Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü, ailesiyle PEN’in düzenlediği anma toplantısında Mehmet Yaşm’a verildi
'T: ^ ^
‘Cevdet Kudret, bir bütünün adamıydı’
Cevdet Kudret(üstte)Ödülü’nü alan Mehmet Yaşın, Mina Urgan, Nezihe Meriç ve Ihsan Kudret (sağda)
(HATİCE TUNCER)
<Kiiltür Servisi- Cevdet Kudret’i yaşatmak
için ailesi tarafından konan Cevdet Kudret edebiyat ödüllerinin İkincisine Mehmet Ya-
şın’ın “Soydaşımız Balık Burcu”adlı romanı
değer görüldü. Yaşın, PEN Yazarlar Demeği ile Cevdet Kudret’in ailesinin düzenlediği anma toplantısında ödülünü Mina Urgan’ın elinden aldı.
“Geçmişten geleceğe yürümek isteyenler ya da edebiyat ortamında geçmişe farklı bir göz le bakıp yeni bir şeyler yapmak isteyenler için
Cevdet Kudret iyi ki var" diyen Yaşın, onu
farklı yazın türlerinde ürünler vermesi açısın dan da kendisine yakın bulduğunu söyledi.
Yapıtları Türkiye’de yayımlanan bir yaza rın yaratıcılığını özgürce ortaya koyabilmesi tamamen edebiyatla ilgili bir konuyken, bu nun Türkiye'de hâlâ polisiye bir sorun olarak algılandığını söyleyen Yaşın “Yüzden fazla
yazarın, aydının düşüncelerini yazı yoluyla di le getirmeleri nedeniyle hapse atıldığı, kovuş turmaya uğradığı bir ortamda ödüllendiril mek geleceğe ümitle bakabilmek konusunda
yeterli olmuyor bir yazar için" dedi. Yaşın,
“Türkçe, düşüncelerin açıklanabileceği bir dil değil mi? Türkçe’de yaratıcı yazıyı özgürce geliştirebilmek hiç mümkün olmayacak mı? Bizim dilimiz, yazın kültürümüz daha nereye kadar polislerden, siyasilerden, yarı askeri yargıçlardan, devlet güvenlik kuvvetlerinden
sorulacak?” gibi sorulan herkesin sorması
gerektiğini ifade etti.
PEN Yazarlar Derneği Başkanı Şükran
Kurdakul, Cumhuriyet döneminin düşünsel
yapısının, bir partinin iktidarı içinde olsa bi le, düşün adamlarına çağdaşlaşma yolunda özgürlük tanıdığını vurgulayarak Cevdet Kudret'in, yerinde duran değil, ileriye doğru atılım yapan edebiyatçılar kuşağının içinde
cılduğunu söyledi. Cevdet Kudret’in eşi
İhsan Kudret ise onun edebi kişiliğini irdele
menin kendisini aştığını söyleyerek, belirgin özelliklerini anlattı: “Kolay kolay sesini yük
seltmeyen bir insan. Güneşte değil, gölgede kalmayı yeğlemiştir. Özel ilişkilerinde son de rece hoşgörülü, fakat edebiyat söz konusu ol duğu zaman zehir zemberek. Çünkü edebiyat onun nazarında çok ciddi bir iş. Acımasız bir ironist. Paranın kavgasını toplum için verdi, ama kendi cüzdanı için hayır.”
Alpay Kabacalı ‘titiz bir incelemeci ve ede
biyat tarihçisi, çok yönlü bir edebiyat adamı,
değerli bir aydınlanma«’ olan Cevdet Kud
ret’i tanımak için öncelikle geniş ölçüde ken di yaşamından kaynaklanan, aynı zamanda toplumumuzun 30 yıllık bir kesitini veren
‘Süleyman’ın Dünyası’ genel başlığını koydu
ğu roman üçlemesini ve öykülerini okumak gerektiğini ifade etti.
Sennur Sezer de Cevdet K udret’in şiiri
üzerine konuşmayı düşünürken yapılacak ilk işin şu saptama olması gerektiğini belirtti:
“Cevdet Kudret edebiyata şiirle mi başlamış
tı, yoksa şair miydi?” Sezer bu soruya “Cev
det Kudret şairdir, hem de şiirine olan saygısı
nı, yayımlanmış bir dizi şiirini on yıl sonra gözden geçirip yenilemeyi göze alacak nitelik
te bir şair” yanıtını veriyordu.
Tahsin Yücel de Cevdet Kudret’in öykücü
ve romancı kişiliğinden söz ederek, ‘Yedi
Meşaie’ci şiir dönemini çok kısa olarak ka
patmış olmasına karşın yazdığı şiirlerin bu gün yazılmış gibi olduğunu vurguladı ve in celemelerini de “Türk edebiyatını inceleme
dalında onurlandıran yapıtlar” olarak nitele
di. Cevdet Kudret’in, kendisinin kesit roman adını verdiği, kimilerinin nehir, kimilerininse dizi roman dediği roman biçiminin
yazını-/ Ca
mızdaki öncüsüsü olduğunu ifade eden Tah sin Yücel, “Cevdet Kudret yalnızca roman ve
öykü alanında kalsaydı, yazınımız bu alanda
kimbilir ne kadar zengin olurdu. Ama ‘Sü
leyman’ın Dünyası’ ve ‘Sokak’, bir romancı
ve öykücüyü tek başına yaşatmaya değer ba
na kalırsa” dedi.
Bir edebiyat tarihçisinin ve araştırmacısı nın roman ve şiir yazması ve aynı zamanda araştırma yapmasını ‘çok ilgi çekici bir olay’ olarak niteleyen Doğan Hızlan, “Çünkü baş
kalarından yapacağınız saptamalar, vereceği niz vargılarla sizin kendi yazdıklarınız çakışa bilir. Cevdet Kudret nesnel bir araştırmacı,
nesnel bir eleştirmen” dedi.
Genelde bir yapıtı değerlendirirken, onun edebiyat tarihi içindeki yeriyle bugüne kalıp kalmadığı konusunda iki ölçütü karıştırma mak gerektiğini vurgulayan Hızlan, Cevdet Kudret’in edebiyat tarihçiliğiyle, eleştirmen liğin sentezini yaptığını söyledi.
“ Cevdet Kudret bir bütünün adamıydı. Türkiye’de bir bütünün adamı olmak çok zor. Cevdet Kudret’in bütün yazdıklarını düşü nürseniz, edebiyat tarihi içinde A’dan başlayıp Z ’ye kadar giden müthiş bir entegrasyon var
dır” diyen Hızlan, Cevdet Kudret’in en çok
ironisini sevdiğini, çünkü ironinin bir incele mede, denemede ne kadar vazgeçilmez bir tat olduğunu Cevdet Kudret’te anladığını anlattı.
Nezihe M eriç de Cevdet K udret’le olan
dostluğunun, birbirlerini sevmelerinin bir ne deninin de pek çok ortak yönlerinin bulun ması olduğunu anlattı.