005) Türk Dili Üzerine Araştırmalar IV. Ankara: TDK.

— (2007). Türk Dili Üzerine Araştırmalar III. Ankara: TDK.

— (2011). Türkçede Eklerin Kullanılış Şekilleri Ve Ek Kalıplaşması Olayları. Ankara: TDK. — (2013). Türkiye Türkçesinin Temeli Oğuz Türkçesinin Gelişimi. Ankara: TDK.

— (2014). Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi. Ankara: TDK. Köprülü, Fuad (2016). Türk Edebiyatı Tarihi. Alfa yayınları. İstanbul.

Merhan, Aziz; Şan, Funda (2016). Eski Anadolu Türkçesi Notlar ve Metinler. Ankara: BilgeSu Yayıncılık.

Özkan, Abdurrahman (2015). Netâyicü'l-A’mâl ve Menâhicü'l-Ebrâr (Amellerin Neticeleri ve İyilerin Yolları) GİRİŞ-İNCELEME-METİN-DİZİNLER-TIPKIBASIM. Konya: Palet Yay.

Özkan, Mustafa (2009). Türk Dilinin Gelişme Alanları ve Eski Anadolu Türkçesi. İstanbul: Filiz Kitabevi.

Özkan, Nevzat (2007). Türk Dilinin Yurtları. Ankara: Akçağ Yay. Redhouse (2016). İstanbul: Sev Yayıncılık.

(20)

4

Şirin, Hatice (2015). Eski Anadolu Türkçesi. Ankara: Akçağ Yayınları.

Tekin, Arslan (1998), Tarih-i İbn-i Kesîr Tercümesi (4. Cilt, 1. Kısım), Diz Özellikleri-Metin-Sözlük, Ankara: TDK.

Tekin, Talat (1988). Orhon Yazıtları. Ankara: TDK. — (2017). Orhon Türkçesi Grameri. Ankara: TDK.

Temir, A; Arat, R.R. (1992). ‘‘Türk Şivelerinin Tasnifi’’. Türk Dünyası El Kitabı. 224-247. Ankara: TKAE Yayınları.

Timurtaş, Faruk Kadri (2012). Eski Türkiye Türkçesi. İstanbul: Kapı Yayınları. — (1999). Tarih İçinde Türk Edebiyatı. İstanbul: Bozğaziçi Yayınları.

— (2009). Osmanlı Türkçesi Grameri III. İstanbul: Alfa Yayınlar.

Toker, Mustafa (2011). Anonim Satır Altı Kur’an Tercümesi II [Dizin]. Konya: S.Ü Basımevi.

TÜRK DİL KURUMU (1983). Yeni Tarama Sözlüğü. (dzl: Cem Dilçin). Ankara. TÜRK DİL KURUMU (1996). Derleme Sözlüğü. 2. Baskı, Ankara.

TÜRK DİL KURUMU (2011). Türkçe Sözlük. Ankara.

TÜRK DİL KURUMU (2012). Yazım Kılavuzu. 27. baskı. Ankara. Ünlü, Suat (2012). Karahanlı Türkçesi Sözlüğü. Konya: Eğitim Yayınevi.

Yakar, Halil İbrahim (2009). ‘‘Polonya Kütüphanelerinde Bulunan Türkçe El Yazmalar’’. Gazi Antep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi: S 257-273.

Yavuz, Orhan (2006). Anadolu Türkçesiyle Yapılan En Eski Tezkiretül-Evliya Tercümesi ve Dil Özellikleri [İnceleme-Gramer-Metin]. Konya: Tablet Yay.

— (2012). Kansu Gavrînin Türkçe Divanı (Metin-İnceleme-Tıpkıbasım). Konya: SÜ, TEAY — (1991). ''Türkçede Kapalı ''e''. (SÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi). no. 6: S 271-306. Yavuz, O; Gülmez, M. (2015). Manzum İlk Ashâb-ı Kehf Kıssası. Konya: Palet Yayınları. Zülfikar, Hamza (1995). Türkçede Ses Yansımalı Kelimeler İnceleme-Sözlük. Ankara: TDK.

(21)

5

KISALTMALAR

Ar. : Arapça

age. : adı geçen eser bhe : belirtme hâli eki bk. : bakınız

C : Cilt

çev. : Çeviren

dzl. : Düzenleyen

EAT : Eski Anadolu Türkçesi Far. : Farsça

: Gazi Üniversitesi haz. : Hazırlayan ihe : ilgi hâli eki iye : iyelik eki k.a : Kişi adı kv.a. : Kavim adı

MEB : Milli Eğitim Bakanlığı

No. : Numara

S : Sayı

s. : sayfa

sfe : sıfat-fiil eki

: Selçuk Üniversitesi

ş.a. : Şahıs adı

T.C. : Türkiye Cumhuriyeti

TDAY-B : Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten

TDK : Türk Dil Kurumu

TKAE : Türk Kültürünü Araştırma Esnstitüsü

y.a. : Yer adı

(22)

6

(23)

7

ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ

13. yüzyılda Oğuz Türklerinin Batı Türkistan’dan Anadolu’ya gelerek, 13 ve 15. yüzyıllar arasında Anadolu, Kuzey ve Güney Azerbaycan, Irak ve Suriye gibi yerlerde Oğuzca temeline dayalı olarak kurup geliştirdikleri yazı diline Eski Anadolu Türkçesi adı verilmektedir. ‘‘Eski Anadolu Türkçesi, Batı Türkçesi’nin ilk dönemini oluşturur.’’1 Diğer

bir ifadeyle, Oğuz şivesinin ilk kez yazıya geçirildiği dönemdir. ‘‘Eski Türkçe devresinde de önemli bir yere sahip olan, Göktürk, Uygur ve Karahanlı dönemi eserlerinde de varlığını hissettiren Oğuz şivesi, ilk kez 13. yüzyılda yazı dili hâline gelmiştir. Bunun en önemli nedeni 13. yüzyıla gelinceye kadar Oğuz boylarının Orta Asya’da bulunan Türk devletlerinde siyasî, sosyal, askerî ve kültürel hayatta önemli rollerde bulunmalarına rağmen lehçelerinin müstakil bir varlık gösterememesidir.2’’ Bu asırda yeni bir edebî lehçenin teşekkül

basamakları meydana gelirken Anadoluda büyük ekseriyeti Türk olan halkın bu yeni yazı dilini rahatça benimsemesi Batı Türkçesinin yayılma sahasına geniş ölçüde katkı sağlamıştır. Bugün Türkçe’nin bu devresi için, Eski Anadolu Türkçesi, Eski Oğuz Türkçesi, Eski Türkiye Türkçesi, Eski Osmanlıca gibi birçok ilmî terim kullanılmakta olup bu ifadeler içerisinde en çok kullanılanı Eski Anadolu Türkçesi terimidir. Biz de çalışmamızda bu ifadeyi kullanmayı tercih ettik.

Oğuz Türklerinin Anadolu’da kurduğu bu yeni yazı dili Selçuklu Devleti’nin yıkılışından sonra tekamül süzgecinden geçerek Doğu Türkçesinin kalıntılarını geride bırakıp asıl kimliğine bürünür. Çünkü Selçuklular devrinde Arap ve Fars dillerinin baskısı altında yeni kurulmuş bir yazı dilinin varlığı gelişme kaydedemeyeceği gibi bu diller ile olan mücadelesisinde de henüz teşekkül aşamasında olan bir edebî lehçenin sönük kalması pek tabiîdir. Selçuklu Devleti’nin yıkılışının hemen akabinde kendi bağımsızlıklarını ilan eden Anadolu Beylikleri yeni bir siyasi oluşumun ilk adımlarını atmakla birlikte Eski Anadolu Türkçesinin altın çağı diyebileceğimiz dönemin de başlamasına öncülük etmişlerdir. ‘‘Anadolu ve Türkmen beylerinin Arap ve Fars kültürüne uzak olmaları, Türkçenin bu sahada gelişme göstermesine zemin hazırlayarak birçok eserin meydana getirilmesine ve Eski Anadolu Türkçesinin asıl kıymetini kazanmasına vesile olmuştur.3’’ Osmanoğulları

Beyliğinin Anadolu’daki baskın iradesi sonucunda diğer beyliklere galip gelmesi Anadolu’da yeni bir siyasi oluşumu tetikleyen ilk süreç oldu. Bu siyasi vakanın neticesinde varlık sahasını yüzyıllara göre genişleten Osmanoğulları Eski Anadolu Türkçesine iki yönden tesir etmiştir. ---Birinci tesiri bu edebî lehçenin birçok sahada yaygınlık kazanmasına vesile olmasıdır.

1 Fuad KÖPRÜLÜ, Türk Edebiyatı Tarihi, Alfa Yayınları, İstanbul, 2016, s.250.

2 Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesinin Temelli Oğuz Türkçesinin Gelişimi, TDK Yay., Ankara, 2013, s. 41-56. 3 Mustafa Özkan, Türk Dilinin Gelişme Alanları ve Eski Anadolu Türkçesi, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2009, s. 60-110.

(24)

8

İkinci tesiri ise Osmanoğullarında siyasi yapının imparatorluk hâline dönüşmesi ile pek çok farklı kültürü bünyesinde ihtiva etmesinin sonucunda dilin yapısında meydana gelen bozulmalara sebep olmasıdır. Farklı kültürlerin tek bir çatı altında bir araya geldiği sosyal ve etnik bir yapıda dilin özünü muhafaza edebilmesi oldukça güçtür. Bu süreç içerisinde Eski Anadolu Türkçesi imparatorluk dilinin ağır koşulları altında hüküm süremeyip yerini Osmanlı Türkçesine devretmiştir.

13. yüzyılda teşekkül eden bu edebi dili genel çizgileri içerisinde tasnif eden birçok bilim adamı Eski Anadolu Türkçesini üç döneme ayırarak ilim âlemine sunmuşlardır. Günümüzde en çok tercih edilen tasnif şu şekildedir:

Eski Anadolu Türkçesi

1. Selçuklular Dönemi Eski Anadolu Türkçesi (12-13.yy) 2. Beylikler Dönemi Eski Anadolu Türkçesi (13-15.yy) 3. Osmanlı Türkçesine Geçiş Devri (16-19.yy) 4

1. SELÇUKLULAR DÖNEMİ ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ (12-13 yy.) 13. yüzyıl Türk dili ve tarihi açısından bir dönüm noktası olmuştur. Siyasi ve toplumsal hadiselerin bolca yaşandığı bu dönemde Orta Asya Türk kavimleri birçok nedenden ötürü göç etmişlerdir. Bu göçlerin en büyük sonuçlarından birisi de dil tarihinde Oğuzcaya dayalı yeni bir edebî dilin oluşmasına ve Anadolu’nun Türkleşmesine zemin hazırlamasıdır. 13. yüzyıl, Anadolu Selçuklu Devleti’nin kaderini belirleyen en önemli asırdır. Çünkü bu yüzyılda Selçuklu İmparatorluğu siyasi ve medeni hayatta en olgun çağını yaşarken Anadolu’da ortaya çıkan içtimaî buhranlar ve Moğol tahakkümünün etkisi ile imparatorluğun çöküşü ve ülkenin çeşitli bölgelerinde feodal yapıların baş göstermesi hep bu yüzyıla ait hadiselerdir. Bu hususu Banarlı şu şekilde ifade etmiştir. Bihassa Batı Oğuz Türkleri için Anadolu’da zuhur eden bu olaylar silsilesi muhtelif bakımlardan tarihî bir önem arz etmektedir.’’5

4 Zeynep KORKMAZ, ‘‘Türk Yazı Dilinin Gelişmesinde Beylikler Devri Türkçesinin Yeri’’, Türk Dili Üzerine Araştırmalar

I, TDK Yay., Ankara, 1995, s.419-423.

(25)

9

Moğol istilasının önünden kaçan Oğuz Türkleri 11 ve 13. yüzyıllarda Batı Türkistandan yola çıkarak Horasan ve Anadoluya doğru göç etmişlerdir. Yoğun bir şekilde gerçekleşen bu göçler neticesinde Türk nüfüsunun giderek arttığı Anadolu topraklarının yeni sahipleri Batı Oğuz Türkleri olmuştur. Bu göçlerin neticesinde 1040 yılında Horasan’da Büyük Selçuklu Devleti’nin kuruluşu, 1071 Malazgirt Savaşı ile de Anadolu Selçuklu Devleti’nin kuruluşu sağlanmıştır.6 Selçuklu ailesinin yönetiminde kurulan bu devletlerde

Oğuz Türkleri iki coğrafyada bağımsız bir devlet yapısına kavuşmuşlardır. 1071 Malazgirt Savaşına kadar fetih ve gaza ordularıyla Anadolu’yu sık sık ziyaret eden Oğuz Türkleri artık bu tarihten sonra Anadolu’yu yurt edinme çabalarına girişmişlerdir. Bunun en önemli sebebi moğol yıkımı altında kalmak istemeyen Oğuz Türklerinin kendilerine yeni bir yurt bulma amacıyla ilk göç dalgasını başlatarak Horasandan sonra Anadoluya gelip varlıklarını sürdürmek istemeleridir. Türk boylarının burada vatan tutup Türk nüfusunun giderek çoğalmasıyla birlikte Türkçenin ve dolayısıyla Türk dili ve edebiyatının yeni vatanında taze bir kimliğe bürünmesi bu olayların sonucunda meydana gelmiştir.

Selçuklu dönemi Oğuzcası Eski Anadolu Türkçesi Devresinin çekirdeğini oluşturan ilk kısımdır. Anadolu’da henüz kurulma ve teşekkül aşamasında olan Selçuklu Dönemi Eski Anadolu Türkçesi bir yandan konuşma diline dayalı bir yazı dili oluşturma savaşı verirken, bir yandan da Arap ve Fars dillerine karşı mücadele içindedir. Bütün bu nedenlerden ötürü ortaya konan eserlerin sayısı oldukça sınırlıdır. Bu dönem eserlerinde Doğu Türkçesine ait kalıntılara rastlamak da mümkündür.

2. BEYLİKLER DÖNEMİ ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ (13-15 yy.)

Anadolu’da Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından Osmanlı Devleti’nin imparatorluk hâline gelmesine kadar geçen döneme tarih literatüründe Beylikler Dönemi adı verilir.7

Selçuklular Devri Eski Anadolu Türkçesi’nin devamı niteliğinde olan Beylikler Dönemi Eski Anadolu Türkçesi, bu devirde Doğu Türkçesinin kalıntılarından kendisini arındırmış ve Oğuzcaya dayalı yeni bir yazı dilinin temellerini atmıştır. Bu süreç Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılıp parçalanmasından oluşan ve Eski Anadolu Türkçesinin 2. bölümünü oluşturan Anadolu Beylikleri devresini temsil etmektedir. Bu dönem 13. yüzyıl sonlarından

6 Zeynep Korkmaz, ‘‘Anadolu’da Türkçenin Yazı Dili Oluşu ve İlk Öncüleri’’, Türk Dili Üzerine Araştırmalar I, Tdk Yay.,

Ankara 2017, s. 429-434.

Zeynep KORKMAZ, ‘‘Türk Yazı Dilinin Gelişmesinde Beylikler Devri Türkçesinin Yeri’’, Türk Dili Üzerine Araştırmalar I, TDK Yay., Ankara, 1995, s.419-423.

(26)

10

15. yüzyıl ortalarına kadar varlığını devam ettirir. Osmanlı Devleti’nin diğer beyliklerin varlığına son vermesiyle birlikte bu süreç sona erer.

13. yüzyılda meydana gelen Moğol akını Orta Asya’da yaşayan kavimlerin varlığını tehdit edince bu durum karşısında yaşama imkânı bulmak amacıyla anavatanlarını terk eden kavimler bir göç dalgası oluşturdu. Anadolu’ya yapılan bu göçler burada Türk nüfusunun artmasına sebep oldu. Bu durumun tabiî bir sonucu olarak yıkılan Anadolu Selçuklu Devleti’nin yerini kendi bağımsızlıklarını ilan eden Beylikler almıştır. Anadolu Türkmen beylerinin egemen oldukları bölgelerde, Arapça ve Farsçaya itibar etmeyip Türkçeye ağırlık vermeleri, Anadolu’da Oğuzcaya dayalı yeni bir yazı dilinin 2. basamağını oluşturmuştur. Bu dönemin Selçuklu Devri Eski Anadolu Türkçesinden en büyük farkı, Arap ve Fars kültüründen uzak olan Türkmen beylerinin bilinçli bir tutum sergileyerek Anadolu’da Türkçenin gelişip yaygınlaşmasına zemin hazırlamasıdır. Bu durumun neticesinde Arapça ve Farsçadan çeviri, uyarlama ve telif yoluyla birçok eserin edebiyatımıza kazandırılmasına öncülük eden Türkmen beyleri, Anadolu beylikler döneminde Türkçeye dayalı yeni edebiyat devresinin başlamasını sağlamışlardır. Anadolu’da Türkçe’nin tarihî kaderini belirleyen en büyük vaka hiç şüphesiz Karamanoğlu Mehmet Bey’in Konya’yı aldıktan sonra devletin resmî dilini Türkçe olarak ilan etmesidir. (Haziran 1277 / Zilhicce 675)

‘‘Şimdiden girü hiç kimesne kapuda ve divanda Türk dilinden gayrı dil söylemeye. Defterleri dahı Türkçe yazalar.’’8 şeklinde vermiş olduğu ferman, Anadolu’da Türkçenin

gelişip yaygınlaşması konusunda yaktığı ateşin ilk kıvılcımlarıdır. Bu olaydan sonra diğer Anadolu beylerinin de Türkçeye karşı vermiş oldukları önem bir kat daha artmış, Arap ve Fars dillerine karşı Türkçeyi egemen kılma mücadelesinin ilk sinyalleri verilmiştir. Bu ferman ile birlikte yeni telif ve tercüme eserlerin artması sonucunda Türk dilinin gelişme ve yaygınlaşma sahası oldukça genişlemiştir.

Bu devirde kaleme alınan eserlerin birçoğu Farsçadan tercüme edilmiştir. Bu eserlerin en büyük özelliği Orta Asya’daki edebî dilden yani Doğu Türkçesinden tamamen farklı bir yazı dili-y-le, Oğuz Türkçesiyle yazılmış olmalarıdır. Türkçe’nin büyük bir öneme sahip olduğu bu dönemde birçok şair ve edip yetişmiş olup bu kişilerin eserleri edebiyatımızda derin izler bırakmıştır. Dil, edebiyat, düşünce, bilim ve kültür hayatında Türkçe eserlerin söz sahibi olması, Arapça ve Farsça gibi dillerin geri planda kalmasına ve Anadolu’da Türk dili gücünün artmasına vesile olmuştur.

(27)

11

3. OSMANLI TÜRKÇESİNE GEÇİŞ DÖNEMİ (16-19 yy.)

Bu dönem Osmanlı Devleti’nin diğer beyliklerin siyasî varlığına son verip beylikleri kendi idaresi altına almasıyla kısmen başlamıştır. 15. yüzyılın başında Anadolu’da Karamanoğulları ve Candaroğulları beyliklerinin dışındaki tüm beylikler Osmanlı idaresi altında bulunuyordu. 1402 yılında yapılan Ankara Savaşı neticesinde, Osmanlı Devleti’nin Timur’a yenilmesinin ardından Anadolu’da büyük bir siyasi boşluk meydana geldi. Bu olumsuz durum karşısında edebi faaliyetlerde hiçbir duraklama ve aksama meydana gelmedi. Gerek Karamanoğulları ve Candaroğulları sahasında gerekse Osmanlı sahasında birçok eser kaleme alındığı gibi edebî dilde de bir canlılık söz konusu idi.9

Osmanlı Devleti’nin topraklarının genişlemesine paralel olarak dilin yayılma sahasında da bir genişleme meydana gelmiştir. Bu durum neticesinde farklı kültürlerle karşılaşan Türk dili, sadeliğini her ne kadar muhafaza etmeye çalışmış olsa da yabancı kelime ve sözcüklerin dilimize girişini engelleyememiştir. Arap ve Fars dillerinin yoğun bir şekilde etkisinde kalan Türkçe, bu dillerden birçok söz varlığı ve ekler alarak yapısında büyük bir değişme meydana getirmiştir. Bu hususta Zeynep Korkmaz şu görüşü beyan etmiştir: ‘‘Arapça ve Farsçanın Türkçe üzerindeki bu yoğun etkisi, yalnız söz varlığında kalmamış; bu sözlerle birlikte adım adım dil bilgisi kuralları ve ekleri de yerleşmiştir. Böylece Eski Anadolu Türkçesi’nin, dilin içyapısındaki özleri silinmiş, nazım ve nesir (düz yazı) dili genellikle üslup açısından sanat oyunları ile süslenmiş ağır ve ağdalı bir dil durumuna gelmiştir.10’’ Bu

dönemde az da olsa sade dil ile yazılmış eserlere rastlamak mümkün olsa bile daha önceki dönemlerde görülen sade Türkçe hareketi ile eser kaleme alma mücadelesi büyük bir zafiyet göstermiştir. Anlatım ve üslup bakımından önceki devirlerde görülen sadelik yerini, ağır ve ağdalı bir dile bırakmıştır. Bu dönem şair ve ediplerin edebî sanat yapmak ve yazma kudretini göstermek amacıyla eserlerinde kullandıkları dil, her ne kadar işlenip gelişme göstermiş olsa da anlamın şekil için kurban edildiği, ağır üslup ve anlatımların altında ezilmiş yapay bir dil doğurmuştur. Bahsi geçen bu durumu ustalık olarak atfeden şair ve edipler istemeden de olsa dilin sade yapısını çökerterek yeni bir dönemin başlangıcına yol açmışlardır.

9Mustafa Özkan, age., s. 80-85. 10Zeynep Korkmaz, age., s.81.

(28)

12

ESER HAKKINDA

1. Eserin Müellifi ve Telif Tarihi11

Şükür-nâme adlı eserin müellifi Mahmûd bin Şeyh Fahreddîn’dir. Taranan kaynaklar arasında müellife dair herhangi bir bilgiye rastlanılmamıştır. Müellif hakkındaki malumatımız eserdeki sınırlı verilerden ibarettir. Müellif eserde kendisinden bahsederken ‘‘bu faḳįr [ü] ḥaḳįr Maḥmūd bin eş-Şeyḫ Faḫre’d-dįn (1b/4-5), ben bį-çāre, mücrim ḳulına (1b/7), bu faḳįr ü ḥakįr (20b/13)’’ gibi ifadeler kullanmıştır. Tarihî kaynaklarda müellifin hangi tarihler arasında yaşadığı ve öldüğü hususunda bir bilgi bulunamamıştır. Eserin telif tarihi, nerede ve ne zaman yazıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Elimizdeki nüshasın ilk varağında (1b/4-5) yazarın ismi yer almaktadır.

Şükür-nâme’nin imla, fonetik ve morfolojik hususiyetleri göz önünde bulundurulduğu zaman Eski Anadolu Türkçesi devresinde (13-15.yy) yazılmış olduğunu söyleyebiliriz. Bizi bu görüşe yönlendiren temel sebepler eserin dili ve imlasıdır.

Şükür-nâme bir mecmua içerisinde yer almakta olup 21a sayfasında sona erdikten sonra başka bir eser karşımıza çıkmaktadır. Besmele-i şerîf ile başlayan bu eser ile Şükür-nâme aynı kişi tarafından yazılmıştır. Bu eserden Şükür-nâme’nin müellifine ve istinsah tarihine dair bilgi edinebilmek için gerekli bölümleri okuduk. Ancak eserin ne ilk varağında ne de son varağında herhangibir bilgi ile karşılaşmadık.

2. Eserin Meydana Getirilişi, Adı ve Yazılış Sebebi

Şükür-nâme adlı eser Mahmûd bin Şeyh Fahreddîn’in Arapçadan Türkçeye tercüme ettiği12,

çeşitli konuları bünyesinde ihtiva eden küçük bir ilmihâl kitabıdır. Müellif, eseri Arapçadan tercüme ettikten sonra kitabın adını Şükür-nâme olarak belirlemiştir. ‘‘Va’llāhu ḳarįbün mücįb kitābuñ adın Şükür-nāme ḳodum.’’(2a/5-6)

Müellifin bu kitabı kaleme almasındaki asıl amacı, Müslümanların dinî vecibelerini yerine getirirken dikkat etmeleri gereken hususlar noktasında bu eserden faydalanmaları ve daha sonra müellifine dua etmeleridir. Mahmûd bin Şeyh Fahreddîn, kitabı yazma amacını eserde yer alan

11 Şükür-nâme esasen Arapçadan Türkçeye tercüme edilen bir eserdir. Ancak Mahmûd bin Şeyh Fahreddîn

tercüme ettiği eserin adını vermiştir (2a/5-6). Bunun yanı sıra eserde (1b/8) ‘‘te’lif idivirdüm’’ gibi bir ifade yer aldığı için biz de mütercim demek yerine müellif demeyi tercih ettik.

12 Müellif eseri tercüme ettiğini metinde yer alan şu ifadeyle açıklamaktadır: ‘‘ ʿazm itdüm ki ol kitābı Türkįye

(29)

13

şu ifadelerle açıklamaktadır: ‘‘Ben bį-çāre mücrim ḳulına oġlancuḳlar virdi. Ḥāfıẓ kelām ḳıldı. Anlaruñ-çün bir muḥtaṣar kitāb teʹlįf-idi virdüm ki evvel göñüllerine Allāh ve Resūlu’llāh muḥabbeti girsün içün ve iʿtiḳādları evvel emrden muḥkem olsun içün anda bir nice mesāʹil yazdum-ıdı. (1b/7-1b/11)’’

‘‘Ben çaresiz, günahkâr kuluna evlatlar verdi. Beni kelamın hafızı yaptı. Onlar için özet bir kitap yazıverdim ki ilk önce gönüllerine Allah ve Resulullah sevgisi girsin ve itikatları baştan itibaren sağlam olsun. Bunun için o kitapta pek çok meseleyi yazdım.’’

Müellifin bu ifadelerinden de anlaşılacağı üzere kitabı tercüme etmesindeki maksat, evlatlarının gönlüne Allah ve Resulullah sevgisini yerleştirmektir. Bunun yanında onların itikatlarının (inançlarının) en baştan kuvvetli olmasıdır.

Kitapta yer alan başka bir bölümde ise eserin yazılma amacından şöyle bahsedilmiştir: ‘‘ ʿArabdan ḳāṣır olanda ol sāʹil geñez ḳılıvirem tā ki her nesneden öñdin iʿtiḳād ve ferāyiż bileler. Anuñ mūcibince ʿamel ḳılalar. Müʹmin ḳardaşlar oġlancuḳları daḫı dįn bābında bu vācibleri bileler, müʹellifine duʿā ideler.(2a/1-2a/5)’’

‘‘ Arapçasından kısaltılmış olan o meseleleri kolay (olarak) yazıyorum. Çünkü her nesneden önce inanc(ı) ve farzlar(ı) bilsinler. Onların gereğince amel etsinler. Mümin kardeşler(in) çocukları din konusunda bu vacipleri bilsinler ve müellifine dua etsinler.’’

Yukarıda geçen iki ifaden de anlaşılacağı üzere Mahmûd bin Şeyh Fahreddîn bu eserini çocuklara yönelik hazırlamıştır. Hem kendi çocuklarının hem de diğer mümin kardeşlerinin çocuklarının İslâm’ın emirlerini kolayca öğrenmeleri ve en baştan doğru bir itikada sahip olmaları için bu eserini özet bir şekilde Arapçadan tercüme etmiştir.

3. Eserin Nüshaları

Mahmûd bin Şeyh Fahreddîn’e ait Türkiye’de toplam 9 adet Şükür-nâme bulunmaktadır. Türkiye’deki nüshalarından başka eserin bir tane de Polonya’da nüshası mevcuttur.13 Sivas

nüshası Şükür-nâmenin giriş kısmı olup dinî meselelerden genel çerçevede bahseden ilk bölümdür. Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesinde bulunan nüsha, üzerinde çalışma yaptığımız nüshanın aynısıdır. Fakat Eski Anadolu Türkçesi devresinin fonetik ve morfolojik özelliklerinden birçoğunu bünyesinde barındırmaması eserin telif tarihinden sonraki bir

13 bk. Halil İbrahim Yakar, ‘‘Polonya Kütüphanelerinde Bulunan Türkçe El Yazmaları’’, Gaziantep Üniversitesi

(30)

14

dönemde istinsah edildiğinin en büyük delilidir. Eserin Ankara Milli Kütüphanede 4 adet nüshası bulunmakta olup bunlardan yalnızca bir tanesi Sivas nüshası ile eşleşmektedir. Bu nüshanın da yarısı yoktur. Bu sebepten ötürü tenkitli nüsha yapma imkânı bulamadık.

Çalışma yaptığımız eserin fiziksel özellikleri şu şekildedir: Yazma Türkçe olup 1b sayfasında başlamakta 21a sayfasında sona ermektedir. 15b/7 ile 18a/6 varakları arası harekeli diğer kısımlar harekesiz nesih hatla yazılmış, 20 x 15 - 13.5 x 6.5 mm ölçüsünde, 14 satırlı,

Mecmuatü’r-Resâil adlı Arapça bir kitabın 36a ile 64b varakları arasında yer alan küçük bir eserdir. Bu

nüsha Sivas Ziya Bey Kütüphanesi yazmalar 103 numaralı bölümde kayıtlı bulunmaktadır.

‘‘Bismillāhi’r-raḥmāni’r-raḥįm’’ (1b) sözü ile başlayan eser ‘‘subḥānallāhi ve bi-ḥamdihi subḥānallāhi’l ʿaẓįm ve bi-ḥamdihi temmete’l kitāb ʿavni’llāhi’l melikü’l vehhāb14 ’’ (21a/4-21a/5) sözü ile sona ermektedir.

Eserin Türkiyedeki tüm nüshalarını topladık. Elimizdeki Sivas nüshası ile aynı konuyu içeren 2 nüsha tespit edilmiştir. Bu nüshaların tamamı okunmuş olup eserin müellifine ve istinsah tarihine dair herhangi bir bilgiyle karşılaşılmamıştır. Diğer nüshalarında ilgili bölümleri okunmak suretiyle gözden geçirilmiştir. Ancak bu nüshalarda da herhangi bir bilgi karşımıza çıkmamıştır.

Şükür-nâme’nin Türkiye’de bulunan nüshalarının konuları ve müstensihleri birbirinden faklıdır. Diğer nüshaların bulundukları yer ve konuları şu şekildedir:

14 ’Allah’a hamdolsun, onun şanı yücedir ve o bütün noksanlıklardan münezzehtir. Hayırları ve iyilikleri bağışlayan

ve melik olan Allah’ın yardımıyla kitap tamam oldu.’’

Nüshalar Konusu

Bolu İl Halk Kütüphanesi I Türk Dili ve Edebiyatı Bolu İl Halk Kütüphanesi II İslam Dini-Fıkıh Burdur İl Halk Kütüphanesi Zikir

Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Namaz Milli Kütüphane (Ankara) I Namaz Milli Kütüphane (Ankara) II -

Milli Kütüphane (Ankara) III Mevize ve hutbeler Milli Kütüphane (Ankara) IV İslam Dini-İbadetler

Polonya Peygamber ve mezhep imamları

(31)

15

4. Eserin Konusu

Elimizdeki eserin asıl konusu namazdır. Namaz konusundan başka eserde çeşitli dinî mevzulara da değinilmiştir. İslam dininin şartları, emir ve yasakları gibi konuları da eserin içerisinde görebilmekteyiz. Eserde işlenen her konunun akabinde o bölümle ilgili hadislere yer verilmiştir. Eser 7 fasıl şeklinde tertip edilmiş olup her fasıl kendi içerisinde farklı bölümlere ayrılmıştır. Bu fasılların başlıkları ve içeriği şu şekildedir:

1. EVVELKİ FAṢL

Allah’a ve peygambere imanın nasıl olması gerektiği anlatılmaktadır. (2b/2-3a/6)

2. İKİNCİ FAṢL

Bu bölümde iman ve İslam’ın şartları anlatılmaktadır. (3a/6-14a/4)

3. ÜÇİNCİ FAṢL

Bu bölümde gece ve gündüz yapılması gereken tesbihatlar anlatılmaktadır. (14a-15b/7)

4. DÖRDÜNCİ FAṢL

Bu bölümde günahlar anlatılmaktadır. (15b/7-18a/5)

5. BİŞİNCİ FAṢL

Orucun faziletlerini bildirir. (18a/5-19b/1)

6. ALTINCI FAṢL

Teyemmüm ve abdesti bozan şeyleri anlatmaktadır. (19b/1-20a/5)

7. YİDİNCİ FAṢL

(32)

16

5. Eserin Dili

Şükür-nâme’nin dili Eski Anadolu Türkçesi dönemi eserlerinin dili ile aynı özelliklere sahiptir. Eser dinî bir kitap mahiyetinde kaleme alındığı için sanatlı bir dil kullanmaktan kaçınılarak sade ve anlaşılır bir dil yapısı çerçevesinde oluşturulmuştur. Metin içerisinde geçen ayet ve hadislerin açıklanması bahsinde, Türkçe kelimelerin Arapça ve Farsça kelimelere nazaran daha sık kullanıldığı dikkat çeken bir başka husustur. Bugün konuşma ve yazı dilinde kullanımdan düşmüş olan (arkaik) kelimelerin varlığı eser içerisinde yoğun bir şekilde mevcut olmakla birlikte günümüze kadar varlığını sürdüregelmiş kelimelerin de aynı yoğunlukta olması eserin dil zenginliği açısından mühim bir özellik arz etmektedir.

6. Eserde Eski Anadolu Türkçesine Ait Kelimeler

Eser içerisinde tespit ettiğimiz bazı kelimeler Eski Anadolu Türkçesi devresinden sonra unutulmuş dil unsurları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bugün arkaik kelimeler olarak adlandırdığımız bu yapılar eserin telif edildiği zamanı tespit etme açısından bizlere yol gösteren ve yardımcı olan en önemli yapı taşlarıdır. Metinde tespit edilen aşağıdaki kelimeler, dilimizde Eski Anadolu Türkçesi dönemine kadar kullanılan, daha sonra varlığını yitiren kelimeler olarak bilinirler. Bu cihetten bakıldığı zaman eserin Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait bir metin olduğu deliller yolu ile ispatlanmaktadır. Metinde tespit edilen söz konusu kelimeler şunlardır:

anda 1. Orada 2. O zaman, o anda.

1. muḥkem olsun içün anda bir nice mesāʹil yazdum-ıdı. (1b/10)

2. at çekmek gerekse ol didügi nesne anda olsun gerek olmasun. (16a/8) arıḳ Cılız.

ḳulaġınuñ yarusı kesük olmaya, ġāyet arıḳ örüye otlamaġa varmaz. (6b/9) bañla- Ezan okumak.

Orucı fıṭra yur ve ammā mü'eẕẕin bañlayıncaḳ bile eyde. (7a/2) baylıḳ Zenginlik, varlıklı olma.

Dervįşligi göñlinden götürem, baylıġa döndürem. (13a/5) biti Amel defteri, yazılmış şey.

Yaʿnį bitimi saġ elüme vir, ḥesābum geñez ḳıl. (8a/5) buñ Zaruret, felaket, sıkıntı, gam.

(33)

17

çıġan Cimrilik, hasislik, pintilik.

Çıġan kimesne Tañrıdan ıraḳ cehenneme yaḳın. (18a/3) döy- Dayanmak, katlanmak.

cehennem ʿaẕābına ṭaġlar, ṭaşlar, aġaçlar döyemez. (17a/12) dükeli 1. Hep, hepsi, bütün. 2. Tamamen, bütünüyle.

1. Ḳurʹāndur, dükeli kitāblaruñ ulusıdur. (2b/14)

2. Bāḳį dükeli ne varsa ve ṣaçı bu aʿżālaruñ yarusı acuḳ olsa. (9a/10) eñek Çene.

üç kez yüzin ṣaçından eñegine degin yuya. (7b/14) eyit- 1. Demek, söylemek. 2. Buyurmak.

1. Ol namāz eydür. (10a/3) 2. Ḥaḳ Teʿālā eydür. (10a/2) geñez Kolay.

Yaʿnį bitimi saġ elüme vir, ḥesābum geñez ḳıl. (8a/5) givür- Koymak, sokmak, girdirmek.

Kim ʿizzüm ḥaḳḳı-çün sekiz kimesneyi saña givürmeyem (17b/12) gökçek Güzel, sevimli.

her kimse kim gökçek ḳoḳulu nesne götürse ya dürtünse. (20b/4) günile- Kıskanmak, çekememek, haset etmek.

Bir daḫı ḥaseddür. Yaʿnį günilemekdür. (16b/5) günüci Kıskanç.

Ḥaḳ Teʿālā and içmişdür ki günücileri ḫor ide (16b/6) ır- Ayırmak, cüda kılmak.

Ḳabrin göz ırmayınca giñideler. (4a/3) ilenç Beddua.

Mażlūm ilencinden ṣaḳınuñ. (20a/5) ḳaçan Ne vakit, ne zaman ki.

Ḥaḳ Teʿālā eydür: Ḳaçan ki yiğitler ve gencler oruc dutsalar. (19a/5) ḳaḳır- Öfkelenmek, hiddetlenmek.

ḫulḳı çirkin neye gerekse ḳaḳırur. (16b/9) ḳanda Nerede, nereye.

(34)

18

ḳaravaş Cariye, hizmetçi.

yigirmi baş ḳul ḳaravaş āzād itmişçe ṩevāb virile. (14b/6) keleci Söz, laf, lakırdı.

ʿavrat-ıla yaramazlıḳ üzre keleci itse. (17a/2) key Çok, pek, gayet.

ʿamel idenler benüm-ile ümmetüñ key ḫorı farḳ[ı] gibidür. (2a/12) ḳuç- Kucaklamak, sarılmak.

Ḳıyāmet ḳopduġı sāʿat ḥūrlar geleler öpe ḳuça. (4a/8) ḳurşur- Kavuşturmak, birleştirmek.

baş barmaġ-ıla serçe barmaġın ṣol bilegine ḳurşura. (9b/4) küy- Beklemek, sabretmek; çevreyi gözetlemek.

Eyle sovuḳdan yāḫūd yoldaşları küymez gider. (19b/5) muştucı Müjdeci.

bereketlerüñ rūzį ḳıl, uçmaḳ muştucısını işitdür. (8a/13) nişelik Nasıllık, niçinlik.

Göz-ile ve ḳulaġ-ıla degül nişeligini kendü bilür. (2b/8) sın- Kırılmak, bozulmak.

ābdest ne vaḳt sındısa güni ḥesābın andan duta. (8b/6) söyken- Bir dirseğini destek yaparak uzanmak, yaslanmak.

saġ yanı üzre yatsa yāḫūd söykense yüz ḳul hüve’llāhu eḥad oḳusa. (14b/11) süci Şarap, içki.

süci içenlere dünyede ne ḳadar içdi-y-ise (17b/1) ṭayındur- Kaydırmak.

ayaġum[ı] Ṣırāṭ köprüsinden muḥkem eyle, ṭayındurma. (8b/4) ud Erkek ve kadının cinsel organlarının bulunduğu yer.

Yaʿnį göñlümi münāfıḳlıḳdan, ud yirümi yaramazlıḳdan ṣaḳla. (7b/7) viribi- Göndermek.

Muḥammed Muṣṭafā anuñ resūlidür, bize viribidügi elçidür (4b/10) yap- Kapatmak.

Andan ol ḳapuyı yapalar (4a/2) yaraḳla- Hazırlamak.

(35)

19

kendü dįdārın ol ʿābidlere yaraḳladı. (2a/10) yarlıġa- Suçu bağışlamak, günahı affetmek.

günāhkārın günāhlarum sen yarlıġa. (8b/13) yarlıġa[yı]cı Affedici, bağışlayıcı.

Kim daḫı yarlıġa[yı]cı yoḳdur beni ilāhį tevbelü pāk eyle. (8b/13) yarlıġan- Günahı bağışlanmak, mağfiret olunmak.

elli yıllıḳ günāh[ı] yarlıġana didi. (14a/7) yiyi Koku.

Kişi yalan söylese aġız yiyisinden. (16a/14) yiyni Hafif.

üçinci iki keleci vardur dilde yiyni terāzūda aġır Allāh’ı sevmekdür. (21a/4) yoy- Silmek, boşa götürmek, heder etmek.

Müsülmān olana vācibdür ki ʿamelini yoymaya. (19a/14)

yören- Dolaşmak, yaklaşmak, bir şeyin çevresinde dolaşmak. ol gün şeyṭān ḳatına yörenmeye. (14a/14)

yülük Tıraşlı, tüysüz.

(36)

20

(37)

21

BİRİNCİ BÖLÜM

YAZILIŞ (İMLA) ÖZELLİKLERİ

Çalışmamızın bu bölümünde eser içerisinde kullanılan Türkçe kelime köklerindeki ve eklerdeki ünlü yazılışları tek tek ele alınmış ve eserdeki imla çeşitliliği, sayıları ve örnekleriyle birlikte gösterilmiştir. Eser içinde Uygur imla geleneğinden gelen birkaç hususiyetle birlikte Arap ve Fars yazı dili geleneğinin de görülmesi ünlü yazılışlarında birtakım farklılıkların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu farklılık, bir kelimenin aynı ünlüsünde iki veya üç çeşit biçim kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla eserde bir imla düzensizliği mevcuttur. Bunun en temel sebeplerinden birisi eserin bazı kısımlarının harekeli olmasından kaynaklanmaktadır. İmlada görülen bu düzensizlikten dolayı ünlülerin yazılışlarını belirli kaidelere bağlamak mümkün değildir. Bu sebepten üzerinde çalıştığımız eserin imla özelliklerini iki bölümde incelemeyi uygun bulduk. Birinci bölümde Türkçe kelime köklerinde, ikinci bölümde ise eklerde yer alan ünlülerin tetkiki yapılarak imla hususu ele alınmıştır. Kelime köklerinde ve eklerde tespit edilen bu farklı imla özellikleri istatikî olarak verilmeye çalışılmıştır. Parantez içerisinde verilen sayı kökün veya ekin metinde toplam kaç kere geçtiğini göstermektedir. Ayrıca yabancı kelimelerin imlası ve bu kelimelerde görülen muhtelif yazılışlar da gösterilmiş, Türkçe kelimelerde olduğu gibi yabancı kelimelerde de bir imla düzensizliğinin olduğu örnekleriyle birlikte ortaya konulmuştur. Bölüm sonunda eserin imlasına dair tespit edilen birkaç husus maddeler hâlinde verilmiştir.

(38)

22

Metnimizde Uygur ve Arap-Fars yazı dili geleneğinden gelen imla hususiyetleri aşağıda örnekleriyle gösterilmiştir.

1. Uygur imlasına dair hususiyetler

a) Ünlülerin harflerle yazılması.

gögsi ى سكوك 9b/3 ḳorḳar راقروق 19b/4 uçmaḳdan قامچواند 4a/3 b) Kalın sıradan kelimelerde ( س ) kullanılması.

su وس 19b/4

c) ç ünsüzünün yerine ( ج ), p ünsüzünün yerine ( ب ) kullanılması. çıban ندنابج 20a/2

çıḳar رقج 19b/13

ḳaplayu ویلبق 8a/4 köprü وربک 8b/3 d) Birtakım eklerin kelime tabanından ayrı yazılması.

ʿamel-lerüñüz زكورللمع 4a/5 ṭolmış-lar رلشملط 4a/4

2. Arap-Fars imlasına dair hususiyetler

a) Ünlülerin yazılmaması.

bilgil لكلب 2b/4 yatmaḳ قمتي 6a/11 oḳımaḳ ق 6a/11 مقا b) Kalın sıradan kelimelerde ( ص ) kullanılması.

ṣu وص 20a/2 ṣaḳınuñ كنقاص 20a/6 ṣındı ىدنص 19b/11 c) Farsçadan alınan ( چ ) ve ( پ ) harflerinin kullanılması.

çaġura هرغاچ 4a/13 çevre هروچ 10a/1

arpa اپرا 5a/14 köprü ى سرپك 3a/13 d) Eklerin kelime tabanına bitişik yazılması.

ḳardaşlar رلشادرق 2a/4 mekāndan ندناكم 2b/5 gerekdür ردكرك 20a/6 e) Tenvin kullanılması.

(39)

23

Elimizdeki metinde imla düzeninin karışık olmasının en önemli sebeplerinden birisi eserin yalnızca bir kısmının harekelenmiş olmasıdır. Ayrıca hareke olmayan sayfalarda da yine kelime ve eklerin yazılışında bir düzensizlik söz konusudur. Şöyle ki; aynı satırda ve sayfada bir kelime 2 farklı imla ile yazılmıştır. Eserdeki bu karışık durum neredeyse bütün eklere yansımıştır. Metnimizde bu karışık imla düzenini barındıran kelime ve ekleri aşağıda örnekleriyle birlikte göstermeye çalıştık.

a) Kelimelerde görülen farklı yazılışlar

altı(6) ِتلَا 17a/7 altı(6) تلا 6b/4

ard درَا 16b/2 ard درا 15b/4

bayram ماريب 6b/10 bayramınuñ كُن ِمَار يَب 18b/10 böyle لايب 13a/12 böyledür ر ُدَل يُب 17b/7

ev وا 5a/4 ev وَا 16a/2

gice هجيك 5b/3 giceleri ىرل َج ِك 18b/11

ıraḳ قارا 15b/6 ıraḳ قاَر ِا 18a/4

iki ِىكِا 16a/1 iki ىكيِا 15b/14

ile َل ِا 15b/13 ile لايا 19b/8

ḳaftan ناتفق 4a/12 ḳaftan نَات ف َق 17b/6 kimesne هنسمك 5b/12 kimesne هَن س َم ِك 20b/8

nice هجين 1b/10 nice ه َجِن 17a/12

ṣıyar ريص 20a/1 sımaz زامس 20a/1

şöyle هليش 4a/13 şöyle هَلي ُش 18a/2

(40)

24

b) Eklerde görülen farklı yazılışlar

Ekin adı 1 2 3 4 5 6 7

Belirtme hâli eki: +I ( ) ى ( ِ ) ( ) ٖ ى ( ) ي ( ٖ ) ( ) ٖ ئ ( ء )

Yönelme hâli eki: +e ( ه ) ( ه ) (

ٖ

) ( ا ) ( ٖ ا ) ( ٖ ا )

Görülen geçmiş zaman eki: -dI ( ) ىد ( ) ى د ( د ) ( ) ي د ( ) ٖ ىد ( ) ٖ ى د

İstek eki: -e ( ا ) ( ه ) ( ٖ ) ( ه ) ( ٖ ا ) ( ٖ ا )

Sıfat-fiil eki: -an ( ) ن ( ) نا ( ) ن ا ( ) ن ا ( ٰن)

Teklik üçüncü şahıs iyelik eki: +I ( ) ى ( ِ ) ( ) ٖ ى ( ٖ )

İsim-fiil eki: -mAK (قم) (كم) (ق م) (ْك َم)

Zarf-fiil eki: -Up ( ب ) (بو ) ( ُ ب) ( ب ُو )

İlgi hâli eki: +Uñ ( ) ك ( ) كو ( ٖ ك ُ) ( ) ٖ ك و

Ayrılma hâli eki: +dan ( ) ند ( ) ٖ ن د ( ) ٖ د ( ٖ اد)

Yukarıdaki örneklerde görüldüğü üzere eserde ileri derecede bir imla düzensizliği söz konusudur. Bu düzensizlik bilhassa eklerin yazılışında daha çok dikkati çekmektedir. Biz burada yalnızca bazı eklerin yazılışını göstererek eserdeki imla durumunu ifade etmeye çalıştık. Şükür-name’nin bu karışık imla yapısından dolayı eserde geçen tüm eklerin yazılışını ilgili bölümlerde ayrıntılı bir şekilde göstermeye ihtiyaç duyduk. Her ekin kalın, ince, yuvarlak ve düz şekilleri ilgili bölümlerde ayrı ayrı ele alınmış ve istatikî verilerle gösterilmiştir.

(41)

25

A. KELİME KÖKLERİNDE ÜNLÜLERİN YAZILIŞLARI

1. a ünlüsü

I. Ön seslerde

Metnimizde a ünlüsü ön seslerde üstünlü elif ( َا ), medli elif ( ا ) ve elifle ( ا ) olmak üzere üç farklı şekilde yazılmıştır. Aşağıda verilen örneklerde görüleceği üzere bir kelimenin aynı ünlüsünde iki, hatta üç çeşit yazılış bile görülmektedir:

a) Üstünlü elifle ( ٖ ا ) yazılışı (15) aġaçlar ر َل جا غَا 17a/12 (1) aġzı ِزغَا 16a/14 (1) aġrıtsa اس تِر غَا 16b/12 (1) aḳçaya هيج قَا 17b/6 (2) altında هدنت لَا 9b/3 (2) altı ِتلَا 17a/7 (1) ana انَا 16b/14 (1) anda هد نَا 16a/8 (1) ard درَا 16b/2 (1) arḳası ى ساق رَا 9a/9 (1) arşun نوش رَا 16b/3 (2) artura هرُترَا 16b/6 (1)

b) Medli elifle ( ٖ ا ) yazılışı (10) adın ند ا 2a/6 (1) adım مد ا 19b/2 (1) aġır ر ِغ ا 16a/1 (1) anda ادن ا 16b/5 (1) anı ين ا 2b/3 (2) arıḳ قر ا 6b/9 (1) aṣalar رلاص ا 17a/8 (1) aş ش ا 5b/13 (1) az ز ا 16b/11 (1)

(42)

26 c) Elifle ( ا ) yazılışı (96) acısın نسجا 14a/12 (1) açalar رلچا 4b/1 (6) açılur رلچا 3b/14 (2) açuḳ قچا 9a/12 (2) adlu ولدا 3b/6 (1) aġ غا 8a/12 (1) aġardı ىدرغا 18b/4 (3) aġır رغا 21a/4 (1) aġız زغا 6a/2 (4) aġladı ىدلاغا 13a/1 (2) aġrısa اسرغا 20a/1 (2) aġsak قسغا 6b/10 (1) aḫşam مشخا 10b/2 (4) aḳ قا 18b/2 (3) aḳsa اسقا 20a/1 (2) aḳıdıvirem مرويدقا 13a/6 (1) ala لا 6a/7 (4) alçaḳdur ردقجلا 19b/4 altın تلا 4b/3 (2) altı(6) تلا 6b/4 (5) altıncı ىجنتلا 19b/1 (1) altmış شمتلا 5b/11 (2) aṣıldur ردلصا 2a/13 (1) arta اترا 5a/9 (2) artuḳ قترا 4b/9 (6) aşaġadan نداغشا 2b/6 (1) altun نوتلا 6a/14 (2) ana انا 18a/1 (1) aña اكا 5a/7 (12) anda هدنا 1b/10 (3) anı ىنا 2b/2 (3) anlar رلنا 1b/8 (1) anuñ كونا 2a/4 (4) ara ارا 7a/5 (3) aralıġında هدنغلارا 5b/11 (1) ard درا 15b/4 (1) arpa اپرا 5a/14 (2) ata اتا 18a/1 (2) II. İç seslerde

A ünlüsü iç seslerde elif ( ا ), üstünlü elif ( َا ), dik üstünlü elif ( ا ) ve üstün (

) olmak üzere 4 farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır. İç seslerde a ünlüsünün geçtiği kelimeler ve her kelimenin metin içerisinde ne kadar kullanıldığı aşağıda belirtilmiştir:

Şekil

Şekil ekleri (Tasarlama kipleri)

Referanslar

Benzer Belgeler

Prostatic urethral lift: two year results after treatment for lower urinary tract symptoms secondary to benign prostatic hyperplasia. Martin DJ,

When words or word groups are analyzed in a sentence using phrase structure, clues can be got about the text.. Using word phrases and their meanings help to make

1,2 Hastamızda risperidon tedavi- sinden altı ay sonra lökopeni gelişti ve ilaç kesil- dikten altı hafta sonra normale döndü.. Hollan- da’da 90 yaşındaki bir hastada

In the experimental group lessons in the field of genetic engineering and biotechnology were conducted, in which pupils were taught cognitive skills such as drawing graphs,

MTĠDS UYGULAMASI TANITIM, KURULUM VE KULLANIM ĠġLEMLERĠ Kodlarından yukarıda kısaca alıntı yapılan, Mobil Türk ĠĢaret Dili Sözlüğü (MTĠDs 2011.v.1.1)

Kattal zengiye hizmet etmek daha hayırlıdır.” deyip dönüp Sarsar ayyar’a şöyle der: “Ey ayyarların sulatanı ben şimdi Ray-ı azam’ın yanına varamam,

Çalışmamızın giriş bölümünde Firdevsî’nin hayatı hakkında bilgi verildikten sonra eseri Şehnâme ’nin önemi, dünya edebiyatındaki haklı yeri, Şehnâme Tercümeleri,

Eski Anadolu Türkçesi döneminde +ArU, +rA ve nadir olarak +an şeklinde kullanılan yön durumu eklerinin üzerine durum ekleri gelebildiği ve yön durumu eklerinin..