BALIKÇI
ÜZERİNE
OKTAY AKBAL
t-5í*
—Hayır
B
alıkçı «aydan dünyanın görünüşünü» dile getiren bir öykü yazmak istiyormuş son zamanlarda. Şöyle anlatmış bu isteğini: «Başka bir gezegenden dünyanın görünüşü, ha ni şu aydan dünyanın görünüşü kitabı demiştim ya, ona bir başlasam. Güzel bir görünümdür o. Oradan dünyaya bakan lar masmavi portakala benzeyen cennette niye düşmanlıklar var diye hayıflanır. Bu som güzelliği cehenneme çevirenlere içerler. Bu som güzellik içersinde ve kısa hayat süresinde iyi şeyler yapmayı özler insan. İy i yaşamayı ister. Bütün dünya da tüm gençliğin söylemek istediği de buüur. Zaman durmu yor, zamanla birlikte insan kafası da gelişiyor. Hayat geriye ve geçmişe bağlanmayı bağışlamaz.»Seksen yedi y ıl sürdü bu yeryüzündeki yolculuğu. Belki de «sürgün»lüğü... Hepimiz bir sürgünüz. B elirli zaman içi ne sıkışmış herşeyimiz, mutluluk özlemimiz, sıkıntılar, sevi ler, üzüntüler, ne varsa hepsi. Halikarnas Balıkçısı, gerçek adiyle Cevat Şakir Kabaağaçlı artık dünyamızda yok. A rd ın da romanlar, öyküler, denemeler, unutulmaz söyleşiler bıra karak çekti gitti. K endi de demiş ya «Geçinden meçinden. Verecek nasıl olsa. Seksen şu kadar y ıl yaşadım. Buna ha yat yolculuğu da de istersen. N e dersen de. H er yolculuğun bir sonu vardır.»
Nâzım Hikm et’in bir sözünü anarlar: «Cevat Şakir he pimizden büyük şair». Evet, B a lık çı. şairdi, her öyküsü, her romanı şiir gibidir, yazdıkları b ir şiir tadıyle okunur. « A - ganta Burina Burinata»nın çıktığı yıl, 1946’da uyandırdığı ge niş ilgiyi hatırlarım. Gençler üzerinde etkisi büyük olmuş tu. Ege denizinin bütün coşkusu, güzelliği vardı bu roman da. Deniz insanları, açık denizlerde yaşamlarım kazananların serüvenleri, yazgıları.. O güne dek denize, denizcilere ait ö y küleri yalnız Sait Faik’ten dinlemiştik. Am a Balıkçının de nizi Ege’ydi, Akdeniz'di, Sait’in ki ise Marmara, Adalar, B ur-gaz k ıyıla rı. H ayırsız v.b.
Bir yazı okudum, Y aşar Kem al Yazm ış, der ki «E ğ er Halikarnas Balıkçısı denize başlamamış olsaydı Sait Faik olmazdı. Olurdu belki de denizi böylesine sıcacık anlatan bir Sait Faik olm azdı.» Yazısının başka b ir yerinde de şöyle di yor Yaşar Kemal: «B ir Sait Faik, Balıkçı sonrasının ulaşıl maz güzel bir örneğidir.» Burada anlaşılan, Sait Faik’in Ha likarnas Balıkçısından esinlendiği, ya da deniz öykülerinin et kisinde kaldığıdır. Oysa gerçek böyle değil. Sait Faik’in ilk kitapları «S em aver» 1936’da, «Sarnıç» 1939’da, «Şahm erdan» 1940 da, Burgaz adaşım ve insanlarım konu olarak işleyen «M e darı M aişet» adlı romanı ise 1944’te çıkmıştır.
Bütün bu kitaplarda Sait Faik denize olan sevgisini, deniz insanlarının yazgısına, serüvenlerine karşı duyduğu ilg iy i anlat
iniştir. Halikarnas Balıkçısının ilk kitabı «Ege Kıyılarından»^ise ancak 1939'da, ününü yaygınlaştıran romanı «Aganta Burina Bu- rinata» ise 1946’da, «Merhaba Akdeniz» 1947’de çıkmıştır. Bu ta rihler de.açıkça gösterir ki Sait Faik, Balıkçı’dan esinlenerek, onu örnek alarak ya da etkisinde kalarak deniz öyküleri yazmış de ğildir. Bu yanlış savın düzeltilmesi gerekir. Hem deniz konu sunda öyküler yazmak kimsenin tekelinde olamaz. Balıkçı’da uya nan deniz sevgisini, deniz insanlarını öyküleştirmek tutkusunu İngiliz yazarı Conrad’dan aldığı da ileri sürülebilir.
Sanırım 1953 sonlarında ya da 54’te Sait Faik’le Halikarnas Balıkçısı arasında bir tartışma geçmişti «Yeditepe» dergisinde. Balıkçı, Sait Faik’in «deniz»ini küçük bulmuştu, «benden öğren di» anlamına gelen bir şeyler söylemişti. Sait Faik de gerekli yanıtı vermişti. Bu eski tartışmanın «Yeditepe»de yeniden yayın lanması edebiyat tarihimiz bakımından ilginç olacaktır.
Halikarnas Balıkçısı önemli bir kişiydi. Yazar olarak, düşünür olarak, daha çok «insan» olarak. Yazı dili epey karmaşıktı. Gü zel bir anlatımı olduğu pek söylenemez. Ama kişiliği öylesine güçlüydü ki ne yazsa, ne anlatsa okunurdu. Sait Faik de, Ba lıkçı da Türk edebiyatına unutulmaz yapraklar armağan ettiler. Biri kırk sekiz y ıl yaşadı, biri seksen yedi. Yaşamak da önemli bir başarıdır. Özellikle yazarlar, sanatçılar, bilim adamları için... B ir iki kez karşılaştım Balıkçı’yla. Etkileyici bir kişiliği var dı, tadına doyulmaz bir söyleşi ustası, son yılların en renkli bir aydın kişisi... Öyküleri arasında bir çoğu yarma kalır, deneme leri her zaman beğeniyle okunur, romanları da edebiyatımıza ka zandırdığı bir deniz maviliğini yarınlara taşıyacaktır.
Taha Toros Arşivi