• Sonuç bulunamadı

Muahedemiz etrafında

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Muahedemiz etrafında"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

URtYCT

___

G Ü N Ü N M E V Z U L A R I

Muahedemiz etrafında

//•//•/y p

İngiliz ve Fransız dostlarımızla mem­ leketimiz arasındaki muahedenin i ürki- ye Büyük M illet Meclisince tasdik edil­ diği malûmdur. Yalnız yurdumuz değil, bütün dünya mukadderatı üzerinde hem pek büyük, hem pek hayırlı tesirler yap­ mağa namzed olan bu vesika hakkında yem len pek çok söz söylenirse bunu pek tabiî görmeliyiz. A n ca k dikkat edelim; hemen farkına varacağız ki bir millet, sulh ile hak ve başkalarının varlığına hürmet hislerine nekadar fazla bağlı ise bu barış anlaşmasından o kadar ziyade sevine duyacaktır. Der,-ek ki...

Evet vaziyet pek açık.. Herhangi doym az emperyalizm iştihası ile memle­ ket boğazlayan, hürriyet ve istiklâl tepe­ leyen heyetler bizim hareketimizden memnun olmadıkları takdirde şaşılacak nokta yoktur. Zaten Türkiyenin sulh ko­ ruculuğu vazifesini müttefiklerile beraber filen icraya kalkması da bundan ileri gel­ medi mi?

G erçi insanlık tarihim biliriz; varlığı­ nın her çağında, beşer birbirile boğuş - maktan vazgeçmedi. A n ca k son asırda son devirlerde, bir milletler meclisi kur­ mak teşebbüsünde bulunduktan, Umumî H a b faciası görüldükten sonra beynel­ milel siyaset haydudluğuna devam, me­ deni, -t vicdanı için en korkunç cinayetti. Â d i politika ihtirasile malûl olmıyan gönüller hak namına, hakikat namına çarpışanları mutlaka bir gün tebcil eder. (S evre) muahedesinin katilce hükümle - rine karşı duran Türkiye, buna en şerefli misaldir. A n ca k zulmün boyunduruğun­ dan çıkıp istiklâle, millî bütünlüğe varan milletimiz, bu muvaffakiyetten sonra da­ vasındaki asil gayeye hıyanet etseydi, et­ rafındaki şimdiki sevgi ve saygı hâlesini göremezdik. E l çabukluğundan, fasılasız muvaffakiyet beklemek siyaseti, zekâ kudretine değil, ruh zâfma delâlet eder. Çünkü yankesicilik, karmanyolacılıkla geçinmek hevesi yalnız ahlâksızlık olmak­ la kalmaz. A yn i zamanda en kesif hama­ kat alâmetidir; ferdî hayatta da siyasî mevcudiyette de!

Bu hakikati anlayamayan kuvvetler, son zamanlarda bütün dünyanın huzuru üstüne saldırdılar... O sebebledir ki bu­ gün küre üzerinde durmadan masum kanı akıyor.

Akdettiğimiz muahede ile biz cihanın korkunç kâbusu içinde hem yurdumuza, hem medeniyet âlemine bir salâh müjde­ si vermiş olduk. Tebrike lâyık olan yal­ nız kendimiz değiliz. Sulh ve sükûn iste­ yen insanlık da bu tebrike bizim kadar hak kzanmıştır.

Altına imza koyduğumuz ahidname - nin iki ana vasfı her zaman gözönünde tutulmalıdır kanaatindeyiz:

1 — Anlaşmamızın hiç kimse aleyhi­ ne müteveccih olmaması.

2 — Muahedenin, şimdiye kadar mevcud bütün dostluklarımıza tam sa - mimiyetle sadık kaldığımızı bir kere da­ ha ispat etmesi.

Atatürkün vatanımıza şiar olarak söy­ lediği «Y u rd d a sulh, cihanda sulh» düs­ turuna, Türkiye daima tâbidir. Yalnız bu düsturu muvaffakiyetle tatbik için müracaat ettiği usul zamanla tekâmül edi­ yor. U zun yıllardır bitaraflık politikasını güttük ve bundan pek hayırlı neticeler aldık. A n ca k gördük ki cihanın siyasî havası yepyeni bir hususiyet kazandı. Artık harbden korunabilmek için, yalnız ondan nefret duymak kâfi gelmiyor, îcab ediyor ki harb istemeyenler sulhun faal ve fedakâr birer mimarı olsunlar.

Yazan: FAZIL AH MED AY KAÇ

İşte Türkiyenin savaştığı dava da bun­ dan ibarettir. Dünyanın İngiltere ve Fransa gibi en büyük iki demokrasisini bizimle müttefik görmek, yalnız dürüst ve namuslu siyasetimizin güzel bir neti­ cesi olmakla kalmaz. Bunda ileri bir me­ deniyet idealini yalansız surette kendi - mize maletmiş bulunmanın da mükâfatı vardır.

Hariciye Vekilimiz ne güzel söyledi; millî, medenî, ve cihanî vazifelerinin hep­ sini en titiz dikkatle yerine getirmeğe ça­ lışan bir millet için, medeniyetin tam em­ niyet ve hürmetine nail olmak en tabiî ı haktır.

İngiliz matbuatında, Fransız gazetele­ rinde bugün okuduğumuz satırları, yal - nız son siyasî yakınlıktan mülhem sözler olarak ^kabul etmek hem hata olur hem de haksızlık! Z ira ileriyi görenler, ada­ let ve hakkaniyet mefhumlarına samimi­ yetle bağlı olanlar, bugün elele veren ba­ rışçı ve demokrat milletlerin biribirine yaklaşmasından insaniyet için münhası - ran hayır ve sükûn doğacağını çoktan an­ lamışlardı. İşte bunlara parlak bir misal; bugün Fransız M illet meclisi reisi olan eski Başvekil M . (H erriot) nun Anka- rayı ziyareti üzerine yıllarca evvel P a - riste verdiği konferanslarda Türkiyenin değerini anlamayanlardan şikâyet ede - rek söylediği şu sözleri okuyun:

« — Bir takım hatıraları zihinlerinizde uyandırmaktan maksadım, tarihimizin son devirlerinde bizim için birçok kan zi­ yanını mucib olan gaflet ve belâhetlere yeni nesillerin de tekrar düşmemesini te­ min etmektir. Lozan muahedesile onu ta- kib eden müzeyyelâtın teşkil ettiği esaslar üzerinde Türk Cumhuriyetile mükemmel münasebatta bulunmak imkânı ve vücubu vardır....

«Avrupanm biri şarkında, biri garbında kâin olan bu iki cumhuriyetin hakkaniyet dairesinde elbirliği etmesi - hiç şüphemiz olmasın ki - gerek Avrupa gerek cihan için en mükemmel bir sulh unsuru teşkil

edecektir.»

Bizim ötedenberi inandığımız bu haki­ kati bugün tamamile tahakkuk etmiş gör­ mekten duyduğumuz saadet pek büyük­ tür. Umarız ki ayni esasta yalnız Fransız, İngiliz dostlarımız değil, bütün münev - ver insaniyet de bizimle beraber düşün - sün.

Fazıl Ahmed AY KAÇ

Hariciye memurları arasında

terfi ve nakiller

Ankara 10 (T e le fo n la ) — Hariciye merkez teşkilâtında ifayı vazife eden orta elçi Esad Atuner ile hukuk müşaviri K e ­ mal Köprülü birer derece terfi ettiler.

H ariciye ticaret ve iktısad dairesi mü­ dürü Bedri Tahir, üçüncü daire müdürü Faik Zihni, protokol dairesi müdürü Sa- lâhaddin de birer derece terfi ettiler. Bun­ dan başka M oskova büyük elçiliğinde or­ ta elçilik müsteşarı Z ek i Hakkı merkeze nakledildi. Yerine Mümtaz A k a y tayin olundu.

M oskova büyük elçiliği üçüncü kâtib- liğine A ffa n Sabit tayin edildi. Kıbrıs konsolosu Kemalle R odos konsolosu R e- ceb becayiş edildiler.

Çinde ihdas edilen elçiliğe Emin  li, üçüncü kâtibliğine de Yümni Sedes tayin olundular.

Maarif müdürleri arasında

Ankara, !0 (T e le fo n la ) — U rfa M a ­ arif müdürü R eceb N iğdeye, Diyarbakır M aarif Müdürü Yusuf Ataman U rfa M aarif Müdürlüğüne tavin edildiler.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Horasan erenle­ rinden bir derviş olan Şems, bilgi yi bir amaç olarak değil, bir araç olarak kullanırdı.. Seıııs, bilgiye değil, cezbe'ye (kendinden geçme)

Cumhurba şkanı Dioncounda Traore’nin isteğine bir yanıt olduğunu ifade eden Dünya Sendikalar Federasyonu, Fransa öncülü ğünde düzenlenen bu askeri operasyona

Bu sınır ve eksiklerin herbiri sonuç olarak bu tür emek süreçlerinin potansiyel dönü ştürücü güçlerinin abartılmasına ve bu süreçlerin daimi olarak diğer üretken olmayan

Su, enerji ve gıda üzerinde şirketlerin dünya üzerinde tam bir egemenlik kurarak daha fazla kâr elde etmelerine yönelik politikalar, sermayenin dünya çap ında kapsamlı

5.Araştırmalar verilerin toplanma zamanına göre anlık, kesitsel ve boylamsal olarak sınıflandırılır 6.Araştırmalar, gözlem birimi, denek (katılımcı) sayısına göre

Mese­ lâ, (Bir Edirne seyahatnamesi) isimli küçük kitabımda da kay­ detmiş olduğum gibi, Edirnenin eski ahşap çarşısındaki Yahudi esnaf âlemi bir Fransız

Kimi kanatlar, hayli hırçın, uzun bir birikimini tepkisi gibi.. Yavaşlığı, kararsızlığı

Anahtar Kelimeler: Milli İktisat, Eskişehir, Birinci Dünya Savaşı, İttihat ve Terakki, Eskişehir Milli Ticaret ve Anonim