• Sonuç bulunamadı

Kevin Featherstone, Dimitris Papadimitrou, Argyris Mamarelis ve Georgios Niarchos, The Last Ottomans, The Muslim Minority, of Greece, 1940-1949 (Hampshire: Palgrave Macmillan, 2011) 342 sayfa, [Kitap Tanıtımı]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kevin Featherstone, Dimitris Papadimitrou, Argyris Mamarelis ve Georgios Niarchos, The Last Ottomans, The Muslim Minority, of Greece, 1940-1949 (Hampshire: Palgrave Macmillan, 2011) 342 sayfa, [Kitap Tanıtımı]"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kitap Tamtma:

Kevin Featherstone, Dimitris Papadimitrou, Argyris Mamarelis ve

Georgios Niarchos, The Last Ottomans, The Muslim MinoriO, of Greece,

1940--1949 (Hampshire: Palgrave Macmillan, 2011) 342 sayfa, ISBN:

978-0-230-23052-1.

1940-49 dönemi Yunanistan için gayet sorunlu bir dönemdir. 1940 y~l~ nda ~talya'n~n Yunanistan'a sald~ rmas~yla Yunanistan ~kinci Dünya Sava~~'n~ n içerisine sürüldenmi~~ ve 1949 y~l~na kadar sava~~ durumundan kurtulamam~~t~r. 1945'e kadar i~galci ~talyan ve Alman kuvvetleriyle u~ra~mak zorunda kalan Yunanlar, 1946 y~l~~ ile birlikte kendilerini bir iç sava~~n içerisinde bulmu~lard~r. Bu sorunlu dönem bütün Yunanlan oldu~u gibi 1923 y~l~ndaki Lozan Antla~mas~yla az~nl~k statüsü elde eden Bat~~ Trakya Türlderi'ni de derinden etkilemi~tir. Zaten Yunan hükümetleri gözünde 1923 y~l~ndan itibaren bir nevi Truva at~~ olarak görülen ve bu yüzden Türk-Yunan ili~kilerinin seyrine göre türlü zorluklarla u~ra~mak zorunda kalan bu az~nl~k bir yandan da dünya sava~~n~n ve Yunan iç sava~~n~n y~k~c~~ etkilerine maruz kalm~~t~r. Bu çal~~ma, 1940-49 y~llar~~ aras~nda Bat~~ Trakya Türlderi'nin bu siyaseten çalkant~l~~ dönemdeki serencam~n~~ incelemektedir. Birincil kaynak kullan~m~~ aç~s~ndan hayli zengin ve iddial~~ olan kitapta bu ba~lamda temel eksiklik olarak Türk D~~i~leri Bakanl~~~~ ar~ivinin kullan~lamay~~~~ göze çarpmaktad~r. Yazarlar~n da kitab~n giri~inde belirttikleri gibi bu ar~iv ara~t~rmac~lara kapal~d~r. Bununla birlikte, yazarlar~n genel olarak Türk ar~ivleri hakk~nda iddia ettikleri yabanc~~ ara~t~rmac~lar~n Türk ara~t~rmac~lara göre zorluklar ya~ad~klar~~ meselesi pek de gerçe~i yans~tmamaktad~r. Zira, Türkiye'deki ar~ivlerin kullan~m~nda zaman zaman ortaya ç~kan zorluklar hem Türk hem de Türk olmayan ara~t~rmac~lar~~ ayn~~ ~ekilde etkilemektedir. Hatta bazen yabanc~~ ara~t~rmac~lar~n "Türk misafirperverli~ine" mazhar olabildikleri gözlenirken Türk ara~t~rmac~lar~n daha so~uk bir muamele ile kar~~la~t~klar~~ söylenebilir.

Bat~~ Trakya Türkleri hakk~nda yap~lan bir çal~~mada Türkiye'nin konuyla ilgisi kaç~n~lmaz olarak yer alacakt~r. Yazarlar, Türkiye'nin Bat~~ Trakya Türkleri'ne kar~~~ takip etti~i politikan~n kendi içerisinde farkl~l~k arz etti~ini belirtmektedirler. Bu politika, hem Türkiye içi geli~melerden hem de Türk-Yunan ili~kilerinin seyrinden etkilenmekteydi. 1923 sonras~~ Türkiye'de karar al~c~lar, ülke içinde bat~l~la~ma reformlar~n! gerçelde~tirip Osmanl~~ geçmi~inden kurtulmaya ve yeni bir Türk ve Türkiye yaratmaya çal~~m~~lard~. Bu çok da sorunsuz bir süreç olmam~~t~. Türkiye bu süreci ya~arken Bat~~ Trakya'daki resmi temsilcileri vas~tas~yla Bat~~ Trakya Türkleri aras~nda da Türkiye'dekine paralel de~i~imlerin olmas~na çaba göstermekteydi. Ancak bu çabalar~~ zaman zaman ink~taya u~rayacakt~. Bunun

(2)

766

BESTAM~~ S. BILGIÇ

sebeplerinden bir tanesi Bat~~ Trakya'mn kendine özgü ~artlar~~ idi. Di~er bir sebep

ise; cumhuriyet ilan edilmeden önce Istanbul'da saltanata yak~n baz~~ kimseler Bat~~

Trakya'ya kaçm~~lar ve burada halen geleneksel bir ya~am tarz~n~~ devam ettiren

Müslüman ahali taraf~ndan hiç de so~uk olmayacak bir ~ekilde kar~~lanm~~lard~.

Haliyle bu ki~iler Bat~~ Trakya'daki Müslüman ahaliye Ankara'daki hükümet

hakk~nda olumlu olmayan ~eyler anlatacaklard~.

Türkiye'deki yeni rejimin Bat~~ Trakya Türkleri üzerinde etkisinin görece az

olmas~n~n yerel sebeplerinden bir tanesi bu Türklerin geleneksel ya~am tarz~na s~k~~

s~k~ya ba~l~~ olmalan idi. Balkan Sava~lanndan itibaren Yunan tebaas~~ olan bu

Türkler az~nl~k durumunda olduklar~~ için Türk toplumu içerisinde

muhafazakarla~ma ve kendi içine kapan~kla~ma yo~un bir ~ekilde gerçekle~mi~ti.

Özellikle, gayrimüslim bir ülkede ya~ad~klar~~ için ~slam'a yap~lan at~f ve vurgu çok

güçlü idi. Oysa ki s~n~r~n öbür yakas~ndaki yeni rejim h~zl~~ bir sekülerle~me

program~n~~ yürürlü~e koymu~tu. ~kincisi; Bat~~ Trakya'n~n topografyas~~ yüzünden

~skeçe ve Gümülcine gibi kent merkezleri d~~~nda Türkler da~~n~k bir ~ekilde

köylerde ya~~yorlard~. Bu köyler aras~nda ileti~im Rodop Da~lar~n~n izin

vermemesinden dolay~~ kolay olmuyordu. Ayr~ca, bu Türklere e~itim-ö~retim

faaliyetleri etkin bir ~ekilde götürülemiyordu. Dolay~s~yla, Türkiye'de yürütülen

bat~l~la~ma hareketleri Bat~~ Trakya Türkleri'ne anlat~ld~~~~ zaman makes bulmas~~ söz

konusu olam~yordu.

Bat~~ Trakya Türkleri hakk~nda yap~lan çal~~malarda görülen temel

tart~~malardan birisi "Pomak-Türk" ay~r~m~n~n nas~l yap~laca~~d~r. Zira, Bat~~

Trakya'daki Müslüman ahalinin ço~unlu~unun birinci dili Türkçe iken Bulgarca

konu~an ve genelde Rodoplar'daki köylerde ya~ayan ciddi bir nüfus da

bulunmaktad~r. Günümüzde Yunanistan, Bat~~ Trakya'daki az~nl~~~n tamam~~ için

"Müslüman" kimli~ini kullan~rken Türkiye ise bunlar~n hepsinin "Türk" oldu~unda

~srar etmektedir. Buradaki anla~mazl~~~n kayna~~~ temel referans olarak kabul edilen

Lozan Antla~mas~'na eklemlenen 30 Ocak 1923 tarihli Mübadele Protokolü'nde Bat~~

Trakya'daki ahali için kullan~lan ifadelerdir. Bu protokolde Bat~~ Trakya'dakiler için

hem "Müslümanlar" hem de "Türkler" ifadeleri kullan~lmaktad~r. Yani bu ikisi

e~anlaml~~ olarak dü~ünülmü~tür. Daha sonra zaman içerisinde Türk-Yunan

ili~kilerinin seyrine göre özellikle Yunan taraf~~ bazen "Müslüman" bazen de "Türk"

ifadesini bazen de her ikisini birden kullanm~~t~r. Ancak Yunanlar bunu yaparken,

genel olarak Pomaklan ayr~~ tutmaya özen göstermi~lerdir. Pomaldar ise Türkler ile

bir arada olduklar~nda Pomak kimliklerini muhafaza ederlerken Yunan resmi

makamlar~~ ile olan ili~kilerinde kendilerinin Türklerden ayr~~ dü~ünülmelerine ve ayr~~

bir etnik topluluk olarak de~erlendirilmelerine kar~~~ ç~km~~lard~r. Bu kitab~n üzerinde

durdu~u 1940-49 döneminde de Yunan makamlar~n~n Bat~~ Trakya'daki "Türk"

varl~~~n~~ kabul ettikleri ve zaman zaman resmi belgelerde kulland~klar~~ ortaya

konmaktad~r. 1946'dan sonra iç sava~~ patlak verdi~inde de bu sava~~n taraflar~ndan

(3)

KITAP TANITMA

767

özellikle komünistlerin Bat~~ Trakya'daki Müslüman ahali için neredeyse devaml~~

surette "Türk" ifadesini kulland~klar~~ görülmektedir.

Kitapta Bat~~ Trakya Türk az~nl~k mensuplar~n~n Ikinci Dünya Sava~~'nda

Yunan ordularmda yer ald~klar~~ ve Yunanistan'm savunmasma katk~~ verdikleri

anlatdmaktadm Yazarlar~n bu konunun üzerinde ~srarla durmalarm~n temel sebebi

Yunanistan'da Bat~~ Trakya Türkleri'ne kar~~~ olan önyarg~n~n yersiz oldu~unu

göstermeye çah~malar~d~r. Ancak burada yazarlar ba~ka bir noktaya da dikkat

çekmektedirler. Çal~~mada anlat~ld~~'ma göre, bir nevi `Truva at~' olarak görülen Bat~~

Trakya Türkleri, Yunan ordularmda i~galcilere kar~~~ sava~~rlarken Türkiye'den

kaçt~ktan sonra Yunanistan'~n kucak açt~~~~ Ermenilerin büyük ekseriyeti i~galci

güçlerle i~birli~i yapm~~t~r. Bulgarca konu~an Pomaklar bile kuzey Yunanistan'~~ i~gal

eden Bulgar kuvvetlerine kat~lmazlarken Ermenilerin bu davran~~~~ çal~~man~n

yazarlar~~ tarafindan çarp~c~~ olarak de~erlendirilmektedir.

1946 y~l~nda Yunanistan'da iç sava~~ ç~kt~~~~ zaman Bat~~ Trakya Türkleri iki ate~~

aras~nda kahru~lard~r. Bir taraftan kendisini ülkenin me~ru idarecisi olarak

Atina'daki hükümet di~er bir taraftan da Kuzey Yunanistan'~~ kontrolleri alt~nda

bulunduran komünistler Türkleri kendi saflar~na çekmek için yo~un u~ra~~

vermi~lerdir. Komünistlerin Türkleri kazanmak için ba~vurduklar~~ yollardan bir

tanesi de ünlü Türk sosyalist ve aktivisti Mihri Belli'nin önderli~inde bir birli~in

kurulmas~yd~. Ancak, Mihri Belli'nin bütün çabalarma ra~men Bat~~ Trakya Türkleri

genel olarak ya Atina'daki hükümete sad~k kalm~~lar ya da küçük kafdeler halinde

Türkiye'ye kaçm~~lard~r. Türkiye'ye kaçmay~p Yunanistan'da kalanlarm durumu bir

hayli zordu. Bir yandan komünistler özellikle geceleri Türk köylerine gelip lojistik

destek temin etmeye çal~~nu~lard~n Gündüzleri ise hükümet güçleri gelip

komünisdere yiyecek-giyecek verdikleri için Türklere tazyikatta bulumnu~larchr.

Çal~~man~n yazarlar~~ Türklerin komünistlere isteyerek yard~m etmediklerini ve buna

mecbur kald~klar~n~~ belirtmektedirler. Ancak yine de Türkler, Atina'n~n h~~m~na

u~ramaktan kurtulamam~~lard~r. Birçok Türk köyü hükümet güçleri taraf~ndan

bo~alt~hm~~ ve ya k~lm~~t~r. Türkler, çe~itli defalar Yunanistan içerisinde zorunlu göçe

tabi tutulmu~lard~r.

Bat~~ Trakya Türkleri ve Türkiye, Yunanistan çok zor durumlarda kald~~~~

1940-49 döneminde Yunanistan'a kar~~~ herhangi bir giri~imde bulumnam~~lard~r. Hatta

Türkiye, Ikinci Dünya Sava~~~ s~ras~nda Yunanistan'a maddi yard~mda bulunmu~tur.

Yine Bat~~ Trakya Türkleri, tebaas~~ bulunduklar~~ ülkenin ord~dar~nda sava~m~~lar ve

sadakatlerini ispadam~~lard~r. Yunanistan'daki iç sava~~ s~ras~nda da Türkiye

iyi-kom~uluk ili~kilerini zedeleyecek hareketlerden kagnnu~t~r. Ayn~~ ~ekilde Bat~~ Trakya

Türkleri de Atina'daki hükümete kar~~~ silaha sar~lmanu~t~r. Ancak, isyanc~~

komünistler ile Atina aras~nda kalma durumu dayandamayacak boyutlara

geldi~inde, Bat~~ Trakya Türkleri solu~u Türkiye'de ahm~lard~r. Sonuç olarak; Bat~~

Trakya Türkleri hakk~nda 1940-49 dönemine dair Türkiye'de özellikle Hikmet

(4)

768

BESTAM~~ S. B~LG~Ç

öksüz'ün çal~~malan d~~~nda pek fazla akademik yay~n olmad~~~~ dü~ünüldü~ünde bu

çal~~man~n ehemmiyeti daha da belirginle~mektedir.

BESTAM~~ S. BILGIÇ*

Referanslar

Benzer Belgeler

Denizli'nin Bekilli ve Çal ilçeleriyle Çalkuyucak ve Çalçak ırlar köylerini kapsayan yaklaşık 20 kilometrelik havzayı etkileyeceği belirtilen HES projesi hakkında

Bu mikroorganizmaların yukarı çıkmasıyla da deniz yüzeyinde oluşacak küçük bitkiler karbondioksiti emip, bulut oluşmasını sağlayan dimetil sülfat gazı üretecek.. Olu

1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ile Yunanis- tan'a bırakılan Batı Trakya, 5 - 6 asır boyunca diğer Türk memleketlerinden farksız

Batı Trakya'da çağdaş Türk şiirini temsil eden sairleri üç ana grupta ele almak mümkündür. Açık imza ile yazanlar, mahlasla yazanlar, Batı Trakyalı

Diftong bulunan kelimeler dls~ndakilerde Eski Turk~e devresi sekillerine uymak daha isa- betli olur: osan-, gdzel gibi; diftonglu kelimelerde Bat1 Turk~esi her iki sekle de sa-

Tüm Türk yurtlarında olduğu gibi Anadolu, Kıbrıs ve Balkan Türkleri arasında Hıdırellez mânileri dediğimiz niyet mânilerinin yaygın olarak söylendiği

Mehmet Rauf yeni neslin en önemli tarafının, bir Garplı gibi Batı Edebiyatını takip ve tetkik etmesi olduğunu söyler. Bundan

Batı Türkçe- sinden olanına Eski Çuvaşça da denilebilirse de, Kazan ve Başkurt Türklerinin ecdadı da bu dili konuşmuş oldukları için, Eski Kazan ve