• Sonuç bulunamadı

Türklerin yetiştirdiği mühim adamlardan biri...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türklerin yetiştirdiği mühim adamlardan biri..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CM ^LH U K rvt'T

Y

f r f r - M i p * t * f i ^ ¿ > ■: .. -i_t>

I

K Ö S E M D E N

I

Tttrkl eri n y e t i ş t i r d i ğ i

mühim adamlardan biri

İki aylık bir seyahatten döndüm. Bir kaç acı haber, yüreğimi sızlat­ tı. Onların başında, her hafta bu sütunlardan fikirlerini dinlediğimiz Dr. Adnanın ölümü.

«Gidip gelmemek, gelip bulmamak» sözünü bir kere daha elemle, tees­ sürle bana söyleten aziz dostum, demek, bundan sonra ancak «A d l- Var» olacak. Henüz ziyaretine gi­ demediğim «en aziz arkröaşı» m düşündüm. Şüphesiz, hepimizden çok o, bu acının ezintisi altındadır. Ezelî emre ne denir? Ben ne diye­ bilirim?

Tanrı, sevgili büyüğümüze rah­ met, arkasında bıraktığı sevenlerine tesliyet ihsan etsin.

Doktor Adnanı son defa Cerrah- paşada, yattığı hastane odasında görmüştüm. Bir kaç dakika önce bi tişiğindeki hücrede ziyaret ettiğim elçi Âli Bey, delik deşik olmuş, di­ yabetli ve yaralı vücudüne rağmen ne kadar sakin, ne kadar huzur ve hattâ neşe içinde ise aziz Doktor, zıddına, nefes alamamaktan musta- rib, harekets z duramaz, hattâ hır­ çın bir halde idi. Mezarına yazıla­ cak manzum kitabeyi, hiç bir en­ dişeye düşmeden gülerek okuyan Âli Beyden sonra gördüğüm bu ıs- tırablı manzara karşısında sevgili Doktoru teskin edecek sözler ara­ mağa, havaî şeyler konuşmağa, son yazılarından bahis açmağa mecbur oldum. Onun bu acılı halini görüp içi parçalanan Halide Hi nim, parça parça makalelerden ziyade, devamlı ve uzunca bir yazıya başlamasını

tavsiye ediyordu. Her ilâcdan dahs müessir gelen bu sözlerle biraz sa- kinlemiş olan hastayı bu, son gö­ rüşümmüş. Afiyet dileklerimi söy­ leyip ayrıldım. Tam manasile v e- dâ...

Yetmiş üç yıl, türlü zahmetler, türlü emekler, türlü ikbal ve id- barlar, uzun sürmüş, vatandan u - zak zamanların yıkıcı mahrumiyet- lerile mamurluğundan zerre kal­ mamış bu harab vücudün sahibi, Türklerin yetiştirdiği mühim adam­ lardan biri idi. Muhakkak ki, onun kıymetli adında, gelecek nesiller, kendilerine hürmet ve takdir m ev­ zuu bulacaklardır. Siyasetle ilmin, hattâ Batı âleminde de çok kere uz laşamadığına, her iki ihtirası ru­ hunda birlikte duyanların, biri di­ ğeri aleyhine işlemek üzere, çok ı kere acılı bir ömür sürdüklerine Dr. Adnan, en üzücü misallerden biridir. Orttr: daha. Tıbbiye' sıra\a- rinda iken siyasete çeken, kjıvvet, hürriyet aşkı ve istibdnd nefreti ol­

muştu. Bu aşk ve nefret, ömrünün son anlarına kadar sörtmedeîı sflAip gelmiştir.

1908 inkılâbı, Doktoru, ihtiyarlle atıldığı sürgünden, Berlinden mem­ lekete çağırdı. Ondan sonra Adnan j Bey, bu ikizli hayatı, ilim ve siya- I set antagonismini yaşamağa başla- | dı. Iıb fakültesinde önce muallim muavini, sonra profesör, sonra mü­ dür, Trublusgarb harbinde Kızılay müfettişi, sonra umumî kâtib, Sağ­ lık Umum müdürü, sahra sağlık u - » u m l müfettiş muavini, nihayet Mütareke başında Osm anlı M ebu- san Meclisinde üye, Milli Mücadele­ ye iştirak, Sağlık Bakam, Birinci B. M . Meclisi ikinci başkanlığı,

za-İ

Y A Z A N :

1

1

H A Ş A N - A L I Y Ü C E L

{

ferden sonra İstanbulda Millî Hü­ kümet mümessilliği, Terakkiperver­ ler ve Avrupeya gidiş.

Bu tarihten sonra yeniden ilme dönüş. Paris Şark Dilleri okulunda türkçe lektörlüğü, ilim araştırmala­ rı, seyahatler, konferanslar ve bir çok maddi, manevî üzüntüler... On beş yıla yakın bu zaman içinde o- kudu ve okuttu. 1939 da İst.-n'ouia döndü. Dostlan onu çevrelediler. Vaktin Başbakanı, Dr. Refik Say­ dam, Adnan Beyi sayar ve severdi Devlet Başkanı İnönü de Atatürkün sağlığında umum! hayattan uzak kelmiş, eski mücadele arkadaşları­ nı arzularına uyacak şekilde yeni­ den hayata katmak ve böylece et­ rafta bir ayrılık toplanmasına im­ kân verrr iverek İkinci Dünya Har­ bi içinde Türk cemiyetini millî bir­ lik halinde bulundurmak düşünce­ sinde idi. Doktor Adnan, siyasi ha­ yata dönmek istemenrşti. Ona, İl­ mî olgunluğu, itinaya lâyık şahsi- yetile mütenasib bir hizmet mevzuu bulmak lâzımdı.

İslâm Ansiklopedisini, onun bil­ gin, gayretli ve bilhassa dikkatli, titiz ellerine emanet ettik. Bunu memnunlukla kabul etti. Her arzu­ sunu, vazifede bir devlet adamı sı- fatile yerine getirmeğe çalıştım. O

da bunu bilerek insan üstü bir gay­ retle işe koyuldu ve arkadaşlarına bu hissini aşıladı. Bugün yedi bü­ yük kitaba varan bu milletlerarası kıymetteki Türk eseri, onun büyük himmetinin anıtıdır. İçinde kendi kaleminden çıkmış makaleler de bulunan bu muhteşem eser, yalnız bu makalelerden dolayı değil, bil­ hassa her satırına ihtimamının izi­ ni bırakarak durmadan yayınlan­ masını temin bakımından Doktoı Adnanın milletine baha biçilme-' bir yadigârıdır. Ansiklopedinin .aü - teşebbisi, türlü itirazlar ve çelme­ lere karşı koyarak çıkmasını sag yan müteşebbisi olarak ona, â lî münün verdiği teessürler içinde, bu vıllar sürmüş muvaffakiyetli hiz­ metinden dolayı şükranlarımı um­ mak. vazifemdir.

Türkiyeye dönüşünü takib ı altı yedi senede ilimle meşgul ilan Doktor Adnan, bir gün baktım; 1946 seçim arifesinde Demokrat Parti listesinde müstakil mebus a- aayi. Hemen hatırıma, muhterem hocam, rahmetli izzet Beyin hatıra sma çıkarılmış kitabın başlangıç yazısındaki bir kaç cümlesi geldi Onda, siyasette geçen zamanlara karşı duyduğu acıma, ilim ve fikir hayatının verimliliğine beslediği

iş-Prof.DrJ.H.SAYMEN - Doç.D rSERM AN - Doç.Dr.H.K.FLBİJ?

Türk İçtihatlar Külliyatı

1952 - II

6 ncı Cilt

Çskfı

1258 karar — 1008 sahife (İndeks ve Fihristler 156 sahife) Fiatı cildli 30 lira. Mevcudu bitmiş cildlerin yeni tabılarile 7 nci

rild basılmaktadır,

İ S M A İ L A K G Ü N M Ü E S S E S E L E R !

B i l u m u m Mat baacı lık ve Ki tap çı l ı k

İçleri

Merkez Cajjalojîu Servilimescit So. 24 Istanbul-Tel. 20968

„ I H A

Satış yerleri!

ha

K AK H A K K İ T A B E V İ B e y a z ıt ü n iv e r s it e C a d Istan. K İT A B E VI (B a b ıE II) A n k a ra C a d 4 Istan. K İ T A B E V İ V a n ık e v a y la r S o k . 18 İsta n b u l

iş rîım a n

dairesi

Liralık

Fara

35000

V f b U ,

¡gemine

B ir hesap açtırınız!

• e

tiyak vardı. Hep o söylediğim an- tagonism!.. Bir tahterevalli gibi öm­ rünü bir aşağı, bir yukarı, zıd ha­ reketler içinde sallayan o idi. M eb­ us olarak Ankarada ilk görüştüğü­ müz zaman, gülerek bu yazısını kendisine hatırlattım. Kısaca, «Ne yapayım, hizmet!...» dedi* Etti veya etmedi, o ayrı; fakat, muhakkak ki, hazmet etmeğe çalıştı. Bütçe encü­ meninde ve umumî heyette faydalı müdahalelerine şahid olmuşumdur. 1950 seçimlerinde onu aday listele­ rinde görmedik. Yeniden ve son bir "c1riime...

Türlü fasılalarla, fakat içinde sönmeden devam etmiş siyaset te­ mayülünün formüllenmiş bir ifa­ desine toplu olarak rastlanmaz. On da merkez fikir ve hâkim siyasî ka­ naat, hürriyettir; millî muvazene ve ahenkti. Bu sütunlarda, bilhassa 1950 den önceki yazılarında görülen politika fikirleri, en ziyade fikirde hürriyet anlamı etrafında döner. Fakat bu hürriyet kavramının top­ luluk hayatının türlü safhalarında nasıl bir sistemin içine girebileceği veya sistemsiz bir rejimde nasıl ger çekleştirileceği hakkında ne ken- disile görüşmelerimde, ne de siya­ sî ifadelerinde kesin bir fikre rast­ lamadım. Merhum bana, ilm d e ne kadar yapıcı olmaya müstı idse po­ litikada o kadar itirazcı görünmüş­ tür. Çünkü ruhundaki kuvvetli « tenkid» hassası ve hür, müstakil olma meyli, ilim için yapıcı olma­ ya -evkettiği nisbette siyasette onu yapıcılıktın alakoymuştur. İnkıNb senelerinde, Doktor Adnanın bu ten kidei ruhu ve bu şahsi istiklâl duy­ gusu, Atatürkün toptancı ve kuru­ cu ruhile bağladaşamamış hissini verir. Eğer aksi olsaydı bütün mü­ cadele senelerinde mühim mevki­ lerde bulunmuş olan onun gibi bir politikacıyı inkılâb yıllarında da müşterek mesuliyet ve şeref yerle­ rinde görürdük.

Rahmetli Doktor Adnan, içi rahat bir insan değildi. 1944 te iki cild olarak neşrettiği «Tarih boyunca ilim ve din» isimli, değerli ve dol­ gun kitabının İthaf yazısında Hali­ de Edibe şöyle der:

«Çok sene evvel Orta Avrupanın bir su şehrinin mütevazı bir otel odasında, sen hastalığın, ben de endişe ve sıkıntılarımla yaşıyoıduk. Bîr gün, hayatta artık yapacak bir şeyi kalmamış bir adam sıkıntısı ile otururken, sen, birdenbire; — Sen yaşamıyorsun, «végéter» ediyor - sun. Ruhunla, aklınla biraz yasa­ sın, meselâ felsefe okusan bu sıkın tiden kurtulursun, dedin... Önüme, açılan ufuk, çok geniş ve temizdi- Artık okumak ve okuduğumu dü­ şünmek, nice acı günleri bana tatlı kıldı.»

Eminim ki, bu tatlı duygu, onda uzun sürmemiştir. Yaradılış, her kuvvetin üstünde. O, rahat, huzurlu bir hayat için yaratılmamıştı. Ya­ pılanları ve yaptıklarını devamlı bir tenkid hontrolundan geçirerek ra­ hat etmek mümkün müdür? Oku­ yup pek istifade ettiğim «La Sci­ ence chez Les Turc Ottomans» kita­ bını türkçeye tercüme etmesini ken dişinden rica etmiştim. Nice tered- düdlerden sonra buna razı oldu, ni­ ce yeni araştırma ve çalışmalardan sonra kitabın türkçesi bastlabildi. Bu kadar dikkatli ve murakabeli bir zekâ, rahat o l'b ilir miydi? Fa­ kat son yazısında Leonardo da Vinci’den naklettiği gibi kaybola­ cak servetlerden daima uzak kaldı- Fazileti her zaman ölümsüz bildi. Mal, mülk için hiç bir vskit korku çekmedi. «Kültürün en doğru y o ­ lu» başlıklı bu yazı, onun kendin­ den sonrakilere yapabileceği en ma nalı bir vasiyettir. Muhterem adını ■ahmetle anarken ebedî hayatında Hakkın mağfiretine nail olmasını

’ ilerim.

Referanslar

Benzer Belgeler

-Tohum ıslah istasyonunun kurulması için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na aktarılan ve bakanlıkça daha sonra Türkiye Zirai Donatım Kurumu’na devredilen,

41 Bu çalışmada vefat eden hastaların NEWS2 ve LOW-HARM skorlarının iyileşen hastalara göre anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıştır.. NEWS2,

Kurul’un, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 8, Merkez Bankası borçlanma faiz oranını (faiz koridorunun alt bandı) yüzde 7,25 ve

Destekli İşlem Planlama (BDİP) ve Bilgisayar Destekli Montaj (BDM) verilerini kesin olarak sağlamamaktadır. Her ne kadar bu konuda önemli ilerlemeler kaydedilmiş olsa da

Bu programa gönüllü kayıt olan bilgisayar kullanıcıları – ki bu sayı şu anda 3 milyo- nu aşmış durumda- kendi bilgisayarlarının hesaplama yeteneklerini

Methodius University of Veliko Turnovo, Bulgaria, Branch KuzSTU in Belovo, University of Agribusiness and Rural development - Plovdiv, Bulgaria, Belovo, March

“Avrupa Ombudsmanı, AB Parlamentosunca herhangi bir üye ülkede oturan veya kayıtlı ofisi bulunan herhangi bir özel veya tüzel kişinin Avrupa Adalet Mahkemesi ve Avrupa İlk

Seri numaralı etiket arka çerçeveye yerleştirilir.Doğru teslimatı sağlamak için lütfen bize her yedek parça siparişiyle Seri numarasını verin. Renk kodu Ürün numarası