• Sonuç bulunamadı

Melih Cevdet Anday

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Melih Cevdet Anday"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4

C u m a r t e s i 30 Kasım 2002

Milliyet

TT-guA'VbA

Şeytanın

gör

dediği

Melih

■ p " Cevdet Anday

« 6

ÇETİN ALTAN

c . a l t a n @ p r i z m a . n e t . t r

S

aat gecenin 2 3 ’ü... Be­şiktaş, enerjik bir oyunla Dinamo Kiev’i 3 - 1 yenmiş... Benim de iyice uy­ kum gelmiş... TV kanalların­ daki 23 haberlerine, yatağa u- zanarak bakmaya hazırlanır­ ken...

Melih Cevdet’in yaşam se­ rüvenini noktaladığı haberi...

50 yılı aşkın bir film geriye doğru dönmeye başladı...

★★★

Yıl 1946... Ankara... A n­ kara’da Postane Caddesinin hemen başında Şükran Lo­ kantası...

Şükran Lokantası’nın cad­ deye bakan camekanmda tül­ den perdeler... Masalarında küçük, kırmızımtrak masa lambaları...

Cahit Sıtkı her akşam Şük­ ran Lokantası’na gelir bir bebe rakı söylerdi...

Orhan Veli, Şükran Lokan­ tasının hemen dibindeki Kür­ dün Meyhanesi’ni yeğlerdi; Fethi Giray, Şahap Sıtkı, Sup­ hi Taşhan, Fahir Aksoy, Meh­ met Kemal de öyle...

Bazen Ahmet Muhip de uğrardı Kürdün Meyhanesi’ne, Samet Ağaoğlu da... Melih Cevdet pek görünmezdi...

★★★

Sonra yavaş yavaş Kürdün Meyhanesinden Şükran Lo­ kantasına doğru bir değişim oldu... Her akşam, bittikçe ye­ nisi söylenen, uzun bardaklar­ da veresiye beyaz şarap... Me­ ze olarak, lokantanın sahibi Çelebi tarafından ikram edilen iki dilim beyaz turp...

Her akşam dünya sorunla­ rını tartışma ve sık sık ağız ça- tışmalan; bir daha aynı masa­ da oturmamaya karar verme­ ler. ..

Melih Cevdet de, oldukça sık gelirdi Şükran Lokanta­ sı’na... Öfkelenince gider ayrı bir masaya otururdu...

★★★

Derken Şükran Lokanta­ sından da Karpiç’e kayıldı... Karpiç’in kışın içerde, yazın bahçedeki amerikanbarında her akşam sürüp giden buluş­ malar. ..

Ne Orhan Veli, ne Cahit Sıtkı, ne Melih Cevdet vardı Karpiç akşamlarında. Eski ku­ şaktan yeni dostlar vardı artık, Nurettin Artam, Akagündüz...

★★★

Orhan Veliyi çok erken kaybettik... Sonra Cahit Sıt­ kı’yı, Suphi Taşhan’ı... Çok daha sonra Fethi Giray’ı, A h­ met Muhip’i, Oktay Rıfat’ı... Ve Mehmet Kemal’i...

O eski Ankara gecelerin­ den kala kala bir Melih Cevdet kalmıştı.

Ve Köyceğiz'de saat 2 3 ’te, TV'lerin verdiği haber... Artık Melih de yoktu.

★★★

Melih Cevdet’le İstanbul’da sık sık buluştuğumuz dönemler oldu... Bir gün baş başa öğle rakısına oturmuştuk; Kainat’ın niçin var olduğunu, neden an­ layamadığımız üstünde yoğun­ laşmıştık. .. O gün ilk kez yazı­ yı çok geç yazdım galiba...

Melih’in, konuşurken kes­ kin ve kendine özgü yerici bir mizahı vardı. Çok da çabuk hırçınlaşırdı.

Şiiri, şiirsellikten arıtma ça­ balarının; ortak belleklerde ye­ terli bir iz düşümü bırakmama­ sına neden olmasını da şöyle açıklardı:

- Şiir, herkesin kolayca tek­ rarladığı malum şiir kalıplannın dışında olmalı; sadece anlayan­ lar tadına varmalı o şiirin...

Aynı akım önce Fransa’da baş göstermişti. Değişik ve ori­ jinal olma tutkusu o hale gel­ mişti ki, bir torbadan çekilen rastlantı harflerle şiir yazma modasına kadar varmıştı yeni arantılar...

Türkiye’de de “Garip” akı­ mıyla Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet; alışılmış kalıplar içindeki “şiirsel Tiğe karşı çık­ ma dönemini başlatmışlardı.

Melih, “Mezarlık dön ü­ şü...” şiirinde, son iki dizeyi şöyle bitiriyordu:

“Masamız çıtırtılar içindeydi Eski yaşamından”

Bir zaman sonra “Eski ya­ şamından” dizesini silip atmış­ tı. Kendisine nedenini sordu­ ğumda:

- Şiirsellik kokuyordu. “Ma­ samız çıtırtılar içindeydi” ye­ terli; anlayan anlar, demişti.

★★★

Bir gün Basınköy’deki eve Ruhi Su gelmiş, bir de paket bı­ rakmıştı evin vestiyerine. Ruhi evden aynlınca ben peşinden koşturmuştum paketi. Ruhi:

- Onu size getirdim, demişti. Bir süre sonra Melih geldi eve. O da evden çıkınca, vesti­ yerde bıraktığı bir paketi gör­ düm ve “o da hediye getirmiş” diye açtım paketi...

Derken kapı çalındı, Melih: - Paketi unutmuşum, alma­ ya geldim, dedi.

Kimbilir daha böyle ne anı­ lar; kendimize göre icat ettiği­ miz bir galaksinin kaybolup gitmiş evreninde...

★★★

Köyceğiz'de bizim bahçe­ nin önündeki yüksek elektrik tellerine, yazdan bir uçurtma takılıp kalmış; kırılmış çıtaları ve bir karışlık kopuk kuyruğuy­ la öyle sallanıp duruyor; salla­ nıp duruyor öyle işte...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Üç etap halinde ve toplamda 140.000 metrekare alanda uygulanan ve proje sonucunda Hacı Fettah Mahallesi olarak adlandırılan Çaybaşı Kentsel Dönüşüm

J*ai trouvé à'mon retour des Etats-Unis où je m'étais rendu pour des raisons de santé le livre que vous avez eu 1*amabilité de m'envoyer* Ayant moment nément égaré

Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB BBC Derneği) bu konuda bir çalışma yaparak, olası/kesin COVID-19 olgularında, orofa- ringeal

These two micro-level perspectives differ from each other— the network perspective on migra- tion stresses migrants’ specific mechanisms to facilitate the development of

Merrieketin güzel sanatlar sa­ hasındaki boşluğuna doldurarak, ressamlar, heyketraşlar ve mi­ marlar yetiştirmek için yetmiş i- ki yıl evvel temeli atılarak,

Başbakan Bülend Ulusu'nun talimatıyla yakılması istenen "Yorgun Savaşçı"nm dönemin TRT Genel Müdürü Macit Akman.. tarafmdan kıyılamayarak bir

Sabahattin bey İlmî çalışm aları sırasında hem büro olarak hem ikametgah olarak uzun süre,Pa­ r is te Berlin sokağındaki 6 no- da oturdu...

Araştırma yükseköğretim düzeyinde havacılık eğitimi alan öğrencilerin staj sürecindeki iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili algılarının ölçülmesi