• Sonuç bulunamadı

Markiz'in hüzünlü bekleyişi sürüyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Markiz'in hüzünlü bekleyişi sürüyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Markiz’in hüzünlü

bekleyişi sürüyor

J-► 1993 yılında

Aksoy Şirketler

Grubu’nun eline

geçen ünlü pastane,

şirketin Markiz’le

birlikte satın aldığı

Şark Pasajı’m nasıl

değerlendireceğine

karar verememesi

yüzünden

açılamıyor.

SERPİL GÜNDÜZ

Yolum ne zaman Tünel’den geçse vitrininden içeriye bir göz atmadan edemem. Bom­ boş salon bakınca biraz hü­ zün verir. Okuduklarım ı anımsar Haldun Taner'i ki- tap-gazete karıştırırken, Sa­

it Faik’i, Salah Birsel’i ve Oktay Akbal’ ı orada çay içer­

ken hayal ederim. Çünkü on­ ların mekânıdır burası. Önün­ de beyaz önlüğüyle Avedis

Efendi, Selma ve Feride So- riş hanımlar içeridedir. San­

ki gazete hışırtısı ve çay ko­ kusu yayılır etrafa birden.

1940’lı 50’li yıllarda Be- yoğlu’nun en ünlü pastane­ si Markizdir burası. Edebi­ yatçıların, üniversite hoca­ larının, “yeni kentsoyluların” uğrak yeridir... “Çikolataden­

di mi Markiz, çiçekçi dendi mi Sabuncakis” gelir İstan­

bulluların akima. Kırklı yıl­ lardan 1970’lere gelene ka­ dar her şey iyi gitmiştir. Ya­ ni Madam Verter, dükkânı satılığa çıkarana kadar. Satıl- ' diktan sonra 10 yıl daha de­ vam eder pastane. Önce bir oto yedek parçacı satın alır. Yalnızlığa ve zamanın insaf­ sızlığına terk edilmiştir. 1993 yılında da tam karşısındaki Richmond Oteli ’ni satın alıp yeniden düzenleyen Aksoy Şirketler G rubu’nun eline geçer ünlü pastane.

Kararsız bekleyiş

Şirket, Markiz’le birlikte bulunduğu Şark Pasajı’nı da satın alır. Şu anda ıssız ve harabeye dönmüş pasajı na­ sıl değerlendireceklerine ka­ rar veremedikleri için Mar­ kiz de yeniden düzenlene­ mez bir türlü. Ancak Şirket Genel Müdürü mühendis­ in imar Oktay Orhon “Üzeri­

mizde manevi bir baskı var.

Son günlerde bir banka reklamına mekân olan Markiz’in duvarlarındaki mevsim figürleri oldukça ilgi çekici.

1996 yılında açmayı hakika­ ten istiyoruz” diyor.

Şimdilerde bir bankanın

“sağduyu” sloganıyla çekti­

ği reklam filmine de konu oldu Markiz. Reklamda son­ bahar ve ilkbahar panoların­ dan fırlayan bir çiçekle hava­ da uçan bir yüzük girer Ay­ şe’nin parmağına. L’Autom- ne (sonbahar) ve Le Prin- temps (ilkbahar) adını taşıyan bu panolar Ch. Boulanger Choisy-Le-Roi firm asının ürünü, ressam J. A. Arnoux imzalıdır. M arkiz’in bir di­ ğer görsel zenginliği Mah­

zar Resmol’un vitray çalış­

masıdır.

Önceleri Lebon adıyla açı- lır Markiz. Ancak Lebon 1940 yılında karşı köşedeki binasına taşınınca burası bo­ şalmıştır. Çelik Gülersoy’un deyişiyle Beyoğlu’nda “Şöy­

le Pariz işi enfes bir maison”

arzusuyla yanıp tutuşan mu­ hasebeci Bay Avedis Ohan-

yan Çakır’ a gün doğmuştur.

Avedis Bey, bir güzel deko­ re eder burasını. 1950’li yıl­ larda ekonomik hayat can­ lanınca, Avedis Bey de üst ka­ tı lokanta olarak açar. Alt kat

yine pastanedir. Ancak ser­ vis güçlükleri çıkar, restora­ nı yine aşağıya alır. Devir Amerikanlaşmıştır. Üstü ge­ ce klübüne çevrilir. Markiz’in

“Night Club”ü 15 yıl çalı­

şır. 1965’te kapanır. Pastane 15 yıl daha yaşar.

Salah Birsel, Markiz’den söz ederken Haldun Taner’siz düşünemez burasını. Birsel şöyle der: “Markiz Haldun

Taner’in deyişiyle en bireysel kahvelerden birisidir. Bura­ da her masa kendi başına bir adadır. Haldun Taner kahve­ lere başkalarıyla buluşmak, konuşmak, tartışmak için de­ ğil de kendi kendisiyle kala­ bilmek, kitap, gazete okuyup notlar çıkarmak için gittiğin­ den, buraya sık sık damlar.”

Markiz, bulunduğu Şark Pasajı ile birlikte 1970’lerin başında bir yedek parçacıya satılır. Anıtlar Kurulu bura­ sının mutfağının aynen ko­ runmasına karar verir. Öz­ gün işlevi ile koruma kararı çıkınca yedek parçacı da ol­ maz Markiz. 1975’te 5 mil­ yona TU RİN G ’e önerilir. Çevrede açılan “Emmim” ve “Yengen” isimli kuruluş­ lar Gülersoy’u ürkütür, öne­ riyi geri çevirir, ancak pişman olur. Avedis Bey işsiz kalır, da­ ha sonra dünyadan ayrılır.

Şu anda Aksoy Şirketler Grubu’nun eline geçen Mar­ kiz, yeniden canlanacağı gün­ leri iple çekiyor. Genel Mü­ dür Oktay Orhon. tamamı pa­ saj olan bu gayrimenkulü na­ sıl değerlendireceklerine bir türlü karar veremediklerini anlatıyor. Yapılan çalışmalar­ da Şark Pasajı’m otel yapma­ ya karar verirler, olmaz. An­ tikacılar çarşısı yapmak ister­ ler yine olmaz. Alışveriş mer­ kezi yapılsın denir bu da ol­ maz. Çözümsüzlük uzar. Or- hon’a göre Markiz’i tek ba­ şına açmak bir aylık bir iş. Ancak yalnızca Markiz’i aça­ rak pasajı boş bırakmanın da pek mantıklı olmadığını dü­ şünürler. Markiz’e ait yazilı ve görsel malzemelerle birlikte pastanede kullanılan bazı ser­ vis eşyalarını, karton kutula­ rını toplayan şirket Feride ve Selma Soriş kardeşlerle de ilişkiye geçmiş. Markiz’i ola­ bildiğince eski atmosferi ile açmayı planlıyorlar. Kişisel A rşivlerde is u r iD u ı beneği

Referanslar

Benzer Belgeler

Doğadan çalışmayı seven ve portre çalışmalarına da ağırlık veren İbrahim Safi, yurt içinde ve yurt dışında yüz sergi açtı, özel­ likle yurt dışında

Depresyonu önlemek için gençlerle konuşan bir sanal terapist, anti- depresan ilacınızı almanızı hatırlatan ve doz ayarlanması gerekiyorsa doktorunuzu uyaran bir ilaç

Şimdi hazırunu tarif edeyim: Yünden örme kırmızı hırkalı, lâcivert eteği diz kapaklarında, 12 - 13 yaşında bir kız çocuğu cüsseli, koııuşuşundan

Yönetim Bilimleri Dergisi (8: 2) 2010 Journal of Administrative Sciences Yaşanan Engel ve Sıkıntılara Yönelik Sonuç ve Değerlendirmeler Yapılan analizler sonucunda,

İnsanların karşıt cinsine duyduğu ilgi, üreme ve çoğalmasına da vesile olduğu için en doğal tavır olarak kabul edilmiştir. Bugün ise kişinin kendi cinsiyetine karşı

Dumrul’un kar›s›n›n, kocas› için ken- disini feda etmek istemesi, Corton’›n, sev- gilisinin saadeti u¤runa seve seve giyoti- ne gitmesi veya Budha’n›n yavrular›n›

Bu zat harbin ari­ fesinde; yukarıda yazdığım gibi; İttihat ve Terakki hükümetinin Fransa’dan akdettiği istikrazda Prensin Fransızlar nezdindeki ta­ vassutunda

(Denizle şaka olmayacağını yine de öğrenememiştim herhalde. Taa 1972 yı­ lında, hergün bir-iki saat yüzmeye alış­ tıktan ve kırkımı geçtikten çok sonra, bir