/
EŞKIYA İKEN VEZİR YAPILAN
K A T I R C I O Ğ L U
Osmanlı tarihinde eşkıya iken vezir olanlar çoktur. “Zapti
yenin iyisi eşkıyadan olur” telâkkisi de bu eski zihniyetin
yakın tarihe kadar süren ifadesidir.
★
Yazan : R eşat Ekrem Koçu
Katırcıoğlu Mehmet Paşa, Onyedinci A-
311- ortalarında tarihimizin büyük şöhret lerinden biri olup hayatı baş döndürücü maceralarla geçmiştir.
Tarih alanına, katledilen babasının in-- tikammı almak için Hicrî 1057 (1647) yı-’ İmda Uluborlu’da Velibaba tekkesini ba san ve içinde bulunanları bıçaktan geçir dikten sonra Sükût dağına çıkarak devlete karşı isyan ve şakavet bayrağını açan K a ra Haydaroglu Mehmet Beyle beraber g ir miştir. Bu adam, henüz on sekiz, on do kuz yaşlarında, bıyıkları yeni terlemiş bir nevcivan iken koca bir imparatorluğa mey dan okumuştu.
O tarihte Katırcıoğlu Mehmet de yirmi bir, yirmi iki yaşlarında, kara yağız, tığ- gibi bir gençti. Anadolunun namlı efele- rindendi, ata binmede, atlı ciritte, kılıç ve bıçak kullanmada üstüne adam yoktu. Ha rikulade cesur ve cüretkâr, gözünü mız raktan sakınmaz ve fevkalâde zeki idi; Vakanüvis Nairrıa Efendinin tâbiri ile «K a ra Haydaroğlu’nun yarar pehlivanı» idi.
Kara Haydaroglu çetesi kısa bir zaman içinde bin kişi kadar oluverdi ve Orta A- nadoluyn kasıp kavurmıya başladı; kasa
balar haraca bağlanmıştı, amansız inti
kamlarından tiril tiril titriyen köylü, ya takları olmuştu. Akşehir, Ilgın, Seydişe hir, Beyşehir ve İsparta havalisinde kuş uçurtmuyorlardı; nihayet bu şehirlerin Si
yan ve eşrafı Istanbula gizlice feryatçılar
gönderdi; 1648 de, gayet zengin Bosna ha cılarıma kervanını vurmaları üzerine de Anadolu Beylerbeyi «Küçük Çavuş» lâka- biyle meşhur olan Ahmet Paşa, Kara Hay- daroğlu çetesinin tenkiline memur edildi.
Anadolu beylerbeyliğinin merkezi Kü -
tahya idi; eyaleti askerî ile eşkıya üzerine yürüyen Ahmet Paşa, Afyonkarahısar ci
varında Kara Haydaroglu çetesiyle karşı laştı. Berikiler kısa bir müsademeden son ra paşayı pusuya düşürmek için bozgun yü zü gösterip kaçtılar. Gene vakanüvisin tâ
biriyle «müptedi nevzuhurlardan» olan A h met Paşa, tecrübesiz, toy adamdı. Bu kolay kazanılmış muvaffakiyetle de gururuna ka pıldı, ordusu ile Sandıklı ovasına indi ve bir gece orada gafil yatarken Kara Hay- daroğlu çetesinin müthiş bir baskınına uğ radı. Paşalıdan el kaldıranlar derhal kat ledildi, kaçabilen kaçtı, bir kısmı da eşkı ya tarafına geçti, .Ahmet Paşa da esir e- dildi ve Kara Haydaroglu Mehmed’in önü ne çıkarıldı.
Delikanlı, paşanın perişan haline acıdı; — Paşa, bayır aşmazlara güvenerek kel lesini koltuğuna almış bir adamın üzerine yürümek nadanlığını gösterdiğin için hali ne acıyorum, seni azadettim, yürü var, bir daha kullanamadığın askerle galip gele- miyeceğin düşman önüne çıkma!
Dedi. Paşayı soydular, bir entari ve bir takke ile ata bindirip salıverdiler. O sıra da Katırcıoğlu Mehmet, paşalıdan kaçan ların takibine gitmişti, döndüğünde paşa nın salıverildiğini öğrenince ateş kesildi ve Kara Haydaroğlu’na:
— Bre oğlan! Ben ve sen onun eline gi- reydik, şimdi başımız şu meydanda yuvar- lanırdı, öyle adamı insan sağ koyuverir mi! ?
Diye bağırdı ye hemen hayvan sırtına atlayıp yüzgeri döndü. «Biçare Ahmet Pa şanın bindiği hayvan kendi levendi gi bi köprü geçmez ve arık atlamaz maku- lesi, ileri adım atmıya dermanı yok lâşe olduğundan henüz bir bayır aşmış idi ki» Katırcıoğlu yıldırım gibi yetişti ve:
— în aşağı bre hain!
Diyip paşayı attan yıktı ve katletti. Bu vaka etrafa öyle velvele saldı ki Kara Haydaroglu ile Katırcıoğlunun etra fında sekiz dokuz bin kişilik bir kuvvet toplandı. Afyonkarahisar’ı bastılar, bütün çarşıları ve teker teker bütün evleri so yarak eşyayı muazzam bir kervan halinde dağa kaldırdılar. Arkasından İsparta bah çelerine konarak pervasızca îyş ve işret 1172
sofraları kurup İsparta ayan ve eşrafından haraç istediler; fakat İsparta mütesellimi Abaza Haşan Ağa, bir taraftan eşkıyayı vaatlerle oyaladı, diğer taraftan şehir hal kının yarar dilâverleri ve kendi adamla- riyle bir gece sabaha karşı eşkıyayı uyku
üstünde bastı, müthiş bir müsademeden
sonra, ayağından mızrakla yaralanan Kara-
Haydaroğlu Mehmet atından düşmüşken
adamları tarafından tekrar altına bir at çekilerek kaçmıya muvaffak oldu ise de, yarası ağırdı, bir köyde kalmıya mecbur oldu; on beş kadar adamiyle Abaza Ha şan A ğ a tarafından yakalandı ve îstanbu- la gönderilerek idam olundu,
Katırcıoğlu’na gelince, İsparta bozgu - nundan sonra, bir se
ne kadar şakavete de
vam etti. Nihayet
dağlarda avare dolaş
maktan bizar olup
Çay kasabasında â- yandan Isa Ağanın
çiftliğine kondu ve
kendisine: «Y a Istaıı- bula gitsin beni af - fettirsin, yahut hanu- mamnı yakar, evlâdı nı keser, diyarı Ace me kaçanın» diye ha ber yolladı. O tarih lerde Anadolu ayanı nın en muteberlerin den olan Isa Ağa, bu tehdit üzerine Istan- bula gitti, Sadrazam Kara Murat Paşaya:
— Sultanım, mez- bur bir yarar bahadır habistir, üzerine zafer bulmak malûm değil. Çoğu cezasını buldu,
zamanı devletinizde
birisi de affolunup a- ğır ve güç hizmetler de kullanılsın! Gene yola gelmezse o za man hakkından geli nir! t)edi.
Devlet erkânından şeyhülislâm, kazas ker, yeniçeri ağası, müneccimbaşı ve sair İstanbul âyanı Katıreıoğlu’na mektuplar yazıp hayatına dokunulmıyacağına kefil ol duklarını bildirdiler. Bu mektuplarla Çay'a dönen Isa A ğa da Katırçıoğlu’na ayrıca emniyet verdi. O da «Bismillâh» diyip atı na bindi ve en sadık on sekiz adamım ala rak İstanbul yolunu tuttu. Pendik’te, sad razam ağalarından Çatrapatraoğlu Topatan Ali A ğa tarafından istikbal edildi, sadra zam huzuruna çıkıp etek öptü ve sırtına bir kürk giydirilerek kendisine İstanbul’ da bir konak verildi. Sonra sadrazam ta
rafından o, zaman henüz sekiz yaşında bu lunan Dördüncü Sultan Mehmed’in huzu runa çıkarıldı ve Kara Murat Paşa tarafın dan çocuk padişaha:
— işte Katırcıoğlu dedikleri hınzır bu- dur hünkârım, af ricasiyle dergâhınıza yüz sürmiye geldi!
Diye takdim etti. Yer öpen Katırcıoğ- lu’na Beyşehir sancakbeyliği, maiyetindeki on sekiz kişiye sipahilik verildi. Adamla rından Akyakalıoğlu Bekir’i Beyşehir’e mü tesellim gönderip kendisi bir müddet İstan bul’da oturdu, sadrazamın ve sair vüzera ve İstanbul âyanınm ciritçi ağalariyle cirit oyunları gösterdi, «at sürüp cirit ve mız rak kullanmasına herkes hayran olurdu,
vezir ve cümle âyan seyrederlerdi, her ki me hamle etse elbet te cirit urup, değm* şahıs kendisine cirit
aramazdı»; lâübali
halleri ve şakacı ta- vırlariyle /de az za - manda herkesin mu
habbetini kazandı.
Başta vezir ve şey - lıüüslâm efendi gel mek üzere sık sık sa ray ve konaklara zi yafete çağrılırdı; pa dişah huzuruna çıkı şını kendisi şöyle an latır: « — Saadetlû hünkâ rımın karaca karaca gözlerini gördüğüm gibi ödüm patlıyayaz- dı, paşa; düş! dedi, yüzüm üstüne düş tüm. Emme düş de mese hemen düşmiye durup yıkılırdım. A l lah hünkârımın yaşı nı uzun etsiin! diyip yer öptüm!»
Derdi. Katırcıoğlu
Mehmet, bir müddet sonra sancağı askerî ile Girit adasına cen ge gönderildi. Uzun yıllardanberi devam edegelen Girit çenginde fevkalâde yarar lıklar gösterdi, vezir rütbesi aldı; «K atır- cıoğlu» adı Venediklileri yıldıran isimler den biri oldu. Yıllarca sonra, sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa serdarlık- la Girid’e geçtiğinde bu büyük devlet ada mının da tam itimadını ve muhabbetini kazandı. Bir gün sadrazamla beraber at üstünde Girit dağlarının sarp boğazların dan geçiyorlardı, sadrazam, Mehmet Paşa nın, eski eşkıyalığını hatırlıyarak:
— Paşa!. Ne güzel bekliyecek dağlar!.. (Arkası 1192 nci sayfada)
K a tırc ıo ğ lu old u ğu tahm in ed ilen bu resim eski b ir gra v ü rd e n ç iz ilm iş tir
Diye takılınca, Katırcıoğlu giildü: — Sultanım, iyi dağlardır amma kervanı işlemez!.
Dedi. Katırcıoğlu Mehmet Paşa, 1669
senesinde, Kandiye muhasarasının en kan lı muharebelerinden birinde şehidoldu. Şa hadeti sırasında Anadolu beylerbeyi bulu nuyordu. İmparatorluk tarihinin son devri şöhretlerinden Gazi Ahmet Muhtar Paşa ile Mahmut Muhtar Paşa onun torunların- dandır. Vaktiyle bu ailenin mülkü olan îs- tanbuldaki Katırcıoğlu hanının ismi de bu radan gelir.