• Sonuç bulunamadı

Mareşal Çakmak...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mareşal Çakmak..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

-‘-rm

---r — ---j

'£ İM a re şa l :

'Ç akm ak •••

^

1İ 878 yılında Türk milleti Aıli * tehlikesine karşı savaşa hazır­ lanırken veya savaşırken Îstanhulda Topçu Miralayı Çakıııakoğlu Ali Be­ yin bir oğlu dünyaya geldi ve is­ mini Fevzi koydu.

Türklerdc eskiden oğullar hemen hemen daima bahalarının mesleğine- girerlerdi; hele askerlikte bu iıal bir gelenek olmuştu; nitekim Mal- koçoğlu, Mihaloğlu, Köprülü gilıj bir çok aileler tarihimize şaıı veren as­ kerler vermiştir: bunlar arasında as­ kerliğin muayyen şubelerinde şöh­ ret alaıı. aileler bile vardır.

Ali Bey de oğlunu asker yapmağa karar verdi; küçük Fevzi yedi ya­ şına kadar annesi Hesııa Ilımım ta­ rafından terbiye edildi ve ilk fazi­ let derslerini aldı; vsonra sırasiyle lîumelikavağı mahalle okulunu, So- ığukreşmc Askeri Orta Okulunu, Kuleli Lisesini, o zaman Istanbulda Palıgaltıda olaıı Harp Okulunu b i­ tirdi; on dokuz yaşında teğmen ola­ rak diploma aldı. Zeki, bilgili ve fa­ ziletli olduğundan kurmay sınıfına seçildi; üç seııc sonra yüzbaşı ı-ütbc- j siyle orduya katıldı.

I Yirminci asrın ilk seneleri Küme­ lide gerek Makedonyaınıı gerek Ar­ navutluğun ve Arnavutlukla Sırbis­ tan arasındaki ülkelerin pek kajjt, - ■tığı bir devirdir: genç kurmay yüz­

başı oralara gönderildi; yaşından imıit edilmiyen bir olgunluk göster­ di, dokuz senede albay oldu; orduda Kavaklı Fevzi Bey diye tanınıyordu,

t 1808 de İkinci Meşrutiyet ilim e - dildiği zaman Fevzi Bey Taşlıca mu­ tasarrıfı ve Nizamiye 35. tümcıı ko- mutaıııydı; bir müddet sonra Koso- jva Kolordu Kurmay Başkanlığün .yaptı; 1911 de İtalyanların harp ilân eğmeleri üzerine Adriyatik kıj ıljtff- n,a gsker çıkarmaları ihtimaline kar- Şf teşkil edilen Garp Kolordusu Kurmay Başkanlığına tayin olundu. Vazife gördüğü bölgeler halkı ile o kadar sıkı temaslarda bulunuyordu ki Avııavutçayı öğrendi.

-Miralay (albay) Fevzi Bey Balkan Savaşında Varlar ordusunda hizmet etti, sonra Anndoluya naklolundu; Ankaıada Beşinci Kolordu Komuta­ nı iken 1914 senesi Mart aynıda Mirliva yani Tümgeneral oldu,

Fevzi Faşa birinci dünya savaşın­ da Çanakkale müdafaasına katıldı; tahliyeden bir ay kadar evvel, 1915 senesi Aralık ayımla. Anafartalar gı-upu komutanlığını yaptı; 1916 Ey­ lülünde Kafkas cephesinde 2. Kaf­ kas kolordusuna, 1917 Temmuzun­ da ise aynı cephede 11. ordu ko­ mutanlığına tayin olundu; Suriycde 7. ordu komutanı iken Korgcııeral- iliğe yükseldi.

j Birinci dünya savaşı Osmanlı tm- I paratorluğunun felâketiyle netice­

lendi; İstunbulda türlü ihtiraslar, vatana hıyanet şeklinde beliren si­ yasi. entrikalar çarpışmağa başladı; Fevzi Paşa temiz ve mükemmel bir .nskergolarak kaldı., milleti#. k yj*l- ■ luşO-için fırsat kolladı.

L

I

F’evzi Paşa 1919 başlarında İstan- uF hükümetinin Genelkurmay Baş­ kanlığında, 1920 başlarında da Har. biye Nazırlığında bulundu; bu vazi­ felerde ikeıı Anadoluda başlıyaıı İs- . tlk|âl Savaşma subay, silâlı, cepha- !ne > ve levazım göndermek suretiyle mühim hizmetler etti. Padişahın millî mücadeleyi durdurmak için şiddetli davranmak üzere ikinci Agfa Damat Ferit Paşayı Sadrâzam w in etmesinden biraz evvel Harbiye h a ­ zırlığından çekikli; artık millet hiz­ metini ancak Anadoluda yapabilme­ ğine kanaat getirerek 8 Nisan 19201de Ankaray'a geçti.

Fevzi Paşa hararetli bir

ver, millî vekarını daima yüÖvk tutan bir askerdi; Aııkarada Millet Meclisi tarafından Savunma Bakanlığına ve Başbakanlığa t (İyin olundu; İkinci İnönü zaferinin zamlmasmdaki mühim rolü siyle 3 Nisan 1921 de Orgeneral besine terfi ettirildi. Sakarya zaferi üzerine, Mustafa Kemal Paşa gibi, Fevzi Paşaya da Türk ordusunun en yüksek rütbesi olan müşürlük yani Mareşallik rütbesi verildi. 1922 de Büyük Taarruzun hazırlanmasın­ da ve Dumlupınar meydan muhare­ besinin kazanılmasındaki hizmetleri Atatürk tarafından hararetle övül - muştur.

Mareşal Fevzi Çakmak Türk istik­ lâl savaşını idare cdeıı üç büytik baştan biridir; zaferden sonra Çey­ rek" asır müddetle Genelkurmay Başkanlığı yaptı; nihayet yaş haddi dolayısiylc emekliye ayrıldı; yhşlı ve yorgun olmasına rağmen 1945 d« flıyaıı demokratik hayatta mine­ s' faydalı olmağa çalıştı; 1916 se­ llerinde üç yerden milletvekili

idi; 1950 de vefat etti,

klâl savaşının üç büyük başı da Atatürk bir dâhi idi;; İs­ met ve Fevzi Paşalar o dehânın göl­ gesinde parladılar. Fakat Fevzi Pa­ şa bu üç baş arasında hususiyetleri olan bir adamdı; ordunun başında bulunduğu müddetçe asla siyasete karışmadı; mütevazı yaşadı; fazilet­ li« dindar bir insan örneği oldu; siyasi- hayatı uzun da sürseydl için­ de bulunduğu şartlar altında mu­ vaffak olması ihtimali yoktu, çünkü kaypak değildi, oyan bilmiyordu; zekâsı sadece yüksek bir dağ gibiy­ di; bazan çağlayan, bazan durmuş gibi akan bazan da kaybolup başka ¡yerden çıkan bir suya benzemiyor­

du, »besbelli ve apaçıktı.

Mareşal Fevzi Çakmak askeri ilini lerde olduğu kadar içtimai ilimletdo de derin bir vukuf sahibiydi} bir kaç yabancı dil bilirdi; bilhassa va­ tanseverlik, fazilet, tevazu, çalış­ kanlık itibariyle nadir bulunan s »e hakkında en ufak bir dedikodu bile yapılamıyan, son derece temiz ve İyi ahlâklı* bir şahsiyetti. Türk mil­ leti böyle şahsiyetlere çok kıymet verir, çünkü en çok bu gibilere muhtaçtır.

Allah rahmet eylesin! h, Radircan KAFL1

Referanslar

Benzer Belgeler

Mehmed A kif öldü; fakat istiklâl mar­ şı şairi, yarattığı ölmez İstiklâl marşı gibi ebedî bir hayata mazhar olarak yaşıya- caktır. Tüter üç beş baca

Part I, using the MZK-P01 or MZK-P02 strain to carry on liquid fermentation culture with five kinds of food materials such as mung bean、adlay、soybean、rice bran and germ brown

Bu­ nun için, ben, bu haftaki yazımda, yalnız Eşber tragediasınııı dünkü nes ün, benim neslimin üzerindeki tesir­ lerini ve birkaç hatırasını

U~akizade Lâtife Han~m Efendi Hazretleri ile rab~tay~~ izdiva- ciyelerine hitam vererek birbirlerinden ayr~lmaya karar verdiklerini ve 5 A~ustos 1341 tarihinde talâk vuku

Abdulhamid * in sıkı yönetimine karşı koyarak, İlci oğluyla birlikte,mücadelesini orada sürdürmek iğin,Avrupsya giden Dfimat Mahmut Celalettin Paşa,genç denecek bir

Ayakabıda (C i’oa- li) gül cami civarında bir hamam yaptırmış ve mahalle onun adını almıştır. Ayvansaray civarında konağı, bahçe

Hemşirelerin travmatik olaylar yaşandığında ilk yardım ve fiziksel bakım dışında zarar gören kişilerin sıkıntı ve acılarını tanıma, ruhsal bozukluklar

Manisa’da Çocuğu Olan 15-49 Yaş Kadınların Doğum Sonu Dönemde Yenidoğan Sağlığı İle İlgili Geleneksel Uygulamaları.. Aynur ÇETİNKAYA, Dilek ÖZMEN, Seval