-T~\-Ç>O0X2b
Geçmiş Zaman Olur ki / ONCE UPON A TIME
By N E C D E T S A K A O Ğ L UsUuíiáaple
“Sur-içi” ve “Tarihî Yarıma da” denilen eski İstanbul’un Sultanahmet Meydanı’ndan sonra en geniş ve önemli alanı, Osmanlı yapılarıyla çevrili Beyazıt Meydam’dır. Bizans Dönemi’nde burada N im feum M aksim us adlı anıtsal havuzlu çeşme, bir saray, Teodosius Sütunu ve
görkemli bir zafer takı vardı. Tauri Forumu denilen meydan, 1204’teki Latin istilasında tahrip edildi. İstan bul’un fethinde (1453) yıkıntılarla doluydu.
Fatih Sultan Mehmed (1451-1481) buraya Saray-ı Atik’i (Eski Saray), oğlu II. Bayezid (1481-1512) de kendi adını taşıyan cami ile meydanın çevresine Ba yezid Kiilliyesi’nin hamam, kervansaray, imaret, med rese, m ektep ve türbe birimlerini yaptırarak alana yepyeni bir kimlik kazandırdılar. Uzun yıllar “Saray Meydanı” olarak anılan, toplumsal etkinliklerin yanı sıra sihirbazlık, canbazlık, hokkabazlık sergilemeleri ne, Ramazan sergilerine, arzuhalcilerin, çarşı ressam larının, kitapçıların faaliyetlerine mekân olan meyda nın bir tarafında da midilli atları koşularak döndürü len küçük un değirmenleri, kasap dükkânları ve kah vehaneler vardı.
19. yüzyılda Eski Saray’ın yanması, yerine Serasker Kapısı’nın (Savaş-Savunma Bakanlığı), Yangın Kule- si’nin, çevreye de paşa konaklarının yapılmasıyla gö rünüm değişti. Paris Belediyesi mimarlarından Bou- vard’ın, İstanbul’u görm eden çizdiği uygulanması olanaksız alan tasarımı yüzünden, 19. yüzyılın son larında Beyazıt Meydanı, toprak zeminli, cılız ağaç ların gölgelendirdiği, atlı arabaların park ettiği bir açıklık oldu.
B e y a zıt Square 100 ye a rs ago
Y i l Ö n c e
i
M ıe y J a m
A fter Sultanahmet Square, the largest a n d most im portant open area w ith in the city walls o f Istanbul is B eyazıt Square, surrounded by build ings d a tin g fr o m O ttom an times. During the Byzantine era there was a monumental f o u n ta in a n d p o o l here know n as N im pheum M ax imus, a palace, the Column o f Theodosius and a mag nificent triumphal arch. A t that time the square was known as the Tauri Forum. It was badly damaged when the city was occupied by the crusader army in 1204, and still fu ll o f ruins at the Turkish conquest in 1453- Sultan Mehmed II (1451-1481) had a palace built here which became known as the Old Palace, and his son Bayezid II (1481-1512) built a great mosque in bis nam e with a complex o f baths, kervansaray, imaret (public kitchen), medrese, school and tomb around the square. It was known fo r many years as Saray Meydanı (Palace Square) and public entertainments by conjur ers, acrobats and illusionists, and Ramazan fairs were held here. Public scribes, painters and booksellers were to be fo u n d in the square, and on one side were flour mills turned by ponies, butchers’ stalls and coffee hous es. When the Old Palace burnt down in the nineteenth century, the Ministry o f War, a tall fire tower a nd m an sions were built on the site, transforming its appearance. Paris m u n ic ip a l a rch itect B o u va rd was asked to redesign the square, but since he had never seen Istan bul the project was impossible to carry out, and at the end o f the nineteenth century Beyazıt Square was an area o f bare soil shaded by sm all trees where horse drawn carnages parked.
S K Y L IF E Ş U B A T F E B R U A R Y 2 0 0 0
1 9 2
Kişisel Arşivlerde Istanbul Belleği Taha Toros Arşivi