• Sonuç bulunamadı

CBS Tabanlı Bulanık Mantık Yaklaşımı Kullanılarak Adana İli Heyelan Duyarlılık Haritası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "CBS Tabanlı Bulanık Mantık Yaklaşımı Kullanılarak Adana İli Heyelan Duyarlılık Haritası"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

225

CBS TABANLI BULANIK MANTIK YAKLAŞIMI

KULLANILARAK ADANA İLİ HEYELAN DUYARLILIK

HARİTASI

Doç.Dr. Tolga ÇAN

Jeo.Yük.Müh. Senem TEKİN

Doç.Dr. Tamer Y. DUMAN

Doç.Dr. Tolga ÇAN

Jeo.Yük.Müh. Senem TEKİN

Çukurova Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü,

01330 Balcalı, Adana

Doç.Dr. Tamer Y. DUMAN

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü,

Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanlığı 06800 Çankaya, Ankara

(2)

226

CBS TABANLI BULANIK MANTIK YAKLAŞIMI KULLANILARAK

ADANA İLİ HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI

ÖZ

Heyelanların bölgesel ölçekte etkilerinin anlaşılması ve zararlarının azaltılması çalışmalarında, mekansal olabilirliğini gösteren heyelan duyarlılık haritaları önemli katkı sağlamaktadır. Heyelan duyarlılık analizlerinin doğruluğu, başta heyelan envanter haritası olmak üzere diğer çevresel faktörlerin ve kullanılan yöntemlerin uygunluğuna bağlı olarak değişmektedir. Türkiye Heyelan Envanter Haritasına göre Adana ilinde 35,36 km2

alan kaplayan 145 adet heyelan haritalanmıştır. Heyelanların büyük kısmı Aladağ, Feke, Saimbeyli ilçelerinde bulunmaktadır. Bu heyelanlar Miyosen-Oligosen kırıntılı ve Üst Kretase ofiyolit karmaşığı birimlerinde yoğunlaşmaktadır. Bu heyelanların büyük çoğunluğu yüksek eğimli uzun akarsu vadi yamaçlarında gelişmiştir. Etek düzlüklerini oluşturan yamaçlarda seyrek olsa da heyelan oluşumları izlenmektedir. Bu çalışmada; Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ortamında Bulanık Mantık yaklaşım yöntemlerinden Gama işletimi kullanılarak heyelan duyarlılık analizleri gerçekleştirilmiştir. Heyelanları hazırlayıcı faktörler olarak yamaç eğimi, yamaç eğriselliği, pürüzlülük indeksi, eğim-yamaç yönelimi oranı dönüşümü parametreleri kullanılmıştır. Bunlar CBS ortamında 100x100 m grid hücrelerinden oluşturulan sayısal yükseklik modeli verisinden türetilmiştir. Hazırlanan heyelan duyarlılık haritası çok düşük-çok yüksek aralıklarında 5 ayrı sınıfa ayrılmıştır. Duyarlılık haritalarının performans değerlendirmeleri alıcı işletim karakteristik eğrileri (ROC) kullanılarak gerçekleştirilmiştir. ROC eğrileri altında kalan alan 0,710 olarak elde edilmiştir. Bu çalışmadan elde edilen verilerin, Adana ilinde yapılacak heyelan risk yönetimi çalışmalarına önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

1.GİRİŞ ve AMAÇ

Heyelanlar başlıca jeolojik, morfolojik, fiziksel ve insan etkisi gibi faktörlerin etkisi altında oluşmaktadır. Bu nedenle, heyelan tipleri mekânsal ve zamansal olarak geniş bir aralıkta farklılıklar sunabilmektedir. Heyelanların tipi ve mekânsal dağılımını gösteren heyelan envanter haritaları, bölgesel anlamda heyelan olaylarını anlamada, ayrıntılı çalışma yapılması gerekli hedef bölgelerin seçimine yardımcı olan ve heyelan zarar azaltma çalışmalarının temelini oluşturan haritalardır. Ülkemizde doğal afetlerinden kaynaklanan kayıplar ele alındığında, deprem ve heyelan olayları ilk iki sırada bulunmaktadır. Heyelan duyarlılık haritaları; Heyelan envanter haritaları ile heyelanları tetikleyici ve hazırlayıcı faktörler kullanılarak, heyelanların mekansal olarak nerede olabileceğini söylemektedir (Çan vd. 2009). Dolaysıyla bu analizlerde kullanılacak parametrelerin ve hedef bölgenin morfolojik ve jeolojik özelliklerin iyi anlaşılması gerekmektedir.

Araştırma alanını oluşturan Adana il sınırı orojenik Toros dağ sırasının güney eteklerini ve iki büyük nehrin oluşturduğu ova kesimlerini kapsar. Torosları oluşturan litoloji birimleri Paleozoyik–Kuvaterner zaman aralığında oluşmuş kaya ve çökellerden oluşur. Bu alanın yüzeyi genellikle akarsu etkinlikleriyle şekillendirilmektedir. Araştırma alanında özellikle Aladağ, Feke, Saimbeyli ilçelerinde heyelan olayları meydana gelmektedir. Bu bölgeler meydana gelen heyelanlardan olumsuz yönde etkilenmeler yaşanmaktadır (Duman vd. 2009). Bu nedenle bu

(3)

227

çalışmada Adana’nın Karaisalı, Pozantı, Feke, Saimbeyli, Kozan ve Aladağ ilçeleri için (Şekil 1) Çalışma alanına ait heyelan envanter haritası Duman vd’lerinin 2009’da tamamlamış oldukları “Türkiye Heyelan Envanter Haritası” projesinde Adana ili içerisinde belirlenen heyelanlar kullanılarak; heyelan duyarlılık analizleri Bulanık Mantık yaklaşım yöntemlerinden Gama işletimi kullanılarak CBS ortamında gerçekleştirilmiştir. Elde edilen duyarlılık haritalarının performans değerlendirmeleri alıcı işletim karakteristik eğrileri (ROC) kullanılarak değerlendirilmiştir.

(4)

228

2. GENEL ÖZELLİKLER

Araştırma alanı doğu-batı uzanımlı Toros orojenik dağ kuşağının orta kesimlerinde bulunmaktadır. Doğuda kuzey-güney uzanımlı Amanos dağ sırasının Toroslara sokulduğu alana kadar uzanır. Kuzey sınırı yaklaşık Torosların İç Anadolu havzasıyla olan su-bölüm çizgisini takip eder. Batısı yaklaşık Seyhan Nehri, güneyi ise Akdeniz ve Misis-Andırın dağları ile sınırlandırılır.

Araştırma alanında denizel kıyı ve delta düzlük alanlardan yüksek dağlık alanlara kadar değişimler gösteren yeryüzü şekilleri gözlenir. Bunlar Torosların zirve kesimlerden (3756 m Demir Kazık) Akdeniz kıyısı aralığında izlenen yüksek dağlık alanlar, dağ yamaçları, etek düzlükleri, akarsu ve buzul vadileri, ova düzlükleri, delta ve kıyı şekilleri olarak sıralanabilir. Yüksek dağlık alanlar genelde kuzey-güney yönünde gelişmiş akarsu drenaj sistemi tarafından kazılmış morfolojik ünitelerdir. Genelde dik ve derin yarılmış yamaçlara sahip vadi sistemleri ve bu vadiler arasında yer alan sırt ve zirvelerden oluşur. Çok engebeli bir arazi şekli sunar. Bu arazi şekilleri denize doğru litolojik birimlerin de kontrolünde etek düzlüklerine geçiş gösterir. Daha çok Tersiyer birimleri üzerinde gelişen yüzey şeklidir. Göreli olarak daha sığ ve genelde dentritik drenaj sistemleriyle kazılarak şekillendirilmiştir. Sırt ve tepeler yumuşak hatlı yüzeyler oluştururlar. Bu alanlar deniz tarafına doğru ovalarla geçiş gösterir. Araştırma alanının büyük bir bölümü Seyhan ve Ceyhan nehirleri tarafından doldurulmuş ve geniş düzlük alanlar oluşturan ovalarla kaplıdır. Benzer şekilde bu iki büyük nehir tarafından oluşturulan deltalar da önemli büyüklükte alanlar oluştururlar. Denizel süreçlerle şekillenen bölgesel ölçekteki üniteler kumul ve plaj alanları olarak tanımlanabilir.

Araştırma alanı orojenik bir dağ kuşağındaki tektonik birliklerin oluşturduğu kalın Paleozoyik ve Alt Tersiyer platform karbonat çökelleri, türbiditik istifler, karasal kırıntılılar ve ofiyolitik kayaçlardan yapılıdır (Ulu, 2002) (Şekil 2). Bu birimler kalın Tersiyer kırıntılı ve karbonatları tarafından örtülür Paleozoyik ve Mesozoyik temel birimleri Torosların yukarı kesimlerinde derin kazılan vadi içlerinde yüzeylenir. Ofiyolitik kayalar da bezer alanlarda izlenir ancak, bu kayalar daha geniş alanlar kaplar. Tersiyer kırıntılı ve karbonatları araştırma alanında en geniş yayılıma sahip kaya birimleri oluştururlar (Okay ve Özgül 1984 ; Okay 1989; Özgül vd., 1973; Metin, 1984; Özgül, 1976; Özgül ve Kozlu, 2002; Kop, 2003; Usta vd., 2004). Miyosen karbonatları sanki Torosların kabuğu şeklindedir. Aşınmaya karşı olan dayanımları nedeniyle bulundukları yüzeyin şekillenmesinde önemli rol oynarlar. Aynı zamanda erimeye karşı olan zayıflıkları da karstik şekillerin oluşmasına neden olur. Araştırma alanındaki izlenen karstik oluşumlar genelde küçük-orta boyutludur. Bu karbonatlarla geçişli bulunan Miyosen veya daha genç Pliyosen dönemi kırıntılı birimleri Adana havzasının kenar çökellerini oluştururlar (Ünlügenç, 1993).

Güneyde bulunan Misis-Andırın yükselimini ilksel konumları bozulmuş okyanusal kabuk malzemesi, volkanik, çökel ve çeşitli yaştaki bloklar içeren tektonik karmaşıklardan oluşan kaya birimlerinden oluşur (Yılmaz ve Gürer, 1996). Kıbrıs’a doğru, Akdeniz tabanında yapısal bir yükselim şeklinde devam eden bu zon Kyrenia-Misis veya Kyrenia-Misis-Andırın zonu adıyla da bilinir (Robertson ve Woodcock, 1986). Bu zondaki kaya birimleri Geç Kretase-Erken/Orta Miyosen’de Neotetis okyanusunun kapanması sürecinde yitim zonunda gelişen bir yığışım prizmasını temsil ederler (Yılmaz, 1993; Yılmaz ve Gürer, 1996; Robertson ve diğ., 2004).

(5)

229

Çalışma alanını içinde veya yakın çevresinde önemli deprem üretebilecek aktif tektonik yapıları bulunmaktadır. Bunlardan Ecemiş fay zonu batıda, Doğu Anadolu Fayı (DAF) doğu ve güney kesimlerde izlenir. Ecemiş fay zonu KKD-GGB doğrultulu yaklaşık 107 km uzunluğunda birbirine paralel aralı-aşmalı birçok fay segmentinden oluşur. Sol yönlü doğrultu atımlı fay karakterindedir (Şaroğlu vd., 1987;1992). DAF’ın kuzey kolu Sürgü-Misis fay zonu olarak adlandırılır (Duman ve Emre, 2013). Bu kolun Andırın, Çokak, Yumurtalık, Toprakkale, Karataş, Düziçi-Osmaniye ve Misis fay segmentleri çalışma alanı içerisinde veya yakın alanında bulunur ve bölgede önemli deprem kaynağı olan aktif fayları oluştururlar.

3. HAZIRLAYICI FAKTÖRLER

Heyelanları hazırlayıcı faktörler olarak litoloji, yamaç eğriselliği, pürüzlülük indeksi, SAR gibi parametreler kullanılmıştır. Bunlar CBS ortamında100x100 m grid hücrelerinden oluşturulan sayısal yükseklik modeli verisi kullanılarak tematik haritalar şeklinde hazırlanmıştır.

Litoloji dışındaki diğer hazırlayıcı faktörleri elde etmek amacıyla düzensiz üçgen ağı oluşturularak 100 x 100 m mekânsal çözünürlükte ve raster formatında Sayısal yükseklik modeli (SYM) oluşturulmuştur. SYM modeline göre araştırma alanı deniz seviyesinden 3577 m’ye değişen yükseklik değerlerine sahiptir (Şekil 3a). Yamaç eğimi haritası SYM’nin türevi olarak hazırlanır ve litolojik özelliklere de bağlı olarak yamaç duyarsızlık analizlerinde en önemli parametrelerden birini oluşturur. Araştırma alanı için hazırlanan yamaç eğimi haritasına göre güneyden kuzeye eğim miktarının arttığı görülmektedir (Şekil 3b). En yüksek eğime sahip yamaçlar kuzey kesimlerde yüksek dağlık alanlarda bulunmaktadır. Yer yer bu alanlardaki yamaçlar 79°’ye ulaşabilmektedir. Topografik iç ve dış bükey alanlarının ortaya çıkarılması yüzeydeki akış hangi noktalarda bir araya geleceği veya hangi yöne hareket edeceği hakkında önemli bilgi sağlar. Yamaç eğriselliği parametresindeki negatif değerler akışın toplandığını drenaj kanallarına, pozitif değerler ise dağıldığı sırtlara karşılık gelmektedir (Şekil 3c). Pürüzlü yüzeyler genellikle daha hızlı aşınmanın gerçekleştiği alanları işaret etmektedir. Bu nedenle pürüzlülük erozyon, heyelan, taşkın risk analizleri için önemli ölçütlerden birini oluşturur. Araştırma alanına ait pürüzlülük haritası Şekil 3d’de görülmektedir. Yamaç eğimi ve yamaç yönelimi haritalarının oranlanmasıyla elde edileneğim/yamaç oranı düzensiz üçgensel ağı ve grid tabanlı hesaplamalarda bir birine çok yakın değerler vermektedir (Şekil 3e). Bu oranda yüksek değerler yamaçların iç kesimlerini, düşük değerler ise düz alanları işaret etmektedir (Tekin, 2014).

(6)

230

(7)

231

a

b

c

d

e

Şekil 3: Araştırma alanının sayısal yükseklik modeli (a), yamaç eğimi (b), yamaç eğriselliği (c), pürüzlülük (d) ve

(8)

232

3. HEYELAN ENVANTERİ

Heyelan envanter haritaları olay, çok zamanlı ve tarihsel olmak üzere üç sınıfa ayrılmaktadır. Bunlardan tarihsel heyelan envanteri haritaları yapıldığı tarih itibarı ile mevcut heyelanların gösterildiği haritalardır. Zaman içinde özellikle küçük ölçekli heyelanların erozyon gibi çevresel faktörler etkisi altında yok olduğu veya tanımlanmasının güç olduğu bilinmektedir. Akdeniz iklimi etkisi altında bulunan araştırma alanında benzer durum geçerlidir. Araştırma alanında toplam 35,36 km2 alan kaplayan 145 adet heyelan haritalanmıştır (Duman vd., 2009).

Heyelanların büyük kısmı Aladağ, Feke ve Saimbeyli bölgelerinde bulunmaktadır.

Araştırma alanındaki haritalanmış olan heyelanların bölgelere göre dağılımı Şekil 4a-f’de gösterilmiştir. Bunlardan Aladağ ve Feke yöresinde heyelan yoğunlaşmalarının bulunduğu görülmektedir. Aladağ bölgesindeki heyelanlar Oligosen kırıntılı karasal çökelleri içerisinde gelişmiş derin büyük aktif ve aktif olmayan kayma alanlarından oluşmaktadır. Bu bölgedeki büyük alanlar kaplayan heyelanlar Miyosen neritik kireçtaşlarının Oligosen kırıntılı karasal çökeller üzerinde büyük bloklar şeklinde kaymasıyla oluşmuştur (Duman vd., 2009). Araştırma alanının en kuzeydoğu kesiminde, Feke bölgesinde Orta Triyas-Paleosen-neritik ve pelajik kireçtaşları, Erken Kambriyen-Geç Permiyen karbonat ve kırıntılar ile Prekambriyen-Erken Liyas kırıntılı ve karbonatlardan oluşan birimler içerisinde dağınık ancak, göreli geniş alanlar kaplayan heyelanlar bulunmaktadır (Duman vd., 2009). Bu bölgelerdeki heyelan oluşumlarını iklim koşullarına bağlı olarak jeolojik ve morfolojik özellikler kontrol etmektedir.

Adana ili genelinde 1953-2007 yılları arasında tutulan kayıtlarına göre 304 heyelan olayı meydana gelmiş ve bu olaylardan 1351 bina etkilenmiştir (Gökçe vd., 2008). Bunların dışında mühendislik yapıları, tarım ve orman alanlarında heyelan etkilerinin gösterildiği kayıtları tutulmadığı için bu alanlarda meydana gelen kayıp ve zaralar bilinmemektedir. Mevcut heyelan envanteri zamana bağlı bölgesel heyelan aktivitesini yansıtmamakta sadece yapıldığı tarihteki morfolojik özelliklerini koruyabilmiş büyük ölçekli eski veya güncel yeni heyelanları göstermektedir. Bu bağlamda bölgede yapılacak duyarlılık haritası potansiyel heyelan alanlarının belirlenmesine önemli katkı sağlayacaktır.

(9)

233

a

b

c

d

e

f

Şekil 4: Adana il sınırları içerisinde bulunan Karaisalı (a), Pozantı (b), Feke (c), Saimbeyli (d), Kozan (e) ve Aladağ

(10)

234

4. HEYELAN DUYARLILIK DEĞERLENDİRMESİ

Heyelanların hangi bölgelerde meydana gelebileceği hakkında yaklaşımlar sunan heyelan duyarlılık değerlendirmeleri, bölgenin mevcut heyelan envanter haritaları ve heyelanları hazırlayıcı çevresel faktörleri göz önünde bulundurularak hazırlanmaktadır. Heyelan duyarlılık değerlendirmeleriyle ilgili çok sayıda yaklaşım bulunmaktadır. Heyelan duyarlılık haritalarının hazırlanması, niteliksel ve niceliksel yaklaşımlar olarak iki ana başlıkta özetlenmektedir. Bunlardan niteliksel yöntemler genelde tecrübeye dayalı sezgisel yaklaşımlar veya tematik haritalarının çakıştırılması yöntemlerini içermektedir. Niceliksel yöntemler ise istatistiksel analizler, jeoteknik, yapay sinir ağları ve bulanık mantık yaklaşımları olmak üzere üç ana başlık altında toplanmaktadır (Çan vd., 2009). Bu çalışmada çalışma alanının büyüklüğü ve mevcut heyelanların sınırlı olmasından dolayı niceliksel yöntemlerden uzman görüşüne bağlı olarak oluşturulan bulanık mantık yöntemi kullanılmıştır. Bulanık küme teorisi klasik kümelerin genişletilmiş bir hali olup ilk kez Zadeh (1965) tarafından önerilmiştir. Bulanık küme teorisi, “if-then” kurallarına bağlı olarak geliştirilmiş bir yöntemdir. Yer, sınıflama, karar verme analizleri gibi alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bulanık girişimli sistemler temelde üç kuraldan oluşmaktadır. Bunlar 1-) bulanık kurallarının seçimini içeren kural tabanı, 2-) analizde kullanılacak verileri bir veri tabanında oluşturmak ve 3-) kullanılan parametreler ve bu parametreler sonucunda oluşması beklenen sonuç verisine ait bir mantık mekanizmasıdır. Bulanık mantık temelde Mamdani, Sugeno, Sum, Product ve Gamma olmak üzere beş yöntemden oluşmaktadır (Tangestani, 2009).

Bu çalışmada Bulanık mantık yöntemlerinden Gamma bulanık çıkarım mekanizmasına dayalı heyelan duyarlılık analizleri yapılmıştır. Gamma yöntemi 0-1 aralığında tanımlanmış ve Eşitlik 3’de verilen product (Eş.1) ve sum operatörlerinin(Eş 2) birleşiminin bir türevi olarak oluşturulmuş bir modeldir (Moghaddam ve Delavar 2007).

µproduct = (1- Π µi) Eşitlik 1 µsum = (1- Π µi) Eşitlik 2 µ combinition = ((1- Π µi)) δ * (1- Π µi) 1-δ Eşitlik 3

Bu amaçla değerlendirilmesinde kullanılmak üzere, 100x100 m çözünürlükte sayısal yükseklik modeli (Şekil 5a) kullanılarak araştırma alanının Eğim (Şekil 5b), Yamaç Eğriselliği (Şekil 5c), Pürüzlülük (Şekil 5d) ve SAR (Şekil 5e) parametreleri oluşturulmuştur. Her bir parametrenin heyelana en az ve en çok duyarlı oldukları değerleri dikkate alınarak bulanık küme setleri ile normalleştirme işlemi uygulanmıştır. Bulanık setlerin aralıklarının belirlenmesinde heyelan envanter haritası kullanılmıştır. Bulanık mantık sistemlerinde çok sayıda üyelik fonksiyonu geliştirilmiş olmakla birlikte Üçgen, Yamuk, Çan eğrisi, Gaussian, Sigmoidal, S ve Π üyelik fonksiyonları uygulamada en fazla kullanılan üyelik fonksiyonlarıdır (Baykal ve Beyan, 2004). Bu çalışmada kullanılan yamuk (trapezoidal) üyelik fonksiyonu Çok düşük, düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olmak üzere beş temel parametre ile tanımlanmıştır. Heyelan envanter haritası ile faktör haritaları çakıştırılarak her bir faktör için heyelanlara duyarlı oldukları alanlarda frekans değerleri elde edilmiştir (Şekil 6).

(11)

235

a

b

c

d

e

(12)

236

Araştırma alanında bulunan toplam 19 farklı litoloji grubunun heyelanların dağılımındaki etkisini incelemek amacıyla heyelan gözlenen litolojiler 1, heyelan gözlenmeyen litolojiler 0 olacak şekilde analiz edilmiştir. Araştırma alanında heyelan oluşumuna neden olabilecek her bir senaryo için if-then kuralları yazılarak heyelan duyarlılık haritası oluşturulmuştur.

a

b

c

d

e

Şekil 6: Yamaç eğriselliği (a), Yükseklik (b), Eğim (c), Pürüzlülük (d), Sar (e) parametrelerine ait üyelik

fonksiyonları

Analiz sonuç verileri CBS ortamında değerlendirilerek sonuç duyarlılık haritası oluşturulmuştur (Şekil 7). Oluşturulan heyelan duyarlılık haritası çok düşük, düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olmak üzere 5 sınıfa ayrılmıştır. Haritanın doğruluğu Alıcı işletim karakteristik eğrisi (ROC curve) ile test edilmiştir. ROC eğrileri doğru pozitiflerin yanlış pozitiflere olan kesri olarak da ifade edilmektedir. Bu çalışmada hazırlanan heyelan duyarlılık haritalarının ROC değeri 0,710 (Şekil 8) olarak bulunmuştur.

(13)

237

Şekil 7: Adana ili heyelan duyarlılık haritası.

(14)

238

Şekil 8: Çalışma alanındaki mevcut heyelanlar ile ilgili alıcı işletim karakteristiği (ROC) eğrisi.

5. SONUÇ

Adana ili merkezi genelde taraça veya ova alanlarında kurulu olması nedeniyle çok fazla heyelan olaylarının gelişmesi gözlenmez. Ancak Karaisalı, Kozan, Feke ve Saimbeyli yörelerinde ve kırsal yerleşim alanlarında önemli zararlara neden olan heyelan oluşumları bulunmaktadır. Bu nedenle, Adana il sınırlarının tamamında ilk defa bu çalışma kapsamında heyelan duyarlılık haritası oluşturulmuştur. Harita sayısal yükseklik modeli, eğim, yamaç eğriselliği, pürüzlülük ve eğim/yamaç yönelimi (SAR) tematik haritaları kullanılarak bulanık mantık yöntemiyle hazırlanmıştır. Hazırlanan heyelan duyarlılık haritasının Adana il sınırları alanında heyelan olaylarını kontrol eden çevresel değişkenler ile heyelanların mekânsal olarak meydana gelebileceği alanların belirlenmesi yansıra heyelanlardan kaynaklanan zararların azaltılmasına yönelik çalışmalara önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.

(15)

239

Kaynaklar

Baykal, N., Beyan, T. 2004. Bulanık Mantık: İlke veTemelleri. Bıçaklar Kitabevi, Ankara, 413s.

Çan, T. Duman, T,Y. Çil, E. ve Mazman, T. 2009. Mersin Merkez ve Erdemli ilçeleri kuzeyinin Coğrafi Bilgi Sistemleri tabanlı heyelan envanter, duyarlılık, olası tehlike ve risk değerlendirmesi, TÜBİTAK-ÇAYDAG:107Y138, Adana.

Duman, T,Y. Çan, T., Olgun, Ş. Nefeslioğlu, H,A. Hamzaçebi, S. Elmaci, H. Durmaz, S. ve Çörekçioğlu, Ş. 2009. Türkiye Heyelan Envanteri Haritası-1/500000 ölçekli Adana Paftası, MTA Özel Yayınlar Serisi-23, Ankara, 19

Duman, T., Y. and Emre, Ö. 2013. The East Anatolian Fault: Geometry, Segmentation and Jog Characteristics, In: Robertson, A. H. F., Parlak, O. & Ünügenç¸, U. C. (eds) Geological Development of Anatolia and the Easternmost Mediterranean Region. Geological Society, London, Special Publications, 372, 495-529. Gökçe, O., Özden, Ş., Demir, A., 2008. Türkiye’de afetlerin mekansal ve istatistiksel dağılımı, Afet bilgileri

envanteri. Afet İşleri Genel Müdürlüğü.

Kop, A., 2003, Gökçeköy-Kışlak-Menkez-Akdam (Aladağ, ADANA) Dolayının Tektono-Stratigrafisi ve Yapısal Evrimi, Çukurova Üni. Fen Bilimleri Enst. Jeoloji Müh. Anabilim Dalı, Doktora Tezi., 311 sayfa. ADANA. Metin, S., 1984, Doğu Toroslar’da Derebaşı (Develi)-Armutalanı ve Gedikli (Saimbeyli) Köyleri Arasının Jeolojisi:

İstanbul Üni. Müh. Fak. Yerbilimleri Dergisi, Cilt 4, Sayı: 1-2, Sayfa: 45-66.

Moghaddam, H.K., Delavar, M.R., 2007, A GIS - based Pipelining Using Fuzzy Logic and Statistical Models, IJCSNS International Journal of Computer Science and Network Security, VOL.7 No.2, February 2007 Okay, A. I., 1989, An exotic eclogitic/blueschist slice in a Barrovian-style metamorphic terrain, Alanya nappes,

Southern Turkey: Journal of Petrology, v. 30, p. 107-132.

Okay, A. I., and Özgül, N., 1984, HP/LT metamorphism and the structure of the Alanya Massif, southern Turkey, in Dixon, J. E., and Robertson, A. H. F., eds., The geological evolution of the Eastern Mediterranean: Geological Society of London, Special Publication, no. 17, p. 429-439.

Özgül, N. ve Kozlu, H., 2002, Kozan-Feke (Doğu Toroslar) Yöresinin Stratigrafisi ve Yapısal Konumu İle İlgili Bulgular. TPJD Bülteni, Cilt 14, Sayı 1, Sayfa 1-36.

Özgül, N., 1976, Toroslar’ın Bazı Temel Jeoloji Özellikleri: TJK Bülteni, C: 19, Sy: 65-78.

Özgül, N., Metin, S., Göğer, E., Bingöl, İ., Baydar, O. ve Erdoğan, B., 1973, Tufanbeyli Dolayının (Doğu Toroslar-Adana) Kambriyen-Tersiyer Kayaları: TJK Bülteni, Cilt: 16, Sayfa: 82-100.

Robertson, A., Ünlügenç, Ü.C., İnan, N., Taşlı, K., 2004, The Misis–Andırın Complex: a Mid-Tertiary melange related to late-stage subduction of the Southern Neotethys in S Turkey. Journal of Asian Earth Sciences 22, 413–453.

Robertson, A.H.F. and Woodcock, N.H., 1986, The role of Kyrenia Range lineament, Cyprus, in the geological evolution of the eastern Mediterranean area. R. Soc. Lond. Philos. Trans., Series A 317, 141–177.

Şaroğlu, F., Emre, Ö. ve Boray A., 1987. Türkiye’nin diri fayları ve depremsellikleri. MTA Rapor no: 8174, Ankara. Şaroğlu, F., Emre, Ö. ve Kuşçu, İ., 1992. Türkiye Diri Fay Haritası. MTA yayınları, Ankara.

Tangestani, M. H. (2009). "A comparative study of Dempster-Shafer and fuzzy models for landslide susceptibility mapping using a GIS: An experience from Zagros Mountains, SW Iran." Journal of Asian Earth Sciences 35(1): 66-73.

Tekin, S., 2014. Kadirli–Aslantaş (Osmaniye) Dolaylarinin Cbs Tabanli Heyelan Duyarlilik Değerlendirmesi, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 106, Adana.

Ulu, Ü., 2002, 1:500.000 Ölçekli Türkiye Jeoloji Haritası Adana Paftası. Türkiye 1/500.000 Ölçekli Jeoloji Haritaları, No: 15, M. Şenel (Ed.), Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Ankara.

Usta, D., Şenel, M., Metin, Y., Bedi, Y., Vergili, Ö., Usta, M., Balcı, V., Kuru, K., Tok, T., Özkan, M.K. ve Kop, A., 2004; TJK Bildiri Özleri, Sayfa, 275.

Ünlügenç, U.C., 1993, Controls On Cenozoic Sedimantation İn The Adana Basin, Sauthern Turkey, PHD. Thesis, Keele University, UK. Two volumes, 229.

(16)

240

Yılmaz, Y. and Gürer, Ö. F., 1996, Andırın (Kahramanmaraş) dolayında Misis-Andırın kuşağının jeolojisi ve evrimi. Turkish Journal of Earth Sciences, 5, 39-55.

Yılmaz, Y., 1993, New evidence and model on the evolution of the southeast Anatolian orogen. Geol. Soc. Amer. Bull. 105, 251– 271.

Zadeh, L.A.1965. Fuzzy sets, Information and Control 8:338-353.

View publication stats View publication stats

Şekil

Şekil 1: Çalışma alanı yer bulduru haritası.
Şekil 2: Çalışma alanı ve yakın çevresinin litoloji grupları haritası (Ulu, 2002’den düzenlenmiştir)
Şekil 3: Araştırma alanının sayısal yükseklik modeli (a), yamaç eğimi (b), yamaç eğriselliği (c), pürüzlülük (d) ve
Şekil 4: Adana il sınırları içerisinde bulunan Karaisalı (a), Pozantı (b), Feke (c), Saimbeyli (d), Kozan (e) ve Aladağ
+3

Referanslar

Benzer Belgeler

Altı Sigma Müşteri Değeri Projelerinin Seçiminde Kalite Fonksiyon Yayılımı (KFY) Yaklaşımının

Bu Rehberin Amacı; uygulayıcı ve denetleyici birim olan Adana Büyükşehir Belediyesi Tarım ve Hayvancılık Hizmetleri Daire Başkanlığı, proje yürütme ve

The maternal age, height, weight, data on previous pregnancies, crown-rump-length measurements (mm), pregnancy-associated plasma protein A multiples of median (PAPP-A MoM)

Keklik ve sülünlerde humerus'un ortal ama uzunluğu ta vuk, ördek ( Yıldız ve ark., 1998; De- mirkan, 2002) ve kelaynak kuşları (Bozkurt ve ark., 2002) için bildirilenlerden

Based on this norm, one of the most effective mechanisms for ensuring gender equality is the Advisory Council on Equal Rights and Opportunities for Women and Men,

Farklı verimler elde etmek amacı ile yapılan dekara azot uygulamasına göre N0 (0kg N), N10 (10kg N), N20 (20kg N), N30 (30kg N), N40 (40kg N) olarak adlandırılan ve üçer

Bu çalışmada, Süleymanlı yöresindeki doğal, tarihi ve kültürel turistik çekicilikler tanıtılarak yörede sürdürülebilir bir turizm gelişimi için hangi

In this survey, the relationship between the total quality management practices and the economic factors, motivation and career opportunities, which basically affect