• Sonuç bulunamadı

Tarihi, sobada cayır cayır yaktılar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarihi, sobada cayır cayır yaktılar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

3 MART 1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET______

HABERLER

Tarihi, sobada cayır cayır yaktılar

► Kağıthane'de Sadabad Parkı’nda katliam yaşanıyor. Katledilenler Lale Devri’nden kalan 250 yıllık ağaçlar. Tarih, bir ceset gibi yere

yıkılmış.Katliamın “sanığı” Şetat Sondaj ve İnşaat AŞ’nin Genel K oordinatörü Koral Korkut, ağaçlan “kestikleri” inancında değil.

T A Y FU N G Ö N Ü L L Ü

Katliam var! Hepimizin gözü önünde. Tarih, bir ceset gibi yer­ de. Başları gövdelerinden ayrıla­ rak öldürülmüş bir insana benzi­ yorlar. Öldürülenler o kadar ge­ reksinimimiz olan ulu dişbudak­ lar, kavaklar. Hem de yüzlerce yıllık. Tam 60 tane dişbudak, 7 tane de kavak ağacı. Lale Devri’- nin damgasını taşıyorlar. Bir ta­ rih sobalarda parça parça yakılı­ yor. Duyuyor musunuz, bilileri tarihle "ısınıyor"! Suçlular ne mi olacak? Para cezasına çarptırıla­ cak. Yani, para cezasıyla kurtula­ caklar. O kadar. O da tahsil edile­ bilirse.

Kağıthane Bclediyesi'nin he­ men yanında binleri ağaç kesiyor da “ Kardeşim, sen bunlan neden kesiyorsun, bu suçtur!” diyen yok. Ağaçların kesildiği bölge Kağıthane Dercsi’nin her iki ya­ nında kalan Lale Devri’nin ünlü Sadabad Parkı, İSKİ Kağıthane Deresi’nin ıslahı için ihale açmış. İhaleyi alan firma ise Şetat Son­ daj İnşaat AŞ. Burada çalışma yaparken 60 tane dişbudak, 7 ta­ ne de kavak ağacını bir güzel kes­ miş ve oradaki camiye de yakma­ sı için vermiş. Gazetemiz olayı görüntüleyip, anakente bildirdik­ ten sonra ekipler gitti. Yerde ya­ tan, caminin avlusunda yanmak üzere bekleyen ağaçlarla karşılaş­ tılar. Şimdi belediyenin ziraat mühendisleri hasar tespit çalış­ maları yapıyor. Ağaçların peysaj değerleri saptanıyor. Bilirkişile­ rin tutanaklarına göre, firmaya para cezası yanında, ceza davası açılıp açılmayacağı belli olacak.

Sanıktan savunma______

Kesilen ağaçlarla ilgili Şetat Sondaj ve İnşaat AŞ’nin Genel Koordinatörü Koral Korkut, ağaçları "kestikleri" inancında değil. Bölgedeki ağaçların zehirli atıklarla köklerinin çürümüş ol­ duğunu söylüyor. Korkut, "K a­ ğıthane Deresi’nin kenarlarında bulunan bu ağaçlan 3 bölümde toplayabiliriz. Devrilmiş ağaçlar, devrilmek üzere olan ağaçlar ve devrilecek ağaçlar gibi. Bunlan Kağıthane Belediyesi'yle konuş­ tuk. ‘Bunlar zaten devrilmiş’ de­ diler. Ağaçlan tek tek saptadık.

Kesilen ağaçlar oradaki caminin imamına bağışlandı” diyor.

Anakent Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü yetkilileri, Korkut’un bu savunmasını, cid­ diye almadılar ve şunlan söyledi­ ler:

"Ne olursa olsun, ağaçların kökleri çürüse de, kurusa da bu olay mutlaka bizim iznimize tabi. Her isteyen, istediği gibi ağaç ke­ semez. Şimdi ağaçların kesildiği bölgede ziraat mühendislerimiz hasar tespit çalışması yapıyorlar. Sultanahmet’deki bir dişbudak veya kavak ağacının Kağıthane’­ deki değeri aynı değildir. Tarih, bölge, ağaçlann büyüklüğü gibi faktörler burada dikkate alınır.

Sadabad’ın hali perişan

Sadabad Parkı’ntn ne olacağı belli değil. Yıllardır, bürokrasi, ciddiyetsizlik bu bölgenin ne olacağının belirlenmesini engel­ liyor. 13 eylül 1989 yılında Milli Savunm a Bakanlığı, Maliye ve G üm rük Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında bir protokol im zalanarak, M SB’ye ait K ağıthane Deresi'- nin her iki yanında kalan yeşil alan belediyeye devredildi. K ağıthane Kışlası boşaltıldı am a yeşil alanın belediyeye ha- zAine tarafındanî devri bir türlü gerçekleşmedi. Hiçbir yetkili­ nin konuyla ilgili bilgisi ol­ madığı gibi , takibi de yapı­ lmadığı için Sadabad Parkı unutuldu gitti. Birileri de geldi oradaki ağaçları kimseye danış­ m adan kesti. Şimdi suçlu salt ağaçlan kesenler mi? Bölgeyi sahipsiz bırakanlar da en az on­ lar kadar suçlu değil mi?

Oysa orada bir tarih yatıyor. Lale Devri (1718- 1730). O s­ manlI devleti Pasarofça Anlaş- m ası’yla ( l 718) banş dönem ine girmişti. Batıyı örnek alan bazı yeniliklere girişildi. Bu yenilik­ lerden biri de İstanbul’un im a­ rıydı. Planlar arasında Haliç’in ıslahı da vardı. Padişah için bir de K ağıthane Deresi’nin kena­ rında Sadabad Kasrı yaptırıldı. Ve kasrın etrafı sulak bölgeler­ de yetişen kavak ağaçları ve diş­ budak ağaçlarıyla çevrildi. İşte kesilen ağaçlar, bu ağaçlardır.

• W ! s

KENDİ IARİHİİYIİZİ G Ö Z GÖ RE G Ö RE YERLE BİR EDİYORUZ-Bürokrasinin ilgisizliği, Sadabad'ı ağaç katliamına hazır hale getirdi. Etrafta çöp dağları oluştu. 67 ağaca kıyıldıktan sonra hesabının sorulacağı söyleniyor. Bu arada koca bir tarih, binlerce balta darbesi sonucu perişan olmuş durumda. Katliamı becerenler, ağaçlan yakacak olarak kullanılmak üzere hemen yan­

daki camive verdiler. (Fotoğraf: U Ğ UR G U N Y Ü Z )

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna en çok karşılaşılan iki örnek olarak, sigara dumanı (ortalama tanecik çapı 0,5 pm değerinden küçük) ve bulutlar verilebilir. Bir egzozun veya yanma

Edebiyatçılarımızı kısa bir za­ manda yıpratan ve yeni nesiller tarafından anlaşılmaz, bu se­ beple de daha sağlıklarında unu­ tulmuş hale getiren Türk

Eğer ik­ tidar hükümeti Helsinki me­ selesini Halk Partisine hü­ cum işi gibi ele alsaydı, bey­ hude enerji sarfı yerine mem­ lekete hiç değilse şeref

Ofra Harnoy, Ivo Pogoreliç ve Trevor Pinnock gibi ya­ bancı solistlerin yer aldığı yorumcular içinde son on yılın en ünlü Türk yo­ rumcularım bulabiliyorsunuz: Peki-

Bana ne?j Dügâhı kârdan evvel Ruşen Fe- rid’in kemençe ile yaptığı küçük taksim bizi başka âlemimize doğ­ ru uçurmıya başladı ya; Haşini Beyin

akşam kendisini ziyarete gittik­ leri vakit bu kara haberle karşı­ laşmışlar, ailesini teselli etmiş­ lerdir. Reisicümhur

incognita'nın, Tamil Nadu'da bulunan sera alanlarında ticari olarak gerberaların yetiştirilmesindeki ciddi sınırlayıcı faktörlerden biri olduğunu ortaya koymuştur (Manju

bitki, dil::]ilk azot dozlarl.nda kendini toparlayamazken, yilksek azot miktarlarl.nda ko::]ullardaki dilzelmeyle birlikte aradaki aC;l.gl. kapatl.p potansiyel verim